Reha Beyin kavlince alafranga, çılgın bir züppe, alaturka ise nazlı bir gelinmiş!
Halbuki öte taraftan Nazlı ile Çakır Emine yavaş yavaş alafranga havaları daha çok sevmeğe başlıyorlar.
Annem, son günlerde, benim bu hallerimden daha fazla üzülmeye, bu yüzden arasıra hastalanmaya bile başladı.
Ay, aman, vallahi bu karışık ve içinden çıkılmaz hayattan ben de yavaş yavaş usanmaya başladım.
Bizim eve, temelli olarak Nazlı mı gelecek, Emine mi? Kim gelecekse gelse de ben de bu karışık ve yorucu hayattan kurtulup biraz başımı dinlesem!...
Zannedersem bu yaz da, geçen yaz gibi ve geçen yazdan daha yorucu olarak böyle hayhuyla geçecek... Adına eğlenti denilen ve gerçekte, gürültüden, yorgunluktan, israftan başka bir şey olmayan manasızlıklar, gün sektirmeden boyuna sürüp gidiyor. Bizim dargın arkadaş acaba şimdi ne âlemde? Buradan Sanyer'e taşındıklarından beri hiç yüzünü görmedim. Aksaraylı Nazım'ı arasıra eğlenti yerlerinde görüyorsam da henüz o da bana dargın olduğu için kendisiyle görüşemiyorum. Etem, Nâzım için,
— O -dedi-, benzer çok bilmiş bir insan oğluna! O adamı sarar da helvaya verir. İlle velâkin ben daha çok bilirim ondan... Lâzım gelirse ben onu çeşmeye suya götürürüm de susuz getiririm!
Alay için ben de kendisine sordum:
— Senin bilmediğin yalnız neydi Etem?
