değil! Buna derler adla sanla Göbekatan Etem baba!
Beriki kocakarı, iki elini göğsüne koyarak,
«Ah canım Etem baba Sakalcığı keten baba!»
(Ayağa kalkıp yalandan göbek çalkalayarak):
«Eğer ki işim olursa, Sana göbek atam baba!»
Ben, kahkahayı salıverdim. Fakat kocakarı fena kızdı, beni azarladı:
— Gülme, çarpılırsın; gülme, çarpılırsın! O büyük adamdır o!...
— Anladık ama, baksana sen göbek atıyorsun!
— Ben işin yolunu, erkânını, âdetini yapıyorum! Bizde âdet öyledir. Bir işimizin olması için gideriz. Etem babacığımızın türabına kapanır, sonra da deriz ona:
«Etem baba, Etem baba, Sakalcığı keten baba, Eğer ki işim olursa, Sana göbek atam baba!
— Sonra?
— Sonra da artık işimiz olunca gideriz onun türbesine, cuma avşamları üçer göbek atarız; adağımızı yerine getiririz.
— Demek ki sizin adaklar bir göbekle olup bitiyor?
— E, bizim Etem babamız, tıpkı bizim gibi