Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/205

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

içinde beni en çok kendisiyle alâkadar eden, eskiden de biraz tanımış olduğum Sulukuleli Çakır Emine oldu. Cildi esmer olduğu halde gözleri yarım çakır olan bu uzunca boylu, balık etli, kıvrak ve çok şakacı kız, cümbüş arasında kendisine sıra gelip de göbek atarak Reha Bey ile benim önüme geldiği zaman, bana öyle gülümsüyor, benim karşımda öyle edalı kırıtıyor: öyle cilveli omuz titretiyor; öyle çalımlı ayak atıyordu ki, bu halleri gören Reha Bey bile ikide bir kulağıma eğilip,

— Çakır Emine galiba, senden çok hoşlandı! -diyordu.

Bir aralık Emine yine önümüze gelip de alnına para yapıştıralım diye başını arkaya eğip ensesini dizkapağıma dayadığı zaman baktım, bana bembeyaz, nar taneleri gibi dişlerini göstererek hafifçe pembe dilinin ucunu çıkarmasın mı?

Emine'nin, düğünde keriz ederken söylediği şarkıların, kantoların o pek tatlı pek cana yakın nağmeleri hâlâ kulaklarımda çınlıyor; hele onun sanki kendisi için çıkarılmış gibi pek severek, bayılarak, gerdan kırarak söylediği:

«Ah, benim esmer Çakırım, tombuldur tombul Yangın var, yanıyorum gözleri mahmur!»

kantosu ile,

«İlkbahar olunca leylüm, şen olur lâmeler!»

köçekçesi, hâlâ, Nazlı'nın mahut ninnisinden daha dokunaklı geliyor!

Korkuyorum ki, böylelikle ben, yavaş yavaş alafrangayı filan unutup tamamıyle alaturkaya, hem

207