Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/187

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

adamın canına canlar katan Kâğıthane'de belki biraz da Nedimvari bir hayat yaşayacağız...

Lâkin dün akşam, ikindiden sonra Küçük Mustafapaşa ile Sultanselim arasındaki dik yokuşun üst başında rasgeldiğim üç erkek çerge çingenesi, önce beni neye öyle yan yan süzmüşler? Sonra yanlarından uzaklaşırken arkam sıra niçin dik dik bakmışlardı? Bunların birinin yedeğinde koskocaman bir ayı ve bir tef; birinin saz kolunun bileğinde oturan küçük bir maymun, birinin de elinde bir klarnet vardı. Hele o yedeğinde ayı ve başında fes yerine yalnız fiyakalı bir alaca mendil sarılı olan kısarak boylu, zayıf ve sırım gibi çingenenin önce beni yan yan süzerken yanındakilere bakıp tuhaf tuhaf ve manalı bir gülüşü vardı ki, olur şey değil... Bunlar, muhakkak beni geçen yaz, Vidos, Bakırköy taraflarından tanıyorlardı. Hele o başı mendilli herifin profili uzaktan bizim Gâvur Etem'e o kadar benziyordu ki... Belki köpoğlu, Etem'in yakın akrabalarından biri, belki de kardeşi filandır. Bu işi, gece, mahalle kahvesinde Reha Beye açtığım zaman,

— Aldırma -dedi-, onlara höt dersen, hemen elli adım öteye fırlarlar. Hem, istersen onlara da bir haber gönderelim, bu cuma, ayılarını, maymunlarını, iskemle kuklalarını, fal heybelerini alıp onlar da Kâğıthane'ye gelsin, bizim yanımızda bir iki fasıl yapsınlar!

— Fena olmaz... -dedim-. Bakalım, hele cuma gelsin Kâğıthane'de neler göreceğiz?


Kaç gün var, artık ne tirşe gözlü Gülizar'dan, ne

189