Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/178

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

saz, bir kol çengi arasında zavallı annem şaşkınlığından dört döndü, durdu, Sabahleyin evin içini bir görseydiniz, kendinizi selâtin meyhanelerden birinin tezgâhı ardında sanırdınız. İstanbul'un en namlı çengisi Benli Küheylân çok yaman, çok dilbaz, çok dessas, çok politikacı bir karı...

Bu gibi âlemlerin bizim evde sık sık tekrarlanması işin annemin yüzüne öyle gülüyor, ona öyle tatlı diller savuruyorum ki... Fakat, annem de kaçın kur'ası? Hiç böyle şeylere yanaşmak istemiyor, boyuna bana çatıyor. Zavallı hatuncağız, bu Nevruz gecesinin ertesi günü bana demesin mi ki:

— Haydi artık, bahar geldi, biz yine pılıyı pırtıyı buradan toplayıp eski yerimize, Topçular'a gidelim! Böylelikle hem ben, Cibali denilen bu kapanık, rütubetli yerde yatalak olup kalmaktan kurtulurum; hem de sen, yakında Topçular'da harmancı çingenelerine kavuşur; onlarla daha iyi gönlünü eğlendirirsin... Onlar yine hiç olmazsa böyle cümbür cemaat eve dolmazlar; sabahlara kadar curcuna ile âlemi rahatsız etmezlerdi. Onlardan, nihayet gelse gelse sana arasıra o Gâvur Etem midir nedir o gelir, belki de yılda bir defa Nazlı uğrar. Burada ise, işte görüyorsun, sürüsüne bereket... Misafir, çalgıcısı, çengisi falan filan iki, üç düzine birden geliyor, sabahlara kadar kameti kaldırıyorlar. Hem buna ne can dayanır, ne para...

Anneciğimin bu sözleri çok doğru ama, bu yeni daldığım âlem bakalım benim öyle kolay kolay yakamı bırakacak mı?

Adam sen de, daha gencim, dincim, elim ayağım

tutuyor: sonra bileğimde keman gibi altın bilezik var.

180