Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/170

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

bu palavralara fena canım sıkıldı; birden bağırdım:

— Etem, tu mudara dut, haçanadut! (Etem, seni fena tepelerim).

Benim bu tepeden inme sözüm üzerine baktım, Etem'in rengi attı, hemen ustaca yelkenleri suya indirmeğe başladı:

— Te onu yapamazsın işte... Çunanki (çünkü) sen benim elinimetlimsin (velinimetimsin) | Senden görmüşüm buncas iyilik, buncas cömertlik... Ona sebep, sen tepelemek istesen bilem beni, ben tepeletmem kendimi... Derim sana, yakışır mı a benim elinimetlim, bana zatınız el kaldırasınız?... Ben sizin yanınızda hâşa minelhuzurdan fermede gezer bir zağar; siz ise benim yanımda sağılacak bir davar... Şey, affedersiniz, şaşırdım, kaydı dilim dingilinden yan tarafa...

— Sen, o dilini tutacak mısın, yoksa tutturayım mı?

— Ben dilimi tutarım, ille velâkin bana bakarsanız gene eski göz ilen...

— Eski göz hangisi?

— Hangisi var mı ya? Eskiden siz bakardınız bana bir ahbap gözü ilen, şinci ise bakarsınız bana yan gözle!... Ne kusur ettim size karşı ki bulaştınız benden kaçmaya?

— Ben mecbur muyum seni daima gölgem gibi peşim sıra gezdirmeğe, yediği naneye bak hele şunun?

— Mademki üyledir, te ben de kaçarım şinci senin yanından temelli... Bir daha da bakmam hiç yüzüne! Şimdiden sonra ne selâm, ne sabah... Haydi kalasın kuru başınla artık yapayalnız... Sen zati insan darıltmakta, gönül kırmakta çok ustasın... Yaz zamanı,

172