Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/156

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

lerin kalbi dedikleri bir biçimden gelen, fakat dudaklarından dışarıya çıkamayan iniltiye benzer bir sesle onlara iştirak ediyor ve yine ikide bir yuvarladığı rakılara, ahları ofları meze yapıyordu.

Dün akşam, Reha Bey bana, oturduğumuz birahanede muharrir Ahmet Rasim Beyi de tanıttı, köşede bir iki arkadaşı ile ağır ağır, vakur, fakat pek babacan bir tavırla demlenmekte olan, burnundan takma gözlüklü, kırçıl saçlı, kırçıl ve posbıyıklı, tıknaz ve çok sevimli bir adamı göstererek,

— İşte -dedi-, bu, muharrir Ahmet Rasim Beydir. Kendisi ile henüz muarefemiz yok... Yok ama, dikkat ediyorum, ikide bir yan gözle bizim masayı süzüyor, İster misin yarınki «Şehir mektupları»nda bizim masa da aynen çıksın!

Reha Bey, yine dün gece bana orada Neyzen Tevfik'i tanıttı, Aman yarabbim, o ne garip adam o!... Tam manasıyle kalender, derbederin biri... Yalnız o kadar mı ya? Ağzı, insanla konuşurken gözleri başka âlemlerde, başka şeylerde meşgul gibi...

Bakıyorsunuz, bazen ağzından lakırdı dirhemle değil de miskalle çıkıyor, bazen de bir şeye kızıp yumruğunu masaya vurarak,

— Bana lüzumu yok gülün de, gülşenin de... hepsinin yuf ervahına! —diye barbar bağırıyor.

Göçebe çingeneler zavallı Nazlı için mangaptut, yani sevdalı, âşık, vurgun, dalgın, hırçın, yanık, küskün, içli diyorlardı; gelsinler de asıl mangaptut nasıl olurmuş, Neyzen Tevfik'te görsünler!

Lâkin bu adam, sanatında bir harika... Eğer

158