Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/15

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

— Var te kucağındaki çocucağı... Bir de ben varım, kaynanası...

— Demek o senin gelinin!...

— Ha ha!...

Etraftaki çocuklar gene arsızlanmaya başladılar...

— Ha veresin ağabeyciğim, beş paracık bana!...

— Ha buyurasın bana bir metelikçik, odel sana bereket versin!...

—Te bu şoparın babası yeni ölmüştür, kalmıştır şinci yetim, veresin buncağıza bir kaç paracık!

Çocukların bu arsızlıkları üzerine esmer, narin, tirşe gözlü kız onlara bağırdı:

— Susun da, susun... Haydi cakana serha! (Haydi çadırlara gidiniz!) Haydi cakana miday! (Haydi annelerinizin yanına gidiniz!...)

Çocuklar susup bir iki adım öteye çekildiler.

Suratsız kocakarı, esmer, narin, tirşe gözlü kıza uzunca ve çingenece bir şeyler söyleyerek bizim arkadaşı sıkı bir göz bakımına aldı... Kocakarının durumundan, bakımından öyle anlaşılıyordu ki, o bizim arkadaşı oraya dilber çingene kızları ile gönlünü eğlendirmeğe gelmiş paralıca bir delikanlı sanıyordu. O ise ki, bizim arkadaş daha çok kır, köy, orman, sahra hayatını seven, sonra da musikiye pek bayılan san'atkâr yaradılışlı bir gençti. Bir gece önce bu çok güzel pastoral yerde dinlediğimiz çingene ninnisini şimdi aynı kadına bir daha söyletmek ve kendi ağız armoniği ile ona ortaklık etmek için can atıyordu

Tekrar armoniğini hazırlayarak suratsız kocakarıya işmar etti:

— Şu sizin ninniyi hep bir ağızdan bir daha söyleyelim haydi!

 
17