Kitâb-ı Dedem Korkut Alâ Lisan-ı Tâife-i Oğuzân/Salur kazan tutsak olup oglı uruz çıkardugı boyı beyân eder

Vikikaynak, özgür kütüphane

salur kazan tutsak olup oglı uruz çıkardugı boyı beyân eder'

meger hânum tırabuzan teküri beglerbegi olan hân kazana bir şahîn göndermişidi bir gece yeyüp otururiken şahînci başına eydür

mere sabah şahinleri al halvetçe ava binelüm dedi erken bindiler av yerine vardılar gördiler bir sürri kaz oturur kazan şahini saldı alımadı şahîn pervâza agdı gözlediler şahîn tomanın kal'esine endi kazan gayet saht oldı şahinüñ ardına düşdi dere depe şadı kâfir eline geldi gederiken kazanuñ karañulu gözini uyhu aldı begler eyitdiler

hânum dönelüm kazan eydür

biraz dahı ilerü varalum dedi bakdı bir kal'e ördi eydür

begler gelüñ yatalum dedi kazanı küçücek ölüm tutdı uyudı meger hânum oguz begleri yedi gün uyurıdı anuñ içün küçücek ölüm derleridi meger ol gün tomanın kal'esinüñ teküri ava binmişidi câsûs geldi eydür

bir bölük atlu geldi içinde begleri yatupdı uyudı tekür âdam saldı kim idügin bilüñ dedi gelenler bildi kimi bunlar oguz erenlerindendür gelüp teküre hâber verdiler tekür dahı hemân çerisini derdi bunlaruñ üzerine geldi kazanuñ begleri bakdılar gördiler kim yagı gelür eyitdiler

kazanı bıraguz gederisevüz evinde bizi kıvarlar yegregi budur ki bunda kırılavuz dediler kâfiri karşuladılar ceng etdiler kazanuñ üzerine yigirmi beş begini şehîd etdiler kazanuñ üzerine düşdiler uyudugı yerde tutdılar elin ayagın berk bagladılar bir arabaya yükletdiler arabaya muhkem urganıla sardılar arabayı çekdiler yörüyi verdiler gederiken 'araba kıcırdısından kazan oynatdı gerindi bu elindeki urganları hep kırdı arabanuñ üzeriñe oturdı elin eline çaldı kas kas güldi kâfirler eydür

ke gülersin kazan eydür

mere kâfirler bu arabayı peşigüm sandum sizi yamrı yumrı tadım dâyem sandum dedi hele kazanı getürdiler tomanın kal'esinde bur kuyuya bırakdılar kuyunuñ agzına bir degirmen taşı kodılar yemegini suyunı degirmen taşı delüginden verürleridi bir gün tekürüñ avratı eydür

varayın kazanı göreyin ne hâllu kişidür bunca âdamlara darb ururımış dedi hâtun gelüp zindâncıya kapuyı açdurdı çagırdı eydür

kazan han nedür haluñ dirligüñ yer altındamı hoşdur yohsa yeryüzindemi hoşdur hem şimdi ne yersin ne içersin ve neye binersin dedi kazan eydür

ölülerüñe aş verdigüñ vakt ellerinden aluram hem ölülevüñüzüñ yorgasına binerem kâhillerin yederem dedi tekür avradı eydür

dînüñ içün kazan beg yedi yaşında bir kızcagazum ölmişdür kerem eyle aña binme dedi kazan eydür

ölülerüñüzde atdan yorga yokdur hep aña binerem dedi avrat eydür

vây senüñ elüñden ne yeryüzinde dirimüz ve ne yer altında ölümüz kurtılurımış dedi geldi teküre eydür

kerem eyle ol tatarı kuyudan çıkar kızcugazuñ belini üzer yer altında kızcugazuma binerimiş kalan ölülerimizi cem ederimiş hem ölülerümüz içün verdügümüz aşı ellerinden çeküp alup yerimiş anuñ elinden ne ölümüz ne dirimüz kurtılurımış dînüñ 'ışkına ol eri kuyudan çıkar dedi tekür beglerini cem eyledi eydür

gelüñ kazanı kuyudan çıkaruñ bizi ögsüz oguzı sındursın andan soñra şart eylesün bizüm elümüze yagılıga gelmeye dedi vardılar kazanı kuyudan çıkarup getürdiler eyitdiler

and iç kim bizüm elümüze yagılıga gelmeyesin hem bizi ög oguzı sundurgıl seni koyu verelüm var get dediler kazan eydür

vallâhi billâhi togrı yolı görür iken egri yoldan gelmeyeyim dedi eyitdiler

vallâhi kazan eyü and incdi dediler emdi kazan beg di bizi ög dediler kazan eydür

men yeryüzinde âdam ögmezin bir âdam getürüñ bineyim sizi ögeyim dedi vardılar dirâr kâfir getürdiler bir eyer bir uyan dedi getürdiler kâfirüñ arhasına eyer saldı agzına uyan urdı kolañını cekdi sıçradı arkasına bindi ökçesin ökçesine kakdı kapurgasın karnına kavşurdı uyanın çekdi agzın ayırdı kâfiri öldürdi çökdi üzerine oturdı eydür

mere kâfirlir kopuzum getürüñ sizi ögeyin dedi vardılar kopuzı getürdiler eline alup burada soylamşı görelüm hânum ne soylamış eydür

biñ biñ erden yagı gördümise
oyunum dedüm
yigirmi biñ er yagı gördümise
yelemedüm
otuz biñ er yagı gördümise
ota saydum
kırk biñ er yagı gördümise
kıya bakdum
elli biñ er gördümise
el vermedüm
altmış biñ er gördümise
atışmadum
toksan biñ yagı gördümise
tonatmadum
yüz biñ er gördümise
yüz dönmedüm
yüzi dönmez kılıcum ele aldum
muhammedüñ dîni 'ışkına kılıç urdum
ag meydânda yumrı başı topça kesdüm
anda dahı erem begem deyü öginmedüm
ögünen erenleri hoş görmedüm
elüñe girmiş iker kere kâfir öldür meni
kara kılıcuñ sal boynuma kes başum kılıcuñdan saparum yok
gendü aslum gendü köküm sımagum yok

dedi bir soy dahı soylamış eydür

yüksek yüksek kara tagdan taş yuvalansa
kaba ökçem uylugum karşu tutan kazan eridüm

fir'avn şişler yükleyüp yerden çıksa
kaba ökçemile perçîn kılan kazan eridüm
kaba kaba begler oglı gavga kılsa
kamçı salup tiñdüren kazan eridüm
yüce tagları tuman tursa
kara pusarık deli kopsa
kara koçumuñ kulagı görinmez olsa
kayrı eren kulaguzsız yol yañılsa
kulaguzsız yol başaran kazan eridüm
yedi başlı ejderhâya yetüp vardum
heybetinden sol gözüm yaşardı
hey gözüm nâmerd gözüm muhannat gözüm
bir yılandan ne var ki korhduñ dedüm
anda dahı erem begem deyü öginmedüm
ögünen erleri hoş görmedüm
elüñe girmişiken mere kâfir öldür meni yitür meni
sal kılıcuñ kes başum kılıcuñdan saparum yok
gendü aslum gendü köküm sımagum yok
oguz erenleri tururiken seni ögmegüm yok

dedi kazan burada bir dahı soylamış

arkıç ırda yaykanur

ummân deñizinde
sarp yerlerde yapılmış kâfir şehri
saga sola çırpındı urur yüzgeçleri
su dibinde döner bahrîleri
tañrı menem deyü çagrışur 'âşîleri
onıñ koyup tersin okur kızı gelini
altun aşuk oynar sancıdanuñ begleri
altı katla oguz vardı alımadı ol kal'eyi
altı baş erile men kazan vardum
altı güne komadum anı aldum
kelîsâsın yıkup yerine mescid yapdum bañ bañlatdum
kızını gelinini ag gögsümde oynatdum
beglerin kul etdüm
anda daı erem begem deyü öginmedüm
ögünen erenleri hoş görmedüm
elüñe girmişiken mere kâfir ölür meni yitür meni
kılıcuñdan saparum yok
gendü aslum gendü köküm sıgum yok

dedi kazan gene soylamış eydür

arkıç kızda dönderdügüm mere kâfir senüñ babañ
şakkına imrendügim senüñ kızuñ gelinüñ
agcakala sürmelüde

at oynatdum
atıla kârûn eline çapkun tdüm
ak hisâr kal'esinüñ burcın yıkdum
ag akça getürdiler pûldur dedüm
kızıl altun getürdiler bakırdır dedüm
ala gözlü kızın gelinin getürdiler aldanmadum
kelîsâsını yıkdum mescid yapdum
altunı gümişi yagmalatdum
anda dahı erem begem deyü öginmedüm
ögünenleri hoş görmedüm
elüñe girmişiken mere kâfir öldür meni yitür meni
gendü aslum köküm sımagum yok
seni ögmegüm yok

dedi kazan beg burada bir dahı soylamış eydür

ak kayanuñ kaplanınuñ erkeginde bir köküm var
ortaç kırda sizüñ geyiklerüñüz tozgurmaya
ak sazuñ aslanında bir köküm var kaz
alaca yurduñı turgurmaya
azu ay kurd etügi erkeginde bir köküm var
agca yañal tümen koyunuñ gezdürmeye
ag sunkur kuşı erkeginde bir köküm var
ala ördek kara kazuñ uçurmaya
kalın oguz

elinde bir oglum var uruz adlu
bir kartaşum var kara göne adlu
yeñiden toganuñı dirgürmeyeler
elüñe girmişiken mere kâfir öldür meni yitür meni
kılıcuñdan saparum yoh
gendü aslum sımagum yoh

dedi bir dahı soylamış eydür

it gibi kev kev eden çerkez hırslı
küçücek toñuz şölenli
bir torba saman döşekli
yarım kerpiç yasduklı
yonma agaç tañrılı
köpegüm kâfir
oguzı görüriken seni ögmegüm yok
andan öldürüriseñ mere kâfir öldür meni
öldürmeziseñ kâdir korısa öldüreyim kâfir seni

dedi kâfirler eydür

bu bizi ögmedi gelüñ bunı öldürelüm dediler kâfir begleri derildiler geldiler yene eyitdiler

nunuñ oglı var kardaşı var bunı öldürmek olmaz dediler getürdiler toñuz tamına habsa saldılar at ayagı külüg ozan dili çüvek olur kazanuñ ölüsini dirisini kimse bilmedi meger hânum kazanuñ bir oglancugı varıdı böyüdi yigitçük oldı bir gün ata binüp dîvâna gelüriken bir kişi eydür

meger sen hân kazanuñ oglı degülsin dedi uruz kakıdı eydür

meger sen hân kazanuñ oglı degülsin dedi uruz kakıdı eydür

mere kavat menüm babam bayındır hân degülmidür eyitdi

yok ol ananuñ babasıdur senüñ dedeñdür urzu

mere yâ benüm babam ölümidür dirimidür dedi eyitdi

diridür tomanın kal'esinde tutsakdur dedi böyle degeç oglan agladı melûl oldı atını kayıtdı gerü döndi atasına geldi burada atasına soylamış görelüm hânum ne soylamış eydür

mere ata men hân oglı degülmişem
hân kazan oglı imişem
mere kavat kızı munı maña neçün demezidüñ
ana hakkı tañrı hakkı degülmişse
kara pûlâd üz kılıcum tartayıdum
gâfillüce görklü başuñ keseyidüm
alca kanuñ

yeryüzine dökeyidüm

dedi anası agladı eydür

ogul babañ sagdur amma söyleme korhudımum kâfire varasın gend'özüñi urasın helâk olasın anuñiçün saña demezidüm cânum ogul ddei amma emmüñe adam sal gelsün görelüm ne der dedi adam saldı emmisini ohıdı geldi uruz eydür

men babam tutsak oldugı kal'eye gederem ittifâkıla tanuşuk kıldılar cemi beglere haber oldı uruz babasına geder yaragıla gelüñ dediler leşker derildi geldi alp uruz çadırların açdurdı cebehânesin yükletdi kara göne çeri başı oldı borı agırdup göçdiler yola girdiler yol üzerinde kâfirüñ ayasofyası öarıdı keşîşler bekleridi gayet sarp kelîsâyıdı atdan enüp tâcir tonın geydiler bâzirgân suretinde katır deve çekdiler geldiler kâfirler gördiler gelenler tâcire beñzemez kaçdılar kal'eye girdiler kapuların yapdılar burca çıkup kimlersiz ddeiler bunlar eyitdi

bâzirgânlaruz dediler kâfirler yalan söylersiz deyü taşa tutdılar uruz atdan endi eydür

hay atamuñ altun kadehinden şarâb içen meni seven atdan ensün bunuñ kapusına birer gürz uralum dedi on altı yigit sıçrayup atdan endiler kalkan yapındılar gürzlerin omuzlarına urdılar kapuya geldiler birer gürz urup kapuyı uvatdılar içerü girdiler buldukları kâfiri kırdılar dil çıkartmadılar malını yagmaladılar çeri üzerine geldiler kondılar meger bir sıgırtmaçları varıdı gördi kim kal'eyi aldılar kaçdı teküre vardı ayasofya alındugın haber verdi ne oturursız üzerüñüze yagı geldi başuñuz yaragın görüñ dedi tekür beglerin cem eyledi bunlarıla ne müdârâ kılalum dedi begler eyitdiler bunuñ müdârâsı oldur kim kazanı çıkaravuz anlara berâber edevüz bu sözi maslahat gördiler vardılar kazanı çıkarup tekür öñine getürdiler tekür eydür

kazan beg üzerümüze yagı geldi bu yagıyı üzerümüzden ırarısañ seni koyu verelüm dediler hem harâca mutî olalum sen dahı and iç kim bu bizüm ele yagılıga gelmeyesin dedi kazan eydür

vallâhi billâhi togrı yolı görüriken egri yoldan gelmeyelüm dedi kâfirler kazan eyü and içdi deyü sevnidiler tekür çerisin devşirüp meydâna geldi çadır tikdürdi kâfir leşkeri kazanuñ üzerine yıgıldı kazana geyim getürdiler kılıç ve süñü ve çomak ve sâyir ceng aletin geydürüp tonatdılar bu mahalda oguz erenleri alay alay geldi güpür güpür tavullar nakaralar çalındı kazan gördi kim leşker öñince bir ag boz atlu ag alemlü bek demür tonlu oguzuñ öñince geldi çadırın dökdürdi alay bagladı turdı anuñ ardınca kara göne geldi alay bagladı turdı hemân burada kazan at meydâna sürdi karîm diledi boz atlu beyrek at depdi meydâna girid kazan burada soylamış görelüm hânum ne soylamış eydür

kalkubanı yerinden turan yigit
ne yigitsin
egini bek demür tonın geyen yigit
ne yigitsin
aduñ nedür yigit degil maña

dedi beyrek burada soylamış eydür

mere kâfir sen meni bilmezmisin
barañsaruñ bayburd hisârından parlayup uçan
adahlusın ayruklar aluriken tutup alan
bay bora hân oglı bamsı beyrek maña derler
gel berü mere kâfir dögişelüm

dedi kazan burada bir dahı soylamış eydür

mere yigit öñince bu çerinüñ
bir ak sancaklu ala
çıkdı çadırın elden öñdin dikdi
ag boz ata

binen ol yigit
ne yigitdür kimüñ nesidür
yigit başuñiçün degil maña

beyrek eydür

mere kâfir kimüñ nesi olsa gerek begümüz kazanuñ oglıdur dedi kazan göñlinden eydür

elhamdülillâh menüm oglancugum böyük er olmış dedi beyrek mere kâfir nece bir onı bunı sorarsın maña dedi kazanuñ üzerine at saldı perlü gürzini eline alup kazanı çaldı kazan gendüyi bildürmedi karvadı beyregi bileginden tutdı tartdı çomagını elinden aldı beyregüñ eñsesine bir çomag urdı beyrek at boynın kucakladı kayda döndi kazan eydür

bayrek var begüñe eyit gelsün dedi bunu gördi eylik koca oglı dönebilmez dölek evren meydâna girdi kazan burada soylamış eydür

alar tañla yerinden turan yigit
ne yigitsin
sedevî atın oynadı

gelen yigit
ne yigitsin
er erden adun yaşurmak ayb olur
aduñ nedür yigit degil maña

hdedi dölek evren eydür

mere kâfir menüm adum bilmezmisin
horlayan elden çıkan elli yedi kal'enüñ kilidini alan
eylik koca ogmı dönebilmez dölek evren maña derler

dedi süñüsin eline alup at saldı kazanı sançam dedi sançımadı öte geçdi kazan at depdi süñüsin çeküp elinden aldı depesine urdı pâre pâre oldı uvandı eydür

mere kavat oglı kavat begüñe de gelsün dedi ol dahı kayda döndi kazan yene er diledi dozan oglı oglı alp rüstem at depdi meydâna girdi kazan burada gene soyladı eydür

kalkubanı yerinden turı gelen
kazılık atın butun binen
ne yigitsin aduñ nedir degil maña

dedi alp rüstem eydür

kalkubanı yerinden

turı gelen
iki kardaş bebegin öldürüp zelîl gezen
dozan oglı alp rüstem maña derler

dedi ol dahı kazana at saldı alam dedi alımadı kazan beg buña dahı bir darb urdı eydür

mere kavat var begüñe de gelsün dedi ol dahı döhdi kazan gerü er diledi uruzuñ cılavasın emmisi kara göne tutmışıdı çekdi añsuzın elinden aldı kılıcını tartdı babasınuñ üzerine at saldı tarvandurmadı çignine kılıç endürdi geyimini kesdi omzına dört parmak deñlü rahm urdı alca kanı şorladı koynına endi uruz gene döndi ki bir dahı çala kazan burada çagırup oglına soylar görelüm hânum ne soylar eydür

kara tagum yüksegi ogul
karañulu gözlürüm aydını ogul
alpum uruz aslanum uruz
ag sakallu

babaña kıyma ogul

dedi uruzuñ şefkat tamarları kaynadı kara kıyma gözleri kan yaş todı atdan yere endi atasınuñ elin öpdi kazan dahı ahtarıldı yere endi oglınuñ boynın öpdi begler kazanıla oglınuñ üzerine at saldılar çevre aldılar çemîsi atdan enüp kazanunuñ elin öpdiler yöriyüben kâfire at saldılar kılıç urdılar derelerde depelerde kâfire kırgun girdi kal'eyi aldılar kelîsâsın yıkup mescid yapdılar kanlu kâfir elinden babasını tartup aldı kalın oguz eline gelüp çıkdı agca yüzlü atasına muştucı saldı kaza beñzer kızı gelini kazana karşu gelüp elin öpdiler ayagına düşdiler kazan görklü çemene çadır otak dikdürdi yedi gün yedi gece toy dügün edüp yeme içme oldı dedem korkud geldi kopuz çaldı gâzî erenler başına ne geldügin söylediler

kanı ögdügümüz yeg erenler
dünyâ menüm deyenler
ecel aldı yer gizledi
fânî dünyâ kime kaldı
gelimlü gedimlü dünyâ
ölüm vaktı geldüginde arı imândan ayırmasun
kâdir seni nâmerde muhtac etmesün
beş kelime du'a kılduk kabul olsun
amîn amîn oeyenler dîdâr görsün
günâhuñuzı adı görklü muhammed mustafa hürmetine bagışlasun hânum hey