Sadaret Teşrifat Defterleri
Bu eserin birden fazla sayfaya bölünmesi önerilmiştir. Yardımcı olmak için biçem kılavuzu ve yardım sayfalarını inceleyebilirsiniz. |
Bu metnin kaynak belgesi bilinmemektedir. "Kaynak", diğer kullanıcıların bu çalışmanın bir suretini bulabilecekleri yer anlamına gelir. Bu tercihen özgün eserin Wikimedia Commons'a yüklenebilecek ve istinsah edilebilecek taranmış bir kopyası olabilir. Değilse, yine tercihen URL olabilir. Her ikisi de mevcut değilse lütfen bu durumu tartışma sayfasında açıklayın. Aksi takdirde, telif politikası gereğince sayfa silinebilir. |
(Ia) Hatt-ı Hümâyûn İle Mu‘anven Defter-i Teşrîfâttan Muhrec Defterdir.
Temellekehû El-hakir Mehemmed Es‘ad Medhi Bin Nûreddin Kîsedâr-ı Teşrîfât-ı
Hümâyûn Fî RA Sene 1220
(1a) Defter-i Teşrîfât-ı Hümâyûn Temellekehû el-hakir Mehemmed Es‘ad Medhi
Kîsedâr-ı Teşrîfât-ı Hümâyûn Fî RA Sene 1220
[Aşağıda vr. 1a'ya ait muhtevânın deftere sonradan ilave edildiği anlaşılmaktadır.]
(1a) Cülûs-ı Hümâyûn-ı Meymenet-me’nûs Vukū‘unda Tahrîri İktizâ Eden Sûret-i
Buyuruldular
‘İzzetlü bostancı başı ağa hâlen şevketlü, kudretlü, mehâbetlü padişâhımız hazretleri Bâbüssa‘âde'leri hâricinde mevzû‘ taht-ı hümâyûnlarına teşrîf buyurduklarını ilân-ı işâ‘at içün Sarayburnu'ndan mu‘tâd-ı kadim üzere toplar atılmak fermân buyurulmağla 16
3 Defterde bilhassa derkenarlarda, yer yer bu tür bazı ifade düşüklüklerine rastlanmaktadır.
ber-vech-i muharrer şevketlü, kudretlü, mehâbetlü efendimiz bey‘at-ı hümâyûn içün taht-ı ‘âlî-bahtlarına teşrîf buyurdukları gibi Sarayburnu'ndan ber-mu‘tâd-ı kadîm toplar atılmasına gereği gibi ihtimâm eyleyesün deyü.
Sarayburnu'na İhbâr Suffeden Top Atılmasına Tevakkuf Eder, Gaflet Olunmaya
‘İzzetlü Topçubaşı Ağa
Hâlen şevketlü, kudretlü, mehâbetlü padişâhımız efendimiz hazretleri taht-ı hümâyûnlarına teşrîf buyurdukların ilan içün Sarayburnu'ndan toplar atıldığı gibi Tophâne-i ‘Âmire'den dahi ber-vech-i mu‘tâd toplar atılmak fermân buyurulmağla ber-vech-i muharrer Sarayburnu'ndan toplar atıldığı gibi Tophâne'den dahi mu‘tâd üzere toplar atılmasına gereği gibi ihtimâm eyleyesün deyü.
(Bir Sûreti Dahi Tersâne-i ‘Âmire[ye] Sûret-i Buyuruldu bu Vechile Yazılır3)
Hâssa Dellalbaşı
Cennet-mekân Sultân ‘Osman Hân hazretleri bi-emrihî te‘âlâ dâr-ı ahirete intikal edip hâlen şevketlü kudretlü mehâbetlü padişâhımız Sultân Mustafa Hân ibnü's-sultân Ahmed Hân efendimiz hazretleri taht-ı hümâyûnlarına teşrîf buyurmalarıyla zaman-ı devletlerinde herkes ‘âsude-i hâl olup devam-ı eyyam-ı ömr ü devlet-i padişâhi duasına 17
4 Derkenar: “Cülûs-ı hümâyûn günü huzûr-ı hümâyûna tuğra resmi irsâli münâsebetiyle mühr-i hümâyûn
hakkî dahi istîzan olunmuştu.” vr. 1b.
meşgūl olmaları içün nidâ eylemek üzere Asitâne-i Sa‘âdet dîvân yollarında üç nefer dellallara şimdi nidâ ettirdesün deyü.
Diğer Sûret-i Buyuruldu
Ayasofya ve Sultân Mehemmed ve Süleymaniye ve Sultân Ahmed cevâmi‘-i şerîfleri
mü’ezzinbaşıları cennet-mekân, firdevs-âşiyân Sultân ‘Osman Hân hazretlerinin dâr-ı ‘ukbâya intikallerinden nâşî zikrolunan cevami‘lerde ber-vech-i mu‘tâd-ı kadîm salâ verilmek fermân buyurulmağla ber-vech-i muharrer herbiriniz mu‘tâd-ı kadîm üzere salâ vermeğe takayyud ve ihtimâm eyleyeler deyü.
(1b) TÂRİH-İ MERKŪMDA CENNET-MEKÂN MERHUM SULTÂN ‘OSMAN
HÂN ALEYHİ'R-RAHMETİ VE'L-GUFRAN DÂR-I BEKĀYA RIHLET VE
SULTÂN MUSTAFA HÂN HAZRETLERİ'NİN CÜLÛS-I
HÜMÂYÛNLARINA DA’İR RÜSÛM-I TEŞRÎFÂT-I HÜMÂYÛN4
İşbu bin yüz yetmiş bir senesi mâh-ı saferü'l-muzafferinin on altıncı pazar gicesi ba‘de'l-‘îşa cennet-mekân merhûm Sultân ‘Osman Hân aleyhi'r-rahmeti'l-mennân ‘illet-i mizâclarından nâşî dâr-ı âhirete intikāl eylediği haberi Bâbıâsafî'ye vürûd eylediği sâ‘at 18
sadra‘zam re’fetlü Râgıp Mehemmed Paşa hazretleri bey‘at-ı hümâyûna ve nakl-i na‘şa müretteb husûsları sa‘âdetlü kethüdâ bey ve re’îsülküttâb efendi hazretlerine tavsiye vü sipâriş ve kendüleri bilâ-tevakkuf Soğukçeşme Kapusu'ndan Enderûn-ı Hümâyûn'a şitâb ve Hırka-i Şerîf kurbunda vaki‘ Sünnet Odası'nda dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretleriyle mülâkāt ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ile vezîr-i mükerrem kapudân paşa hazretleri dahi mahall-i mezbûra da‘vet ve ez-în-cânib ber vech-i muharrer sa‘âdetlü kethüdâ bey ve re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa dahi Bâbıâsafî'de ictima‘ ve evvel-emirde nakībüleşrâf efendi ve sudûr-ı kirâm ve bi'l-cümle mevâlî-i ‘izâm ve ‘umûmen müderrisîn-i benâma ve sipâh ve silahdâr ve bölükât-ı erba‘a ağalarına ve yeniçeri ağası ve cebecibaşı ağa ve topçubaşı ağa ve top‘arabacıbaşı ağa bi'l-cümle ocakları ağavât ve zabıtânı ile ve mîr-‘alem-i şehriyârî ve başkapucubaşı ağa bi'l-cümle dergâh-ı ‘âlî kapucubaşılarıyla ve müteferrikabaşı ağa ‘umûmen müteferrikagân ile ve defterdâr efendi bi'l-cümle hâcegân-ı dîvân ile ve tevkī‘î efendi ve defter emîni efendi ve şıkkeyn efendiler bunların cümlesi esvâb-ı dîvânîleriyle ve ‘ulemây-ı ‘izâm dahi örf ve muvahhidîyle kable-tulu’i'l-fecr Saray-ı Hümâyûn'da mevcûd bulunmaları içün ‘ilmuhaber tezkireleri tahrîr ve çavuşân-ı dîvân ve bazen çukadârân ile taraf taraf yerlü yerine irsal olunmuş idi. Saray-ı Hümâyûn tarafından dahi ancak sudûr-ı kiram ve nakībüleşrâf ve yalnız ocak ağalarının bizzat (2a) kendüleri münferiden bilâ-te’hîr Saray-ı Hümâyûn'da bulunmaları içün Enderûn-ı Hümâyûn tarafından ihbâr ve da‘vet olunmağın sudûr-ı kirâm ve gerek ocak ağaları bilâ-te’hir evâsıt-ı leylde Saray-ı Hümâyûn'a şitâb ve mûmâileyhüm bir tarafdan geldikçe kapu nevbetçilerinin ma‘lûmları olduğu gibi ber-mûceb-i fermûde tevakkuf ettirilmeyip kapulardan içerüye alınıp anlar dahi Sünnet Odası'nda mevcûd oldukları gibi dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretleri içerüye gidip hâlen bi'l-irs ve'l-istihkāk vâris-i saltanât-ı seniyye-i cihândârî olan şevketlü, kudretlü, mehâbetlü, ‘azametlü Sultân Mustafa Hân Efendi Hazretleri'nin cânib-i yemînlerinde dârüssa‘âde ağası hazretleri ve yesârlarında silahdâr ağa bağalgîr olarak Sünnet Odası'nın diğer kapusundan teşrîf-i hümâyûn buyuruldukta re’fetlü sadra‘zam hazretleri ve semâhatlu şeyhülislâm efendi ve vezîr-i mükerrem kapudân-ı deryâ ‘Ali Paşa, sâbıkân sadr-ı Rûm Abdürrahim Efendi ve hâlen sadr-ı Rûm 19
5 Derkenar 1: “Mu‘âyede tertibi ile bey‘at-ı hümâyûn tertibinde nev‘ammâ takaddüm ve te’ahhür olunmağla tertib-i vâhid kıyâs olunmaya.
Derkenar 2: Tertib-i bey‘at-ı hümâyûn nakībüleşrâf efendi, sadra‘zam hazretleri, şeyhülislâm efendi, kapudân-ı deryâ vezîr-i mükerrem paşa ve sâ’ir bulunan vüzerâ, ‘ulemâ-yı ‘izâm hazerâtı, defterdâr efendi
Karabekirzâde Efendi ve sâbıkân sadr-ı Anadolu Mehemmed Sâlih Efendi ve sâbıkân sadr-ı Anadolu kazaskeri Veliyyüddin Efendi ve hâlen sadr-ı Anadolu Çelebizâde ‘Âsım İsmâil Efendi ve hâlen nakībüleşrâf olup bi'l-fi‘l İstanbul kadısı olan Şerîf Mehemmed Molla Efendi ve yeniçeri ağası istikbâl ve şevketlü, kudretlü, mehâbetlü pâdişâh-ı ‘âlem-penâh hazretleri dahi cümleyi selâm-ı şâhâneleriyle taltîf buyurduklarından mâ-‘adâ “sabahlar hayr ola” kelâm-ı ‘inâyet-irtisâmlarıyla teşrîf buyurdukları gibi evvelen re’fetlü sadra‘zam hazretleri pây-bûs-ı hümâyûnlarıyla müşerref ve sânîyen semâhatlu şeyhülislâm efendi ve vezîr-i mükerrem kapudân-ı deryâ ‘Ali Paşa Hazretleri ve sudûr-ı kirâm dâmen-bûs-ı hümâyûnlarıyla müstes‘ad ve yeniçeri ağası ve mevcûd bulunan silahdâr ağası dahi dâmen-bûs-ı şehriyârî ile müftehir u mübâhî olduklarından sonra ‘avâtıf-ı ‘aliyye-i husrevâniden re’fetlü sadra‘zam hazretlerine serâser kaplu bir sevb semmûr kürk ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretlerine dahi bir sevb ferve-i beyzâ iksâ vü i‘tâ ve vezîr-i mükerrem kapudân paşa hazretlerine dahi bir sevb serâser kürk ilbâs buyurulduğu ‘akabinde şevketlü, kudretlü, mehâbetlü efendimiz tevakkuf (2b) buyurmayıp doğru fahr-ı ‘âlem ve Rasûl-i Ekrem -sallallâhu ‘aleyhi ve sellem- efendimiz cenâblarının kisve-i şerîfe ve hırka-i latîfeleri mahfûz olan odaya tevcîh-i veche-i ‘azîmet buyurulur iken Bâbüssa‘âdetişşerîfe pîş-gâhında ber-vech-i mu‘tâd bey‘at içün taht-ı hümâyûn tertîbini emr-i hümâyûn buyurmalarıyla re’fetlü sadra‘zam hazretleri ve sâ’irleri kadd-hamîde-i ta‘zîm ve bi'l-cümle Bâbüssa‘âde'den taşra çıkıp herkes yerlü yerine ‘azîmet re’fetlü sadra‘zam hazretleri cüz’îce Dîvânhâne-i ‘Âtîk'te vâkı‘ zâviye-i şeyhülislâmîde müşârunileyh ile teneffüs edip ba‘dehu Kubbe-i Hümâyûn'a teşrîf ve teşrîfâtî kulları ma‘rifetiyle hâric-i Bâbüssa‘âde'de havâlî-i taht-ı hümâyûn tertîbine mübâşeret ve tulû‘-ı fecre dek bâlâda tahrîr olunduğu vech üzere ‘ilmuhaber tezkireleriyle med‘uvv olanların ekseri ‘ale'l-husûs bi'l-cümle ocakların ricâli gelip mevcûd ve havâlî-i taht-ı ‘âlî-bahtın cevâbını mu‘âyede tertîbi5 vechi üzere âmâde 20
ve re’îsülküttâb ve ehl-i menâsıbdan bi'l-cümle hâcegân ve ümenâ ve nuzzâr mîr-‘alem ve kapucubaşı ağalar mîrahûr ağalar ve şikâr-ı hümâyûn ağaları müteferrikagân sipâh ve silahdâr ve bölükât-ı erba‘a ağaları, Yeniçeri Ocağı ve solak ve peyk, Cebeci Ocağı, Topçu Ocağı, Top‘arabacılar Ocağı, çavuşbaşı ağa ma‘a ocağı, kapucular kethüdâsı ağa ma‘a ocağı, teşrîfâtî efendi kulları.
Derkenar 3: Müteferrikagâna dek vakî‘ olan dâmen-bûs tertibi, mu‘âyede tertibine mukâyese olunmayıp (ba‘dehu) sipâh ve silahdârdan sonra mu‘âyede tertibi üzeredir.” vr. 2b.
olduğu Enderûn-ı Hümâyûn'a ihbâr olunduktan sonra salât-ı subh edâ olunduğu gibi şevketlü, kudretlü, mehâbetlü, ‘adâletlü pâdişâhımız efendimiz hazretleri Bâbüssa‘âde'den teşrîf ve taht-ı hümâyûnlarına cülûs ve alkış olunduğu sâ‘at ibtidâ nakībüleşrâf efendi gelip dâmen-bûs ve kıyâm ve alkış olunup du‘âya şürû‘ eylediği gibi çavuşbaşı ağa ile kapucular kethüdâsı ağa temennâ edip Kubbe-i Hümâyûn'a re’fetlü sadra‘zam hazretlerine pîş-keşçi ağa dahi semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretlerini bi'l-cümle ‘ulemâ ile ma‘an Dîvânhâne-i ‘Âtîk'ten kaldırmağa ‘azîmet ve müşârunileyhümâ dahi yerlerinden hareket ve sür‘atlice reftâr ile gelinceye dek nakībüleşrâf efendi dahi du‘âya hitâm verip kadd-hamîde-i ta‘zîm ve ‘avdet eylediği ‘akabinde ibtidâ sadra‘zam hazretleri merreten-ba‘de uhrâ zemîn-bûs ve alkış olunup pây-bûs-ı hümâyûna şitâbân olduklarında şevketlü, mehâbetlü efendimiz kıyâm buyurmalarıyla tekrar alkış ve ku‘ûd buyurulduktan sonra sadra‘zam hazretleri taht-ı hümâyûnun sağ cânibinde kıyâm buyurup ba‘dehu semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri girîbân-bûs-ı şevket-me’nûs-ı şehinşâhi ile müşerref olduklarında kıyâm ve alkış olunup (3a) müşârunileyh hazretleri dahi ba‘de'd-du‘â re’fetlü sadra‘zam hazretlerinin sağ câniblerinde tevakkuf ba‘dehu vezîr-i mükerrem kapudân paşa hazretleri bir def‘a zemîn-bûs edip alkış ve zemîn-bûs-ı hümâyûn ile müşerref oldukta kıyâm buyurulmağla tekrar alkış olunup anlar dahi semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri cenbinde saff-beste-i ârâm olduktan sonra sudûr-ı kirâm yegân yegân dâmen-bûs etmeleriyle başka başka kıyâm ve alkış ve bilâ-defter re’fetlü sadra‘zam hazretleri ta‘rîf ve mevcûd bulunan mevâlî-i kirâm ve müderrisîn-i benâm dahi bilâ-ta‘rîf ferden ferden dâmen-bûs ve bilâ-kıyâm hitâm bulduğu gibi sa‘âdetlü defterdâr efendi bi'l-cümle hâcegân-ı dîvân-ı me’âlî ‘unvân ile ‘ale't-tertîb astîn-bûs edip ba‘dehu mîr-‘alem-i şehriyâri ve kapucubaşı ağalar ve mîrahûr ağalar ve şikâr-ı hümâyûn ağaları, ba‘dehu müteferrikagân-ı dergâh-ı ‘âlî, ba‘dehu 21
mu‘âyede-i hümâyûn tertîbi üzere ibtidâ sipâh ve silahdâr ve bölükât-ı erba‘a ağaları, ba‘dehu yeniçeriyân-ı dergâh-ı ‘âlî ve cebehâne-i ‘âmire ve tophâne-i ma‘mûre ve top‘arabacıları ocakları ricâli, ba‘dehu çavuşbaşı ağa gedikli çavuşân ile, ba‘dehu kethüdâ-yı bevvâbîn-i hazret-i şehriyârî dört beş nefer ocağı ricâliyle, ba‘dehum bey‘at-ı hümâyûn resîde-i encâm-ı miskiyyü'l-hitâm olduğun müş‘ir teşrîfâtî kulları astîn-bûs-ı hümâyûn ile müşerref ve destber-zemîn-i ta‘zîm oldukta şevketlü, mehâbetlü, ‘adâletlü pâdişâhımız taht-ı hümâyûnlarından hareket ve cümleyi def‘a-i vâhidede selâm-ı şâhânelerine mazhar ve re’fetlü sadra‘zam hazretleri bağalgîrlik şerefin ihrâz birle taht-ı hümâyûnların dolaştıklarında sadra‘zam hazretleri tekrar pây-bûs-ı şevket-me’nûslarıyla karîrü'l-‘ayn olup ‘avdet ve bu esnâda zîrde mastûr olduğu vech üzere bostancıbaşı ağaya ve sâ’ire tahrîr ve mukaddemce irsâl olunan buyuruldular mûceblerince Sarayburnu'ndan ve Tophâne'den ve Tersâne-i ‘Âmire ve Kızkullesi'nden ve Yedikulle'den mu‘tâd üzere toplar atılıp ve cülûs-ı hümâyûnu muhbir dellallar nidâ ve nakl-i na‘şı müş‘ir salâlar verilmeğe başlanmıştır. Gelelim mâ nahnu fîhe, şevketlü, kudretlü, mehâbetlü efendimiz ba‘de hitâmi'l-bey‘a taht-ı hümâyûnlarından hareket Bâbüssa‘âde'den içerüye (3b) ‘azîmet buyurdukları gibi re’fetlü sadra‘zam hazretleri dahi Kubbe-i Hümâyûn'a ve sâ’irleri bi'l-cümle yerlü yerine ‘azîmet ve na‘ş-ı gufran-nakş dahi bi-izn-i hümâyûn zülüfliyân kapusu kurbunda vâki‘ kızlar kapusu ta‘bîr olunur kapudan ihrâc ve mermer sütûnlar altında darb olunan sayebân derûnunda şehremîni ve yazıcı efendi ma‘rifetleriyle gasle mübâşeret esnâsında feth-i hakānîden beru selâtîn-i Osmâniyye'den ve gerek şehzade-i cüvanbahtândan ‘âzim-i şehrâh-ı cinân olanların na‘ş-ı gufran-nakşları mevzû‘-ı tahta-i tenşüy oldukta yeniçeriyân-ı dergâh-ı âli ocağı kullarından yeniçeri ağası ve sekbanbaşı ve kul kethüdâsı ağa kulları dahi gelip bir kerre dahi mübârek cemâl-i mağfiret-iştimallerin müşâhede ile merasîm-i hukûk-ı bendegîyi icrâ sûretinde resm-i hakk-ı vedâ‘ı edâ eylemeleri Saray-ı Hümâyûn'da öteden berü mer‘î olan hâlâttan olmağla bu dahi Enderûn-ı Hümâyûn tarafından sudûr eden izn-i hümâyûn üzere mûmâileyhüm gelip müşâhede ve der-‘akab ‘avdet eyledikten sonra gasle şürû‘ olunmağla ba‘de'l-hitâm kaldırılıp babüssa‘âde semtinde mevzû‘ musallâya îsâl olunurken re’fetlü sadra‘zam hazretleri Kubbe-i Hümâyûn'dan ve ‘ulemây-ı a‘lâm 22
6 Derkenar: “Şeyhülislâm efendi hazretlerinin özr-i şer‘ileri olmak ihtimâli olur ise re’îsü'l-‘ulemâ veyâhûd sadr-ı Rûm veyâhûd me’zûnen imâm-ı evvel-i hazret-i şehriyâri bulunanlardan dahi namazlarını kıldıkları mesbûktur.” vr. 3b.
Dîvânhâne-i ‘Atîk'ten ve sâ’irleri yerlü yerinden hareket ve karşılayıp musallâya nakl ve izn-i hümâyûn ile semâhatlu şeyhülislâm efendi namazını kılıpve tabutları üzerinde birkaç kıt‘a Ka‘be-i Mükerreme örtüsü ve Yûsufî ta‘bîr olunur sagîr selîmî ve bir kıt‘a siyah sorguç ile kaldırılıp Orta Kapu'ya götürülür iken herkes esvâb-ı dîvanî ile süvâr ve zîrde mastûr olan alay ile Bağçekapusu'ndan Vâlide-i ‘Atîka Câmi‘-i Şerîfi'nde birâderleri cennet-mekân Sultân Mahmut Hân cenbinde mi‘mar ağa ma‘rifetiyle hafr u tehyi’e kılınan merkad-ı münevverlerinde sernihâde-i visâde-i istirâhat olduktan sonra re’fetlü sadra‘zam hazretleri ve semâhatlu şeyhülislâm efendi cenâbları ve vezîr-i mükerrem kapudân paşa hazretleri ve sadreyn efendiler ve nakībüleşrâf ve İstanbul kadısı efendiler ve sâ’ir bi'l-cümle ber-mûceb-i defter-i teşrîfât ‘umûm hil‘atine dahil olanlar doğru Bâbıâsafî'ye gelip ve yalnızca semâhatlu (4a) şeyhülislâm efendi hazretlerine tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr verildiği gibi bol yenlü yeşil çukaya kaplı bir sevb semmûr kürk bohça ile ‘arz u irâ’et ve adamlarına teslîm olunduktan sonra hareket buyurmalarıyla mu‘tâd üzere ba‘de't-teşyî‘ vezîr-i mükerrem kapudân paşa hazretlerine dahi münferiden tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr verilip ve serâsere kaplı bir sevb kürk ilbâs ve ba‘de'l-i‘âde sadreyn-i muhteremeyn ve nakībüleşrâf olup bi'l-fi‘l İstanbul kadısı efendi hazretleri nezd-i âsafî’ye duhûl ve merâsim-i mu‘tâde icrâsı ‘akabinde kürkleri ilbâs ve i‘âde olunduktan sonra Dîvânhâne'ye teşrîf ve sadr-ı ahkâma ku‘ûd ve selâm ve alkış olunduktan sonra ber-mûceb-i defter-i teşrîfât ‘umûm hil‘ati ilbâs buyuruldu. 6
Nakl-i Na‘ş Alayı Tertîbi
İbtidâ çavuşân-ı divân ba‘dehu, ocak kethüdâları ve kâtibleri, ba‘dehu ‘abâyi urmıyan 23
7 Derkenar: “Ulemây-ı a‘lâm ya‘ni gayr-ez-müderrisîn-i kirâm.” vr. 4a.
8 Derkenar: “İş bu telkīn husûsu Ayasofya şeyhi efendiye mahsûs olmayıp mezınna-i kerâmetten bulunan dahi ede geldikleri mesbûktur.” vr. 4b
hâcegân, ba‘dehu ocak ağaları, ba‘dehu kapucubaşı ağalar, ba‘dehu ‘abâyilü hâcegân efendiler, ba‘dehu ‘ulemây-ı a‘lâm efendiler7, ba‘dehu vezîr kapudân paşa, ba‘dehu çavuşbaşı ağa ve re’îsülküttâb efendi, ba‘dehu re’fetlü sadra‘zam ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hem-‘inân, ba‘dehu huddâmı ve sa‘âdetlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağası ve mecmû‘ erbâb-ı alay esvâb-ı divânîleriyle, ba‘dehu eski saray huddâmı zülüfliyân ve sâ’irleri na‘ş-ı mübâreği el üzerinde ve ‘akablarında bir nefer harem ağası para serperek çıkıp Alay Köşkü altından Hocapaşa'dan Vâlide Câmi‘-i Şerîfi’ne îsâl ve câmi‘ kapusundan içerüde herkes esblerinden nüzûl edip ancak re’fetlü sadra‘zam ve semâhatlu şeyhülislâm efendi ve ‘ulemây-ı a‘lâm hazerâtı türbe kapusu önünde nüzûl ve na‘ş-ı gufran-nakş câmi‘-i şerîf kapusundan girip beş on hatve beriye geldikten sonra re’fetlü sadra‘zam ve semâhatlu şeyhülislâm ve İstanbul kadısına dek mevcûd bulunan sudûr-ı kirâm hazerâtı mâşiyen istikbâle mübâşeret eyledikleri sa‘âdetlü dârüssa‘âde ağası hazretlerinin meşhûdları olduğu gibi anlar dahi nüzûl etmeleriyle re’fetlü sadra‘zam hazretleriyle mülâkāt ve bi'l-cümle na‘ş-ı şerîfin (4b) önüne düşüp türbe-i latîfeye duhûl ve mukaddemce şehremîni efendi ve mi‘mar ağa ve mütevellî ma‘rifetiyle türbe-i şerîfe derûnunda birâderleri Sultân Mahmud Hân aleyhi'r-rahmeti ve'l-gufran cenbinde mi‘mar ağa ma‘rifetiyle hafr olunan merkad-ı münevvere defn olunduktan sonra Ayasofya şeyhi telkīne8 başladıktan sonra re’fetlü sadra‘zam ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazerâtı sa‘âdetlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretleri haric-i türbede vâkı‘ perde âvîze kılınan suffeye teşrîf ve birer kahve içilip ‘avdet ve bâlâda bast u temhîd olunduğu üzere ‘umûm hil‘atine dâhil olanların cümlesi Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye gelip ber-mûceb-i defter-i teşrîfât kürkler ve hil‘atler ilbâs buyuruldu. 24
9 Derkenar: “Cülûs-ı hümâyûnun ertesi günü Bâbıâsafî'ye hatt-ı hümâyûnun gelmesi resmi dahi zîrde mezkûr u mübeyyendir.” vr. 4b.
Meyve ve Şükûfe İrsâli. Fî 17 S [Safer] Sene 1171
Cülûs-ı hümâyûn-ı meymenet-me’nûsun ertesi9 isneyn günü ber-vech-i mu‘tâd re’fetlü sadra‘zam hazretleri taraflarından meyve ve şükûfe irsâl oluna gelmekle her tablası leh-kârî müferrih tabakları hâvî ve tablaları dahi armalı ve münakkaş otuz tabla meyve ve yirmi tabla şükûfe yemişcibaşı ma‘rifetiyle yaptırılıp ‘ale's-seher telhisî ağa ile rikâb-ı kâmyâb-ı husrevânîye irsâl buyuruldu. Ve kezâlik cülûs-ı meymenet-me’nûsun ertesi taraf-ı hümâyûn-ı şehinşâhîden Bâbıâsafî'ye bir kıt‘a hatt-ı hümâyûn vürûdu rusûm-ı ‘âdîyeden olmağla yevm-i mezbûrda sâ‘at dörtte iken vürûd edeceği müte‘ayyin olmağın ‘izzetlü defterdâr efendi tarafından Anadolu muhâsebecisine dek sâ‘at üçte iken Bâbıâsafî'de mevcûd bulunmaları içün ihbâr ve kezâlik yeniçeri ağası çehârşenbih takımı ile gelmeleri içün muhzır ağa irsâl ve sipâh ve silahdâr ağaları ve cebecibaşı ağa ve topçubaşı ağa ve top‘arabacıbaşı ağa ve bölükât-ı erba‘a ağaları cum‘a ertesi günü misillü kaputakımı ile mevcûd bulunmaları içün sa‘âdetlü kethüdâ bey tarafından ahşamdan ihbârnâmeler ile çavuşlar ve adamlar gönderip cümlesi gelip hâcegân-ı divân suffede ve sâ’irleri misâfir odasında (5a) mevcûd ve vezîr-i mükerrem kapudân paşa hazretleri dahi gelip kürk odasında huzûr-ı âsafîde hazır olduğu hâlde vürûd edecek hatt-ı hümâyûn Soğukçeşme dâhilinde müheyyâ olmak hasebiyle îsâline me’murun teşrîfine karakulak irsâl olunduğu gibi med‘uvv olanların cümlesi kaldırılıp ‘Arzodası'nda hâcegân-ı dîvân sadrın sol cânibine ve yeniçeri ağası sadrın sağ cânibine ve sipâh ve silahdâr ağaları ocak tarafına ve cebeci ve topçu ve ‘arabacıbaşı ağalar dahi ocağın üst cânibine ve ocakluları ocaktan aşağı minder üzerine ık‘âd olunduktan sonra vezîr-i mükerrem kapudân paşa hazretleri dahi gelip kürk odasından kaldırılıp yeniçeri ağasının üst tarafına ık‘âd olunduktan sonra hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûnun Soğukçeşme Kapusu'ndan çıktığı haberi ile karakulak geldiği gibi re’fetlü sadra‘zam hazretleri dahi 25
kaldırılıp kethüdâ bey ve kapucular kethüdâsı bağalgîr olarak ve re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve kapu huddâmı pîşgâh-ı âsafîde yürüyerek ‘Arzodası'na duhûl ve makāmlarına ku‘ûd ve mevcûd olanların cümlesi ancak minderden aşağı inip bilâ-dâmen-bûs yine yerlü yerlerine ku‘ûd edip ve bilâ-kahve vürûd-ı hatt-ı hümâyûna muntazır u müterakkıb iken hatt-ı hümâyûn îsâline me’mur kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârî dahi ‘Arzodası'nın Enderûn Ağaları Kapusu'ndan teşrîfâtî delâletiyle ‘Arzodası'na duhûl eylediği gibi bi'l-cümle kıyâm ve re’fetlü sadra‘zam hazretleri dehlîze karîb mahâlde istikbâl ve hatt-ı hümâyûnu alıp takbîl ve bilâ- alkış makāmlarına varıp minderden aşağıda ârâm ve hatt-ı hümâyûnu zarfından ihrâc ve takbîl u telsîm ve re’îsülküttâb efendiye verip anlar dahi cehren kırâ’et eyledikten sonra kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârîye bir sevb ferrâce semmûr kürk ilbâs ve bilâ-ku’ûd i‘ade ve kürk odasına götürülüp ba‘dehu cümleye tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr verildikten sonra aşağı taraftan ‘avdete mübâşeret ve bi'l-cümle gittikten sonra ağa-yı mûmâileyh huzûr-ı âsafîye götürülüp merâsim-i mu‘tâde icrâ ve vürûd eden hatt-ı hümâyûnun cevâbı olmak üzere tahrîr olunan telhis (5b) verilip ve bin guruş dahi bilâ-sebk-i sâbık mahzâ a‘tâf-ı seniyye-i âsafânelerinden ağa-yı mûmâileyhe i‘tâ ve i‘âde buyuruldu.
Saferü'l-Muzafferin On Sekizinci Salı Günü
Yevm-i mersûmda taraf-ı hümâyûn-ı husrevâniden mühr-i hümâyûn ihsân buyurulmakirâde-i celîle-i cihândârî buyurulmağla re’îsülküttâb efendiye vaktiyle varıp semâhatluşeyhülislâm efendi hazretlerinin önüne düşüp Bâbıâsafî'ye teşrîflerinde mu‘tâd üzere istikbâl ve ‘Arzodası'nda salât-ı zuhr edâ olunduğu gibi baltacılar kethüdâsı ma‘rifetiyle Enderûn-ı Hümâyûn'a da‘vet ve semâhatlu şeyhülislâm efendi ile bi'l-ma‘iyye ‘azîmet buyurmalarıyla huzûr-ı fâ’izu'n-nûr-ı şehinşâhîye misillerinde şevketlü, kudretlü, mehâbetlü pâdişâh-ı gerdûn-destgâh efendimiz hazretleri bizzat mübârek dest-i şâhâneleriyle mühr-i süleymânî semây-ı hümâyûnların, eyâdi-’i âsaf-ı ber-mekiyyü’l-26
hisâllerine i‘tâ vü ihsân ve bir sevb serâsere dûhte ma‘a üstlük ferve-i semmûr-i müstevcibü'l-hubûr ilbâs u iksâ ve bir re’s mükemmel esb-i rehvâr i‘tâ ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretlerine dahi bir sevb ferve-i beyzâ iksâ ve bir re’s ağır çapkun rahtlu ve kabralu kesmelü bâygîr bî-nazîr ihsân-ı hümâyûn buyurulmağla süvâr ve bi'l-ma‘iyye rikâb-ı âsafânelerinde tas ve kanturalu solakān ve peykan ile Bâbıâsafî'ye teşrîf ve ‘Arzodası'nda semâhatlu şeyhülislâm efendi ile hem-sohbet oldukları hâlde tebrîk-i mühr-i hümâyûnu müş‘ir mehterhâne-i şehriyârî ve nevbethâne ve mehterhâne-i âsafâneleri tanîn-endâz-ı nüh kıbâb ve ber-mûceb-i defter-i teşrîfât hil‘atleri ilbâs ve ‘atiyyeleri ve kezâlik peykân ve sâ’irleri bi'l-cümle bahşiş ve ‘atâyâsı ihsân-ı âsafî buyurulmuştur. Hak Subhânehû ve Te‘âlâ mes‘ûd ve müteyemmin eyleye. "Âmin". Ve ba‘de'l-istirâha semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ber-vech-i mu‘tâd teşyî‘ olunmuştur.
Mâh-ı Mezbûrun Yirminci Pençşenbih Günü Eyyûb Alayı
Yevm-i mersûmda şevketlü, kudretlü, mehâbetlü pâdişâh-ı encüm-sipâh efendimiz hazretleri (6a) mu‘tâd-ı kadîm ve deydene-i müstahsene-i müstedîm üzere kılıç kuşanmak için müretteb alay ile Habîb-i Ekrem'in yâri Eba Eyyûb Ensâri'ye teşrîf-i hûmayûn-ı husrevâni buyurulmağla re’fetlü sadra‘zam hazretleri kallâvi ve beyaz üst ve divân bisâtlu esb ile ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ferve-i beyzâ ve vezîr-i mükerrem kapudân paşa hazretleri ve bi'l-cümle ‘ulemâ-yı a‘lâm ve defterdâr efendi ile ‘abây-i urân hâcegân efendiler ve müderrisîn ve meşâyih-i selâtîn ve Yeniçeri Ocağı ricâli ve bi'l-cümle hâcegân-ı dîvân ve sipâh ve silahdâr ve bölükât-ı erba‘a ocakları ve dergâh-ı âli kapucubaşıları ve cebecibaşı ağa ve topçubaşı ağa ve top‘arabacıbaşı ağa ocakları ricâliyle ve gedikli müteferrikagân ve çavuşân bi'l-cümle esvâb-ı divânîleriyle ‘ale's-seher Saray-ı Hümâyûn'da mevcûd ve yeniçeri ve cebeci ve topçu ve top‘arabacı ocakları neferâtı Saray-ı Hümâyûn'dan türbe-i şerîfe tarafına saff-beste-i selâm ve ihtiyâr 27
10 Derkenar: “ ‘Arz-ı şerbet maddesidir.
Mu‘tâd-ı kadîme ibtinâ’en bir kâse ile şerbet ‘arz etmeğin der-‘akab silahdâr-ı şehriyârî ağa esbinden nüzûl ve kâseyi alıp şevketlü efendimize ve şevketlü efendimiz dahi tevakkuf ve şerbeti nuş kâseyi pür-zer buyurup bu esnâda sadra‘zam efendimiz ve şeyhülislâm efendimiz hazerâtı temennâ birle resmi ‘âfiyeti icrâ ve çavuşân Dîvân-ı Hümâyûn'dan birkaç neferi hazır olmalarıyla savt-ı bülend ile "‘Âfiyet olsun" deyü alkış ederler ve ba‘dehu dârüssa‘âdetişşerîfe ağası dahi orta-i mezbûrda vekilharcı şerbet ‘arz edip ‘atiyyesi mu‘tâd üzere verilip ve odabaşı tarafından ber-vech-i mu‘tâd üç re’s kurbanlar zebh olunur.” vr. 6a.
olunan sâ‘atte tertîb olunan alayın müheyyâ idüğü şevketlü, kudretlü, mehâbetlü padişâh-ı encüm-sipâh efendimiz hazretlerinin ma‘lûm-ı hümâyûnları oldukta içerüden süvâr ve Orta Kapu'dan bedîdâr olduklarında çavuşân-ı dîvân alkış edip Orta Kapu hâricinde sol cânibde ancak re’fetlü sadra‘zam ve semâhatlu şeyhülislâm efendi ve kapudân paşa hazretleri muntazır-ı selâm olmalarıyla teveccüh-i hümâyûn-ı husrevânî buyuruldukta yalnız re’fetlü sadra‘zam hazretleri süvâren kadd-hamîde-i temennâ ve alkış olunup sür‘atlice reftâr ile cümlesi yedekler önüne teşrîf ve müretteb alay ile eski odalar başına varıldıkta altmış bir cemâ‘atin odabaşısı mu‘tâd-ı kadîme ibtinâ’en bir kâse ile şerbet10 ‘arz etmeyin re’fetlü sadra‘zam hazretleri sıhhen ve ‘âfiyeten merâsimen işrâb eyledikten sonra şevketlü, kudretlü, mehâbetlü efendimiz dahi tevakkuf ve şerbeti nûş ve kâseyi pür-zer buyurup ve odabaşı tarafından ber-vech-i mu‘tâd üç re’s kurbanlar zebh ‘akabinde tahrîk-i rikâb-ı hûmayûn buyurulmağla cennet-mekân, huld-‘âşiyân ebu'l-feth Sultân Mehemmed Hân aleyhi'r-rahmeti ve'l-gufrân hazretlerinin câmi‘-i şerîfi derûnundan (6b) güzâr buyurulur iken de’b-i dîrîn-i şehriyârân-ı pîşîn üzere sultân-ı firdevs-mekân hazretlerinin türbe-i şerîfeleri ziyâretine nüzûl buyurulur iken alkış olunup ve re’fetlü sadra‘zam hazretleriyle yeniçeri ağası hidmet-i bağalgîrî şerefiyle müşerref ve ba‘de'z-ziyâre Eyyûb el-Ensâri türbe-i şerîfelerine varılır iken erbâb-ı alay Eyyûb hâricinden Eyyûb Câmi‘-i Şerîfi'ne varınca vakfe-gîr-i selâm olup ancak semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri türbe-i şerîfede müterakkıb olup ve seng-i rikâb kudûm-ı hûmayûn ile behcetyâb oldukta re’fetlü sadra‘zam hazretleriyle yeniçeri ağası hidmet-i bağalgîrî ile müşerref ve türbe-i münevvereye duhûl ve ziyâret ‘akabinde semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ba‘de'd-du‘â seyf-i mübâreği miyân-ı hümâyûna ta‘lîk ü taklîd edip nakībüleşrâf efendi dahi türbe-i şerîfede mevcûd bulundular. Bu 28
11 Derkenar: “İşbu taklîd-i seyf resmi berren gidilip ‘avdette bahren Saray-ı Hümâyûn'a teşrîf buyurulduğuna göredir. Merhûm Sultân ‘Osman Hân Hazretleri resminde bu vechile icrâ olunmuştu. Ancak sene 99 târihinde Merhûm Sultân Süleyman Hân bahren gidip berren Saray-ı Hümâyûn'a teşrîf buyurmuşlardır. Hülâsa berren gidip bahren dahi ‘avdet olunduğu mesbûktur. Ve'l-hâsıl irâdeye tevakkuf eder hâlâttandır.” vr. 6b.
hılâlde elli re’s kurbanlar zebh olundu ve ‘avdet-i hûmayûn esnâsında semâhatlu şeyhülislâm efendi türbe-i şerîfede ve sudûr-ı kirâm câmi‘-i şerîf havlusu vasatında selâmlayıp tevakkuf ve câmi‘-i şerîfin Bostan İskelesi tarafında olan kapudan taşrada vâkı‘seng-i rikâba dek re’fetlü sadra‘zam hazretleri ve yeniçeri ağası bağalgîrî şerefin ihrâz edip şevketlü, kudretlü efendimiz esb-i rehvârlarına süvâr olduklarında alkış olunduğu gibi re’fetlü sadra‘zam hazretleri ve vezîr-i mükerrem kapudân paşa ve yeniçeri ağası ve defterdâr efendi ve re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve rikâb-ı hümâyûn ağaları ve kapucubaşı ağalar pîş-i hümâyûnda revân olup Bostan İskelesi'nde seng-i rikâbda nüzûl buyurduklarında alkış olunup re’fetlü sadra‘zam hazretleri cânib-i yemîn ve yeniçeri ağası cânib-i yesâr-ı pâdişâhîde bağalgîr oldukları hâlde zevrakçe-i hümâyûnlarına sâye endâz-ı duhûl ve müşârunileyhümâ hazerâtına teveccüh ve iltifât-ı mülükâne buyurduklarında re’fetlü sadra‘zam hazretleri zemin-bûs eylediklerinde alkış olunup şevketlü kudretlü pâdişâhımız bahrenSaray-ı Hümâyûn'larına ‘azîmet buyurduklarından sonra re’fetlü sadrı‘âlî hazretleri ve sâ’irleri bi'l-cümle ‘avdet buyurdular. 11
(7a) Saferü'l-Hayrın Yirmi Birinci Günü Selâmlık ‘Avdetinde Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye
Geldikte Yeniçeri Ağasına Kürk İlbâsı
Yevm-i mersûmda ‘îd-i mü’minîn olan yevm-i cum‘a olup şevketlü, mehâbetlü pâdişâhımız salât-ı cum‘ayı Bağçekapusu'nda vâkı‘ Vâlide-i ‘Atîka Câmi‘-i Şerîfi'nde edâ ve Saray-ı Hümâyûn'a teşrîfleri ‘akabinde ber-vech-i mu‘tâd-ı kadîm yeniçeri ağaları 29
huzûr-ı âsafîye gelmeleriyle işbu yevm-i cum‘ada dahi geldikte ağa-yı mûmâileyhin ta‘lîk-i seyfte sünûh eden hüsn-i ihtimâmı pesendîde-i hümâyûn olduğun müş‘ir huzûr-ı âsafîde bol yenlü çukaya kaplu bir sevb semmûr kürk ilbâs buyuruldu.
Fî 24 S [Safer] Sene 1171 İstiklâli Hâvî Târih-i Mezkûrda Vürûd Eden
Hatt-ı Hümâyûn
A‘tâf-ı seniyye-i cihândâriden mahzâ taltîf ve istiklâl-i âsafîyi hâvî rikâbdâr-ı cenâb-ı şehriyârî yevm-i mezbûrda bir kıt‘a hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn ve bir sevb ferve-i
semmûr-i müstevcibü's-sürûr ile bir kıt‘a hânçer-i süreyyâ-peyker ve bir kabza bıçak-ı pür-cevher vürûd edeceği müte‘allik olmağın sa‘âdetlü kethüdâ bey ve re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve tezkire-i evvel ve sânî ve mektûbî ve teşrîfâtî kulları bâlâ-yı nerdübân-ı Dîvânhâne'den birer kademe aşağıda; ve kapucular kethüdâsı ve selâm ağası, ağalarının rikâbda istikbâl ve ağa-yı müşârunileyh gelip seng-i rikâb-ı âsafîde nüzûl eyledikde mûmâileyhümâ koltuğa girip ‘Arzodası'na duhûl olundukta re’fetlü sadra‘zam hazretleri dehlîzde istikbâl ve hatt-ı hümâyûnu alıp takbîl eyledikte enderûn ağaları kapusu cânibinde müheyyâ olan çavuşân-ı dîvân alkış edip ‘Arzodası vasatında rikâbdâr ağa kürkü boğçasından ihrâc ve iksâ eyledikte tekrar alkış ve kezâlik hânçeri ve bıçağı ta‘lîk-i bend-i miyân-ı âsafî eyledikte alkışlar olunup re’fetlü sadra‘zam hazretleri sadr-ı‘âlîlerine teşrîf ve minderden aşağı kā’im oldukları hâlde (7b) hatt-ı şerîfi zarfından ihrâc ve tekrar takbîl ve re’îsülküttâb efendiye verip cehren kırâ’et eyledikten sonra ağa-yı mûmâileyh hazretlerine bir sevb bol yenlü semmûr kürk ilbâs ve ık‘âd ve tatlu ve kahve verildikten sonra vürûd eden hatt-ı hümâyûnun cevâbı olmak üzere müheyyâ olan telhisi re’îsülküttâb efendi bağlayıp ve mühr-i hümâyûn ile mühürlenirken kıyâm ve ba‘de't-temhir bâlîn üzerine vaz‘ ve şerbet ve buhûr merâsimi dahi icrâ olunduğu ‘akabinde ağa-yı mûmâileyhin hüddâmına onsekiz sevb hil‘atler ilbâs ve ağa-yı mûmâileyhe beşbin guruşluk zer-i mahbûb ve sandıkdâşına beşyüz guruş ve rikâb-ı 30
12 Derkenar: “ Rikâbdâr ağa ve ma‘iyyetinde olanlara verilen: Ağa-yı mûmâileyhe: 1 sevb semmûr, 1 esb, 5000 guruş.Sandukdaşına: 1 sevb hil‘at, 500 guruş. Başçukadârına: 1 sevb hil‘at, 250 guruş. Kullukçuya: 1 sevb hil‘at, 250 guruş. Başbaltacıya: 1 sevb hil‘at, 100 guruş. Hüddâmına: 14 sevb hil‘at, 500 guruş. Yekûn: 1 semmûr, 1 esb, 18 hil‘at, 6600 guruş.” vr. 7b.
hümâyûn çukadârına iki yüz elli guruş ve baltacı ağaya yüz guruş ve hüddâma beş yüz guruş verilip12 i‘âde olundukta kemâ fî'l-istikbâl teşyî‘ ve bir re’s mükemmel donanmış esb-i eşhebî keşîde-i seng-i rikâb kılınır. ‘Avdet eyledikten sonra sa‘âdetlü kethüdâ bey ve re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve sâ’ir kapu takımı ‘Arzodası'nda dâmen-bûs-ı âsafî ile mübâhi oldular.
Fî 25 S [Safer] Sene 1171. Bahşiş-i Cülûs-ı Hümâyûndur Yevm-i Salı
Yevm-i mezbûrda ‘âdetâ dîvân olup cülûs-ı hümâyûn bahşişi dahi Enderûn-ı Hümâyûn hazînesinden i‘tâ olunmak emr-i hümâyûn-ı cihândârî buyurulmağın ‘âdetâ Dîvân-ı Hümâyûn'a geleceklerden mâ-‘adâ topçu ve top‘arabacı ve tersâneli ocaklarına dahi defterdâr efendi tarafından ihbâr ve ‘ulûfe dîvânı misillü her ocak ricâli yerlü yerlerine gelip ârâm ve keyfe-mattefak çand rûz mukaddem hüdâvendigâr-ı sâbık zamanında cedîden vürûd eden Venedik baylosu dahi dîvân-ı me‘âlî ‘unvân-ı husrevânîye getirilip getirdiği nâmesini teslîm eylemesi fermân buyurulmağın mu‘tâd üzere çavuşbaşı ağa varıp elçiyi Kirec İskelesi'nden alıp Alay Köşkü altında tevkīf ve re’fetlü sadra‘zam hazretlerinin dîvân-ı hümâyûna teşrîflerin (8a) seyr ü temâşâ ‘akabinde elçi dahi gelip Orta Kapu'da nüzûl ve Feth-i Şerîf kırâ’eti hitâmında içerüye idhâl ve Kubbe-i Hümâyûn'da iskemleye ık‘âd ve re’fetlü sadra‘zam hazretleri devât odasından teşrîf buyurduklarında bi'l-cümle kıyâm ve tarafeyne selâm-dâde olarak sadr-ı ahkâma teşrîf ve ku‘ûd buyurduktan sonra elçinin hâtırı ber-vech-i mu‘tâd dîvân tercümanı vesâtatıyla isti‘lâm ve re’îsülküttâb efendi dahi telhis kîsesini getirip mahalline vaz‘ ve Kubbe-i Hümâyûn'dan taşra çıktıkları gibi Dîvân-ı Hümâyûn kurulup 31
13 Derkenar: “Cülûs-ı hümâyûn bahşişi dîvânında ‘arz olmayıp ve elçi takrîbiyle hasbe'l-iktizâ oldukta dahi yine ‘ulûfe misillü sadra‘zamlara kürk ilbâs olunmaz ve defterdâr efendi ‘arza girmez.” vr. 8b.
14 Derkenar: “Baylos-ı mesfûrun getirdiği nâme, takrîri hitâmından sonra, ahz ve taht-ı hümâyûn kenarında minder üzerinde dest-i yesârlarıyla vaz‘ olundu.” vr. 8b.
mesâlih-i ‘ibâd ru’yet ve hitâm bulduğu sâ‘at ‘ayniyle ‘ulûfe ihrâcı dîvânı misillü bahşiş kîselerini mehterân-ı hayme-i hâssa Kubbe Altı'na nakl ve nısfı mertebesine vardıkta cülûs-ı hümâyûn bahşîşi dîvânında ‘ulûfe dîvânı gibi ‘arz olmayıp ancak tevzî‘ istîzânını mutazammın telhis irsâli iktizâ ederdi. Lâkin bu def‘a Venedik baylosu getirdiği nâmesini rikâb-ı hümâyûna teslîm içün ‘arza idhâl olunması lüzûmundan nâşî gerek bahşiş-i hümâyûn tevzî‘i ve gerek ancak elçi münâsebetiyle sâ’ir ‘arz günleri misillü ‘arza duhûl istîzânını mutazammın müheyyâ olan telhisi re’îsülküttâb efendi ber-kā‘ide nezd-i âsafîde bağlayıp ve mühr-i hümâyûn ile mühürlenirken bi'l-cümle kıyâm ve ba‘de't-temhir kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârî ile rikâb-ı kâmyâb-ı husrevânîye irsâl ve vürûduna intizâr ve hatt-ı hümâyûn ile müşerrefen geldikte re’fetlü sadra‘zam hazretleri Kubbe-i Hümâyûn kapusunda karşılayıp takbîl ve ber-ser-i ta‘zîm ederek sadr-ı ahkâma teşrîf ve kıyâmen feth ve ihfâ’en kırâ’et ve tekrar takbîl ü telsîm ve koyunlarına vaz‘ ve makāmlarına ku‘ûd buyurdukları gibi ‘ulûfe tevzî‘i misillü ruznâmçe-i evvel efendi tevzî‘ defterini kırâ’et ve ibtidâ Yeniçeri Ocağı ve ba‘dehu sâir ocaklar bahşişlerin tamamen ‘ulûfe misillü aldıktan sonra ta‘âm gelmekle elçi yalnız sofra-i sadra‘zamîde ve on nefer beyzâdegân ve mu‘teber adamları defterdâr efendi ve tevkī‘î sofralarında ba‘de't-ta‘âm teşrîfâtî ma‘rifetiyle kaldırılıp Dîvânhâne-i ‘Atîka pîşgâhında (8b) rûznâmçe-i evvel defteri mûcebince sâbıkları misillü kürk ve hil‘atleri ilbâs ve yeniçeri ağası ve sadreyn efendiler ve re’fetlü sadra‘zam hazretleri ve vüzerâ ‘arza duhûllerinden sonra balyos dahi sekiz nefer beyzâdegânıyla ‘arza13 idhâl ve nâmesini, huzûr-ı hümâyûnda evvel-emirde mîr-‘alem-i şehriyârî ağaya ol dahi vezîr kapudân paşa hazretlerine anlardan dahi sadra‘zam hazretleri alıp taht-ı hümâyûnun kenârına ve dîvân-ı hümâyûn tercümanı vesâtatıyla elçinin takrîri14 hitâmında vâkı‘ olan nutk-ı hümâyûn-ı şehinşâhî re’fetlü sadra‘zam hazretlerinin îzâh u beyânlarına ve yine 32
15 Derkenar: “Cülûs-ı hümâyûn bahşişi dîvânında ‘arz olunmayıp ve elçi takrîbiyle hasbe'l-iktizâ oldukta dahi yine ‘ulûfe misillü sadra‘zamlara kürk ilbâs olunmaz ve defterdâr efendi ‘arza girmez ve bir ahada hil‘at ilbâs olunmaz. Meğer mansûbiyeti cedîd olmak takrîbiyle mu‘tâd üzere ‘arza girecek ricâl var ise; anlar dahi, ‘arza girmeleri içün hil‘at ilbâs olunurlar.” vr. 8b.
lisânları üzere dîvân-ı hümâyûn tercümanı vesâtatıyla iblâğ olunduktan sonra elçi-i mesfûr i‘âde ve doğru Orta Kapu'ya gidip süvâr, bi'l-cümle erbâb-ı dîvân çıkınca tevkīf ba‘dehu ‘avdet eyledikte kā‘ide olmadığından nâşî çavuşbaşı ağa gitmeyip ancak çavuşlar emîni ve kâtibi ve çavuşân-ı dîvân ile Kirec İskelesi'ne gitmiştir. Gelelim mâ-nahnü fîhe, re’fetlü sadra‘zam hazretleri dahi ‘arzdan çıkıp Kubbe-i Hümâyûn'a teşrîf buyurduklarında sâir ‘ulûfe dîvânları gibi kürk ilbâs olunmadığından dâmen-bûs-ı âsafî mu‘tâddan olmayıp ancak ‘ulûfe dîvânları misillü bahşiş kîseleri çıkıp ve sâ’ir erbâb-ı dîvân ve kapucubaşı ağalar dahi çıktıktan sonra re’fetlü sadra‘zam hazretleri dahi dîvân-ı sâ’ire misillü Bâbüssa‘âde'yi selâmlayıp ‘avdet buyurdular. Bahşiş dîvânında ‘arz olmayıp ancak bahşiş tevzî‘î istîzânını hâvî telhis gönderilir. Bâlâda sebt-i sahîfe-i tastîr olunduğu üzere elçi takrîbi veyâhûd bir gayrı münâsebet hasebiyle ‘arz olması
irâde-i hümâyûn buyurulsa dahi sadra‘zama kürk15, ve bir ahada hil‘at ilbâs olunmayıp ve defterdâr efendi ‘arza girmez.
Fî 28 S [Safer] Sene 1171 Ba‘de Edâ-i Salâti'l-Cum‘a İhbâr-ı Cülûs-ı Hümâyûn
Zımnında Şeref-rîz-i Sudûr Eden Nâme-i Hümâyûn İsâline Me’mûr Zevâttır
Yevm-i mezbûrda şevketlü, mehâbetlü pâdişâh-ı ‘âlem-penâh hazretleri salât-ı cum‘ayı (9a) Sultân Selim Hân Câmi‘i Şerîfi'nde edâ buyurup ve yine yevm-i mersûmda hâcegân-ı dîvâniyyeden küçük evkāf muhâsebecisi resmî Ahmed Efendi, şıkk-ı sânî pâyesiyle ihbâr-ı cülûs-ı hümâyûn zımnında şeref-rîz-i sudûr eden nâme-i hümâyûn-ı şehinşâhîyi isâl Nemçe cânibine orta elçilik ile ve kezâlik yine hâcegândan sâbıkan çavuşlar kâtibi Şehdî ‘Osmân Efendi Rusya tarafına ve hâlen re’fetlü sadra‘zam 33
hazretlerinin selâm ağalığı hidmet-i şerîflerinde olup bundan akdem büyük elçilik ile Rusya cânibine me’mur Yancıklı(?) Emnî Mehemmed Bey-efendinin kethüdâlıkları hidmetinde bulunmak hasebiyle umûr-ı sefârete ‘ârif ü vâkıf olan Selâmi El-hâc Mehemmed Ağa dergâh-ı ‘âlî kapucubaşılık pâyesiyle Leh cumhûru tarafına orta elçilik ile ta‘yîn ve hil‘atler ilbâs buyuruldu.
Fî 29 S [safer] Sene 1171. Re’fetlü Sadra‘zam ve Semâhatlu Şeyhülislâm Efendi
Hazerâtının Rikâb-ı Hümâyûna Teşrîfleri
Yevm-i mezbûrda semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri, re’îsülküttâb efendi delâletiyle, Bâbıâsafî'ye teşrîflerinde sa‘âdetlü kethüdâ bey ve çavuşbaşı ağa ve tezkire-i evvel ve sânî ve mektûbi efendiler zukâk kapusu hâricinde; ve muhzır ağa ve bostancılar odabaşısı, arzuhâlciler köşesinde; ve kapucular kethüdâsı, seng-i nerdübânda; ve ez-kadîm sadra‘zamlar, bâlây-ı nerdübânda istikbâl ede geldikleri defâtir-i teşrîfâtta meşhûr olup ancak kırk üç târihinden berü müşârunileyh hazerâtı dahi seng-i rikâba nüzûl ede gelmeleriyle hâlen re’fetlü sadra‘zam-ı vâlâ-himem hazretleri dahi seng-i rikâbda istikbâl ve ‘Arzodası'na teşrîf ve ba‘de salâti'z-zuhr baltacılar kethüdâsı mu‘tâd üzere geldiği gibi bi'l-ma‘iyye rikâb-ı hümâyûna teşrîf ve yine Bâbıâsafî'ye ‘avdet ve ba‘de edâ-i salât-il-‘asr yine kemâ fi'l-istikbâl teşyî‘-i semâhat iştimâlleri merâsimi icrâ olunup ancak re’îsülküttâb efendi ‘avdette konaklarına gitmez.
Cündiyân-ı Âsafînin Huzûr-ı Hümâyûnda Cirîde Gitmeleri Fî Gurre-i RA
[Rebiülevvel] Sene 1171 Yevm-i İsneyn
(9b) Yevm-i mersûmda şevketlü, mehâbetlü efendimiz biniş vetîresi üzere ağa 34
bağçesine teşrîf-i hümâyûn buyurup ve letâfet-i hevâ dahi ber-kemâl olmaktan nâşî re’fetlü sadra‘zam hazretleri taraflarından enderûn cündî ağaları cirîde gelmek irâde vü emr-i hümâyûn buyurulmağın ber-vech-i mu‘tâd kırk nefer münteha-yı cündiyân silahdâr-ı âsafî ile irsâl buyururdu.
Fî 29 M [Muharrem] Sene 1172 Cülûs-ı Hümâyûn Zımnında Françe Elçisinin Bilâ-
resm Bâbıâsafî'ye Gelmesi
Bundan akdem cülûs-ı hümâyûn-ı meymenet-makrûn vukū‘unu muhtevî Âsitâne-i devlet âşiyânede mukîm Françe balyosuna ber-vech-i mu‘tâd Bâbıâsafî'de bilâ-resm teslîm olunan nâme-i hümâyûn-ı cihândârînin cevâbı olmak üzere Françe devleti tarafından vürûd eden tebrîknâmeyi, balyos-ı mesfûrun sâbıkları mûcebince bilâ-resm Bâbıâsafî'ye getirip re’fetlü sadra‘zam hazretlerine teslîm etmekle yevm-i merkûmda balyos-ı mesfûr kendü kayığı ile Kirec İskelesi'ne gelip ve kendü tarafından tedârük olunan atları ile Bâbı‘âli'ye geldikte ancak delü ve gönüllüyân ve tatarân ve şâtırân-ı sadrı‘âlî kisve-i ‘âdîyeleriyle aşağı havluda ve yirmi nefer vezir ağalarıyla yirmi nefer çavuşân-ı dîvân rûz-ı merre destâr ve ferrâceleriyle ‘Arzodası'nda yemîn ve yesâr saff-ârây-ı ârâm oldukları halde balyos-ı mesfûr gelip seng-i rikâbda nüzûl ve çavuşlar kâtibi ve emîni ağa vesâtatlarıyla misâfir odasında cüz’îce tevkīf ve bâ-izn-i ‘âlî kaldırılıp ‘Arzodası'nda iskemleye ık‘âd olunduğu ifâde olundukta re’fetlü sadra‘zam hazretleri destâr-ı ‘âdî ve sof ferrâce ile diğer odadan hareket buyurduklarında kethüdâ bey ve kapucular kethüdâsı ağa koltuğuna girip ve re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve tezkire-i evvel ve sânî ve mektûbî efendi ve teşrîfâtî kulları bi'l-cümle destâr-ı rûz-ı merre ile önüne düşüp ‘Arzodası'na teşrîf ve selâm ve alkış merâsimi icrâ olunduktan sonra balyos-ı mesfûrun takrîri dîvân tercümanı vesâtatıyla ‘arz ve tebrîknâmesini iblâğ murâd eyledikte re’îsülküttâb efendi alıp yasdık üzerine vaz‘ ve iktizâ (10a) eden cevâbı dahi yine dîvân tercümanı vesâtatıyla ifâde olunduğu gibi kahve ve şerbet ve buhûr 35
verilip ve elçinin koynuna ancak bir boyama ve bir yağlık vaz‘ ve i‘âde olundukta geldiği vech üzere ‘avdet ettirildi. Elçi-i mesfûr bilâ-resm olmağla iyâb ü zehâbında kimesne gitmemiştir.
Bundan Akdem Cülûs-ı Hümâyûn Vukū‘unu Hâvî Felemenk Ta‘bîr Olunan
Nederland Devleti Tarafına İrsâl Olunan Nâme-i Hümâyûn-ı Şevket-makrûn
Âsitâne-i Sa‘adette Mukīm Olan Felemenk Balyosuna Bilâ-resm Bâbıâsafî'de
Teslîm Ve Ol Vechile İrsâl Olunmağın Bu Def‘a Vürûd Eden Tebrîknâmesi
Dahi Bilâ-resm Bâbıâsafî'de Re’fetlü Sadra‘zam Hazretlerine Balyos-ı Mesfûr
Yediyle Teslîm Olunmağın Vâkı‘ Olan Harekâttır Fî 47 Ş [Şa‘ban] Sene 1172
Yevm-i mezkûrda balyos-ı mesfûr kendü kayığı ve kendü atlarıyla Bâbıâsafî'ye gelip seng-i rikâbda nüzûl ve misâfir odasında tevkīf ve ‘Arzodası'na kaldırılıp iskemleye ık‘âd ve kırk nefer mikdârı vezir ağaları ve çavuşân-ı dîvân saff-ârây-ı ârâm olduktan sonra re’fetlü sadra‘zam hazretleri diğer odadan hareket ve sa‘âdetlü kethüdâ bey ve re’îsülküttâb efendi ve sâ’ir hüddâm-ı bâb cümlesi destâr-ı ‘âdî ve erkân kürk ile pîşgâh-ı âsafâneye düşüp teşrîf buyuruldukta selâm ve alkış merâsimi icrâ ve balyosun takrîri esnâsında getirdiği tebrîknâmesini ‘arz eyledikte re’îsülküttâb efendi hazretleri alıp yasdık üzerine vaz‘ ve dîvân tercümanı vesâtatıyla takrîrin iktizâ eden cevâbı verildiği gibi re’fetlü sadra‘zam hazretlerine ve mesfûra mu‘tâd üzere tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûrlar verilip kapucular kethüdâsı yediyle balyosun koynuna yağlık ve boyama ve üç nefer tercümanlarına dahi birer boyama verilip i‘âde buyuruldu. Bundan ziyâde bir dürlü tekellüf ve rüsûmata dâir bir şey icrâ olunmamıştır.
Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn-ı Hâvî İsvec Orta Elçisinin Bâbıâsafî'ye Bilâ-resm
Gelip Nâmesinin Teslîmi Fî 14 L [Şevval] Sene 172 36
Cülûs-ı hümâyûn-ı meymenet-makrûnu mutazammın bundan akdem İsvec kralına tahrîr olunan (10b) nâme-i hümâyûn-ı husrevânî Âsitâne-i Sa‘âdet'te mukīm İsvec orta elçisine Bâbıâsafî'de bilâ-resm teslîm ve ol vechile İsvec devleti tarafına irsâl olunmuştu. Bu def‘a tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn-ı hâvî İsvec kıralı tarafından tahrîr olunan nâmesi yine Âsitâne'de mukîm elçisi tarafına vârid olduğundan nâşî bilâ-resm Bâbıâsafî'ye gelip nâmesini teslîm etmekle yevm-i mezbûrda elçi-i mesfûr kendü kayığı ile Bağçekapusu'na gelip kendü atlarıyla Bâbısadra‘zamî'ye vürûd ve seng-i rikâbda nüzûl ve misâfir odasında cüz’îce tevakkuf eyledikten sonra elçi-i mesfûr kaldırılıp ‘Arzodası'nda iskemleye ık‘âd olunduğu ba‘de'l-ifâde re’fetlü ‘inâyetlü sadra‘zam hazretleri diğer odadan destâr-ı ‘âdî ve sof ferrâce ile hareket ve sa‘âdetlü kethüdâ bey ve kapucular kethüdâsı koltuğuna girip ve hüddâm-ı bâb pîşgâh-ı âsafânede yürüyerek ‘Arzodası'na teşrîf ve selâm ve alkış merâsimi icrâ ve sadr-ı ahkâma ku‘ûd buyurdukları gibi elçi-i mesfûrun takrîri Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı vesâtatıyla ifâde ve nâmesini elçi-i mesfûr teslîm murâd eyledikte re’îsülküttâb efendi alıp yasdık üzerine vaz‘ ve re’fetlü sadra‘zam hazretleri taraflarından iktizâ eden cevâb dahi tercüman-ı dîvân vesâtatıyla iblâğ olunduğu sâ‘at sadra‘zam hazretlerine ve elçiye tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr ve mer’eten elçiye yağlık ve boyama verilip geldiği vech üzere i‘âde olunduğu bu günde bir kimesne mücevveze giymeyip ancak aşağı meydanda kendü ihtişâmımızdan olmak üzere delü ve gönüllü ve tatarân mevcûd ettirildi.
[Cülûs Tebriği İçinVenedik Balyosunun, Büyük Elçilikle, Gelişi]
Fî 22 L [Şevval] Sene 1172. Yevm-i mezbûrda tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn-ı meymenet-meşhûnu hâvî Venedik cumhûru tarafından hâlen Âsitâne-i Sa‘âdet'te mukīm Venedik balyosuna büyük elçilik ile tebrîknâmesi geldiği ecilden ber-vech-i mu‘tâd elçi-i mesfûr 37
alay ile konağına nakl olunmağla elçi-i mesfûr süvâr olmak içün dîvân rahtlu bir re’s ve etbâ‘ı içün otuz dokuz re’s atlar Galata'da kalafatçılar karhânesinde mevcûd bulunmak üzere mîrahûr-ı evvel-i şehriyârî ağaya tezkire tahrîr ve tersâne kethüdâsının (11a) gammaz kayığı Tophâne İskelesi'ne irsâl ve çavuşbaşı ağa selîmî ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâce ve ber-vech-i mu‘tâd dîvân bisâtlu esb ve bölükât-ı erba‘a ağalarından ak bayrak ağası dahi uslûb-ı mezbûr üzere ve yirmi nefer çavuşân-ı dîvân ve kâtib efendi ve emîn ağa bi'l-cümle mücevvezeleriyle ve teşrîfâtî, kafesî destâr ile ve Galata voyvodası perîşânî ve çorbacısı ve asesbaşı ve subaşı elbise-i dîvânîleriyle sâ‘at üçte iken Meyyit İskelesi'nde vâkı‘ kârhâne-i mezbûrda mevcûd bulunup elçi-i mesfûr gammaz kayığı ile Tophâne İskelesi'nden geldikte voyvoda-i mezbûr tarafından tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr verilip alaya süvâr olundukta çavuşbaşı ağa sağda ve ak bayrak ağası solda ve elçi ortada ve sâ’irleri ‘ale't-tertîb ilerüde yürüyüp Galata derûnunda vâkı‘ cânib-i mîrîden istikrâr olunan hâneye nüzûl ve yukarı çıkılıp kahve ve şerbet verildikten sonra i‘âde olundu.
Tertîb-i Alay
İbtidâ kulaguz çavuş ba‘dehu ta‘yîn olunan orta neferâtı ikişer ikişer kîçeleriyle; ba‘dehu çavuşân-ı dîvân, mücevvezeleriyle; ba‘dehu elçinin çukadâr ve yedekleri; ba‘dehu şadırvân ahûrundan gelen atlara süvâr olan elçinin adamları; ba‘dehu ahûr kethüdâsı ağa, destâr-ı ‘âdî ve ferrâce ile; ba‘dehu Galata çorbacısı, süpürge ile, mihmândâr ile hem-‘inân; ba‘dehu senâhân çavuş ve halîfe-i teşrîfâtî efendi, mücevveze ve ferrâceleriyle; ba‘dehu yalnızca Galata voyvodası, perîşânî ile; ba‘dehu çavuşlar kâtibi ve emîni, mücevvezeleriyle hem-‘inân; ba‘dehu yalnızca teşrîfâtî efendi, kafesi ile; ba‘dehu çavuşbaşı ağa sağda, ak bayrak ağası solda, elçi ortada; ba‘dehu elçinin ba‘zı hademesi ve ta‘yîn olunan çorbacının neferâtı. Bu tertîb üzere elçinin konağına varılıp ba‘de'n-nüzûl kahveler içilip ve meydâna ferşîde kılınan şekerlemeyi çavuşân-ı 38
16 Derkenarlar: “Mesfûr Venedik elçisinin evvel-emirde kapuya takrîri geldiği günün ikinci günü Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı ile gönderilen: Meyve sepet: 40 ‘aded. Şükûfe: tabla 8 ‘aded. Yevmiye ta‘yînât-behâ: 80 guruş. Yevmiye hâne kirâsı: Hâne, 4 ‘aded (?); 36 guruş. Bir def‘a mefrûşât-behâ: 3822 guruş. Mihmândârına yevmiye: 80 akçe. Üzerine me’mûr çavuşân[a], neferen: 2, yevmiye: 80 akçe.
Alay günü mihmândâr ve çavuşlar ve ortasıyla bir nefer çorbacı ta‘yîn buyurulur.
Derûn-ı sahîfede muharrer elçi tarafından birkaç gün sonra ‘avâ’id-i mu‘tâdesi geldi: Çavuşbaşı ağaya: 1 ağır telli; 1 telli; 1 kadîfe; 1 atlas. Teşrîfâtî efendiye: 40 altun; 1 ağır telli; 1 telli; 2 kumaş; 3 çuka. Ak bayrak ağasına: 1 kadîfe; 1 kumaş. Halîfeye: 20 altun, 1 telli, 1 çuka.” vr. 11a.
17 Derkenarlar: “Düvel-i nasârâ elçilerinin resmen Bâbı‘âlî'ye geldiklerinde icrâ olunan rusûmda kallâvî ve mücevveze giymeleri ref‘ine dâir kuyûddur.
Fî 17 CA Sene 206. Târih-i mezkûrda fî-mâ-ba‘d düvel elçilerinden orta elçi ve gerek fevkal‘âde orta elçi ve baylos rütbesinde olanlar gerek elçilikleri tecdîden ve gerek cedîden Der-‘aliyye'ye vürûdlarında kable'l-mülâkât ba‘zıları alay ile konağına îsâlinde meselâ Venedik baylosu gibi ba‘dehu mektûblarını resmen getirip Bâbı‘âlî'ye teslîminde akîb-i müsâlahada vürûd eden büyük elçilerden mâ-‘adâsı Bâbı‘âlî'ye geldiklerinde devletlü sadra‘zam efendimiz hazretleri kallâvî; ve ricâl-i Bâbı‘âlî selîmî ve mücevveze giymeyip destâr-ı âdî ve ber-muktezâ-yı mevsim erkân semmûr veyâhûd sof ferrâceleriyle bulunup ol vechile icrâ olunmasına hâlen re’îsülküttâb ‘atûfetlü Mehemmed Râşid Efendi hazretleri karar verip ve bâlâda mastûr târihinde Nemçelü'nün fevkal‘âde orta elçisi resmen Bâbı‘âlî'ye gelip cevâbnâme-i hümâyûn teslîminde destâr-ı âdî ile icrây-ı rusûm olunacağını tercümanına ifâde ve fî-mâ-ba‘d bâlâda zikr olunan elçi ve baylosun mecmû‘unda bu vechile icrây-ı rusûm olunacağı teşrîfâta kayd olunması husûsunu irâde buyurmalarıyla işbu mahalle şerhi verildi.
Fî 25 CA Sene 1214 târihinde İngilterelü'nün büyük elçisi Bâbı‘âlî'ye resmen geldiğinde mücevveze resmi icrâ olundu.
Fî 23 S Sene 218. [Bu] def‘a İngiltere büyük elçisi resmen Bâbı‘âlî'ye gelmekle mücevveze resmi icrâ
olunmamıştır.
Fî 22 B Sene 217 târihinde ‘akîb-i musâlaha zımnında Françe büyük elçisi resmen Bâbı‘âlî'ye gelmekle buna dahi mücevveze resmi icrâ olunmamıştır.” vr. 11b.
dîvân ve sa’irleri mu‘tâd üzere yağma edip ‘avdet olundu.16
(11b) Zikr Olunan Büyük Elçinin Resmen Bâb-ı Âsafi'ye Gelip Mektûbunu
Teslîmi17
Birkaç gün mürûrundan sonra elçi-i mesfûrun Bâbıâsafi'ye gelmesi irâde buyurulmağın çavuşbaşı yedi çiftesi, Tophâne İskelesi'ne irsâl ve elçi-i mesfûr süvâr olmak içün dîvân rahtlu bir re’s ve etbâ‘ı içün otuz dokuz re’s eğerlenmiş atlar berâtasız yedekçiler ile Kirec İskelesi'nde mevcûd ettirilip ve çavuşbaşı ağa selîmî ve ber- 39
muktezâ-yı mevsim sof ferrâce ve dîvân bisâtlu esb ile ve yirmi nefer mücevvezelü çavuşân ve ‘asesbaşı ve subaşı ve neferâtı kisve-i mahsûsalarıyla Kirec İskelesi'ne varıp elçi geldikte Kireccibaşı odasında çavuşbaşı tarafından tatlu ve kahve ve buhûr merâsimi icrâ olunduktan sonra süvâr ve Bâbıâsafi'de delü ve gönüllü ve tatarân ve şâtırân kisve-i mahsûsalarıyla meydanda saff-ârâ oldukları hâlde çavuşbaşı ağa sağda ve elçi solda gelip seng-i rikâbda nüzûl ve misâfir odasında cüz’îce teneffüs ve bi'l-istîzân ‘Arzodası'na kaldırılıp iskemleye ık‘âd olunduktan sonra re’fetlü sadra‘zam hazretleri diğer odadan kallâvî ve sof ferrâce ve kethüdâ bey ve kapucular kethüdâsı selîmî ve mücevveze ve ferrâceleriyle bağalgîr olup re’îsülküttâb efendi mizâcsız olup bulunmamağla çavuşbaşı ağa tezkire-i evvel ve sânî ve mektûbî ve teşrîfâtî efendiler pîşgâh-ı âsafânede yürüyerek ‘Arzodası'na teşrîf ve selâm ve alkış merâsimi icrâ olunup ve elçinin takrîri hitâmında mektûbunu ‘arz eyledikte, kānûn üzere re’îsülküttâb efendiye vekâleten, mektûbu büyük tezkireci efendi alıp bâlîn üzerine vaz‘ ve iktizâ eden cevâbı verilip ibtidâ sadra‘zam hazretlerine ba‘dehu elçiye pîşgîr ve tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr verildikten sonra rûznâmçe-i hümâyûn kaydı mûcebince elçiye ve etbâ‘ına hil‘atler ilbâs ve ‘avdet eylediğinde mu‘tâd olmadığına binâ’en çavuşbaşı ağa ‘avdette gitmeyip çavuşlar (12a) kâtibi ve emîni ve çavuşân ile i‘âde olundu.
Mesfûr elçiye, hil‘at-ı hâssü'l-hâss, 1 sevb; etbâ‘ına, hil‘a; 34 ‘aded; mihmândârına, hil‘at, 1 sevb; çorbacıya, hil‘at, 1 sevb; ‘asesbaşı, hil‘at, 1 sevb ; subaşı, hil‘at, 1 sevb; iki nefer çavuşân, hil‘at, 1 sevb. Elden verilen hil‘at, 4 sevb.
Bundan Akdemce Vürûd Eden Venedik Elçisinin Dîvân-ı Hümâyûna Gelip
Getirdiği Tebrîknâmesini Rikâb-ı Hümâyûn'a Teslîmi Resmi. Fî 7 ZA
[Zilka‘de] Sene 172 40
18 Derkenar: “Ve tevkī‘î olanlar vüzerâdan olurlar ise dahi yine cây-ı mahsûslarında ku‘ûd ederler.” vr. 12a.
Elçi-i mesfûr süvâr olmak içün çavuşbaşı ağânın yedi çiftesi Tophâne İskelesi'ne ve Kirec İskelesi'nden rükûbu içün dîvân rahtlu bir re’s, ve etbâ‘ı içün otuz dokuz re’s eğerlenmiş atlar berâtasız yedekçiler ile dîvân gicesi vaktiyle Kirec İskelesi'ne irsâl ve çavuşbaşı ağa dîvân-ı hümâyûn uslûbu üzere yirmi nefer mücevvezelü çavuşân ile iskeleye varıp elçi-i mesfûr geldikte çavuşbaşı ağa tarafından tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr verilip süvâr ve gelip Alay Köşkü altında tevakkuf ve sadra‘zam hazretlerin Dîvân-ı Hümâyûn'a teşrîflerin temâşâdan sonra ‘akablerince Bâb-ı Hümâyûn'dan duhûl ve hâss fırun divârı cânibinde ârâm ve kethüdâ bey ‘avdet eyledikten sonra Orta Kapu'da nüzûl ve Feth-i Şerîf kırâ’eti hitâmına dek tevakkuf ettirilip yeniçeriyân-ı dergâh-ı ‘âlî şorbaya seğirdecekleri zaman Orta Kapu'dan içerüye idhâl ve Kubbe-i Hümâyûn'a gelirken re’fetlü sadra‘zam hazretleri devât odasına teşrîf buyurmalarıyla elçi-i mesfûr Kubbe-i Hümâyûn'a idhâl ve tevkī‘î18 vezîr-i mükerrem hazretlerinin alt yânında köşede vaz‘ olunan iskemleye ık‘âd olunduktan sonra re’fetlü sadrı‘âlî hazretleri devât odasından teşrîflerinde bi'l-cümle kıyâm ve sadr-ı ahkâma ku‘ûd buyurdukları gibi dîvân tercümanı vesâtatıyla elçinin hâtırı istifsâr ve re’îsülküttâb efendi dahi telhis kîsesini getirip mahalline vaz‘ ve ‘avdet eylediği sâ‘at dîvân (12b) kurulup ba‘de't-dîvân ‘arz istîzânını mutazammın müheyya olan telhisi re’îsülküttâb efendi gelip huzûr-ı âsafîde bağlayıp kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârî ile huzûr-ı hümâyûna irsâl ve vürûduna terakkub ve hatt-ı hümâyûn ile müşerrefen geldikte Kubbe-i Hümâyûn kapusundan istikbâl ve sadr-ı ahkâma ‘avdet ve re’îsülküttâb efendi pîşgâh-ı âsafânede kâ’im oldukları hâlde re’fetlü sadra‘zam hazretleri telhisi güşâd ve dest-mâl ile mûmâileyh efendiye verip hatt-ı hümâyûnu kıyâmen ve ihfâ’en kırâ’et ve takbîl ve ber-ser edip koyunlarına vaz‘ ve ku‘ûd buyurdukları gibi ta‘âm gelmekle yalnız elçi sadra‘zam sofrasında ve üçer nefer mu‘teber adamları vezîr-i mükerrem tevkī‘î paşa ve defterdâr efendi sofralarında ıt‘âm ve ba‘de't-ta‘âm teşrîfâtî ile matbah emîni kubbe-nişînâna gülâb ve buhûr verdikte vekîlharc ile yamağı dahi elçiye gülâb ve buhûr verdikten sonra 41
bi'l-istîzân elçi kaldırılıp Dîvânhâne-i ‘Atîk pîşgâhında elçiye ve etbâ‘ına yirmi beş sevb ve üzerine me’murlara dahi ber-vech-i mu‘tâd hil‘atler ilbâs olunduktan sonra yeniçeri ağası mahallinden kalkıp Bâbüssa‘âde hâricine gelip ârâm ve mu‘tâda binâ’en re’sen ‘arza girdikleri gibi kadıasker efendiler hazerâtı sîm ‘asâ darbı işâretiyle Kubbe-i Hümâyûn'dan kaldırılıp anlar dahi ‘arza girip ve çıktıkları gibi yine sîm ‘asâ işâretiyle re’fetlü sadra‘zam hazretleri kaldırılıp ‘arza teşrîf ederken tevkī‘î paşa hazretleri dahi vüzerâdan bulunmak hasebiyle mu‘tâd üzere ‘akîb-i sadra‘zamîde ‘arza duhûl ve bu def‘a cedîden mansûbiyetleri takrîbiyle ‘arza gireceklerden defter emîni Râkım Efendi ve çavuşbaşı Mustafa Bey ve sipâh ağası Halil Paşazâde Ahmed Bey ve silahdâr ağası Ahmed Ağa ve yeniçeri efendisi Subhî Mehemmed Efendi ve büyük rûznâmçe ‘Âbdi Efendi ‘ale't-tertîb ‘arza idhâl ve çıktıkları gibi bâ-izn-i hümâyûn elçi-i mesfûr altı nefer âdemîsiyle‘arza idhâl ve nâmesini huzûr-ı hümâyûnda mîr-‘alem ağaya (13a) teslîm, ol dahi vezîr-i mükerrem tevkī‘î paşa hazretlerine, anlar dahi re’fetlü sadra‘zam hazretlerine, ve anlar dahi taht-ı hümâyûn kenârına vaz‘ ve iktizâ eden takrîri dîvân tercümanı vesâtatıyla ‘arz ve cevâbı verildiği gibi i‘âde ve taşra çıktıkta meks etmeyip doğru Orta Kapu'ya gidip esblerine süvâr ve bi'l-cümle erbâb-ı dîvân çıkınca hâss fırun önünde süvâren durup ba‘dehu ancak çavuşlar kâtibi ve emîni ve çavuşân ile ‘avdet eyledi. Sadreyn efendiler ‘arzdan çıktıklarında Bâbüssa‘âde hâricinde meks edip re’fetlü sadra‘zam hazretleri ‘arza teşrîf ederken âbüssa‘âde hâricinde selâmladıkları gibi tevakkuf etmeyip hânelerine ‘azîmet ederler. ‘Ârzdan ibtidâ tevkī‘î paşa çıkıp Bâbüssa‘âde hâricinde yeniçeri ağası ile kudûm-ı âsafâneye intizâr ve re’fetlü sadra‘zam hazretleri ‘arzdan çıktıklarında selâmlayıp yeniçeri ağası mahalline ‘azîmet ve tevkī‘î paşa hazretleri ‘akîb-i sadra‘zamîde Kubbe-i Hümâyûn'a teşrîf ve makâmlarına ku‘ûd eyledikten sonra çavuşbaşı ağa mu‘tâd üzere iktizâ eden mahalleri mühr-i hümâyûn ile temhir eylediği gibi sâ’ir dîvânlar misillü Bâbüssa‘âde selâmlanıp ‘avdet buyurdular. Bu def‘a ‘ulûfe dîvânı olmamağla ber-muktezâ-yı kānûn bu vechile hareket olunmuştur. Ve elçinin mu‘tâd üzere yetmiş iki parça hediyyesi mukaddemce zülüflüler kapusu pîşgâhına vaz‘ ve defteri pîşkeşçi ağaya mukaddemce verilmekle elçi-i mesfûr ‘arzda iken hediyyesi pîşkeşçi ağa ma‘rifetiyle mu‘tâd üzere takdîm olundu. 42
19 Verilen rakamların oplamı 635 değil 640'tır.
Sırmakârî top, 15 zırâ. Zerbâb; top: 2 ‘aded. Üstüfe; top: 1. Ağır telli hatâyî; top: 1. Telli kadîfe; top: 2. Sâde kadîfe; top: 7. Dîbâ-yi Freng; top: 14. Çiçekli hatâyî; top: 22. Atlas; top: 10. Betûdârî ; top: 2. Sâye çuka; top: 10. Yekûn: 72 ‘aded parça.
(13b) Üç gün mürûrundan sonra elçi-i mesfûrun harem-i hümâyûna hediyyesi olmak üzere ber-mu‘tâd-ı dîrîn yirmi dört top envâ‘-ı dîbâ ve hatâyî ve kadîfe hediyyesi altı ‘aded sepetler ile ve kezâlik on sekiz ‘aded sepetlere mevzû‘ âb-ı mu‘attar ile memlû sagir şişeler ve şem‘alar ve iğnedân ve yüksek ve musanna‘ şâneler ve tiryâk ve misk sabunu ve ba‘zı şükûfedânlar ve kadîfe kaplu sandukça hediyyeleri dahi tercümanları ile Bâbıâsafî'ye gelip manzûr-ı âsafî olduktan sonra bi'l-istîzân Enderûn-ı Hümâyûn'a irsâl ve defter ile ma‘an teslîm olundukta sa‘âdetlü dârüssa‘âde ağası huzûrlarında teşrîfâtî ve telhisî ve Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı ve elçinin baş ve ikinci tercümanları ve sır-kâtibi ve hazînedârı ve bu def‘a mihmândâr ve kara kulak-ı bostânîye cem‘an dokuz sevb hil‘atler ilbâs ve zîrde mastûr ‘atiyye-i mu‘tâde teslîm buyuruldu: Hil‘at-ı kadîm, 7; bu def‘a,2; [toplam:] 9 sevb.
Baştercümana, 55 guruş; ikinci tercümana, 55 guruş; Dîvân tercümanına, 100 guruş; sır-kâtibine, 100 guruş; hazînedârına, 100 guruş; etbâ‘ına, 200 guruş; yasakçılara, 30 guruş. Yekûn: 635 guruş.19
İki gün mürûrundan sonra re’fetlü sadra‘zam hazretlerine sekiz sepet harem-i âsafî hediyyesi baştercümanı ile Bâbıâsafî'ye gelip teşrîfâtî delâletiyle ‘arz olundukta baş 43
tercümanına ve adamlarına yirmi altun i‘tâ buyuruldu.
Bundan Akdem Cülûs-ı Hümâyûn-ı Meymenet-makrûnu Hâvî Danimarka Kralına
Tahrîr Buyurulan Nâme-i Hümâyûn-ı Husrevânî Kral-ı Mesfûrun Âsitâne-i
Sa‘âdet'te Mukīm Olan Orta Elçisine Bâb-ı Âsafâne'de Bilâ-resm Teslîm
Olunmağla Bu Def‘a Kral-ı Mesfûr Tarafından Elçisi Tarafına Vârid Olan
Tebrîknâmesi Bilâ-hediyye Olup ve Bu Misillü Bilâ-hediyye Vürûd Eden
Tebrîknâme Elçileri Ma‘rifetleriyle Bilâ-resm Bâbıâsafî'de Teslîm Olunmak
(14a) Mu‘tâd-ı Kadîmden Olmağla. Fî 9 S [Safer] Sene 1173.
Yevm-i mezbûrda elçi-i mesfûr kendü atları ve ademleriyle Bâbıâsafî'ye gelip misâfir odasında teneffüs ve ‘Arzodası'na kaldırılıp iskemleye ık‘âd olunduğu re’fetlü sadra‘zam hazretlerine ihbâr olundukta re’fetlü efendimiz destâr-ı ‘âdî ile diğer odadan hareket ve sa‘âdetlü kethüdâ bey ve kapucular kethüdâsı bağalgîr ve sâ’ir hüddâm-ı bâb pîşgâh-ı âsafâneye düşüp ve çavuşân-ı dîvân ve ağayân ‘Arzodası'nda saff-beste oldukları hâlde teşrîf buyuruldukta elçi-i mesfûr kıyâm ve selâm ve alkış merâsimi icrâ ve ku‘ûd buyurulduğu gibi elçinin takrîri dîvân-ı hümâyûn tercümanı vesâtatıyla ‘arz u takdîm ve getirdiği nâmesini teslîm eyledikte re’îsülküttâb efendi alıp yasdık üzerine vaz‘ ve iktizâ eden cevâbı tefhim olunduğu gibi re’fetlü sadra‘zam hazretlerine ve elçi-i mesfûra pîşgîr ve tatlu ve kahveler ve şerbet ve buhûrlar verilip elçinin koynuna bir ‘aded boyama ve bir ‘aded yağlık ve üç nefer mu‘teber adamlarına birer boyama verilip geldiği vech üzere i‘âde olunmuştur. Bundan ziyâde bir dürlü tekellüf olunmayıp ancak mu‘tâda binâ’en ‘Ârzodası'na kîçe döşenmiştir.
Makāle-i Elçi-i Sicilyateyn. Fî 12 S [Safer] Sene 1173 44
Bundan akdem cülûs-ı hümâyûn-ı meymenet-makrûnu hâvî Sicilyateyn kralına tahrîr buyurulan nâme-i hümâyûn-ı cihândârî kral-ı müşârunileyhin Âsitâne'de mukīm orta elçisine Bâbıâsafî'de bilâ-resm teslîm ve irsâl olunmuştu. Bu def‘a kral-ı müşârunileyh tarafından elçisi tarafına vârid olan tebrîknâmesi bilâ-hediyye olmağla bu misillü bilâ-hediyye vürûd eden tebrîknâmeler elçileri ma‘rifetleriyle bilâ-resm Bâbıâsafî'de teslîm olunmak mu‘tâd-ı kadîmden olmağın yevm-i mersûmda elçi-i mesfûr bilâ-resm Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye gelip tebrîknâmesin teslîme me’zûn olduğundan mâ‘adâ kral-ı müşârunileyhin akrabâsından olan (14b) İspanya kralı bu esnâda pey-i siperdâr-ı karar olmağla İspanya krallığı irsen kendüsüne intikāl eylediğinden nâşî evlâdından birine Sicilyateyn krallığın tefvîz ve kendüsü İspanya cânibine ‘âzim olduğun mutazammın mübârek rikâb-ı müstetâb-ı şehinşâhîye başka bir kıt‘a nâme-i musâfât-ı dâ’imesi olmağla ancak nâme-i mezkûr rikâb-ı şehriyârîye resmen takdîme müsâ‘ade-i ‘aliyye erzânî buyurulur ise kral-ı müşârunileyhin memnûn ve minnetdâr olacağı elçi-i mesfûr tarafından ifâde ve niyâz-mend olmağın eğerçi nâme-i mezkûr bilâ-hediyye olup lâkin tebrîknâme ve müceddeden elçi vürûdu ve sulhnâme makūlesinden olmayıp mücerred izhâr-ı musâfât makūlesinden olduğundan başka kral-ı müşârunileyhin kemâl-ı mertebe mütayyeb ve memnûn olacağı elçisinin takrîrinden münfehim olduğu re’îsülküttâb efendi tarafından tahrîr olunan takrîr üzere müsâ‘ade-i hümâyûn-ı pâdişâhî erzânî buyurulmağın ber-vech-i muharrer tebrîknâmesini mu‘tâd üzere bilâ-resm Bâbıâsafî'ye getirdiği gün rikâb-ı hümâyûna teslîm edeceği krallık nâmesinin re’fetlü sadra‘zam hazretlerine olan mektûbunu dahi taraf-ı tâmmü'ş-şeref-i âsafâneye teslîm eyledi.
Târih-i mezbûrda elçi-i mesfûr tebrîknâmesini teslîm içün bilâ-resm ber-mu‘tâd-ı kâdîm bâb-ı cenâbı sadra‘zamîye geldikte kendü etbâ‘ı ve kendü atları ile gelip seng-i rikâbda nüzûl ve misâfir odasında cüz’îce meks ve ‘Arzodası'na kaldırılıp iskemleye ık‘âd olunduğu re’fetlü sadra‘zam hazretlerine ihbâr olundukta diğer odadan hareket ve sa‘âdetlü kethüdâ bey ve kapucular kethüdâsı ağa bağalgîr ve re’îsülküttâb efendi ve 45
çavuşbaşı ağa ve tezkire-i evvel ve sânî ve mektûbî efendiler ve teşrîfâtî kulları pîşgâh-ı âsafâneye düşüp ve çavuşân-ı dîvân ve ağayân ‘Arzodası'nda saff-ârây-ı kıyâm oldukları hâlde teşrîf ve selâm ve alkış merâsimi icrâ ve ku‘ûd buyurulduğu gibi elçinin takrîri tercüman-ı (15a) dîvân vesâtatıyla beyân ve getirdiği tebrîknâmeyi ‘arz eyledikte re’îsülküttâb efendi alıp yasdık üzerine vaz‘ ve ba‘dehu krallık husûsu içün re’fetlü sadra‘zam hazretlerine olan mektûbunu takdîm eyledikte anı dahi re’îsülküttâb efendi ahz ve bâlîn üzerine vaz‘ ve iktizâ eden cevâbları verildiği gibi re’fetlü efendimize ve elçiye pîşgîrler ve tatlu ve kahveler ve şerbet ve buhûrlar verilip ve elçinin koynuna bir ‘aded boyama ve bir ‘aded yağlık ve üç nefer mu‘teber adamlarına dahi birer boyama verilip geldiği vech üzere i‘âde olunmuştur. Bundan ziyâde bir dürlü tekellüf olunmayıp herkes destâr-ı ‘âdî ile bulunup ancak mu‘tâd üzere kîçe döşenmiştir. Bâlâda tahrîr olunduğu üzere Sicilyateyn kralı olup bu esnâda İspanya krallığı irsen kendüsüne intikâl etmek hasebiyle evlâdından birine Sicilyateyn krallığını tefvîz ve kendüsü İspanya kralı olmak üzere İspanya cânibine ‘azîmet üzere idüğün hâvî Âsitâne'de mukīm olan orta elçisine bu esnâda vürûd eden bir kıt‘a ihbârnâmesi eğerçi bilâ-hediyye olup lâkin nâme-i mezkûrun vürûdu kemâl-i musâfâttan nâşî ve mücerred istihsâl-ı rızây-ı hümâyûn-ı şehinşâhîyi bâdî olup vürûd eden nâme-i musâfât-ı dâ’imesi elçisi ma‘rifetiyle rikâb-ı tâc-bahş-ı cihândârîye teslîm olunması ecell-i recâsı olduğun elçi-i mesfûr inhâ vü iltimâs eylediğine binâ’en müsâ‘ade-i hümâyûn-ı husrevânî erzânî buyurulmağın fî 24 S sene 173 târih-i mezbûrda elçi-i mesfûr Dîvân-ı Hümâyûn'a gelmek içün çavuşbaşı ağânın yedi çiftesi Tophâne İskelesi'ne gönderilip ve elçi-i mesfûr süvâr olmak içün dîvân rahtlu bir re’s ve etbâ‘ı içün dahi otuz dokuz re’s eğerlenmiş atlar, berâtasız yedekçiler ile Kirec İskelesi'ne irsâl ve çavuşbaşı ağa selîmî ve dîvân bisâtlu esb ve yirmi nefer mücevvezelü çavuşân ile Kirec İskelesi'ne varıp ağa-yı mûmâileyh tarafından elçiye pîşgîr (15b) ve kahve ve şerbet ve buhûr verilip süvâr olduklarında çavuşbaşı ağa sağda elçi-i mesfûr solda yürüyerek Alay Köşkü altına gelip tevakkuf ve re’fetlü sadra‘zam hazretlerinin Dîvân-ı Hümâyûn'a teşrîflerin seyr ü temâşâ eyledikten sonra Bâb-ı Hümâyûn'dan duhûl ve hâss fırun önünde sa‘âdetlü kethüdâ bey hazretlerinin ‘avdetlerin dahi temâşâ eyledikten sonra Orta Kapu'da nüzûl edip Feth-i 46
20 Derkenar: “Ol târihte tevkī‘î vüzerâdan imiş.” vr. 15b.
Şerîf kırâ’eti hitâmına dek Orta Kapu arasında tevakkuf ve ârâm ve hitâmında Orta Kapu'dan idhâl olunduğu esnâda yeniçeriyân-ı dergâh-ı ‘âlî şorbaya seğirttiklerin temâşa edüp gelirken re’fetlü sadra‘zam hazretleri devât odasına teşrîf buyurup elçi-i mesfûr Kubbe-i Hümâyûn'a idhâl ve tevkī‘î paşa20 hazretlerinin alt yanına vaz‘ olunan iskemleye ık‘âd olunduğu ihbâr olundukta re’fetlü sadra‘zam hazretleri devât odasından teşrîf ve tarafeyne selâm-dâde olarak sadr-ı ahkâma ku‘ûd ve bi'l-cümle kıyâm olunup ve dîvân tercümanı vesâtatıyla elçinin hâtırı isti‘lâm olunurken re’îsülküttâb efendi telhis kîsesini getirip mahalline vaz‘ ve ‘avdet eylediği gibi dîvân kurulup mesâlih-i ‘ibâd ru’yet ve hitâm bulduğu sâ‘at yine re’îsülküttâb efendi gelip ‘arz istîzânını mutazammın müheyyâ olan telhisi bağlayıp mühr-i hümâyûn ile mühürlenirken bi'l-cümle kıyâm ve ba‘de't-temhir kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârî ile Enderûn-ı Hümâyûn'a irsâl olunup vürûduna intizâr ve telhis-i mezkûr hatt-ı hümâyûn ile müşerrefen geldikte Kubbe-i Hümâyûn kapusundan istikbâl ve takbîl ve alıp sadr-ı ahkâma teşrîflerinde zarfından ihrâc ve telsîm ve ihfâ’en kırâ’et ve koyunlarına koyup ku‘ûd buyurulduğu gibi ta‘âm gelmekle elçi-i mesfûr yalnızca re’fetlü sadra‘zam hazretlerinin sofrasında ve üçer nefer mu‘teber adamları ve nâme-resân ve sır-kâtibi vezîr-i mükerrem tevkī‘î paşa hazretleri ve defterdâr efendi sofralarında ve şıkk-ı sânî mülakkab efendi ile şıkk-ı sâlis efendi ber-vech-i mu‘tâd sadreyn-i muhteremeyn hazerâtı sofrasında ıt‘âm ve ba‘de't-ta‘âm teşrîfâtî (16a) kulları, sadra‘zam hazretlerine gülâb; ve matbah emîni buhûr verdikte vekilharc-ı hâssa ve yamağı dahi elçi-i mesfûra gülâb ve buhûr verdikten sonra bâ-istîzân elçi-i mesfûr kaldırılıp Dîvânhâne-i ‘Atîk pîşgâhında rûznâmçe-i hümâyûn kaydı ve sâbıkları mûcebince hil‘atler ilbâs olunup âmâde olduktan sonra ber-mu‘tâd-ı kadîm ibtidâ yeniçeri ağası re’sen ‘arza girip çıktığı gibi sadreyn-i muhteremeyn hazerâtı Kubbe-i Hümâyûn'dan kaldırılıp anlar dahi ‘arza duhûl ve Bâbüssa‘âde hâricinde çıktıkları sâ‘at re’fetlü sadra‘zam hazretleri sîm ‘asâ darbı işâretiyle Kubbe-i Hümâyûn'dan hareket ve ‘arza teşrîflerinde sadreyn hazerâtı Bâbüssa‘âde hâricinde selâmlayıp hânelerine ‘avdet ve re’fetlü sadra‘zam hazretleri ‘arza duhûllerinde ‘akablarınca ber-vech-i mu‘tâd tevkī‘î 47
21 Bu kelimenin, “mansub” olması gerekir. Hataen “mansıb yazılmış olmalıdır.
paşa hazretleri duhûl ve bu def‘a müceddeden mansıb olmakhasebiyle ‘arza duhûlleri mu‘tâd olanlardan yeniçeri ağası ve kul kethüdâsı dahi ‘arza duhûl ve çıktıkları gibi kapu ağası işâretiyle elçi-i mesfûr altı nefer mu‘teber ademleriyle ‘arza idhâl olunup getirdiği nâmesini huzûr-ı hümâyûnda ibtidâ mîr-‘alem-i şehriyârîye teslîm; ol dahi vezîr-i mükerrem tevkī‘î paşa hazretlerine; anlar dahi alıp re’fetlü sadra‘zam hazretlerine; anlar dahi alıp taht-ı hümâyûn-ı husrevânî kenarına vaz‘ ve takrîri Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı vesâtatıyla ‘arz ve iktizâ eden cevâbı lisân-ı hümâyûn-ı şehriyârîden birkaç kelime-i dürer-bâr ile sâdır olduğu gibi re’fetlü sadra‘zam hazretleri tarafından Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı vesâtatıyla elçi-i mesfûra ifâde olduğu sâ‘at i‘âde ve Bâbüssa‘âde'den taşra çıktığı gibi meks etmeyip doğru Orta Kapu'dan esblerine süvâr ve bi'l-cümle erbâb-ı dîvân çıkıncaya dek hâss fırun tarafında süvâren temâşâ eyledikten sonra çavuşlar kâtibi ve emîni ve çavuşân-ı dîvân ile iskeleye ‘avdet ettirildi. Kânun olmamağla ‘avdette çavuşbaşı ağa gitmemiştir. 21
(16b) Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûnu Hâvî Rusya Tarafından Vürûd Eden Orta
Elçisinin Ber-mu‘tâd-ı Kadîm İstikbâli Resmi Fî 10 ZA [Zilka‘de] Sene 173
Yevm-i mezkûrda elçi-i mesfûr Ayastefanos'tan kalkıp Galata'da tahsis kılınan konağına nüzûl edeceği muhakkak olmağla sâbıklarına mukāyese ve tatbik ile dergāh-ı ‘âlî kapucubaşılarından Duhânî ‘Abdi Ağa selîmî ve ferrâce semmûr kürk ve dîvân bisâtlu esb ile ve mihmândâr-ı cedîd ta‘yîn buyurulan gediklilerden şehr havâlesi ‘Ali ağa mücevveze ve erkân kürk ve kemer rahtlu esb ve çavuşlar kâtibi ve emîni ağa ve halîfe-i teşrîfâtî ve kulaguz ve haberci çavuş ve yirmi beş nefer çavuşân-ı dîvân cümlesi mücevveze ve ferrâceleriyle ve elçi-i mesfûr süvâr olmak içün ağır kemer rahtlu ve pesend kesmelü bir re’s ve etbâ‘ı içün otuz dokuz re’s eğerlenmiş atlar şadırvân ahûru 48
tarafından berâtasız yedekçiler ile ve şadırvân kethüdâsı destâr-ı ‘âdî ile ve elçi üzerine ta‘yîn olunan yeniçeri ortasının çorbacısı balıkçın ve neferâtı kîçe ve ellerinde değnek ile yevm-i mezbûrda sâ‘at üçte iken bi'l-cümle oluklu bayır bâlâsında Yeğen Paşa Çiftliği ile Râmî Paşa Çiftliği mâ-beyninde vâkı‘ bir dıraht-ı sâye-dâr altında mevcûd bulunup elçi-i mesfûr geldikte kapucubaşı ağanın sol tarafına bâlîn üzerine oturup kapucubaşı tarafından pîşgîr ve tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr merâsimi icrâ olduktan sonra kapucubaşı ağa sağda ve mihmândâr-ı cedîd ‘Ali Ağa solda, elçi-i merkūm ortada ve mihmândâr-ı ‘atîk ve sâ’irleri zîrde mesfûr tertîb-i alay ile yürüyüp İdris Köşkü Bayırı verâsından, Fil Köprüsü'nden güzer ve Mîrahûr Köşkü Köprüsü'nden mürûr ve tarîk-i caddeden Galata'da âmâde olunan konağına nüzûl ve yukaru çıkıp kahve ve şerbet ve buhûr verildikten sonra ‘avdet olunmuştur.
Tertîb-i Alay-ı Elçi-i Mesfûr
(17a) İbtidâ yeniçeriler, kîçe ile ikişer ikişer; ba‘dehu çavuşân-ı dîvân, mücevveze ile; ba‘dehu elçinin yedekleri ve çukadârları; ba‘dehu şadırvân ahûrundan gelen atlara süvâr olan elçinin adamları; ba‘dehu ahûr kethüdâsı, destâr-ı ‘âdî ile; ba‘dehu mihmândâr-ı ‘atîk ve çorbacı, kuka ile; ba‘dehu du‘âcı ve halîfe-i teşrîfât, mücevveze ile; ba‘dehu çavuşlar kâtibi ve emîni, mücevveze ile; ba‘dehu kapucubaşı ağa sağda ve mihmândâr-ı cedîd solda ve elçi-i mesfûr ortada, etbâ‘ı gerüde yürümüştür.
Elçi-i Mesfûra Meyve İrsâli
Ertesi günü taraf-ı âsafâneden elçi-i mesfûra meyve ve şükûfe irsâl olunmuştur. Meyve, sepet: 40 ‘aded; şükûfe, tabla: 8 ‘aded. Bunlar dîvân tercümanı ile irsâl olundu. 49
Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn İçün Rusya Tarafından Vürûd Eden Orta Elçinin
Resmen Bâbıâsafî'ye Gelip Mektûbunu Teslîm Etmesi. Fî 26 RA [Rebiülevvel]
Sene 173
Elçi-i mesfûr kraliçesi ve başvekîli tarafından re’fetlü sadra‘zam hazretlerine olan mektûblarını teslîm içün Bâbıâsafî'ye getirilmesi muktezi olduğundan mâ‘adâ hâlen Âsitâne-i Sa‘âdet'te mukīm Moskov kapu kethüdâsının bu def‘a müceddeden kemâkân kapu kethüdâlıkta takrîr ve ibkā olunduğun müş‘ir rikâb-ı kâmyâb-ı husrevânîye bir kıt‘a başka nâmesi olup anın dahi mektûbunu teslîm içün kapu kethüdâsı mesfûr dahi elçi-i mesfûr ile bi'l-ma‘iyye Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye getirilmek irâde buyurulmağın eğerçi bilâ-hediyye sâde bir tebrîknâme ile gelen elçiler bilâ-resm Bâbıâsafî'ye gelip tebrîknâmesini sadra‘zam hazretlerine teslîm fi'l-asl rusûm-ı müstedîmeden olup ancak bundan akdem cülûs-ı hümâyûnu hâvî taraf-ı hazret-i cihândâriden Moskov kraliçesine tahrîr olunan nâme-i hümâyûn-ı husrevânî Françe ve İngiltere ve Felemenk krallarına tahrîr olunup Bâbıâsafî'de bilâ-resm balyoslarına teslîm olunduğu misillü kapu kethüdâsına (17b) teslîm olunmayıp sâbıkları üzere der-i devlet-medârdan mahsûs elçi ile Moskov kraliçesine irsâl olunmağla Moskov kraliçesi tarafından dahi tebrîk-i cülûs-ı hümâyûnu hâvî tebrîknâmesini mahsûs Moskov orta elçisi ile vürûd eylediğinden mâ‘adâ ber-vech-i muharrer der-i devlet-medârda mukīm kapu kethüdâsının müceddeden ibkā ve takrîrini hâvî rikâb-ı hümâyûn-ı şehinşâhîye başka bir kıt‘a nâmesi olup zikr olunan kapu kethüdâlık nâmesi rikâb-ı hümâyûna bilâ-hediyye resm üzere takdîm ve teslîm olunmak rusûm-ı kadîmeden olmağla bu def‘a dahi sâbıkı üzere hareket olunmak irâde buyurulmağın evvel-emirde mektûblarını teslîm içün resmen Bâbıâsafî'ye getirilmekle sâbıkı üzere kapu kethüdâsı kendü kayığı ile ve elçi-i mesfûr içün çavuşbaşı ağanın yedi çiftesi Tophâne İskelesi'ne irsâl ve mesfûrların rukûbları içün dîvân rahtlu ve ‘abâyilü iki re’s ve etbâ‘ları içün kırk re’s eğerlenmiş esbler berâtasız yedekçiler ile Kirec 50
22 Bu kelime metinde hataen “delîl” şeklinde yazılmıştır.
İskelesi'nde mevcûd bulunmak içün çavuşbaşı ağa tarafından mîrahûr-ı evvel-i şehriyârî ağaya ‘ilmuhaber tezkiresi tahrîr ve çavuşbaşı ağa selîmî ve ferrâce ve dîvân bisâtlu esb ve çavuşlar kâtibi ve emîni ve otuz nefer mikdârı çavuşân mücevvezeleriyle Kirec İskelesi'ne varılıp delî22 ve gönüllüyân ve tatarân ve şâtırân ve matharacı ve tüfenkçiyân-ı sadrı‘âlî Bâbıâsafâne'de aşağı meydanda bir mikdâr ağayân Dîvânhâne'de ve otuz nefer çavuşân-ı dîvân ve sadra‘zam ağaları bi'l-cümle mücevvezeleriyle ‘Arzodası'nda yemîn ve yesâr saff-ârây-ı ârâm oldukları hâlde elçi-i mesfûr Kirec İskelesi'nde süvâr oldukta çavuşbaşı ağa sağda, elçi solda, kapu kethüdâsı geride bu tertîb üzere gelinip binek taşında nüzûl ve misâfir odasında cüz’îce tevakkuftan sonra ‘Arzodası'na kaldırılıp vaz‘ olunan iskemlelerine ık‘âd olunduğu ihbâr olundukta re’fetlü sadra‘zam hazretleri diğer odadan kallâvî ve erkân semmûr kürk ile hareket ve kethüdâ bey (18a) selîmî ve kapucular kethüdâsı ağa mücevveze ile koltuğa girip çavuşbaşı ağa ve rei’sülküttâb efendi ve tezkire-i evvel ve sânî ve mektûbî efendi ve bu mevhûmü'l-vücûd-ı bî-vücûd pîşgâh-ı cenâb-ı âsafîde yürüyerek ‘Arzodası'na teşrîf ve selâm ve alkış merâsimi icrâ ve mesfûrların yegân yegân takrîrleri hitâmında mektûblarını ferden ferden uzattıklarında re’îsülküttâb efendi alıp bâlîn üzerine vaz‘ ve cevâbları verildikten sonra tatlu ve pîşgîr ve şerbet ve buhûr merâsimi icrâ ‘akabinde mesfûrlara birer sevb hil‘at-i fâhire-i mülükâne ilbâs ve etbâ‘larına, ma‘a-müslümânân, altmış sevb hil‘atler giydirilip i‘âde olunmuştur. Ancak ‘avdette, çavuşbaşı ağanın gitmesi mu‘tâd olmamağla, çavuşlar kâtibi ve emînî ve çavuşân-ı dîvân ile ‘avdet ettirildi.
Mesfûr Moskov Elçisinin Dîvân-ı Hümâyûna Getirilmesi Fî 6 Z [Zilhicce]
Sene 173
Yevm-i mezbûrda tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn-ı husrevânîyi hâvî nâme ile vürûd eden 51
Moskov orta elçisi bilâ-hediyye yalnız sâde tebrîknâme ile gelip ve bu misillü düvel-i sâ’ire tarafından sâde tebrîknâme teslîm eden balyoslar kendü atlarıyla bilâ-resm Bâbıâsafî'ye gelip vürûd eden tebrîknâmeyi cenâb-ı sadâret-penâhîye teslîm ederdi. Lâkin bundan akdem taraf-ı hümâyûn-ı husrevânîden tahrîr buyurulan tebşirnâme-i şehinşâhî Âsitâne'de mukīm kapu kethüdâsına verilmeyip hâcegân-ı dîvâniyyeden Şehdî ‘Osman Efendi sefâretiyle Moskov kraliçesine irsâl olunduğundan başka hâlen Âsitâne-i Sa‘âdet'te mukīm kapu kethüdâsının bu def‘a dahi kemâ-kân kapu kethüdâlıkta ibkā ve takrîrini mutazammın rikâb-ı hümâyûna başka bir kıt‘a nâmesi olup ikisini birden rikâb-ı kâmyâb-ı husrevânîye teslîm ve ol takrîb ile elçi-i mesfûr ve kapu kethüdâsı ma‘an Dîvân-ı Hümâyûn'a getirilmek irâde buyurulmağla elçi-i mesfûr süvâr olmak içün dîvân rahtlu ve ‘abâyilü iki re’s ve etbâ‘ları içün kırk re’s atlar berâtasız yedekçiler ile, Kirec İskelesi'ne (18b) irsâl ve çavuşbaşı ağa esvâb-ı dîvânî ve çavuşlar kâtibi ve emînî otuz nefer mikdârı çavuşân-ı dîvân ile Kirec İskelesi'ne varıp süvâr olduklarında çavuşbaşı ağa sağda ve elçi solda kapu kethüdâsı geride Alay Köşkü altına gelip saff-beste-i tevakkuf ve ârâm ve re’fetlü sadra‘zam hazretlerinin dîvân-ı hümâyûna teşrîflerin seyr ü temâşâdan sonra Bâb-ı Hümâyûn'dan duhûl ve Orta Kapu'da nüzûl ve Feth-i Şerîf kırâ’eti hitâmına dek meks ü ârâm edip yeniçeriler şorbaya seğirttikleri vakit Orta Kapu'dan idhâl olunup Kubbe-i Hümâyûn'a gelirken re’fetlü sadra‘zam hazretleri sadr-ı ahkâmdan kalkıp devât odasına teşrîf eyledikten sonra elçiler Kubbe-i Hümâyûn'a idhâl ve nişâncı paşa hazretlerinin alt yanında vaz‘ olunan iskemlelere ık‘âd olunduğu gibi re’fetlü sadra‘zam hazretleri devât odasından kalkıp Kubbe-i Hümâyûn'a teşrîf buyurduklarında bi'l-cümle erbâb-ı dîvân kıyâm ve sadr-ı ahkâma ku‘ûd buyurup elçinin hâtırı dîvân tercümanı vesâtatıyla isti‘lâm olunduğu gibi re’îsülküttâb telhis kîsesini getirip mahalline vaz‘ eylediği gibi dîvân kurulup mesâlih-i ‘ibâd ru’yet ve hitâm bulduğu gibi re’îsülküttâb efendi gelip ‘arz istîzânını hâvî telhis, huzûr-ı âsafîde bağlanıp mühr-i hümâyûn ile mühürlenirken bi'l-cümle kıyâm ve ba‘de't-temhir kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârî ile rikâb-ı hümâyûna irsâl ve vürûduna intizâren tevakkuf olunup ve geldikte re’fetlü sadra‘zam hazretleri Kubbe-i Hümâyûn kapusunda istikbâl ve takbîl ve alıp makāmlarına geldikte kıyâmen feth ve ihfâ’en kırâ’et ve tekrar telsîm ve 52
koyunlarına koyup ku‘ûd buyurdukları gibi ta‘âm gelmekle elçi-i mesfûr yalnız sadra‘zam sofrasında ve kapu kethüdâsı-i mesfûr mu‘tâd üzere nişâncı paşa hazretleri sofrasında, yalnızca, ve sâ’ir beyzâdegân defterdâr efendi sofrasında ve kusûr-ı etbâ‘ları mermer sütûnlar altında ta‘âm ve ba‘de'ta‘âm teşrîfâtî ile matbah emîni kubbe-neşînâna gülâb ve buhûr verir iken vekîlharc-ı hâssa ve refîkî mesfûrlara gülâb ve buhûr verip (19a) ve cüz’îce tevakkuftan sonra mesfûrları bi'l-istîzân teşrîfâtî efendi kaldırıp Dîvânhâne-i ‘Âtîk pîşgâhında elçiye ve kapu kethüdâsına hâssü'l-hâss iki sevb hil‘atler ilbâs ve etbâ‘larına dahi büyük rûznâmçe kaydı mûcebince hil‘atler giydirilip ve mecmû‘u, ma‘a elçiyân, on bir nefer beyzâdegân ve sır kâtibleriyle ‘arza duhûl ve ‘arzdan çıktıkları gibi doğru Orta Kapu'ya gidip hâss fırûn önünde süvâren ârâm ve bi'l-cümle erbâb-ı dîvân çıkıp tamam olduktan sonra ‘avdet ettirilip ancak kānûn olmadığı ecilden ‘avdette çavuşbaşı ağa gitmeyip çavuşlar kâtibi ve emîni ve çavuşân-ı dîvân ile i‘âde olundu.
Fî 8 CA [Cemaziyelevvel] Sene 173. Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûnu Hâvî Tebrîknâme
ile Vürûd Eden Leh Orta Elçisinin Ber-mu‘tâd-ı Kadîm İstikbâli Resmidir
Elçi-i mesfûrun Ayastefanos'a gelip beytûtet eylediği ihbâr olunmağla ertesi yevm-i mezbûrda istikbâl içün kapucu başı Duhânî ‘Abdi Ağa selîmî ve erkân kürk ve dîvân bisâtlu esb ve çavuşlar kâtibi ve emîni otuz nefer mücevvezelü çavuşân ile ve ta‘yîn olunan ortanın çorbacısı balıkçın ile sâ‘at üçte iken Fil Köprüsü'nde vâkı‘ çeşme suffesinde mevcûd olup ve elçi-i mesfûr süvâr olmak içün ağır kemer rahtlu ve eşme kesmelü bir re’s ve etbâ‘ı içün otuz dokuz re’s atlar berâtasız yedekçiler ile mahall-i mezbûrda mevcûd ettirilmişti. Elçi-i mesfûr geldikte kapucubaşı ağanın ihrâmları üzerine oturup hemân tatlu ve pîşgîr ve kahve ve şerbet ve gülâb verildiği gibi herkes mücevvezesin giyip süvâr ve zîrde mastûr alay ile pol-ı pilden ve Mîrahûr Köprüsü'nden mürûr ber-vech-i mu‘tâd gümrük emîni ma‘rifetiyle Galata'da îcâd ve dört yüz elli 53
guruşa ferşîde kılınan konağına nüzûl ve ‘avdet olunmuştur.
Tertîb-i Alay
(19b) İbtidâ ta‘yîn olunan ortanın yeniçeri neferâtı kîçe ile ikişer ikişer; ba‘dehu çavuşân-ı dîvân, mücevveze ile; ba‘dehu elçinin yedekleri ve şâtırları; ba‘dehu şadırvân atlarına binen beyzâdegân; ba‘dehu ahûr kethüdâsı, destâr-ı ‘âdî ile, ve çorbacı ağa kuka ve muvahhidî kürk ile; ba‘dehu senâhân çavuş ve halîfe-i teşrîfâtî; ba‘dehu emîn ve kâtib-i çavuşân, mücevveze ile; ba‘dehu kapucubaşı ağa, selîmî ve erkân kürk ve dîvân bisâtlu esb ile sağda ve elçi solda ve kendü mihmândârı elçinin solunda, destâr-ı ‘âdî ile; ba‘dehu elçinin ba‘zı hademesi ve ‘arabaları. Bu tertîb üzere Fil Köprüsü'nden mürûr ve Galata'da konağına nüzûl olundu. İki gün mürûrundan sonra ber-mu‘tâd-ı kadîm on tabla meyve ve beş tabla şükûfe dîvân tercümanı ile irsâl ve resm-i ‘âdî üzere hâtırı su’âl buyuruldu.
Sûreti Buyuruldu
Düvel-i Nasârâ Elçilerinin Ayasofya Câmi‘i'ni Ziyâret İçün Verilen Musahhah
Buyuruldu. Fi 18 R [Rebiülâhir] Sene 173
Asitâne-i Sa‘âdet'te vâkı‘ selâtîn cevâmi‘i kayyumbaşıları Asitâne-i ‘Aliyye'ye vürûd eden düvel-i nasârâ elçileri Ayasofya-ı Kebîr ve selâtîn-i ‘izâm cevâmi‘ini ziyâret ile ‘uluvv-i şân ve nezâhet-i İslâm-ı müşâhede eylemelerine mesâğ-ı şer‘î olduğu ecilden hâlen Rusya elçisi dahi işbu pençşenbih günü cevâmi‘-i mezkûreyi ziyâret istid‘âsında 54
olmağın imdi ta‘yîn olunan mihmândâr ve yasakçıları ma‘rifetleriyle öteden berü olageldiği vech üzere ziyâretlerine mümâna‘at olunmaya deyü.
Fî 11 CA [Cemaziyelevvel] Sene 173. Bundan akdem bâlâda tahrîr olunduğu üzere Sicilyateyn kralı tarafından tebrîk-i cülûs-ı hümâyûnu hâvî Âsitâne'de mukīm balyosu vesâtatıyla rikâb-ı hümâyûna takdîm olunmak içün irsâl eylediği tebrîknâmesi henüz teslîm olunmaksızın kral-ı müşârunileyhe İspanya krallığı bi'l-verâse teveccüh eylediği ecilden Sicilyateyn krallığını evlâdından birine verip ve kendüsü İspanya cânibine ‘âzim ve râhî olmak üzere idüğün müş‘ir vâkı‘ olan ahvâlini dergâh-ı felek-i iştibâh-ı husrevâneye inhâ ve i‘lân ve öteden berü devlet-i ‘aliyye-i ebediyyü'l-bünyâna olan sadâkat ve istikāmetini beyân zımnında bir kıt‘a sadâkatnâmesi vârid olmağın zikr olunan iki (20a) kıt‘a nâmesi bundan akdemce Âsitâne'de mukīm orta elçisi vesâtatıyla dîvân-ı hümâyûnda resmen takdîm olunmuştu. Hâlen iktizâ eden cevâbnâme-i hümâyûn yine resmen Bâb-ı Âsafâne'de verilmek irâde buyurulmağın yevm-i mersûmda elçi-i mesfûr süvâr olmak içün dîvân rahtlu bir re’s ve etbâ‘ı içün yirmi beş re’s atlar Kirec İskelesi'ne irsâl ve çavuşbaşı ağanın yedi çiftesi Tophâne İskelesi'ne gönderilip ve çavuşbaşı ağa selîmî ve erkân kürk ve dîvân bisâtlu esb ve yirmi nefer mücevvezelü çavuşân ile Kirec İskelesi'ne varıp elçi-i mesfûr geldikte kireccibaşı odasında kahve ve şerbet ve buhûr verildikten sonra süvâr olundukta çavuşbaşı ağa sağda ve elçi solda gelip binek taşında nüzûl ve misâfir odasında cüz’îce tevakkuf ve bâ-istîzân ‘Arzodası'na kaldırılıp iskemleye ık‘âd ve bu esnâda şâtırân ve delü ve gönüllüyân ve tatarân aşağı meydanda ve yirmi nefer mücevveze[lü] ağayân ve mücevvezelü çavuşân ‘Arzodası'nda saff-ârây-ı ârâm oldukları hâlde re’fetlü sadra‘zam hazretleri diğer odadan destâr-ı ‘âdî ve erkân kürk ile hareket buyurdukta kethüdâ bey ve kapucular kethüdâsı ağa destâr-ı ‘âdî ile koltuğa girip ve re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve tezkireciler ve mektûbî efendi ve bu ‘abd-ı mevhûmü'l-vücûd kafesî destâr ve erkân ile pîşgâh-ı âsafânede yürüyerek teşrîf ve selâm ve alkış merâsimi icrâ ve ku‘ûd buyurulduğu gibi elçinin takrîri dîvân-ı hümâyûn tercümanı vesâtatıyla ‘arz ve cevâbı dahi elçiye ifâde olunduğu 55
gibi tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr verilip yirmi sevb hil‘atler ilbâs ve elçinin koynuna yağlık ve yemenî vaz‘ ve sır-kâtibine ve baş tercümanına ve iki nefere dahi boyamalar verilip tamam olduktan sonra re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve tezkireci efendiler ve mektûbî efendi temennâ edip ve taşra ‘azîmet ve diğer odadan nâme-i hümâyûnu re’îsülküttâb efendi zîver-i eyâdî-i ta‘zîm ve çavuşbaşı ağa dahi sîm ‘asâ ile önüne düşüp (20b) yere darb ederek ‘Arzodası vasatına geldikte re’fetlü sadra‘zam hazretleri makāmlarından hareket ve ‘Arzodası vasatında istikbâl ve nâme-i hümâyûnu alıp takbîl buyurduklarında alkış olunup ve zîver-i dest-i tebcil ile makāmlarına teşrîf ve kā’im oldukları hâlde elçiye teslîm ve taraf-ı âsafâneden tahrîr olunan mektûbu dahi mektûbî efendi huzûr-ı âsafânede teslîm ve nâme-i hümâyûnun altına idrâc ve ol vechile elçi-i mesfûr hemân ‘avdet ettirilmekle nâme-i hümâyûnu elçi-i mesfûr seng-i rikâba dek el üzerinde getirip esbe süvâr olur iken sır-kâtibine teslîm, ol dahi el üzerine alıp ‘avdet eylemişlerdir. Ancak mu‘tâd olmamağla çavuşbaşı ağa gitmeyip emîn ağa ve kâtib efendi ve çavuşân ile i‘âde olunmuştur.
Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn İçün Leh Kralı Tarafından Vürûd Eden Orta Elçisinin
Resmen Dîvân-ı Hümâyûna Gelip Nâme ve Hediyyesin Teslîm Eylemesi. Fî 19
CA [Cemaziyelevvel] Sene 173
Yevm-i mezkûrda Leh kralı orta elçisi tebrîk-i cülûs-ı hümâyûnu hâvî getirdiği nâme ve hediyyesin teslîm içün dîvân-ı hümâyûna getirilmekle mesfûrun rukûbu içün dîvân rahtlu bir re’s ve etbâ‘ı içün otuz dokuz re’s eğerlenmiş atlar berâtasız yedekçiler ile Kirec İskelesi'ne ve çavuşbaşı ağanın yedi çiftesi Tophâne İskelesi'ne irsâl olunup elçi-i mesfûr dîvân gicesi vaktiyle yanaştıkta Kireccibaşı odasına çıkarılıp çavuşbaşı tarafından tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr verilip süvâr olduklarında çavuşbaşı ağa sağda ve elçi solda ve mihmândârı ilerüde yürüyüp Alay Köşkü altında tevakkuf ve ârâm ve re’fetlü sadra‘zam hazretlerinin dîvân-ı hümâyûna teşrîflerin seyr ü temâşâ eyledikten 56
sonra ‘akablarınca gelip Bâb-ı Hümâyûn'dan duhûl ve Orta Kapu'da nüzûl edip Feth-i Şerîf kırâ’eti hitâmına dek tevakkuf ve ârâm ve yeniçeriyân şorbaya seğirdecekleri zaman Orta Kapu'dan içerüye idhâl ve Kubbe-i Hümâyûn'a tekarrub eyledikte sadra‘zam hazretleri (21a) devât odasına teşrîf ve elçi gelip nişâncı paşa hazretlerinin alt yanında vaz‘ olunan iskemleye ık‘âd olunduğu gibi sadra‘zam hazretleri Kubbe-i Hümâyûn'a teşrîf ve sadr-ı ahkâma ku‘ûd buyurduklarında dîvân tercümanı vesâtatıyla elçinin hâtırı isti‘lâm ve bu esnâdâ re’îsülküttâb efendi telhis kîsesini getirip mahalline vaz‘ ve Kubbe-i Hümâyûn'dan taşra çıktığı sâ‘at dîvân kurulup mesâlih-i ‘ibâd ru’yet ve tamam olduğu gibi ‘ulûfe kîselerini mehterbaşı ağa getirip huzûr-ı âsafîde vaz‘a şürû‘ ve ber-vech-i tahmin nısf mertebesi vaz‘ olundukta re’îsülküttâb efendi Kubbe-i Hümâyûn'a duhûl ve ‘arz istîzânını hâvî telhisi huzûr-ı âsafîde bağlayıp mühr-i hümâyûn ile mühürlenirken bi'l-cümle kıyâm ve zarfına vaz‘ ve kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârî ile rikâb-ı hümâyûna irsâl ve hatt-ı hümâyûn ile müşerrefen geldikte sadra‘zam hazretleri Kubbe-i Hümâyûn kapusunda istikbâl ve takbîl ve alıp makāmlarına teşrîf ve kıyâmen ve ihfâ’en kırâ’et ve telsîm ve koyunlarına vaz‘ ve ku‘ûd buyurdukları gibi re’îsülküttâb efendi dâmen-bûs ve taşra çıktığı sâ‘at yeniçeri efendisi ve kul kethüdâsı mizâcsız olmağla kānûn üzere vekîli olan ocak başçavuşu Kubbe-i Hümâyûn'a duhûl ve dâmen-bûs edip kubbe-i sânî kapusu kurbunda köşede durdukları gibi büyük rûznâmçe-i evvel efendi icmâl defterini kırâ’et ve ‘ulûfe verilmeğe başlanıp hitâmında ber-mûceb-i defter-i rûznâmçe hil‘atler ilbâs ve tamam olduğu gibi ta‘âm geldikte yalnız elçi sofra-i sadra‘zamîde ve sekiz nefer mu‘teber adamları vezîr tevkī‘î paşa ve defterdâr efendi sofralarında ıt‘âm ve ba‘de't-ta‘âm teşrîfâtî re’fetlü sadra‘zam ile kubbe-nişînâna gülâb ve matbah-ı ‘âmire emîni buhûr vermekle vekîlharc-ı hâssa ile yamağı dahi elçiye gülâb ve buhûr verip ve cüz’îce tevakkuftan sonra teşrîfâtî bi'l-istîzân elçiyi kaldırıp eski Dîvânhâne pîşgâhında elçiye bir sevb hâssü'l-hâss hil‘at ve etbâ‘ına otuz sevb hil‘atler ilbâs (21b) ve ‘arza girecekler girip çıktıktan sonra on nefer ademisiyle ‘arza idhâl ve çıktıkta doğru Orta Kapu'da süvâr ve bi'l-cümle erbâb-ı dîvân çıkınca temâşâ edip ‘avdette mu‘tâd olmamağla çavuşbaşı ağa gitmeyip çavuşlar kâtibi ve emîni ile i‘âde olundu. Elçi-i mesfûrun getirdiği hediyyesinin müfredâtı kalem-i teşrîfâtta ‘ale'l-infirâd 57
23 Bu başlık muhtemelen kalemde rahat bulunması için, sonradan ilâve edilmiş bir yan başlıktır.
zabt olunmuştur. Bu def‘a vâkı‘ olan dîvân ‘ulûfeye tesâdüf ile re’fetlü sadra‘zam hazretlerine kürk ilbâs olunmağla ber-vech-i mu‘tâd dâmen-bûs edenler:
Tevkī‘î paşa, defterdâr takımı, ba‘dehu mîr-‘alem takımı ba‘dehu sipâh ve silahdâr ve bölükât, ba‘dehu çavuşbaşı ve kapucular kethüdâsı ve saka başı ve teşrîfâtî dâmen-bûs eylediler.
Moskov Elçisine ‘Avdetnâme Teslîmi23
Bundan Akdem Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn İçün Moskov Kraliçesi Tarafından
Vürûd Eden Orta Elçisine Dîvân-ı Hümâyûnda ‘Avdetnâme-i Hümâyûn
Verilmesi. Fî 7 Ş [Şa‘ban] Sene 1173
Elçi-i mesfûr bilâ-hediyye yalnız sâde tebrîknâme ile gelip ve bu misillü düvel-i nasâra tarafından sâde tebrîknâme teslîm eden balyos bilâ-resm Bâbıâsafî'ye gelip tebrîknâmesi cenâb-ı sadaret-penâhîye teslîm ve ba‘dehu cevâbnâme verilmek dahi iktizâ eylese yine Bâb-ı Âsafâne'de bilâ-resm iktizâ ederdi. Lâkin bundan akdem taraf-ı hümâyûn-ı husrevânîden tahrîr buyurulan tebşirnâme-i hümâyûn Âsitâne'de mukīm kapu kethüdâsına verilmeyip hâcegân-ı Dîvân-ı Hümâyûn'dan Şehdî ‘Osman Efendi sefâretiyle irsâl olunduğundan nâşî Moskov kraliçesi tarafından dahi tahrîr olunan tebrîknâme mahsûs elçisi ile vürûd edip ve yine bilâ-hediyye olmağla Bâbıâsafâne'de teslîm olunmak iktizâ ederdi. Ancak hâlen Âsitâne'de mukīm olan kapu kethüdâsının bu def‘a dahi kemâ-kân kapu kethüdâlıkta ibkā ve takrîrini mutazammın rikâb-ı hümâyûna 58
başka bir kıt‘a nâmesi olmak vesîlesiyle bâlâda tahrîr ve tebyin olunduğu vech üzere (22a) ikisi birden rikâb-ı hümâyûna getirilmek takrîbiyle mukaddemâ tebrîknâmesi bilâ-hediyye teslîm olunmuştu. Bu sûrette hâlen ‘avdetnâmesi dahi dîvân-ı hümâyûnda teslîm olunmak iktizâ etmekle elçi-i mesfûr süvâr olmak içün dîvân rahtlu bir re’s ve etbâ‘ı içün otuz dokuz re’s atlar Kirec İskelesi'ne ve çavuşbaşı ağanın yedi çiftesi Tophâne İskelesi'ne gönderilip ve çavuşbaşı ağa uslûb-ı dîvânî ve yirmi nefer çâvuşân-ı dîvân ve ‘asesbaşı ve subaşı Kirec İskelesi'ne varıp elçi-i mesfûr geldikte çavuşbaşı ağa tarafından tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr verilip süvâr olduklarında çavuşbaşı ağa sağda, elçi solda Alay Köşkü altına gelip tevakkuf ve re’fetlü sadra‘zam hazretlerinin Dîvân-ı Hümâyûn'a teşrîflerin temâşâ ve ‘akablarında Saray-ı Hümâyûn'a gelip Orta Kapu'da nüzûl ve Feth-i Şerîf tilâveti hitâmında içerüye idhâl ve yeniçerilerin şorbaya seğirttiklerin seyr ederek Kubbe-i Hümâyûn'a gelirken re’fetlü sadra‘zam hazretleri devât odasına teşrîf ve elçi-i mesfûr Kubbe-i Hümâyûn'da tevkī‘î paşa hazretlerinin alt yanında vaz‘ olunan iskemleye ık‘âd olunduğu re’fetlü vezîr-i a‘zam hazretlerine ihbâr olundukta devât odasından hareket ve Kubbe-i Hümâyûn'a teşrîf ve sadr-ı ahkâma ku‘ûd buyurdukları gibi dîvân tercümanı vesâtatıyla elçinin hâtırı su’âl olunduğu gibi dîvân kurulup mesâlih-i ‘ibâd ru’yet ve hitâm bulduğu sâ‘at ‘arz istîzânını hâvî müheyyâ olan telhisi re’îsülküttâb efendi getirip huzûr-ı âsafîde mühr-i hümâyûn ile mühürlenirken bi'l-cümle kıyâm ve ba‘de't-temhir kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârî ile rikâb-ı hümâyûna irsâl olunup vürûduna intizâr ve hatt-ı hümâyûn ile müşerrefen geldikte re’fetlü sadra‘zam efendimiz Kubbe-i Hümâyûn kapusundan istikbâl ve alıp takbîl ve makāmlarına teşrîflerinde zarfından ihrâc ve kıyâmen ve ihfâ’en kırâ’et ve koyunlarına koyup ku‘ûd buyurdukları gibi ta‘âm gelmekle elçi-i mesfûr (22b) yalnızca sadra‘zam hazretleriyle ve üç nefer beyzâdeleri vezîr-i mükerrem tevkī‘î paşa sofrasında ve dört nefer mu‘teber adamları defterdâr efendi sofrasında ıt‘âm ve ba‘de't-ta‘âm teşrîfâtî re’fetlü sadra‘zam hazretlerine ve kubbe-nişînâna gülâb ve matbah emîni buhûr verirken vekîlharc ile yamağı dahi elçiye gülâb ve buhûr verip ve cüz’îce fâsıla ile elçi-i mesfûru bi'l-istîzân teşrîfâtî kaldırıp eski Dîvânhâne pîşgâhında elçiye ve etbâ‘ına rûznâmçe-i hümâyûn kaydı mûcebince kırk sevb hil‘atler ilbâs ve bu def‘a resmen ‘arza 59
24 Aynı şekilde yan (marj üzerine) yazılmış başlık.
girecekelerden mâ‘adâ müceddeden mansûb olmaları hasebiyle ‘arza girmeleri mu‘tâddan olan defter emîni Râmizâde Mustafa Bey Efendi ve yeniçeri efendisi Râkım Mehemmed Efendi ve kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârî Seyyid Ahmed Ağa ve mîrahûr-ı sânî Silahdâr Paşa karındaşı Hüseyin Bey Efendi huzûr-ı hümâyûna, ‘arza duhûl ile nâ’il-i eşref-i me’mûl olduktan sonra elçi-i mesfûr dahi dokuz nefer beyzâde ve oğulları ile ‘arza idhâl ve ‘avdetnâmesi verilip çıktıkta doğru Orta Kapu'dan süvâr ve bi'l-cümle erbâb-ı dîvân çıkınca tevakkuf ve temâşâdan sonra çavuşlar kâtibi ve emîni ve mihmândârı ve çavuşân ile iskeleye i‘âde olundu.
Moskov Elçisinin ‘Avdeti24
Bundan Akdem Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn İçün Rusya Tarafından Vürûd Eden
Orta Elçisi Resmen Bâbıâsafî'ye Getirilip Rusya Kraliçesine ve Başvekîline
Mektûb-ı Âsafî Teslîmi. Fî 14 Ş [Şa‘ban] Sene 1173
Elçi-i mesfûr süvâr olmak içün dîvân rahtlu ve ‘abâyilü bir re’s ve etbâ‘ı içün otuz dokuz re’s eğerlenmiş atlar, şadırvân ahûrundan berâtasız yedekçiler ile yevm-i mezkûrda sâ‘at birde iken Kirec İskelesi'nde mevcûd bulunmak üzere mîrahûr-ı evvel-i şehriyârîye ‘ilm u haber tezkiresi tahrîr ve çavuşbaşı ağanın yedi çifte kayığı Tophâne İskelesi'ne irsâl ve çavuşbaşı ağa selîmî ve erkân kürk ve dîvân bisâtlu esb (23a) ve yirmi nefer mücevvezelü çavuşân ile Kirec İskelesi'ne varıp elçi-i mesfûra çavuşbaşı ağa tarafından tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr verilip süvâr olduklarında çavuşbaşı ağa sağda ve elçi solda gelip binek taşında nüzûl ve misâfir odasında cüz’îce tevakkuf ve bu esnâdâ delü ve gönüllüyân ve tatarân ve şâtırân takımı aşağı meydanda kisve-i 60
mahsûsalarıyla kıyâm ve otuz nefer vezîr ağaları ve çavuşân-ı dîvân mücevvezeler ile ‘Arzodası'nda yemîn ve yesâr saff-beste-i ârâm oldukları hâlde elçi-i mesfûr bi'l-istîzân misâfir odasından kaldırılıp ‘Arzodası'nda pîşgâh-ı sadrı‘âlîde iskemleye ık‘âd olunduğu hâk-pây-ı âsafâneye ihbâr olundukta re’fetlü sadra‘zam hazretleri kallâvî ve erkân kürk ile diğer odadan hareket buyurduklarında kethüdâ bey ve kapucular kethüdâsı ağa selîmî ve mücevveze ile koltuğa girip ve re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve tezkire-i evvel ve sânî ve mektûbî ve teşrîfâtî ve bi'l-cümle mücevveze ve selîmî ve erkân kürk ile pîşgâh-ı ‘âsafânede yürüyerek ‘Arzodası'na teşrîf ve selâm ve alkış merâsimi icrâ ve ku‘ûd buyurulduğu elçi-i mesfûrun takrîri dîvân tercümanı vesâtatıyla ifâde ve iktizâ eden cevâbı verildiği gibi kahveler ve tatlu ve şerbet ve buhûr verildikten sonra verilecek mektûbları mektûbî efendi esnây-ı takrîrde yasdık üzerine vaz‘ ve müheyyâ olmağla re’îsülküttâb efendi yasdık üzerinden alıp elçi-i mesfûra teslîm, ol dahi alıp sır-kâtibine teslîm eylediği gibi elçi-i mesfûra bir sevb hil‘at-ı fâhire ilbâs ve yine iskemleye ık‘âd olunup ba‘dehu dîvân tercümanı ve üzerine ta‘yîn olunan dört nefer çavuşân-ı dîvâna ve mihmândârına ve çorbacı ağaya ve ‘asesbaşı ve subaşı ve elçinin etbâ‘ına rûznâmçe-i hümâyûn kaydı mûcebince kırk sevb hil‘atler ilbâs ve elçinin koynuna bir yağlık ve bir boyama ve beyzâdegânına dört ‘aded boyama verilip ve ‘avdette çavuşbaşı ağanın gitmesi mu‘tâd olmamağla çavuşlar kâtibi ve emîni ve çavuşân-ı dîvân ile i‘âde olundu.
(23b) Mevâcib İhrâcı ve Venedik Elçisine ‘Avdetnâme Teslîmi
Fî 23 Ş [Şa‘ban] Sene 173 Salı Günü Kısteyn Mevâcibi İhrâc Olunup ve Tebrîk-i
Cülûs-ı Hümâyûn İçün Venedik Cumhûru Tarafından Bundan Akdem Vürûd
Eden Büyük Elçisine Cevâbnâme-i Hümâyûn Teslîmi
Elçi-i mesfûr süvâr olmak içün dîvân rahtlu bir re’s, ve etbâ‘ı içün otuz dokuz re’s 61
eğerlenmiş atlar berâtasız yedekçiler ile şadırvân ahûrundan tedârük ve dîvân gicesi vaktiyle Kirec İskelesi'ne ve çavuşbaşı ağanın yedi çiftesi Tophâne İskelesi'ne irsâl ve çavuşbaşı ağa uslûb-ı dîvânî ve yirmi nefer mücevvezelü çâvuşân ve ‘asesbaşı ve subaşı ile Kirec İskelesi'ne varıp ve elçi-i mesfûr geldikte kireccibaşı odasında tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr verilip süvâr olduklarında çavuşbaşı ağa sağda ve elçi solda mihmândârı ilerüde gelip Alay Köşkü altında tevakkuf ve ârâm ve re’fetlü sadra‘zam-ı cemşîd- ihtişâm efendimiz hazretlerinin Dîvân-ı Hümâyû'na teşrîflerin temâşâ ve ‘akablarınca gelip Bâb-ı Hümâyûn'dan duhûl ve Orta Kapu'da nüzûl ve Feth-i Şerîf kırâ’eti hitâmına dek tevakkuf ve yeniçeriler şorbaya seğirttikleri zaman içerüye duhûl ve Kubbe-i Hümâyûn'a doğru gelir iken ‘inâyetlü sadra‘zam efendimiz hazretleri devât odasına teşrîf buyurmalarıyla elçi-i mesfûr Kubbe-i Hümâyûn'a idhâl ve tevkī‘î vezîr-i mükerrem Mustafa Paşa Hazretleri'nin alt yanlarında iskemleye ık‘âd olunduktan sonra re’fetlü sadra‘zam hazretleri teşrîf buyurduklarında bi'l-cümle kıyâm ve yemîn ve yesâra selâm vererek sadr-ı ahkâma ku‘ûd ve hemân tercüman-ı dîvân vesâtatıyla elçinin hâtırı isti‘lâm ve re’îsülküttâb efendi dahi telhis kîsesini getirip mahalline vaz‘ ve taşra çıktığı gibi dîvân kurulup mesâlih-i ‘ibâd ru’yet ve hitâm bulduğu sâ‘at ser-mehterân-ı hayme-i hâssa ma‘rifetiyle ‘ulûfe kîseleri getirilip nezd-i âsafâneye vaz‘a mübâşeret ve nısfı mertebesini tecâvüz eyledikte re’îsülküttâb efendi huzûr-ı âsafâneye gelip ‘arz istîzânını mutazammın müheyyâ olan telhisi bağlayıp ve mühr-i hümâyûn ile mühürlenirken bi'l-cümle (24a) kıyâm ve ba‘de't-temhir kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârî ile rikâb-ı hümâyûna irsâl olunup vürûduna intizâr ve hatt-ı şerîf ile müşerrefen geldikte Kubbe-i Hümâyûn kapusundan istikbâl ve takbîl ve sadr-ı ahkâmda kıyâmen zarfından ihrâc ve ihfâ’en kırâ’et ve telsîm ve koyunlarına vaz‘ ve ku‘ûd buyurulduğu gibi ibtidâ yeniçeri efendisi ve kul kethüdâsı Kubbe-i Hümâyûn'a duhûl ve dâmen-i âsafîyi takbîl eylediklerinde kıyâm olunmayıp tevzî‘-i ‘ulûfeye mübâşeret ve büyük rûznâmçeci efendinin kırâ’et eylediği defter mûcebince esnâf-ı ‘askeriyyenin ‘ulûfesi verilip tamam oldukta ber-mûceb-i defter hil‘atler ilbâs olunduğu gibi ta‘âm geldikte elçi-i mesfûr yalnızca sadra‘zam sofrasında ve üç nefer beyzâdesi tevkī‘î paşa sofrasında ve dört nefer dahi sofra-i defterîde ıt‘âm ve ba‘de't-ta‘âm teşrîfâtî kubbe-nişînâna gülâb ve matbah 62
emîni buhûr verir iken vekîlharc ile yamağı dahi elçi-i mesfûra gülâb ve buhûr verip ve cüz’îce tevakkuf birle bi'l-istîzân elçi-i mesfûru teşrîfâtî kaldırıp Dîvânhâne-i ‘Atîk pîşgâhında elçiye hâssü'l-hâss bir sevb hil‘at-i fâhire ve etbâ‘ına ve üzerine me’mûr çavuşân-ı dîvân ve mihmândârına ve çorbacı ağaya ve ‘asesbaşı ve subaşıya iktizâ eden hil‘atleri rûznâmçe-i hümâyûn kaydı üzere ilbâs ve ber-vech-i mu‘tâd ‘arza girecekler girdikten sonra ‘Arzodası cânibinden bâ-işâret elçi-i mesfûr dahi dokuz nefer mu‘teber beyzâdesiyle ‘arza idhâl ve ‘avdetnâmesi teslîm olunup taşra çıktıkta doğru Orta Kapu'ya gidip süvâr ve bi'l-cümle erbâb-ı dîvân çıkıncaya dek süvâren tevakkuf eyledikten sonra çavuşlar kâtibi ve emîni ve çavuşân-ı dîvân ile i‘âde olundu.
Ez-în-cânib, devletlü sadra‘zam efendimiz hazretleri huzûr-ı hümâyûndan çıkıp Kubbe-i Hümâyûn'a teşrîf buyurduklarında, ‘ulûfe kürkü ilbâs buyurulduğundan nâşî, ber-vech-i mu‘tâd dâmen-bûs olunmağla, ibtidâ vezîr-i mükerrem tevkī‘î paşa hazretleri, ba‘dehu defterdâr efendi ve hâcegân-ı dîvân, ba‘dehu mîr-‘alem-i şehriyârî ve kapucubaşı ağalar, ba‘dehu sipâh ve silahdâr (24b) ve bölükât-ı erba‘a ağaları, ba‘dehu çavuşbaşı ağa, ba‘dehu kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârî, ba‘dehu sakabaşı, ve hitâmı müş‘ir, teşrîfâtî dâmen-bûs edip ve hemân çavuşbaşı ağa gelip temhiri iktizâ eden mahalleri temhir içün mühr-i hümâyûnu aldığı gibi re’fetlü sadra‘zam efendimiz hareket ve devât odasına gelip yeniçeriyân-ı dergâh-ı ‘âlî çıkıncaya dek teneffüs ü ârâm ve ba‘dehu mu‘tâd üzere Bâbüssa‘âde'yi selâmlayıp ‘avdet ve saray-ı âsafânelerine teşrîflerinde iktizâ eden ‘atiyye ber-mûceb-i defter-i teşrîfât ‘inâyet ve i‘tâ buyuruldu.
Venedik Elçisine Resmen Mektûb Teslîmi
Venedik Elçisine Bâbıâsafî'de Resmen Mektûb-ı Âsafî Teslîmi. Fî 23 Ş
[Şa‘ban] Sene 173 63
Elçi-i mesfûr süvâr olmak içün ‘abâyilü bir re’s ve etbâ‘ı içün otuz dokuz re’s atlar Kirec İskelesi'ne ve çavuşbaşı ağanın yedi çiftesi Tophâne İskelesi'ne irsâl ve çavuşbaşı ağa selîmî ve ferrâce semmûr kürk ve dîvân bisâtlu esb ve yirmi nefer mücevvezelü çâvuşân ile iskeleye varıp çavuşbaşı ağa sağda, elçi solda Bâbıâsafî'ye gelip binek taşında nüzûl ve misâfir odasında tevakkuf ve bu esnâdâ delü ve gönüllüyân ve tatarân ve şâtırân aşağı meydanda ve otuz nefer mücevvezelü vezîr ağaları ve çavuşân-ı dîvân ‘Arzodası'nda saff-beste-i ârâm oldukları hâlde bi'l-istîzân elçi-i mesfûr misâfir odasından kaldırılıp ‘Arzodası'nda iskemleye ık‘âd olunduğu ihbâr olundukta re’fetlü, ‘inâyetlü sadra‘zam efendimiz diğer odadan kallâvî ve ferrâce semmûr kürk ile hareket ve hademe-i bâb bi'l-cümle mücevveze ve erkân ile pîşgâh-ı ‘âsafânede yürüyerek teşrîf ve selâm ve alkış merâsimi icrâ ve ku‘ûd buyurulduğu gibi dîvân tercümanı vesâtatıyla elçinin takrîri ‘arz ve iktizâ eden cevâbı verildikten sonra elçiye pîşgîr ve tatlu ve kahveler içilip şerbet ve buhûr merâsimi hitâmında elçi-i mesfûra bir sevb hil‘at-ı hâssü'l-hâss ilbâs ve mektûb-ı âsafî teslîm ve tekrar ık‘âd olunup elçinin etbâ‘ına ve üzerine me’mûrlara iktizâ eden kırk sevb (25a) hil‘atler ilbâs ve elçinin koynuna boyama ve ağır oya ve beyzâdegânına yedi ‘aded boyamalar verilip i‘âde olundukta ‘avdette çavuşbaşı ağa gitmek mu‘tâddan olmamağla çavuşlar kâtibi ve emîni ağa ile i‘âde olundu.
Venedik Büyük Elçisine Resmen Mektûb-ı Âsafî Teslîmi Resmi
Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn İçün Venedik Büyük Elçisinin Müddet-i Sefâreti
Tamam Olmak Hasebiyle Resmen Bâbıâsafî'ye Getirilip Mektûb-ı Âsafî
Teslîmi Resmi. Fî 29 Ş [Şa‘ban] Sene 173 64
Elçi-i mesfûr süvâr olmak içün dîvân rahtlu ve ‘abâyilü bir re’s ve etbâ‘ı içün otuz dokuz re’s eğerlenmiş atlar şadırvân ahûru tarafından berâtasız yedekçiler ile yevm-i mezbûrda sâ‘at dörtte iken Kirec İskelesi'nde ve çavuşbaşı ağanın yedi çiftesi Tophâne İskelesi'nde mevcûd ettirilip ve çavuşbaşı ağa selîmî ve erkân kürk ve dîvân bisâtlu esb ve yirmi beş nefer mücevvezelü çavuşân ile Kirec İskelesi'ne varıp elçi-i mesfûr geldikte kireccibaşı odasında elçiye kahve ve şerbet ve buhûr verilip süvâr olduklarında çavuşbaşı ağa sağda ve elçi solda gelip binek taşında nüzûl ve misâfir odasında cüz’îce tevakkuf ve bu esnâdâ delü ve gönüllüyân ve şâtırân ve tatarân aşağı meydanda kisve-i mahsûsalarıyla ârâm ve otuz nefer vezîr ağaları ve çavuşân-ı dîvân mücevvezeleriyle ‘Arzodası'nda yemîn ve yesâr saff-ârâ-yı intizâm oldukları hâlde elçi-i mesfûr bi'l-istîzân misâfir odasından hareket ettirilip ‘Arzodası'nda pîşgâh-ı sadrı‘âlîde iskemleye ık‘âd olunduğu hâk-pây-ı âsafâneye ihbâr olundukta re’fetlü sadra‘zam hazretleri kallâvî ve erkân kürk ile diğer odadan hareket buyurduklarında kethüdâ bey ve kapucular kethüdâsı ağa koltuğa girip ve hademe-i bâb bi'l-cümle mücevvezeleriyle pîşgâh-ı ‘âsafânede yürüyerek ‘Arzodası'nı teşrîf ve selâm ve alkış merâsimi icrâ ve ku‘ûd buyurulduğu gibi elçi-i mesfûrun takrîri (25b) dîvân tercümanı vesâtatıyla ifâde ve iktizâ eden cevâbı verildiği gibi kahveler verilip şerbet ve buhûr merâsimi dahi hitâm bulduktan sonra verilecek mekâtîb-i âsafâneyi mektûbî efendi esnây-ı takrîrde uslûb-ı hakîmâne üzere yasdık üzerine vaz‘ ve müheyyâ olmağla re’îsülküttâb efendi alıp elçi-i mesfûra teslîm, ol dahi sır-kâtibine verdiği gibi elçi-i mesfûra bir sevb hil‘at-i hâss ilbâs ve yine iskemleye ık‘âd olunup ba‘dehu dîvân tercümanına ve üzerine me’mûr mihmândâr ve çorbacı ve çavuşân ve elçinin etbâ‘ına rûznâmçe-i hümâyûn kaydı mûcebince kırk sevb hil‘atler ilbâs ve elçinin koynuna bir yağlık ve boyama ve beyzâdegânına altı ‘aded boyamalar verilip i‘âde olundukta çavuşbaşı ağanın ‘avdette gitmesi mu‘tâddan olmamağla ancak çavuşlar kâtibi ve emîni ve çavuşân-ı dîvân ile bâ-mücevveze ircâ‘ olundu. 65
Venedik Büyük Elçisinin Ta‘yînât Husûsu
Âsitâne-i Sa‘âdet'te mukīm Venedik balyosuna tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn içün devleti tarafından gelen tebrîknâmeyi rikâb-ı müstetâb-ı husrevânîye teslîm etmek üzere büyük elçilik rütbesi gelmekten nâşî Fî 22 L Sene 1172 günü alay ile ber-vech-i mu‘tâd-ı kadîm Galata'da konağına nakl olunduğu gün elçiliği i‘tibâr olunmağla taraf-ı mîrîden başmuhasebe kaydı mûcebince iktizâ eden ta‘yînâtı verilmeğe başlanıp Fî 21 Ş Sene 1173 günü Dîvân-ı Hümâyûn'da ‘avdetnâme-i hümâyûn-ı husrevânî ve mâh-ı mezkûrun yirmi üçüncü günü Bâb-ı Âsafâne'de resmen mektûbları verildiği gün ta‘yînâtı kat‘ olunmağla bu hesâb üzere bu def‘a dahi başmuhasebe tezkiresi üzere üç yüz dört gün ta‘yînât verilip ve işbu ta‘yînâtın ‘an ve ilâsı eğerçi başmuhasebede mukayyed olmağla tekrar zabt ve tahrîri müstedrek görünüp lâkin devlet-medâra vürûd eden elçiler musâlaha müzâkeresi veyâhûd beyne'd-devleteyn mütevassıt bulunmak hasebiyle hıdmetleri hitâmına dek (26a) bi-hasebi'l-iktizâ Âsitâne-i ‘Aliyye'de mukīm oldukça ta‘yînatları husûsunda eyyâm-ı mu‘ayyene ve ma‘dûde i‘tibarı olmayıp hitâm hidmetlerine dek ta‘yînatları ihsân buyurulup ancak mücerred getirdikleri nâmelerini teslîm ve cevâbnâmesini alıp gidecek bu misillü elçilere gâyet mâ-yekûn doksan günden ziyâde ta‘yîn verilmek mücerred defterdâr efendilerin müsâhele veyâhûd ‘adem-i tabassurundan olmak hasebiyle bundan akdem Âsitâne'de mukīm olan Venedik balyosuna cennet-mekân devr-i sultân Mahmud Hân'da büyük elçilik ile tebrîknâmesi geldikte ba‘de't-teslîm ihtilâl-i zaman hasebiyle birkaç yüz gün cevâbnâmesi ‘ukde-i te’hîrde ibtinâ’en ‘ahd-ı ‘Osmanhânîde dahi Âsitâne'de mukīm Venedik balyosuna büyük elçilik tebrîknâmesi geldikte kezâlik üç yüz gün mikdârı ta‘vik olunmuş bulunmağın bu def‘a dahi defterî-i sâbık Halîmî Paşa'nın dâ’ire-i sefîhânesine duhûl ve çifti üçer yüz guruşluk yasdık ile ferşîde kılınan odalardan nâşî bu def‘a dahi üç yüz dört günlük ta‘yînât verilmesine bâdî oldu. 66
Leh Elçisine ‘Avdetnâme Verilmesi
Bundan Akdem Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn-ı Meymenet-makrûn İçün Vürûd Eden
Leh Orta Elçisine Dîvân-ı Hümâyûnda ‘Avdetnâme-i Hümâyûn Teslîmi. Fî
19 L [Şevval] Sene 173
Yevm-i mersûmda dîvân-ı hümâyûn olup Leh elçisine ‘avdetnâme-i hümâyûn verilmesi emr buyurulmağla elçi-i mesfûr süvâr olmak içün dîvân rahtlu bir re’s ve etbâ‘ı içün otuz dokuz re’s atlar Kirec İskelesi'ne ve çavuşbaşı ağanın yedi çiftesi Tophâne İskelesi'ne irsâl olunup elçi-i mesfûr Kirec İskelesi'ne geldikte çavuşbaşı ağa tarafından tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr verildikten sonra süvâr ve çavuşbaşı ağa sağda, elçi-i mesfûr solda Alay Köşkü altına gelip tevakkuf ve re’fetlü sadra‘zam hazretlerinin dîvân-ı hümâyûna teşrîflerin temâşâdan sonra Bâb-ı Hümâyûn'dan duhûl ve Orta Kapu'da nüzûl ve kapu arasında tevkīf olunup Feth-i Şerîf kırâ’eti hitâmında Orta Kapu'dan idhâl ve Kubbe-i Hümâyûn'a (26b) gelirken re’fetlü sadra‘zam hazretleri devât odasına teşrîf buyurmalarıyla elçi-i mesfûr Kubbe-i Hümâyûn'a idhâl ve iskemleye ık‘âd olunduğu ihbâr olundukta re’fetlü vezîr-i a‘zam hazretleri Kubbe-i Hümâyûn'a teşrîf ve sadr-ı ahkâma ku‘ûd buyurdukları gibi dîvân tercümanı vesâtatıyla elçinin hâtırı istifsâr ve re’îsülküttâb efendi dahi ‘arz istîzânını hâvî müheyyâ olan telhisi getirip mahalline vaz‘ ve taşra çıktığı sâ‘at dîvân kurulup mesâlih-i ‘ibâd ru’yet ve hitâm bulduğu gibi re’îsülküttâb efendi huzûr-ı âsafâneye gelip ‘arz istîzânını hâvî telhisi bağlayıp ve mühr-i hümâyûn ile mühürlenirken bi'l-cümle kıyâm ve ba‘de't-temhir kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârî ile irsâl olunup vürûduna intizâr ve geldikte re’fetlü sadra‘zam hazretleri Kubbe-i Hümâyûn kapusundan istikbâl ve alıp takbîl ve makāmlarına gelip kıyâmen feth ve zarfından ihrâc ve ihfâ’en kırâ’et ve tekrar telsîm ve koyunlarına vaz‘ ve ku‘ûd buyurulduğu gibi ta‘âm gelmekle yalnız elçi re’fetlü sadra‘zam ve ekrem hazretlerinin sofrasında ve üç nefer mu‘teber beyzâdesi vezîr-i mükerrem tevkī‘î paşa sofrasında ve 67
dört nefer müte‘ayyin adamları defterdâr efendi sofrasında ve şıkkeyn-i sadreyn hazerâtı sofrasında ıt‘âm ve ba‘de't-ta‘âm teşrîfâtî ile matbah emîni efendi kubbe-nişînâna gülâb ve buhûr verip ve cüz’îce tevakkuftan sonra elçi-i mesfûru bi'l-istîzân teşrîfâtî kaldırıp Dîvânhâne-i ‘Atîk pîşgâhında rûznâmçe-i hümâyûn kaydı mûcebince hil‘atleri ilbâs ve ber-vech-i mu‘tâd yeniçeri ağası re’sen ‘arza girip çıktığı gibi sadreyn-i muhteremeyn hazerâtı idhâl ve anlar dahi çıktıkları gibi re’fetlü, ‘atûfetlü sadra‘zam hazretleri ile vüzerâdan tevkī‘î vezîr-i mükerrem Mustafa Paşa Hazretleri resmen ‘arza duhûlleri ‘akabinde bu def‘a müceddeden mansûbiyetleri hasebiyle‘arza duhûl ile nâ’il-i eşref-i me’mûl olmaları mu‘tâddan olanlardan hâlen sipâh ağalığı ihsân buyurulan Ruhâvî Mehemmed Ağa ve silahdâr ağalığı ile be-kâm olan ‘izzetlü İbrâhim Bey Efendi ve büyük rûznâmçeci olan Hamza Hâmid Efendi ve küçük mîrahûr olan İbrâhim Paşa kethüdâsı denmekle (27a) ‘arîf ‘Osman Ağa müte‘âkıben ‘arza idhâl ve çıktıkları gibi elçi-i mesfûr on nefer beyzâde ile ‘arza idhâl ve nâme-i hümâyûn teslîm ve çıktıkları gibi doğru Orta Kapu'ya ircâ‘ ve süvâren bi'l-cümle erbâb-ı dîvân çıkınca hâss fırun divârı semtinde ârâm ve ‘avdette çavuşbaşı ağanın gitmesi mu‘tâddan olmamağla çavuşlar kâtibi ve emîni ve yirmi nefer çavuşân-ı dîvân ile Kirec İskelesi'ne i‘âde ve ircâ‘ olundu.
Elçi-i mesfûr ‘arzdan çıktıktan sonra re’fetlü sadra‘zam efendi dahi ‘arzdan çıkıp doğru Kubbe-i Hümâyûn'a teşrîf ve yeniçeriyân-ı dergâh-ı ‘âlî çıkıp dîvân bozuluncaya dek tevkī‘î paşa hazretleri devât odasında cüz’îce istirâhat ve bu aralıkta çavuşbaşı ağa ma‘rifetiyle temhiri iktiza eden mahaller dahi mühürlenip kapucubaşı ağalar dahi çıktığı gibi devletlü efendimiz dahi Bâbüssa‘âde'yi selâmlayıp mu‘tâd üzere ‘avdet buyuruldu.
Resm-i Vefât-ı Mihrimâh Sultân-ı ‘Aliyyeti'ş-şân Bint-i Sultân Mustafa Hân
Der-Enderûn-ı Hümâyûn. Fî 16 L [Şevval] 182 68
25 İsim, başlıkta, “Mihrimah”; burada “Mihrişâh” olarak yazılmıştır.
Târih-i mezkûrda şevketlü, kerâmetlü, mehâbetlü Sultân Mustafa Hân Efendimiz Hazretleri'nin kerîme-i muhteremeleri Mihrişâh25 Sultân cenâbları cederî ‘illetinden tûtî-i ruh-ı nâzenînleri cânib-i firdevs-i a‘lâya pervâz olduğu haber-i vahşet-eseri mâh-ı mezkûrun on altıncı gicesi sâ‘at on bir buçukta taraf-ı sadra‘zamîye vürûd edip ertesi günü sâ‘at üçte iken re’fetlü sadra‘zam hazretleri Enderûn-ı Hümâyûn'a da‘vet ile ‘azîmet ve iktizâ eden tedârüğüne şürû‘ olunmak fermân buyurulmağın semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretlerine re’îsülküttâb efendi irsâl ve ihbârıyla Enderûn-ı Hümâyûn'a da‘vet ve Zeyneb Sultân-ı ‘aliyyetü'ş-şân hazretlerinin halîlleri kā’immakām-ı rikâb-ı hümâyûn olan vezîr-i mükerrem sa‘âdetlü Mehemmed Paşa Hazretleri ve bi'l-fi‘l sadreyn-i muhteremeyn ve nakībüleşrâf ve İstanbul kadısı efendiler hazerâtı ve yeniçeri ağası ve kul kethüdâsı ve defterdâr efendi ve mîr-‘alem-i hazret-i şehriyârî ve kapucubaşı ağalar ve sipâh ve silahdâr ağaları ve cebecibaşı ve topçubaşı ve ‘arabacıbaşısı ağalar bi'l-cümle destâr-ı ‘âdî (27b) ve ber-muktezâ-yı mevsim bol yenlü semmûr kürk ve kemer rahtlu esbleriyle Saray-ı Hümâyûn'da mevcûd bulunmak içün kethüdâ bey hazretleri tarafından tezkireler ile adamlar irsâl ve Ayasofya ve Sultân Ahmed ve Sultân Mehemmed ve Süleymâniyye cevâmi‘i şerîflerinde salâ verilmek içün İstanbul kadısı efendiye bir kıt‘a buyuruldu irsâl ve Enderûn-ı Hümâyûn'a gelenlerden ‘ulemâ efendiler doğru Kubbe-i Hümâyûn'a gelip re’fetlü sadra‘zam hazretleri sadr-ı ahkâmdan cüz’îce sol cânibe mâ’il vaz‘ olunan seccâde üzerine ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri yesâr-ı âsafânelerine ku‘ûd ederler. Lâkin müşârunileyh hazretlerinin inhirâf-ı mizâclarından nâşî Saray-ı Hümâyûn'a gelmeyip medfûne oldukları türbe-i şerîfelerinde müterakkıb olmuşlardır ve sadreyn-i muhteremeyn hazerâtı ve defterdâr efendi makāmlarına ve ocak ağaları ve re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa mekânlarına ve yeniçeri ağası kendü makāmında mevcûd olup merhûme-i müşârunileyhânın na‘şları zülüflüler ocağı kurbunda kızlar kapusundan ihrâc olunacağına karîb sadra‘zam ve sâ’irleri bâb-ı merkūm nezdinde tûlânî tahta üzerinde 69
26 Bu kelime, metinde, “efendiye” şeklinde yazılmıştır.
müterakkıb olup teberdârân-ı hâssa alıp sa‘âdetlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretleri önüne düşüp gelir iken devletlü sadra‘zam hazretleri ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ve Kubbe-i Hümâyûn'da bulunan sadreyn-i muhteremeyn ve nakībüleşrâf ve İstanbul kadısı efendiler hazerâtı ve defterdâr efendi ve hâric-i Kubbe-i Hümâyûn'da bulunan ocak ağaları mahall-i merkūmdan istikbâl ve bi'l-cümle önüne düşüp Bâbüssa‘âde semtinde vaz‘ olunan musallâya îsâl ve namazlarını semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri kılıp Enderûn-ı Hümâyûn'a da‘vet olunan selâtîn kethüdâları buhûrdânlar ile önüne düşüp merhûme-i müşârunileyhânın kethüdâları olan kethüdâ-yı sadrı‘âlî-kadr ‘Ömer Ağa mizâcsız bulunmağla dârüssa‘âdetişşerîfe ağası kâtibi efendiyi26 taraflarından vekîl etmeleriyle na‘ş-ı münîflerinin önüne düşüp mâşiyen Şâh Sultân-ı ‘aliyyetü'ş-şân efendimizin kethüdâları ve muhâsebe-i evvel olan İbrâhim Efendi ile bi'r-refâka (28a) musallâdan türbeye varınca buhûrdân çekip ve iki buhûrdân dahi dârüssa‘âdetişşerîfe ağası tarafından ma‘iyyetleriyle keşîde kılınıp Orta Kapu'dan taşra teşrîf buyuruldukta cümlesi süvâr ve zîrde tertîb olunan alay ile Lâleli'de vâkı‘ şevketlü efendimizin binâ ü ihyâ buyurdukları câmi‘-i hümâyûnda kâ’in türbe-i şerîfeye nakl ve şehremîni efendi ve hâssa mi‘marbaşısı ma‘rifetleriyle hafr olunan merkad-ı şerîfe defn esnâsında müctemi‘ olan selâtîn imâmları ve huffâzları tilâvet-i Kur’ân-ı ‘Azîmü'ş-şân edip du‘âsı tekmilinde Enderûn-ı Hümâyûn tarafından mukaddemâ da‘vet olunan selâtîn şeyhlerinden Yosuncuzâde ve Mudanyalızâde ve Mar‘aşlı Efendiler mevcûd bulunmalarıyla ‘alâ merâtibihim du‘â edip ve na‘ş-ı şerîfin önünce du‘â eden ve salât u selâm eden hünkâr mü’ezzinleri savt-ı a‘lâ ile, “âmîn” deyip ve her biri hâtimesinde Fâtihâ deyip da‘vât tekmilinde selâtîn imâmlarına ve huffâzlara ‘ale's-seviye üçer altun ve selâtîn meşâyihlerinden üç nefer şeyh efendilere dahi sekiz altun ve sâ’ir hademe-i türbe-i şerîfeye ve câmi‘-i şerîf hüddâmına ‘alâ merâtibihim ikişer üçer altun i‘tâ olunup ve on beş nefer hünkâr mü’ezzinlerine dahi on beş altun taraf-ı sadra‘zamîden verilip cümlesi mutayyeben ‘avdet eylemişlerdir. 70
27 Derkenar: “Semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ‘illet-i mizâclarından nâşî bu def‘a alayda gitmemişlerdir.” vr. 28b.
Tertîb-i Alay
İbtidâ kulaguz çavuşlar, ba‘dehu selâtîn-i ‘izâm kethüdâları, ba‘dehu mîr-i ‘alem ve kapucubaşı ağalar, ba‘dehu ‘arabacı ve topçu ve cebecibaşı ağalar, ba‘dehu sipâh ve silahdâr ağaları, ba‘dehu mîrahûr-ı evvel ve sânî-i şehriyârî ağalar, ba‘dehu kul kethüdâsı ağa, ba‘dehu çavuşbaşı ve kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârî ağalar, ba‘dehu defterdâr efendi ve re’îsülküttâb efendi, ba‘dehu yeniçeri ağası ağa, ba‘dehu iki nefer selâtîn meşâyihi efendiler, ba‘dehu İstanbul kadısı ve nakībüleşrâf ve sadreyn-i muhteremeyn efendiler, ba‘dehu vezîr-i mükerrem kā’immakām (28b) Mehemmed Paşa, ba‘dehu sadra‘zam ve şeyhülislâm hazerâtı, ba‘dehu dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretleri, ba‘dehu na‘ş-ı rahmet-nakş-ı sultânî, ba‘dehu hazîne kethüdâsı ağa, iki cânibe pâre nisâr ederek.27
Enderûn-ı Hümâyûn'a Takdîm Olunan Takrîrdir
Bi-mennihî Te‘âlâ emr ü irâde-i hazret-i cihândârî buyurulduğu yevm-i mübârekte türbe-i şerîfe-i hazret-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî-radiye ‘anhi'l-bârî-ye düvel ü ikbâl ile taklîd-i seyf-i müteyemmen içün bi'ş-şeref ve'l-iclâl teşrîf-i hümâyûn buyurduklarında iktizâ eden resm tertîbi ve Bâb-ı Hümâyûn-ı şevket-makrûndan türbe-i mu‘attaraya varıncaya dek esnây-ı râhda vâkı‘ dergâh-ı ‘âlî yeniçerilerinin ve Cebehâne Ocağı'nın vâkı‘ olan kollukların defter-i müfredâtı ve teşrîfâtta mukayyed olan eski odalar kapusunda altmış bir cemâ‘atın odabaşısı mu‘tâd-ı kadîm üzere şerbet ‘arz eylediğinde taraf-ı hümâyûndan 71
şerbet kâsesinin pür-zer olması ve türbe-i şerîfede taklîd-i seyf-i mübârek olundukta ba‘de'd-du‘â kassabbaşı tarafından âmâdesi mu‘tâd olan kırk-elli re’s ağnâmın kurban olunup fukarâya taksim olunması ve iktizâ eden tertîb-i alayı teşrîfâtta mukayyed olduğu üzere tahrîr ve tanzîm olunup lâkin esnây-ı râhda kolluk olan zâbıtân ve neferâtı kullarına ve türbe-i şerîfe hademesi ve Ebu'l-feth Sultân Mehemmed Hân-ı ‘aleyhi'r-rahmeti ve'l-gufrân türbe-i şerîfesi hademesi kullarına ve tertîb-i alayda mevcûd solakān ve peykân-ı hâssa ve neferât-ı mehterân-ı tabl ü ‘alem-i hâssa ve ba‘zı çavuşân ve bevvâbîn-i hâssa kullarına i‘tâ buyurula gelen ‘atiyye ve in‘âmât Enderûn-ı Hümâyûn'dan verilmekle defter-i teşrîfâtta mukayyed olmadığı ma‘lûm-ı ‘âlîleri buyuruldukta emr ü fermân hazret-i men lehü'l-emrindir.
(29a) ŞEVKETLÜ SULTÂN ‘ABDÜLHAMİD HÂN EFENDİMİZ
HAZRETLERİ'NİN CÜLÛS-I HÜMÂYÛNLARI SEFER-İ HÜMÂYÛN
VAKTİNE TESÂDÜF ETMEKLE ZÎRDE MEZKÛR TERTÎB ÜZERE
BEY‘AT-I HÜMÂYÛN VÂKI‘ OLMUŞTUR. FÎ 7 ZA [Zilka‘de] SENE 1187
İbtidâ nakībüleşrâf efendi; ba‘dehu şeyhülislâm efendi; ba‘dehu kā’immakām paşa; ba‘dehu vezîr kapudân paşa; ba‘dehu sudûr-ı kirâm ve mevâlî-i ‘izâm efendiler; ba‘dehu defterdâr efendi ve hâcegân ve ümenâ ve nuzzâr; ba‘dehu mîr-‘alem-i hâssa ağa ve bi'l-cümle kapucubaşı ağalar; ba‘dehu sipâh ve silahdâr ve kethüdâ yerleri; ba‘dehu sekbanbaşı ağa, ocaklusuyla; ba‘dehu cebecibaşı ağa, ocaklusuyla; ba‘dehu topçubaşı ağa, ocaklusuyla; ba‘dehu ‘arabacıbaşı ağa, ocaklusuyla; ba‘dehu çavuşbaşı ağa, ocaklusuyla; ba‘dehu kapucular kethüdâsı ağa, ocaklusuyla; ba‘dehu hitâmı müş‘ir teşrîfâtî efendi. 72
28 Derkenar 1: “Müşârunileyhüm ‘ıcâleten Enderûn-ı Hümâyûn'a teşrîf buyururlar.
Derkenar 2: Kethüdâ bey tarafından ocakluları Kubbe-i Hümâyûn'a ve kendüleri münferiden Enderûn-ı Hümâyûn'a ağayân-ı mûmâileyhüm da‘vet olunurlar.
Derkenar 3: Bunların cümlesi esvâb-ı dîvânîleriyle Saray-ı Hümâyûn'da mevcûd bulunmaları içün kethüdâ bey tarafından tezkireler tahrîr olunur.” vr. 29a.
Cülûs-ı Hümâyûn Vukū‘unda Enderûn-ı Hümâyûn'a Da‘vet Olunacak Zevât
Semâhatlu şeyhülislâm efendi, Âsitâne'de bulunan vüzerâ-yı ‘izâm, sudûr-ı ‘izam ve nakībüleşrâf efendi, sekbanbaşı ağa, cebecibaşı ağa, topçubaşı ağa, ‘arabacıbaşı ağa, mîr-‘alem-i hâssa ağa bi'l-cümle kapucubaşı ağalar ile defterdâr efendi bi'l-cümle hâcegân-ı dîvân ile tevkī‘î efendi, defter emîni, şıkkeyn efendiler, şehremîni, mi‘mar ağa.28
İstanbul ma‘zûlleri ve bi'l-cümle mevâlî-i ‘izâm ‘örf ve muvahhidî kürkleriyle Saray-ı Hümâyûn'da Eski Dîvânhâne'de mevcûd bulunmaları içün tahvil kaleminden (29b) tezkire ile ihbâr olunur. Müderrisîn-i kirâm efendiler dahi ‘örf ve muvahhidî kürkler ile Eski Dîvânhâne'de mevcûd bulunmaları içün İstanbul kadısı efendi tarafından da‘vet olunurlar.
Dîvânhâneler ferşîde olunmak içün mehterhâne tarafına kethüdâ bey tarafından ihbâr ve tenbih olunur. Mü’ezzinân-ı şehriyârî, yazıcı efendi tarafından ihbâr olunur.
Taşrada Kendü Sarayında Vefât Eden Esmâ Sultân Bint-i Ahmed Hân Rusûmu. Fî
11 ZA [Zilka‘de] Sene 202 Çehârşenbih 73
Yevm-i mezkûrda müşârunileyhâ hazretleri irci‘î emrine imtisâl ile dâr-ı bekāya rıhlet edip Hazret-i Hâlid civârında zevc-i muhteremleri Muhsinzâde Mehemmed Paşa merhûmun ittisâlinde vâkı‘ mukaddem âmâde eyledikleri türbe-i şerîfelerine defn olunmasına irâde-i ‘aliyye ta‘alluk etmekle yevm-i merkūmda bi'l-fi‘l sadreyn-i muhteremeyn ve nakībüleşrâf ve İstanbul kadısı efendilere Ayasofya ve Sultân Ahmed ve Süleymâniyye ve Sultân Mehemmed vâ‘izleri efendilere mektûbî kaleminden sâ‘ati tasrihiyle mahall-i merkūmda mevcûd bulunmaları içün tezkireler tahrîr ve hafr-ı merkad içün şehremîni ve mi‘mar ağaya kethüdâ bey hazretleri tarafından tezkireler irsâl ve vâ‘izleri da‘vet olunan cevâmi‘de salâ içün İstanbul kadısı efendiye hitâben buyuruldu irsâl olunup semâhatlu şeyhülislâm efendi ve re’fetlü kā’immakām paşa hazerâtı na‘ş-ı mağfiret-nişândan yarım sâ‘at mukaddem Hazret-i Hâlid'e teşrîf ve mütevellî odasında ikāmet buyurulup na‘ş-ı müşârunileyhâ kendü sarayından sultân kethüdâsı Çelebi Mehemmed Efendi mâşiyen buhûrdân çekerek önünce ve sâ’ir sultân kethüdâları süvâren ve müfettiş efendi ve dârüssa‘âdetişşerîfe ağası berâber olarak Soğukçeşme Kapusu'ndan duhûl ve Yalı Köşkü'nden harem kayığı ile Eyyûb'de büyük iskeleye geldiği gibi ocak ağaları ve hademe-i bâb iskele-i merkūmda ve defterdâr ve re’îsülküttâb efendiler hazerâtı bir hatve beri ve sadreyn-i muhteremeyn ve nakīb ve İstanbul (30a) kadısı efendiler Kaymakçılar vasatında ve kā’immakām paşa ve şeyhülislâm efendilerimiz hazerâtı Kaymakçılar başında istikbâl buyurup ve önünce revân olarak namazını edâ birle kabr-i münevverlerine getirilip Kur’ân-ı Kerim tilâvet olunarak müşârunileyhâyı defn ve du‘â olundukta ta‘ziyeyi müş‘ir rikâb-ı hümâyûna takdîm olunacak telhisi sa‘âdetlü dârüssa‘âde ağası hazretlerine teslîm ve ağa-yı müşârunileyh teşrîf eyledikten sonra cümlesi ric‘at eylediler.
Vefât-ı Emine Sultân Kerîme-i Hüdâvendigâr-ı Sâbık ‘Abdülhamit Hân Der-
Enderûn-ı Hümâyûn ve Der-Zaman-ı Kā’immakām. Fî 4 B [Receb] Sene 205 74
Târih-i mezkûrda sultân-ı müşârunileyhânın cederî ‘illetinden tûtî-ı ruh-ı nâzenînleri cânib-i firdevs-i a‘lâya perrân olduğu haber-i hüzn-eseri mâh-ı mezkûrun dördüncü erba‘a gicesi taraf-ı hazret-i kā’immakāmîye vürûd eyledikte kethüdâ bey hazretlerine ihbâr edip mûmâileyh kethüdâ bey hazretleri dahi teşrîfâtî efendi ve kâtib efendiyi hânelerine ihzâr ve zîrde mastûr zevât ‘ale's-seher Saray-ı Hümâyûn'da bulunmaları içün tezkireler irsâl olunup bu makūle selâtîn vefâtlarında mu‘tâd olduğu üzere bol yenlü semmûr kürk ve kemer rahtlu esbleriyle gelmeleri dahi tezâkirde tahrîr olunmuştur. İşbu da‘vet olunanlar ‘ale's-seher Saray-ı Hümâyûn'a vürûd eylediklerinde ‘ulemâ efendiler doğru Kubbe-i Hümâyûn'a gelip devletlü kā’immakām paşa hazretleri sadr-ı ahkâmdan cüz’îce sağ cânibine mâ’il vaz‘ olunan seccâde üzerine semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri yemîn-i âsafânelerine ku‘ûd edip ve sadreyn hazerâtı dîvânda oturdukları mahalle ve nakībüleşrâf efendi re’îsü'l-‘ulemâ olmağla üst taraflarına ve İstanbul kadısı efendi ve defterdâr efendi makāmlarına oturup ve ocak ağaları ve re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa mekânlarında mevcûd olup merhûme-i müşârunileyhânın na‘şları zülüflüler ocağı (30b) kurbunda harem kapusundan ihrâc olunacağına karîb semâhatlu şeyhülislâm efendi ve re’fetlü kā’immakām paşa efendilerimiz hazerâtı ve sâ’irler bâb-ı merkūm nezdinde tûlânî tahta üzerinde müterakkıb olup teberdârân-ı hâssa alıp sa‘âdetlü Dârüssa‘âde ağası hazretleri önüne düşüp gelir iken semâhatlu şeyhülislâm efendi ve re’fetlü kā’immakām paşa hazerâtı ve sâ’irleri mahall-i merkūmdan istikbâl ve bi'l-cümle önüne düşüp Bâbüssa‘âde semtinde vaz‘ olunan musallâya îsâl ve namazlarını imâm-ı evvel-i hazret-i şehriyârî efendi kılıp selâtîn kethüdâları buhûrdânlarıyla önüne düşüp Orta Kapu'dan taşra çıkıldıkta cümlesi süvâr ve zîrde tertîb olunan alay ile pederleri türbe-i şerîfelerine tekarrub eyledikte cümle erkân türbe kapusu hâricinde istikbâl ve resm değil iken şeyhülislâm efendi ve kā’immakām paşa hazerâtı tabuta girip üç dört hatve türbe kapusuna kadar getirdiler. Ba‘dehu türbe-i şerîfeye nakl ve hafr olunan merkad-ı şerîfe defn esnâsında müctemi‘ olan selâtîn imâmları ve huffâzlar Yâsîn-i Şerîf tilâvet edip ve du‘âsı tekmilinde selâtîn şeyhleri ‘alâ-merâtibihim du‘â edip ve na‘ş-ı şerîfin önünce salât u selâm eden hünkâr mü’ezzinleri savt-ı a‘lâ ile, “âmîn” 75
29 Derkenar: “Re’îsülküttâb efendi da‘vet edip Saray-ı Hümâyûn'a getirir.” vr. 31a.
30 Derkenar: “Kethüdâ bey tarafından tezkire yazılır.” vr. 31a.
31 Derkenar: “Şeyhülislâm efendi tarafından da‘vet olunup yâhûd kethüdâ bey tarafından tezkire yazılır.” vr. 31a.
32 Derkenar: “Kezâlik” vr. 31a.
33 Derkenar: “Kezâlik” vr. 31a.
34 Derkenar: “Kethüdâ bey tarafından tezkire yazılır.” vr. 31a.
35 Derkenar: “Kethüdâ bey tarafından tezkire yazılır.” vr. 31a.
36 Derkenar: “Kethüdâ bey tarafından mîr-‘alem ağaya tezkire yazılıp kapucubaşı ağalara ihbâr eder.” vr. 31a.
37 Derkenar: “İş bu ocak ağalarına [cebecibaşı, topçubaşı ve ‘arabacıbaşı ağalar] kethüdâ bey tarafından tezkire ile ihbâr olunur.” vr. 31a.
deyip ve her biri hâtimesinde Fâtihâ deyip tekmilinde türbenin iç kapusu hâricinde olan suffenin birinde şeyhülislâm efendi köşede ve yemînlerinde dârüssa‘âde ağası ve yesârlarında kā’immakām paşa hazretleri ve ‘ulemâ hazerâtı dahi ol suffede oturup ve karşuda olan suffede ricâl-i sâ’ir oturup dârüssa‘âde ağası tarafından tatlu ve kahve ve şerbet verilip tekmilinde ta‘ziyeyi müş‘ir rikâb-ı hümâyûna takdîm olunacak telhisi, dîvânda olduğu gibi, kā’immakām paşa hazretlerine re’îsülküttâb efendi açıp ir’âet eyledikten sonra zarfına vaz‘ ve kā’immakām paşa hazretleri yedine verip anlar dahi dârüssa‘âde ağasına teslîm birle ağa-yı mûmâileyh hazretleri ‘avdet ba‘dehu şeyhülislâm efendi (31a) ve ‘ulemâ hazerâtı ve ba‘dehu kā’immakām paşa hazretleri ve sâ’ir ricâl ‘avdet eylemişlerdir.
Mevcûd Olacak Zevât
Kāimmakām paşa hazretleri, kapu hademesiyle; semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri29; kapudân paşa hazretleri30; sadreyn hazerâtı31; nakībüleşrâf efendi32; İstanbul kadısı efendi33; sekbanbaşı ağa34; defterdâr efendi35; mîr-‘alem ağa ve kapucubaşı ağalar36; cebecibaşı ağa; topçubaşı ağa; ‘arabacıbaşı ağa.37 76
38 Derkenar: “Mûmâileyh cebecibaşı mizâcsız bulunmağla alay-ı merkūmda bulunmamıştır.” vr. 31b.
39 Derkenar: “Vâlide kethüdâsı ağa eğerçi İstanbul kadısı efendinin önünde yürümek fermân olundu. Lâkin türbenin mütevellîsi olduğundan türbeye teşrîf etmiştir.” vr. 31b
Ayasofya ve Sultân Ahmed Hân ve Sultân Mehemmed Hân ve Süleymâniyye cevâmi‘-i şerîfelerinde salâ verilmek üzere İstanbul kadısı efendiye bir kıt‘a buyuruldu irsâl yâhûd mü’ezzinbaşılarına hitâben buyuruldular tahrîr olunur.
Selâtîn şeyhleri efendiler ve selâtîn kethüdâları ağalar, dârüssa‘âdetişşerîfe ağası yazıcısı efendi tarafından da‘vet olunur.
Şehremîni ve mi‘mar ağa mezarı hazır eylemeğe ta‘yîn olunur. Mehterhâne-i haymeye Dîvânhâne ferş olunmak içün haber verilir.
Tertîb-i Alay-ı Müşârunileyhâ. Fî 4 B [Receb] Sene 205
İbtidâ kulaguz çavuş, ba‘dehu çavuşân-ı dîvân, ba‘dehu çavuşlar kâtibi ve emîni ağa, ba‘dehu kapudân paşa hazretlerinin kapucular kethüdâsı ve selâm ağası, (31b) ba‘dehu kā’immakām paşa hazretlerinin kapucular kethüdâsı ve selâm ağası, ba‘dehu selâtîn-i ‘izâm meşâyihi efendiler, ba‘dehu haremeyn mukāta‘ası efendi ve cizye başbâkīkulu ağa, ba‘dehu başbâkīkulu ağa ve mâliye tezkirecisi efendi, ba‘dehu mektûbî efendi ve teşrîfâtî efendi, ba‘dehu tezkire-i evvel ve sânî efendiler, ba‘dehu topçubaşı ve top‘arabacıbaşı ağalar, ba‘dehu cebecibaşı ağa38, ba‘dehu selâtîn-i ‘izâm kethüdâları, ba‘dehu mîr-‘alem ağa ve kapucubaşı ağalar, ba‘dehu re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa, ba‘dehu sekbanbaşı ağa ve defterdâr efendi, ba‘dehu İstanbul kadısı efendi39, ba‘dehu sadreyn-i muhteremeyn efendiler hazerâtı, ba‘dehu re’îsü'l- ‘ulemâ nakībüleşrâf 77
efendi, ba‘dehu kapudân paşa hazretleri, ba‘dehu şeyhülislâm ve kā’immakām paşa hazerâtı, ba‘dehu Bâbüssa‘âde takımından ‘arz ağaları ve Bâbüssa‘âde ağası, ba‘dehu dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretleri, ba‘dehu na‘ş-ı mağfiret-nakş, ba‘dehu hazîne kethüdâsı ağa ve hazîne vekîli ağa iki cânibe pâre nisâr ederek.
Yevm-i Mezkûrda Taraf-ı Kā’immakāmîden Huzûr-ı Hümâyûna İrsâl Olunan
Şevketlü efendimiz hazretlerine meyve, sepet: 100 ‘aded; şükûfe: 32 ‘aded.
Devletlü vâlide sultân efendimiz hazretlerine meyve, sepet: 100 ‘aded; şükûfe: 32 ‘aded.
Vefât-ı Şeyhülislâm Tevfik Efendi ve Nasb-ı Şeyhülislâm Mehemmed Mekkî
Efendi. Fî 22 B [Receb] Sene 205
Mâh-ı mezkûrun yirmi ikinci günü pazar gicesi Şeyhülislâm Tevfik Efendi dâr-ı ‘ukbâya rıhlet eylediği ‘ale's-seher hafîdleri tarafından Sultân Mehemmed Hân Câmi‘-i Şerîfi'nde salâ verilmek içün ‘arzuhalleriyle kā’immakām paşa hazretlerine ihbâr olundukta huzûr-ı hümâyûna vefâtları ‘arz olunup ve Sultân Mehemmed Hân Câmi‘-i Şerîfi'nde vaktü'z-zuhr salât-ı cenâzelerine bulunmaları içün kapudân paşa hazretlerine ve sadreyn-i muhteremeyn ve İstanbul kadısı ve nakībüleşrâf efendiler hazerâtına ve Ayasofya şeyhi efendiye meşâyih-i selâtîn ile bulunmaları içün mektûbî efendi kaleminden tezkireler tahrîr ve irsâl ve defterdâr efendiye ve sekbanbaşı ağaya ve cebeci ve topçu ve top‘arabacıbaşı ağalara (32a) sa‘âdetlü kethüdâ bey kâtibi efendi kaleminden tezâkir tahrîr olunup mevâlî-i ‘izâm hazerâtına çavuşân-ı dîvân ile ve kapudân paşa ve sâ’irlere kethüdâ bey çukadârlarıyla irsâl olundu. Bu vechile tezâkîrde destâr-i ‘âdî ve erkân semmûr kürk ile gelmeleri tahrîr olunmuştur. Bu esnâda 78
40 Derkenar: “Salât-ı cenâze imâmeti husûsu bâ-re’y-i şeyhülislâmî velî-i meyyit olan hafîdinden istîzân olunmuştur.” vr. 32a.
kā’immakām paşa hazretleri Enderûn-ı Hümâyûn'a da‘vet ve huzûr-ı hümâyûnda Mekkî Efendi Hazretleri'ne ferve-i beyzâ ve kā’immakām paşa hazretlerine serâser kürk ilbâs olunup ba‘dehu Bâbıâsafî'ye teşrîf ve icrâ-yı rusûmdan sonra şeyhülislâm efendi hazretleri kürk odasında biraz istirahât ba‘dehu ‘Arzodası'nda ta‘âm tenâvül buyurulup salât-ı zuhra bir sâ‘at kalarak şeyhülislâm efendi ve kā’immakām paşa hazerâtı bi'r-refâka ve ricâl-ı bâb önlerince Bâb-ı Sadrı‘âlî'den hareket ve Sultân Mehemmed Hân Câmi‘-i Şerîfi'ne varıldıkta bâb-ı musallâdan duhûl ve kitabhâne önünde ibtidâki suffede şeyhülislâm efendi ve kā’immakām hazerâtı ve kapudân paşa ve sudûr-ı kirâm oturup ikinci suffede sekbanbaşı ağa ve defterdâr efendi ve re’îsülküttâb efendi ve sâ’ir icâl-i bâb oturup ba‘de edâ-i salâti'z-zuhr Ayasofya şeyhi efendi imâmetiyle40 müşârunileyhüm oldukları mahâlden salât-ı cenâzeyi dahi edâ ve şeyhülislâm efendi kā’immakām paşa hazretlerine vedâ‘ edip devlethânelerine ‘azîmet buyurdular.
Kā’immakām paşa hazretleri dahi Sultân Mehemmed Hân Türbe-i Şerîfeleri'ni ziyâret eylemek murâd-ı âsafâneleri olmağla sekbanbaşı ağa ve teşrîfâtî efendi bağalgîrleri olarak kitabhâneden türbe-i şerîfeye gelinip ba‘de'z-ziyâre ricâl-i bâb ile saray-ı âsafânelerine teşrîf buyurdular. Merhûm-ı müşârunileyh on üç gün müstenid-i mesned-i fetvâ olup henüz hılâl-i ikbâlleri bedr-i tâm bulmadan giriftâr-ı pençe-i husûf-ı ecel olmuştur. -Rahmetüllâhi ‘aleyh rahmeten vâsi‘a-.
Üçüncü günü kā’immakām paşa hazretleri şeyhülislâm efendinin konaklarına tebriğe gidip ve ferdâsı şeyhülislâm efendi dahi Bâbı‘âli'ye gelip ba‘de'z-zuhr rikâb-ı hümâyûna gitmişlerdir ve ertesi günü kethüdâ bey destâr-ı ‘âdî (32b) ve erkân kürk ve önlerinde destâr-ı ‘âdî ve erkân ile teşrîfâtî efendi ile tebriğe gitmişlerdir. 79
Fî 17 C [Cemâziyelâhir] Sene 1152. İrtihâl-i Vâlide Sultân-ı Mağfiret-Nişân
Yevm-i mezbûrda müşârunileyhâ hazretleri inhirâf-ı mizâclarından nâşî tebdil-i hevâ içün Tırnakcı Yalısın teşrîf buyurduklarında bir sâ‘at mikdârı vakit mürûrundan sonra bâ-emr-i Hüdâ müddet-i vâfireden berü mübtelâ olduğu ‘illet-i gayr-ı mümkini'd-devâ ile ‘âzim-i dâr-ı bekā olmağla salât-ı cenâzesi Yalı Kasrı pîşgâhında edâ ve Vâlide Câmi‘-i Şerîfi'ne nakl olunmak irâde buyurulmağın devletlü kā’immakām paşa hazretleri ‘ıcâleten mahall-i merkūmda müctemi‘ olmak üzere semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ve sadreyn-i muhteremeyn ve ma‘zûl ve pâyelüleri ve İstanbul kadısı efendi ve ma‘zûl ve pâyelüleri ve nakībüleşrâf efendi hazretleri ve mîr-‘alem ağa ve kapucubaşı ağalar ve sekbanbaşı ağa ve sipâh ve silahdâr ağaları vekîlleri ve cebecibaşı ve topçubaşı ve ‘arabacıbaşı vekîlleri ve defterdâr efendi ve tevkī‘î ve şıkk-ı sânî ve sâlis ve defter emîni ve rûznâmçe-i evvel ve başmuhâsebeci ve ümenây-ı erba‘a ve müşârunileyhânın kethüdâsı efendiler hazerâtına tezkireler ile çavuşlar gönderilip da‘vet olunmaların fermân etmeleriyle mu‘tâd üzere çavuşbaşı ağa tarafından teblîğ-i emri müş‘ir tezkireler tahrîr ve çavuşlar ta‘yîn olunup Yalı Köşkü'nde müctemi‘ oldular. Ba‘dehu kā’immakām paşa hazretleri dahi re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve tezkireci ve mektûbcu efendiler ve sâ’ir kapu takımlarıyla kasr-ı mezbûra teşrîf ve kudûm-ı hazret-i pâdişâhîye müterakkıb oldular. Bir iki sâ‘at mürûrundan sonra şevketlü, kerâmetlü efendimiz hazretleri sandal-ı hümâyûnlarıyla teşrîf buyurduklarında kā’immakām paşa hazretleri kallâvî ve ferrâce ve şeyhülislâm efendi hazretleri ve sâ’ir ‘ulemây-ı kirâm hazerâtı ‘örf ve ferrâce ve sâ’ir ricâl dahi bi'l-cümle selîmî ve mücevveze ve ferrâce ile kasr-ı mezkûr pîşgâhında (33a) taş nerdübân yanından aşağı doğru dizilip selâm-ı şehinşâhîye muntazır oldular. Ba‘dehu şevketlü, kerâmetlü efendimiz hazretleri iskeleye yanaştıklarında kā’immakām paşa hazretleri koltuklarına girip çıkardılar. Ba‘dehu huzzârı selâmlayarak taht-ı hümâyûnların teşrîflerinde 80
41 Derkenar: “Re’îsülküttâb efendi da‘vet edip Saray-ı Hümâyûn'a getirir.” vr. 33b.
42 Derkenar: “Kethüdâ bey tarafından tezkire yazılır.” vr. 33b.
şeyhülislâm efendi hazretleriyle kā’immakām paşa hazretleri bir mikdâr huzûr-ı hümâyûnda tevakkuf ve sonra yerlerine gelip merhûmenin na‘ş-ı şerîfi vürûduna müterakkıb oldular. Yarım sâ‘at mikdârı vakitten sonra devletlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretleri na‘ş-ı şerîfin önünce sandal ile teşrîf eylediklerinde kā’immakām paşa hazretleri ve sâ’irleri na‘ş-ı şerîfe teşebbüs ve getirip Sepetçiler Kasrı divârı yanında vâkı‘ çınar ağacı kurbunda müceddeden vaz‘ olunan tahta musallâya nakl eylediler. Şeyhülislâm efendi hazretleri imâmet eylemek mu‘tâd-ı kadîm iken mâni‘-i imâmet olur ‘özürleri olmağla re’îsü'l-‘ulemâ olup bi'l-fi‘l Sadr-ı Rûm olan Mahmudzâde semâhatlu Es-seyyid Zeyne'l-‘âbidin Efendi Hazretleri şeyhülislâm efendi hazretlerinin emirleri ile imâmet edip ve şevketlü efendimiz hazretleri taht-ı hümâyûnları pîşgâhında ıktidâ eylemişlerdir. Edâ-yı salâttan sonra kā’immakām paşa hazretleri ve sâ’ir ricâl na‘ş-ı şerîfe yapışıp elleri üzerinde kayıkhâne tarafına doğru götürüp tahta perde kapusundan taşra çıkardıklarında herkes atına süvâr ve şeyhülislâm efendi hazretleri ‘illetlerinden nâşî ‘arabalarına süvâr olup kā’immakām paşa hazretleri ve ‘ulemây-ı kirâm ve sâ’ir ricâl bi'l-cümle rütbelerince kallâvî ve ‘örf ve selîmî ve mücevveze ve dîvân bisâtlu at ve ferrâce ve ‘abâyi urmayan ricâl, kemer rahtlu atlar ile ‘ale't-tertîb na‘ş-ı şerîfin önüne düşüp alay ile Vâlide Câmi‘-i Şerîfi'ne nakl ve defn eylemişlerdir. Ba‘dehu ikinci günü ancak şeyhülislâm efendi hazretleriyle kā’immakām paşa hazretleri ta‘ziye içün huzûr-ı hümâyûna gidip ricâl-i sâ’ireden kimesne gitmemiştir.
(33b) Resm-i Vefât-ı Kerîme-i Pâdişâh-ı ‘Âlem-penâh Der-Enderûn
Re’fetlü sadra‘zam hazretleri, kapu hademesiyle; semâhatlu şeyhülislâm efendi41; vüzerây-ı ‘izâm hazerâtı42; sadreyn hazerâtı43; nakībüleşrâf efendi44; İstanbul kadısı 81
43 Derkenar: “Şeyhülislâm efendi tarafından da‘vet olunurlar yâhûd kethüdâ bey tarafından tezkire yazılır.” vr. 33b.
44 Derkenar: “Kezâlik” vr. 33b.
45 Derkenar: “Kezâlik” vr. 33b.
46 Derkenar: “Kethüdâ bey tarafından tezkire yazılır.” vr. 33b.
47 Derkenar: “Yeniçeri ağası tarafından ihbâr olunur.” vr. 33b.
48 Derkenar: “Kethüdâ bey tarafından tezkire yazılır.” vr. 33b.
49 Derkenar: “Kethüdâ bey tarafından mîr-‘alem ağaya tezkire yazılıp kapucubaşı ağalara ihbâr eder.” vr. 33b.
50 Derkenar: “İşbu ocak ağalarına [sipâh ve silahdâr ağaları, cebecibaşı, topçubaşı, ‘arabacıbaşı, lağımcı ve humbaracıbaşı ağalar] kethüdâ bey tarafından tezkireler ile ihbâr olunur.” vr. 33b.
- defterdâr efendi; mîr-‘alem ağa ve kapucubaşı ağalar; sipâh ağası, silahdâr ağası, cebecibaşı ağa, topçubaşı ağa, ‘arabacıbaşı ağa, lağımcı ve humbaracıbaşı ağalar.efendi45; yeniçeri ağası46; kul kethüdâsı47484950
Ayasofya, Sultân Mehemmed ve Süleymâniyye ve Sultân Ahmed cevâmi‘-i şerîfelerinde salâ verilmek üzere İstanbul kadısı efendiye bir kıt‘a buyuruldu irsâl yâhûd mü’ezzinbaşılarına hitâben buyuruldular tahrîr olunur. Selâtîn şeyhi efendiler ve selâtîn kethüdâları ağalar, dârüssa‘âdetişşerîfe ağası yazıcısı efendi tarafından da‘vet olunur. Şehremîni ve mi‘mar ağa mezar hazır eylemeğe ta‘yîn olunur. Mehterhâne-i haymeye Dîvânhâne ferş olunmak içün haber verilir. İşbu da‘vet olunanlar rûz-ı merre destâr ve ber-muktezâ-yı mevsim bol yenlü kürk 82 yâhûd ferrâce ve kemer rahtlu esbler ile ta‘yîn olunan vakitte Saray-ı Hümâyûn'a (34a) vürûd eylediklerinde ‘ulemâ efendiler doğru Kubbe-i Hümâyûn'a gelip devletlü sadra‘zam efendimiz hazretleri sadr-ı ahkâmdan cüz’îce sol cânibe mâ’il vaz‘ olunan seccâde üzerine ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri yesâr-ı âsafânelerine ku‘ûd ederler ve sadreyn-i muhteremeyn hazerâtı, defterdâr efendi makāmına ve ocak ağaları, re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa mekânlarına ve yeniçeri ağası kendü makāmında mevcûd olup merhûme-i müşârunileyhânın na‘şları zülüflüler ocağı kurbunda harem kapusundan ihrâc olunacağına karîb sadra‘zam ve sâ’irleri bâb-ı merkûm nezdinde tûlânî tahta üzerinde müterakkıb olup teberdârân-ı hâssa alıp sa‘âdetlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretleri önüne düşüp gelir iken devletlü sadra‘zam efendimiz hazretleri ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri kubbede bulunan sadreyn ve nakībüleşrâf efendiler ve İstanbul kadısı efendi ve defterdâr efendi ve ocak ağaları mahall-i merkūmdan istikbâl ve bi'l-cümle önüne düşüp Bâbüssa‘âde semtinde vaz‘ olunan musallâya îsâl ve namazlarını semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri kılıp selâtîn kethüdâları buhûrdânlarıyla önüne düşüp Orta Kapu'dan taşra çıkıldıkta cümlesi süvâr ve zîrde tertîb olunan alay ile türbe-i şerîfeye nakl ve hafr olunan merkad-ı şerîfe defn esnâsında müctemi‘ olan selâtîn imâmları ve huffâzlar Yâsîn-i Şerîf tilâvet edip du‘âsı tekmilinde selâtîn şeyhleri ‘alâ merâtibhim du‘â edip ve na‘ş-ı şerîfin önünce salât u selâm eden hünkâr mü’ezzinleri savt-ı a‘lâ ile, “âmîn” deyip ve her biri hâtimesinde Fâtihâ deyip tekmilinde ta‘ziyeyi müş‘ir rikâb-ı hümâyûna takdîm olunacak telhisi sadrı-ı a‘zam hazretleri sa‘âdetlü dârüssa‘âde ağasına teslîm birle ağa-yı mûmâileyh hazretleri ‘avdet eyledikte cümlesi ‘avdet ederler. Tertîb-i Alay-ı Vefât-ı Sultân Der-Enderûn (34b) İbtidâ kulaguz çavuş, ba‘dehu çavuşân-ı dîvân, ba‘dehu çavuşlar kâtibi ve emîni ağa, ba‘dehu vüzerây-ı ‘izâmın kapucular kethüdâları ve selâm ağaları, ba‘dehu 83 51 Derkenar: “Vâlide sultân kethüdâları ağa dahi İstanbul kadısı efendinin önlerince yürümek irâde olunmuş idi. Lâkin müşârunileyh türbenin mütevellîsi olmağla türbe-i merkūmeye mukaddem teşrîf buyurdular deyü sultânândan Enderûn'da olarak birisi vefâtında ağa-yı mûmâileyh ber-minvâl-i meşrûh türbede bulunmuşlardır. ” vr. 34b. sadra‘zam hazretlerinin kapucular kethüdâsı ve selâm ağası, ba‘dehu selâtîn meşâyihi efendiler, ba‘dehu haremeyn mukāta‘acısı efendi ve cizye başbâkīkulu ağa, mâliye tezkirecisi efendi ve başbâkīkulu ağa, ba‘dehu mektûbî ve teşrîfâtî efendiler, ba‘dehu tezkire-i evvel ve sânî efendiler, ba‘dehu topçubaşı ağa ve ‘arabacıbaşı ağa, ba‘dehu cebecibaşı ağa ve kul kethüdâsı ağa, ba‘dehu selâtîn-i ‘izâm ve kethüdâları, ba‘dehu sipâh ve silahdâr ağaları, ba‘dehu mîr-‘alem ağa ve kapucubaşı ağalar, ba‘dehu re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa, ba‘dehu defterdâr efendi, ba‘dehu yeniçeri ağası ağa, ba‘dehu İstanbul kadısı efendi51 ve nakīb efendi dahi, ba‘dehu sadreyn efendiler hazerâtı, ba‘dehu vüzerây-ı ‘izâm hazerâtı, ba‘dehu re’fetlü sadra‘zam ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazerâtı, ba‘dehu saray kethüdâsı ağa ve saray ağası ve kilercibaşı ağa ve hazînedârbaşı ağa ve kapu ağası, ba‘dehu dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretleri, ba‘dehu na‘ş-ı mağfiret-nişân, ba‘dehu hazîne kethüdâsı ağa ve hazîne vekîli ağa iki, cânibe pâre nisâr ederek. Vefât-ı Hânım Sultân Fî 21 CA Sene 1204. Târihi mezkûrda Safiye Sultân bint-i Sultân Mustafa Hân-ı Sânî -‘aleyhâ rahmetü'l-bârî- hazretlerinin kerîmeleri Zâhide Hânım Sultân vefât edip cenâzeleri naklinde hânım sultânlar vefâtında defâtir-i teşrîfâtta resm olmamağla resm-i tekellüfî olunmamıştır. 84 Vefât-ı Kadın-ı Hazret-i Şehriyârî. Fî 2 S [Safer] Sene 1178 Kadınân-ı hazret-i şehriyârîden ‘Aynü'lhayat nâm üçüncü kadın bi-emrihî sübhânehû ve te‘âlâ dâr-ı bekāya rıhlet etmekle hâssa-i hümâyûnda gasl ve harem kapusundan taşra ağalar çıkarıp vaz‘ olunan musallâ üzerinde salât-ı cenâzesi edâ ba‘dehu helvacılar na‘şı omuzlarına alıp Orta Kapu'dan taşra çıkıldıkta önünce teşrîfâtî ve ‘akabinde dârüssa‘âdetişşerîfe ağası yazıcısı efendi ve kozbekçibaşı (35a) ve ağa babası süvâren Darphâne Kapusu'ndan, Ağabağçesi'nden Soğukçeşme Kapusu'ndan çıkılıp çeşme kurbunda şevketlü efendimizin ihyâ buyurdukları câmi‘-i şerîfinde vâkı‘ türbe-i şerîfe hâricinde pencere önüne defn olunmuştur. Mahall-i medfen silahdâr-ı hazret-i şehriyârî ağa nezâreti ile şehremîni efendi ve mi‘mar ağa ma‘rifetleriyle âmâde olmuştu. Resm-i İrtihâl-i Kadın-ı Hazret-i Şehriyârî Der-Sâhilsaray-ı Hümâyûn ‘İsmet-nişân kadınân-ı hazreti zıllullâhîden biri bi-emri cenâb-ı bârî ‘alâyık-ı dâr-ı fenâdan biri olup irtihâl-i dâr-ı bekā eyledikte hâssa-i hümâyûnda gasl ve tekfin olunduktan sonra harem-i hümâyûn ağaları taşra çıkarıp vaz‘ olunan musallâya ilkā ve imâm-ı hazret-i şehriyârî efendilerin biri namazını edâ ba‘dehu ağa teberdârları kaldırıp mukaddemce ortası ref‘ ve iskelede müheyyâ olan harem kayığına vaz‘ ve müteveffiye-i müşârunileyhânın lalası ağa ve kahvecibaşısı ile ikincisi, iki ‘aded buhûrdânlar ile ma‘an harem kayığına süvâr ve yazıcı efendi kendü piyâdesiyle önünce gidip mahall-i medfene münâsip iskeleye çıktıklarında iskele-i mezbûrda saray-ı ‘atîk teberdârlarıyla baltacılar kethüdâsı ve ağa babası ve teşrîfâtî kulları hâzır u âmâde olmalarıyla ibtidâ ağa babası ba‘dehu yazıcı efendi ile teşrîfâtî efendi kulları hem-‘inân olarak ba‘dehu kadın lalası ağa süvâr oldukları hâlde ba‘dehu kahvecibaşısı ve ikincisi ellerinde buhûrdânlar ile mâşiyen pîşrev olup ba‘dehu müteveffiye-i müşârunileyhânın na‘ş-ı şerîfini teberdârlar 85 ber-dûş edip ba‘dehu baltacılar kethüdâsı kulları râkiben ta‘kib ederek mukaddemâ emr ü fermân buyurulduğu mahâlde silahdâr-ı hazret-i şehriyârî sa‘âdetlü ağa nezâretiyle ve şehremîni efendi ve mi‘mar ağa kulları ma‘rifetleriyle tehyi’e kılınan medfene varılıp defn esnâsında ol mahâlde vâkı‘ câmi‘-i şerîfin imâmları Kur’ân-ı ‘Azîmü'ş-şân tilâvet ve Ayasofya-i Kebîr şeyhi efendi dahi du‘â ve telkīn etmeleriyle şeyh efendiye elli guruş ve imâmlara yirmi beşer guruş yazıcı efendi ma‘rifetiyle çıkılar verilip sâ’ir fukarâ ve müstahıkkīne tasadduklar olunarak ‘avdet (35b) olunup ancak yazıcı efendi varıp tekmil-i hidmet olunduğunu sa‘âdetlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağası ağaya ifâde eder. Vefât-ı Ağa-yı Dârüssa‘âde. Fî 2 Ş [Şa‘ban] Sene 206 Târih-i mezbûrda dârüssa‘âde ağası olan Bilâl Ağa dâr-ı bekāya rıhlet edip teşrîfât-ı hümâyûndan nakl-i na‘şı resmi su’âl olundukta teşrîfâtta resmi olmadığı haber verilip Enderûn'dan malzeme-i techiz ve tekfini görülüp kurb-ı Hazret-i Hâlid'e defn olunmuştur. Vefât-ı Kā’immakām ‘Abdullah Paşa Der-rûz-ı Tevcîhât-ı Hümâyûn. Fî 4 L [Şevval] Sene 216 Müşârunileyh kā’immakām ‘Abdullah Paşa füc’eten fevt oldukta hâlen kapudân-ı deryâ vezîr-i mükerrem Hüseyin Paşa Hazretleri kendü ibkāları içün Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye gelip yevm-i mezkûrda bâ-izn-i hümâyûn ibtidâ ber-mu‘tâd serâser dûhte semmûr kürkünü kendü kendüye iktisâ ba‘dehu bâb-ı mezkûrda mevcûd ve med‘uvv ricâl ve ağavât tevcîh ve ibkāları içün müşârunileyhin huzûrunda hil‘atleri ilbâsıyla tevcîhât-ı hümâyûn icrâ olduktan sonra hâlen bi'l-fi‘l çavuşbaşı olan Yenişehirli Mustafa Bey'i 86 52 Derkenar: “Bu ‘umûm hil‘ati misillü kā’immakām devrinde dahi işbu defter mantûkunca ba‘zı kesâna hil‘at ilbâs olunmaları mu‘tâd olmağla teşrîfâtî efendi kırâ’et eder.” vr. 36a. Bâbı‘âli'den Enderûn-ı Hümâyûn'a gitmeleri içün içerüden da‘vetci zuhûr etmekle fakat müşârunileyh Enderûn'a der-‘akab gidip ba‘dehu bâ-izn kapu ricâli dahi Enderûn'a gidip ber-mu‘tâd-ı kadîm şeyhülislâm bulunan efendi dahi içerüye da‘vet olunup anlara mu‘tâd kürkünü ilbâs ve müşârunileyh Mustafa Bey'e rütbe-i vâlây-ı vezâretle kā’immakāmlık tevcîh ve ihsân-ı hümâyûn buyurulduğu hâvî kendüye huzûr-ı hümâyûnda serâser kürk ilbâs buyurulduktan sonra hem-‘inân olarak Bâbı‘âli'ye teşrîf ve müşârunileyh şeyhülislâm efendi ve kapudân paşa hânelerine ‘avdet eylediklerinden sonra ‘Arzodası'nda olarak zîrde tahrîr olunduğu üzere ‘umûm hil‘ati misillü ba‘zı kesâna huzûrunda hil‘at ilbâsı ve müteveffây-ı müşârunileyh ‘Abdullah Paşa'nın resmen nakl-i na‘şına dâ’ir bir kayıd bulunmamağla fakat kendü ademleriyle Hakîmzâde Türbesi civârında müheyyâ olan merkadına defn olundu. (36a) Kāimmakām Teceddüdünde Huzûrlarında Hil‘at-i İlbası Mu‘tâd Olan Zevât52 Rikâb-ı hümâyûn kethüdâsına, erkân semmûr kürk, 1 sevb; şıkk-ı evvel defterdârı vekîli efendi, hil‘at, 1 sevb; re’îsülküttâb vekîli efendi, hil‘at, 1 sevb; çavuşbaşı ağa, hil‘at, 1 sevb; tezkire-i evvel ve sânî efendiler, hil‘at, 2 sevb; mektûbî vekîli efendi, hil‘at, 1 sevb; teşrîfâtî vekîli efendi, hil‘at, 1 sevb; beylikçi vekîli efendi, hil‘at, 1 sevb; kethüdâ kâtibi vekîli efendi, hil‘at, 1 sevb; âmedî vekîli efendi, hil‘at, 1 sevb; başbâkīkulu vekîli ağa, hil‘at, 1 sevb; ser-hazînedâr-ı bîrûnî ağa, hil‘at, 1 sevb; mâliye tezkirecisi efendi, hil‘at, 1 sevb; gedikliler kâtibi efendi, hil‘at, 1 sevb; çavuşlar kâtibi efendi, hil‘at, 1 sevb; çavuşlar emîni ağa, hil‘at, 1 sevb; re’is kîsedârı efendi, hil‘at, 1 sevb; mektûbî başhalîfesi vekîli efendi, hil‘at 1 sevb; halîfe-i teşrîfât efendi, hil‘at 1 87 53 Derkenar 1: “Fî 20 ZA Sene 217. Târih-i mezkûrda mütevaffiye-i müşârunileyhâ içün ber-mu‘tâd rikâb-ı hümâyûna gidilmesi irâde buyurulmağla şeyhülislâm efendi yine re’îsülküttâb efendi delâletiyle sâbıkı misillü Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye teşrîf buyurmuşlardır. Derkenar 2: Târih-i mezkûrda irtihâl-i dâr-ı bekā eden sultân-ı müşârunileyhâyı kendü saraylarından na‘ş-ı mağfiret-nişânı alay-ı vâlâ ile getirilmesi bu def‘a irâde buyurulmağla ber-vech-i muharrer alay ile getirildiği ve Lâleli Câmi‘i'nde cenâze namazını ba‘de'l-edâ makberesi olan mahalle defn olunmazdan evvel Ebâ Eyyûb-i Ensârî -radiye ‘anhü'l-bârî- türbesinde dahi du‘â olunduğu ve ne vechile icrây-ı rusûm olduğu başkaca zîrde muharrerdir.” vr. 36b. sevb; kîsedâr-ı teşrîfât efendi, hil‘at, 1 sevb; kethüdâ-yı bevvâbîn ağa, hil‘at, 1 sevb; selâm ağası, hil‘at, 1 sevb; bölükbaşı ağa, hil‘at, 1 sevb; cizye başbâkīkulu ağa, hil‘at, 1 sevb; telhisî ağa, hil‘at, 1 sevb; muhzır ağa, hil‘at, 1 sevb; bostânî odabaşısı ağa, hil‘at, 1 sevb; karakulağ-ı kethüdâ bey, hil‘at, 1 sevb; du‘âcı çavuş, hil‘at 1 sevb; kulaguz çavuş, hil‘at 1 sevb; haberci çavuş, hil‘at 1 sevb; muhzır ağa kâtibi efendi, hil‘at 1 sevb; ‘asesbaşı, hil‘at 1 sevb; subaşı, hil‘at 1 sevb; delîlbaşı, hil‘at 1 sevb; gönüllü ağası, hil‘at 1 sevb; tatar ağası, hil‘at, 1 sevb; sipâh kethüdâ yeri, hil‘at, 1 sevb; silahdâr kethüdâ yeri, hil‘at, 1 sevb; cebeci çavuşu, hil‘at, 1 sevb; topçu çavuşu, hil‘at, 1 sevb; top‘arabacı çavuşu, hil‘at, 1 sevb; humbaracı çavuşu, hil‘at, 1 sevb; lağımcı çavuşu, hil‘at, 1 sevb; başkapu kethüdâsı, hil‘at, 1 sevb; mehterbaşı-i hayme-i kā’immakāmî, hil‘at, 1 sevb; ser-mehterân-ı tabl u ‘alem-i hâssa, hil‘at, 1 sevb; ser-surnâyî-i tabl ve ‘alem-i hâssa, hil‘at, 1 sevb; alay baş-çavuşu, hil‘at, 1 sevb; mehterbaşı-i kā’immakāmî, hil‘at, 1 sevb; mehterhâne-i nevbethâne, hil‘at, 1 sevb; Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı, hil‘at, 1 sevb. Yekün: Ferve 1 sevb; hil‘at 55 sevb. (36b) Cennet-Mekân Firdevs-Âşiyân Sultân Mustafa Hân ‘Aleyhi'r-rahmeti Ve'l- gufrân Hazretlerinin Kerîme-i Muhteremeleri Şâh Sultân-ı ‘Aliyyeti'ş-şân Hazretleri İstanbul'da Cağalzâde Nâm Mahâlde Olan Kendü Saraylarında Vefât Etmekle Zîrde Mastûr Rusûm Ba‘de'l-icrâ Eyyûb Civârında Vâkı‘ Makberelerine Defn Olunduğu Fî 17 ZA [Zilka‘de] Sene 21753 88 Sâbıkı Resmi, Teşrîfâttan Tahrîr Ve Enderûn-ı Hümâyûn'a İrsâl Olunan Resm-i Teşrîfâttır. Sultân-ı merhûme-i müşârunileyhâ hazretleri kendü saraylarında irtihâl-i dâr-ı bekā eyledikleri hâlde kethüdâları efendi mâşiyen buhûrdân çekerek önünce ve sâ’ir sultân kethüdâları ve haremeyn ricâli ve müfettiş efendi ve devletlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağası ağa hazretleri cümlesi destâr-ı ‘âdî ve erkân semmûr kürk ve râkiben na‘ş-ı mağfiret-nişân-ı hazret-i müşârunileyhânın önünce olarak saray-ı sultânîden gelinip Soğukçeşme Kapusu'ndan duhûl ve Yalı Köşkü'nde harem kayığına vaz‘ ile Eyyûb'de vâkı‘ büyük iskeleye yanaşıldığı gibi ocak ağaları ve tezkire-i evvel ve sânî ve mektûbî ve teşrîfâtî efendiler iskele başında istikbâl ve şıkk-ı evvel defterdârı ve re’îsülküttâb efendiler ve çavuşbaşı ağa üç-beş hatve beri ve sadreyn ve nakībüleşrâf ve İstanbul kadısı efendiler Kaymakçılar'ın vasatında ve devletlü sadra‘zam hazretleri ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri Kaymakçılar'ın üst başında cümlesi destâr-ı ‘âdîleriyle istikbâl buyurup mahall-i medfene varılıp namazını edâ ve makbere-i müşârunileyhâya ‘azîmet ve ricâl-i kibâr ve ocak ağaları na‘ş-ı mağfiret-i müşârunileyhânın pîşrevleri olarak du‘â olunup ba‘de'd-defn telkīne mübâşeret ve tekmilinde devletlü sadra‘zam hazretleri ta‘ziyeyi müş‘ir telhisi dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretlerine teslîm edip ağa-yı müşârunileyh hazretleri ‘avdet eyledikte cümlesi ‘avdet ederler deyü defter-i teşrîfâtta mukayyeddir. Emr ü fermân hazret-i men lehü'l-emrindir. (37a) Tertîb-i Alay-ı Na‘ş-ı Mağfiret-nişân-ı Müşârunileyhâ. Fî 17 ZA [Zilka‘de] Sene 217 İbtidâ kulaguz çavuş yamağı, ba‘dehu çavuşân-ı Dîvân-ı Hümâyûn, ba‘dehu humbaracı ve lağımcıbaşı ağalar, ba‘dehu topçubaşı ve ‘arabacıbaşı ağalar, ba‘dehu 89 54 Derkenar: “Gerek bu husûs ve gerek sâ’ir vefâyâta dâ’ir husûslarda mutlakā dârüssa‘âde ağası tarafından haber vürûd etmedikçe Sultân Mehemmed ve Sultân Ahmed ve Süleymâniyye ve Ayasofya Cevâmi‘i mü’ezzinbaşılarına veyâhûd İstanbul kadısı efendiye salâ verilmek içün beyaz üzerine buyuruldular tahrîr olunmaz.” vr. 37a. cebecibaşı ağa, ba‘dehu sipâh ve silahdâr ağaları, ba‘dehu mîr-‘alem ağa (Ve kapucubaşı ağaların sâbıkta bulunmaları eğerçi mu‘tâd olup ancak bu def‘a da‘vet olunmadığından bulunmayıp fakat mîr-‘alem ağa bulunmuştur.), ba‘dehu yeniçeri ağası ve şıkk-ı evvel defterdârı efendi, ba‘dehu İstanbul kadısı efendi, ba‘dehu sadreyn-i muhteremeyn ve nakībüleşrâf efendiler (ve nakībüleşrâf efendide sudûr pâyesi vardır.), ba‘dehu kapudân paşa hazretleri (müşârunileyhin önünde kapucular kethüdâsıyla selâm ağası ve verâlarında gediklüsüyle yedekleri giderler.), ba‘dehu kulaguz çavuş ve du‘âcı ve kîsedâr-ı teşrîfât ve çavuşlar emîni ağa ve kâtibi efendi, ba‘dehu kethüdâ-yı bevvâbîn-i sadrı‘âlî ve ağa-yı selâm ağaları, ba‘dehu mektûbî ve teşrîfâtî efendiler, ba‘dehu tezkire-i evvel ve sânî efendiler, ba‘dehu re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa, ba‘dehu devletlü sadra‘zam efendimiz ve şeyhülislâm efendi hazerâtı, ba‘dehu müşârunileyhin kezâlik ağaları ve yedekleri, ba‘dehu bu def‘a kîsedâr-ı teşrîfât bu mahâlde gitmiştir. Haremeyn mukāta‘ası ve muhâsebesi ve müfettiş-i haremeyn efendiler, ba‘dehu selâtîn cevâmi‘-i meşâyihi efendiler, ba‘dehu selâtîn kethüdâları, ba‘dehu merhûme-i müşârunileyhânın kethüdâsı, ba‘dehu vâlide sultân hazretlerinin kethüdâları, ba‘dehu devletlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretleri, ba‘dehu na‘ş-ı mağfiret-nişân (teberdârân-ı hâssa z-îver-i dûş-ı ihtirâmları ve mü’ezzinân-ı hâssanın tekbîr ve tehlîl ve buhûrdânlar keşîde olunduğu), ba‘dehu ağanın yedekleri. Merhûme-i Müşârunileyhânın Na‘şı Önünce Alay İle Gidecek Zevâta Tahrîr Olunacak Tezâkir Ve Tenbihât. Fî 17 ZA Sene 21754 Mektûbî Odasından 90 Kapudân-ı deryâ vezîr-i mükerrem paşaya, tezkire, kıt‘a 1 ‘aded (destâr-ı ‘âdî ve ber-muktezâ-yı mevsim erkân ve dîvân rahtlu esb ve Bâb-ı Sadrı‘âlî'de mevcûd bulunmaları tahrîr olundu). Sadreyn-i muhteremeyn ve nakībüleşrâf ve İstanbul kadısı efendilere, tezâkir, kıt‘a 4 ‘aded (küçük tebelü [tepeli] ve ber-muktezâ-yı mevsim erkân ve Bâb-ı Sadrı‘âlî'de mevcûd bulunmaları içün tahrîr olundu). (37b) Ayasofya şeyhi efendiye55, tezkire, kıt‘a 1 ‘aded (rûz-ı merre kıyâfetle saray-ı sultânîde bulunurlar). Vâlide sultân kethüdâsı ağaya, tezkire, kıt‘a 1 ‘aded (destâr-ı ‘âdî ve ber-muktezâ-yı mevsim erkân ve kemer rahtlu esb). Kethüdâ Bey Kaleminden Tahrîr Olunacak Tezâkir Yeniçeri ağası, tezkire, kıt‘a: 1 ‘aded. Sipâh ağası, tezkire, kıt‘a: 1 ‘aded. Silahdâr ağası, tezkire, kıt‘a: 1 ‘aded. Cebecibaşı, tezkire, kıt‘a: 1 ‘aded. Topçubaşı, tezkire, kıt‘a: 1 ‘aded. ‘Arabacıbaşı, tezkire, kıt‘a: 1 ‘aded. Humbaracıbaşı, tezkire, kıt‘a: 1 ‘aded. Lağımcıbaşı, tezkire, kıt‘a: 1 ‘aded. Şıkk-ı evvel defterdârı efendi, tezkire, kıt‘a: 1 ‘aded. 91 55 Derkenar: “Meşâyih-i sâ’ire dahi mevcûd bulunmaları içün işbu tezkirede zikr olunur.” vr. 37b. 56 Derkenar: “Kapucubaşı ağaların mevcûd bulunmaları içün tahrîr olunması mu‘tâd iken bu def‘a sehven yazılmadığına binâ’en yalnız mîr-‘alem bulunmuştur.” vr. 37b. Mîr-‘alem ağa, tezkire, kıt‘a: 1 ‘aded.56 Ber-vech-i bâlâ zevât-ı mezkûrenin bu def‘a bâ-irâde Bâb-ı Sadrı‘âlî'de mevcûd bulunmaları içün yazılan tezâkir çavuşân-ı dîvân ve ba‘zen hademe ile hânelerine gönderilmiştir. Cümlesi destâr-ı ‘âdî ve destâr-ı kafesî ve ber-muktezâ-yı mevsim erkân ve kemer rahtlu esbleriyledir. Mi‘mar Ağaya Gidecek Buyuruldu Sûreti Hâssa Mi‘mar Başı Ağa Hemşire-i muhtereme-i hazret-i hilâfet-penâhî ‘iffetlü, ‘ismetlü Şâh Sultân-ı ‘aliyyetü'ş-şân hazretleri ‘azm-i gülşensaray-ı bekā etmiş olmalarıyla müşârunileyhâ hazretlerinin hafr u tanzîm-i makbere-i rahmet-intimâları zımnında iktizâ edenleri bi'l-istishâb Eyyûb-i Ensârî civârında vâkı‘ türbe-i şerîfelerine şimdi ‘azîmet eyleyesün deyü. Kethüdâ Bey Hazretleri Odasından Şehremîni Efendiye Giden Tezkire Sûreti 92 Sa‘âdetlü, ‘iffetlü efendi hazretleri bi-irâdeti'l-lâhi Te‘âlâ Şâh Sultân Hazretleri irtihâl-i dâr-ı bekā etmeleriyle iktizâ eden levâzımât-ı kabrin tedârüğü içün cenâb-ı sa‘âdetleri şimdi hareket ve Eyyûb'de müteveffiye-i müşârunileyhânın merkad-ı şerîfine varıp mevcûd bulunmağa himmet ü müsâra‘at eylemeniz me’mûl-ı hâlisânemizdir. Saray-ı Sultân-ı Müşârunileyhâda Bulunmaları İçün Yazıcı Efendi Tarafından Yazılacak Tezâkir Vâlide kethüdâsı ağaya ve selâtîn kethüdâlarına her kaç ise başka başka tezkireler gönderilir. Meşâyih-i selâtîn efendiler (Ayasofya şeyhi efendiye tezkire irsâl anlar dahi sâ’irlere ihbâr eder). Müfettiş efendi, tezkire, kıt‘a 1: ‘aded (küçük tebelü ve erkân). Şeyhülislâm efendi, re’îs efendi delâletiyle bu def‘a Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye gelmeyip müteveffiye-i müşârunileyhânın salât-ı cenâzeleri Lâleli Câmi‘i'nde edâ olunması irâde buyurulmağla binâ’en-‘aleyh mevlânây-ı müşârunileyh efendi hazretleri sadra‘zam hazretlerinden mukaddemce mevcûd bulunup salât-ı cenâzeleri ba‘de'l-edâ tertîb-i alay-ı mezkûr ile medfen(i) olan mahalle îsâl olundu. 93 Selâtîn-i ‘İzâmdan Birisi Taşrada Kendü Saraylarında İken Vefât Eylediklerinde (38a) İcrâ Olunan İki Resm Zîrde Mezkûrdur Cennet-mekân, firdevs-âşiyân Sultân Ahmed Hân -‘aleyhi'r-rahmeti ve'l-gufrân- hazretlerinin kerîme-i muhteremeleri Esma Sultân Hazretleri kendü saraylarında bin iki yüz iki [1202] senesi Zilka‘desi'nin on birinci günü irtihâl-i dâr-ı bekā ve ‘âzim-i cinân-hazret-i hâlik-i mennân oldukları haberi dârüssa‘âdetişşerîfe ağası devletlü ağa hazretlerine ihbâr olundukta ağa-yı müşârunileyh hazretleri dahi bi'l-istîzân merhûme-i müşârunileyhânın saraylarına teşrîf ve kethüdâları ma‘rifetiyle techiz ve tekfini husûsunu ru’yete mübâşeret esnâsında sâ’ir selâtîn-i ‘izâm kethüdâları ve haremeyn-i şerifeyn takımının cümlesine tezkire yâhûd haberler irsâliyle da‘vet ve saray-ı merhûme-i sultân-ı müşârunileyhâda mevcûd bulundukları hâlde na‘ş-ı müşârunileyhâ müheyyâ olduğu ihbâr olundukta devletlü ağa hazretleri râkiben ve kethüdâları mâşiyen pîş-i merhûme-i müşârunileyhâda ve sâ’ir haremeyn takımı dahi tertîbleri üzere süvâren bu siyâk üzere saray-ı sultânîden çıkılıp Soğukçeşme Kapusu'ndan duhûl ve Yalı Köşkü'nde mukaddemâ tehyi’e olunan harem kayığına vaz‘ ile Hazret-i Hâlid civârında vâkı‘ makberesinde mevcûd ve defnden mukaddem semâhatlu şeyhülislâm efendi ve devletlü kā’immakām paşa efendimiz ve vüzerây-ı ‘izâm hazerâtı ve sadreyn ve nakībüleşrâf ve İstanbul kadısı efendiler ve şıkk-ı evvel defterdârı efendi ve yeniçeri ağası ve sâ’ir ocak ağaları ve ricâl-i bâb bi'l-cümle destâr-ı ‘âdî ve ber-muktezâ-yı mevsim erkânlarıyla mahall-i mezkûrda büyük iskelede ‘ale't-tertîb na‘ş-ı mağfiret-nişânı istikbâl ve mahall-i medfene varılıp salât-ı cenâzeyi ba‘de'l-edâ Ayasofya şeyhi efendi telkīne mübâşeret eyledikte ta‘ziyeyi müş‘ir telhisi müşârunileyh devletlü kā’immakām paşa hazretleri devletlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretlerine teslîm eyledikte bi'l-cümle ‘avdet edegeldikleri mastûr ve mukayyed olup ancak Fî 17 ZA Sene 217 târih-i mezkûrda şevketlü, kerâmetlü, mehâbetlü, kudretlü pâdişâh-ı ‘âlem-penâh mü’eyyed-i min-94 ‘indillah efendimiz hazretlerinin hemşireleri (38b) Şâh Sultân-ı ‘aliyyetü'ş-şân hazretleri Cağaloğlu nâm mahâlde vâkı‘ kendü saraylarında vefât eyledikte na‘ş-ı mağfiret-nişân, bâlâda zikr olunan rusûm üzere mahall-i medfeni olan Eyyûb'de vâkı‘ makberesine getirilmesi husûsuna irâde-i ‘aliyye-i tâc-dârî ta‘allük etmekle merhûme-i müşârunileyhâ hazretlerinin makberesinde mevcûd bulunacak zevât-ı kirâm hazerâtı bu def‘a bâ-irâde Bâbı‘âli'de mevcûd bulunmalarıyla der-‘akab devletlü sadra‘zam efendimiz hazretleri bi'l-cümle huzzâr ile Bâbı‘âlileri'nden hurûc ve alay-ı vâlâ ile merhûme-i müşârunileyhâ hazretlerinin saraylarına varılıp na‘ş-ı mağfiret-nişânın önünce alay-ı mezkûr ile Lâleli Câmi‘i'ne varılıp mukaddemce sa‘âdetlü re’îsülküttâb efendi vesâtatıyla semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri câmi‘-i mezkûrda mevcûd ve salât-ı cenâzeyi ba‘de'l-edâ mahall-i mezkûrdan müşârunileyh semâhatlu şeyhülislâm efendi hazret-i sadâret-penâhî efendimiz hazretleriyle hem-‘inân ve sâlifü'z-zikr alay-ı vâlâ ile makbere-i müşârunileyhâya definden mukaddem Hazret-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî -radiye ‘anhü'l-bârî- türbe-i şerîfeleri pîşgâhında ba‘de'd-du‘â ve ‘avdet ve makbere-i mezkûreye îsâl ve ba‘de'd-defn cümlesi ‘avdet eyledikleri defter-i teşrîfâtta mukayyeddir. Emr ü fermân hazret-i men lehü'l-emrindir. Bend-i Sânî Eğerçi defâtir-i teşrîfâtta ber-mu‘tâd-ı kadîm selâtîn-i ‘izâm hazerâtı vefâtlarında huzûrı lâzım gelen zevâtın mevcûd bulunmaları ancak makberelerinde olup lâkin bu def‘a bâ-irâde-i ‘aliyye merhûme-i müşârunileyhâ saraylarında mevcûd ve bi'l-cümle huzzâr na‘ş-ı mağfiret-nişânın pîşrevleri olarak bâlâda bast ü beyân olunan alay-ı vâlâ ile mahall-i medfene gidildiği dahi mesbûk olup bu bâbda dahi ne vechile irâde buyurulur ise fermân hazret-i men lehü'l-emrindir. 95 57 (39a) metinde tamamen boş bırakılmıştır. (39b)57 ŞEVKETLÜ, MEHÂBETLÜ SULTÂN SELİM HÂN-I SÂLİS İBNÜ'S- SULTÂN MUSTAFA HÂN-I SÂLİS İBNÜ'S-SULTÂN AHMED HÂN-I SÂLİS EFENDİMİZİN TÂRİHİ MEZKÛRDA CULÛS-I HÜMÂYÛNLARINDA İCRÂ BUYURULAN RESM-İ TEŞRÎFÂT. FÎ 11 B [Receb] SENE 1203 YEVM-İ SALI Yevm-i mezkûrda ‘ale's-seher hüdâvendigâr-ı sâbık merhûm cennet-mekân Sultân ‘Abdülhamid Hân ibnü's-sultân Ahmed Hân-ı Sâlis –Eskenehû Allahu Te‘âlâ fî-dâri'l-cinân- efendimizin dâr-ı bekāya irtihâlleri haberi Bâbı‘âli'ye vürûd eylediği sâ‘at sa‘âdetlü Kā’immakām Sâlih Paşa Hazretleri bey‘at-ı hümâyûn ve nakl-i na‘şa müretteb husûsları kethüdâ bey hazretlerine tavsiye vü sipâriş ve re’îsülküttâb efendiyi, şeyhülislâm efendi hazretlerini doğru Enderûn-ı Hümâyûn'a îsâl etmek içün irsâl ve kendüleri tebdilen bilâ-tevakkuf Enderûn-ı Hümâyûn'a ‘ıcâleten ‘azîmet buyurdular. Şevketlü, kerâmetlü efendimiz hazretleri bi'l-irs ve'l-istihkāk vâris-i saltanât-ı seniyye olmalarıyla kendülerini Hırka-i Şerîf'te mihr-i münîr-âsâ tulû‘ etmişbulmalarıyla pây-bûs-ı şâhâneleriyle müşerref oldukta ibtidâ Hırka-i Şerîf'te kendülerine serâser dûhte ibkā kürkünü ilbâs buyurup sâ’ir med‘uvvînin vürûduna intizâr ile Arslanhâne ta‘bîr olunur odada kā’immakām paşa hazretleri müterakkıb oldular ve Bâbı‘âli'de kethüdâ bey hazretleri kapudân paşaya ve nakībüleşrâf efendiye ve sudûr-ı kirâma tezkireler irsâl ve müderrisîn efendileri ihbâr eylemeleri içün İstanbul kadısı efendiye tezkire ve destâr-ı ‘âdî ve erkân kürk ile bi'l-cümle hâcegânı ihbâr eylemeleri içün defterdâr efendiye ve sekbanbaşı ağaya ve cebecibaşı ve topçubaşı ve ‘arabacıbaşı vekîlleri ağalara bi'l-cümle ocakları ağavât ve zâbıtânı ile bulunmaları içün tezâkir ve destâr-ı ‘âdî ve erkân ile bi'l-cümle kapucubaşı ağaları ihbâr eylemeleri içün mîr-‘alem-i şehriyârî ve başkapucubaşı 96 ağaya tezkireler tahrîr ve irsâl olundu. Lâkin zikr olunan zevâtın cümlesi elbise-i dîvânîleriyle bulunmaları de’b-i kadîm idi. Bu mâddede kusur olundu. Ba‘dehu ‘ulemâ hazerâtına çavuşân-ı dîvân ve çukadârân ile cümlesi ‘ıcâleten Enderûn-ı Hümâyûn'da mevcûd bulunmaları ifâde ve merhûm-ı mağfûrun-lehin techiz ve tekfini şehremîni (40a) efendiye ve mi‘mar ağaya sipâriş olundu. Ve mahall-i medfen irâde-i hümâyûna menût olmağla şehremîni ve mi‘mar ağa Enderûn-ı Hümâyûn'a gidip merhûmun kendü türbelerine defn olunmasına emr-i hümâyûn sudûruna binâ’en mûmâileyhümâ tanzîmine mübâşeret eylediler. Ve ba‘de'l-bey‘a suffeden toplar atıldıkta Sarayburnu'ndan ve Yedikulle'den ve Kızkullesi'nden ve hisarlardan toplar atılması içün bostancıbaşı ağa ve Tophâne'den ve tersâneden dahi atılması içün topçubaşı ağaya ve tersâneye buyuruldular irsâl olundu ve bu esnâda şeyhülislâm efendi hazretleri teşrîf buyurduklarında doğru içerüye Arslanhâne'ye gidip devletlü kā’immakām paşa ve sa‘âdetlü kapudân paşa hazerâtıyla ma‘an huzûr-ı hümâyûna duhûl ve ibkālarını hâvî şeyhülislâm efendiye ferve-i beyzâ ve, kā’immakām paşa hazretleri mukaddem giymekle kapudân paşaya serâser kürk ilbâs olundu. Ve yeniçeri ağası olmayıp sekbanbaşı olmağla anlara kürk ilbâs olunmayıp ve Enderûn'a Hırka-i Şerîf Odası'na da‘vet dahi olunmadı. Taşrada cümle ile teşrîf-i hümâyûna intizâr eylediler ve müşârunileyhüme kürk ilbâs olunduktan sonra devletlü dârüssa‘âde ağasına ve silahdâr ağaya ve kapu ağasına kürkler ilbâs olundu ve anlardan sonra Enderûn-ı Hümâyûn'da huzûrda kürk ilbâsı kānûn olanlar her kimler ise cümlesine ilbâs olundu ve kapu ağası ağanın kürkü içün ihtilâf eylediler. Lâkin serâsere dûhte kürk olduğu sâbit olup ol vechile ilbâs olundu. Ba‘dehu müşârunileyhümün Hırka-i Şerîfe Odası'nda maslahatları kalmayıp taşraya teşrîfleri ve bey‘at-ı ‘âmmeye dâ’ir olan nizâm-ı hâle iştigalleri lâzım gelmekle istîzân-ı hümâyûndan sonra Bâbüssa‘âde'den taşra çıktılar ve şeyhülislâm efendi ve kā’immakām paşa ve kapudân paşa Kubbe-i Hümâyûn altına varıp devât odasında tevakkuf buyurdular ve isti‘câl olunarak taht-ı hümâyûn tanzîm ü âmâde ve mu‘âyede resmi gibi herkes merâtib üzere durduğu hâlde (40b) kapu ağası hazretleri vesâtatıyla hâzır olduğu haberi şevketlü efendimize ifâde olundukta mübârek ser-i hümâyûnlarında Yûsufî ta‘bîr olunur kisve-i şâhâne ve sorguc-ı hümâ-sîmâ-yı husrevâne ve dûş-ı saltanat-pûş-ı 97 kerîmânelerinde ala kaplu kapaniçe ta‘bîr olunur mücevher şemseli ve kebîr yakalı kürk ile şevketlü, kerâmetlü efendimiz hazretleri müşâhede ve taht-ı ‘âlîye cülûs buyurduklarında alkış olunup ibtidâ nakībüleşrâf efendi gelip dâmen-bûs ve kıyâm ve alkış olunup du‘âya şürû‘ eylediği gibi çavuşbaşı ağa ile kapucular kethüdâsı ağa temennâ edip Kubbe-i Hümâyûn'a şeyhülislâm efendi hazretleriyle kā’immakām paşa hazretlerini kaldırmağa ‘azîmet ve müşârunileyhümâ dahi yerlerinden hareket ve sür‘atlice reftâr ile gelinceye dek nakībüleşrâf efendi dahi du‘âya hitâm verip kadd-hamîde-i ta‘zîm eyledikten sonra ‘avdet etmeyip taht-ı hümâyûnun sağ tarafında şevketlü efendimizin nazargâhlarında durdular. Ba‘dehu ferve-i beyzâ ve ‘örf ile şeyhülislâm efendi gelip bey‘at ve kıyâm ve alkış olundu. Du‘â edip nakībüleşrâf efendinin üst tarafında durdular. Ba‘dehu kallâvî ve üst ile kā’immakām paşa hazretleri iki def‘a zemîn-bûs ve alkış olunup pây-bûs-ı hümâyûna şitâbân olduklarında şevketlü efendimiz kıyâm buyurmalarıyla tekrar alkış ve ku‘ûd buyuruldukta kā’immakām paşa hazretleri taht-ı hümâyûnun sağ cânibinde kıyâm buyurup ba‘dehu kallâvî ve üst ile vezîr kapudân paşa hazretleri bir def‘a zemîn-bûs edip alkış ve dâmen-bûs-ı hümâyûn ile müşerref oldukta kıyâm buyurulmağla tekrar alkış olundu. Kā’immakām paşa hazretlerinin alt tarafına durdular. Ba‘dehu ‘örf ve üst ile İstanbul kadısı efendiye dek sudûr-ı kirâm yegân yegân dâmen-bûs etmeleriyle kıyâm ve alkış ve bilâ-defter kā’immakām paşa hazretleri ta‘rîf buyurdular ve efendiler hazerâtı dahi nakīb efendinin alt tarafında durdular. Biraz durduklarında teşrîfâtî efendi ‘avdetlerini ifâde eylediğinde cümlesi zemîn-bûs edip mahallerine teşrîf buyurdular ve mevcûd bulunan mevâlî-i kirâm (41a) ve müderrisîn-i benâm dahi bilâ-ta‘rîf ferden ferden dâmen-bûs ve bilâ-kıyâm hitâm bulduğu gibi destâr-ı ‘âdî ve erkân ile sa‘âdetlü defterdâr efendi ve re’îsülküttâb efendi bi'l-cümle hâcegân ve ümenâ ‘ale't-tertîb dâmen-bûs edip, ba‘dehu destâr-ı ‘âdî ve erkân ile mîr-‘alem-i şehriyâri ve kapucubaşı ağalar ve mîrahûr ağalar ve şikâr-ı hümâyûn ağaları, ba‘dehu mu‘âyede-i hümâyûn tertîbi üzere sipâh ve silahdâr kethüdâ yerleri ve sekbanbaşı ağa, ocaklusuyla, ba‘dehu cebecibaşı ağa, ocaklusuyla, ba‘dehu topçubaşı ağa, ocaklusuyla, ba‘dehu ‘arabacıbaşı ağa, ocaklusuyla, ba‘dehu çavuşbaşı ağa, ocaklusuyla, ba‘dehu kapucular kethüdâsı ağa, ocaklusuyla, ba‘dehu 98 hitâmı müş‘ir teşrîfâtî efendi astîn-bûs-ı hümâyûn ile müşerref oldukta şevketlü efendimiz kıyâm buyurdular, alkış olundu ve mu‘âyede resmi üzere kā’immakām paşa ve kapu ağası bağalgîr oldular. Enderûn'a ‘azîmet buyururken gerüye iltifât ve selâm-ı şâhâneyi icrâ buyurduklarında cümlesi zemîn-bûs ve alkış olundu. Ba‘dehu herkes yine kemâ fi'l-evvel yerlerine varıp ve şeyhülislâm efendi ve kā’immakām paşa ve kapudân paşa Kubbe-i Hümâyûn'da devât odasında istirâhat eylediler. Ve ba‘de'l-bey‘a, dellalbaşı ağaya cülûs-ı hümâyûnu i‘lân içün münâdîler nidâ eylemesi ve Ayasofya ve Sultân Mehemmed ve Süleymaniyye ve Sultân Ahmed cevâmi‘-i şerîfeleri mü’ezzinbaşılarına salâ vermeleri içün mukaddem tahrîr olunan buyuruldular irsâl olundu. Ve şeyhülislâm efendi ferve-i beyzâ ve ‘örf ile ve kā’immakām paşa ve kapudân paşa kallâvî ve üst kürk ile ve kudât-ı ‘asâkir ve mevâlî ve müderrisîn efendiler üst kürkü ve ‘örf ile ve sâ’irleri destâr-ı ‘âdî ve erkân kürk ile bey‘at eylediler. Sultân Mustafa merhûmun cülûslarında cümle erkân-ı devlet mu‘âyede elbisesiyle bey‘at eylemişler. Bu def‘a li-ecli't-ta‘cil zikr olunan vech üzere bey‘at eylediler. Nakl-i Na‘ş-ı Mağfiret-Nişân (41b) Bu esnâda zülüflüyân kapusu kurbunda vâkı‘ harem kapusundan merhûm efendimizi ihrâc ve mermer sütûnlar altında darb olunan sâyebân derûnunda yazıcı efendi ma‘rifetiyle gasle mübâşeretten mukaddem erkân-ı devlet, cemâl-i mağfiret-iştimâllerin müşâhede ile merâsim-i hukūk-ı bendegîyi icrâ sûretinde resm-i hâkk-ı vedâ‘ı edâ eylemeleri emr-i hümâyûna muhtâçtır deyü kîsedâr-ı teşrîfât sa‘âdetlü 99 Bâbüssa‘âde ağasına ifâde ve ağa-yı müşârunileyh dahi şevketlü efendimize istîzân eylediklerinde, “teşrîfât ne ise icrâ olunsun” deyü izin sâdır olduğun tefhim eylemeleriyle sâyebân altında vefât eyledikleri elbise ile şeyhülislâm efendi ve kā’immakām paşa ve kapudân paşa ve sudûr-ı kirâm ve defterdâr ve re’îsülküttâb ve ocak ağaları varıp ru’yet ve ba‘de'd-duâ ‘avdet eylediklerinde meşâyih-i selâtîn ve imâm-ı Divânhâne-i Saray-ı Hümâyûn ve imâm-ı şehriyârî efendiler mübâşeretiyle ve sa‘âdetlü dârüssa‘âde ağası nezâretiyle gasle şurû‘ olunmağla ba‘de'l-hitâm şeyhülislâm efendi ve kā’immakām paşa ve kapudân paşa ve ‘ulemâ ve hâcegân ve ocak ağaları ve ricâli, mahall-i gasle varıp ba‘de'd-duâ tabutu el üzere alıp mü’ezzinân-ı şehriyârî tekbîr ve tehlîl eyleyerek Bâbüssa‘âde önüne ihzâr olunan musallâya vaz‘ ve tertîb-i sufûf olunup şeyhülislâm efendi izniyle imâm-ı evvel-i sultânî efendi imâmet edip şevketlü efendimiz dahi ‘Arzodası kapusu önünde salât-ı cenâzeyi edâ eylediler. Ba‘dehu cümle erkân-ı devlet el üzere Orta Kapu'ya dek getirip sonra teberdârân-ı saray-ı ‘atîk el üzere getirmişlerdir. Ve na‘ş alayında şeyhülislâm efendi ‘örf ve ferve-i beyzâ ve kā’immakām paşa ve kapudân paşa kallâvî ve erkân kürkler ve kudât ve mevâlî ‘örf ve erkân kürkler ile ve gayrıları destâr-ı ‘âdî ve erkân kükler ile zîrde mezkûr tertîb ile türbe-i şerîfelerine gidilmiştir. Eğerçi bu günde cümle erbâb-ı alay elbise-i dîvânîleriyle bulunmak de’b-i kadîm idi. Lâkin bey‘at-ı hümâyûnda mevâlînin gayrı, destâr-ı ‘âdî ve erkân ile bulunmalarıyla ve şeyhülislâm (42a) efendinin re’yi dahi ol vechile olmağla bâlâda mezkûr olduğu üzere alaya süvâr olundu ve alayda mevâlî-i ‘izâm İstanbul kadısı efendiye dek gidip sâ’ir ‘ulemâ ve müderrisîn gitmemişlerdir ve türbe-i şerîfede ba‘de'd-defn ta‘ziye ve du‘âyı muhtevî telhisi kā’immakām paşa hazretleri Dârüssa‘âde ağası vesâtatıyla huzûr-ı hümâyûna irsâl eylemişlerdir. Ba‘dehu Bâbıâsafî'ye gelinip ‘umûm hil‘ati misillü ibtidâ ‘Arzodası'nda kapudân paşaya serâser kürk ba‘dehu sadreyn hazâratına ve nakībüleşrâf efendiye ve İstanbul kadısı efendiye bol yenlü semmûr kürkler ilbâs ba‘dehu kā’immakām paşa hazretleri Dîvânhâne'ye teşrîf sadr-ı ahkâma ku‘ûd ve selâm ve alkış olunduktan sonra ber-mûceb-i mu‘tâd defterdâr efendinin kırâ’et eylediği defter mûcebince cümle ricâl ve ocakluya hil‘atler ilbâs olundu. 100 Tertîb-i Alay İbtidâ çâvuşân-ı dîvân, ba‘dehu hâcegân ve kapu ricâli, ba‘dehu ‘arabacı ve topçu ve cebeci ocakları ve ağaları ve sipâh ve silahdârlunun kethüdâ yerleri, ba‘dehu yeniçeri ocaklusu, ba‘dehu kapucubaşı ağalar, ba‘dehu ümenâ, ba‘dehu şıkkeyn ve defter emîni ve tevkī‘î, ba‘dehu re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa, ba‘dehu sekbanbaşı ağa ve defterdâr efendi, ba‘dehu İstanbul'a dek mevâlî-i ‘izâm ve sudûr-ı kirâm efendiler, ba‘dehu kapudân paşa, ba‘dehu şeyhülislâm efendi ve kā’immakām paşa hazerâtı, ba‘dehu dârüssa‘âde ağası hazretleri, ba‘dehu na‘ş-ı şerîf ba‘dehu bir nefer harem ağası, türbeye varınca pâre serperek. Cülûs-ı hümâyûnun ertesi günü Bâbıâsafî'ye hatt-ı şerîf vürûdu ve mâh-ı mezkûrun on beşinci sebt günü vâlide sultân hazretlerinin saray-ı ‘atîk-i ma‘mûreden saray-ı cedîd-i ‘âmireye teşrîfleri ve mâh-ı mezkûrun on yedinci günü taklîd-i seyf-i mübârek alayı resmleri defâtir-i teşrîfâtta mukayyeddir. (42b) Cülûs-ı Hümâyûnun Ferdâsı Günü Ber-mu‘tâd Bâbıâsafî'ye Hatt-ı Hümâyûnun Vürûdu Resmi Ferdâsı, cümle ricâl ve ocaklular huzûrunda kırâ’et olunmak üzere taraf-ı hümâyûn-ı cihândârîden hatt-ı hümâyûn geleceği Enderûn-ı Hümâyûn'dan ihbâr olunmağla kapudân paşa hazretlerine kendü takımlarıyla ve sekbanbaşı ağa, çehârşenbih takımı ile ve cebecibaşı ve topçubaşı ve top‘arabacıbaşı ağalar, kapu günü takımıyla, ve defterdâr, 101 58 Saat yazılmak üzere burada bir boşluk bırakılmıştır. efendi cizye muhâsebesine değin hâcegân ile, sâ‘at “...”58 iken Bâbıâsafî'de bulunmak üzere kethüdâ bey tarafından tezkireler ile ihbâr olunup vakt hulûlünde cümle med‘uvv olan ricâl geldikte misâfir odasında tevakkuf ba‘dehu kapudân-ı deryâ vezîr-i mükerrem paşa hazretleri gelir iken mûmâileyhüm hazerâtı ‘Arzodası'na idhâl ve kā’immakām paşa hazretlerinin oturuşuna nazaran sağ tarafına sekbanbaşı ve alt tarafına ocaklusu ve anların altına cebeci ve topçu ve top‘arabacı ocakluları ağaları ve kâtibleri sed kenarına değin oturup çavuşları kıyâmen tevakkuf ve sol tarafa defterdâr efendi ve alt yanlarına hâcegân-ı dîvân dehliz kenarına değin ku‘ûd edip kapudân paşa hazretleri geldikte doğru ‘Arzodası'na götürülüp sekbanbaşı ağanın üst yanında ku‘ûd buyurmuşlardır. Lala Mahmud Bey Efendi hatt-ı hümâyûn ile takarrub eylediği ihbâr olundukta devletlü kā’immakām paşa hazretleri küçük odadan hareket ve sağ koltuklarında kethüdâ bey ve solda kapucular kethüdâsı ve pîş-i ‘âlîlerinde re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve tezkireci ve mektûbî ve teşrîfâtî efendiler bu tertîb üzere ‘Arzodası'nı teşrîf ve tarafeyne selâm vererek mahallerine ku‘ûd eylediklerinden sonra Lala Mahmud Bey Hazretleri hatt-ı hümâyûn ile kapudan duhûl eylediği esnâda kā’immakām paşa hazretleri odanın dehlizinde hatt-ı hümâyûnu istikbâl ve takbîl ve makāmlarında minderden aşağıda durup ve hatt-ı hümâyûnu zarfından ihrâc ve telsîm ve re’îsülküttâb efendiye verip anlar dahi (43a) bir mikdâr gerüye gelip savt-ı bülend ile kırâ’et buyurduklarından sonra yine kāimmakām paşa hazretlerine teslîm eyledikleri ‘akībinde du‘âcı çavuş ağa meydana gelip devâm-ı ‘ömr ü devlet-i pâdişâhîye dest-ber-i efrâşte-i dergâh-ı ahadiyyet ve huzzâr-ı meclis nidây-ı âmin ile tezyîn-i tâk-ı icâbet eylediklerinden sonra ku‘ûd buyurulup cümleye tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr merâsimi ıtmâm ba‘dehu ‘alet'-tertîb dâmen-bûs ve ‘avdet eylemişlerdir. Ve bu günde Bâbıâsafî'de ‘ulemâ-yı a‘lamdan kimesne bulunmak de’b değildir ve hatt-ı hümâyûn kırâ’et olunurken kethüdâ bey ve sâ’ir kapu ricâli vasat-ı odada kıyâmen 102 tevakkuf eylemişlerdir ve hatt-ı hümâyûn getiren Lala Mahmud Bey'e bir sevb semmûr kürk ilbâs ve iki bin beş yüz guruş ve etbâ‘ına bin guruş taraf-ı kā’immakāmîden verilip ve kā‘ide üzere hatt-ı şerîfe cevâb olan telhisi kā’immakām paşa hazretleri teslîm ve mîr-i müşârunileyh ‘avdet ve seng-i rikâbda donanmış esb keşîde olunmuştur. Cenâb-ı Hazret-i Mehd-i ‘Ulyâ Devletlü, ‘İsmetlü Vâlide Sultân-ı ‘Aliyyeti'ş-şân Efendimiz Hazretlerinin Bi'l-‘izz Ve'l-ikbâl Saray-ı ‘Atîk-i Ma‘mûreden Saray-ı Cedîd-i ‘Âmire'ye Culûs-ı Hümâyûnun Beşinci Sebt Günü Alay-ı Meserret- Peymâ İle Teşrîf Buyurmaları Musammem Olmağla Resm-i Alay-ı Şeref-pîrâları Bu Vechile Olduğu Defâtir-i Teşrîfâttan Mevcûd Olanlara Mürâca‘at Olundukta Mukaddemâ Verilen Sûret-i Teşrîfâtın Müsvedde Evrâkından Ba‘zılarına Zafer-yâb Olunmağla İşbu Vechile Tenkīh ve Tashih Olmuştur ki Zikr Olunur. Fî 15 B [Receb] Sene 1203 Yevm-i Sebt İnşâ’allah-ü Te‘âlâ yevm-i mezbûrda alaya süvâr olacak kulları el-yevm rikâb-ı hümâyûnda mevcûd bulunan çavuşân-ı dîvân ve kapucubaşı ağalar ve şikâr-ı hümâyûn ve rikâb-ı hümâyûn ağaları ve haremeyn-i şerîfeyn hüddâmı ve selâtîn-i ‘izâm kethüdâları ve evkāf-ı selâtîn mütevellîleri ve harem-i hümâyûn (43b) ağalarından irâde buyurulanlar ve vâlide kethüdâsı ağa ve sa‘âdetlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağası ba‘dehu cenâb-ı hazret-i mehd-i ‘ulyâ devletlü, ‘ismetlü vâlide sultân-ı ‘aliyyetü'ş-şân efendimiz hazretlerinin gerdûne-i ‘aliyyeleri yürür ve Saray-ı ‘Atîk'ten saray-ı Cedîd-i ‘Âmire'ye teşrîflerine dek tarafeyne çil pâre nisâr olunarak ‘azîmet buyurulur ve piyâde alayda bulunacak hademe ve ‘umûmen Saray-ı ‘Atîk teberdârları ve haremeyn-i şerîfeyn hademesinden piyâde yürüyenler ve bevvâbân-ı hâssa ve peykân ve solakān kullarıdır. Vakt-i alay her kangı gün ve kangı sâ‘at irâde-i hümâyûn buyurulur ise bir gün evvel ihbâr ve ‘inâyet buyurulup kapucubaşı ağaların elbise-i dîvânî ve mücevveze ve dîvân takımı ile saray-ı ‘atîkte vakt-ı muhtârda mevcûd bulunmaları içün başkapucubaşı ağa 103 kullarına Bâbı‘âli'den tezkire tahrîr ve sâ’ir haremeyn hüddâmı ve selâtîn-i ‘izâm kethüdâları ve evkāf-ı selâtîn mütevellîleri taraflarına yazıcı efendi kulları tarafından sa‘âdetlü dârüssa‘âdeti'ş-şerîfe ağası emirnâmeleri tahrîr buyurulup zîrde beyân olunan tertîb üzere alay yürüdükte Sultân Bayezid kolluğu önünden güzâr buyurulur iken sekbanbaşı ağa kulları selâma dururlar. Mehd-i ‘ulyâ efendimiz hazretlerinin taraf-ı devletlerinden hil‘at ilbâs ve bir ‘aded boyamanın derûnuna iki yüz ‘aded mikdârı altun konup müşârunileyhâ efendimizin başağalarıyla sekbanbaşı ağa kullarına i‘tâ buyurulur. Ve tebdil çukadârlarına ve etbâ‘ına dahi yüz mikdârı altun ihsân buyurulur ve kârhâneli ta‘bîr olunan neferâta başka yüz elli guruş mikdârı ihsân buyurulur ve Sultân Bayezid kolluğu çorbacısına elli guruş ve neferâtı kullarına dahi elli guruş ihsân buyurulup ve esnây-ı tarîkte selâmlıkta bulunan kollukların mecmû‘una siyâk-ı muharrer üzere i‘tâ buyurulur. Ve cebehâneden mürûr eder iken cebecibaşı vekîli ağa kullarına kezâlik bir boyama ile yüz altun ‘atiyye ve ocak çavuşuna elli guruş (44a) ve selâmlıkta bulunan bölükler zâbıtanlarının cümlesine iki yüz guruş ve beşincinin odabaşısı vekîli kullarına elli guruş ve cümle odabaşı kullarına ve neferâta beş yüz guruş ihsân buyurulur ve sâ’ir hademe-i haremeyn ve kapucu ocağı ve çavuşân-ı dergâh-ı ‘âlî ve hidmette bulunan Enderûn-ı Hümâyûn hademesi ve sâ’ir kullarına olunacak in‘âmât-ı ‘aliyyeleri yazıcı efendi kulları defâtiri kuyûdâtından görülüp ol vechile ‘inâyet buyurulur. Ve cenâb-ı hazret-i mehd-i ‘ulyâ efendimiz hazretleri Bâb-ı Hümâyûn'dan duhûllerinden sonra şevketlü, kerâmetlü pâdişâh-ı ‘âlem-penâh efendimiz hazretleri süvâren istikbâl ve re’y ü irâde buyurulan mahâlde rikâb-ı kamer-tâb-ı husrevânelerinde yürüyen çukadârân-ı şehriyârâneleri bir mikdâr tevakkuf ve zât-ı şevket-simât-ı şâhâneleri münferiden çand hatve ilerüce süvâren resm-i temennây-ı şâhâneyi icrâ buyururlar ve mahall-i mülâkāt-ı mülûkâneleri fodla fırunu hizâsında vukū‘ bulduğu defâtir-i teşrîfâtta mukayyeddir. Tertîb-i Alay-ı Meserret-Edâları Bu Vechile Olmuştur 104 59 Derkenâr: “Rikâb-ı hümâyûn ağaları deyü tahsis olunan mîrahûr-ı evvel–i şehriyârî ve sânî ve kethüdâ-yı bevvâbîn-i şehriyârî ağalar. Bunlar dahi elbise-i dîvânîleriyle. Haremeyn muhâsebesi ve mukāta‘ası elbise-i dîvânîleri ve mücevveze ve muvahhidleriyle, kezâlik müfettiş-i haremeyn fakat ‘örfüyle, selâtîn kethüdâları ve vâlide sultân kethüdâsı ağa, ihrâz-ı rütbe etmiş takımlarıyla, mücevveze yerine selîmî ve ber-muktezâ-yı mevsim erkânlarıyla; ve cevâmi‘-i mütevellîleri mücevveze ve ber-muktezâ-yı mevsim erkân ve kemer rahtlu esbleriyle. Kapucuyân-ı hâssa neferen: 6; ve peykân-ı hâssa, (taslarıyla) neferen: 16. Rikâb-ı hümâyûn solakları, cum’a selâmlığı takımıyla, (bayram dahi böyledir) 8. ” vr. 44a. İbtidâ çavuşân-ı dîvân, ba‘dehu kapucubaşı ağalar ve mîr-‘alem ağa, ba‘dehu şikâr-ı hümâyûn ağaları ve rikâb-ı hümâyûn ağaları, ba‘dehu haremeyn-i şerifeyn hüddâmı, ba‘dehu selâtîn-i ‘izâm kethüdâları, rütbeleriyle ki; merâtib-i selâtîn üzere, ba‘dehu evkāf-ı selâtîn mütevellîleri, ba‘dehu harem-i hümâyûn ağaları, ba‘dehu vâlide-i mu‘azzama efendimizin kethüdâları, yedinde kebîr debbûs ile, ba‘dehu dârüssa‘âde ağası, ba‘dehu cenâb-ı hazret-i mehd-i ‘ulyâ efendimizin gerdûne-i devletleri ve piyâde olan teberdârân ve haremeyn-i muhteremeyn hüddâmı ve bevvâbân-ı hâssa ve peykân ve solakān gerdûne-i sa‘âdetin yemîn ve yesârında ve pîş ve verâlarında münâsib rütbeleri ile devân u pûyân olurlar.59 Esnây-ı Tarîkte Olan Kollukların Tertîbi Beyân Olunur İbtidâ Sultân Bayezid kolluğu Simkeşhâne'de yeniçeri kolluğu Parmakkapu'da yeniçeri kolluğu, Desterecilerbaşı'nda yeniçeri kolluğu, Vâlide Hammâmı kurbunda (44b) cebeci kolluğu, Acı Hammâm kurbunda cebeci kolluğu, At Meydanı'nda cebeci kolluğu, Ayasofya'da ‘acemi oğlanı kolluğu, Ayasofya'da bakkāl köşesinde cebeci kolluğu, Ayasofya'da hammâm önünde cebeci kolluğu, cebehâne-i ‘âmire ba‘zı mahallerde birkaç nefer ile bayrakdârlar saff-beste-i arâm tevakkuf edegeldikleri defter-i teşrîfâtta mastûr ve mukayyeddir. Fermân hazret-i men lehü'l-emrindir. 105 İnşâen Te‘âlâ Yümn ü İkbâl Ve Sa‘âdet ü İclâl İle Ta‘lîk-i Seyf-i Mübârek İçün Hazret-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî -Radiye ‘Anhü'l-bârî- Türbe-i Şerîfesine ‘Azîmet-i Hümâyûn Berren ve ‘Avdet-i Bâ-meymenet Bahren Olduğu. Fî 17 B [Receb] Sene 1203 Resm-i Teşrîfât-ı Hümâyûndur Ber-vech-i mu‘tâd-ı kadîm taht-ı ‘âlî-baht üzere cülûs-ı hümâyûn vukū‘undan birkaç gün sonra Hazret-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî -radiye ‘anhü'l-bârî- türbe-i şerîfesinde seyf-i mübârek kuşanmak kānûn-ı kadîm olmağla emr ü irâde-i hümâyûn buyurulduğu gün teşrîf-i hümâyûn berren ve ‘avdet-i hümâyûn bahren ‘azîmet buyurulması şân-ı şukûh-ı saltanat-ı seniyyeden olup yevm-i mezkûrda devletlü kā’immakām Sâlih Paşa hazretleri kallâvî ve kā’immakām paşalara ilbâsı kānûn olan kırmızı üst kürkü ve dîvân bisâtlu esb ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ‘örf ve ferve-i beyzâ ve kapudân-ı deryâ vezîr-i mükerrem paşa hazretlerinin elbise-i dîvânîleri olan yeşil üst ve dîvân bisâtlu esb ile bi'l-cümle sudûr-ı kirâm ve nakībüleşrâf efendiler hazerâtı ve sâ’ir mevâlî-i ‘izâm ve müderrisîn-i benâm ‘örf ve üst kürkleriyle ve meşâyih-i selâtîn ve sekbanbaşı ağa ocağı ricâliyle ve defterdâr efendi ve sâ’ir ehl-i menâsıbdan olan bi'l-cümle hâcegân-ı dîvân ve ümenâ ve nuzzâr ve sipâh ve silahdâr kethüdâ yerleri ve dergâh-ı ‘âlî kapucubaşı ağaları ve cebecibaşı ve topçubaşı ve top‘arabacıbaşı ve humbaracıbaşı ağalar ocakları ricâliyle ve çavuşân-ı dîvân cümlesi (45a) elbise-i dîvânîleriyle ‘ale's-seher saray-ı hümâyûnda mevcûd bulunmak üzere fermân buyurulur. Ve yeniçeri ve cebeci ve topçu ve top‘arabacı ve humbaracı ocakları neferâtı saray-ı hümâyûndan türbe-i şerîfeye varınca bölük bölük tarafeyne saff-beste-i selâm olurlar. Tertîb olunan alay müheyyâ idüğü ihbâr olundukta şevketlü, mehâbetlü pâdişâh-ı ‘âlem-penâh efendimiz hazretleri yümn ü ikbâl ve sa‘âdet ü iclâl ile süvâr ve Orta Kapu'dan taşra teşrîf-i hümâyûn buyurulduğu ‘akībinde çavuşân-ı dîvân alkış ederler ve bâb-ı mezkûr hâricinde semâhatlu şeyhülislâm efendi ve devletlü kā’immakām paşa ve kapudân paşa hazerâtı muntazır-ı selâm 106 olmalarıyla teveccüh ve iltifât-ı hümâyûn buyurulup devletlü kā’immakām paşa hazretleri süvâren temennâ eylediklerinde çavuşân-ı dîvân alkış ederler. Bu esnâda müşârunileyhümâ hazerâtı yedekler önüne sür‘at buyururlar. Tertîb olunan tarîkten zîrde mastûr müretteb alay ile eski odalar önüne varıldıkta altmış bir cemâ‘atin odabaşısı mu‘tâd-ı kadîme binâ’en odalar kapusu önünde her ne vakt teşrîf-i mülükâne buyurulur ise bir kâse ile şerbet ‘arz etmeğin silahdâr-ı şehriyârî ağa nüzûl ve kâseyi odabaşıdan alıp huzûr-ı fâ’izu'n-nûr-ı hümâyûna ‘arz etmeleriyle şevketlü efendimiz dahi tevakkuf ve şerbeti nûş ve kâseyi pür-zer buyurup ve sa‘âdetlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağasına dahi oda-i mezkûr vekîlharcı şerbet ‘arz edip mu‘tâd üzere ‘atiyyesi verilip ve odabaşı tarafından üç re’s kurbanlar zebh olunup tahrîk-i rikâb-ı hûmayûn buyurulur. Tertîb-i alay ile merhûm ve mağfûrun-leh Ebu'l-feth Sultân Mehemmed Hân Gâzi -tâbe-serâhu- hazretlerinin câmi‘-i şerîfleri güzâr buyurulur iken türbe-i şerîfe ziyâreti irâde-i hümâyûn-ı cihândârî buyuruldukta nüzûl ve rükûb-ı hümâyûnda çavuşân-ı dîvân alkış ederler ve devletlü kā’immakām paşa hazretleri ve sekbanbaşı ağa hidmet-i bağalgîrî şerefiyle (45b) müşerref olurlar. Ba‘de'z-ziyâre mahall-i mezbûrdan süvâr ve alayda mahallerine ‘azîmet ve Orta Kapusu'ndan çıkılıp Ebâ Eyyûb-i Ensâri -radiye anhü'l-bârî- türbe-i şerîfelerine varılır iken erbâb-ı alay tarafeyne saff-beste-i selâm ve vezîr-i mükerrem kapudân paşa hazretleri ve sudûr-ı kirâm efendiler câmi‘-i şerîf havlisinde sağda ve kapucubaşı ağalar solda râcilen vakfe-gîr-i makām-ı selâm olup ancak semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ve nakībüleşrâf efendi türbe-i şerîfede müterakkıb olurlar. Devletlü kā’immakām paşa hazretleri câmi‘-i şerîf havlisinde nüzûl ve şevketlü efendimiz hazretlerini piyâde istikbâl ve zemin-bûs buyurduklarında alkış olunur ve sekbanbaşı ağa, rikâb-ı hümâyûn ağaları ‘akībinde istikbâl ve zemin-bûs eder. Seng-i rikâb-ı mübârek kudûm-ı hûmayûn ile behçet-yâb oldukta alkış olunup devletlü kā’immakām paşa hazretleri cânib-i yemîn ve sekbanbaşı ağa taraf-ı yesâr-ı hazret-i cihândârîde hidmet-i bağalgîrî şerefiyle müşerref olurlar. Türbe-i şerîfeye duhûl ve ziyâret olunduktan sonra semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ba‘de'd-du‘â seyf-i mübâreği miyân-ı hümâyûn-ı hazret-i zıllullâhîye ta‘lîk ü taklîd buyururlar. Nakībüleşrâf efendi dahi türbe-i şerîfede bulunurlar. Ve bu hılâlde kırk, elli mikdârı kurbanlar 107 60 Derkenar: “Bostan İskelesi'nin ta‘miri iktizâ eder ise, ta‘miri hususu içün tersâne emîni efendiye tenbih buyurulmak. Eyyûb Câmi‘i'nde alay günü harem kapuları kapanup ve Zal Paşa Câmi‘i 'nde kolluğa dek erbâb-ı alay tarafeyne selâma duracak olmağla züvvâr makūlesinin izdihâmı olmamak içün sekbanbaşı ağa tarafından kassabbaşı ma‘rifetiyle zebh olunur. Ba‘dehu ‘avdette şeyhülislâm efendi türbe-i şerîfede ve sudûr-ı kirâm hâric-i türbe-i şerîfede câmi‘-i şerîfin harem havlisi vasatında selâmlayıp tevakkuf ederler. Câmi‘-i şerîfin Bostan İskelesi tarafında olan kapudan taşrada vâkı‘ seng-i rikâba değin devletlü kā’immakām paşa hazretleri cânib-i yemîn ve sekbanbaşı ağa taraf-ı yesâr-ı hazret-i zıllu'l-lâhîde hidmet-i bağalgîrî şerefiyle müşerref olup vezîr-i mükerrem kapudân paşa hazretleri pîş-i hümâyûnda devân olurlar. Esb-i sabâ reftâra süvâr oldukta alkış olunup kā’immakām paşa hazretleri ve kapudân paşa hazretleri ve sekbanbaşı ve defterdâr efendi ve re’îsülküttâb (46a) efendi ve çavuşbaşı ağa ve rikâb-ı hümâyûn ağaları pîş-i hümâyûnda piyâde devân olup Bostan İskelesi'nde vâkı‘ seng-i rikâbda nüzûl-ı hümâyûn buyuruldukta çavuşân alkış ederler. Kāimmakām paşa hazretleri cânib-i yemîn ve sekbanbaşı ağa taraf-ı yesâr-ı şehinşâhîde bağalgîrlik şerefin ihrâz ve zevrakçe-i hümâyûna sâye endâz-ı iclâl ve müşârunileyhümâ hazerâtına teveccüh ve iltifât-ı mülükâne buyurulup kā’immakām paşa zemin-bûs eylediklerinde alkış olunur. Zevrakçe-i hümâyûn ile şevketlü efendimiz hazretleri Saray-ı Hümâyûn'a ‘avdet buyurduklarından sonra devletlü kāimmakām paşa hazretleri hazretleri ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ve vezîr-i mükerrem kapudân paşa hazretleri ve sâ’ir erbâb-ı alay ‘avdet buyurur.60 Bi-mennihî Te‘âlâ Tertîb Olunan Alay-ı Vâlânın Mürûr-ı ‘Ubur Edeceği Tarîkler Kulaguz Çavuş Ağa Kullarının Meşhûd ve Manzûru Olduğu Vechile Takrîrdir İnşâen Te‘âlâ türbe-i şerîfe-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî'de seyf-i mübârek taklîdi içün tertîb-i alay ile ‘azîmet-i hümâyûn vâkı‘ oldukta saray-ı hümâyûndan dîvân yoluyla 108 Eyyûb kolluğuna tenbih ve Eyyûb ustasına câmi‘i şerîf kapusundan Bostan İskelesi'ne dek züvvâr izdihâmı def‘ içün tenbih buyurulmak.” vr. 45b. 61 ‘Avdete dâir sonradan yapılmış bir düzeltme notu: “Sâbıklarına mukāyese ile bahren ‘azîmeti husûsu ancak irâde-i şâhânelerine menûtmevâddan idüğü ma‘lûm-ı ‘âlîleri buyuruldukta fermân hazret-i men lehü'l-emrindir.” vr. 45b. Destereciler içinden Sultân Bâyezid Hammâmı önünden Vezneciler'den Eski Odalar Kapusu pîşgâhından geçilip Saraçhâne kolluğu ve Devehânı önünden sağ tarafa sapıp Atpazarı Kapusu'ndan duhûl ve Sultân Mehemmed Câmi‘-i Şerîfi havlisinden geçilip Çörekçi Kapusu'ndan Kavukçular içinden doğru Edirne Kapusu'ndan hurûc olunup Otakçılar'dan Çömlekçiler Hammâmı önünden geçildikte sağ tarafta Acı Çeşme önündeki şâh-râha sapılıp Sultân Sarayı önünden Kaymakçılar içinden Eyyûb Câmi‘-i Şerîfi'ne duhûl olunur. ‘Avdette dahi bu vechile olur.61 Sultân Selim Efendimizin Taklîd-i Seyf Alayları Tertîbi. Fî 17 B [Receb] Sene 1203 İbtidâ kulaguz çavuş, destâr-ı ‘âdî ve ferrâce ile, ba‘dehu ‘asesbaşı ve subaşı ve neferâtı, elbise-i dîvânîleriyle, ba‘dehu çavuşân-ı dîvân, mücevveze ve telleriyle, ba‘dehu kapucular kâtibi ve pişkeşci ağa, esvâb-ı dîvânîleriyle, (46b) ba‘dehu hayme-i hâssa mehterbaşısı ağa ve humbaracıbaşı ağa ve ocaklusuyla ve ‘arabacıbaşı ağa elbise-i dîvânî ve ocaklularıyla, ba‘dehu cebecibaşı ağa ve topçubaşı ağa ocaklusu ve elbise-i dîvânîleriyle, ba‘dehu sipâh ve silahdârlunun kethüdâ yerleri ve çavuşları elbise-i dîvânîleriyle, ba‘dehu yeniçeriyân-ı dergâh-ı ‘âlî ocağı zâbıtânı ma‘a-kâtib-i yeniçeriyân efendi elbise-i dîvânîleriyle, ba‘dehu hâcegândan üst giymeyen efendiler küçük rûznamçeye dek mücevveze ve erkân 109 62 Hâcegâna dâir bu ifâde derkenarda şöyle değiştirilmiştir: “Ba‘dehu ehl-i menâsıbtan olup üst giyenler ile hâcegân-ı Dîvân-ı Hümâyûn efendilerden tersâne riyâseti vekâletinden Anadolu muhasebesine gelince elbise-i dîvânîleriyle” vr. 46b. 63 Hâcegâna dâir bu kısım yerine geçmek üzere derkenarda şu ifâde yer almıştır: “Ba‘dehu ümenâdan, büyük rûznâmçeye değin efendiler ‘ale't-tertib ikişer ikişer gitmeleri. Bunlar ‘abâyi urmazlar, cümlesi elbise-i dîvânîleriyle” vr. 46b. 64 Derkenar: “Ba‘dehu Üsküdar[dan] Mekke-i Mükerreme'ye değin bi'l-cümle mevâlî-i ‘izâm efendiler ‘örf ve muvahhidî” kürkler ile” vr. 46b ile62, ba‘dehu müderrisîn-i kirâm efendiler ‘örf ve üst kürkleriyle ba‘dehu meşâyih-i selâtîn efendiler rûz-ı merre destârlarıyla, ba‘dehu hâcegân-ı dîvân efendilerin küçük rûznamçeden büyük rûznamçeye dek ‘abâyi ‘urmayanlar elbise-i dîvânî ile olup hâcegân efendilerin aralığında ümenâ-i erba‘adır. Anadolu muhasebesinden sonradır. Başka tahrîr olunmuştur: Şehremîni, tersâne emîni, darphâne emîni, matbah emîni63, ba‘dehu kapucubaşı ağalar, bi'l-cümle elbise-i dîvânîleriyle, ba‘dehu şikâr-ı hümâyûn ağaları, mücevveze ve serâser üst ve dîvân bisâtlu esbleriyle, ba‘dehu mevâlî-i ‘izâm efendiler hazerâtı cemî‘an ‘örf ve üstleriyle64, ba‘dehu şıkk-ı sânî ve sâlis efendiler, elbise-i dîvânîleriyle, ba‘dehu tevkī‘î ve defter emîni efendiler, elbise-i dîvânîleriyle, ba‘dehu defterdâr efendi elbise-i dîvânî ile, ba‘dehu sekbanbaşı ağa elbise-i dîvânî ile, ba‘dehu İstanbul kadısı efendi ve ma‘zûl ve pâyelüleri örf ve üstleriyle, ba‘dehu sudûr-ı kirâm nakībüleşrâf efendiler hazerâtı ‘örf ve üst kürkleriyle, ba‘dehu vezîr-i mükerrem kapudân paşa hazretleri yeşil üst ve kallâvî ve dîvân bisâtlu esb ile ve müşârunileyhin yedekleri, ba‘dehu çavuşlar kâtibi efendi ve emîni ağa elbise-i dîvânî ile, ba‘dehu kā’immakām paşanın kapucular kethüdâsı ve selâm ağası ağalar elbise-i dîvânîleriyle, ba‘dehu mektûbî efendi mücevveze ve erkân ile ve teşrîfâtî üst ile, 110 ba‘dehu tezkire-i evvel ve sânî efendi mücevveze ve erkânlarıyla, ba‘dehu re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa hazerâtı elbise-i dîvânîleriyle, ba‘dehu semâhatlu şeyhülislâm efendi ve devletlü kā’immakām paşa hazerâtı hem-‘inân verâlarında mîrahûrlarıyla yedekleri, ba‘dehu solakbaşı ağalar, elbise-i mahsûsalarıyla, ba‘dehu arpa emîni ağa ve ahûr kethüdâsı ve hâlife-i serrâcîn, ba‘dehu serrâclar kâtibi efendi ve arpa rûznậmçesi efendi cümlesi elbise-i dîvânîleriyle, ba‘dehu sâyisân ile eski oğlanlar takımı, ba‘dehu yedekhây-ı hümâyûn, ba‘dehu rikâb-ı hümâyûn ağaları, elbise-i dîvânîleriyle, ba‘dehu şevketlü, mehâbetlü, pâdişâh-ı ‘âlem-penâh efendimiz hazretleri ve verâlarında silahdâr-ı şehriyârî ağa ve çukadâr ağa hazerâtı çâr-kâb ve ‘īd-i şerîf takımıyla, ba‘dehu ağavât-ı dâ’ire-i Enderûn-ı Hümâyûn, ba‘dehu gerdûne-i şehriyârî, ba‘dehu tahtırevân-ı şehriyârî, ba‘dehu mîr-‘alem ağa elbise-i dîvânîyle şutürhây-ı hümâyûn üzerinde ve verâlarında olarak mehterhâne kösleri ve tabl u ‘alem-i şehriyârî ve lüle-endâz olarak mürûr ederler. Ta‘lîk-i Seyf-i Mübârekte Olan ‘Atiyye Berây-ı kayıkçıyân ez-bostâniyân-ı hâssa, altun, 200 ‘aded; berây-ı teşrîfâtî efendi, altun, 40 ‘aded; berây-ı pişkeşci-i hâssa, altun, 20 ‘aded; berây-ı matharacı-ı hâssa, altun, 15 ‘aded; (47a) berây-ı iskemleci-i hâssa, altun, 15 ‘aded; berây-ı nevbetciyân-ı bevvâbîn-i dergâh-ı ‘âlî, altun, 30 ‘aded; berây-ı ferrâş-ı seccâde-i şehriyârî der-türbe-i şerîfe, altun, 5 ‘aded; (berây-ı bevvâbîn-i Bâb-ı Hümâyûn[a], 15; berây-ı bevvâbîn-i bâb-ı miyân[a] 15 [toplam=30]) ; berây-ı ser-bölükân-ı bevvâbîn-i dergâh-ı ‘âlî, altun, 15 ‘aded; berây-ı nevbetciyân-ı çavuşân-ı dergâh-ı ‘âlî, altun, 30 ‘aded; (berây-ı çavuşân 111 der-Bâb-ı Hümâyûn, altun, 15; berây-ı çavuşân der-Bâb-ı Sadrı‘âlî 15[toplam=30]); berây-ı solakān-ı hâssa, altun, 50 ‘aded; berây-ı peykân-ı hâssa, altun, 60 ‘aded; berây-ı halîfe-i teşrîfât efendi, altun, 20 ‘aded (kîse-i teşrîfât[a da], 20. [ toplam]: 40. Yekûn: 520 ‘aded altun. Fî 18 CA sene 1223 Sultân Mahmud Efendimiz'in seyf alayında zamm olunan: Çavuşân-ı alay[a] : 15; yamağ-ı kise-i teşrîfât-ı hümâyûn[a]: 15 [toplam: 30 altun zamm ve yeni yekûn= 550 altun]. Fî 17 B [Receb] Sene 203 Kā’immakām Paşa Hazretlerine Verilen Sûrettir İnşâallahü Te‘âlâ Yümn ü İkbâl ve Sa‘âdet ü İclâl İle Ta‘lîk-i Seyf-i Mübârek İçün Hazret-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî -Radiye ‘Anhü'l-bârî- Türbe-i Şerîfesine ‘Azîmet Olunması Musammem Olmağla Devletlü Kā’immakām Paşa Hazretlerinin İcrâ Buyuracakları Resm-i Teşrîfâttır Bi-mennihi Subhânehu ve Te‘âlâ, yevm-i mezbûrda devletlü, ‘inâyetlü efendimiz hazretleri irâde buyurulan vakitte saray-ı hümâyûnu teşrîf ve Kubbe-i Hümâyûn'da istirâhat buyururlar. Alay tertîb olunduğu ihbâr olundukta Kubbe-i Hümâyûn'dan Orta Kapu'ya teşrîf ve kudûm-ı meymenet-luzûm-ı hazret-i cihândârîye mutarakkıb olurlar. Biniş haberi geldikte esb-i sabâ-reftârlarına süvâr olup ‘îd-i şerîfte muntazır-ı selâm oldukları tarafta süvâren tevakkuf ederler. Semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri taraf-ı yemînlerinde ve kapudân-ı deryâ vezîr-i mükerrem paşa hazretleri taraf-ı yesârlarında süvâren tevakkuf ederler. Şevketlü, mehâbetlü pâdişâh-ı ‘âlem-penâh efendimiz hazretleri Orta Kapu'dan taşra teşrîf buyurduklarında çavuşân-ı dîvân alkış ederler. Alkış tamamında devletlü efendimiz hazretleri (47b) zemin-bûs gûne temennâ eylediklerinde çavuşân-ı dîvân alkış ederler. Devletlü efendimiz ve müşârunileyh şeyhülislâm efendi hazerâtı zemin-bûs ‘akībinde ilerü yedekler önüne sür‘at buyurup tertîb-i alay ile Sultân 112 Mehemmed Hân türbe-i şerîfesi ziyâreti irâde-i hümâyûn buyurulmuş ise türbenin seng-i rikâbında muntazır olup şevketlü efendimiz hazretleri tekarrüb buyurduklarında mâşiyen istikbâl ve câmi‘-i şerîf kapusundan taşrada zemin-bûs buyururlar. Alkış olunup ve pîş-i hümâyûnda devân olup seng-i rikâbta nüzûl-ı hümâyûn vukū‘unda alkış olunur. Devletlü efendimiz sağ câniblerinde bağalgîrlik şerefin ihrâz buyururlar ve sol tarafta sekbanbaşı ağa bağalgîr olurlar. Ba‘de'z-ziyâre yine siyâk-ı mezkûr üzere edâ-yı bağalgîri buyururlar. Şevketlü efendimiz süvâr oldukta alkış olunup devletlü efendimiz izn-i hümâyûn sudûruna değin pîş-i hümâyûnda devân olurlar. İzin sudûrunda süvâr olup yedekler önüne gidilir. Eyyûb'e varıldıkta câmi‘-i şerîf havlisinde vakı‘ seng-i rikâbda nüzûl buyurulup şevketlü efendimiz tekarrüb buyurduklarında mâşiyen iki kapu arasında istikbâl ve zemin-bûs buyurduklarında alkış olunup pîş-i hümâyûnda devân olurlar. Seng-i rikâbda nüzûl olundukta alkış olunur. Devletlü efendimiz hazretleri cânib-i yemîn -i şehinşâhîde ve ağa-yı müşârunileyh yesârlarında hidmet-i bağalgîri icrâ ederler. Türbe-i şerîfeye duhûlden sonra devletlü efendimiz, semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretlerinin yanlarında tevakkuf ederler. Seyf-i mübârek miyân-ı hümâyûna bend olunup ‘avdet esnâsında yine hidmet-i bağalgîri şerefiyle müşerref olunarak seng-i rikâbda esbe süvâr olundukta devletlü efendimiz pîş-i hümâyûnda devân olurlar. Câmi‘-i şerîf haremi derûnundan mürûr ile doğru Bostan İskelesi'ne teşrîf-i hümâyûn buyurulur ise devletlü efendimiz mâşiyen iskeleye değin teşyî‘ buyurulup seng-i rikâbda nuzûl-i hümâyûn buyuruldukta alkış olunup devletlü efendimiz bağalgîrlik hidmetin icrâ ederek zevrakçe-i hümâyûna (48a) süvâr ve devletlü efendimiz zemin-bûs eylediklerinde alkış olunur. Ba‘de'r-rükûb-ı şevketlü efendimiz hazretleri cümle muntazırîne zevrakçe derûnundan iltifât-ı mülükâne buyuruldukta cümle ile ma‘an zemin-bûs edip resm tamam olmağla herkes ‘avdet ederler. Lâkin efendimiz bir münâsib Sâhilhâne'de kapu ricâli ile bir kahve içip bir sâ‘at dahi ziyâde tevakkuf buyurup bahren veyâhûd berren ‘avdet buyururlar. Bu def‘a bahren ‘avdet buyurulmuştur. Fî 18 S [Safer] Sene 205 Târihinde Vâlide Sultân-ı ‘Aliyyetü'ş-şân Hazretlerinin 113 Kethüdâları Nasbı Târihi mezkûrdan bir gün mukaddem vâlide sultân kethüdâsı Mahmud Bey dâr-ı bekāya irtihâl ve Lâleli Câmi‘i'nin makberesine defn olunup ferdâsı yevm-i çehârşenbih hâlen Darphâne-i ‘Âmire Nâzırı olan dergâh-ı ‘âli kapucubaşılarından Yûsuf Ağa hazretleri Enderûn-ı Hümâyûn'a vâlide sultân kethüdâlığı içün ihzâr ve bol yenlü semmûr kürk ilbâs olunduktan sonra baltacılar kethüdâsı ağa önlerince ve kendü önünde çukadarın biri ‘asâ tutarak Bâbı‘âli'ye geldikte doğru ‘Arzodası'nda kā’immakām paşa hazretlerinin huzûrlarına duhûl edip tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr resminden sonra açık fıstıkîye kaplu bir sevb sırt semmûr kürk ilbâs olunup ‘avdet eyledikte ‘Arzodası kapusundan misâfir odası önünde olan nerdübâna değin iki buhûrdân çekilmiştir. Enderûn-ı Hümâyûn'da cennet-mekân, firdevs-âşiyân Sultân ‘Abdülhamid Hân-ı merhûmun kerîmeleri Esmâ Sultân Hazretleri'nin kethüdâlığı dahi ağa-yı müşârunileyhin üzerinde olmağla yevm-i merkūmda sâlifü'z-zikr sultân kethüdâlığı, birâderi ‘Ömer Ağa'ya silahşor-i şehriyârîlik ilhâkıyla tevcîh ve tefvîz hil‘at ilbâs olmuştur. (48b) Fî 8 M [Muharrem] Sene 205 Târih-i Mezkûrda Sicilyateyn Sır-kâtibi Bâbıâsafî'ye Gelip Âsitâne'de Mukīm Elçisine Cülûs-ı Hümâyûn Tebriği İçün Orta Elçilik Geldiğini İhbâr Eyledi Fî 2 R Sene 206. Târih-i mezkûrda Âsitâne'de bulunan Danimarka maslahat-güzârı kralı tarafından gelen tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn nâmesini Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye getirmesine irâde buyuruldukta yevm-i mezkûrda re’îsülküttâb efendi tarafından bir re’s kemer rahtlu esb ve telsiz olarak haberci çavuş ve bir nefer dîvân çavuşu Kirec İskelesi'ne irsâl olunup maslahat-güzâr-ı mesfûr, mezbûr ile ve nâmesini getirecek adamı kendü atıyla olarak Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye geldikte dîvân tercümanı misâfir odası önünde istikbâl ve sâ’ir 114 65 Derkenarlar: “Fî 3 RA sene 206 İsvec elçisi selh-i Safer'de Galata'da vâkı‘ konağına gelip târih-i mezkûrda mu‘tâd üzere teşekkür için sır-kâtibini Bâbı‘âlî'ye gönderip re’îs efendiye ve kā‘immakām paşaya buluşup ‘avdette yağlık ve boyamaya dâ’ir bir şey verilmemiştir. Fî 12 RA Sene 206 târihinde dîvân tercümanı yediyle taraf-ı kā‘immakāmîden olarak istifsâr zımnında elçi-i merkūma meyve ve şükûfe gönderilip fî 13 RA sene 206 târihinde orta ve mihmândâr ve iki nefer çavuşân-ı dîvân Galata'da olan hânesine irsâl olundu. Mesfûra ta‘yîn dahi verilmiştir.” vr. 48b. 66 Ortanın ismine ait bu yer metinde boş bırakılmıştır. Anlaşılan yeniçeri ortalarından herhangi birisinden bu görevlendirme yapılabiliyordu. resmi bâlâda mezkûr Nemçe maslahat-güzârı gibi icrâ olunup ‘avdette maslahat-güzâra ve dîvân tercümanına ve iki nefer ademîsine yağlıklı boyama ve beş nefer adamesine beş sâde boyama verilip ‘avdet ettirilmiştir. Fî Selh-i S [Safer] Sene 206 İsvec tarafından tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn ve Âsitâne'de ikāmet içün sene-i mezkûre selhi zarfında Âsitâne'ye vürûd eden elçisine65 Fî 14 R Sene 206 târihinde Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye mektûbunu teslîm eylemesine müsâ‘ade-i ‘aliyye ta‘alluk etmekle yevm-i mezbûrda elçi-i mezbûr içün dîvân rahtlu ve ‘abâyîlü ve etbâ‘-ı sâ’iresi içün otuz dokuz re’s eğerlenmiş atlar berâtasız yedekçileri ile Kirec İskelesi'ne irsâl ve elçi-i mesfûr, orta elçi olmağla, çavuşbaşı ağa destâr-ı ‘âdî ve erkân kürk ve dîvân bisâtlu esb ve yirmi nefer telsiz çavuşân-ı dîvân ile mu‘tâd üzere iskeleden getirip ve kā’immakām paşa ve ricâl-i bâb cümlesi destâr-ı ‘âdî ve ber-muktezâ-yı mevsim erkân kürkleriyle idiler ve mukaddemâ gelen süferânın adamlarına huzûr-ı âsafîde hil‘at ilbâs olundukta ta‘cillerinden ba‘zısının bî-edebâne (49a) hareketlerine binâ’en bu def‘a çavuşbaşı ağa odası önüne iki nefer kapu kethüdâsı ve elçiye me’mûr “...”66 ortadan altı nefer yeniçeri konulup ve kendü tercümanlarının ta‘rîfleriyle hil‘at ilbâs olunacaklardan mâ-‘adâsını[n] yukaru çıkmalarına mümâna‘at ettirilmiştir. 115 Yevm-i Mezbûrda İlbâs Olunan Hil‘a Elçi-i mersûma, sarı çukaya kaplu sırt semmûr kürk, 1 sevb; Dîvân tercümanı[na], hil‘at, 1 sevb; sır-kâtibi kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; baştercümanı[na], kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; ikinci tercümanına, kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; çavuşlar kâtibi efendi[ye], hil‘at, 1 sevb; (emîn ağa[ya], 1) [toplam]: 2; mihmândâr ağa[ya], hil‘at, 1 sevb; çorbacı ağa[ya], hil‘at, 1 sevb; (‘asesbaşı[ya], 1; subaşı[ya], 1) [toplam]: 3; du‘âcı çavuşa, hil‘at, 1 sevb; (haberci çavuş[a], 1; kulaguz çavuş[a], 1; Enderûn'a me’mûr iki nefer çavuşân[a], 2) [toplam]: 5. Elçi-i mesfûr etbâ‘ı ve kapu oğlanına, hil‘at, 30 sevb.67 Teşrîfâtî ve halîfe ve kîsedâr[a], elden hil‘at, 3 sevb. Elçi-i Mezbûrun Yevm-i Mezkûrda Teşrîfât Odasına Verdiği: Teşrîfâtî efendi[ye], 100; kîsedâr[a], 40; hademe-i teşrîfâtî[ye], 12,5; kahveci[ye], 1; hademe-i kîsedâr[a], 5 [toplam]: 158,5 guruş. Elçi-i mersûmu Vidin'den getiren mihmândârı Yahya Bey'e berây-ı mihmândârî-i tarîk verdiği hediyye ve hidmeti: 250 guruş; 1 kıt‘a altun kutu. Ve bir hafta sonra ikrâmen gönderdiği: 500 guruş. Fî 17 R [Rebiülâhir] Sene 206. Târih-i mezkûrda İsvec elçisi Dîvân-ı Hümâyûn'a nâmesini takdîm eylemeğe müsâ‘ade-i ‘aliyye erzânî buyuruldukta hâs ahûrdan Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye geldiği mikdâr esbler Kirec İskelesi'ne irsâl ve yirmi nefer çavuşân-ı dîvân 116 67 Derkenar: “Mesfûrlara yirmi sekiz hil‘at ilbâs olunup biri dahi kaftânîye verilmiştir.” vr. 49a. 68 Derkenar: “Âsitâne'de mukīm İsvec elçileri hîn-i ‘avdette kralı tarafından ‘avdeti içün gelen nâmeyi elçi-i mesfûr vedâ‘a Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye geldiklerinde ma‘an getirir ve huzûr-ı sadrı‘âlîye ‘arz eyledikte mu‘tâd üzere re’îsülküttâb efendi yedinden alıp bâlîn üzerine vaz‘ eder. Bu def‘a dahi kezâlik zikr olunan vech üzere re’îs efendi nâmesini almışlardır.” vr. 49b. ile çavuşbaşı ağa elçi-i mesfûru mu‘tâd üzere Dîvânı‘âlî'ye getirdikte ba‘de't-ta‘âm Eski Dîvânhâne önünde Bâbı‘âli'de ilbâs olunan gibi hil‘atler ilbâs olunup dîvân tercümanı ve elçi ve on iki nefer adamı ‘arza idhâl olunmuştur. ‘Atebe-i ‘aliyyeye elçi-i mesfûr sâ’ir süferâ gibi (49b) hediyye takdîm eylememiştir. Ancak İsvecli'ye mahsûsdur: Teşrîfâtî efendi[ye], 100 + 400 ( hediyye-bahâ), 500; kîsedâr efendi[ye], 40 + 150 ( hediyye-bahâ), 190; hademe-i teşrîfâtî ve halîfe ve kisedâr[a], 30 guruş. Fî 21 R Sene 216 ‘Atîk İsvec elçisi vilâyetine gitmeğe68 ruhsat buyurulmağın târih-i mezkûrda nâme-i hümâyûn ve mektûb-ı âsafî teslîmi içün kendü takımıyla Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye gelip zîrde mastûr hil‘atler ilbâsından sonra bâlâda muharrer resm üzere nâme-i hümâyûn teslîm olunup ve mukaddemlerde İsvec elçileri ‘avdetinde taraf-ı sadra‘zamîden esb i‘tâ olunagelmekle bu def‘a dahi hâss ahûrdan kemer raht ve sırma kesmelü ve sîm rikâblu bir esb ihzâr ve yevm-i mezkûrda taraf-ı kā’immakāmîden olarak seng-i rikâba keşîde olunmuştur. İlbâs Olunan Hil‘atler 117 Elçi-i mesfûra, sarı çukaya kaplu sırt semmûr kürk, 1 sevb; dîvân tercümanına, hil‘at, 1 sevb; sır-kâtibine, şâlîye kaplu kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; baştercümanına, şâlîye kaplu kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; elçi-i mezkûrun etbâ‘ına, hil‘at, 25 sevb; teşrîfâtî efendi ve kîsedâr ve halîfe efendiler[e], elden hil‘at, 3 sevb. Mesfûrun Teşrîfât Odasına Verdiği Teşrîfâtî efendiye, altun mînâkârî sâ‘at, 1; kîsedâr-ı teşrîfât[a], altun kutu, 1 ‘aded; hademe-i teşrîfâtî ve halîfe[ye], 25 guruş, (50a) hademe-i kîsedâr-ı teşrîfât[a], 5 guruş. Esb ‘avâ’idini, bâlâda mastûr mübâdelede verdiği gibi vermiştir. ‘Ale'l-‘umûm Elçiler Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye ve Dîvân-ı Hümâyûn'a Geldiklerinde Teşrîfât Odasına Verilen ‘Â’idât Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye geldiklerinde verilen: Berây-ı teşrîfâtî efendi: 100 guruş; 25 ; a‘lâ altun sâ‘at, 1 kıt‘a; çuka-i İngiliz, 5 zırâ; atlas, 12 zırâ; üstüfe, 12 zırâ. Berây-ı kîsedâr-ı teşrîfât efendi: 50 guruş; 15 ; çuka, 5 zırâ; üstüfe, 12 zırâ; atlas, 118 69 Derkenar: “Kîsedâr ve halîfenin yalnız dîvânlarda birer altun sâ‘atleri dahi olup teşrîfâtî efendinin gerek dîvânda ve gerek bâb-ı sadrı‘âlîde sâ‘atleri vardır ve andan mâ-‘adâ hâric-i ez-resm birer temyiz hediyye verilegelmiştir. Mahallinde mukayyeddir.” vr. 50a. 12 zırâ. Berây-ı halîfe-i teşrîfât efendi: 50 guruş; 15 ; çuka, 5 zırâ; üstüfe, 12 zırâ; atlas 12 zırâ. ‘Avâ’idât-ı mezkûre ‘ale'l-‘ıtlâk bu resm üzere cârî olup lâkin Venedik elçilerinde teşrîfâtiye kırk ‘aded yaldız altunu ve kîsedâr ve halîfeye yirmişer ‘aded yaldız altunu verilegelip ve andan mâ-‘adâ sâ’ir maslahat-ı cesîme zımnında tevârüd eden elçilerin hâl u şânlarına göre ziyâde ikrâm olunagelip bâ-husûs büyük elçiler âmed-şüd eylediklerinde ve hedâyâları takdîminde hâric-i ez-resm-i ‘avâ’id, teşrîfâtî bulunanlara başka hediyyeleri olup ve sâ’ir vechile ikrâmları mesbûktur.69 Fî 11 B [Receb] Sene 203 Yevm-i Salı. Târih-i Mezkûrda Şevketlü, Mehâbetlü Sultân Selim Hân-ı Sâlis Efendimiz Hazretleri'nin Cülûs-ı Hümâyûnları Vâkı‘ Olmağla İ‘lânı İçün Düvel-i Nasârâ'ya İrsâl Olunan Nâme-i Hümâyûn Resmi Der-‘aliyyede mukīm olan elçiler tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn içün Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye gelmeleri ve düvel-i etrâfına i‘lân-ı cülûs-ı hümâyûn içün nâme-i hümâyûn irsâli (50b) ve gönderilecek nâme-i hümâyûnların ba‘zısı Âsitâne'de mukīm elçilere Bâbı‘âli'de teslîm olunmak ve ba‘zısı dahi Devlet-i ‘Âliyye tarafından mahsûs elçi ile irsâl olunmak de’b-i kadîm olup ancak bu def‘a cümlesi Âsitâne'de mukīm elçilere teslîm olunmak irâde olunmağın elçiyân-ı mesfûrun tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn içün Bâbı‘âli'ye geldikten 119 sonra bir veyâhûd iki-üç gün mürûrunda nâme-i hümâyûn teslîmi içün yine Bâbı‘âli'ye gelmeleri ba‘zı evrâk-ı teşrîfâttan münfehim olup lâkin mesfûrdan mukaddemâ cennet-mekân Sultân ‘Abdülhamid Hân -eskenehul-lâhu Te‘âlâ fî dâri'l-cinân- hazretlerinin cülûslarında tebriğe geldiklerinde nâme-i hümâyûn dahi teslîm olunmuş idi. Şimdi yine ol vechile icrây-ı resm olunmasını istid‘â eylediler. Sâlifü'z-zikr merhûm efendimizin cülûslarında ordu-yı hümâyûn taşrada bulunup gâ’ile-i sefer hasebiyle mesfûrların iki def‘a gelmeleri tekellüfü ‘afv olunup bir def‘ada hem tebrîk ve hem nâme-i hümâyûn teslîm olmuş ola. Netice bu def‘a dahi gâ’ile-i sefer takrîbi yine iki def‘a gelmeleri ‘afv olunup tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn içün Bâbıâsafî'ye geldiklerinde ordu-yı hümâyûndan gelen nâme-i hümâyûn ve mektûb-ı sadrı‘âlî zîrde mastûr resm üzere her birine teslîm olunmuştur. Nâme-i Hümâyûn Verilen Elçiler Françe ve İngiltere ve Venedik ve Felemenk ve Prusya ve İsvec ve İspanya ve Sicilyateyn. Leh ile Danimarka'nın elçileri Âsitâne'de olmamağla re’îsülküttâb efendi nâme-i hümâyûnu tercümanlarına vermiştir. Teslîm-i Nâme-i Hümâyûn Elçi-i mesfûr kendü atıyla ta‘yîn olunan sâ‘atte bâb-ı hazret-i âsafîye gelir iken dîvânhâne kapusundan misâfir odası ve ‘Arzodası nihâyetine varınca kiçeler ferşîde 120 olunup delü ve gönüllüyân ve tatarân (51a) aşağı meydanda ve şâtırân ve matharacıyân ve on beş nefer mikdârı ağayân-ı âsafî dîvânhânede ve yirmi nefer çavuşân ve ağayân ferrâce ve erkânlarıyla ve muhzır ağa ve odabaşı ağa ve sipâh ve silahdâr kethüdâ yerleri erkânlarıyla ‘Arzodası'nda saff-beste-i kıyâm oldukları hâlde elçi gelip binek taşında nüzûl ve bâlây-ı nerdübâna vüsûlde Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı istikbâl ve çavuşlar kâtibi ve emîni ve tercümân-ı dîvân önüne düşüp misâfir odasına getirip tevkīf ve kā’immakām paşa hazretlerine ba‘de'l-istîzân kaldırılıp ‘Arzodası'nda mukābele-i âsafîde vaz‘ olunan iskemleye geldiği ihbâr olundukta re’fetlü, ‘inâyetlü kā’immakām paşa efendimiz hazretleri rûz-ı merre destâr-ı ‘âdî ve ferrâce semmûr kürk sağ koltuklarında destâr-ı ‘âdî ve erkân kürk ile kethüdâ bey ve solda kezâlik kapucular kethüdâsı ağa ve pîş-i ‘âlîlerinde destâr-ı ‘âdî ve erkân kürkler ile re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve tezkire-i evvel ve sânî ve mektûbî ve teşrîfâtî ‘ale't-tertîb ‘Arzodası'nı teşrîf ve re’îsülküttâb efendi tarafına selâm verildikte savt-ı bülend ile selâm ve sadra teşrîflerinde çavuşân-ı dîvân alkış ederler. Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı vesâtatıyla elçinin tebriği takrîri tamam ve cevâbı verildikte ibtidâ re’fetlü kā’immakām paşa hazretlerine ba‘dehu elçiye tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr merâsimi ıtmâm oldukta re’îsülküttâb efendi kürk odası yanında hazır olan nâme-i hümâyûnu alıp ve kîsedârı mektûb-ı âsafî ile verâlarında ve önlerinde teşrîfâtî ve mektûbî ve tezkireci efendiler ve çavuşbaşı ağa sîm ‘asâyı darp ederek ‘Arzodası'na duhûl ve kā’immakām paşa hazretleri vasat-ı odada nâme-i hümâyûnu alıp takbîl eylediklerinde alkış olunup ve iki elleri üzere tutarak sadra teşrîf ve kā’im oldukları hâlde yine takbîl ve alkış olunurken elçiye teslîm ederler ve re’îs efendi dahi mektûb-ı âsafîyi kîsedâr efendiden alıp nâme-i hümâyûn elçiye teslîm olunurken (51b) mektûbu altına koyup berâber verir ve elçi dahi ‘Arzodası'ndan çıkınca iki eliyle yukaru tutarak ta‘zîm ile çıkarır. Ba‘dehu sır-kâtibine verip geldiği siyâk üzere ‘avdet eder. Taraf-ı Devlet-i ‘Aliyye'den nâme irsâlinde hil‘at ilbâs olunmak kānûn olmamağla hil‘ate dâ’ir tekellüf olunmamıştır. Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn İçün Prusya Kralı'ndan Nâme Geldiği 121 İ‘lân-ı cülûs-ı hümâyûn içün Prusya kralına irsâl olunan nâme-i hümâyûn, krala vâsıl olmazdan mukaddem tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn içün Âsitâne-i ‘Aliyye'de mukīm elçisine tebrîknâme ve hediyyesini ‘atebe-i ‘aliyyeye takdîm içün müceddeden elçilik geldikte zîrde mastûr resm üzere mektûbunu Bâbı‘âli'ye ve nâmesini Dîvân-ı Hümâyûn'a teslîm eylemiştir. Ve tebrîk içün mahsûs elçi geldikte verilecek ta‘yîn mesfûra verilmiştir. Elçi-i Mesfûr Mektûbunu Bâbı‘âli'ye Teslîmi Resmi Fî Z [Zilhicce] Sene 1203. Târih-i mezkûrda elçi-i mesfûrun rukûbu içün dîvân rahtlu bir re’s ve etbâ’ı içün otuz dokuz re’s eğerlenmiş atlar ta’yin olunan sâ‘atte Kirec İskelesi'nde mevcûd bulunmak üzere çavuşbaşı ağa tarafından mîrahûr-ı evvel ağaya tezkire tahrîr olunur ve çavuşbaşı ağanın yedi çifte kayığı Tophâne İskelesi'nden mesfûru getirmek içün irsâl olunur. Vakt-i ma‘lûmda çavuşbaşı ağa selîmî ve erkân kürk ve dîvân bisâtlu esb ile ve çavuşlar kâtibi ve emîni ağa ve yirmi nefer mikdârı mücevvezelü çavuşân ile ve ‘asesbaşı ve subaşı ve neferâtı ve elçinin muhâfazasına me’mûr olan çorbacı ağa ve neferâtı ve mihmândârı bi'l-cümle elbise-i mahsûsalarıyla Kirec İskelesi'nde mevcûd bulunup elçi mahall-i mezbûrda çavuşbaşı ağa ile mülâkāt ve icrây-ı rusûmdan sonra süvâr olundukta çavuşbaşı ağa sağda ve elçi solda mâ-‘adâ erbâb-ı alay ‘alâ-merâtibihim önlerince Bâbı‘âsafî'ye gelir iken dîvânhâne kapusundan misâfir odası nihâyetine varınca kiçeler ferşîde olunup ve delü ve gönüllüyân ve tatarân (52a) aşağı meydanda ve şâtırân ve matharacıyân ve on beş nefer mikdârı ağayân-ı âsafî dîvânhânede ve yirmi nefer çavuşân ve ağayân mücevveze ve ferrâce ve erkânlarıyla ve muhzır ağa balıkçın ve erkân semmûr kürk ile ve bostancılar odabaşısı ağa külâh ve al dolama ve serâser kuşak ve sipâh ve silahdâr kethüdâ yeri mücevveze ve erkân ile ‘Arzodası'nda saff-beste oldukları hâlde elçi gelip binek taşında nüzûl ve bâlây-ı 122 nerdübâna vüsûlde Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı istikbâl ve önüne düşüp misâfir odasına getirip cüz’îce tevakkuf ile kaldırılıp ‘Arzodası'nda mukābele-i âsafîde vaz‘ olunan iskemleye geldiği ihbâr olundukta devletlü, ‘inâyetlü kā’immakām paşa efendimiz hazretleri kallâvî ve erkân kürk sağ koltuklarında selîmî ve erkân ile kethüdâ bey ve solda mücevveze ve erkân ile kapucular kethüdâsı ağa ve pîş-i ‘âlîlerinde selîmî ve mücevvezeler ile re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve tezkire-i evvel ve sânî ve mektûbî efendiler ve teşrîfâtî kulları ‘ale't-tertîb ‘Arzodası'nı teşrîf ve re’îsülküttâb efendi tarafına selâm verildikte savt-ı bülend ile selâm ve sadra teşrîflerinde çavuşân-ı dîvân alkış ederler. Elçi takrîre başlayıp hitâmında getirdiği mektûbunu ‘arz eyledikte re’îsülküttâb efendi yedinden alıp bâlîn üzerine vaz‘ eder. Takrîrinin cevâbı verildikte ibtidâ devletlü kā’immakām paşa hazretlerine ba‘dehu elçiye tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr verilip ıtmâm oldukta elçi ve beyzâdegân ve etbâ‘ına rûznâmçe kaydı üzere hil‘atler ilbâs olunduğu gibi ‘avdet etmekle ‘avdette çavuşbaşı ağa gitmek mu‘tâd olmamağla sâ’irleri geldiği siyâk üzere Kirec İskelesi'ne dek götürürler. İlbâs Olunan Hil‘atler Elçi-i mersûma, semmûr kürk, 1 sevb; tercüman-ı dîvân, hil‘at, 1 sevb; baştercüman ve sır-kâtibi, şâlîye kaplu kubûr-kākūm kürk, 2 sevb; (52b) nâmedârına ve beyzâdelerine, neferen 3, şâlî kerrâke, 3 sevb; kâtib ve emîn-i çavuşân, hil‘at, 2 sevb; du‘âcı ve haberci, hil‘at, 2 sevb; kulaguz ve yamağı, hil‘at, 2 sevb; mihmândâr, hil‘at, 1 sevb; orta çorbacısı, hil‘at, 1 sevb; me’mûr-ı çavuşân-ı dîvân, neferen 2, hil‘at, 2 sevb; bevvâbân-ı şehriyârî, hil‘at, 1 sevb; ‘asesbaşı ve subaşı, hil‘at, 2 sevb; tevâbi‘ât ve tercümanân ve gulâm-ı bâb, hil‘at, 20 sevb; teşrîfâtî ve halîfe ve kîsedâr, elden hil‘at, 3 sevb. 123 Fî 24 Z [Zilhicce] Sene 203. Târih-i Mezkûrda Elçi-i Mesfûr Dîvân-ı Hümâyûnda Nâme Ve Hediyyesini Teslîmi Resmi Yevm-i mezbûrda elçi-i mesfûru getirmek içün çavuşbaşı ağanın yedi çiftesi Tophâne İskelesi'ne irsâl ve Istabl-ı ‘Âmire'den dîvân rahtlu ve ‘abâyilü bir re’s ve etbâ‘ı içün kırk re’s eğerlenmiş atlar Kirec İskelesi'nde hâzır bulunmak üzere çavuşbaşı ağa tarafından mîrahûr-ı evvel ağaya tezkire ile ifâde ve ‘ale's-seher çavuşbaşı ağa mücevveze ve üst ve dîvân bisâtlu esb ile ve otuz nefer çavuşân-ı dîvân ve zâbıtanı mücevvezeleriyle ve ‘asesbaşı ve subaşı ve neferâtı elbise-i dîvânîleriyle Kirec İskelesi'ne varıp elçi gelip süvâr oldukta çavuşbaşı ağa sağda ve solda elçi ve sâ’irleri ‘ale't-tertîb önlerince yürüyüp Alay Köşkü altında tevakkuf ve devletlü kā’immakām paşa hazretlerinin Dîvân-ı Hümâyûn'a teşrîflerin temâşâdan sonra doğru Orta Kapu'ya getirilip hâss fırun önünde süvâren tevkīf ve sa‘âdetlü kethüdâ bey hazretlerinin ‘avdetlerinden sonra seng-i rikâbta nüzûl ve kapu arasında tevkīf ve ve Feth-i Şerîf tekmil ve yeniçeri şorbaya seğirttiklerin temâşa ve Kubbe-i Hümâyûn'a tekarrub eylediği ihbâr olundukta devletlü kā’immakām paşa hazretleri devât odasına kaldırılıp elçi-i mesfûr kubbeye duhûl ve iskemleye ık‘âd ettirildiği esnâda devletlü kā’immakām paşa hazretleri Kubbe-i Hümâyûn'a teşrîf ve tarafeyne (53a) selâm-dâde olarak sadr-ı vâlâlarına teşrîf ve ku‘ûd ve Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı vesâtatıyla elçinin hâtırı su’âl ve bu esnâda mesfûrun getirdiği hediyyesi ber-mûceb-i defter pişkeşci ağaya teslîm ve kapuculara tahmil olunup Bâbüssa‘âde önüne getirilip dîvân kurulup mesâlih-i ‘ibâd ru’yet ve telhis bağlanıp kapucular kethüdâsı ile merfû‘-ı rikâb-ı müstetâb ve hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn ile müşerrefen geldikte mu‘tâd üzere istikbâl ve takbîl ve ber-ser-i tebcil merâsimi icrâ buyurulur. Ta‘âm geldikte elçi-i mesfûr yalnız devletlü kā’immakām paşa sofrasında ve beyzâdegânı kapudân paşa ve defterdâr efendi ve tevkī‘î 124 70 Derkenar: “Ve yirmi târihinde vukū‘ bulan Dîvân-ı Hümâyûn'da ber-mu‘tâd elçi sadra‘zam ile; kapudân paşa bulunmadığından, şıkk-ı sânî, sadreyn ile; ve elçinin mu‘teber adamları, defterdâr ile -şıkk-ı sâlis dahi olarak- ta‘âm; ve yine mu‘teber adamları nişancı efendi ile, şıkk-ı râbi‘ olarak, sofralarda ıt‘âm olunageldiği. Ve İslâm elçilerinden Buhara elçisi bulunduğu vakit kapudân paşa sofrasında şıkk-ı sânî ıt‘âm edip elçi ile yalnız sadra‘zam ta‘âm ve şıkk-ı sâlis ve râbi‘ sadreyn sofrasında ta‘âm ederler. Ve defterdâr ve nişancı sofralarında ve kapudân paşa sofrasında şıkk-ı sânî olarak elçinin mu‘teber adamları ta‘âm edegeldikleri. Misâfir olmayan dîvânlarda defterdâr ve şıkk-ı sânî ve nişancı efendimiz sofrasında ve şıkk-ı sâlis ile müceddeden mansıb tertib olunan şıkk-ı râbi‘ kapudân paşa bulunmaz ise, sadreyn sofrasında ıt‘âm eylemeleri kānûn olmağla kānûn-ı mezkûra nazaran ber-vech-i bâlâ mûmâileyhüm mahall-i mezkûra ku‘ûd ve ıt‘âm olunmaları münâsib görülmekle işâret olundu.” vr. 53a. sofralarında ba‘de't-ta‘âm70 elçi-i mesfûr kaldırılıp Eski Dîvânhâne önünde kendüsüne ve dîvân tercümanına ve beyzâdegânına ve ma‘iyyetine me’mûrlara rûznâmçe-i hümâyûn defteri mûcebince hil‘atler ilbâs olunup tevkīf ettirilir. Duhûl-ı ‘arza izn-i hümâyûn vürûdunda ibtidâ sekbanbaşı ağa hazretleri, ba‘dehu sadreyn-i muhteremeyn efendiler hazerâtı, ba‘dehu devletlü efendimiz hazretleri ‘arza teşrîf ve ‘akablarınca kapudân paşa hazretleri ‘arza teşrîf ve bu def‘a ve sâ’ir ‘arza teşrîf edecekler duhûl ve çıktıklarından sonra izin sudûrunda elçi-i mesfûr sekiz-dokuz nefer beyzâdesiyle ‘arza idhâl ve huzûr-ı hümâyûnda nâmesini elinden ibtidâ mîr-‘alem ağa sol eliyle alıp sa‘âdetlü kapudân paşa hazretlerine anlar dahi sol eliyle alıp devletlü kā’immakām paşa hazretlerine verirler. Ba‘dehu cevâbı verilip taşra i‘âde olunduğu gibi bilâ-tevakkuf Orta Kapu'ya revâne ve esblerine süvâr ve hâss fırun önünde bi'l-cümle erbâb-ı alay çıkınca temâşa edip ba‘dehu çavuşlar kâtibi ve emîni ve çavuşân-ı dîvân ile i‘âde olunup mu‘tâd olmamağla çavuşbaşı ağa gitmez. Elçi-i mesfûr dîvân-ı Hümâyûn'a ruh-sûde oldukta Bâbı‘âli'de ilbâs olunan hila‘hâ-i mezkûre ilbâs olunup lâkin mukaddemâ Bâbıâsafî'ye hasbe'z-zarûr bir beyzâdesi gelmeyip bu def‘a Dîvân-ı Hümâyûn'a gelme ile mesfûr beyzâdeye dahi bir sevb şâlîye kaplu kubûr-kākūm kürk ilbâs olundu. (53b) Prusya'ya Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn Nâmesinin Cevâbı Olan Nâme-i 125 Hümâyûnun Bâb-ı Sadrı‘âlîde Teslîmi İ‘lân-ı cülûs-ı hümâyûn nâmesi Prusya Kralı'na vâsıl olmadan tebrîk-i cülûs içün nâme irsâl eyleyip şimdi Âsitâne'de mukīm elçisinin müddet-i sefâreti tekmil olmadan kralı tarafından tebdil ve cedid elçi vürûd edip vilâyetine ruhsat verilen ‘atîk elçi-i mesfûra cevâbnâme-i hümâyûn teslîm olunması içün Fî 4 N Sene 1204 yevm-i merkūmda sâ‘at dokuzda kendü takımıyla Bâbıâsafî'ye gelip ötedenberü maslahat-ı cesîmede bulunan elçilere ‘avdetlerinde Bâbı‘âli'de nâme-i hümâyûn teslîminde bir re’s mükemmel esb ihsân olunagelmekle elçi-i mesfûra dahi maslahat-ı ittifâkta bulunmak hasebiyle hâss ahûrdan bilâ-debbûs ağır kemer rahtlu ve sırma kesmelü bir re’s esb ‘avdette seng-i rikâba keşîde olunub râkiben ‘avdet etmiştir. Ve nâme-i hümâyûn teslîmi bâlâda mezkûr nâme-i hümâyûn misillü teslîm olunmuştur. Lâkin cevâbnâme teslîminde hil‘at ilbâs olunması resm olmağla tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr resmi tekmilinde zîrde mastûr hil‘atler ilbâs olunduktan sonra nâme-i hümâyûn teslîm olunmuştur. İlbâs Olunan Hil‘atler Elçi-i mesfûra, sarı çukaya kaplu ferrâce semmûr kürk 1 sevb [ve] esb keşîde; dîvân tercümanına, hil‘at, 1 sevb; sır-kâtibine, şâlîye kaplu kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; baştercümanına, şâlîye kaplu kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; bir nefer beyzâdesine, şâlîye kaplu kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; mihmândâr ağa, hil‘at, 1 sevb; çorbacı ağa, hil‘at, 1 sevb; çavuşlar kâtibi, hil‘at, 1 sevb; çavuşlar emîni, hil‘at, 1 sevb; du‘âcı çavuş, hil‘at, 1 sevb; kulaguz çavuş, hil‘at, 1 sevb; haberci çavuş, hil‘at, 1 sevb; elçiye me’mûr iki nefer çavuşlar, hil‘at, 2 sevb; dört nefer mu‘teber beyzâdesine, kerrâke, 4 sevb; (54a) tercümanân ve etbâ‘ ve kapu tercümanının kapu oğlanı, hil‘at, 21 sevb; teşrîfâtî ve halîfe 126 ve kîsedâr, elden hil‘at, 3 sevb. İspanya Kralı'ndan Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn İçün Nâme Geldiği ‘Atebe-i ‘aliyyeye takdîm içün Âsitâne'de mukīm İspanya elçisine kralı tarafından tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn içün nâme ve hediyye geldikte tebrîk içün cedîd gelen elçi ta‘yîni verilip ve Prusya Bâbı‘âli'ye takdîm eylediği mektûb resmi üzere F 12 N Sene 204 târihinde mektûbunu teslîm eylemişir. İlbâs Olunan Hil‘atler Elçi-i mesfûra, çukaya kaplu bol yenlü semmûr paçası kürk, 1 sevb; tercüman-ı dîvân, hil‘at, 1 sevb; mesfûrun oğlu olan sır-kâtibi içün, şâlîye kaplu kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; baştercümanına, şâlîye kaplu kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; diğer beyzâdesine, şâlîye kaplu kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; beyzâde şekilli mu‘teber ademisine kerrâke, 1 sevb; teşrîfâtî efendi, hil‘at 1, sevb (elden); kîsedâr ve halîfe, hil‘at, 2 sevb (elden); mihmândâr ağa, hil‘at, 1 sevb; emîn-i çavuşân, hil‘at, 1 sevb; kâtib-i çavuşân, hil‘at, 1 sevb; du‘âcı çavuş, hil‘at, 1 sevb; kulaguz çavuş ve yamağı, hil‘at, 2 sevb; haberci çavuş, hil‘at, 1 sevb; me’mûr çorbacı ağa, hil‘at, 1 sevb; ‘asesbaşı ve subaşı, hil‘at, 2 sevb; ma‘iyyetine me’mûr-ı çavuşân, hil‘at, 2 sevb; tercümanân ve etbâ‘ ve gulâm-ı bâb, hil‘at, 21 sevb. Mesfûr İspanya Elçisi Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn Nâmesini ve Hediyyesini Bâlâda Prusya'nın Teslîm Eylediği Resm Üzere Fî Selh-i C [Cemaziyelâhir] Sene 127 204 Târihinde Dîvân-ı Hümâyûnda Takdîm Eylemiştir İlbâs Olunan Hil‘atler Elçi-i mesfûra, semmûr kürk, 1 sevb; dîvân tercümanı, hil‘at, 1 sevb; elçi-i mesfûrun oğlu ve sır-kâtibi, şâlîye dûhte kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; (54b) baştercümanına, şâlîye dûhte kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; mu‘teber beyzâdesine, şâlîye dûhte kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; beyzâdelerinden birine, kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; iki nefer tercümanlarına, şâlî kerrâke, 2 sevb; iki nefer mu‘teber hademesine, şâlî kerrâke, 2 sevb; adamlarına ve tercümanlarına rûznâmçe kaydı üzere sâbıklarına kıyâsen, hil‘at, 21 sevb; teşrîfâtî efendi ve kîsedâr ve halîfe ve mihmândâr ve çorbacı ve üzerine me’mûr iki nefer çavuşân ve kâtib ve emîn-i çavuşân ve du‘âcı çavuş ve kulaguz çavuş ve haberci çavuş ve ‘asesbaşı ve subaşı ve kapucu, hil‘at, 15 sevb. Cülûs-ı hümâyûn vukū‘undan mukaddem İspanya Kralı cedîd kral olduğunu mübeyyen Âsitâne'de mukīm elçisine ‘atebe-i ‘aliyyeye takdîm eylemesi içün nâmesiyle cedîd elçilik gelip ve elçi-i mesfûra cedîd elçi ta‘yîni dahi verilmiştir. Ba‘dehu müddet-i sefâreti tekmil olmadan cülûs-ı hümâyûn vukū‘ bulup tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn vukū‘ bulup tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn içün yine elçi-i mesfûra nâme ve hediyyesiyle cedîd elçilik gelip evvelki elçiliği müddeti tekmilinde sonraki elçiliği ta‘yîni dahi verilip ba‘dehu cevâbnâme-i hümâyûn bâlâda muharrer Prusya'ya verilen resm üzere fî 21 Ş sene 1204 târihinde Bâbı‘âli'de teslîm olunmuştur ve fakat Prusya gibi esb keşîde olunmayıp resm husûsları Prusya gibi olmuştur. İlbâs Olunan Hil‘atler 128 Elçi-i mersûma, ferrâce semmûr kürk, 1 sevb; tercüman-ı Dîvân-ı Hümâyûn, hil‘at, 1 sevb; elçi-i mersûmun oğlu ve sır-kâtibi, kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; baştercümanına, kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; dört nefer beyzâdelere, kerrâke, 4 sevb; mihmândâr ağa, hil‘at, 1 sevb; çavuşlar kâtibi, hil‘at, 1 sevb; (55a) çavuşlar emîni ağa, hil‘at, 1 sevb; üzerine me’mûr çorbacı ağa, hil‘at, 1 sevb; du‘âcı çavuş, hil‘at, 1 sevb; kulaguz çavuş, hil‘at, 1 sevb; haberci çavuş, hil‘at, 1 sevb; üzerine me’mûr iki nefer çavuşân, hil‘at, 2 sevb; elçinin etbâ‘ına, hil‘at, 20 sevb; teşrîfâtî efendi ve kîsedâr ve halîfe, hil‘at, 3 sevb. Françe Kralı'ndan Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn İçün Nâme Geldiği Tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn içün Âsitâne'de mukīm Françe elçisine kralı tarafından ‘atebe-i ‘aliyyeye takdîm eylemek içün nâme gelip hediyyesi olmamağla nâmesini Bâb-ı Sadrı‘âlî'ye teslîm eylemek kānûn olmağla zîrde mastûr resm üzere Bâbı‘âli'de nâme ve mektûbunu teslîm eyleyip elçi-i mesfûra ve sâ’ire kürk ve hil‘a ilbâs olunmayıp hazîne-i kā’immakāmîden kendüye ve mu‘teber adamlarına yağlık ve boyama verilmiştir ve elçi-i mesfûra ta‘yîn verilmeyip ve orta dahi ta‘yîn olunmamıştır. Elçi-i Mesfûr Nâme ve Mektûbunu Teslîm İçün Bâbı‘âli'ye Geldiği Fî 28 Receb Sene 1204 Elçi-i mesfûr kendü atıyla müte‘ayyin olan sâ‘atte bâb-ı hazret-i âsafîye gelir iken dîvânhâne kapusundan misâfir odası ve ‘Arzodası nihâyetine varınca ferşîde olunup delü ve gönüllüyân ve tatarân aşağı meydanda ve şâtırân ve matharacıyân ve on nefer mikdârı 129 ağayân- âsafî Dîvânhâne'de ve yirmi nefer çavuşân ve ağayân ferrâce ve erkânlarıyla ve muhzır ağa ve odabaşı ağa ve sipâh ve silahdâr kethüdâ yerleri erkânlarıyla ‘Arzodası'nda saff-beste-i kıyâm oldukları hâlde elçi gelip binek taşında nüzûl ve bâlây-ı nerdübâna ve solda Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı istikbâl ve çavuşlar kâtibi ve emîni ve tercüman-ı dîvân önüne düşüp misâfir odasına getirip tevkīf (55b) ve kā’immakām paşa hazretlerine ba‘de'l-istîzân misâfir odasından kaldırılıp ‘Arzodası'nda mukābele-i âsafîde vaz‘ olunan iskemleye ık‘âd olunduğu ihbâr olundukta re’fetlü, ‘inâyetlü kā’immakām paşa efendimiz hazretleri rûz-ı merre ve destâr-ı ‘âdî ve erkân kürk sağ koltuklarında destâr-ı ‘âdî ve erkân kürk ile kethüdâ bey ve solda kethüdâ-yı bevvâbîn-i kā’immakāmî kezâlik ve pîş-i ‘âlîlerinde destâr-ı ‘âdî ve erkân kürkler ile re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve tezkire-i evvel ve sânî ve mektûbî ve teşrîfâtî ‘ale't-tertîb ‘Arzodası'nı teşrîf ve re’îsülküttâb efendi tarafına selâm verildikte savt-ı bülend ile selâm ve sadra teşrîflerinde çavuşân-ı dîvân alkış ederler. Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı vesâtatıyla elçinin takrîri tamam olup getirdiği nâme ve mektûbunu ‘arz eyledikte re’îsülküttâb efendi yedinden alıp bâlîn üzerine vaz‘ eder. Takrîrinin cevâbı verildikte ibtidâ re’fetlü kā’immakām paşa hazretlerine ba‘dehu elçiye tatlu ve kahve ve şerbet ve buhûr merâsimi ıtmâm oldukta elçinin koynuna boyama ve yağlık ve dîvân-ı hümâyûn tercümanına ve elçinin oğluna ve baştercümanına ve sır-kâtibine dahi yağlıklı boyamalar ve beş yağlıksız boyama, sâ’ir adamlarına verilip geldiği siyâk üzere ‘avdet eylemiştir. Venedik Cumhûru'ndan Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn İçün Nâme Geldiği Âsitâne'de mukīm Venedik elçisine cumhûru tarafından tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn nâmesini ve hediyyesini teslîm içün müceddeden elçilik geldikte tebrîk içün mahsûs elçi geldikte verilecek ta‘yîn verilip fî sene 1204 târihinde resm-i mu‘tâd üzere Galata'dan alay ile konağına götürülüp fî 9 Ş sene 1204 târihinde bâlâda muharrer Prusya elçisi mektûbunu teslîm eylediği resm üzere teslîm eylemiştir ve cedîd elçi ta‘yîni dahi 130 verilmiştir. Yevm-i Mezkûrda İlbâs Olunan Hil‘atler Elçi-i mersûme, ferrâce semmûr kürk, 1 sevb; tercüman-ı Dîvân-ı Hümâyûn, hil‘at, 1 sevb; baştercümanına, kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; (56a) sır-kâtibine, kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; iki nefer beyzâdelere, kubûr-kākūm kürk, 2 sevb; beyzâdelerinden birine, kerrâke, 1 sevb; çavuşlar kâtibi, hil‘at, 1 sevb; çavuşlar emîni, hil‘at, 1 sevb; mihmândâr ağa, hil‘at, 1 sevb; üzerine me’mûr çorbacı ağa, hil‘at, 1 sevb; du‘âcı çavuş, hil‘at, 1 sevb; kulaguz çavuş, hil‘at, 1 sevb; haberci çavuş, hil‘at, 1 sevb; ‘asesbaşı, hil‘at, 1 sevb; subaşı, hil‘at ,1 sevb; üzerine me’mûr çavuşlara, hil‘at, 2 sevb; ve sâ’ir tercümânân ve etbâ‘ına, hil‘at 22, sevb; teşrîfâtî ve kîsedâr ve halîfe, elden hil‘at, 3 sevb. Ba‘dehu fî 19 Ş sene 1204 târihinde Dîvân-ı Hümâyûn'da nâme ve hediyyesini bâlâda muharrer Prusya'nın teslîm eylediği resm üzere teslîm eyleyip mektûbunu teslîminde ilbâs olunan hil‘atler defterince yine ilbâs olundu. Ba‘dehu fî 23 Ş sene 204 târihinde harem-i hümâyûn hediyyesini kendü ademleriyle Bâbı‘âli'ye gönderip enderun ağaları nerdübânından ‘Arzodası dîvânhânesine dizilip kā’immakām paşa hazretleri aşağı dîvâna teşrîflerinde temâşâ eyleyip teşrîfâtî ve telhisî ağa ile Enderun-ı Hümâyûn'a irsâl buyurup teşrîfâtî efendi ve telhisî ağa ve dîvân-ı hümâyûn tercümanı hediyyelerin önüne düşüp Soğukçeşme'den duhûl ve Orta Kapu'da nüzûl ve harem-i hümâyûn kapusu önüne dizip dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretlerine ihbâr olundukta ağa-yı müşârunileyh teşrîf ve 131 bâb-ı mezkûr yanında olan suffeye ku‘ûd edip hediyyeleri Enderûn-ı Hümâyûn'a irsâl ve zîrde mezkûr hil‘atler ilbâs ve ‘atiyyeler verilip ‘avdet olundu ve ağa hazretlerine olan hediyye teşrîflerinden mukaddem oturdukları suffe üzerine konur. Teşrîfâtî efendiye, hil‘at, 1 sevb, 50 guruş; telhisî ağa, hil‘at, 1 sevb, 50 guruş; kîsedâr-ı teşrîfât, hil‘at, 1 sevb; Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı, hil‘at, 1 sevb, 100 guruş; elçi tarafından hediyye getirip sır-kâtibine, hil‘at, 1 sevb, 100 guruş; elçinin hazînedârına, hil‘at, 1 sevb, 100 guruş; (56b) elçinin baştercümanına, hil‘at, 1 sevb, 100 guruş; ikinci tercümanına, hil‘at, 1 sevb, 50 guruş; berây-ı hüddâmiyye, 200 guruş; yasakçılara, hil‘at, 1 sevb, 30 guruş. Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn İçün Venedik Cumhûru Tarafından Gelen Nâmeye Cevâbnâme-i Hümâyûn Dîvân-ı Hümâyûn'da Verildiğini Müş’ir Ordu-yı Hümâyûndan Gelen Teşrîfât Kaydıdır Fî 18 Ş Sene 1179. Târih-i mezkûrda tebrîk-i cülûs-ı meymenet-me’nûs-ı mülûkâneyi mutazammın Venedik Cumhûru tarafından Âsitâne-i ‘Aliyye'de mukīm elçisi tarafına büyük elçilik pâyesiyle nâmesi vürûd ve ‘atebe-i husrevâniye resmen teslîm eyledikten sonra elçiliği müddet-i hitâm bulup getirdiği nâmesinin cevâbı olarak taraf-ı şâhâneden dahi şerefyâfte-i sudûr olan nâme-i hümâyûn-ı mehâbet-nümûnu elçi-i mersûma teslîm içün fî 25 Ş sene 1170 târihinde yine resmen dîvân-ı müşeyyedü'l-erkâna getirilip teslîm olunduğu. Ba‘dehu vedâ içün resmen Bâbı‘âli'ye getirilip hil‘atler ilbâsından sonra mektûb-ı âsafî teslîm ve ‘avdette donanmış esbe dâ’ir ve sâ’ir bir tekellüf olunmayıp ‘avdet eylediği ve mesfûrun büyük elçiliği hitâm bulmağla yine müddet-i tamam oluncaya dek balyosluk ile Galata'da ikāmet eylediği defter-i teşrîfâtta mukayyed ü mastûr olup lâkin cumhûru tarafından vürûd eden nâmesi teslîminde ve gerek getirdiği 132 71 Derkenar: “Dîvân-ı Hümâyûn'da ademlerinden birine bir sevb hil‘at ziyâde ilbâs olundu.” vr. 57a. nâmenin cevâbı olarak kendüye teslîm olunan cevâbnâme-i hümâyûnun teslîminde iki def‘a huzûr-ı lâmi‘ü'n-nur-ı husrevânîye mu‘tâd olan hediyyesin ‘arz ve takdîm eylediği dahi mesbûk olduğu ma‘lûm-ı ‘âlîleri buyuruldukta emr-i fermân hazret-i men lehü'l-emrindir. Mârruz-zikr Tebrîk-i Cülûs İçün Ordu Cânibinden Gelen Teşrîfât Kaydı Mûcebince Venedik Cumhûru Tarafından Gelen Nâmeye Cevâbnâme-i Hümâyûnun Dîvân-ı Hümâyûn'da Verildiği Bu def‘a dahi minvâl-i muharrer üzere fî 4 M sene 1205 târihinde resm üzere Dîvân-ı Hümâyûn'da teslîm olunduğu ve hediyyesi takdîm edip ve nâme-i hümâyûnu resm üzere elçi-i mesfûr eli üzere Orta Kapu'ya dek getirip (57a) ba‘dehu sır-kâtibine vermiştir. Ve bâlâda muharrer hil‘atler71 ilbâs olunmuştur. Cülûs-ı sâbıklarda tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn nâmesinin cevâbnâmesi Dîvân-ı Hümâyûn'da verilip ve mektûb-ı âsafî Bâbı‘âli'de teslîm olundukta esb keşîde olunur deyü elçi-i mesfûr istid‘â etmekle rikâb-ı hümâyûnda olan defâtir-i teşrîfât tetebbu‘ olundukta istid‘âsına dâ’ir kayd bulunmayıp orduy-ı hümâyûndan su’âl olundukta bâlâda muharrer olan resm-i teşrîfâttan tahrîr ve irsâl olunup ol vechile Dîvân-ı Hümâyûn'da nâme-i hümâyûn teslîm olunmuştur. Ba‘dehu “mektûb-ı âsafî teslîminde esb keşîde olunmuştur” deyü elçi-i mesfûr ısrâr etmekle huzûr-ı hümâyûna elçinin istid‘âsını ve istid‘âlarına mutâbık kuyûd 133 bulunmadığı takrîr olundukta bâlâsına beher-hâl tashih olunmak mazmûnunda hatt-ı hümâyûn-ı şevket-makrûn şerefyâfte-i sudûr olmağla tekrar mevcûd olan defâtir-i teşrîfât tetebbu‘ olundukta evrâktan bir varakta fî 23 S sene 1171 târihinde vilâyetine ‘avdet edecek ‘atîk Venedik elçisine Bâbıâsafî'de nâme-i hümâyûn teslîmi resmî deyü muharrer olan varakın zeylinde seng-i rikâbda vasat raht ve kesme ve sîm rikâb ile müzeyyen bir re’s esb taraf-ı sadra‘zamîden keşîde kılınmağla süvâren ‘avdet eylemiştir. Mesfûra esb keşîdesi ancak büyük elçilik maslahatı ıtmâm eyledikte keşîde kılınmamağla bu def‘a ikrâmen verilmiştir deyü mukayyed olup varak-ı mezbûr huzûr-ı hümâyûna ‘arz olundukta hâss ahûrdan verile deyü hatt-ı hümâyûn-ı mehâbet-makrûn keşîde olmağla fî 8 M sene 205 târihinde elçi-i mesfûr kendü atıyla müte‘ayyen olan sâ‘atte Bâbıâsafî'ye gelip resm üzere ‘Arzodasın'a duhûl ve kā’immakām paşa hazretleri ve ricâl ferrâce ve destâr-ı ‘âdî ile ‘Arzodası'na geldiklerinde mektûbî efendi mektûb-ı sadrı‘âlîyi kā’immakām paşa oturmazdan mukaddem koynundan çıkarıp kā’immakām paşa hazretlerinin ku‘ûdlarına nazaran sağ tarafa ya‘ni re’is efendi (57b) duracağı tarafta yasdık üzerine koyup şerbet resminden sonra hil‘atler ilbâsından mukaddem re’is efendi mektûbu yasdık üzerinden alıp ve elçi dahi iskemleden kıyâm ve müşârunileyh efendi dahi mektûbu elçi-i mesfûra teslîm ve mesfûr dahi alıp sır-kâtibine verip ba‘dehu hil‘atler ilbâs ve ‘avdette seng-i rikâba raht ve kesme ve sîm rikâb ile müzeyyen esb-i mezkûr keşîde kılınmıştır. Bu def‘a sehven mektûb şerbetten mukaddem verildi. ‘Atebe-i ‘aliyyeye takdîm eylemesi içün Felemenk ve İngiltere Âsitâne'de mukīm elçilerine tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn nâmelerini irsâl edip fî 11 ZA sene 204 târihinde Felemenk, fî 24 Z sene 204 târihinde İngiltere hediyyeleri olmamağla bâlâda muharrer Françe elçisi Bâbı‘âli'ye takdîm eylediği vech üzere mesfûr elçiler teslîm eylemişlerdir. Tebrîk-i Cülûs-ı Hümâyûn İçün Sicilyateyn Kralının Nâmesi Geldiği 134 Âsitâne-i ‘Aliyye'de mukīm Sicilyateyn elçisi müsinn olmak takrîbiyle devleti tarafından ‘azl ve yerine büyük oğlu elçi nasb ta‘yîn olunup tebrîk-i cülûs-ı hümâyûn resmini icrâya dahi me’mûr olmağla tebrîk içün cedîd gelen elçi ta‘yîni verilip ve def‘a-i vâhidede fî 14 S sene 205 târihinde hem elçiliği teşekkürü ve hem tebrîk-i cülûs içün olan mektûb-ı âsafîyi teslîm zımnında resmen Bâbı‘âli'ye gelmiştir. İlbâs Olunan Hil‘atler Elçi-i mersûma, çukaya kaplu semmûr kürk, 1 sevb; tercüman-ı Dîvân-ı Hümâyûn, hil‘at, 1 sevb; sır-kâtibine, şâlîye kaplu kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; baştercümanına, kezâlik kākūm kürk, 1 sevb; mu‘teber tercümanına, kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; kâtib efendi, hil‘at, 1 sevb; emîn ağa, hil‘at, 1 sevb; mihmândâr ağa, hil‘at, 1 sevb; du‘âcı çavuş, hil‘at, 1 sevb; (58a) üzerine me’mûr çorbacı, hil‘at, 1 sevb; kulaguz çavuş, hil‘at, 1 sevb; haberci çavuş, hil‘at, 1 sevb; subaşı, hil‘at, 1 sevb; üzerine me’mûr çavuşlar, hil‘at, 2 sevb; tercümanân ve hademe ve gulâm-ı bâb, neferen 23 hil‘at, 23 sevb; teşrîfâtî ve kîsedâr ve halîfe, elden hil‘at, 3 sevb. Elçi-i mesfûrun pederi sâbık elçi Âsitâne'de elçilik ile ikāmeti kırk dört sene olup ve sâbık elçiler hîn-i ‘avdette Bâbı‘âli'de ‘avdetnâmesini aldıkta hil‘at ilbâsı resm olup mesfûr ise vilâyetine gitmeyecek olup ve ‘avdet resmi içün dahi Bâbı‘âli'ye gelmeğe iktidârı olmamağla ancak kendüye ilbâs olunacak hil‘ati yine ihsân olunmasını bâ-takrîr istid‘â edip müsâ‘ade-i hümâyûn olmağla Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı ile fî 17 S sene 1205 târihinde sarıya kaplu sırt semmûr kürk irsâl olundu. 135 Ba‘dehu fî 8 RA sene 205 târihinde tebrîk-i cülûs ve cedîd elçiliğini mübeyyen nâme ve hediyyesini Dîvânı‘âlî'de takdîm eyledi. Yevm-i Mezbûrda İlbâs Olunan Hil‘atler Elçi-i mesfûra, semmûr kürk, 1 sevb; Dîvân-ı Hümâyûn tercümanı, hil‘at, 1 sevb; sır-kâtibi, kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; baştercüman, kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; ikinci tercüman, kubûr-kākūm kürk, 1 sevb; beyzâde, kerrâke, 1 sevb; diğer beyzâde, kerrâke, 1 sevb; mihmândâr ağa, hil‘at, 1 sevb; çavuşlar kâtibi, hil‘at, 1 sevb; çavuşlar emîni, hil‘at, 1 sevb; du‘âcı çavuş, hil‘at, 1 sevb; ‘asesbaşı, hil‘at, 1 sevb; üzerine me’mûr çorbacı, hil‘at, 1 sevb; kulaguz çavuş, hil‘at, 1 sevb; subaşı, hil‘at, 1 sevb; üzerine me’mûr çavuşân, hil‘at, 2 sevb; tevâbi‘ât-ı sâ’ire, hil‘at, 21 sevb; gulâm-ı bâb, hil‘at, 1 sevb; teşrîfâtî ve kîsedâr ve halîfe, elden hil‘at, 3 sevb. Ve Mihmândâr-ı Elçi-i Mûmâileyh Yahya Bey'e Verdiği Nakd ve Hedâyâsı (58b) İbtidâ me’mûr çorbacı ile gittiklerinde bir kıt‘a tırnak(?) taşlı altun sâ’at kendüye. Nakden verdiği: 100 guruş; hademesine, 15 guruş. Ve çorbacıya dahi, bayağı altun sâ‘at: 1. Bâbıâsafî'ye geldikte mihmândâra verdiği: A‘lâ çuka, 5 zırâ, 12 zırâ; atlas 10 zırâ, altun sâ‘at 1 ‘aded; nakdîne, 100 guruş; hademesine, 15 guruş. Ve Dîvânı‘âlî'de dahi ağa-yı mûmâileyh Bâbı‘âli'de verdiği misillü eşyâ-yı mezkûreyi vermiştir. 136 72 Derkenar: “Bâbüssa‘âde pîşgâhına müceddeden musalla vaz‘ olunup üzerine kırmızı ihrâm ferşîde olmuştur.” vr. 58b. 73 Derkenar: “Bu def‘a şevketlü efendimiz namaza hâzır olmamışlardır.” vr. 58b. 74 Derkenar: “Ve bâ-izn-i ‘veliyyü'n-ni‘âmî imâmet hizmeti imâm-ı evvel-i şehriyâriyye ihâle olduğu.” vr. 58b. Ve bunlardan mâ-‘adâ mâhiyye otuzar guruş dahi vermiştir ve cânib-i mîrîden dahi mâhiyye yirmişer guruş mihmândârîye verilmiştir. [Vâlide Sultânın Vefâtı] Fî 22 B sene 220 yevm-i çehârşenbih târihinde şevketlü Sultân Selim-i Sâlis Hân İbn-i Sultân Mustafa Hân-ı Sâlis İbn-i Sultân Ahmed Hân-ı Sâlis efendimiz'-in vâlide-i muhteremeleri Mihrişâh Sultân dâr-ı bekāya irtihâli haberi vürûdunda zîrde mukayyed olan resm der-‘akab karakulak-ı bostânî ağa yediyle dârüssa‘âdetişşerîfe ağası devletlü ağa hazretlerine gönderildikte haberi geldiği gibi bâ-tezkire cümlesi kubbede mevcûd ve Kızlar Kapusu'ndan hurûcunda bi'l-cümle na‘şı istikbâl ve mahall-i mezkûrda namazı ba‘de'l-edâ Hazret-i Hâlid Türbe-i Şerîfi civârında türbelerine defn olunması içün alay ile getirilip ba‘de'd-defn ta‘ziyeyi müş‘ir telhisi, dârüssa‘âde ağasına teslîm ve ‘avdetleri. Na‘ş-ı rahmet nakş-ı hazret-i mehd-i ‘ulyâ, devletlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağası vâsıtasıyla Kızlar Kapusu'ndan çıkıp Eski Dîvânhâne pîşgâhında olan musallaya vaz‘72 ve şevketlü efendimiz dahi namaza hâzır73 olduktan sonra şeyhülislâm efendi imâm74 olarak tezkiye ve ba‘dehu salât-ı cenâzeyi te’diye edip ba‘dehu şevketlü efendimiz makarr-ı hümâyûnlarına ‘avdet ve hâzır olan bi'l-cümle vüzerâ ve sudûr ve ricâl dahi 137 75 Derkenar: “Bu def‘a hâlen arpa emîni Ahmed Bey sâbıkan teşrîfâtçılıktan muhrec olmağla işbu alayda refîkî matbah emîni ve darphâne emîni ve cizye muhâsebecisi bunlar ile bu mahalde yürümeyip büyük rûznamçe önünde gitmişlerdir. Şehremîni türbede bulunduğundan alaya binmezler.” vr.58b zîrde olan tertîb üzere alaya binip na‘ş-ı şerîfin önünce ‘azîmet ederler: İbtidâ kulaguz çavuş yamağı destâr-ı ‘âdî ve teli ile; ba‘dehu çavuşân-ı dîvân mücevveze ve ferrâceleriyle; ba‘dehu du‘âcı ve kulaguz ağa bunlar dahi, ba‘dehu zu‘amâ bunlar dahi; ba‘dehu cizye başbâkīkulu ağa, bu dahi; ba‘dehu başbâkīkulu ağa ve mâliye tezkirecisi bu dahi; ba‘dehu selâtîn-i ‘izâm cevâmi‘i meşâyih efendiler rûz-ı merre kıyâfetleriyle; ba‘dehu matbah emîni ve arpa emîni75 mücevveze ve ferrâceleriyle; ba‘dehu şehremîni ve darphâne emîni efendiler, bu dahî; (59a) ba‘dehu cizye muhâsebecisi efendi, bu dahi; ba‘dehu humbaracıbaşı ve lağımcıbaşı ağalar mücevveze ve ferrâce ve esb-i dîvânîleriyle; ba‘dehu ‘arabacıbaşı ağa, bu dahi; ba‘dehu cebecibaşı ve topçubaşı ağalar, bu dahi76; ba‘dehu bölükât-ı erba‘a ağaları, bunlar dahi; ba‘dehu mu‘allim-i ‘asker-i sultânî ocağı ağası, bu dahi; ba‘dehu kulkethüdâsı ağa balıkçın ve elbise-i dîvânîsi olan ve vaşak kürk ile; ba‘dehu büyük rûznamçe ve başmuhasebeci efendiler mücevveze ve ferrâce ve kemer rahtlu esb ile, ba‘dehu sipâh ve silahdâr ağaları selîmî ve ferrâce ve esb-i dîvânîleriyle; ba‘dehu kapucubaşı ağalar bunlar dahi ma‘a şâtır, ba‘dehu nişancı ve defter emîni efendiler, bunlar dahi (mûmâileyh nişancı me’mûren taşrada olmağla bulunmamıştır). Ba‘dehu şıkk-ı râbi‘ defterdârı-i nâzır-ı hubûbât efendi, bu dahi; ba‘dehu irâd-ı cedîd defterdârî-i şıkk-ı sânî ve tersâne defterdârı-i şıkk-ı sâlis efendiler, bunlar dahi; 138 76 Derkenar: “Bu def‘a mûmâileyh cebecibaşı ağa bulunmamıştır.” vr. 59a. 77 Derkenar: “Nakībüleşrâf efendi bi'l-fi‘l sadr-ı Rûmili idi.” vr. 59a. 78 Derkenar: “Müşârun-iley şeyhülislâm mizâcsız bulunmalarıyla Eski Dîvânhâne'de yerlerinde ku‘ûd ve edâ-yı salât-ı cenâzeden sonra alaya süvâr olmayıp bâ-izin hânelerine gitmişlerdir.” vr. 59a ba‘dehu yeniçeri ağa ve şıkk-ı evvel defterdârı efendi, bunlar dahi; ba‘dehu İstanbul ve ma‘zûl ve pâyelüleri efendiler, ‘örf ve muvahhidî ile; ba‘dehu sudûr-ı ‘izâm ve nakībüleşrâf77 efendiler hazerâtı, bunlar dahi; ba‘dehu kapudân-ı derya vezîr-i mükerrem paşa hazretleri kallâvî ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâce ve esb-i dîvânî ve pîşrevlerinde kapucular kethüdâsı ve selâm ağası râkiben gitmeleri (Vezîr-i müşârunileyh donanmay-ı hümâyûn ile Bahr-ı Sefîd'de bulunduğundan alay-ı mezkûrda mevcûd değil idi); ba‘dehu çavuşlar kâtibi ve emîni mücevveze ve ferrâceleriyle; ba‘dehu kethüdâ-yı bevvâbîn-i sadrı‘âlî ve ağa-yı selâm, bunlar dahi; ba‘dehu mektûbî ve teşrîfâtî efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu tezkire-i evvel ve sânî efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa, selîmî ve ferrâce ve esb-i dîvânîleriyle; ba‘dehu devletlü sadra‘zam Es-seyyid Hâfız İsmâ‘il Paşa efendimiz, kallâvî ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâce ve esb-i dîvânî ve semâhatlu şeyhülislâm78 Mehemmed Sâlih Efendizâde Ahmed Es‘ad efendi ‘örf-i a‘lâ ve ferrâce-i beyzâ ile muhzır ağa balıkçın ve odabaşı ağa külâh ve orta kuşak olarak takımlarıyla müşârunileyhümâ efendilerimiz hem-‘inân ve verâlarında iki nefer gedikli ağalar destâr-ı ‘âdîleriyle ve mîrahûru dahi mücevveze ve sof ferrâce ile râkiben; ba‘dehu kapucular kâtibi mücevveze ve pîşkeşci-i şehriyârî kiçe ve sof ferrâceleriyle; ba‘dehu kîsedâr-ı teşrîfât mücevveze ve ferrâcesiyle; ba‘dehu haremeyn müfettişi efendinin kiçeli kapucusu râkiben; ba‘dehu haremeyn mukāta‘acısı efendi mücevveze ve ferrâcesiyle; ba‘dehu haremeyn müfettişi efendi ‘örf ve muvahhidî ve haremeyn muhâsebecisi efendi mücevveze ve ferrâce ile hem-‘inân olarak; 139 79 Derkenar: “Zikr olunan selâtîn kethüdâlarından Esma Sultân kethüdâsı kapucubaşı ‘Ömer Ağa ve Hibetullah Sultân kethüdâsı hâcegân-ı Dîvân-ı Hümâyûndan Memiş Efendi bunlar mücevveze ve ferrâce ve kemer rahtlu esbleriyle ve Hadîce Sultân kethüdâsı bi'l-fi‘l şıkk-ı evvel defterdârı olduğundan rütbesiyle yeniçeri ağasıyla ma‘an gitmiştir ve Beyhân Sultân kethüdası bi'l-fi‘l kethüdâ-yı sadaret-i ‘uzmâ olduğu ecilden alayda mevcûd bulunmayıp eğer mevcûd olmak iktizâ etse idi selîmî iksâ ederler idi.” vr. 59a. 80 Derkenar 1: “Esnây-ı tarîk-i na‘ş-ı mağfiret-nişân-ı hazret-i mehd-i ‘ulyâ: Saray-ı Hümâyûn'dan Cebehâne önünden dîvân yoluyla Hasan Paşa köşesinden sapılıp Vezneciler'den altmış bir kapusu pîşgâhından Devehânı önünden Sultân Mehemmed Câmi‘i'nin Çörekçi Kapusu önünden Kavukçular'dan doğru tarîk ile Edirne Kapusu'ndan hurûc ve doğru Eyyûb Câmi‘i kapusunda cümlesi esblerinden nüzûl ve bâb-ı merkūmda cümlesi na‘şı istikbâl ve muvâcehe penceresinde ba‘ded-du‘a türbelerine getirildiği. Derkenar 2: “Öteden beri sadra‘zam altmış bir kapusundan mürûrunda ber-mu‘tâd-ı kānûn şerbet verildiği şürût olup yevm-i mezkûrda gerek sadra‘zam ve gerek dârüssa‘âdetişşerîfe ağasına, mu‘tâd-ı kānûna halel gelmemek üzere, bugün verilmemesi içün mukaddemce muhzır kâtibi ihbâr olunduğuna mebnî bugün şerbet verilmemiştir.” vr. 59b. ba‘dehu selâtîn-i ‘izâm kethüdâları79; (59b) ba‘dehu kethüda-yı merhûme-i mehd-i ‘ulyâ devletlü Yûsuf Ağa hazretleri selîmî ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâce ile na‘ş-ı şerîfin pîşgâhında mâşiyen buhûrdân keşîde edip bu def‘a Orta Kapu'dan hurûcunda bâ-izn-i ‘âlî esbine süvâren bu mahalde gitmişlerdir. Ba‘dehu yazıcı efendi külâh ve orta kuşak ve ağababası kiçe ve sof ferrâce ile; ba‘dehu baltacılar kethüdâsı ağa külâh ve orta kuşak; ba‘dehu oda lalası ağa selîmî ve ferrâce ile, ba‘dehu saray kethüdâsı ve saray ağası ve kilercibaşı ve ser hazînedâr-ı enderûn ağalar rütbeleri üzere ikişer ikişer, bunlar dahi; ba‘dehu Bâbüssa‘âde ağası ağa, bu dahi; ba‘dehu dârüssa‘âdetişşerîfe ağası devletlü ağa efendimiz hazretleri, selîmî ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâce ve esb-i dîvânîleriyle; ba‘dehu na‘ş-ı merhûme-i mehd-i ‘ulyâ nakş-ı mağfiret-nişân teberdârân-ı saray-ı ‘atîk külâh ve orta kuşak olarak elleri üzere ve pîşrevlerinde mü’ezzinân-ı şehriyârî mâşiyen tekbîr ve tehlîl ederek; ba‘dehu hazîne kethüdâsı ağa ve hazîne vekîli ağa iki cânibe pâre nisâr ederek, ba‘dehu yedekhâ.80 140 Bâlâda Zikr Olunan Zevâttan Kubbe-i Hümâyû'nda Mevcûd Bulunmaları İçün Mektûbî Efendi Odasından Tahrîri İktizâ Eden Tezâkir Çavuşân-ı dîvân İle İrsâl Olunduğu Vüzerâ-i ‘izâm: Kallâvî ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâce ve esb-i dîvânî. Ancak bu tezkire nevbetci çukadâr ile irsâl olunur. Sadreyn ve nakīb ve ma‘zûl ve pâyelüleri efendiler ve İstanbul ve ma‘zûl ve pâyelüleri efendiler: ‘Örf ve muvahhidîleriyle, (Meşâyih-i) selâtîn cevâmi‘i meşâyihi efendiler rûz-ı merre kıyâfetleriyle mahall-i merkūmda mevcûd bulunmaları içün başka başka tezkireler irsâli. Haremeyn(den) tarafından dahi tezâkir gönderilir. Kethüdâ Kaleminden Tahrîri İktizâ Eden Tezâkir Kethüdâ-yı Sadrı‘âli Çukadârlarıyla İrsâl Olunduğu Yeniçeri ağası ve defterdârân ve nişancı ve defter emîni ve sipâh ve silahdâr ağaları ve bi'l-cümle kapucubaşı ağalar içün mîr-‘aleme gönderilen81 tezâkir: Kıt‘ât: 10 ‘aded. 141 81 Derkenar: “Kulkethüdâsı ağanın mevcûd bulunması içün yeniçeri ağasına giden tezkirede işâret ve defterdâr efendi tezkiresine takımı ile gelmeleri içün işâret ve cümlesi selîmî ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâce ve esb-i dîvânîleriyle. Tezkireleri ‘adedi: 10.” vr. 59b. 82 Derkenar: “Mü’ezzinânın mu‘tâdiyye içün hazîne tezkiresiyle cânib-i mîrîden aldıkları mu‘tâdiyye tezkiresi, tezâkir defterinde mukayyeddir.” vr. 60a. (60a) Bölükât-ı erba‘a ağaları tezâkir, kıt‘ât: 4 ‘aded; mücevveze ve ferrâce ve esb dîvânîleriyle. Cebecibaşı, 1 ‘aded; bu dahi. Topçubaşı, 1 ‘aded; bu dahi. Ser-‘araba-i top, 1 ‘aded; bu dahi. Ser-humbaracı, 1 ‘aded; bu dahi. Ser-lağımcı, 1 ‘aded; bu dahi.. Levend Çiftliği ağası 1 ‘aded; bu dahi. Büyük rûznamçe efendi, 1 ‘aded; mücevveze ve ferrâce ve kemer rahtlu esb ile. Başmuhâsebe efendi, 1 ‘aded; bu dahi. Haremeyn muhâsebecisi efendi, 1 ‘aded; bu dahi (Mûmâileyhe haremeyn tarafından dahi da‘vet tezkiresi gelir). Cizye muhâsebecisi efendi, 1 ‘aded; bu dahi. Şehîr emîni efendi, 1 ‘aded, bu dahi (efendi-i mûmâileyh bâ-emr-i ‘âlî mi‘mar ağa ile türbede bulunurlar). Darphâne emîni efendi, 1 ‘aded; bu dahi. Matbah emîni ağa efendi, 1 ‘aded; bu dahi. Şâ‘îr emîni efendi, 1 ‘aded; bu dahi. Esma Sultân kethüdâsı kapucubaşı ‘Ömer Ağa, 1 ‘aded; bu dahi (haremeyn tarafından dahi tezkire gider). Hibetullah Sultân kethüdâsı sâbıkā arpa emîni Memiş Efendi, 1 ‘aded, bu dahi (haremeyn tarafından dahi tezkire gider). Haremeyn müfettişi efendi, 1 ‘aded, ‘örf ve muvahhidî ile (haremeyn tarafından dahi tezkire gider). Ayasofya ve Sultân Ahmed ve Süleymâniyye ve Ebu'l-feth Sultân Mehemmed cevâmi‘i mü’ezzinlerine salâ vermeleri içün tenbihi hâvî İstanbul kadısına hitâben beyâz üzerine buyuruldu irsâl olunduğu.82 Ve mahall-i medfende e’imme ve hutebâ mevcûd ve tilâvet-i Kur’ân-ı ‘Azîmü'ş-şan hitâmında meşâyih du‘â ve ba‘de'd-defn Ayasofya şeyhi telkin verip ta‘ziyeyi müş‘ir telhisi dârüssa‘âde ağasına ba‘de't-teslîm birle merfû‘-ı rikâb-ı müstetâb kılınıp bununla resm tamam ve ‘avdet olunduğu. 142 Fî 25 B sene 220 yevm-i cum‘a ertesi ta‘ziyeyi müş‘ir re’îsülküttâb efendi vesâtatıyla hazret-i fetvâ-penâh efendi Bâbı‘âli'ye gelip sadra‘zam ve kapu ricâliyle ber-mu‘tâd rikâb-ı hümâyûna gitmişlerdir. Bu rikâb İncili Kasrı'na olmuştur. (60b) FÎ 21 RA SENE 222 YEVM-İ CUM‘A CÜLÛS-I HÜMÂYÛN-I SULTÂN MUSTAFA HÂN İBNÜ'S-SULTÂN ‘ABDÜLHAMİD HÂN İBNÜ'S-SULTÂN AHMED HÂN Târih-i mezkûrda ber-muktezâ-yı vakt ü hâl Sultân Selim Hân ibnü's-sultân Mustafa Hân ibnü's-sultân Ahmed Hân hazretleri zuhûr eden ‘asâkirin iltimâs ve iltifâkları ve kendü hüsn-i rızâsıyla câlis olduğu taht-ı ‘âlî-bahtını ‘ammzâdesi olup el-ân Saray-ı ‘Âmire'de olan şehzâde Sultân Mustafa Hân ibnü's-sultân ‘Abdülhamid Hân ibnü's-sultân Ahmed Hân efendimiz hazretlerine keff-i yed ve şevketlü Sultân Mustafa Hân Efendimiz dahi taht-ı ‘âlî-baht üzere cülûs-ı hümâyûn buyurmalarıyla öteden berü vukū‘ bulan cülûs-ı hümâyûnlarda ‘ulemây-ı ‘izâm ve vüzerây-ı fihâm ve ricâl-i Devlet-i ‘Aliyye ve ocaklar ağavâtı ve el-yevm rikâb-ı hümâyûnda bulunan bi'l-cümle müşârunileyhüm elbise-i dîvânîleriyle bey‘at-ı hümâyûn olunmak ‘âdet-i kadîme-i saltanat-ı seniyyeden olmağla yevm-i mezkûrda bey‘at-ı hümâyûn beş buçukta vukū‘ bulup ‘aceleye tesâdüf eylediğinden cümlesi bulundukları kıyâfetleriyle Enderûn-ı Hümâyûn'da mevcûd bulunmaları içün kethüdâ bey hazretleri ve şıkk-ı evvel defterdârı çukadârları mahallere irsâl olunup bi'l-cümle destâr-ı ‘âdî ve ber-muktezâ-yı mevsim sof 143 83 Derkenar: “Kapucular kethüdâsıyla çavuşbaşı ağa Eski Dîvânhâne'den getirirler.” vr. 61a. ferrâceleriyle mahall-i mezkûrda mevcûd ve kapu takımıyla kā’immakām paşa ve hazret-i fetvâ-penâh efendi ve verâlarında sudûr-ı ‘izâm ve İstanbul takımı bu tertîb üzere bunlar dahi ber-muktezâ-yı vakt ü hâl Enderûn'a vardıklarında fakat silahdâr-ı şehriyârî ağa Bâbüssa‘âde'de şeyhülislâm efendiyi karşılayıp kā’immakām paşa ile Bâbüssa‘âde'de hazret-i fetvâ-penâh efendiyi karşılayıp kā’immakām paşa ile (61a) huzûr-ı hümâyûna getirildikte ibtidâ müşârunileyh şeyhülislâm efendi bey‘at eyledikte ferve-i beyzâ ilbâs ve ba‘dehu kā’immakām paşaya serâser semmûr ilbâs ve ba‘dehu ağa-yı dârüssa‘âdeye semmûr-ma‘a üstlük ilbâs ve ba‘dehu silahdâr-ı şehriyârî ağaya çukaya kaplu erkân semmûr ilbâs olunup müşârunileyhümden şeyhülislâm efendi ve kā’immakām paşa hazerâtı taşra teşrîf ve Eski Dîvânhâne'de ku‘ûd ve tertîb-i taht-ı hümâyûn olup ber-mu‘tâd ‘îd-i şerîf misillü şevketlü efendimiz taht-ı hümâyûnu teşrîflerinde alkış olunup zîrde mastûr olduğu üzere bey‘at-ı hümâyûn olduğu ve bey‘at-ı hümâyûn tekmilinde cümlesi ‘umûm hil‘atleri ilbâsları içün Bâbı‘âli'ye cem‘ oldukları ibtidâ şeyhülislâm efendiye yeşil çukaya kaplu erkân semmûr bohça ile ‘arz olunup resm teşyî‘i ba‘de'l-icrâ ‘Arzodası'nda ferve ilbâsı mu‘tâd olan zevât-ı fâhire ilbâs ve ‘avdetlerinde aşağı dîvânhânede dahi defterdâr efendi kırâ’etiyle hil‘atler ba‘de'l-ilbâs cümlesi ‘avdet edegelmişlerdir. Hülâsa kâffe-i rusûmât işbu defterde diğer mahallinde mastûr olduğu vech üzere icrây-ı resm olduğu ve yevm-i mezkûrda bey‘at-ı hümâyûndan sonra tertîb-i sâbık üzere şevketlü efendimiz hazretleri Ayasofya Câmi‘i'ne cum‘a namazı zımnında teşrîf eyledikleri mastûr u mukayyeddir. El-yevm Rikâb-ı Hümâyûnda Mevcûd Bulunan Zevâtın Bey‘ât-ı Hümâyûna Tertîbi İbtidâ nakīb efendi-kıyâm ve alkış olur.83 144 Ba‘dehu şeyhülislâm efendimiz, gayr-ı ez-teşrîfât sof ferrâce ile-kıyâm ve alkış olur. Ba‘dehu kā’immakām paşa kallâvî ve gayr-ı ez-teşrîfât sof ferrâce ile kıyâm ve alkış olur. Ba‘dehu vüzerâ bulunur ise bu mahalde bey‘at ederler (Bu def‘a vüzerâdan kimesne bulunmamıştır). Ba‘dehu sudûr ve İstanbul takımı yegân yegân başka başka alkışlar olurlar. Ba‘dehu Mekke'den nihâyeti olan Üsküdar kadısı efendiler. Ba‘dehu müderrisîn-i kirâm efendiler. Ba‘dehu şıkk-ı evvel defterdârı ve re’îsülküttâb ve şıkk-ı sâlis ve sâ’ir ehl-i menâsıbdan olan bi'l-cümle hâcegân-ı dîvân ve ümenâ ve nuzzâr ‘ale't-tertîb. Ba‘dehu mîr-‘alem ağa ve bi'l-cümle kapucubaşı ağalar. Ba‘dehu mîrahûr-ı evvel-i şehriyârî ve sânî ve şikâr-ı hümâyûn ağaları. Ba‘dehu (bu mahalden aşağısı mu‘âyede-i hümâyûn misillü) sipâh ve silahdârlu ocaklarının kethüdâ yerleri. Ba‘dehu dergâh-ı ‘âlî yeniçerileri ocağının Dersa‘âdet'te mukīm zâbıtânından sekbanbaşı ağa ocağıyla ma‘a kâtibi ve peykân-ı hâssa. Ba‘dehu cebecibaşı ağa vekîli, ocağı zâbıtânı ve kâtibi efendi ile. Ba‘dehu topçubaşı ağa vekîli, kezâlik. Ba‘dehu top‘arabacıbaşı vekîli ağa, kezâlik. (61b) Ba‘dehu humbaracıbaşı ağa ocağıyla, kezâlik. Ba‘dehu çavuşbaşı ağa, ocağıyla. Ba‘dehu kapucular kethüdâsı-i şehriyârî ağa, ocağıyla. Ba‘dehu hitâmı müş‘ir teşrîfâtî efendi gayr-ı ez teşrîfât kafesî destâr ve sof ferrâcesiyle tamam-şüd. Fî 23 RA [Rebiülevvel] Sene 222 Yevm-i Pazar 145 Gayr-ı ez-teşrîfât-ı hümâyûn ber-muktezâ-yı vakt u hâl ağa kapusuna hatt-ı hümâyûn îsâline irâde-i pâdişâhî ta‘alluk etmekle zikr olunan hatt-ı şerîf yevm-i mezkûrda Bâbı‘âlî'ye vürûd ve bâ-emr-i kā’immakāmî re’îsülküttâb efendi ile gönderilip teşrîfâtî efendi ve karakulak-ı bostânî ağa dahi gitmişlerdir. Sekbanbaşı ağa selâmlık ederek cümle ocaklu muvâcehesinde kırâ’et olunduğu. Beş nefer rü’esâlara hil‘at, sevb 5, kapud, sevb 5. Fî 23 RA [Rebiülevvel] Sene 222 Kethüdâ kaleminde mukayyed olduğu üzere cülûs-ı hümâyûn içün taraf-ı hazret-i kā’immakāmîden olarak Enderûn-ı Hümâyûn'a ve vâlide sultân efendimiz hazretlerine meyve ve şükûfe târih-i mezkûrda ba‘de'z-zuhr karakulak-ı bostânî ağa vesâtatıyla gönderildiği ve ferdâsı günü kezâlik hazret-i meşîhat-penâhî efendi hazretleri tarafından meyve ve şükûfe gönderildiği ve yine ferdâsı günü taşrada bulunan kapudân-ı deryâ vezîr-i mükerrem Seydî ‘Ali Paşa hazretleri tarafından olmak üzere meyve ve şükûfe gönderilmiştir. Fî 24 RA [Rebiülevvel] Sene 222 Pazar ertesi Târihinde cülûs-ı hümâyûn içün taraf-ı şâhâneden Bâbı‘âlî'ye yalnız bir kıt‘a hatt-ı hümâyûn vürûdu mu‘tâd olmaktan nâşî yevm-i mezkûrda sâ‘at beşte iken vürûd edeceği müte‘ayyin olmağla bir gün evvel kethüdâ bey tarafından olmak üzere sâ‘atı tasrihiyle yazılacak tezâkir ya‘ni defterdâr efendiden Anadolu muhâsebesine dek ve kezâlik sekbanbaşı ağa çehârşenbih takımıyla ve cebeci ve topçu ve top‘arabacı ve humbaracı ocakları ağaları vekîlleri ve ocakları kâtib ve kethüdâ ve çavuşlarıyla sâ‘at üçte 146 84 Derkenar: “Bu def‘a Âsitâne'de vüzerâ bulunmadığından bu mecliste bulunmayıp geldikleri vakit sekbanbaşı ağa üst tarafında ku‘ûd ederler.” vr. 62a. Bâbı‘âlî'de mevcûd bulunmaları içün zikr olunan tezâkir kethüdâ bey çukadârlarıyla irsâl olunmuştur. Ber-minvâl-i muharrer cümlesi Bâbı‘âlî'de mevcûd oldukları hâlde vürûd edecek hatt-ı hümâyûn Soğukçeşme Kapusu (62a) dâhilinde müheyyâ olmak hasebiyle îsâline me’mûrun teşrîfine karakulak-ı bostânî ağa irsâl olunduğu gibi med‘uvv olanların cümlesi kapucular kethüdâsı ve misâfir odalarından kaldırılıp ‘Arzodası'nda köşe boş kalarak devletlü kā’immakām paşa hazretlerinin ku‘ûd edeceği sadr-ı ahkâma nazaran hâcegân-ı dîvân sadrın sol cânibine ve sekbanbaşı84 ve sâ’ir ocaklar zâbıtânıyla sadrın sağ cânibine ocak tarafına ık‘âd olunduktan sonra devletlü kā’immakām paşa hazretleri diğer odadan hareket ve kethüdâ bey sağ tarafında ve sol tarafında kethüdâ-yı bevvâbîn-i kā’immakāmî bağalgir ve kapu ricâli pîşrev olarak ‘Arzodası'na duhûl ve bi'l-cümle huzzâr minderden aşağıda kıyâmen muntazır-ı selâm olmalarıyla resm-i temennâyı icrâ birle yine mahallerine ku‘ûd eyledikleri bu esnâda kapu ricâli ‘Arzodası'ndan hurûc ve istikbâl-i hatt içün Çinili Oda civârında vâkı‘ suffede ârâm ve kethüdâ-yı bevvâbîn-i kā’immakāmî ve ağa-yı selâm silahdâr ağa odası civârında vâkı‘ seng-i rikâbda tevakkuf ve muntazır-ı istikbâl oldular. Bu hengâmda karakulak-ı bostânî ağa hatt-ı şerîfi getiren mîrahûr-ı evvel-i hazret-i şehriyârî Şemseddin Bey'in Soğukçeşme Kapusu'ndan çıktığı haberiyle gelip der-‘akab mîr-i mûmâileyh dahi ta‘kib ederek seng-i rikâb-ı mezkûrda esbinden nüzûl ve kapucular kethüdâsı ağa bağalgîrleri olarak nerdübân bâlâsına çıkıldıkta kapu ricâli efendiler dahi mahall-i mezkûrda istikbâl ve pişrevleri olarak ‘Arzodası'na varılır iken devletlü kā’immakām paşa hazretleri yalnızca yerlerinden hareket ve ‘Arzodası dehlizine karîb mahalde hatt-ı şerîfi istikbâl etmesi mu‘tâd iken bu def‘a ‘Arzodası kapusu hâricinde istikbâl ve mîr-i mûmâileyh ba‘de't-takbîl teslîm eyledikte alkış olunup ‘Arzodası'na duhûl ve hatt-ı şerîfi minderden aşağıda re’îsülküttâb efendi savt-ı a‘lâ ile (hatt-ı şerîfi) kırâ’et ve tekmilinde ağa-yı mûmâileyhe çukaya dûhte erkân semmûr kürk iksâ olunup du‘âcı çavuş savt-ı bülend ile du‘â eylediği bi'l-cümle 147 huzzâr dâmen-bûs-ı hazret-i kā’immakāmî olup mukaddem kahve-nûş eylediklerinden ‘avdet eyledikleri. Bu esnâda kapu ricâli ‘Arzodası suffesinde ârâm ve telhisi re’îsülküttâb efendi, efendimize ba‘de'l-irâ’e dülbend içine bağlayıp müşârunileyh kā’immakām paşa kendi mühürleriyle temhir ve zarf olan kâğıda vaz‘ olunup bâlîn üzerine koyup ‘Arzodası hâricinde vâkı‘ suffeye çıkıp ku‘ûd eylediği (62b) hengâmda ağa-yı mûmâileyhe kahve ve çubuk ve bir mikdâr halvet ve gülâb ve buhûr verildiği gibi taraf-ı kā’immakāmîden kendisine verilecek iki bin beş yüz guruş ‘atiyyesiyle beş yüz guruş hademesine ‘atiyye ihsân olunup ve ‘avdet eyledikte kapu ricâli ‘Arzodası hâricinde teşyî‘ ve teşrîfât kîsedârı delâletiyle Dîvânhâne cânibinde vâkı‘ seng-i rikâb-ı sadrı‘âlîde keşîdesi mu‘tâd olan bir re’s donanmış esbe süvâren ‘avdet eylediği defter-i teşrîfâtta mastûr ve mukayyed, bundan başka hazîne-i sadrı‘âlîden yirmi beş guruş ‘atiyye ile bir sevb hil‘at du‘âcı çâvuşa i‘tâ ve elden olarak on sevb hil‘at dahi ağa-yı mûmâileyhin hademesine deyü verildiği ve oda-i teşrîfâta dahi üç sevb hil‘at elden verilegeldiği mukayyeddir. Fî 24 RA [Rebiülevvel] Sene 222 Yevm-i Pazar ertesi Mehd-i ‘ulyâ ‘ismetlü vâlide sultân-ı ‘aliyyetü'ş-şan efendimizin kethüdâlığı hâcegân-ı dîvân-ı hümâyûndan Lala Mehemmed Efendi'ye tevcîhi içün taraf-ı kā’immakāmîden olmak üzere huzûrlarında çukaya dûhte erkân sırt semmûr kürk ilbâs olundu. Efendi-i mûmâileyh huzûr-ı hümâyûnda kethüdâlık içün çukaya dûhte erkân sırt semmûr ilbâs ve taltîfen mücevher hânçer miyânına bend ve baltacılar kethüdâsıyla Bâbı‘âlî'ye geldikte minvâl-i meşrûh üzere ilbâs olunup ‘avdeti ve re’fetlü kā’immakām 148 85 Derkenar: “Vâlide kethüdâsı ağa hâcegândan ise dahi çatal destar giyerler ve etba‘ları berâtalu olur.” vr. 62b. 86 Derkenar: “Zikr olunan tebsi ve kutu ve puşîdesi karakulak-ı bostânî ağa ile Enderûn-ı Hümâyûn'a irsâl olunduğu. Fakat şa‘rı kalır.” vr. 63a. paşa efendimiz hazretleri gayr-ı ez-teşrîfât taltîfen vasat-ı odada istikbâl ve teşyî‘ eylediği.85 Fî 27 RA [Rebiülevvel] Sene 222 Pençşenbih Târih-i mezkûrda şevketlü, mehâbetlü, pâdişâh-ı ‘alem-penâh efendimiz hazretleri irsâl-i lihye buyurmalarıyla berberbaşı-i şehriyârî ağa irsâl buyurdukları lihye-i sa‘âdetlerini müş‘ir re’s-i hümâyûnlarının şa‘rını sîm tebsi üzerinde mücevher kutu derûnuna mevzû‘an üzeri şal üzerine pul işleme puşîde ve yedinde olarak süvâren Bâbı‘âlî'ye gelip enderûn ağaları seng-i rikâbında esbinden nüzûl ve nerdübân başında kapu ricâli (63a) istikbâl ve kā’immakām paşa efendimiz dahi ‘Arzodası hâricine çıkıp zikr olunan tebsiyi ağa-yı mûmâileyhden alıp ba‘de't-takbîl ‘Arzodası'nda sadr-ı ahkâma ku‘ûd ve cevâbı olan telhisi86 re’îsülküttâb efendi ba‘de'l-irâ’e yasdık üzerine vaz‘ ve suffede kapu ricâli efendlerin yanlarına gelip teşyî‘-i telhis içün ‘Arzodası hâricindeki suffede ârâm buyururlar. Bu esnâda ağa-yı mûmâileyhe kahve ve çubuk ve bir mikdâr halvet ve şerbet ve buhûr verildiği gibi zîrde tahrîr olunduğu üzere ikrâm olunup dîvânhâne seng-i rikâbında esb keşîde olunmadığından yine kendi esblerine süvâren i‘âde olunduğu. 149 87 Derkenar: “Fi'l-asl bey‘at-ı hümâyûn günü toplar endahte olup bu def‘a bâ-irâde-i hümâyûn bu vechile olmuştur.” vr. 63a. 88 Derkenar: “Vâlide sultân efendimizin alayında teşrîfâtî efendi ve kîsedârı Saray-ı ‘Atîk'te tertib-i alay edip diğer tarîkten Saray-ı Cedîd-i ‘Âmire'ye mukaddemce gittiklerinden destâr-ı kafesî ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâceleriyle bulunmuşlardır.” vr. 63a. Mûmâ ileyh berberbaşı-i şehriyârî ağaya: Çukaya dûhte erkân semmûr kürk, sevb 1 (ez-hazîne-i kā’immakāmî); ‘atiyye, guruş 1500 + 250 hademesine[toplam]: 1750; elden hademelerine hil‘a, sevb 5 + 3 elden oda-i teşrîfât[toplam]: 8. Fî 29 RA [Rebiülevvel] Sene 222 Cum‘a Bu def‘a gayr-ı ez-teşrîfât Topkapusu ve Tophâne ve Tersâne ve Humbarahâne ve Kurşunlu ve sâ’ir mahallerden yedi gün toplar endahte olması içün emr-i hümâyûn sudûr etmekle yevm-i mezkûrdan bed‘ içün sekbanbaşı ağa ve bostancıbaşı ağa ve tersâne emîni ve humbaracıbaşıya başka başka beyaz üzerine buyuruldular neşr olunduğu. Yedinci cum‘a günü toplar endahtı tekmil olup Enderûn-ı Hümâyûn'da ba‘de'l-‘asr mehterhâne-i hâssa tantana-endâz etmişlerdir.87 Fî Gurre-i R [Rebiülâhir] Sene 222 Pazar. Cenâb-ı Mehd-i ‘Ulyâ Devletlü, ‘İsmetlü Vâlide Sultân-ı ‘Aliyyetü'ş-şan Efendimiz Hazretlerinin Saray-ı ‘Atîk-i Ma‘mûre'den Saray-ı Cedîd-i ‘Âmire'ye Teşrîf Buyuracakları Resm-i Teşrîfât-ı Hümâyûndur88 Bi-mennihî Te‘âlâ emr ü irâde-i hazret-i cihândârî buyurulduğu yevm-i mübârekte alaya süvâr olacak kulları el-yevm rikâb-ı hümâyûnda mevcûd ve zîrde muharrer tertîb olunan alay-ı vâlâ ile gidileceği ve ihtiyâr olunan vakt-ı muhtâr-ı mübârekte mehd-i 150 89 Derkenar: “Bevvâbân-ı hâssa neferen 6; başlarında tas cum‘a takımıyla peykân-ı hâssa neferen 16; rikâb-ı hümâyûn solakları, kezâlik bayram takımlarıyla neferen 8.” vr. 63b. ‘ulyâ devletlü, ‘ismetlü vâlide sultân-ı ‘aliyyetü'ş-şan efendimiz hazretleri gerdûne-i ‘ismetlerine süvâr olmaları ‘âdet-i kadîmeden olmağla zikr olunan vakt-ı muhtâr-ı mübârekeye nazaran birkâç sâ‘at mukaddem erbâb-ı alay bi'l-cümle elbise-i dîvânîleriyle (63b) Saray-ı ‘Atîk-i Ma‘mûre'de mevcûd bulunmaları içün kethüdâ bey tarafından olmak üzere kapucubaşı ağaların mahall-i mezkûrda ta‘yîn buyurulan sâ‘atte mevcûd bulunmaları içün mîr-‘alem-i hâssa ağaya ve serbostaniyân-ı hadîka-i hâssa ağadan mâ-‘adâ rikâb-ı hümâyûn ağalarına ve kezâlik haremeyn-i şerifeyn hüddâmı ve sâ’irlerine yazıcı efendi tarafından bir gün mukaddem tezâkir neşr olunduğu ve haremeyn-i şerifeyn hademesinden piyâde yürüyenler ve bevvâbân-ı hâssa ve peykân-ı hâssa ve solakān-ı hâssa89 bunlara dahi tenbih olunduğu mârru'z-zikr tertîb üzere alay yürüdükte Sultân Bayezid kolluğu önünden güzâr buyurulur iken yeniçeri ağası vekîli olan sekbanbaşı ağa kulları selâma dururlar. Mehd-i ‘ulyâ efendimiz hazretlerinin taraf-ı devletlerinden hil‘at ilbâs ve bir ‘aded boyamanın derûnuna iki yüz ‘aded mikdârı altun konup müşârunileyhâ efendimizin baş ağalarıyla sekbanbaşı ağa kullarına i‘tâ olunur. Ve tebdil çukadârlarına ve etbâ‘ına dahi yüz mikdârı altun ihsân buyurulur ve kârhâneli ta‘bîr olunan neferâta başka yüz elli guruş mikdârı ihsân buyurulur. Sultân Bayezid kolluğu çorbacısına elli guruş ve neferâtı kullarına dahi elli guruş ihsân buyurulup Saray-ı ‘Atîk'ten dîvân yoluyla Saray-ı Cedîd-i ‘Âmire'ye varınca[ya] kadar esnây-ı tarîkte selâmlıkta bulunan kollukların mecmû‘una Sultân Bayezid kolluğu misillü ‘atâyâ ihsân buyurulageldiği zikr olunan Sultân Bayezid kolluğu ve sîmkeşhânede olan kolluk ve Parmakkapu'da yeniçeri kolluğu ve Destereciler başında yeniçeri kolluğu ve cebehâne kolluklarından Vâlide Hammamı önünde ve Acı Hammam önünde ve Atmeydânı'nda ve Ayasofya'da ‘acemi oğlanı ve Ayasofya'da bakkal köşesinde ve Ayasofya Hammamı önünde olan kolluklar ve ba‘zı mahallerde birkaç nefer ile bayrakdârlar saff-beste-i ârâm olan kullarına birer mikdâr ‘atiyye ihsân olunduğu ve cebehâneden mürûr eder iken cebecibaşı vekîli ağa kullarına dahi kezâlik bir boyama ile yüz altun ‘atiyye ve ocak çavuşuna elli guruş ve 151 90 Derkenar: “Şevketlü efendimiz hazretleri bu günde biniş takımı ta‘bîr olunan takım ile istikbâl etmeleri mukayyed olmağla çukadârân-ı şehriyârî ‘âdet-i kadîm üzere ve rikâblarında olan peykân çatal destâr ve sorguçlarıyladır.” vr. 64a selâmlıkta bulunan bölükler zâbıtânının cümlesine iki yüz guruş ve beşincinin odabaşısı (64a) vekîli kullarına elli guruş ve cümle odabaşı kullarına ve neferâta beş yüz guruş ve teşrîfâtî efendiye yüz elli guruş ve hademesine yirmi beş guruş ve kîsedâr-ı teşrîfât efendiye yüz guruş ve hademesine yirmi beş guruş ve kîsedâr yamağı efendiye elli guruş ihsân buyurulageldiği ve sâ’ir hademe-i haremeyn ve çavuşân-ı dîvân ve kapucu ve peykân ve solakān ve Saray-ı ‘Atîk'te du‘â eden Saray-ı ‘Atîk şeyhi efendi ve hidmette bulunan Enderûn ve Bîrûn hademelerine olunacak in‘âmât-ı ‘aliyyeleri defter-i teşrîfâtta mukayyed olmayıp müşârunileyhâ mehd-i ‘ulyâ devletlü vâlide sultân efendimiz hazretlerinin taraflarında irâde buyurulduğu vech üzere ihsân olunageldiği. Ve cenâb-ı hazret-i mehd-i ‘ulyâ efendimiz hazretleri Bâb-ı Hümâyûn'dan duhûl ve fodla fırunu hizâsından mürûr ve ol mahalde su terâzisi önünde gerdûne-i ‘ismetleri bir mikdâr meks ü tevakkuf ve bu esnâda şevketlü, kerâmetlü, kudretlü pâdişâh-ı ‘âlem-penâh efendimiz hazretleri süvâren istikbâlve re’y ü irâde buyurulan mahalde rikâb-ı kamertâb-ı husrevânelerinde yürüyen çukadârân-ı şehriyârâneleri bir mikdâr tevakkuf ve zât-ı şevket-simât-ı şâhâneleri münferiden çand hatve ilerüce süvâren resm-i temennây-ı şâhâneyi icrâ buyurduklarında çavuşân-ı dîvân alkış edip gerdûne-i ‘ismetleri önünde olarak harem-i hümâyûna teşrîf buyurulageldiği defter-i teşrîfâtta mastûr u mukayyeddir. 90 Tertîb-i Alay-ı Hazret-i Mehd-i ‘Ulyâ İbtidâ kulaguz çavuş, çatal destâr ve tel ve ferrâce ile, ba‘dehu çavuşân-ı dîvân mücevveze ve ferrâceleriyle; ba‘dehu kapucubaşı ağalar ve mîr-‘alem ağa ve şikâr-ı hümâyûn ağaları ve bostancıbaşı ağadan mâ-‘adâ rikâb-ı hümâyûn ağaları, cümlesi mücevveze ve serâsere dûhte semmûr 152 ve esb-i dîvânîleriyle; ba‘dehu haremeyn muhâsebesi ve mukāta‘ası kalemleri kîsedâr ve hülefâsı, mücevveze ve ferrâceleriyle; ba‘dehu haremeyn evkāfı mütevellîleri, bunlar mücevveze ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâce ve kemer rahtlu esbleriyle zikr olunan mütevellîlerden birisi müderrisînden olur ise ‘örf ve muvahhidî ile; ba‘dehu haremeyn muhâsebecisi ve mukāta‘acısı efendiler, mücevveze ve üst kürkleriyle; ba‘dehu haremeyn tercümanı, mücevveze ve sof ferrâce ve kapu hasekîsi ağa ve baltacılar kethüdâsı ağa, kîçe ve ferrâce ile ağa babası ağa; ba‘dehu haremeyn müfettişi kapucusu, kîçe ile; ba‘dehu haremeyn müfettişi, ‘örf ve muvahhidî ve yazıcı efendi ile, hem-‘inân gitmeleri; ba‘dehu selâtîn-i ‘izâm kethüdâları, mücevveze ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâce ve kemer rahtlu esbleriyle (ihrâz-ı rütbe etmiş takımdan ise ol vakit selîmî giyerler); Ba‘dehu harem-i hümâyûn ağaları; (64b) ba‘dehu kethüdâ-yı mehd-i ‘ulyâ ağa, selîmî ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâce ve kemer rahtlu esbleriyle ve yedinde kebîr debbûs; ba‘dehu dârüssa‘âdetişşerîfe ağası devletlü ağa efendimiz hazretleri, selîmî ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâce[leriyle]; ba‘dehu hazret-i mehd-i ‘ulyâ efendimiz gerdûne-i ‘ismetleri ve verâlarında baş-ağaları ve piyâde olan teberdârân-ı bevvâbân ve peykân ve solakān ve haremeyn-i şerifeyn hüddâmı gerdûne-i sa‘âdetin yemîn ve yesârında ve pîş ve verâlarında münâsib rütbeleriyle devân ü puyân olurlar. Ba‘dehu selâtîn-i ‘izâm ‘arabaları ve irâde buyurulduğu vech üzere cevârî ‘arabaları. Bu sûrette alay tamam olduğu. Yevm-i Mezkûrda Saray-ı ‘Atîk'te Vâlide Kethüdâsı Ağa Tarafından 153 91 Derkenar: “Zîrde tahrîr olunandan mâ-‘adâ verilügelen askı ve bahşiş taraflarındaki defterde mukayyeddir. Bu askı defteri dahi anların defterinde mastûr olmağla bu mahalle bu def‘a kayıt şüd.” vr. 64b. Verilügelen Askılar Defteridir91 Vâlide sultân efendimizin baltacılarına, neferen 20, telli hatâyî, ‘aded 20 (beherine üçer zırâ verildi). Vâlide sultân efendimizin baltacılarına, neferen 6, telli hatâyî, ‘aded 6 (beherine dörder zırâ verildi). Vâlide sultân efendimizin kahvecibaşısı ve ikinci kahvecibaşısına, dîbâ, zırâ 16 (beherine 8 zırâ. Ancak bunlar hazîne kethüdâsı ağa tarafından gelmiştir). Vâlide sultân efendimizin üçüncü kahvecibaşısına, dîbâ, zırâ, 8. Vâlide kethüdâsı çukadârlarına, telli hatâyî, ‘aded 25 (beherine üçer fakat başçukadârına dört zırâ verildi). Şevketlü efendimizin teberdârlarına, neferen 9, telli hatâyî ‘aded 9 (beherine ikişer buçuk). ‘Arabacılara neferen, 12, telli hatâyî ‘aded: 12 (beherine dörder zırâ). Dârüssa‘âde ağası baltacılarına, neferen 30, telli hatâyî ‘aded: 30 (beherine üçer zırâ verildi). Baltacılar kethüdâsı ağa, dîbâ zırâ 5 ( altı nefer hademesine üçer zırâ hatâyî verilmiştir). Ağa efendimizin sır-kâtibine, dîbâ zırâ. Vekîlharc ve kahvecibaşı-i dârüssa‘âde, dîbâ 16(beherine sekizer. İki nefer vekîlharc etbâ‘ına üçer zırâ telli hatâyi verilmiştir). Eski bıçaklı eskilerine, telli hatâyî üçer zırâ verilmiştir. Kozbekcilere, neferen 3, telli hatâyî 3 (beher[ine] üçer zırâ verilmiştir). Kozbekci eskileri, neferen 7, telli hatâyî ‘aded: 7 (beherine ikişer buçuk zırâ verilmiştir). İkinci lala içün, dîbâ zırâ 8. Sergi halîfesi. telli hatâyî zırâ 4. Vâlide kethüdâsı kapu çukadârına, dîbâ zırâ 4,5. (65a) Pişkeşci ağaya, dîbâ 5 (bir nefer hademesine dört zırâ telli hatâyî verilmiştir). Silahdâr ağa kapu çukadârına, telli hatâyî 4. Yazıcı efendiye, dîbâ zırâ 8 (dört nefer teberdârlarına ve dört çukadârlarına cem‘an sekiz nefer ademîsine üçer zırâ telli hatâyî verilmiştir). Hasekibaşı ağaya, telli hatâyî 8. Kapu hasekisi yamağına, telli hatâyî 4. Kapu hasekisi ağaya telli hatâyî 8 (bir nefer ademîsine telli hatâyî 3). Karakulak-ı bostânî ağaya, dîbâ zırâ 5, hademe, neferen 3, telli hatâyî ‘aded: 3 (beherine üçer zırâ). Ağababası ağaya, telli hatâyî zırâ 2,5. Kulaguz çavuş ve yamağına, telli hatâyî zırâ 2,5. Alay çavuşları, neferen, 10 (beherine üçer zırâ telli hatâyî verilmiştir). Vâlide sultân baş ağasına, bir 154 92 Derkenar 1: “Bu def‘a sâ‘at-ı ‘gurûbî-i(?) musta‘mele beş sâ‘at yirmi üç dakika mürûrunda vakt-i muhtâr olmağla vakt-i muhtâr-ı mezkûra nazaran on ikide alay tertib ve birde hareket-i hümâyûn ve üç sâ‘at esnây-ı râh bu takdirce bir sâ‘at yirmi üç dakika vakt-i muhtâra kalarak türbeye teşrîfleri. O hengâmda vakt-i zuhr duhûl edip edâ-yı namaz içün bâ-irâde-i hümâyûn mahfil-i hümâyûna sâye-endâz u iclâl ve ba‘de'l-edâ türbeye duhûl ve vakt-ı muhtârca seyf-i mübâreği ta‘lîk olunduğu. Ve bâ-irâde-i hümâyûn esnây-ı râhda Ebu'l-feth Sultân Mehemmed Hân türbesine nüzûl ve ziyâret olunduğu bu esnâda erbâb-ı alay esblerinden nüzûl etmeyip fakat kā’immakām paşa ile sekbanbaşı ağa bağalgir hidmetiyle re’s donanmış esb keşîdesi vâlide kethüdâsı ağa tarafından mu‘tâd olduğuna binâ’en esb keşîde etmiştir. Yevm-i mezkûrda teşrîfâti efendiye ve beş nefer hademesine ve kîsesine ve üç nefer hademesine alayda bulunduklarından dîbâ ve telli hatâyî bedeli vâlide kethüdâsı ağa efendimiz tarafından gelip teşrîfâtî efendi hazretlerinin taksimi defteridir. Teşrîfâtî efendiye, 200 guruş; kîsedâr efendiye, 100 guruş; teşrîfâtî efendinin yanınca giden beş nefer hademesine, 50 guruş (fî-beheri 10); kisedâr efendi yanınca giden üç nefer hademesine 30 guruş (fî-beheri 10); Nedim efendiye, ikrâmen 20 guruş. Cem‘an yekûn: 400 guruş. Zîrde muharrer resm ile Enderûn-ı Hümâyûn'a çand rûz mukaddem takrîr gönderilip südûr eden hatt-ı şerîf mûcebince zîrde tahrîr olduğu üzere icrây-ı resm olduğu. (65b) Bi-mennihî Te‘âlâ Yümn ü İkbâl Ve Sa‘âdet ü İclâl İle Ta‘lîk Ve Taklîd-i Seyf-i Mübârek İçün Hazret-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî -Radiye ‘Anhü'l-bârî- Türbe-i Şerîfesine ‘Azîmet-i Hümâyûn Berren Ve ‘Avdet-i Bâ-meymenet Bahren Olduğu Bu Vechile Resm-i Teşrîfât-ı Hümâyûndur92. Fî 5 R [Rebiülâhir] 155 müşerref ve hazret-i fetvâ-bende efendi dahi kadd-hamîde-i ta‘zîm içün esblerinden nüzûl ettiği Saray-ı Hümâyû'ndan Karagümrük'e değin yeniçeri neferâtı ve Karagümrük'ten Edirne Kapusu'na değin cebeci ve hâric-i surda topçu ve ‘arabacı ve humbaracı ve tersânelü ve sâ’ir neferât türbeye değin saff-beste-i ârâ tevakkuf ve tulumbacıyân taslarıyla zîr-i neferâtta ocak ocak ocaklularıyla durmaları. Ta‘lîk-i seyf içün teşrîfâtî efendi ve kîsedârı türbe-i şerîfede vakt-ı muhtâr içün huzûr-ı hümâyûnda durdular. Derkenar 2: Ta‘lîk-i Seyf Günü Kethüdâ-yı Bevvâbîn-i Şehriyârî Ağa Ma‘rifetiyle Hazîne-i Hümâyûndan Beheri Altışarlık Zer‘-i Mahbûbdan İhsân Buyurulan ‘Atâyâ: Zer‘-i mahbûb/ ‘aded: 200, kayıkçıyân ez-bostâniyân-ı hâssa; 40, teşrîfâtî efendi; 40, kîsedâr-ı teşrîfât ve halîfesi; 20, pişkeşci-i hâssa; 15, matharacı-i hâssa; 15, iskemleci-i hâssa; 15, bevvâbân-ı Bâb-ı Hümâyûn; 15, bevvâbân-ı bâb-ı miyân; 15, ser-bölükât-ı bevvâbân-ı hâssa; 5, ferrâş-ı seccâde-i şehriyârî der-türbe-i şerîf; 15, nevbetciyân-ı çavuşân-ı dîvân-ı Bâbı‘âlî; 15, nevbetciyân-ı çavuşân-ı dîvân-ı hünkârlu ; 50, solâkān-ı hâssa; 60, peykân-ı hâssa, [toplam]: 520 ‘aded, fî-i beheri-i zer-i mahbûb 6 guruş[dan] 3120 guruş. [520x6=3120]. Derkenar 3: Fî 18 C sene 1223 târihinde Sultân Mahmud efendimizin cülûslarında bâlâdaki ‘avâ’idden başka ihsân buyurulan altûn-ı zer-i mahbûb: ‘Aded: Çavuşân-ı alay, 15; yamağ-ı kîse-i teşrîfât, 15[toplam]:30, fî-i beheri zer-i mahbûb 6, [30x6:] 180guruş. Cem‘an yekûn: Guruş: 3300 (3120 ‘atîki;180 zamn olan cedîdi. Altûn-ı Zer-i Mahbûb, ‘Aded: 550 (520 ‘atîki; 30 cediden zam-şüd. Bundan mâ-‘adâ ihsân buyurulugelen, defâtir-i teşrîfâtta mukayyed olmayıp hazîne-i hümâyûn defterinden görülmeye Sene 222 Pençşenbih Ber-vech-i mu‘tâd-ı kadîm taht-ı ‘âlî-baht üzere cülûs-ı hümâyûn vukū‘undan birkaç gün sonra Hazret-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî -radiye ‘anhü'l-bârî- türbe-i şerîfesinde seyf-i mübârek kuşanmak kānûn-ı kadîm olmağla emr ü irâde-i hümâyûn buyurulduğu gün teşrîf-i hümâyûn berren ve ‘avdet-i hümâyûn bahren ‘azîmet buyurulması şân ü şükûh-ı saltanat-ı seniyyeden olup yevm-i mezkûrda re’fetlü kā’immakām paşa hazretleri kallâvî ve güğez atlas üst ve dîvân bisâtlu esb ve semâhatlu şeyhülislâm efendi ‘örf ve ferve-i beyzâ ile ve sudûr-ı ‘izâm ve nakībüleşrâf ve mevâli-i kirâm ve müderrisîn-i benâm ‘örf ve üst kürkleriyle ve meşâyih-i selâtîn rûz-ı merre kıyâfetleri ve sekbanbaşı ağa ocağı ricâliyle ve defterdâr efendi ve sâ’ir ehl-i menâsıbdan olan bi'l-cümle hâcegân-ı dîvân ve 156 muhtâctır deyü cevâb yazılmıştır.” vr. 65b. 93 Derkenar: “İşbu hâmiş-i defterde mastûr şerbet resmi başkaca pusula olunarak Enderûn-ı Hümâyûn'a irsâl olunageldiği. Müretteb alay-ı vâlâ ile eski odalar önüne varıldıkta altmış bir cemâ‘atin odabaşısı mu‘tâd-ı kadîme binâ’en odalar kapusu önünden her ne vakt teşrîf-i mülükâne buyurulur ise bir kâse ile şerbet ‘arz etmeğin bu esnâda silahdâr-ı hazret-i şehriyârî ağa esbinden nüzûl ve kâseyi odabaşıdan alıp huzûr-ı fâ’izu'n-nûr-ı hazret-i cihândârîye ‘arz etmeleriyle şevketlü, mehâbetlü, pâdişâh-ı ‘âlem-penâh efendimiz hazretleri dahi tevakkuf ve şerbeti nûş ve kâseyi pür-zer buyurdukları defter-i teşrîfâtta mastûr u mukayyeddir.” vr. 66a. ümenâ ve nüzzâr ve sipâh ve silahdâr kethüdâ yerleri ve dergâh-ı ‘âlî kapucubaşı ağalar ve cebecibaşı vekîli ve topçubaşı vekîli ve top‘arabacıbaşı vekîli ve humbaracıbaşı vekîli ağalar ocakları ricâliyle ve çâvuşân-ı dîvân cümlesi elbise-i dîvânîleriyle ‘ale's-seher Saray-ı Hümâyûn'da mevcûd bulunmak üzere fermân buyurulur. Bu sûrette ehl-i menâsıb ve ocak ağavâtı mahallerinde ku‘ûd ve kapu takımıyla devletlü kā’immakām paşa hazretleri Kubbe-i Hümâyûn'a teşrîflerinden sonra yalnız haberci çavuş delâletiyle hazret-i fetvâ-penâh efendi dahi Kubbe-i Hümâyûn'a teşrîf ve alay tertîbine değin istirâhat buyururlar. Ba‘dehu hareket-i hümâyûn tekarrüb eyledikte hazret-i meşîhat-penâhî efendi ve hazret-i kā’immakām-ı ‘âlî-makām Kubbe-i Hümâyûn'dan hareket ve Orta Kapu'da bir mikdâr ârâm buyurulugeldiği ve yeniçeri ve cebeci ve topçu ve top‘arabacı ve humbaracı ocakları neferâtı Saray-ı Hümâyûn'dan türbe-i şerîfeye varınca bölük bölük tarafeyne saff beste-i selâm olurlar. Tertîb olunan alay müheyyâ idüğü ihbâr olundukta şevketlü, mehâbetlü, (66a) kudretlü, ‘azametlü pâdişâh-ı ‘âlem-penâh ve zıll-ı zalîl “...” efendimiz hazretleri yümn ü ikbâl ve sa‘âdet ü iclâl ile süvâr ve Orta Kapu'dan taşra teşrîf-i hümâyûn buyurulduğu ‘akībinde çavuşân-ı dîvân alkış ederler ve bâb-ı mezkûr hâricinde semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ve re’fetlü kā’immakām paşa hazretleri muntazır-ı selâm olmalarıyla teveccüh ve iltifât-ı hümâyûn buyurulup re’fetlü kā’immakām paşa hazretleri süvâren temennâ eylediklerinde çavuşân-ı dîvân alkış ederler. Bu esnâda müşârunileyhümâ hazerâtı yedekler önüne sür‘at buyururlar. Tertîb olunan tarîkten zîrde mastûr müretteb alay-ı vâlâ ile eski odalar önüne varıldıkta altmış bir cemâ‘atin odabaşısı mu‘tâd-ı kadîme binâ’en odalar kapusu önünden her ne vakt teşrîf-i hümâyûn buyurulur ise bir kâse ile şerbet ‘arz etmeğin93 silahdâr-ı şehriyârî ağa nüzûl ve kâseyi odabaşıdan alıp huzûr-ı fâ’izu'n-nûr-ı hümâyûna ‘arz etmeleriyle 157 94 Derkenar: “Erbâb-ı alay sultân sarayı önünden nihâyet-i türbeye kadar saff beste-i ârâ süvâren tevakkuf ederler.” vr. 66a. şevketlü efendimiz dahi tevakkuf ve şerbetinûş ve kâseyi pür-zer buyurup yine çavuşân-ı dîvân alkış ederler ve sa‘âdetlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağasına dahi oda-i mezkûr vekîlharcı şerbet ‘arz edip mu‘tâd üzere ‘atiyyesi verilip ve odabaşı tarafından üç re’s kurbanlar zebh olunup tahrîk-i rikâb-ı hümâyûn buyurulur. Tertîb-i alay94 ile merhûm ve mağfûrun-leh Ebu'l-feth Sultân Mehemmed Hân Gâzi -tâbe serâhu- hazretlerinin câmi‘-i şerîfleri güzâr buyurulur iken türbe-i şerîfe ziyâreti irâde-i hümâyûn buyuruldukta nüzûl ve rukûb-ı hümâyûnda çavuşân-ı dîvân alkış ederler ve devletlü kā’immakām paşa hazretleri ve sekbanbaşı ağa hidmet-i bağalgîrî şerefiyle müşerref olurlar. Bu esnâda semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri seng-i rikâbda kadd-hamîde-i ta‘zîm buyururlar. Ba‘de'z-ziyâre mahall-i mezbûrdan süvâr ve alayda mahallerine ‘azîmet ve Edirne Kapusu'ndan çıkılıp Ebâ Eyyûb-i Ensârî radiye ‘anhü'l-bârî türbe-i şerîfelerine varılır iken erbab-ı alay tarafeyne saff beste-i selâm ve sudûr-ı kirâm efendiler hazerâtı câmi‘-i şerîf havlisinde sağda ve kapucubaşı ağalar solda râcilen vakfe-gîr-i makām-ı selâm olup ancak semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ve nakībüleşrâf efendi türbe-i şerîfede mutarakkıb olurlar. Devletlü kā’immakām paşa hazretleri câmi‘-i şerîf havlisinde nüzûl ve şevketlü efendimiz hazretlerini piyâde istikbâl ve zemîn-bûs buyurduklarında alkış olunur ve sekbanbaşı ağa rikâb-ı hümâyûn ağaları ‘akībinde istikbâl ve zemîn-bûs ederler. Seng-i rikâb-ı mübârek kudûm-ı hümâyûn ile beycet-yâb oldukta alkış olunup devletlü kā’immakām paşa hazretleri cânib-i yemîn ve sekbanbaşı ağa taraf-ı yesâr-ı hazret-i cihândârîde hidmet-i bağalgîrî şerefiyle müşerref olurlar. Türbe-i şerîfeye duhûl ve ziyâret olunduktan sonra semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ba‘de'd-du‘â seyf-i mübâreği miyân-ı hümâyûn-ı hazret-i zıllulâhîye ta‘lîk ü taklîd buyururlar. Nakībüleşrâf efendi dahi türbe-i şerîfede bulunurlar. Ba‘dehu ta‘lîk-i seyf olunduğu ‘akībinde ibtidâ hazret-i fetvâ-penâh efendi ve ba‘dehu kā’immakām-ı ‘âlî-makām ve nakībüleşrâf ve sekbanbaşı ağa (66b) hazerâtı dâmen-bûs-ı şehinşâhî ile müstes‘ad olmaları ve bu hılâlde kırk-elli mikdârı kurbanlar kassabbaşı ağa kulları ma‘rifetiyle zebh olunur. 158 Ba‘dehu ‘avdette şeyhülislâm efendi türbe-i şerîfede ve sudûr-ı kirâm hâric-i türbe-i şerîfede câmi‘-i şerîfin harem havlisi vasatında selâmlayıp tevakkuf ederler. Câmi‘-i şerîfin Bostan İskelesi tarafında olan kapudan taşrada vâkı‘ seng-i rikâba değin devletlü kā’immakām paşa hazretleri cânib-i yemîn ve sekbanbaşı ağa taraf-ı yesâr-ı hazret-i zıllullâhîde hidmet-i bağalgîri şerefiyle müşerref olup esb-i sabâ-reftâra süvâr oldukta alkış olunup kā’immakām paşa hazretleri ve sekbanbaşı ağa ve defterdâr efendi ve re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ve rikâb-ı hümâyûn ağaları ve kapucubaşı ağalar pîş-i hümâyûnda piyâde devân olup Bostan İskelesi'nde vâkı‘ seng-i rikâbda nüzûl-ı hümâyûn buyuruldukta çavuşân alkış ederler. Kā’immakām paşa hazretleri cânib-i yemîn ve sekbanbaşı ağa taraf-ı yesâr-ı şehinşâhîde bağalgîrlik şerefin ihrâz ve zevrakçe-i hümâyûna sâye-endâz-ı iclâl ve müşârunileyhümâ hazerâtına teveccüh ve iltifât-ı mülûkâne buyurulup kā’immakām paşa hazretleri zemîn-bûs eylediklerinde alkış olunur. Zevrakçe-i hümâyûn ile şevketlü efendimiz hazretleri Saray-ı Hümâyûn'a ‘avdet buyurduklarından sonra devletlü kā’immakām paşa hazretleri ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ve sâ’ir erbâb-ı alay ‘avdet ederler. Taklîd-i Seyf-i Mübârek Alayında Mevcûd Bulunacak Zevât-ı Kirâm ve Sâ’ir Bendegânın Müfredâtı Vech Üzere Tertîbâtı Defteridir. Fî 5 R [Rebiülâhir] Sene 222 Pençşenbih İbtidâ kulaguz çavuş yamağı, destâr-ı ‘âdî ve tel ve ferrâce ile, ba‘dehu ‘asesbası ağa, sorguç ve subaşı ağa, perişânî ve önlerinde neferâtı, kîçe ve ellerinde değnekler ile; ba‘dehu çavuşân-ı dîvân, mücevveze ve ferrâceleriyle; ba‘dehu Humbaracı ve Top‘arabacı ve Topçu ve Cebeci ocaklarının başçavuş vekîlleri ve kethüdâları ve Dersa‘âdet'te mukīm sipâh ve silahdâr ocaklarının kethüdâ yerleri cümlesi, elbise-i dîvânîleriyle; 159 95 Derkenar: “İstanbul gümrüğünden sergi nâzırı efendilere değin üst giyerler. Bunların elbise-i dîvânîleri erkân semmûrdur. Piskopos mukāta‘ası ve ba‘dehu humbara kâtibinden büyük rûznâmçeye değin elbise-i dîvânîleri üst semmûrdur.” vr. 66b. ba‘dehu İstanbul gümrük emîni ağa ve cizye başbâkīkulu ağa, elbise-i dîvânîleriyle, ba‘dehu mi‘mar ağa ve kassabbaşı ağa bunlar dahi; ba‘dehu târihci ve tersânede re’is vekîli efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu kağıd-ı enderûn ve bîrûn emîni efendiler bunlar dahi; ba‘dehu Avlonya ma‘a Eğriboz.ve Kefe mukāta‘acıları efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu İstanbul ve Bursa mukāta‘acıları efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu mukāta‘a-i evvel ve salyâne mukāta‘acısı efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu küçük kal‘a ve hâsslar mukāta‘acısı efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu sergi nâzırı95 ve büyük kal‘a tezkirecisi efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu humbaracı ocağı kâtibi ve piskopos mukāta‘acısı efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu Topçu ve Top‘arabacı ocakları kâtibleri efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu haremeyn mukāta‘acısı ve cebeciler kâtibleri efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu piyâde mukābelecisi ve küçük evkāf muhâsebecisi efendiler, bunlar dahi; (67a) ba‘dehu kalyonlar mevâcibi kâtibi ve küçük rûznâmçeci efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu mâliye tezkirecisi Tophâne nâzırı efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu mevkūfâtı ve başbâkīkulu ağa, bunlar dahi (başbâkīkulu kapucubaşı olup ümenâ misillü hâcegân gibi üst giyerler); ba‘dehu masraf-ı hazret-i şehriyârî kâtibi ve eshâm mukāta‘acısı efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu İstanbul ve azadlu baruthâneleri nâzırı ve muhâsebe-i Anadolu efendiler, bunlar dahî; ba‘dehu top‘arabacıbaşı ve humbaracıbaşı ağalar, elbise-i dîvânîleriyle (bunlar vekîl olduğundan üst giymeyip erkân semmûru. Fakat esb-i dîvânîleriyle); ba‘dehu cebecibaşı ve topçubaşı ağalar, bunlar dahî (fakat cebecibaşı vekîli kapucubaşı olmağla serâser semmûr giyerler); ba‘dehu dergâh-ı ‘âlî yeniçerileri ocağının Dersa‘âdet'te mevcûd bulunan zâbıtândan 160 küçük çavuş ve orta çavuş ve başçavuş ve İstanbul ağası ve yeniçeri kâtibi efendi, elbise-i dîvânîleriyle bu siyâk üzere gitmeleri; ba‘dehu müderrisîn-i kirâm efendiler, ‘örf ve üst kürkleriyle ‘ale't-tertîb ikişer ikişer gitmeleri; ba‘dehu meşâyih-i selâtîn efendiler, ‘ale't-tertîb ikişer ikişer rûz-ı merre kıyâfetleriyle gitmeleri; ba‘dehu darphâne emîni efendi ve matbah emîni ağa elbise-i dîvânîleriyle (bunlar dahi ağavâttan olur ise hâcegân üstü giyerler); ba‘dehu şehremîni ve tersâne emîni efendiler, bunlar dahi, ba‘dehu haremeyn ve cizye muhâsebecileri efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu rûznâmçe-i evvel ve başmuhâsebeci efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu kapucubaşı ağalar, bi'l-cümle elbise-i dîvânîleriyle (ya‘ni serâser semmûr ve mücevveze ve esb-i dîvânîleriyle); ba‘dehu şikâr-ı hümâyûn ağaları, bunlar dahi; ba‘dehu Üsküdar'dan Mekke-i Mükerreme'ye varınca bi'l-cümle mevâli-i ‘izâm efendiler, ‘örf ve muvahhidî kürkleriyle‘ale't-tertîb ikişer ikişer; ba‘dehu defter emîni ve tevkī‘î elbise-i dîvânîleriyle (ya‘ni kırmızı üst ve mücevveze ve esb-i dîvânîleriyle); ba‘dehu şıkk-ı sânî ve şıkk-ı sâlis efendiler, bunlar dahi; ba‘dehu sekbanbaşı ağa ve şıkk-ı evvel defterdârı efendi, kezâlik elbise-i dîvânîleriyle (sekbanbaşı ağanın elbise-i dîvânîsi kadîmî(?) gitmeyip ancak ağa ve kâtibi oldukça yeniçeri ağa misillü mücevveze ve serâser semmûr ve esb-i dîvânîsiyledir); ba‘dehu İstanbul kadısı ve ma‘zûl ve pâyelüleri efendiler, ‘örf ve üstleriyle ‘ale't-tertîb ikişer ikişer; ba‘dehu sudûr-ı ‘izâm ve nakībüleşrâf efendiler hazerâtı, ‘örf ve muvahhidî kürkleriyle kezâlik, ‘ale't-tertîb ikişer ikişer (Nakībüleşrâf hazretlerinin rütbesi nerede ise ol mahalde yürür. Bu def‘a Anadolu kadı‘askerliğinden ma‘zûl olduğu içün bu mahalde gitmiştir); ba‘dehu kulaguz çavuş, destâr-ı ‘âdî ve tel ve ferrâce ile; 161 ba‘dehu çavuşlar kâtibi efendi ve emîni ağa, mücevveze ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâceleriyle; ba‘dehu kethüdâ-yı bevvâbîn-i kā’immakāmî ve ağa-yı selâm ağalar, bunlar dahi; ba‘dehu mektûbî efendi, mücevveze ve sof ferrâce ve teşrîfâtî efendi, mücevveze ve üst ile; ba‘dehu tezkire-i evvel ve sânî efendiler, mücevveze ve ber-muktezâ-yı mevsim sof ferrâceleriyle; ba‘dehu re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa, elbise-i dîvânîleriyle; ba‘dehu semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri, ‘örf-i a‘lâ ve ferve-i beyzâ ve re’fetlü kā’immakām paşa hazretleri, kallâvî güğez atlas üst ve esb-i dîvânîsiyle hem-‘inân ve verâlarında kerrâkeleriyle dört nefer gedik ağaları ve mîrahûrları ve yedekleri; ba‘dehu kapucular kâtibi ve pîşkeşci ağa, esvâb-ı dîvânîleriyle; ba‘dehu hayme-i hâssa mehterbaşısı ağa, esvâb-ı dîvânîleriyle; ba‘dehu solakbaşı ağalar, elbise-i dîvânîleriyle; ba‘dehu matharacı-i şehriyârî ‘îd-i sa‘îdde getirdiği mathara, ve iskemlecibaşı kezâlik iskemle ile başlarında kîçe ve sof ferrâceleriyle hem-‘inan; ba‘dehu hâss ahûr takımından mücevveze ve erkânıyla rûznamçe-i cev efendi ve mücevveze ve sarıya dûhte semmûr ve üst ile ahûr kethüdâsı ağa mücevveze ve üst ile kâtib-i hazîne-i raht-ı murassa‘ât ma‘a halîfe-i serrâcîn efendi ve mücevveze ve üst ile serrâclar kâtibi efendi ve arpa emîni efendi mücevveze ve üst ile bu tertîb üzere gitmeleri; ba‘dehu sâyisân ve eski oğlan takımı mâşiyen yedekhâ-yı hümâyûn ile gitmeleri, ba‘dehu sâde iskemle dahi bu mahalde gider; ba‘dehu rikâb-ı hümâyûn ağaları, elbise-i dîvânîleriyle; (67b) ba‘dehu şevketlü, mehâbetlü, kudretlü, ‘azametlü pâdişâh-ı ‘âlem-penâh mü’eyyed-i min‘indillah efendimiz hazretleri ve verâlarında silahdâr-ı hazret-i şehriyârî ağa ve çukadâr ağa hazerâtı çâr-kāb ve ‘îd-i şerîf takımıyla; ba‘dehu ağavât-ı dâ’ire-i Enderûn-ı Hümâyûn ve harem-i hümâyûn ağalarından hazîne vekîli ve müsâhibân-ı hazret-i şehriyârî; 162 96 Derkenar: “Bu def‘a şevketlü efendimiz bey‘at-ı hümâyûn misillü sorguçlu Yûsufî ve kapaniçe ve dârüssa‘âdetişşerîfe ağası ağa güğez atlas üst ve mücevveze ve esb-i dîvânî ve hazînedâr ağa kallâvî ve çukaya dûhte erkân semmûr, çil pâre nisâr ederek gitmesi.” vr. 67b. ba‘dehu gerdûne-i şehriyârî; ba‘dehu taht-ı revân-ı şehriyârî96; ba‘dehu mîr-‘alem ağa elbise-i dîvânîsiyle şutürhây-ı hümâyûn üzerinde ve verâlarında olarak mehterhâne kösleri ve tabl-ı ‘alem-i şehriyârî ve lüle-endâz olarak gitmeleri. Tertîb-i Tarîk Bi-mennihî Te‘âlâ türbe-i şerîfe-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî -radiye'l-bârî-de seyf-i mübârek taklîd içün tertîb-i alay ile ‘azîmet-i hümâyûn vâkı‘ oldukta Saray-ı Hümâyûn'dan dîvân yoluyla Destereciler içinden Sultân Bayezid Hammâmı önünden Vezneciler'den Eski Odalar kapusu pîşgâhından geçilip Saraçhâne kolluğu ve Devehânı önünden sağ tarafa sapılıp atpazarı kapusundan duhûl ve Sultân Mehemmed Hân Câmi‘-i Şerîfi havlisinden geçilip çörekçi kapusundan Kavukçular içinden doğru Edirne Kapusu'ndan hurûc olunup Otakçılar'dan Çömlekçiler Hammâmı önünden geçildikte sağ tarafta Acı Çeşme önündeki şâhrâha sapılıp Sultân Sarayı önünden Kaymakçılar içinden Eyyûb Câmi‘-i Şerîfi'ne duhûl olunur. Ba‘de'z-ziyâre ve'r-rusûm ‘avdette sâbıklarına mukāyese ile bahren ‘azîmet husûsu ancak irâde-i şâhânelerine menût-mevâddan idüğü ma‘lûm-ı ‘âlîleri buyurdukta fermân hazret-i men-lehü'l-emrindir. Fî 6 R [Rebiülâhir] Sene 222 Cum‘a. Bundan akdem ta‘lîk ve taklîd-i seyf-i mübârekte sunûh eden hüsn-i ihtimâmı pesendîde-i hümâyûn olunduğunu müş‘ir sa‘âdetlü sekbanbaşı ağaya ba‘de edâ-’i salâti'l-cum‘a Bâbıâsafî'ye geldikte huzûr-ı 163 97 Derkenarlar: “Bahr-ı sefîd boğazı muhâfızı vezîr-i mükerrem çelebi Mustafa Paşa Hazretlerine mühr-i hümâyûn müjdesiyle hasekî gönderilip müşârunileyh Edirne'ye vardıkta meks ve taraf-ı hümâyûndan mühr-i hümâyûn ve serâser semmûr ile hazînedâr-ı şehriyârî ağa işbu rikâbın ferdâsı günü Der‘aliyye'den hareket ve mahall-i mezkûrda ba‘de'l-mülâkāt ordu-yı hümâyûna gidecekleri bu sûrette İbrâhim Hilmi Paşa sadâretten ‘azl ve eski mühr-i hümâyûn Der‘aliyye'ye gelip nasb olunan sadra‘zam hazretleri orduy-ı hümâyûna varınca kadar kâffe-i umûrun tanzîmi içün vezîr Ebubekir Paşa Hazretleri kā’immakām nasb olunduğu. Bu sûret dahi çelebi Mustafa paşa ordu-yı hümâyûna gidip ba‘dehu hazînedâr ağa orduda mühr-i hümâyûnu teslîm edeceği dahi muhakkak olmuştur. ” vr. 67b. hazret-i kā’immakāmîde ber-mu‘tâd-ı kadîm çukaya dûhte erkân semmûr kürk ilbâs olunduğu. ferve-i mezkûrun kıymeti, bin iki yüz elli guruştur. Ez-cânib-i mîrî. Fî 9 R [Rebiülâhir] Sene 222 Pazar ertesi. Ta‘lîk ve taklîd-i seyf-i mübârek içün ber-mu‘tâd rikâb-ı hümâyûna gidilmesi ‘âdet-i kadîme-i saltanat-ı seniyyeden olmağla târih-i mezkûrda rikâb, Ağabağçesi'ne olacağı ihbâr olundukta re’îsülküttâb efendi delâletiyle hazret-i fetvâ-penâh efendi Bâbı‘âli'ye teşrîf ve rusûm-ı ‘âdî ba‘de'l-icrâ baltacılar kethüdâsı ağa geldikte ba‘de edâ-ı salâti'z-zuhr mahall-i mezkûrda kā’immakām paşa hazretleri hem-‘inân olarak ber-mu‘tâd gidildiği ve yevm-i mezkûrda şeyhülislâm efendiye yeşil çukaya dûhte erkân semmûr ve ba‘dehu kā’immakām paşa hazretlerine dahi güğez çukaya dûhte erkân semmûr ikrâmen gayr-ı ez teşrîfât huzûr-ı hümâyûnda ilbâs olunup müşârunileyh kā’immakām paşa hazretlerine mücevher hânçer-i miyânına bend olunup ferve-i mezkûr ilbâsında hazret-i meşîhat-penâhî efendi hazretlerinde alkış olunmak kā‘ide değil iken bu def‘a başka başka alkış olunduğu ba‘dehu ‘avdette kapu ricâli dâmen-bûs-ı kā’immakāmî ile müstes‘ad olup bunun ile cülûs resmi tamam olduğu.97 (68a) Fî 10 R [Rebiülâhir] Sene 222 târihinde kā’immakām-ı ‘âlî-makām efendimize taraf-ı şâhâneden olarak bilâ-resm hâss ahûr takımıyla donanmış iki re’s esb ve kezâlik donanmış bir re’s bârgîr geldikte zikr olunan esbân Bâbı‘âli'ye resmen gelmediğinden süvâr resmi icrâ olunmayıp fakat zîrde muharrer hademelere huzûr-ı kā’immakāmîde ancak verilen ‘atâyâ: 164 98 Derkenar: “Mûmâileyh kapuya gelmeyip elden gönderilmiştir.” vr. 68a. Halîfe-i hâss ahûra, 100 guruş, kontuş semmûr, 1 sevb; hazînedâr-ı ahûr, 100 guruş, kapud, 1 sevb; hazînedâr-ı sânîye, 50 guruş; hazînedâr uşaklarına, 25 guruş; yazıcı içün, 80 guruş, kapud, 1 sevb, başeskiye, 1 [toplam]:2; hâss ahûr hüddâmına bi'l-cümle, 445 guruş; üç nefer tavîlecilere, biniş 3 sevb, ser-nalbendân, 1, ser-saka, 1 [toplam]:5; hünkâr ta‘limcisi Sa‘id Bey'e, kontuş semmûr, 1 sevb. Cem‘an yekûn: Ferve 2 sevb; kapud 3 sevb; biniş 5 sevb; guruş 800 (‘atiyye yalnız sekizyüz guruştur).98 İşbu ilbâs olunan ferve ve kapud ve biniş bir gün sonra bâ-irâde ilbâs olunmuştur. Taklîd-i Seyf Günü Semâhatlu Şeyhülislâm Efendinin İcrâ Edeceği Resm Bi-mennihî Te‘âlâ taklîd-i seyf-i mübârek içün irâde buyurulan vakitte devletlü, ‘inâyetlü, semâhatlu velîyü'n-ni‘âm şeyhülislâm sellemehüsselâm efendimiz hazretleri ‘örf-i a‘lâ ve ferve-i beyzâ ve yalnız haberci çavuş kulları delâletiyle Enderûn-ı Hümâyûn'a teşrîf ve Kubbe-i Hümâyûn'da istirâhat buyururlar. Alay tertîb olunduğu ihbâr olundukta Kubbe-i Hümâyûn'dan Orta Kapu'ya teşrîf ve kudûm-ı hazret-i cihândârîye mutarakkıb olurlar. Biniş haberi geldikte devletlü, semâhatlu efendimiz hazretleri esblerine süvâr, ‘îdi şerîf günleri muntazır-ı selâm olunan mahalde ve re’fetlü kā’immakām paşa hazretlerinin üst taraflarında tevakkuf ve şevketlü, kerâmetlü pâdişâh-ı ‘âlem-penâh efendimiz hazretleri Orta Kapu'dan hurûc ve alkış olunduğu ‘akībinde devletlü, semâhatlu efendimiz ve re’fetlü kā’immakām paşa hazerâtına selâm verdiklerinde efendimiz kadd-hamîde-i ta‘zîm ile selâm ve müşârunileyh kā’immakām paşa hazretleri zemin-bûs gûne temennâ eylediklerinde yine alkış ve hem-‘inân olarak sür‘atlice reftâr ile yedekhâ-yı hümâyûn önünce teşrîf ve tertîb-i alay ile Ebu'l-feth 165 99 Derkenar: “Bu def‘aki ziyârette mevlânâ-yı müşârunileyh hazretleri esblerinden nüzûl ve şevketlü efendimizi seng-i rikâbda kadd-hamîde-i ta‘zîm ve pîş-i hümâyûnda olarak türbe-i şerîfeye duhûl Sultân Mehemmed Hân Hazretleri'nin türbe-i şerîfeleri ziyâreti irâde-i hümâyûn buyurulur ise ol mahalde müşârunileyh re’fetlü kā’immakām paşa hazretleri türbe kapusu önünde esbinden nüzûl ve şevketlü efendimizi istikbâl ve yemîn-i şehinşâhîde bağalgîrlik şerefiyle müşerref ve sol câniblerinde sekbanbaşı ağa hidmet-i bağalgîrîde bulunup bu siyâk üzere türbe-i mezkûreye duhûl ve ba‘de'z-ziyâre müşârunileyhimâ yine bağalgîrleri olarak esb-i sabâ reftârlarına süvâr olmaları bu esnâda devletlü, semâhatlu velîyü'n-ni‘âm efendimiz hazretleri murâd buyururlar ise esblerinden nüzûl ve türbe kapusu önünde istikbâl ve kadd-hamîde-i ta‘zîm buyururlar ve yâhûd murâd buyurulmadığı sûrette esbleri üzere tevakkuf ve şevketlü efendimiz hazretleri esblerine süvâr olduklarında yine mahallerinde olarak türbe-i şerîfe-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî -radiye ‘anhü'l-bârî-ye teşrîf ve ol mahalde esblerinden nüzûl ve doğru türbe-i şerîfe-i mezkûrede muterakkıb-ı hazret-i şehinşâhî olurlar. Şevketlü efendimize ber-mu‘tâd-ı kadîm ihtiyâr olunan sâ‘atte ta‘lîk-i seyf-i mübârek buyurup99 (68b) ‘avdet-i hümâyûn olduğu esnâda devletlü, semâhatlu velîyü'n-ni‘âm efendimiz hazretleri kadd-hamîde buyurup şevketlü efendimizin ol mahalden teşrîflerinden sonra efendimiz dahi ‘avdet ile semâhathânelerin teşrîf buyuracakları defter-i teşrîfâtta mastûr u mukayyeddir. Fermân hazret-i men-lehü'l-emrindir. Ta‘lîk ve Taklîd-i Seyf-i Mübârekte Nakībüleşrâf Efendi Hazretlerinin İcrâ Edeceği Resmdir Bi-mennihî Te‘âlâ ta‘lîk-i seyf-i mübârek içün irâde buyurulan vakitte nakībüleşrâf devletlü, ‘inâyetlü velîyü'n-ni‘âm efendimiz hazretleri ‘örf ve muvahhidîleriyle Enderûn-ı Hümâyûn'a teşrîf ve Eski Dîvânhâne'de istirâhat buyururlar. Alay tertîb olunduğu ihbâr 166 etmişlerdir. ‘Avdette dahi teşyî‘ buyurup esblerine süvâr ve müşârunileyh kā’immakām paşa ile hem-‘inân olarak Eyyûb'e teşrîfleri” vr. 68a. 100 Derkenar: Ta‘lîk-i seyfin ferdâsı yevm-i cum‘aya musâdıf etmekle ba‘de edâ-yı salât-ı cum‘a sekbanbaşı ağası, ağa vekîli olduğundan yeniçeri ağası misillü huzûr-ı âsafîde ferâce semmûr ilbâsında verdiği ‘avâidi. Guruş, dâ’ire-i âsafî 26,5; ma‘a yamağı 10; dâ’ire-i kethüdâ bey 22,5 [toplam]:59; teşrîfâtî efendi 60; kîse ve halîfesi 60; hademe-i teşrîfâtî 11; hademe-i kîsesi 5,5 [toplam]:195,5; vâlide için iç çukadar-ı âsafî 50 [toplam]:245,5.” vr. 68b. olundukta müşârunileyh devletlü efendimiz hazretleri esb-i sabâ reftârlarına süvâr ve alay-ı vâlâ ile türbe-i şerîfe-i hazret-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî radiye -‘anhü'l-bârî-ye teşrîf ve ol mahalde esblerinden nüzûl ve doğru türbe-i şerîfe-i mezkûrede muterakkıb-ı hazret-i şehinşâhî olurlar. Şevketlü efendimiz hazretleri ber-mu‘tâd-ı kadîm ihtiyâr olunan sâ‘atte semâhatlu şeyhülislâm efendimiz hazretleri ta‘lîk-i seyf-i mübârek buyurup ‘avdet-i hümâyûn olduğu esnâda devletlü efendimiz hazretleri kadd-hamîde buyurup şevketlü efendimizin ol mahalden teşrîflerinden sonra efendimiz dahi ‘avdet ile semâhathânelerini teşrîf buyuracakları defter-i teşrîfâtta mastûr u mukayyeddir. Fermân hazret-i men-lehü'l-emrindir.100 Taklîd-i Seyf-i Mübârek Günü Sekbanbaşı Ağanın İcrâ Edeceği Resmdir Bi-mennihî Te‘âlâ taklîd-i seyf-i mübârek içün irâde buyurulan vakitte devletlü, ‘inâyetlü sekbanbaşı ağa efendimiz hazretleri kendü zâtlarına mahsûs elbise-i dîvânîleriyle Saray-ı Hümâyûn'a teşrîf ve alay tertîb olunduğu ihbâr olundukta esb-i sabâ reftârlarına süvâr ve defterdâr efendi ile hem-‘inân ve Ebu'l-feth Sultân Mehemmed Hân Hazretleri'nin türbe-i şerîfeleri ziyâreti irâde-i hümâyûn buyurulur ise ol mahalde esblerinden nüzûl ve şevketlü efendimizi istikbâl ve esblerinden nüzûl buyurduklarında devletlü kā’immakām paşa hazretleri taraf-ı yemîn ve müşârunileyh ağa efendimiz hazretleri dahi cânib-i yesâr-ı şehinşâhîde bağalgîrlik şerefin ihrâz buyurup şevketlü 167 efendimiz hazretleri ba‘de'z-ziyâre yine bağalgîrlik hidmetin edâ ve esblerine süvâr olduklarında kel-evvel oldukları mahalde müşârunileyh defterdâr efendi ile hem-‘inân olunarak Ebâ Eyyûb-i Ensârî radiye -‘anhü'l-bârî-ye varıldıkta yine esblerinden nüzûl ve istikbâl mahallinde istikbâl ve şevketlü efendimiz hazretleri esblerinden nüzûl buyurduklarında yine yesâr-ı şâhânelerinde bağalgîrlik şerefin ihrâz birle türbe-i şerîfeye duhûl buyurduklarında taklîd-i seyf-i mübârek buyurulmak husûsu tekmil ve ‘avdet-i hümâyûn vâkı‘ oldukta yine devletlü kā’immakām paşa efendimiz ile bağalgîrlik hidmetiyle teşerrüf olunarak seng-i rikâba gelindikte şevketlü efendimiz esblerine süvâr olduklarında alkış olunup rikâb-ı hümâyûn ağaları ve re’îsülküttâb efendi ve defterdâr efendi ile pîş-i hümâyûnda devân olunarak Bostan İskelesi'ne varıldıkta ol mahalde cümle ile saff beste ârâ ve kıyâmen tevakkuf ve zevrakçe-i hümâyûna ba‘de'r-rukûb müşâr ve müşârunileyhim hazerâtına teveccüh ve iltifât-ı mülûkâne buyurulduktan sonra (69a) cümle huzzâr mahallerine ‘avdet etmekle devletlü ağa efendimiz hazretleri dahi mahallerine ‘avdet buyuracakları defter-i teşrîfâtta mastûr u mukayyeddir. Fermân hazret-i men-lehü'l-emrindir. Şıkk-ı Evvel Deftedârı Efendi Hazretlerinin İcrâ Edeceği Resmdir Der-hîni Taklîd-i Seyf-i Mübârek Bi-mennihî te‘âlâ taklîd-i seyf-i mübârek içün irâde buyurulan vakitte defterdâr-ı ‘âlî-vakār devletlü, ‘inâyetlü, velîyü'n-ni‘âm efendimiz hazretleri kendü zâtlarına mahsûs elbise-i dîvânîleriyle Saray-ı Hümâyûn'a teşrîf ve Kubbe-i Hümâyûn'da istirâhat buyururlar. Alay tertîb olunduğu ihbâr olundukta müşârunileyh devletlü efendimiz 168 hazretleri esb-i sabâ reftârlarına süvâr ve sekbanbaşı ağa ile hem-‘inân ve bu siyâk üzere alay-ı vâlâ ile türbe-i şerîfe-i hazret-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî radiye -‘anhü'l-bârî-ye teşrîf ve ol mahalde esblerinden nüzûl ve hazret-i Hâlid Câmi‘-i Şerîf'inin Bostan İskelesi tarafında olan kapudan taşrada vâkı‘ seng-i rikâb civârında rikâb-ı hümâyûn ağaları ve re’îsülküttâb efendi ve çavuşbaşı ağa ile hem-refîk olarak teşyî‘-i hümâyûna mutarakkıb olup şevketlü efendimiz hazretleri şevket ü iclâl ile esblerine süvâr olduklarında devletlü efendimiz ve sâ’ir teşyî‘ etmeleri mu‘tâd olan zevât-ı kirâm hazerâtı ile piyâde devân olunarak Bostan İskelesi'ne varıldıkta ol mahalde dahi saff beste-i ârâ kıyâmen tevakkuf ve şevketlü efendimiz hazretleri zevrakçe-i hümâyûna ba‘de'r-rukûb müşâr ve müşârunileyhim hazerâtına teveccüh ve iltifât-ı şâhâne buyurduklarında bi'l-cümle huzzâr temennâ ve ba‘dehu irâde buyurulan mahalle teşrîf ile ‘avdet buyurulugeldiği defter-i teşrîfâtta mastûr u mukayyeddir. Fermân hazret-i men-lehü'l-emrindir Re’îsülküttâb Efendi Hazretlerinin Taklîd-i Seyfte İcrâ Edeceği Resm-i Teşrîfâttır.(Bu resm misillü çavuşbaşı ağaya dahi resm-i diğer verilmiştir.) Bi-mennihî Te‘âlâ taklîd-i seyf-i mübârek içün irâde buyurulan vakitte re’îsülküttâb efendi devletlü, velîyü'n-ni‘âm efendimiz hazretleri Bâbı‘âlî'ye teşrîf ve kendü zâtlarına mahsûs elbise-i dîvânîleriyle ber-mu‘tâd kā’immakām-ı ‘âlî-makām efendimiz hazretleriyle Saray-ı Hümâyûn'a teşrîf ve Kubbe-i Hümâyûn'da istirâhat buyururlar. Alay tertîb olunduğu ihbâr olundukta müşârunileyh devletlü efendimiz hazretleri esb-i sabâ reftârlarına süvâr ve çavuşbaşı ağa hazretleriyle hem-‘inân ve bu siyâk üzere alay-ı vâlâ ile türbe-i şerîfe-i hazret-i Ebâ Eyyûb-i Ensârî radiye -‘anhü'l-bârî-ye teşrîf ve ol mahalde esblerinden nüzûl ve hazret-i Hâlid Câmi‘-i Şerîf'inin Bostan İskelesi tarafında olan kapudan taşrada vâkı‘ seng-i rikâb civârında rikâb-ı hümâyûn ağaları ve şıkk-ı evvel defterdârı efendi ve çavuşbaşı ağa ile hem-refîk olarak teşyî‘-i hümâyûna mutarakkıb olup ba‘dehu pîş-i hümâyûnda piyâde devân olarak Bostan İskelesi nâm 169 mahalle varıldıkta saff beste-i ârâ kıyâmen tevakkuf ve şevketlü efendimiz hazretleri zevrakçe-i hümâyûnlarına ba‘de'r-rukûb müşâr ve müşârunileyhim hazerâtına teveccüh ve iltifât-ı şâhâne buyurulduğu gibi bi'l-cümle huzzâr temennâ ve ba‘dehu devletlü kā’immakām paşa efendimiz hazretlerinin emr ü irâdeleri vech üzere ‘avdet buyurulugeldiği defter-i teşrîfâtta mastûr u mukayyeddir. (69b) Fî 13 S [Safer] Sene 222. Gelibolu'da medfûn yazıcızâde Mehemmed Efendi hazretlerinin sekiz yüz elli üç târihinde te’lif buyurdukları manzûm-ı Muhammediye'yi beher cülûs-ı hümâyûn ‘akībinde mütevaffây-ı müşârunileyhin tekyeleri şeyhî es-seyyid el-hâc Mehemmed Emîn Efendi ‘an-evlâd-ı mütevaffây-ı müşârunileyh zikr olunan manzûm-ı nefîsi ziyâret içün Der‘aliyye'ye getirmesi ‘âdet-i kadîme-i müstahseneden olduğuna binâ’en bu def‘a dahi şeyh-i mûmâileyh târih-i mezkûrda bâ-takrîr mâruz'-zikr manzûm-ı nefîsi Enderûn-ı Hümâyûn'a gönderilip mûmâileyh şeyh efendiye ‘inâyet buyurulan zîrde mezkûrdur: Şeyh-i mûmâileyhe, taraf-ı pâdişâhîden, 1000 guruş; kezâlik lerine, 500 guruş [toplam]1500; vâlide sultân efendimizden, 500 guruş [toplam]2000 FÎ C [Cemaziyelâhir] SENE 223 PENÇŞENBİH TÂRİHİNDE SULTÂN MAHMUD HÂN BİN SULTÂN ‘ABDÜLHAMİD HÂN EFENDİMİZ'İN CÜLÛS-I HÜMÂYÛNLARI VE TAKLÎD-İ SEYF VE HÜDÂVENDİGÂR-I SABIK SULTÂN SELİM HÂN EFENDİMİZİN VEFÂTI VE BA‘DEHU VÂLİDE SULTÂN EFENDİMİZİN ESKİ SARAY'DAN SARAY-I SULTÂNÎYE'YE GELMESİ VE BUNA MÜTE‘ALLİK OLAN RÜSÛM DİĞER DEFTERDE MUKAYYEDDİR 170 (70b)101 HÜDÂVENDİGÂR-I SÂBIK SULTÂN AHMED HÂN-I SÂLİS HAZRETLERİNİN VEFÂTINA DÂ’İR RESMDİR Hüdâvendigâr-ı sâbık Sultân Ahmed Hân-ı Sâlis Hazretleri'nin bi-emrillâhi Te‘âlâ sağ taraflarına nâzile isâbet ve iki fün mürûrunda ol ‘illet gayr-ı mümkün ed-devâ ile âhirete rıhlet etmeleriyle ber-mûceb de’b-ı kadîm semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri ‘örf ve beyaz sof ferrâce ve sadreyn-i muhteremeyn ve ma‘zûl ve pâyelüleri ve nakībüleşrâf ve İstanbul kadısı ve ma‘zûl ve pâyelüleri ve Mekke-i Mükerreme ve Medine-i Münevvere ma‘zûlleri efendiler hazerâtı bi'l-cümle ‘örf ve üstleriyle Paşakapusu'na gelmek üzere tezkireler ile da‘vet olunup geldiklerinde hevâda gâyet vehâmet olmağla şeyhülislâm efendi hazretleri izin ve ruhsat vermeleriyle ‘ulemâ efendiler hazerâtı üst kürklerin çıkarıp ‘örf ile ferrâce giyerler. Resm-i kadîme göre üst iktizâ etmez idi. Kapucubaşı ağalar ve defterdâr efendi ve tevkī‘î ve şıkk-ı sânî ve defter emîni vekîlleri ve sekbanbaşı ağa bi'l-cümle selîmî ve ferrâce ve dîvân bisâtlu atlarıyla ve cebeci ve topçu ve top‘arabacıbaşılar vekîlleri ve ocakları keyhüdâları dahi mücevveze ve kemer rahtlu atlarıyla Paşakapusu'na gelip müctemi‘ oldular. O esnâda defterdâr vekîli efendi şehremîni ve mi‘mar ağa tahfir-i kabir içün Vâlide-i Cedîd Câmi‘-i Şerîfi'ne gidip ba‘de'l-keşf defterdâr efendi ‘avdet ve şehremîni ile mi‘mar ağa tahfir-i kabir ile meşgûl oldular. Ba‘dehu hasekî ağa zikr olunan ricâlin Saray-ı Humâyûn'da mevcûd olmaları bâbında şeref-sudûr eden eden emr-i hümâyûnu teblîğ içün kapuya geldikte cümlesi kalkıp Saray-ı Humâyûn'a ‘azîmet ve ‘akablarınca dahi kā’immakām paşa efendimiz hazretleri kallâvî ve sof ferrâce ve dîvân bisâtlu at ve 101 (70a) metinde tamamen boş bırakılmıştır. 171 önlerince re’îsülküttâb vekîli efendi ve çavuşbaşı vekîli ağa selîmî ve ferrâce ve dîvân bisâtlu atları ve kapucular kethüdâsı ve selâm ağası ve çavuşlar kâtibi ve emîni ve çavuşân mücevvezeleri ve müşârunileyh efendimizin ‘akablarınca dahi tezkireci ve mektûbî vekîlleri efendiler mücevvezeleri ve muhzır ağa ve bostancılar odabaşısı vekîlleri balıkçın ve külâh ve sâ’ir ağayân dahi mücevvezeleriyle bu tertîb üzere Saray-ı Humâyûn'a gittiler ve semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri dahi ‘illet-i mizâclarından nâşî müşârunileyh efendimiz hazretlerini ta‘kib ederek gerdûne ile Saray-ı Humâyûn'a ‘azîmet ve ‘arabadan inmeksizin doğru Orta Kapu'dan duhûl ve devletlü dârüssa‘âdetişşerîfe ağası hazretleri ile müşârunileyh efendimiz hazretleri haremeyn kapusu yanında vâkı‘ tahta üzerinde oturmalarıyla mevlânay-ı müşârunileyh hazretleri dahi mahall-i mezbûra varıp müşârunileyh hazerâtıyla mecâleset eyledi. Merhûm ve mağfûrun-leh cenâzeleri bâb-ı merkūmun karşusunda vâkı‘ sokak altında gasl olunmak üzere (71a) olmağla gerek şeyhülislâm efendi ve gerek kā’immakām paşa ve sâ’ir ‘ulemâ efendiler hazerâtı verek ocaklar ağaları ve kethüdâları ve defterdâr efendi ve re’is efendi ve çavuşbaşı ağa ve ba‘zı erâ’eti münâsib görülen kimesneler dahi mahall-i mafsala varıp ru’yet ve müşâhede ettikten sonra berüye gelip gasle mübâşeret olundu ve gasl tamam olunca semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretlerinin ayaklarında ‘illetleri olmağla Kubbe-i Hümâyûn önünde bir mahalde tevakkuf edip istirâhat buyurdular ve sa‘âdetlü kā’immakām paşa ve sudûr-ı kirâm efendiler hazerâtı ve sekbanbaşı ağa ve dahi ba‘zı ricâl ağa-yı müşârunileyh hazretlerinin dîvân eyledikleri odada ve re’is efendi ve çavuşbaşı ağa ve tezkireci ve mektûbî efendiler ve ocaklar ağaları ve sâ’irlerden ba‘zıları oda-i mezbûrun önündeki suffede ve bunlardan mâ-‘adâsı dahi münâsib olan mahallerde tevakkuf eylediler. Ba‘dehu gasl tamam olup hâzır olduğu haber verildikte kā’immakām paşa ve sudûr-ı kirâm ve sâ’ir ricâl bi'l-cümle varıp merhûmun na‘şını elleri üzerinde Bâbüssa‘âde pîşgâhında vaz‘ olunan musallâya nakl ettiler. Semâhatlu şeyhülislâm efendi ‘alîlü'l-mizâc olmalarıyla merhûmu musallâya nakl hidmetinde bulunamamışlardır ve böyle selâtîn ve şehzâdegân hazerâtının salât-ı cenâzelerinde şeyhülislâm efendiler hazerâtı imâmet edegelmişler iken mevlânay-ı müşârunileyh hazretlerinin mâni‘-i imâmet olur ‘özr-i şer‘îleri olduğuna binâ’en imâmeti hâlen imâm-ı evvel-i sultânî olup sâbıkan Anadolu kadıaskeri olan fazîletlü Mehemmed Sâhip Efendi Hazretleri'ne tefvîz etmeleriyle anlara imâmet edip salât-ı cenâzeyi mevcûd olan ricâl bi'l-cümle ol mahalde ve şevketlü hünkârımız hazretleri dahi ‘Arzodası önünde edâ eylediler. Ba‘dehu şeyhülislâm efendi hazretleri dârüssa‘âde ağası ve kā’immakām paşa hazerâtı ve sâ’ir mevcûd olan ricâl na‘şı musallâdan ellerine üzerine alıp önlerince mü’ezzinîn-i hâssa savt-ı a‘lâ ile mü’ezzinlik ederek Orta Kapu'ya dek götürdüler. O esnâda sekbanbaşı ağa ve sâ’ir ocaklar ağaları ilerüye gidip Yeni Câmi‘'de mevcûd ve mutarakkıb olmuşlardır. Ba‘dehu Orta Kapu hâricinde herkes atlarına süvâr olup alay ile na‘şın önünce gittiler. Ancak şeyhülislâm efendi hazretleri ‘araba ile olduklarından kā’immakām paşa hazretlerinin önünce ve dârüssa‘âde ağası hazretleri dahi mü’ezzinîn-i hâssa ile vezîr-i müşârunileyhin ardıncaki na‘şın önünce gidip bu vechile Yeni Câmi‘ havlisine vardıklarında gerek şeyhülislâm efendi ve gerek kā’immakām paşa hazerâtı ve gerek sâ’ir ricâl atlarından inip na‘şı istikbâl ve alıp kabr-i şerîfe nakl ve defn tamamında herkes dağılıp gittikten sonra semâhatlu şeyhülislâm efendi hazretleri dahi Paşakapusu'nu teşrîf edip kā’immakām paşa hazretleriyle oturur iken taraf-ı pâdişâhîden Yalı Köşkü'ne da‘vet olunmalarıyla kalkıp huzûr-ı hümâyûna gitmişler ve rikâb-ı hümâyûn ağaları dahi mücevvezeleriyle mevcûd idiler deyü gaflet olunmaya. Ve ‘ulemâ efendilere üst kürk giymek iktizâ etmez, ferrâce ve ‘örf giyerler. Resm-i kadîm böyledir.