İçeriğe atla

Sağduyu Tanrısızlığın İlmihali/Hiç Kuşku Yok; Temsil Ettiklerini Söyledikleri Allah Gibi, Çoğunlukla Zalim ve Acımasız Zorbalar Olan…

Vikikaynak, özgür kütüphane

Bize diyorlar ki, "Hükümdarların ihtiraslarına karşı tek hâkim, tek engel hizmetini gören bir Allah fikrini olsun bırakınız kalsın." Ancak biraz insaflı konuşulsun. Genellikle Allah'ın göstericileri olduklarını söyleyen hükümdarların ruhu üzerinde, bu Allah korkusunun yaptığı etkiyi, saygı duyarak görebilir miyiz? Bu etkiyi beğenebilir miyiz? Kopyalarına bakarak orijinali hakkında ne karar verilmelidir? (Yani Allah'ın kopyası olduklarını söyleyen krallara, hükümdarlara bakarak, Allah'ın kendisi hakkında ne karar verilmeli?)1

Gerçekten hükümdarlar, Allah'ın göstericileri, sürekli olarak yeryüzünde Allah'ın yerini tuttuklarını söylüyorlar. Ancak, kendilerinden daha kudretli bir Allah korkusu, yaratıcı kudret tarafından kendi ellerine bırakılan kavimlerin refahı konusunda, onları ciddi bir şekilde çalışmak zorunda bırakıyor mu?

Görünmez bir hâkimin onlara vermesi gereken bu sözde korku, hükümdarları adaleti ve doğruluğu daha çok koruyan, daha acıyan, uyruklarının can ve mallarına daha az açgözlü, zevk ve sefalarına düşkünlükte ölçülü, görevinde daha dikkatli yapıyor mu? Sözün kısası; sayesinde hâkim olduklarını söyledikleri bu Allah, rehberleri, koruyucuları ve babaları oldukları kavimleri bin türlü zulüm ve büyük sıkıntıya uğratmaktan, bu hükümdarları men ediyor mu? İnsan gözlerini açsın, yeryüzünde gözlerini gezdirsin. Her yerde, ancak kötülükleri altında ezdikleri ya da, acımasızca kötü hırs ve havalarına (savaşa ve katliama sevk ederek) kurban ettikleri esirleri daha çok hayvanlaştırmak için dini kullanan zorbalar tarafından yönetilen insanlar görülür.

Hükümdarların ihtiraslarına dizgin görevi görmek şöyle dursun, din, kendi ilkeleri gereği, dizginlerini salıverir. Din, onları, ihtiraslarına direnme izni milletlere asla verilmeyen tanrısallığa dönüştürür.

Din, hükümdarları serbest bırakır, onlar için her yasağı mubah kılar ve bunların ezdiği kavimlerin zekâlarını ve ellerini zincirlemeye çalışır. Yeryüzü ilahlarının (hükümdarların) kendilerini her herzeyi yemeye yetkili görmeleri ve uyruklarını heveslerinin ya da hırslarının en alçak araçlarından başka bir gözle görmemeleri, şaşılacak şey midir?

Din, her ülkede, "tabiatın hudayi mutlakı"ndan (yani Allah'tan), acımasız, hoppa, keyfi kanun olan bir zorba yapmıştır. Hüda-hükümdar, yeryüzündeki temsilcileri olan hükümdarlar tarafından fazlasıyla iyi taklit edilmiştir. Her yerde din, milletleri zincirleyip uyutmak için düşünülmüş görünür. Ta ki, kendilerini yiyip yutması, ya da cezalandırmaksızın bedbaht etmesi için tanrılarına kolaylık göstersinler.

1 Bizim şairlerimizden biri, sanırım İzmirli Ali Şefik Bey, 30 yıl kadar önce, kendisine Allah'ın gölgesi süsünü veren bir zorba hakkındaki şu beyiti bir gün bana okumuştu:

Yok yüzünde nuri yezdan özge zıllüllahtır;
Gölgesi böyleyse Allah'ın, nasıl Allah'tır!