Sağduyu Tanrısızlığın İlmihali/Bir Azizler Toplumu Mümkün Değildir
Bütün dinlerde bir aziz, bir veliyullah nedir? Namaz kılan, oruç tutan, kendine işkence eden, bir baykuş gibi yalnızlıktan hoşlanan, her zevkten el çeken, belirli zamanlarda oruca başlayan, perhiz yapan, körü körüne düşüncelerinden kendisini bir an olsun uzaklaştıracak her konudan ürken insandır. Bu bir erdem midir? Bu tavda bir adam, kendisine yararlı mıdır? Başkalarına yararlı mıdır? Herkes bir aziz, bir veli olmak isteyecek kadar deli olsaydı, toplum çözülmez miydi? Ve insanlar yeniden çok derin bir vahşet durumuna düşmez miydi?
Açıktır ki, Hıristiyanların ilahi ahlakının harfi harfine ve sıkı uygulanması, milletlerin yok olmasını ve batmasını doğururdu. Hıristiyanlıkta olgunluğa ermek isteyecek her Hıristiyan, Hıristiyanın gerçek vatanı olan semadan (cennetten) kendisini uzaklaştırabilecek her şeyi zihninden çıkarmak zorunda kalırdı. Hıristiyan, yerküresi üzerinde yolunu şaşırtanlardan, tuzaklardan, baştan çıkma bahanelerinden başka bir şey görmez. Hıristiyan, imana zarar veren bir şey olması itibariyle, bilimden, bilgiden sakınmak zorundadır. Selameti için çok kötü olan servet ve varlığı elde etme aracı olduğu için, sanayiyle ilgilenmekten çekinmelidir. Gururunu tahrik edecek ve ruhunu düşünmekten uzaklaştıracak şeylerden olduğu gibi, memuriyetlerden, ödüllerden de kaçınmalıdır. Sözün kısası, İsa'nın ulvi ahlakı tarafsız olmasaydı insan topluluğunun bütün bağlarını parçalardı.1
Âlem içinde yaşayan bir aziz, bir veliyullah, çölde yaşayan bir azizden, bir veliyullahtan daha yararlı bir varlık değildir. Aziz âleme neşesizlik, hoşnutsuzluk ve çoğu kez kavga getirir. Bazen dini çabaları, bazı görüşleri ya da kibir ve gurur eseri olarak, semavi ilhamlar olarak değerlendirdiği hayalleriyle kendisini cemiyetin anlayış gücünü kurcalamak zorunda bırakır. Bütün dinlerin vakayinameleri, Allah'ın en büyük şanı adına dünyaya getirdikleri yıkımla tanınan, durup dinlenmeyen, ele avuca sığmaz, fesatçı azizlerle doludur. Evet, kendi yalnızlık köşesinde yaşayan azizler yararsızdır. Azizlerin âlem içinde, halk arasında yaşayanlarıysa, çoğunlukla tehlikelidir.
Bir rol oynamak iftiharı, ahmak halkın gözünde şöhret bulmak isteği, genel olarak azizlerin belirgin karakterlerini oluşturur. Olağanüstü ve insan doğasının üstünde, kuvvetli insanlar olduklarına, gurur onları ikna eder; itibarsızlık, bir azizde, bir velide, çoğu durumda öteki insanların gururundan daha ince, daha kurnazca bir gururdur. Çok gülünç bir gurur vardır ki, o da yaratılışının doğal eğilimlerine karşı insanı sürekli bir savaşa, çekişmeye sevk eden kibir ve gururdur!
1 Hz. İsa'nın barışsever olması ve saldırgan olmaması, İsevilerin barışsever olmasını ve saldırgan olmamasını sağlamamıştır. Hz. İsa ve İseviler, başka başka şeyler olmuşlardır. (A.C.)