On Sene Sonra
Âh, ben ondan iftirâk edeli
On sene... On sene güzâr etti!
Bana son bûseyi verip gideli,
On sene kuş gibi gelip gitti!
Yaşamak bir dakika ondan uzak
Görünürken bana bir emr-i muhâl
Yaşamak... Hem de on sene yaşamak:
inanılmaz fecî'â! Müdhiş hâl!
Ben unutsam sezâ onun adını
O benim namımı unutsa gerek:
O, benimçün bir ecnebi kadını,
Ben onunçün yabancı bir erkek!
O, ki olmuştu gönlümün emeli
O bugün nerdedir, ne haldedir?
Bugün ol pür heves güzel ameli
Belki zevce ve belki validedir!
Zevcine belki şimdi yâr oldu;
O benim mülhim-i hâyâlâtım,
Belki zevciyle bahtiyar oldı,
Ben... fakat ben, dirıg!.. Bedbahtım!
Ameli! ey sütûdedil mahlûk,
Acaba sen ne oldun on senedir?
Ey vefakâr sadedil mahlûk
Seni işgal eden şu anda nedir?
On sene geçti, almadım senden
Ber haber, bir küçük nişân-ı vücûd!
Acaba nerdesin, ne oldun sen?
Bâri oldınmı, bari sen mes'ud?
Bense her şeyden ettim istikâh
Tanımazsın bugün beni görsen!
Sende ettinmi zamane tebâ'?
Yoksa görsem tanırmıyım seni ben?
Ey bütün rûhumun bütün emeli,
Sen bugün nerdesin, ne haldesin?
Sen bugün, ey meleklîkâ ameli,
Belki zevce ve belki validesin!
Zevcine belki şimdi yâr oldun;
Ey benim mühim-i hayâlâtım,
Belki... Sen belki bahtiyâr oldun
Ben fakat, bilmiş ol, ki bedbahtım!