İçeriğe atla

Nutuk/3. bölüm/Sait Molla nasıl çalışıyordu?

Vikikaynak, özgür kütüphane

Mücadelât-ı milliye esnasında ma’rûz kalmış olduğumuz zâhir ve hafî müşkilât hakkında, esaslı bir fikir husûlüne medâr ve ensâl-i âtiye için ibret ve intıbâhı mûcib olacak mahiyette bulunan mevzu-i bahis vesâiki aynen ıttılâınıza vaz’ etmeyi münasip mütâlaa ediyorum. Bu vesâik, İngiliz Muhipler Cemiyeti’nin gûyâ reisi tanınmış bulunan Sait Molla’nın Mister Frew namındaki rahibe gönderdiği mektupların suretleridir.

Efendiler, bu mektupların suretlerinin alındığını hisseden Sait Molla’nın, Türkçe İstanbul gazetesinin 8 Teşrinisani 335 tarihli nüshasında, mezkûr mektuplardan bahisle uzun ve şedîdü’l-lisan bir tekzîb neşretmiş olmasına rağmen hakikat gayr-i kabil-i inkârdır. Bu mektuplar suretleri, Sait Molla’nın evinden ve mektupların müsveddelerinin yazılı bulunduğu bir defterden aynen istinsah olunmuştur. Bundan sarf-ı nazar, mektuplar muhteviyâtı, memlekette zuhûr eden ahvâl ve hâdisât ile ve taayyün eden bazı eşhâs ile tetabuku tam ifade etmektedir. Şimdi müsaade buyurursanız, bu mektupları tarih sırasıyla arz edeyim:

Birinci mektup

Aziz dostum;

Verilen iki bin lirayı Adapazarı’nda Hikmet Bey’e gönderdim. Oradaki işlerimiz pek yolunda gidiyor. Birkaç gün sonra netâyic-i müsmiresini elde edeceğiz. Şimdi aldığım şu ma’lumâtı, şu tezkeremle size tebşîre müsaraat ettim. Yarın sabah bizzat gelip tafsilât vereceğim.

Kuvâ-yı Milliye tarafdârlarının Fransa’ya fevkalâde inhimâk gösterdiklerini ve Ceneral d’Esperey’nin Sivas’a gönderdiği zâbitlerin, Mustafa Kemal Paşa ile görüşerek İngiltere Hükümeti aleyhinde bazı kararlar ittihâz ettiklerini Ankara’daki (N. B. D. 285/3) adamımız suret-i mahsusada bir kurye ile gönderdiği mektupta bildiriyor. (D. B. K. 91/3) Her ne kadar cemiyetimize dahil ise de bu zatın Fransızlara casusluk ettiği ve sizin bu teşkilâta riyâset eylediğinizi işâa ve beyan eylediği kanaati, bendenizde hâsıl olmuştur. Bu mesele hakkında da, kanaat-i âlilerine ve itimâd-ı üstadânelerine muhâlif olarak vuku bulacak beyânâtımla şimdiye kadar o zat hakkında göstermiş olduğunuz itimaddaki hatayı izhâr etmiş olacağım. Dün sabah Âdil Bey’le birlikte Damat Ferit Paşa Hazretlerini ziyaret ettim. Biraz daha sabır ve intizâr buyurmaları lüzumunu tarafınızdan kendilerine tebliğ ettim. Müşarünileyh hazretleri, cevâben, size teşekkür etmekle beraber Kuvâ-yı Milliye’nin Anadolu’da tamamen kök saldığını ve mukabil bir hareket neticesi olarak rüesâ-yı mel’ûnesi tepelendirilmedikçe, kendilerinin mevki-i iktidara gelemeyerek Zât-ı Şâhâne’nin de tasvibine iktirân eden mukavele ahkâmının, konferansta müdafaasına imkân olmadığını ve Kuvâ-yı Milliye’nin dağıtılması için İngiltere Hükümet-i fahîmesi nezdinde teşebbüsât-ı seria icrâ edilerek müşterek bir notanın, mebusânın intihâbından evvel Bâbıâli’ye verilmesini ve çetelerimizin Adapazarı, Karacabey ve Şile’de Rumlara karşı ika’ edecekleri harekât-ı tecavüziyeyi esas ittihâz ederek, Kuvâ-yı Milliye’nin asayişi ihlâl ettiklerini ileri sürerek, maksadın teşriine çalışmamızı ve İngiliz matbûatının Kuvâ-yı Milliye aleyhinde neşriyatta bulunmasının temînini ve suret-i mahsusada torpido ile gönderilen (E. B. K. 19/2)'ye telsiz telgrafla dün görüştüğümüz mesâil hakkında talimat verilmesini ricâ ediyor. Bu gece on birde Âdil Bey (K)'de sizi görecek ve Ferit Paşa’nın bazı hususî ricâlarını daha tebliğ edecektir. Ba’dehu, Zât-ı Şâhâne ile Mister (T.R.) görüşebilecektir. Refik Bey’e artık itimat etmeyiniz. Sadık Bey de bizimle çalışabilecektir. Hürmetlerimi takdim ederim.

Tahşiye:

Karacabey’le Bozkır’dan henüz bir haber alamadık.

İkinci mektup

12 tarihiyle Ankara’daki (N. B. D. 285/3) tarafından gelen mektupta, Sivas Heyet-i Temsiliyesi’nden Erkân-ı Harbiye Miralaylığından mütekaid Vasıf Bey’in, d’Esperey ile temas etmek üzere gönderileceği ve birkaç güne kadar yola çıkacağı bildiriliyor. Hikmet Bey paraları almış. Biraz daha para istiyor. Evvelki gün sizi ziyarete geldiğimde takip edildiğimi söylememiştim. Avdetimde biri sarı bıyıklı ve diğeri kumral ve köse iki şahsın sokak başında beni beklediklerini gördüm. Gece olduğu için epeyce korktum. Yalnız birbirlerine yavaşça “Bu Sait Molla imiş, artık gidelim” dediklerini işittim. Bu fazla temas benim hakkımda hayırlı olmayacak. Fuat Paşa Türbesi civarındaki görüştüğümüz haneyi işgal edebilirseniz temas yapabileceğiz. Nâzım Paşa, cemiyetimizden haberdâr olmuş. Bana çok teessüf etti. Müsaadenizle (N. B. S. 495/1) tertibine kendilerini idhâl ettim. Hane meselesi halledilinceye kadar teması müşarünileyh yapacaktır. Karacabey’de (N. B. D. 289/3)'e gönderilen bin iki yüz lira vâsıl olmuştur, hareket edeceklerdir. Ferit Paşa, Bâbıâli’ye verilecek notaya her dakika muntazırdır. Zât-ı Şâhâne bu vaziyetten pek müteessirdir. Teselli ettirmeniz ve daima kendisine ümit-bahş beyânâtta bulundurmanız menâfiimiz icabındandır. Bizim pâdişâhların, her şeye karşı zayıf olduklarını unutmayınız. Seyyid Abdülkadir Efendi, o mesele hakkında pek tuhaf beyânâtta bulundu. Güya arkadaşları “muhâlif-i hamiyet olur” diyorlarmış. Artık siz icabına bakınız. Polis Müdürü Nurettin Bey’in tebdili rivayet olunuyor. Hepimizin hâmisi olan bu zat hakkında lâzım gelenlerin nazar-ı dikkatini celb ettiriniz. Hürmetlerimi takdim ederim.

Tahşiye:

Ali Kemal Bey o zatla görüşmüş. Muhavereyi idâre edemediğinden muhatabı maksadını anlamış ve hatta kendisine kemâl-i hakaretle “Biz, sizin İngiliz hesabına çalıştığınızı anladık” demiş.

Üçüncü mektup

Yapılan propagandaları Göz Tâbibi Esat Paşa kolu ve bilhassa Çürüksulu Mahmut Paşa, ma’lumât-ı resmiyeye istinâden, mütemâdiyen tekzîp ettiriyor ve halkın teskin-i heyecanına çalışıyorlar. Bu adamlara mürâcaatlarında hiç cevap verilmemesini, dün kararlaştırılan zata, Zât-ı Şâhâne vasıtasıyla emir vermenizi ricâ ve hürmetlerimi takdim ederim.

Dördüncü mektup

Aziz Üstad;

Muhibler arasında Franmason teşkilâtı bâdi-i itiraz oluyor. İttihatçıların eserine imtisalden çekiniliyor. Bu teşkilâtın idâresine kalb, ruhuyla tenmiye edilmiş gençlerin idhâliyle bu progamı tatbik edebileceğiz. Benim kisve-i zâhiriyemin haylûleti hasebiyle, muhibb-i kadîminiz (K. B. V. 4/35) esâsât-ı mukarrere dahilinde işe başlıyacaktır. Ankara ve Kayseri’den yine haber yok. Hürmetlerimi takdim ederim üstadım.

Beşinci mektup

Üstat;

Kasidecizade Ziya Molla, dün Adam Block’a haber göndermiş. Kadîm dostu olduğuna iğtirâren benim başta bulunduğum Muhipler Cemiyeti’nin mazhar olduğu himayenin, İngilizlerin seciyesi ile gayr-i kabil-i telif olduğunu ve bunun efkâr-ı umumiyede fena tesirler yaptığını ve bu cihetle erbâb-ı namusun temsil etmesi lâzım geleceğini, bi’l-vasıta bildirmiş ve benim aleyhimde pek fena şeyler ilâve etmiş. Bu zatın bana karşı husûmet-i şahsiyesi olduğunu hatırlatmak isterim. Ziya Molla’nın damadının hemşiresi mukaddema benim zevcem idi. Kendisini tatlik ettiğimden dolayı bu husûmet bana tevcîh edilmiştir. Adam Block Hazretlerine iblâğı ve Ziya Molla’nın hâlen İngiliz tarafdârı olmayıp harekât-ı milliye mürevviclerinin bir propaganda vasıtası ve Mustafa Kemal Paşa ile aralarında münasebet mevcut olduğunu ve hakkımdaki isnâdatıyla mahiyetini göstermekte olduğunu nazar-ı üstadânelerine arz etmek isterim.

Haşiye: Mahzur yoksa Adam Block Hazretlerine, size olan hizmetimi iblâğ ediniz.

Altıncı mektup

Muhterem Üstat;

Ankara’dan “N. B. D. 295/3”ten kurye ile gelen 20 Teşrinievvel 19 tarihli mektupta, “K. D. S. 93/1” talimatımız vechile orada bırakılarak kendisi Kayseri’ye hareket etmiştir. Talimatın musaddak suretini de Galip Bey’e gönderdiğini bildiriyor. Evvelki tahsisatın sarf olunmasından yeniden tahsisat istiyor. Teşkilât-ı hafiyenin tevessü ettiğine ve rüesâ-yı şerîreden yakasını kurtaran muhiplerimizin, şimdilik köylerde kalmak şartıyla el altından işe başladıklarını tebşîr ve tertibât-ı âhire-i üstadânelerinin semere-bahş olacağını beyan ediyor. “M.K.B.” fasih Türkçesi sayesinde mühim rol çeviriyormuş. Hele hocalığına diyecek yok diyor. Talimatın “X.VV” tertibi tamamen ihzâr edilmiş, aramızda yeni yabancılar girmemiş ise meydana çıkmadan, maksat fiilen temîn edilmiş olacaktır. Yeni tahsisatın irsaline intizâren kurye (4. R.) burada alıkonulmuştur.

Haşiye: Ahmet Rıza Bey’in İtalya mandası hakkındaki beyâ nâtını risalenin nihayetine ilâve ettim. Kendisinin Fransa’ya geçmesi, bizce tehlike olur. Bunu temîn ediniz.

Yedinci mektup

Üstadım;

Ali Kemal Bey dün o zatla görüşmüş. Matbûat meselesinde bir an teenni lâzım olduğunu söylemiş. Bir kere lehine icale edilen erbâb-ı fikr ü kalemin evvelkine muhâlif bir gayeye sevk etmek, bizde kolaylıkla mümkün olmaz. Bütün resmî memurlar, harekât-ı milliyeyi şimdilik iyi görüyor demiş. Ali Kemal Bey, talimatınıza harfiyen riayet edecek. Zeynel Abidin partisiyle de teşrik-i mesâiye çalışıyor.

Hulâsa, işler bulandırılacak. Bugünlerde Fransa ve Amerika mehafilinde benim ismimden çok bahsediliyormuş. Bunun hikmetini hâlâ anlayamadım. Harekât-ı milliye tarafdârlarının, bu hükümetin siyasî memurları üzerinde yaptıkları tesir neticesi olarak hayatımın muhafazası size mevdudur. Ben bu ümniye ile kendimi teşcî’ ediyorum. Hikmet ile bizzat görüştüm. Bu sefer kendisini mütelevvince gördüm. Mamafih temînat-ı kaviye verdi. “Ben merdim. Sözümden dönmem” dedi. Sivas vakasını nasıl buldunuz? Biraz düzensiz ama yavaş yavaş düzelecek. Kadıköylü de işi deruhde ediyor. Fakat mel’ûn İttihatçı matbûat, bazan bizim işlere mâni oluyor. Bunların yazılarına dikkat lâzım. Paşamız hâlâ sinirli. Ne vakit olacak, diyor. Hane meselesinin hâlâ hallolunmamış bulunması, temas ve münasebetimizi işkâl ediyor. (N. B. S. 495/1) Konya’ya ehemmiyet verilmesini tavsiye ediyor. Size şifahen izah ettiği mesele hakkında nazar-ı dikkatini Celp etmemi ricâ ediyor. Ali Kemal Bey’in son felâketi üzerine beyan-ı teessür ettiğinizi söyledim. Bu zatı elde bulundurmak lâzım. Bu fırsatı kaçırmayalım. Bir hediye takdimi için en münasip bir zamandır. 19 Teşrinievvel tarihli mektubumu almadığınıza müteessirim. Vasıtayı biraz sıkıştırınız. Tehlikeden ictinâb etmek benim için pek mühimdir. Yeni bir parola gönderiniz. Hikmet’e ve Kadıköylüye numaralarını vereceğim. Hürmetlerimi takdim ederim üstadım.

Haşiye:

Birkaç defadır söylemek istediğim halde unutuyorum. Mustafa Kemal Paşa’ya ve tarafdârlarına biraz müsait görünmeli ki kendisi kemâl-i emniyetle buraya gelebilsin. Bu işe fevkalâde ehemmiyet veriniz. Kendi gazetelerimiz ile tarafdârlık edemeyiz.

Sekizinci mektup

Aziz Üstat;

İntihabatı ta’vîk ve ta’lîk için gerek Mustafa Sabri ve gerek Hamdi ve Vasfi Efendilerle uzun uzadıya, talimatınız dahilinde görüştüm. Muvafakatlarını istihsal ettim. Mahallâtta propagandalar başladı. İcâp edenleri elde edecekler. Bol para tevzii suretiyle ârâyı teşettüte uğratacaklardır. Zât-ı Şâhâne’nin bu hususta tenvîri elzemdir. Maksada rey ve tedbir-i üstadâneleriyle vâsıl olacağımızı temîn ederim üstat.

Dokuzuncu mektup

“9. R.” kurye geldi. Keskin teşkilâtı bitmiştir. Arkadaşlara propaganda için talimat verdim. Muvaffakıyâtımızın ilk semerâtını karîben iktitaf edeceğimizden eminim üstadım.

Onuncu mektup

Aziz Üstat;

Mâbeynde, yeni kabine teşkili tertibât ve tasavvurâtı şâyi olmuştur. Bu işin tesrî’i elzemdir. Anadolu teşkilâtımızın bazı tertipleri Kuvâ-yı Milliye’ce anlaşılmış, ale’l-husus Ankara ve Kayseri’de aleyhimizde faaliyet başlamıştır. Kürt Cemiyeti, verdiği vaati hilâfına, faaliyet gösteremedi. Çetelerimizden bir kısmı tenkîl olunuyor. Herçi-bâd-âbâd mutasavver kabinenin mevki-i iktidara getirilmesi mutlak elzemdir. Ali Rıza Paşa’nın, tertibâtımıza karşı tedâbîr-i mânia ittihâz edeceğini de tahmin ediyorum. Bozkır’a gidecek adamlarımız tanınmış şahsiyetler olması hasebiyle fazlaca tevahhuş gösteriyorlar. Konya’da “K. B. 81/1”e sizin vasıta ile hadisenin teşdidi hakkında tebligat icrasıyla, propaganda heyetlerinin bu mesele için faaliyete davet edilmesi lüzum ve zaruretini arz eder ve takdim-i ihtirâmât eylerim.

Benim bir mektubumdan Hikmet’e bahsedilmiş. Bu mektubun muhteviyâtını nereden öğrenmişler? Bizzat Hikmet ile görüştüm ve bunun vâki olduğunu kemâl-i hayretle Hikmet’ten dinledim. Casus benim muhîtimde midir, yoksa sizde midir?

On Birinci mektup

Aziz Üstadım;

Kürt Teali Cemiyeti’ndeki samimî dostlarımızla görüştüm. Yeni geldiklerinden, birkaç gün sonra verilen talimat dairesinde tertibât ittihâz edeceklerini, yalnız Kürdistan’a gönderilecek muhtelif arkadaşlar için büyük bir tahsisatın vücûduna ihtiyaç olduğunu söylediler. “D. B. R. 3/141”den gelen mektupta irâe ettiler. Urfa, Ayıntap, Maraş’ta Fransızlar aleyhine lüzumundan fazla tahrikât yaptıklarını ve Kolordu Kumandanı’nın takip ettiği siyaset-i leyyine hilâfına ahaliyi imâle ettikleri mündericdir. Kabine riyâsetine Zeki Paşa’nın getirilmemesi hakkında beyan olunan mütâlaa doğru değildir. Bu zat, Kürtler üzerinde hâkimdir. Eski Ermeni kıtâli unutulmuştur. Sizce vârid mütâlaa, her halde bugün için nâ-be-mevsimdir. Bunu, icabında tevil etmek mümkündür. Himmet-i üstadânenize her dakika muntazırız. Karşıdaki vakayı diğerlerine de vermeye çalışıyoruz. İhtiramat-ı âcizânemi takdim ederim.

On İkinci mektup

Aziz Üstadım;

Ahmet Rıza’nın Temps muhabirine olan beyânâtı bi’t-tabi nazar-ı dikkatinizi celp etmiştir. Emîr Faysal’a Fransızlar ile itilâf akdini tavsiye etmesindeki meâninin şâmil olduğu nükte-i siyasiye nazar-ı üstadânelerinden uzak kalmamalıdır. Kuvâ-yı Milliye rüesâsının, Fransa’ya ahîren şâyân-ı dikkat bir surette eser-i temâyül gösterdikleri gibi, Irak’ta çıkardıkları iğtişaşa mukabil diğer cihetten Suriye’deki hâkimiyetinize de darbe vurmak istiyorlar. Bu kuvvetin idâmesinde gösterilecek ihmal ve teseyyüb, âlem-i İslâm’ın İngiltere aleyhindeki galeyân-ı fevkalâdesiyle netice-pezîr olacaktır. Bu nokta-i mutenabihâyı ehemmiyetle görmek ve ricâl-i âliye-i siyasiyenize göstermek ehem ve elzemdir. Şu mütâlaamla, kıymet-i ilmiyenize karşı bir düşnâmda bulunduğuma hükmetmeyiniz. Çünkü Türkiye üzerinde sizden başka bir kuvvetin idâme-i nüfûz ve hâkimiyeti, gaye-i siyasiyemize münâfidir. Fransa, İtalyan ve bilhassa Amerika’nın gerek ricâli ve gerek matbûatıyla bu kuvvete karşı izhâr eyledikleri temâyülât-ı muhtelife, satvet-i siyasiye ve askeriyenizin dûçâr-ı istirkab olduğunun bir delil-i bâhiridir. Ahmet Rıza gibi Clemencau ve Pichon’un, muhtelif ricâl-i siyasiyenin en samimî ve kadîm dostluklarına mazhar olmuş zevâtın Fransa’da mühim bir rol çevireceğinden ve efkârı, mana-yı tâmmıyla celp ve cezbedeceğinden emin olunuz. Bu zatın, İsviçre’ye geçeceğine mütedâir ma’lumâta nazaran oradan ber-takrib Fransa’ya geçmek emelinde olduğuna kani olabilirsiniz. Balıkesir civarındaki kuvvetlerimiz bozularak firâr etmiş ve “A: R.” mevkiinde ihtifâ eylemiştir. Yeni kuvvetler ihzâr ediliyor. Beş bin liradan aşağı olmamak üzere tahsisat istiyor. Karaman’dan “D. B. S. 40/5’’ten gelen mektupta şimdilik intizâr zaruretinde olduklarını ve Kayseri’de “K. B. R. 87/4”ten gelen mektupta da karîben harekâta başlıyacaklarını bildiriyor. Ziya Efendi de “H. K.”, “C. H.” mevkilerinde teşkilât bittiğinden yalnız tahsisatla oraya hareket etmek mecburiyetinde olduğunu şifahen beyan ediyor. Arzu ederseniz vaziyet hakkında şifahen tafsilât verecektir. Şiddetli takip edildiğimizi, tertibâtımızdan Sivas’ın muntazaman haber aldıklarını arz edebilirim. Mehmet Ali’ye emniyet etmeyiniz. Ketûm değildir. Her halde boşboğazlık ediyor. Tertibât ve teşkilât-ı hariciyede bendenizden başkasını istihdam etmeseniz daha musîb hareket edersiniz. Ali Kemal Bey’in listeye idhâli zarurîdir. Bu kadar esrarımızı taşıyan bu zatı gücendirirsek, tertibâtımız tamamıyla eyâdi-i ağyâra geçer. Bu zatı sıkça, sıkça kollayınız. Hürmetlerimi takdim ederim üstadım.

Kemal yakalanmış, mensubiyeti itibarıyla “K. B. R. 15/1”in teşkilâtla derece-i münasebeti meydana çıkmış demektir. Bu zatı himaye elzemdir.