Nutuk/3. bölüm/Padişah bendeliğile ihraz olunan iktidar makamı iktidarsızlığın numunesidir
Efendiler, Ali Rıza Paşa Kabinesi’yle başladığımız temas noktasına gelelim:
Arz etmiştim ki hükümet bize beyannamesini, neşrinden evvel vermediği için, biz de millete olan beyannamemizi, hükümetin mütâlaasını almaya lüzum görmeden neşretmiştik.
Bunun üzerine hükümet, Cemal Paşa vasıtasıyla daha dört maddenin vesâit-i muhtelife ile ta’mîmini lüzumlu görmekte olduğunu, 9 Teşrinievvel’de bildirdi. Bu maddeler şunlardı:
- İttihatçılıkla münasebet bulunmadığı,
- Devlet-i Osmaniye’nin Harb-i Umumî’ye karışması doğru olmadığı ve müsebbibleri aleyhinde tayin-i esâmi suretiyle bazı neşriyat icrası ve haklarında takibat ve mücâzât-ı kanuniyenin tertibi,
- Harp esnasında yapılan her nev’î cinayat fâillerinin ceza-yı kanunîden kurtulmayacakları,
- İntihabatın serbest cereyân edeceği.
Cemal Paşa, bu maddeleri saydıktan sonra, bunların tavzîh ve ta’mîmi, dahilen ve haricen birtakım su-i telâkkiyâtın önüne geçeceğinden bahisle, memleketin menâfi-i âliyesi icabı olarak suret-i mahsusada hüsn-i telâkkisini ricâ ediyordu (Vesika: 141).
Efendiler, Ali Rıza Paşa Kabinesi’nin ne kadar zayıf ve nahîf düşündüğünü ve hakikati görmekteki kasr-ı basarını anlamak için bu maddeler adeta bir miyardır. Devletin içine düştüğü girîve-i izmihlâlin umk u dehşetini görmekten âciz olan zavallılar, bi’t-tabi ciddî ve hakikî çareyi görmemek için gözlerini yumarlar. Çünkü o ciddî ve hakikî çare, kendilerini daha çok tedhîş eder.
Akıl ve ferasetlerindeki mahdudiyet, tab’ ve ahlâklarındaki zaaf ve tereddi icabı böyledir.
Çoktan bende olduğuna şüphe kalmamış olması lâzım gelen, pâdişâh ve halifenin, bendeliğiyle ihrâz olunabilecek makam-ı iktidarın, iktidarsızlığa numune olması tabii değil miydi?
Ferit Paşa’yı istihlâf eden, Ali Rıza Paşa ve evvelki kabineden müdevver ve yeni rüfeka-yı mesâisi, Ferit Paşa’nın bıraktığı noktadan başlayarak, onun intâca muvaffak olamadığı âmâl-i ağyârı takip ve intâca çalışmaktan başka zaten ne yapabilecekti?
Bu, bizce, vâzıhan ma’lûm idi. Fakat tahmin ve takdir buyrulacak birçok esbâb ve mülâhazata binâen, hâzım ve sabûr davranmaktan başka çare-i muvaffakiyet yok idi.
Efendiler, itilâf eylemiş görünmeyi muvâfık mütâlaa ettiğimiz bu yeni kabine ile bizim nokta-i nazarlarımızda mevcut ihtilâfın inkişaf eden mebadisini görmek için bu dört maddeye ait mütâlaamızı ihtivâ eden cevâbımızı, Büyük Millet Meclisi zabıtnamelerinin ilk günlerine ait sahifelerinde lütfen bir defa daha gözden geçirirsiniz (Vesika: 142).
Efendiler, bugünlerde İstanbul’daki matbûat mensubîni bir cemiyet teşkil etmişler ve Tasvir-i Efkâr, Vakit, Akşam, Türk Dünyası ve İstiklâl gazeteleri namına, 9 Teşrinievvel’de bazı sualler soruyorlar ve neşriyata esas olacak nokta-i nazarlar talep ediyorlardı. Bunlara, icap eden hususât ve ma’lumât bildirildi (Vesika: 143).