Nutuk/20. bölüm/Vesika 195

Vikikaynak, özgür kütüphane

Harbiye Nâzırı Cemal Paşa Hazretlerine

Kabinenin nokta-i nazarını müş’ir 24.11.35 tarihli telgrafname heyetimizce mütâlaa olundu. Bugüne kadar arada cereyân etmiş olan muhaberâta nazaran vaziyetin heyet-i hâzıra-i hükümetçe tamamen anlaşılmış ve Heyet-i Temsiliye’nin yegâne emelinin hükümetin takviye-i nüfûzuna ve bu bâbdaki mesâi-i masrûfemizin hükümet-i sakıtadan mevrûs intizamsızlıkların düzeltilmesine ma’tûf bulunduğuna kanaat getirilmiş olduğu ümidinde idik.

Vatan ve milletin halâs ve necatı uğrunda hükümet-i seniyeye kemâl-i samimiyetle müzaheret ve muâvenet düstûrü’l-harekâtımız olduğundan her türlü su-i tefehhümâtın izâlesi maksadıyla ita kılınan ber-vech-i âti cevâbımızın heyet-i celîleye arzına tavassutu devletlerini istirham eyleriz:

1– Devletin umûr-ı dahiliye ve siyasiyesinin kat’iyen iştirak kabul etmediği bir hakikat olmakla beraber emsali nâ-mesbûk vaziyet-i hâzırada, vatan ve milletin mukadderâtını ancak temîn edecek olan ve hükümet-i seniyenin de lüzûm-ı mevcudiyetini takdir ve vücûb-ı temâdisini tasdik eylediği teşkilât-ı milliyeyi bilerek bilmiyerek zaafa dûçâr eyleyecek ve vahdet-i milliyeyi ihlâl edecek hiçbir muameleye milletin muvafakat edemiyeceği de pek meşrû’ ve tabiidir.

2– Evvel ve âhir arz olunduğu vechile umûr-ı hükümete müdahale olunmamaktadır. Mahall-i memuriyetine gidemeyen yalnız Ankara valisidir ki bunun da sebep ve illeti . . . . tarih . . . . numaralı şifre ile mufassalan arz edilmişti.

Milletin, esasen kendisi ile hem-efkâr olduğunu ve istinâdgâhını azm ve irâde-i milliye teşkil eylediğini ilân eden hükümet-i hâzıradan her şeyden evvel hükümet-i sakıta tarafından harekât-ı meşrû’a-i milliye aleyhinde tatbik edilmiş olan gayr-i kanunî muâmelâtın tashihini bekler iken aleyhdârı olduğundan dolayı ta’mîmen teşhir ve Niğde’den tard eylediği Mutasarrıf Cavit Bey’in . . . mahalle, Kayseri’de işten el çektirdiği Ali Ulvi Bey’in tayin edildiğini görmesi velhâsıl bazı ikinci tabaka memurînin şekl-i sâbıkını muhafaza ile Ferit Paşa zihniyetini elân yaşatmakta olduğunu hisseylemesi Heyet-i Temsiliye’nin aradaki vifak ve itilâf-ı tâmme dair tebligat-ı mükerreresine rağmen milleti müteessir etmekte ve Heyet-i Temsiliyemizi müşkil bir vaziyete sokmaktadır. Bu yüzden vâki olacak müdâhalâtla nüfûz-ı hükümetin kesredilmemesi için her fırsatta istirhamatta bulunulmuş, Dahiliye Nezareti’nin vaziyeti müdrik olarak bir hatt-ı hareket tayin eylemesini sırf selâmet-i millet ve vatan endişesi ile mükerreren arz eylemiştik.

Aynı sebebe mübteni olmak üzere Antalya mutasarrıfının da . . . tarih . . . numara ile kaldırılması lüzumunu istirham eylemiştik. Halbuki bu zat da elân makamında ibka ediliyor. Ahîren Antalya heyet-i milliyesinden mevrûd raporla mutasarrıf-ı mûmâileyhin mel’aneti yüzünden İtalyanların nihayet emellerine nâil olarak Antalya’da Banko di Roma şubesini küşâd eyledikleri, daire-i âidesinden tohumluk ihtiyacı defedilmediğinden ahalinin mey'usiyeti ve hükümet-i mahalliyenin lâkaydîsi yüzünden yirmi sene müddetle, faizle, bedel-i icarla ahali-i Müslime’nin arazisini kable’l-işgal Trablusgarp’ta olduğu gibi ellerinden almakta oldukları bildirilmektedir. Tabii bu hal böyle devam ederse Antalya mutasarrıfını, hayat ve memâtı için düşmanla pençeleşmekte bulunan Aydın Kuvâ-yı Milliyesi pek haklı olarak Nazilli’ye celp eder ve buna Heyet-i Temsiliyece de artık itiraz imkânı kalmaz.

3– Demirci Mehmet Efe tarafından Sivas’a gönderilmiş olup avdet eyleyen Hilmi Bey’in mahkûmiyeti ve memuriyet-i sâbıkası bizce mechûldür. Hükümet-i sakıtanın acz ve ihaneti yüzünden kendi ırz ve namuslarını bi’l-fiil ve bizzat müdafaaya mecbur olan Aydın cephesi Kuvâ-yı Milliyesi’nin makam-ı akdes-i hilâfete sadık ve vahdet-i milliyeye kaviyyen merbût olan fedakâr bir cüz’ü tarafından gönderilen murahhasın bizce gayr-i ma’lûm esbâbdan dolayı bir şey yapılamayacağı da âşikârdır. Mûmâileyhin kanunen taht-ı muhakemeye alınması icap ediyorsa hükümet icrâât ve harekâtında bi’t-tabi muhtardır.

4– Aydın vilâyetinin şifreli telgrafnamelerinin adem-i kabulüne dair ma’lumâtı yoktur. Tahkik ediyoruz. Neticeye göre hareket edeceğiz.

Hulasaten arz edelim ki heyetimiz imzası tahtındaki taahhüdâtına tamamıyla sadıktır. Ve bu taahhüdâtı aynen ifa etmektedir. Şu kadar ki taahhüdât mütekabil olmak gerektir. Halbuki hükümet-i celîleleri Salih Paşa Hazretlerinin imzası tahtındaki taahhüdât ve notların henüz hiçbirisini ifa eylememiş ve varsa esbâb-ı mânia dahi bildirilmemiştir. Arz-ı tazminat eyleriz.

Heyet-i Temsiliye namına
Mustafa Kemal