Nutuk/20. bölüm/Vesika 110
Saat: 7 sonra
Mahmut Beyefendi’ye
Telgrafnamenizi okudum. Fuat Paşa Hazretlerinin elân bulunduğu yerden makine başında İstanbul ile görüşebileceğini zannetmiyorum. Fi’l-hakika böyle ise Kerim ve Hadi Paşalara Fuat Paşa Hazretlerinin Ankara’da bulunmayıp meşgûl olduğunu ve fakat görüşmek arzu eyledikleri takdirde Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Sivas’ta hazır bulunan Heyet-i Temsiliyesi’nin ve bunlar miyanında Kerim Paşa Hazretlerine muhabbet-i hususiyesi olan Mustafa Kemal Paşa ile makine başında arzu eyledikleri tarzda görüşmek mümkün olduğunu bildirirsiniz. Yalnız Fuat Paşa’nın İstanbul’la görüşmek istediği hakkındaki sözleri doğru olamaz, binâenaleyh onlar görüşmek arzusunda iseler kaydında dikkatli bulunmak lâzımdır. Her halde bu zevâtın görüşmeğe hâhiş-ker oldukları takdirde Sivas’la görüşmeleri daha serî olur.
S — Bu zevât İstanbul’da makine başında mıdırlar?
C — Hayır. Şimdi makine başında değillerdir. Dün gece makine başında idiler efendim.
S — İstanbul’a telgrafı verdiniz mi ?
C — Şimdi yazılmaya başlanmıştır.
S — Telgrafı alan zata bunun şimdi icap edenlere îsâlini ihtar etsinler.
C — Deraliyye’deki Merkez Müdürü bekliyor. O zat alacaktır Beyim.
Cevap
2 |
Ankara’dan, 25.9.335
Saat: 19 |
Ankara’dan:
— Fuat Paşa’nın olduğu yerden biz bile bazan bi’l-vasıta telgraf yazdırabiliyoruz. Emr-i âlileri şifre ile ve fakat sernamesiz olmak ve telgrafnamede evvelki şifreyi yazdıran memur vasıtasıyla iblâğ edeceğiz. Yazacağımız metni şimdi size okuyacağım efendim.
Sivas’tan:
— Pek güzel!
— Kâmilen şifre yapılacak. “Erkân-ı Harbiye Mirlivalarından Abdülkerim Paşa Hazretlerine: Fuat Paşa Hazretleri Ankara ’da olmadığından telgrafınızı iblâğ etmek mümkün olmuyor. Görüşmek arzu ettiğiniz takdirde Rumeli ve Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’nin Sivas’ta hazır bulunan Heyet-i Temsiliyesi ile ve bunlar arasında bilhassa Abdülkerim Paşa Hazretlerine muhabbet-i mahsusası olan Mustafa Kemal Paşa Hazretleriyle makine başında görüşmenizin mümkün olabileceğini arz eylerim efendim.”
Mahmut
Sivas’tan:
— Çok muvâfıktır, İstanbul’dan verdikleri telgrafı aynen verir misiniz?