Nutuk/15. bölüm/Tercüme-i hâl risalesine göre Nurettin Paşa'nın Meşrûtiyet'in istihsalinden sonra gördüğü hizmetler

Vikikaynak, özgür kütüphane

Tercüme-i hal risalesinin 4’üncü sahifesinde, Nurettin Paşa ’nın, Rumeli’den İstanbul’a yürüyen Hareket Ordusu’na iltihak ile vazife-i vataniyesini ifa ettiğinden bahsolunmaktadır. 31 Mart Vakası münasebetiyle Rumeli’den İstanbul’a gönderilen kuvvetlerin kumandanı, merhum Hüsnü Paşa idi. Ben, bu kuvvetlerin erkân-ı harbiye reisi idim. Bu kuvvetlere Hareket Ordusu unvanını veren, Hareket Ordusu’nun İstanbul’a kadar harekâtını tertip ve idâre eden bendim. Nurettin Bey’in bu kuvvetlere iltihak ederek vazife aldığını bilmiyorum. Nurettin Paşa, birçokları gibi, Hareket Ordusu İstanbul’a yaklaştığı zaman, Ayastefanos’a veya Makriköyü’ne gelmiş olabilir...

Nurettin Paşa “Yemen vilâyetinin tahlîsi ve usâtın te’dîbi için vuku bulan muharebatta birtakım fırka cüz’-i tâmlarına veya müfrezelere kumanda etmiş.”

Her fırka kumandanı, her muharebede aynı vaziyette bulunur. Sonra “Sana’nın tahlîsini müteakib mütehaşşid kuvâ-yı askeriyeye kumanda etmiş..”

Efendiler, asker olanlar çok iyi bilirler ki bir yerde muhtelif kıtaat-ı askeriye toplandığı zaman, orada bir merkez kumandanlığı veya mevki kumandanlığı, bir ordugâh kumandanlığı tesis olunur... Nurettin Paşa’nın Sana’daki kumandanlığı bundan başka bir şey miydi?!

Nurettin Paşa “İmam Yahya ile itilâf akdi hususunda Ahmet İzzet Paşa’ya müzaheret eylemiş..”

Ahmet İzzet Paşa’ya sormadım, fakat İzzet Paşa ile beraber bulunup, mesâide yakından iştiraki olan sahib-i salâhiyet zevâtın beyanına göre, İmam Yahya ile itilâf müzâkerâtında, Nurettin Paşa bir suretle alâkadar kılınmamıştır. Nurettin Paşa “Balkan muharebatına iştirak arzusunu izhâr ile Yemen’i şimalinden cenubuna kadar kat’ edip Aden-Mısır-Suriye-Konya-İstanbul tarîkiyle Çatalca civarında bulunan başkumandanlık karargâhına iltihak ve münhal fırka bulunmamasından dolayı kendi rızasıyla gönüllü olarak Dokuzuncu Alay’ın kumandasını” deruhde eylemiş..

Nurettin Paşa’nın Yemen’den, İstanbul’a gelmek için takip ettiği istikamet, Yemen ’den İstanbul’a gelen bi’l-cümle efrâd ve siviller, velhâsıl herkes tarafından takip olunan istikametti. Yol o idi. Nitekim o tarihte, biz de Afrika’da bulunuyorduk, İstanbul’a gelmek için Afrika çöllerini garptan şarka, Mısır’a kadar deve ile kat’ ettikten sonra İskenderiye ile Trieste arasında bütün Bahr-i Sefid’i ve Adriyatik Denizi’ni cenuptan şimale ve Triyeste’den Bükreş’e kadar Avrupa’yı ve ondan sonra Karadeniz’i kat’ ederek aynı karargâha vâsıl olmuştuk. Yol bu idi.

Nurettin Paşa, bu noktada asıl söylenmesi lâzım gelen meseleden bahsetmiyor. Nurettin Paşa, miralaylıktan binbaşılığa indirildikten sonra, Yemen kıtaatına memur olmak üzere kaymakamlığa terfi etmiştir. Bu terfiin icabı olarak kaymakamlıkta Yemen’de iki sene kalmak lâzım gelirken vaktinden evvel İstanbul’a gelerek kurtulmak yolunu bulmuştur.

Tercüme-i hal risalesinin 6’ncı ve 7’nci sahifelerinde Nurettin Paşa’nın, Irak kumandanlığından bahsolunuyor ve vesâit-i mahalliyenin istimâliyle yeniden ordu teşkil ederek dost ve düşmanın me’mûl ve intizârları hilâfında mağlûbiyetten muzafferiyet istihsali harikasını tecelli ettirdiği zikrediliyor.