Nutuk/15. bölüm/Mondros Mütarekesi'nden sonra Türkiye'ye yapılan dört sulh teklifi arasında bir mukayese

Vikikaynak, özgür kütüphane

Efendiler, Mondros Mütarekesi’nden sonra Türkiye’ye muhasım devletler tarafından dört defa sulh şerâiti teklif edilmiştir. Bunların birincisi, Sevr projesidir. Bu proje, hiçbir müzakerenin mahsulü olmayıp Düvel-i İtilâfiye tarafından Yunan Başvekili Mösyö Venizelos’un da iştirakiyle tanzim ve Vahideddin’in hükümeti tarafından 10 Ağustos 1920’de imza edilmiştir.

Bu proje, Türkiye Büyük Millet Meclisi’nce bir zemin-i münakaşa bile addedilmemiştir.

İkinci sulh teklifatı, Birinci İnönü Muharebesi’ni müteakib in’ikad eden Londra Konferansı’nın hitamında 12 Mart 1921 tarihinde vâki olmuştur. Bu teklifat, Sevr Muâhedesi’nde bazı ta’dîlâtı muhtevi ise de meskût bırakılan meselelerde Sevr projesindeki mevâddın kâmilen ibka edildiğini kabul etmek lâzımdır.

Bu teklifat, bizce münakaşayı mûcib olmadan İkinci İnönü Muharebesi’nin başlamasıyla neticesiz kalmıştır.

Üçüncü sulh teklifatı, 22 Mart 1922’de, yani Sakarya muzafferiyetinden ve Fransızlarla akdolunan Ankara İtilâfı’ndan sonra ve yakın bir taarruzumuza intizâr olunduğu sıralarda, Paris’te ictimâ eden Düvel-i İtilâfiye Hariciye Nâzırları tarafından yapılmıştır. Bu teklifatta, işe Sevr esasından başlamak esası terk edilmiş ise de esâsâtı itibarıyla âmâl-i milliyemizi tatmînden uzak idi. Dördüncü teklif, Lozan Muâhedesi’nin akdiyle neticelenen müzâkerâttır.

Düvel-i İtilâfiye’ce Türkiye’ye tatbiki tasavvur edilen esâsâtla, harekât-ı milliye sayesinde vâsıl olunan neticeyi bâriz bir surette mütâlaa etmek için bu dört nev’î teklif arasında en mühim hususâta münhasır olmak üzere kısa bir mukayese yapmayı faydalı addederim.

1. Hudutlar

a) Trakya hudûdu:

Sevr’de: Çatalca hattından biraz ileride bulunan Podima-Kalikratya hattı.

Mart 1921 teklifinde: Bahis yok.

Mart 1922 teklifinde: Tekirdağ bize, Babaeski, Kırkkilise ve Edirne Yunan’a kalmak üzere bir hat.

Lozan’da: Karaağaç da bizde olmak üzere Meriç hattı.

b) İzmir mıntıkası:

Sevr projesinde: Bu mıntıkanın hudutları Kuşadası, Ödemiş, Salihli, Akhisar ve Kemer iskelesine az çok karîb mahallerden geçmektedir.

Bu mıntıka, Türk hâkimiyetinde kalacak, fakat Türkiye, bu hâkimiyetini istimâl hakkını Yunanistan’a devredecek, Türk hâkimiyetinin bekasına alâmet olarak İzmir şehrinin haricî istihkâmlarından birinde Türk bayrağı bulunacak. Mahallî bir meclis toplanacak ve beş sene sonra bu meclis, bu mıntıkanın suret-i daimede Yunanistan’a ilhakına karar verebilecek idi.

Mart 1921 teklifinde: İzmir mıntıkası, Türk hâkimiyetinde kalacak, İzmir şehrinde bir Yunan kuvveti bulunacak ve İzmir mıntıkasının aksâm-ı mütebakıyesinde muhtelif anâsırın adedi nisbetine göre terekküb edecek bir jandarma kıtası bulunacak ve buna Düvel-i İtilâfiye zâbitânı kumanda edecek.

İdare işlerinde dahi aynı nisbet-i adediye nazar-ı itibara alınacak ve mıntıkanın Cemiyet-i Akvâm’ca tayin edilecek Hıristiyan bir valisi olacak ve bunun yanında müntahap bir meclis ve bir heyet-i müşavire bulunacak. Vilâyetçe Türkiye’ye vâridatla mütezayit bir vergi verilecek ve bu anlaşma beş sene devam edip tarafeynden birinin talebi üzerine Cemiyet-i Akvâm’ca ta’dîl edilebilecek.

Mart 1922 teklifinde: Bütün Anadolu ve dolayısıyla İzmir de bize iade olunacak tarzında aldatıcı bir vaad. İzmir Rumlarının idâreye âdilâne bir surette iştirak ettirilmesi için ve aynı hak, Yunanistan’da kalacak Edirne Türklerine verilmek şartıyla bir usûl tayini zımnında Düvel-i İtilâfiye Türkiye ve Yunanistan’la anlaşacaklardır.

Lozan’da: Tâbiatıyla bu gibi mesâil mevzu-i bahis dahi olmamıştır.

c) Suriye hudûdu:

Sevr’de: Sahilde, takrîben Karataş Burnu’ndan başlayarak Osmaniye, Bahçe, Gazi Ayıntap, Birecik, Urfa, Mardin ve Nusaybin ’i epey cenupta ve Suriye arazisinde bırakan bir hudut.

Mart 1921 de: Takrîben şimdiki hudut olmak üzere Fransızlarla ayrıca bir itilâfname imzalanmıştır.

Lozan’da: 20 Teşrinievvel 1921 tarihli Ankara İtilâfnamesi hudûdu ibka edilmiştir.

d) Irak hudûdu:

Sevr’de: İmadiye bizde kalmak şartıyla, Musul vilâyetinin şimal hudûdu.

Mart 1921 teklifinde: Bahis yok. Mart 1922 teklifinde: Bahis yok. Lozan’da: Halli tehir edilmiştir.

e) Kafkas hudûdu:

Sevr’de: Türk-Ermeni hudûdunun tayini Amerika Reisicumhuru Wilson’a havale edilmiştir. Ve müşarünileyh hudut olarak Karadeniz sahilinde Giresun’un şarkından başlayan, Erzincan ’ın garp ve cenubundan, Elmalı, Bitlis ve Van Gölü’nün cenubundan geçen ve birçok nikatta Harb-i Umumî’deki Türk-Rus cephesini takip eden bir hattı göstermiştir.

Mart 1921 teklifinde: Cemiyet-i Akvâm bir Ermeni yurdu tesisi için vilâyât-ı şarkiyeden Ermenistan’a devrolunacak arazinin tespiti zımnında bir komisyon tayin edecek ve Türkiye bu komisyonun kararını kabul edecek.

Mart 1922 teklifinde: Bir Ermeni yurdu teşkili zımnında Cemiyet-i Akvâm’ın muâvenetine mürâcaat olunacağından bahsedilmektedir.

Lozan’da: Bu mesele bertaraf edilmiştir.

f) Boğazlar mıntıkası:

Sevr’de: Rumeli’nin Türkiye’de kalan bütün aksâmı.

Anadolu’nun Adalar Denizi üzerinde takrîben İzmir mıntıkasının başladığı yerden başlayarak Manyas Gölü’nün cenubuna ve Bursa’nın ve İznik’in biraz şimalinden ve Sapanca Gölü’nün Müntehâ-yı garbîsinden Ahabadr Deresi’nin munsabına giden hatla tahdîd edilmiş bir mıntıka. Bu menâtıkta asker bulundurmak ve harekât-ı askeriyede bulunmak hakkı sırf Düvel-i İtilâfiye’ye aittir. Keza mezkûr menâtıkta Türk jandarması Düvel-i İtilâfiye kumandasına tâbi olacaktır.

Düvel-i İtilâfiye, bu mıntıka dahilinde askerî makasid için kullanılabilecek yol ve şimendifer inşasını menedebileceği gibi elyevm mevcut olanlar meyânında bu yolda kullanılabilecek olanları tahrip ettirebilecektir.

Mart 1921 teklifinde: Çanakkale cenubunda Tenedos Adası’nın (Bozcaada) karşısından Karabiga’ya giden hattın şimaliyle Boğaziçi’nin tarafeyninde 20 ilâ 25 kilometrelik bir mıntıka.

Çanakkale Boğazı’na hâkim olan her iki tarafındaki adalar.

Düvel-i İtilâfiye, yalnız Yunanistan’a kalacak olan Gelibolu ve bize kalacak olan Çanakkale’de asker bulunduracak, bu suretle İstanbul ve İzmit Şibh-i Ceziresi’ni tahliye edecek ve Türkiye’nin İstanbul’da asker bulundurmasına ve Anadolu’dan Rumeli’ye veya Rumeli’den Anadolu’ya asker geçirmesine müsaade edecektir.

Mart 1922 teklifinde: Çanakkale’nin cenubunda Erdek Şibh-i Cezîresi müstesna olmak üzere Çanakkale sancağı. Boğaziçi ’nin cenubunda o zaman bî-taraf addolunan mıntıka, yani takrîben İzmit Şibh-i Ceziresi gayr-i askerî mıntıka olacaktır.

Bizde, İtilâf işgal kuvveti kalmayacaktır.

Lozan’da: Gelibolu Şibh-i Ceziresi’yle Kumbağı, Bakla Burnu hattının cenub-ı şarkîsi, Çanakkale mıntıkasında sahilden yirmi kilometrelik bir mıntıka ve Boğaziçi’nin iki tarafında sahilden on beş kilometrelik birer mıntıka ve Marmara’da da Emirali adasından mâadâ adalar ve İmroz ve Tenedos Adaları, gayr-i askerî bir hale konacaktır.

Hiçbir tarafta Düvel-i İtilâfiye işgal kuvveti kalmayacaktır.

2. Kürdistan

Sevr’de: Fırat’ın şarkında ve Ermenistan, Irak ve Suriye arasında kalan mıntıka için Düvel-i İtilâfiye murahhaslarından mürekkeb bir komisyon mahallî muhtariyeti ihzâr edecektir.

Muâhede’nin akdinden bir sene sonra işbu havalinin Kürt ahalisi Cemiyet-i Akvâm Meclisi’ne mürâcaatla Kürtlerin ekseriyetinin Türkiye’den müstakil olmayı istediğini isbât ederse ve Meclis bunu kabul ederse Türkiye bu havalideki her türlü hukukundan sarf-ı nazar edecektir.

Mart 1921 teklifinde: Düvel-i İtilâfiye, vaziyet-i hâzırayı nazar-ı itibara alarak ve bu bâbda Sevr projesinde ta’dîlât icrasını nazar-ı itibara almaya mütemayildirler. Şu şartla ki mahallî muhtariyetler ve Kürt ve Asuri-Keldani menâfiinin kâfi derecede himayesi için tarafımızdan teshîlât ibrâz edilsin.

Mart 1922 teklifinde: Bahis yok.

Lozan’da: Bi’t-tabi mevzu-i bahis ettirilmemiştir.

3. İktisadî menâtık-ı nüfûz

Sevr Muâhedesi’ni müteakib Düvel-i İtilâfiye’nin aralarında imza eyledikleri “akor tripartit”te:

a) Fransız mıntıka-i nüfûzu:

Suriye hudûduyla takrîben Adana vilâyetinin garp ve şimal hudûdu ve Kayseri ile Sivas’ın şimalinden geçen ve Muş hariç işbu kasabaya takarrüpten sonra Cezîre-i İbn-i Ömer’e giden bir hattın dahilinde kalan mıntıka.

b) İtalyan mıntıka-i nüfûzu:

İzmit Şibh-i Cezîresi’nden çıktıktan sonra Afyonkarahisarı’na kadar Anadolu şimendifer hattı ve oradan Kayseri civarında Erciyes Dağı civarına kadar giden hatla İzmir mıntıkası Adalar Denizi, Bahr-i Sefid ve Fransız mıntıkası arasında kalan mıntıka.

Mart 1921’de: Bekir Sami Bey ile Fransız ve İtalyan Hariciye Nâzırları arasında imza olunup Hükümet’çe reddolunan itilâflara göre,

a) Fransız mıntıka-i nüfûzu:

O sırada Fransız işgali altında bulunan yerlerle Sivas, Mamuretülaziz ve Diyarbekir vilâyetleri.

b) İtalyan mıntıka-i nüfûzu:

Antalya, Burdur, Muğla, Isparta sancaklarıyla Afyonkarahisar, Kütahya, Aydın ve Konya sancaklarının bi’l-âhire tayin olunacak aksâmı.

Mart 1922 teklifinde: Mevzu-i bahis değildir.

Lozan’da: Mevzu-i bahis olmamıştır.

4. İstanbul

Sevr’de: Muâhede samimiyetle tatbik edilmediği takdirde İstanbul da bizden alınacaktır.

Mart 1921 teklifinde: Bu tehdidin kalkacağı ve Türkiye’nin İstanbul’da asker bulundurabileceği ve Boğaziçi’nin etrafındaki gayr-i askerî mıntıkadan asker mürûruna müsaade edilebileceği mezkûrdur.

Mart 1922 teklifinde: İstanbul’dan ihracımız tehdidinin kaldırılacağı ve İstanbul’da bulundurulabilecek Türk kuvvetinin tezyîdi vaad olunmaktadır.

Lozan’da: Mevzu-i bahis olmamıştır.

5. Tâbiiyet

Sevr’de: Gerek Düvel-i Müttefika’dan (Yunanistan dahil) gerek teşekkül eden devletlerden birinin ( Ermenistan ve sâire ) tâbiiyetine girmek isteyen Türk tebaasından hiç kimseye Türk Hükümeti’nce mümânaat edilmeyecek ve bunların yeni tâbiiyeti kabul edilecektir.

Mart 1921 teklifinde: Bundan bahis yok.

Mart 1922 teklifinde: Bundan bahis yok.

Lozan Muâhedesi’nde: Bundan bahis yok.

Ancak müzâkerât esnasında Düvel-i İtilâfiye bir adamın tâbiiyetini tayin hususunda Türkiye’deki ecnebi sefaret ve şehbenderhanelerin verecekleri vesâikin kâfi addedilmesini istemişlerdi. Bu teklif, Sevr projesinin bâlâda mevzu-i bahis olan 128’inci maddesinin bir şekl-i cedîdi idi. Tâbiatıyla tarafımızdan reddedilmiştir.

6. Adlî kapitülasyonlar

Sevr’de: İngiltere, Fransa, İtalya ve Japonya’nın temsil edildikleri dört azadan mürekkeb bir komisyon, kapitülasyonlardan müstefid olan sâir devletlerin mütehassıslarıyla birlikte yeni bir usûl tanzim edecek ve Osmanlı Hükümeti’yle istişare ettikten sonra bu usûlü tavsiye edebilecek. Hükümet-i Osmaniye bu usûlü kabul etmeyi şimdiden taahhüt edecek.

Mart 1921 teklifinde: İşbu komisyonda Türkiye’nin dahi temsiline Düvel-i İtilâfiye razı olmaktadır.

Mart 1922 teklifinde: Aynı teklif.

Lozan’da: Kapitüler hiçbir kayıt yoktur!

İstişarî mahiyette olmak üzere birkaç ecnebi mütehassısını beş sene için hizmetimize almayı kabul ettik.

7. Ekalliyetlerin himayesi

Sevr’de: 1918 mütarekelerinden sonra akdolunan bi’l-cümle muâhedâtta mevcut olan ahkâmdan mâadâ Türkiye’ye bilhassa zîrdeki taahhüdât kabul ettirilmek istenilmiştir:

a) Yerlerini terk etmiş olan bi’l-cümle gayr-i Türklerin yerlerine iadesi.

Reisleri Cemiyet-i Akvâm’ca tayin edilecek olan hakem komisyonları vasıtasıyla bunların hukukunun iadesi ve ez-cümle bu komisyonların talebi takdirinde gayr-i Türklerin tahrip edilmiş emlâkinin tamiri zımnında ücretleri hükümetçe tesviye edilecek işçilerin tedâriki, tehcir ve buna mümâsil işlerde zî-medhal oldukları mezkûr komisyonlar tarafından iddia olunan bi’l-cümle eşhâsın teb’îdi ilâ...

b) Türk Hükümeti, ekalliyetlerin parlamentoda temsil-i nisbîsini temîn eden bir intihap kanun projesini iki sene zarfında Düvel-i Müttefika’ya arz edecektir.

c) Patrikhanelere ve bunlara mümâsil müessesata ait bi’l-cümle imtiyâzat takviye ve tezyîd edilmekte ve bunların idâre eyledikleri mektep, eytamhane ve sâire hususunda o ana kadar Hükümet’in muhafaza etmiş olduğu nisbî bir murakabe hakkı dahi ref’ edilmektedir.

d) Düvel-i İtilâfiye, Cemiyet-i Akvâm Meclisi’yle ba’de’l-istişare işbu mukarrerâtın temîn-i icrası için ittihâzı lâzım gelen tedâbîri tespit edeceklerdir. Türkiye bu hususta bi’l-âhire ittihâz olunacak her tedbiri kabul edeceğini şimdiden taahhüt edecektir.

Mart 1921 teklifinde: Ekalliyetlerden bahis yoktur. Bu teklif Sevr’de yapılacak ta’dîlâttan bâhis olduğu için bundan mezkûr muâhedenin ekalliyetlere ait kısmının ta’dîl edilmeyeceği istihrâc olunabilir.

Mart 1922 teklifinde: Türkiye ve Yunanistan’daki ekalliyetler hakkında bir silsile-i tedâbîrin teklif edileceği ve bunların hüsn-i tatbikine nezaret etmek için Cemiyet-i Akvâm’ca komiserlerin tayin olunacağı mezkûrdur.

Silsile-i tedâbîrin ne olacağı tasrih edilmemiştir.

Lozan’da: Misak-ı Millî’mizde kabul etmiş olduğumuz vechile ve yalnız gayr-i Müslimlere mahsus olmak üzere Harb-i Umumî’den sonra akdolunan bi’l-cümle beynelmilel muâhedâtta mevcut olan ahkâm.

8. Ahkâm-ı askeriye

Sevr’de:

a) Türkiye’nin kuvâ-yı müsellahası şu erkamı tecavüz etmeyecektir.

Maiyet-i seniye kıtası: 700 kişi
Jandarma: 35.000 kişi
Jandarmayı takviye için kıtaat-ı mahsusa: 15.000 kişi
50.700

Bu miktara erkân-ı harbiye, mekâtib-i askeriye talebesi, depo kıtaatına ve hidemât-ı muhtelifeye mensup efrâd ve zâbitân dahildir.

Kıtaat-ı mahsusanın 15 batarya cebel topu bulunabilecek ve sahra veya ağır topu olmayacaktır.

Memleket, muhtelif menâtıka ayrılacak ve her mıntıkada bir jandarma kıtası (légion) bulunacaktır.

Jandarmanın topu ve âlet-i fenniyesi bulunmayacaktır.

Mahsus-ı kıtaat kendi mıntıkasının haricinde istihdam edilemeyecektir.

Jandarma zâbitânı meyânında 1.500’ü geçmemek üzere ecnebi zâbitân bulunacaktır. Her mıntıkadaki ecnebi zâbitânı aynı millete mensup olacaktır.

Bi’l-âhire tespit edilecek olan işbu menâtıkın adedi zikredilmemekle beraber bunun Düvel-i İtilâfiye’nin fikrince lâakal dört olacağı muâhedenin bazı ahkâmından ve ez-cümle bir légionun kuvvetinin umum légionlar kuvvetinin rub’unu tecavüz etmeyeceği hakkındaki hükümden istihrâc olunabilir. Bu suretle İngiltere, Fransa ve İtalyan zâbitânının bulunacağı birer mıntıka olacağı gibi ihtimal Yunanistan ve belki de ileride Ermenistan’a birer mıntıka verilmesi düşünülmüştür.

Kıtaat-ı mahsusa efrâdıyla jandarmalar hep ücretli olup bunlar lâakal on iki sene hizmet edecek ve hizmet-i mecbure-i askeriye kalkacaktır.

Her mıntıkadaki légiona alınacak efrâd ve zâbitân o mıntıka ahalisinden olacak ve muhtelif anâsırın légionda temsil edilmesine imkân dairesinde itina olunacaktır.

Kuvâ-yı bahriyemiz yedi sloop ve altı torpidoyu tecavüz etmeyecek ve hiçbir tayyare ve kabil-i sevk balonumuz olmayacaktır.

Düvel-i İtilâfiye’ye mensup askerî, bahrî ve havaî kontrol komisyonlarının memleketimiz dahilinde her türlü murakabede bulunmaya hakları vardır.

Bilhassa askerî komisyon;

Türkiye’nin istihdam edebileceği polis, gümrükçü, orman muhafızı ve sâire gibi memûrînin miktarını tayine,

Fazla kalacak esliha ve cephanemizi tesellüme,

Memleketimizin menâtıka taksimine, her mıntıkada bulu-nacak jandarma ve kıtaat-ı mahsusa miktarının tayinine, bunların tarz-ı istihdam ve istimâlini murakabeye, ecnebi zâbitânın miktar ve nisbetini tayine ve hükümetle müştereken yeni kuvâ-yı müsellahamızın tanzimine ilâh... memurdur.

Mart 1921 teklifinde:

Jandarma miktarı 45.00

Kıtaat-ı mahsusa 30.000’e iblâğ olunmuştur.

Jandarmanın tarz-ı tevzii, Düvel-i İtilâfiye’ye mensup sâlifü ’z-zikir kontrol komisyonuyla hükümet arasında anlaşarak vaki olacaktır.

Jandarmada zâbitân ve küçük zabıtan nisbeti tezyit edilecektir. Ecnebi zâbitân miktarı azaltılacak ve bunların kıtaata tevzii, kontrol komisyonu ve hükümet arasında bi’l-itilâf kararlaştırılacaktır. (Bunda ihtimal her mıntıkada aynı millete mensup ecnebi zâbitân bulunmayacağı kastedilmiştir.)

Mart 1922 teklifinde:

Ücretle müstahdem asker usûlünün ibkası

Jandarmanın 45.000

Kıtaat-ı mahsusanın 40.000 e iblâğı.

Jandarmada ecnebi zâbitânının istihdamı Türkiye’ye tavsiye edilmekle beraber bu cihet şart olarak dermeyan edilmemektedir.

Lozan’da: Trakya ve Boğazlar’da gayr-i askerî hale ifrâğ olunan menâtıka ait tahdîdattan mâadâ hiçbir kayıt yoktur. Hatta Boğaziçi’nin iki tarafındaki gayr-i askerî mıntıkada 12.000 asker bulundurabilmek hakkını muhafaza etmişizdir.

Bu menâtık için bile hiçbir kontrol kabul edilmemiştir.

9. Ceza

Sevr projesinde: Türkiye, harp esnasında kavaid-i harbiyeye muhâlif surette hareket etmiş veya Türkiye dahilinde mezâlim icrâ eylemiş ve tehcir ve sâire gibi hususâta karışmış olan eşhâsı, talepleri üzerine Düvel-i Müttefika’ya (Yunanistan dahil) ve Türkiye’den arazi almış olan devletlere

(Ermenistan ve sâire) teslim edecektir. Eşhâs-ı mezkûre kendilerini talep eden devletin divan-ı harbi tarafından muhakeme ve tecziye edileceklerdir. Mart 1921 teklifinde: Düvel-i İtilâfiye teklifatında bundan bahis yoktur.

Ancak Bekir Sami Bey’in İngilizlerle imza etmiş olduğu mübadele mukavelenamesinde elimizdeki bütün İngilizleri tahliye ederek bir kısım Türkleri mücrim addiyle İngilizler elinde bırakmaya muvafakat etmiş olması Sevr projesinde mevcut olan ahkâm-ı sâlifenin daha muhaffef bir şeklinden başka bir şey değildir.

Mart 1922 de: Bu meseleden bahis yoktur.

Lozan’da: Bahis yoktur.

10. Ahkâm-ı maliye

Sevr’de: Düvel-i İtilâfiye Türkiye’ye muâvenet zımnında İngiliz, Fransız ve İtalyan murahhaslarından mürekkeb bir maliye komisyonu teşkil edecekler ve bu komisyonda istişarî mahiyette bir Türk komiseri bulunacaktır.

İşbu komisyonun vezâif ve salâhiyeti ber vech-i âti olacaktır:

a) Türkiye’nin vâridatını idâme ve tezyit için her türlü tedâbîr ittihâz edebilecektir.

b) Türk Meclis-i Mebusanı’na takdim edilecek olan bütçe, evvelen maliye komisyonuna arz ve onun kabul ettiği şekilde Meclis’e sevk olunacaktır. Meclisin yapacağı ta’dîlât ancak komisyonca tasvip edilirse kabil-i icradır.

c) Komisyon doğrudan doğruya kendisine tâbi olacak ve azaları kendi muvafakatiyle tayin edilecek olan Türk maliye heyet-i teftişiyesi vasıtasıyla bütçenin ve malî kavânîn ve nizamatın tatbikatını murakabe edecektir.

d) Düyûn-ı Umumiye ve Osmanlı Bankası’yla anlaşarak Türkiye’nin usûl-i meskûkatını tanzim ve ıslah edecektir.

e) Düyûn-ı Umumiye’ye tahsis olunan vâridat müstesna olmak üzere Türkiye’nin bi’l-cümle vâridatı işbu maliye komisyonunun emrine verilecektir. Komisyon bunlarla;

Evvelen:

Kendisine ve Türkiye’de kalacak olan Düvel-i İtilâfiye işgal kuvvetlerine ait masârifi tediye ettikten sonra 30 Teşrinievvel 1918 tarihinden beri Düvel-i İtilâfiye ordularının gerek bugünkü Türkiye’de gerek Osmanlı İmparatorluğu’nun muhtelif aksâmındaki masârifini tediye eyleyecektir.

Saniyen:

Türkiye, dolayısıyla zarar-dîde olan bi’l-cümle Düvel-i Müttefika tebaasının zarar ve ziyanını tazmin edecektir.

Türkiye’nin ihtiyâcâtı bundan sonra derpîş edilecektir.

f) Hükümetçe verilecek her bir imtiyâz için maliye komisyonunun muvafakati şarttır.

g) Komisyonun tasvibiyle elyevm câri olan Düyûn-ı Umumiye tarafından bazı vâridatın doğrudan doğruya cibâyeti usûlü mümkün olduğu kadar geniş bir surette tevsi edilecek ve bütün

Türkiye’ye teşmil olunacaktır.

Gümrükler, maliye komisyonu tarafından azil ve nasb olunan ve kendisine karşı mes’ûl bulunacak olan bir müdür-i umumînin idâresinde bulunacaktır ilâh....

Mart 1921 teklifinde: Sâlifü’z-zikr maliye komisyonu Türk Maliye Nâzırı’nın riyâset-i fahriyesi tahtında bulunacaktır. Komisyonda bir Türk murahhas bulunacak ve bunun Türk maliyesine ait mesâilde reyi olacaktır. Müttefiklerin menâfi-i maliyesine müteallik mesâilde ise Türk murahhasının salâhiyeti ancak istişarî mahiyette olacaktır.

Türk Parlamentosu, Türk Maliye Nâzırı’yla maliye komisyonu tarafından müştereken ihzâr edilecek olan bütçede ta’dîlât yapmak salâhiyetini hâiz bulunacaktır. Fakat bu ta’dîlât bütçenin tevazününü bozacak şekilde ise bütçe berâ-yı tasdik tekrar maliye komisyonuna gönderilecektir.

Türk Hükümeti imtiyâzat vermek hakkını tekrar ihrâz edecektir. Ancak, Türk Maliye Nâzırı bu bâbdaki kontratların Türk hazinesi menfaatine muvâfık olup olmadığını maliye komisyonuyla birlikte tetkik edecek ve bu bâbda müştereken bir karar ittihâz edilecektir.

Mart 1922 teklifinde: Maliye komisyonu teşkilinden sarf-ı nazar edilmektedir. Fakat Düvel-i Müttefika’ya olan harpten evvelki düyûnun ve makul bir tazminatın tediyesi zımnında lâzım olan kontrolün Türk hâkimiyeti prensibiyle telifine çalışılacaktır.

Harpten evvelki Düyûn-ı Umumiye Komisyonu ibka olunacak ve bâlâda mezkûr iş için Düvel-i İtilâfiye’ce bir tasfiye komisyonu tesis olunacaktır.

Lozan’da: Bu gibi kuyûdatın kâffesi bertaraf edilmiştir.

10. Ahkâm-ı iktisadiye

Sevr’de: Kapitülasyonlardan istifade hakkı harpten evvel bunlardan istifade eden Düvel-i Müttefika tebaasına iade edilecek ve bunlardan evvelce istifade etmeyen Düvel-i Müttefika (Yunanistan ve Ermenistan ve sâire) tebaasına da yeniden verilecektir.

(Bu hukuk meyânında birçok vergiden muafiyetin bulunduğu ve tâbiiyet bahsinde görüldüğü vechile her Türk tebaasının Düvel-i Müttefika’dan birinin tâbiiyetine girmesine mümânaat etmek hakkının bizden nez’ edildiği nazar-ı dikkate alınırsa bu hükmün şümûlü daha ziyade tezâhür eder.)

Gümrük tarifeleri için 1907 tarifesi (% 8) iadeten tesis edilmektedir.

Türkiye Düvel-i Müttefika’ya mensup sefaine lâakal Türk sefainine verdiği hukuku tanıyacaktır.

Ecnebi postaları iadeten tesis olunacaktır.

Mart 1921 teklifinde: Yalnız ecnebi postalarının bazı şerâit tahtında ilgasının derpîş edileceği söylenilmekte, binâenaleyh ahkâm-ı sâire ibka edilmektedir.

Mart 1922 teklifinde: İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Türkiye’nin murahhaslarından ve kapitülasyonlardan istifade eden diğer devletlerin mütehassıslarından mürekkeb bir komisyon sulhun mer’iyete duhûlünü müteakib geçecek üç ay zarfında İstanbul’da ictimâ edip kapitüler usûlün ta’dîli zımnında teklifat hazırlayacaktır.

Malî hususâtta bu teklifat tebaa-i ecnebiyenin Türklerle müsavî vergi vermesini temîn edecektir. Keza bu teklifat gümrük resminde lüzum görülecek ta’dîlâtı icraya ma’tûf olacaktır.

Lozan’da: Kapitülasyonların her nev’î tamamıyla ve ebediyen lâğvolunmuştur.

12. Boğazlar Komisyonu

Sevr’de: Kendine mahsus bayrağı, bütçesi ve zabıtası bulunacak olan işbu komisyon gemilerin Boğazlar’dan mürûru, fenerler, kılavuzluk ilâh.... ile iştigal edecek ve evvelce meclis-i âli-i sıhhînin ifa eylediği vezâif ile tahlîsiye hidemâtı ba’demâ komisyonun nezareti altında ve onun talimatı dahilinde ifa kılınacak ve komisyon Boğazlar’ın serbestîsini tehlikede addedince Düvel-i İtilâfiye’ye mürâcaat edebilecektir.

Komisyonda Amerika, İngiltere, Fransa, İtalya, Japonya ve Rusya’nın murahhasları iki reye mâlik bulunacaklardır.

Amerika arzu eylediği andan ve Rusya Cemiyet-i Akvâm’a dahil olduğu takdirde ve o andan itibaren komisyona iştirak edebileceklerdir.

Komisyon azaları muafiyet-i diplomatikiyeden istifade edeceklerdir. Komisyona münâvebe ile ve ikişer sene müddetle iki reye mâlik devletlerin murahhasları riyâset edecektir.

Mart 1921 teklifinde: Türk murahhası dahi iki reye mâlik olacak ve Boğazlar Komisyonu’na riyâset edecektir.

Mart 1922 teklifinde: Keza Türk murahhası komisyona riyâset edecektir. Boğazlar’la alâkadar bi’l-cümle devletler komisyonda temsil edileceklerdir.

Lozan’da: Komisyonun riyâseti bize verilmiştir.

Komisyonun vazifesi sefainin Boğazlar’dan mürûru keyfi-yetinin Boğazlar mukavelesi ahkâmına muvâfık olmasına itinadan ibarettir. Komisyon her sene Cemiyet-i Akvâm’a rapor verecektir.

Keza mezkûr muâhede ile İstanbul’daki beynelmilel sıhhiye meclisi lâğvolunarak sıhhiye umûru Türkiye Hükümeti’ne terk edilmiştir.

Muhterem Efendiler, Lozan Sulh Muâhedenamesi’nin ihtivâ ettiği esâsâtı, diğer sulh teklifleriyle daha fazla mukayeseye mahal olmadığı fikrindeyim. Bu muâhedename, Türk milleti aleyhine, asırlardan beri hazırlanmış ve Sevr Muâhedenamesi’yle ikmâl edildiği zannedilmiş, büyük bir su-i kastın inhidamını ifade eder bir vesikadır. Osmanlı devrine ait tarihte emsali nâ-mesbuk bir siyasî zafer eseridir!