Mesnevi (Konuk)/1. Defter/3201-3250

Vikikaynak, özgür kütüphane

3201. Arslana zincirden âr olmaz; ve bizim için kazâ-yı Hak'dan şikâyet yoktur.
3202. Arslanın boynunda zincir var idi; bütün zincir yapanların üzerine bey oldu.
3203. Dedi: Zindandan ve kuyudan nasıl oldun? Dedi: Muhâkda ve noksânda ay gibi!
3204. Muhâkda her ne kadar yeni ay iki kat olur; nihâyette gök üzerinde bedir olmaz mı?
3205. Gerçi inci dânesini havanda döğdüler, gözün ve gönlün nûru oldu, yüksek görür.
3206. Birçok buğdayı toprak altına attılar; sonra topraktan ona başaklar yaptılar.
3207. Tekrâr onu değirmenden döktüler; onun kıymeti ziyâde oldu, cân artırıcı ekmek oldu.
3208. Yine ekmeği diş altında ezdiler; akıl ve cân ve fehm-i âkılân oldu.
3209. Yine o cân aşkın mahvı olduğu vakit, ekinden sonra zürrâ'ı i'câb eder geldi.
3210. Bu sözün nihâyeti yoktur; rücû' et! Tâ ki o iyi adam Yûsuf ile ne yaptı?

Yûsuf'un (a.s.) misâfirden hediye taleb etmesi


3211. Ona kıssayı söyledikten sonra dedi ki: Ey filân! Âgâh ol, bize hediye olarak ne getirdin?
3212. Dostların kapısına eli boş gelmek, değirmen tarafına buğdaysız gitmektir.
3213. Hak Teâlâ haşirde halka der: Neşir günü için hediye hani?
3214. Siz bana azıksız ve münferid olduğunuz hâlde geldiniz; hem o üslûb ile ki, sizi öylece halk eyledik.
3215. Âgâh olun! Tevessül için kıyâmet gününe bir armağan ne getirdiniz?
3216. Ya size rücû' ümîdi olmadı mı? Bugünün va'di size bâtıl mı göründü?
3217. Onun misâfirliğini eşeklikten münkir isen, imdi matbahtan toprak ve kül götürürsün.
3218. Ve eğer münkir değil isen, o dostun kapısına böyle boş el, nasıl ayak basarsın?
3219. Uykudan ve yemeden biraz tasarruf et; O'nun mülâkatı için hediye götür.
3220. Uyuyanlardan uykusu az olan kimse ol; seherlerde istiğfar edenlerden ol!
3221. Cenîn gibi biraz hareket et, tâ ki sana nûr görücü havâs bağışlasınlar.
3222. Ve rahim gibi olan bir cihândan hârice gidesin; zemînden geniş olan arsada olursun.
3223. Allah'ın arzı geniştir, demiş oldukları o yeri, enbiyânın gitmiş oldukları bir arsa bil!
3224. Geniş arsadan gönül dar olma; ten nahlinin dalı orada kurumaz.
3225. Şimdiki hâlde sen havâssini hâmilsin; yorgun ve âciz ve ser-nigûn olursun.
3226. Vaktâ ki uyku zamânında mahmûlsun, hâmil değilsin; âcizlik gitti ve meşakkatsiz ve harâretsiz oldun.
3227. Evliyâ hâlinin mahmûl olması önünde, uyku hâlini sen bir çâşni bil!
3228. Ey inâdçı, evliyâ ashâb-ı Kehf'dirler; kıyâmda ve tekallübde onlar uykudadırlar.
3229. Hak Teâlâ onları habersiz oldukları halde sağ yanına, sol yanına, tekellüfsüz fiillere çeker.
3230. O sağ yan nedir? Güzel fiildir; o sol yan nedir? Tenin şugulleridir.
3231. Bu her iki fiil enbiyâdan sâdır olur; onlar bu her ikiden sadâ gibi habersizdir.
3232. Eğer sana hayır ve şer olan sadâyı işittirir ise, dağın zâtı her ikisinden habersiz olur.

Misâfirin Yûsuf'a (a.s.) "Hediye olarak sana âyîne getirdim;
tâ ki her ne zaman ona bakar isen, kendinin güzel yüzünü göresin ve
beni hatırlayasın" demesi


3233. Yûsuf (a.s.) dedi: Âgâh ol, hediye getir. O bu talebe karşı utanmaktan figân etti.
3234. Dedi ki: Ben senin için o kadar hediye aradım; lâyık olan bir hediye nazara gelmedi.
3235. Bir habbeyi kân tarafına nasıl götüreyim; bir katrayı ummân tarafına nasıl götüreyim?
3236. Dil ve cânı senin huzûruna getirsem, kimyonu Kirmân'a götürürüm.
3237. Nazîri olmayan senin hüsnünden başka, bu anbârda olmayan bir tohum yoktur.
3238. Onu lâyık gördüm ki, senin huzûruna, bir sînenin nûru gibi olan bir âyîneyi getireyim.
3239. Tâ ki kendinin güzel yüzünü onda göresin; ey sen ki semânın şem'i olan güneş gibisin.
3240. Ey nûrânî, kendi yüzünü gördüğün vakit, beni hatırlaman için sana ayna getirdim.
3241. Aynayı o koltuğundan çıkardı; ayna güzelin mahall-i iştigâli olur.
3242. Varlığın aynası ne olur? Yokluk. Eğer ahmak değil isen, yokluk götür!
3243. Varlık, yoklukta görünebilir; mal sâhibleri fakîr üzerine cûd götürürler.
3244. Muhakkak ekmeğin sâfî aynası açtır; kav dahi çakmağın aynasıdır.
3245. Her yerde hâsıl olan yokluk ve noksan, bütün sıfatların güzelliğinin aynasıdır.
3246. Elbise sağlam ve dikilmiş olduğu vakit, nasıl terzinin san'atının mazharı olur?
3247. Cüzû' yontulmamış olmalıdır ki, dülgel asıl, ya fer' yapsın.
3248. Kırık bağlayıcı efendi, kırılmış ayak olan yere gider.
3249. Hasta ve zayıf olmadığı vakit, tıb san'atının cemâli ne vakit âşikâr olur?
3250. Bakırların enzâr-ı nâsda horluğu ve aşağılığı olmasa idi, ne vakit kimyâ görünürdü?