Mehmet Ali Çelebi'nin cezaevinden tahliye konuşması

Vikikaynak, özgür kütüphane

Öncelikle Silivri, Hasdal, Maltepe, Hadımköy, Sincan, Mamak ve Şirinyer sadalarında kutsal nöbetlerine devam eden silah arkadaşlarımı ve komutanlarımı saygıyla selamlıyorum.

“Ne hissediyorsun” diyorsanız; cephede silah arkadaşlarını bırakmak zorunda kalan bir askerin huzursuz ruh hâlindeyim. Çünkü henüz adalete doymadık; adalet hâlen kan ağlıyor. Silah arkadaşlarım, komutanlarım eve dönüş yolundaki adımlarına kavuşmadıkça, bugün benim elde etmiş olduğum özgürlüğün hiçbir anlamı yoktur.

Ergenekonmuş, Balyozmuş, Poyrazköymüş, amirallere suikastmış, askerî casuslukmuş… Bunların hepsi yalanın doğruya büyüklük taslaması, hepsi illüzyon, kamuoyunda söylenegelen adlarıyla: kumpas davalar, yani hiçlik. Ama emin olun, hiçlik hiç bu kadar tehlikeli olmamıştı. Hiçlik hiç bu kadar zamanımızı çalmamıştı. Hiçlik hiç bu kadar insanı mağdur etmemişti.

Bunların hepsi hukuk adı altında yapıldı. Oysa hukuk insanca ve adilane yaşamı temin etsin diye var; zulmün yardakçısı olsun diye değil.

Tüm komutanlarımın, silah arkadaşlarımın irade beyanı şudur: Bizler karşımızda ölüm, elimiz vicdanımızda, torunlarımızın yarın inceleyeceği tarihe ait mesuliyetler gözümüzün önünde. Yolumuzu Mustafa Kemal Atatürk’ün Türkiye Cumhuriyeti için yaşam nöbeti çizen sözleri ve direktifleri çerçevesinde çiziyoruz.

Herkes bilsin ki, buradaki komutanlarım nöbetlerine devam etmektedirler. Mustafa Kemal’i her zamanda, her mekânda, her koşulda savunacağız, ona siper olacağız!

Mustafa Kemal Atatürk şu an yükseklerdedir, ama bacakları hâlen dünyadadır. Yere değdirmese de bizim gibi şerefli Türk subaylarının, şerefli Türk aydınlarının ve onurlu Türk gençliğinin başlarına basa basa, omuzlarına basa basa ileri atıyor adımlarını. Yürüyecek, yürüteceğiz onu!

O, bu topraklarda hiç kaybetmedi, yine kazanacak!

Kaynak:

Telif durumu: