İçeriğe atla

Lozan Antlaşması

Vikikaynak, özgür kütüphane


Bir taraftan, Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven Devleti,

Ve diğer taraftan, Türkiye,

1914 senesinden beri şarkın sükûnunu ihlâl eden hali harbe kat'î surette hatime vermek arzu-yi mütekabil ile mütehassis olarak,

Ve kendi milletlerinin müşterek refah ve saadeti için elzem olan dostane ve ticarî münasebatı beyinlerinde yeniden tesis etmek emelinde bulunarak,

Ve bu münasebatın Devletlerin istiklâl ve hâkimiyetine hürmet esasına müstenit olması vücubunu mülâhaza ederek, bu hususta bir Muahede aktine karar vermişler ve murahhas olarak:

Haşmetlû Büyük Britanya ve İrlanda Kraliyeti Müttehidesi, Mavera-yı ebhar Britanya arazisi Kıralı ve Hindistan İmparatoru Hazretleri:
İstanbul'da Fevkalade Komiser Asaletlû Sir Horace Geoge Montagu Rumbold, Baronet, G. O. M. G.,

Fransa Cumhuriyeti:
Fransa Sefiri Kebiri, Cumhuriyetin şarkta Fevkalâde Komiseri, Lejyon Donör nişanı millîsinin Grandofisiye rütbesini haiz Ferik General Müsyü Maurice Pellé;

Haşmetlû İtalya Kıralı Hazretleri:
Ayandan İtalya Sefiri Kebiri, İstanbul'da Fevkalâde Komiser, Senmoris ve Lazar ve Kuron Ditali nişanlarının Grankruva rütbesini haiz Asaletlû Marki Camille Garroni:
Atina Fevkalâde Murahhas ve Orta Elçisi, Senmoris ve Lazar nişanlarının Komandör ve Kuron Ditali nişanının Grandofisiye rütbesini haiz Müsyü Jules César Montagna;

Haşmetlû Japonya İmparatoru Hazretleri:
Soleylövan nişanının birinci rütbesini haiz Roma Fevkalâde Sefiri Kebir ve Murahhası Müsyü Kentaro Otchiai Jusammi;

Haşmetlû Yunanlılar Kıralı Hazretleri:
Esbak Heyeti Nüzzar Reisi, Sovör nişanının Grankruva rütbesini haiz Müsyü Eleftherios K. Venizelos,
Londra Orta Elçisi, Sovör nişanının Komandör rütbesini haiz Müsyü Démtère Caclamanos,

Haşmetlû Romanya Kıralı Hazretleri:
Orta Elçi Müsyü Costantin I. Diamandy,
Orta Elçi Müsyü Costantin Contzesco;

Haşmetlû Sırplar-Hırvatlar-Slovenler Kıralı Hazretleri:
Bernde Fevkalâde Murahhas ve Orta Elçi Müsyü Doktor Miloutine Yovanovitch;

Türkiye Büyük Millet Meclisi Hükümeti:
Umur-u Hariciye Vekili, Edirne Meb'usu İsmet Paşa,
Umur-u Sıhhiye ve Muaveneti içtimaiye Vekili, Sinop Meb'usu Doktor Rıza Nur Bey,
Sabık Vekil, Trabzon Meb'usu Hasan Bey;

Hazeratını tayin etmişlerdir. Müşarünileyhin usulüne muvafık ve muteber görülen salâhiyetnamelerini ibrazdan sonra atideki mevaddı kararlaştırmışlardır.

Kısım I

[değiştir]

Siyasî Ahkâm

[değiştir]

Madde 1 — İşbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren bir taraftan Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, Yunanistan, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven Devleti ve diğer taraftan Türkiye arasında ve kezalik Tarafeyn tebaaları beyninde hali sulh sureti kafiyede tekrar teessüs edecektir. Tarafeyn arasında münasebatı resmiye vücut bulacak ve Tarafeynin arazileri dahilinde siyasî ve şehbenderî memurin, vaki olacak itilâfatı hususiyeye halel gelmeksizin, hukuk-u düvel esas-ü umumiyesiyle tayin edilmiş olan muameleye mazhar olacaklardır.

Fasıl I

[değiştir]

1. Araziye Mütaallik Ahkâm
Madde 2 — Bahrisiyahtan Adalar denizine kadar Türkiye'nin hududu berveçhi zir tesbit edilmiştir. (Merbut bir numaralı Haritaya müracaat):

Evvelâ — Bulgaristan ile: Rezvaya munsabından Türkiye, Bulgaristan ve Yunanistan'a ait üç hududun Meriç üzerinde kâin nokta-i iltisakına kadar; Bulgaristan'm elyevm tahdit edilmiş olduğu şekilde cenup hududu;

Saniyen — Yunanistan il: Oradan Arda ve Meriç nehirlerinin birleştiği noktaya kadar: Meriç mecrası; Oradan Arda membaına doğru bu nehir üzerinde ve Çörek köyün hemen civarında olmak üzre arazi üzerinde tayin edilecek bir noktaya kadar: Arda mecrası; Oradan cenub-u şarkî istikametinde Bosna köyün bir kilometre munsap cihetinde Meriç üzerinde kâin bir noktaya kadar; Bosna köyünü Türkiye'de bırakan hisselunacak derecede müstakim bir hat. Çörek köyü, beşinci maddede zikredilen komisyon tarafından ahalisi ekseriyet itibariyle Türk veya Rum olarak tanınacağına göre Türkiye'ye veya Yunanistan'a verilecektir. 11 Teşrinievvel 1922 tarihinden sonra bu köye hicret eden ahali bu hususta hesaba alınmayacaktır. Oradan Adalar Denizi'ne kadar Meriç mecrası.

Madde 3 — Bahrisefitten İran hududuna kadar Türkiye'nin hududu berveçhi zir tesbit edilmiştir:

Evvelâ — Suriye ile: 20 Teşrinievvel 1921 tarihinde aktolunan Fransa-Türkiye İtilâfnamesinin 8 inci maddesinde musarrah ve muayyen hudut;

Saniyen — Irak ile: Türkiye ile Irak arasındaki hudut dokuz ay zarfında Türkiye ile Büyük Britanya arasında suret-i muslihanede tayin edilecektir.

Tayin olunan müddet zarfında iki Hükümet arasında itilâf husule gelemediği takdirde, ihtilâf Cemiyeti Akvam Meclisine Arzolunacaktır.

Hatt-ı hudut hakkında ittihaz olunacak karara intizaren Türkiye ve Britanya Hükümetleri mukadderatı kafiyesi bu karara muallâk olan arazinin halii hazırında her hangi bir tebeddül ikaına bais olacak mahiyette hiç bir hareket-i askeriye veya sairede bulunmamağı mütekabilen taahhüt ederler.

Madde 4 — İşbu Muahedenamede zikredilen hudutlar işbu Muahedenameye merbut 1/1000000 mikyasındaki haritalar üzerinde tersim edilmiştir. Muahedename metni ile haritalar arasında ihtilâf vukuunda muahedename metni muteber olacaktır.

Madde 5 — ikinci maddenin fıkra-i saniyesinde muharrer hududu arazi üzerinde çizmeğe bir tahtit-i hudut Komisyonu memur edilecektir. Bu Komisyon her Devlet için birer murahhas olmak üzre Yunanistan ve Türkiye murahhaslarından mezkûr Hükümetlerce bir Devlet-i salise tebaası meyanından müntahap bir reisten terekküp edecektir.

Mezkûr Komisyon idarî hudutları ve mahallî menafi-i iktısadiyeyi mümkün olduğu kadar nazarı dikkate alarak işbu Muahedenamedeki tarifatı en yakından takip etmeye her hal ve kârda cehd-ü gayret edecektir.

Komisyonun mukarreratı ekseriye-i âra ile ittihaz edilecek ve mukarrerat-ı mezkûre alâkadar Taraflar için mecburiy-ül ifa olacaktır. Komisyonun masarifi alâkadar Taraflar canibinden mütesaviyen deruhte edilecektir.

Madde 6 — Bir nehir veya ırmağın sahillerile tayin olunmayıp ta mecralarile tayin edilen hududa gelince işbu Muahedename'de tarifatında istimal edilen (Cours) mecra ve (Chenal) kanal tabirleri bir taraftan seyr-ü sefere gayri müsait olan nehirlerde su mecrasının veyahut başlıca kolunun, diğer taraftan seyr-ü sefere müsait olan nehirlerde başlıca seyrü sefer kanalının mutavassıt hattı mânâsını ifade eder. Maahaza hatt-ı hududun muhtemel olan tebeddülatında hatt-ı mezkûrun bu suretle tayin edilen mecra veya kanalı mı takip edeceğini veyahut mezkûr mecra veya kanalın işbu Muahedename mevki-i mer'iyete vaz'edildiği anda haiz bulunduğu vaziyette mi suret-i kat'iyede tayin edileceğini tasrih etmek tahtit-i hudut Komisyonuna âit olacaktır.

İşbu Muahedede hilâfına bir hüküm olmadıkça, hudud-u bahriye, sahilden üç milden dun mesafede kâin ada ve adacıkları ihtiva eder.

Madde 7 — Alâkadar Devletler tahtit Komisyonuna vazifeleri için lazım gelen her türlü vesaiki, bilhassa hudud-u hazıra ve sabıkanın tahdidine müteallik zabıtnamelerin suret-i musaddakalarını, mevcut büyük mikyastaki bütün haritaları, mesahaya müteallik malûmatı, tertip ve tanzim edilip neşredilmemiş mesaha haritalarını ve hudut boyundaki nehirlerin yatak tebdil etmesi hakkındaki malûmatı ita etmeyi taalıhüt ederler. Türk memurini nezdinde bulunan haritalar, mesahaye müteallik malumat ve hatta neşredilmemiş haritalar işbu Muahedenin mevki-i icraya vaz'ı anından itibaren müddet-i kasire-i mümküne zarfında Komisyon reisine dersaadette teslim edilecektir.

Bundan maada alâkadar Devletler, Komisyona bütün vesaikin bilhassa plânlar ve kadastroların ve tapu defterlerinin tevdii ve mezkûr Komisyonun talebi üzerine emlâk ve araziye ve iktisadî cereyanlara dair bilcümle malûmatın ve izahat-ı lâzime-i sairenin itası zımnında memurin-i mahalliyeye talimat vereceklerini taahhüt ederler.

Madde 8 — Alâkadar Devletler, tahtit-i hudut komisyonuna vazifesinin ifası için lâzım olan münakalât, mesken, amele ve malzemeye (direkler, hudut alâmetleri) müteallik muaveneti gerek doğrudan doğruya ve gerekse memurin-i mahalliye vasıtasiyle ifa eylemeği taahhüt ederler,

Bilhassa Türkiye Hükümeti, icab-ı takdirinde, vazifesinin ifasından tahtit-i hudut Komisyonuna muavenet etmeğe salih memurin-i fenniye ile etmeyi taahhüt eylerler.

Madde 9 — Alâkadar Devletler, Komisyon tarafından vaz'edilmiş olan nirengi noktalarını, işaretlerini ve direk veya hudut işaretlerini hüsn-ü muhafaza etmeyi taahhüt eylerler.

Madde 10 — Hudut alâmetleri birbirinden gözle görülebilecek mesafelere vaz'olunacaklardır. Bunlara numara vaz'edilecek, bulundukları mevkiler ve numaraları bir harita üzerinde işaret edilecektir.

Madde 11 — Tahtit-i hududa ait kat'î zabıtnameler ve merbutu haritalarla vesaik üç nüsha-i asliye olarak tanzim olunacaklardır. Bunlardan ikisi hem hudut Devletler Hükümetlerine tevdi edilecek ve üçüncü nüshası da işbu Muahedeye vaz'ı imza eyleyen Devletlere birer suret-i musaddakasını tevdi edecek Fransa Cumhuriyeti Hükümetine irsal kılınacaktır.

Madde 12 — İmroz ve Bozca adalariyle Tavşan adalarından gayri şarkî Bahrisefit adaları ve bilhassa Limni, Semendirek, Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya adaları üzerinde Yunan hakimiyetine dâir 17/30 mayıs 1913 tarihli Londra muahedenamesinin beşinci ve 1/14 teşrinisani 1913 tarihli Atina Muahedenamesinin on beşinci maddeleri ahkâmına tebaan 13 şubat 1914 tarihli Londra Konferansında ittihaz edilip 13 şubat 1914 tarihinde Yunan Hükümetine tebliğ edilen karar, işbu Muahedenamenin 1talya'nm hakimiyeti altına vaz'edilen ve on beşinci maddede mezkûr olan adalara müteallik ahkâmı mahfuz kalmak şartiyle, teyit edilmiştir. Asya sahilinden üç milden dun mesafede kâin adalar, işbu Muahedede hilâfına sarahat bulunmadıkça, Türkiye hâkimiyeti altında kalacaklardır.

Madde 13 — Sulhun muhafazasını temin zımnında Yunan Hükümeti Midilli, Sakız, Sisam ve Nikarya adalarında atideki tedabire riayet etmeği taahhüt eyler:

Emtia — Mezkûr adalarda hiç bir üss-ü behrî, hiçbir istihkâm tesis ve inşa edilmeyecektir.

Saniyen — Yunan askeri tayyarelerinin ve sair merakibi havaiyesinin Anadolu sahili arazisi üzerinde tayaran etmesi men edilecektir. Mukabeleten Türkiye Hükümeti dahi askerî tayyarelerinin ve sair merakibi havaiyesinin mezkûr adalar üzerinde tayaranını men edecektir.

Salisen — Mezkûr adalarda Yunan kuva-yı askeriyesi, taht-ı silâha alınıp mahallinde talim ve terbiye edilebilecek olan esnan erbabının miktarı mutadına ve bütün Yunan arazisinde mevcut bulunan jandarma ve polis miktarı ile mütenasip olacak jandarma ve polis miktarına münhasır kalacaktır.

Madde 14 — Türkiye hâkimiyeti altında kalan İmroz ve Bozca adaları idare-i mahalliye ile eşhas ve emvalin himayesi hususunda gayri muslim ahali-i mahalliyeye her türlü teminatı bahşeden anâsır-ı mahalliyeden mürekkep bir teşkilât-ı mahsusa-i idariyeye nail olacaktır. Salif-üz zikir adalarda emniyet ve asayiş balâda mezkûr idare-i mahalliye marifetiyle ahali-i rnahaliye meyanından alınan ve idare-i mahalliyenin emri tahtında bulunan bir heyet-i zabıta vasıtasile temin edilecektir.

Rum ve Türk ahalinin mübadelesine dair Yunanistan ile Türkiye arasında aktedilmiş veya aktedilecek ahkâm İmroz ve Bozca adaları ahalisine kabil-i tatbik olmayacaktır.

Madde 15 — Türkiye zirde tadat olunan adalar üzerindeki bilcümle hukuk ve müstenidatından İtalya lehine feragat eder: Elyevm İtalya'nın taht-ı işgalinde bulunan Astampalya [Astropalia], Rodos [Rhodes], Kalki [Carki], Skarpanto, Kazos [Gasso], Piskopis [Tilos], Misiros [Misyros], Kalimnos [Kalymnos], Leros, Patmos, Lipsos [Lipso], Sombeki [Simi] ve İstanköy [Kos] adaları ile bunların tevabiinden olan adacıklar ve Meis [Kastellorizo] adası [2 numaralı haritaya müracaat.]

Madde 16 — Türkiye işbu muahedede musarrah hudutlar haricinde kâin bilcümle arazi üzerinde ve bu araziye müteallik ve kezalik işbu Muahede ile üzerlerinde kendi hakk-ı hâkimiyeti tanınmış olan adalardan gayri cezireler üzerinde —ki bu arazi ve cezirelerin mukadderatı alâkadarlar tarafından tayin edilmiş veya edilecektir— her ne mahiyette olursa olsun haiz olduğu bilcümle hukuk ve müstenidatından feragat ettiğini beyan eyler. İşbu Maddenin ahkâmı mücaveret münasebetile Türkiye ile hem hudut memleketler arasında takarrür etmiş veya edecek olan ahkâm-ı hususiyeyi ihlâl etmez.

Madde 17 — Türkiye'nin Mısır ve Sudan üzerindeki bütün hukuk ve müstenidatından feragatinin hükmü 5 Teşrinisani 1914 tarihinden muteberdir.

Madde 18 — Mısır vergisiyle temin edilen Osmanlı istikrazlarına yani 1855, 1891, 1804 istikrazlarına müteallik bilcümle taahhüdat ve mükellefiyattan Türkiye ibra olunmuştur. İşbu üç istikraz mürettebatı için Mısır tarafından vaki olan tediyat-ı seneviye, elhaletühazihi Mısır Düyun-u Umumiyesi müktesebatının bir kısmını teşkil etmekte olduğundan, Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'ye müteallik sair bilcümle mükellefiyattan Mısır ibra olunmuştur.

Madde 19 — Mısır Devletinin tanınmasından mütevellit mesail, alâkadar Devletler arasında tayin edilecek şerait dairesinde muahharen takarrür edecek ahkâm ile halledilecek ve Türkiye'den ayrılan araziye müteallik olan Muahedename ahkâmı Mısır Devletine tatbik edilmeyecektir.

Madde 20 — Türkiye, Britanya Hükümeti tarafından Kıbrıs'ın 5 Teşrinisani 1914 de ilân olunan ilhakını tanıdığını beyan eder.

Madde 21 — 5 Teşrinisani 1914 tarihinde Kıbrıs adasında mütemekkin olan Türk tebaası kanun-u mahallînin tayin ettiği şerait dairesinde İngiltere tabiiyetini iktisap ve bu yüzden Türk tabiiyetini zayi edeceklerdir. Maahaza işbu Muahedenamenin mevkii mer'iyete vaz'ından itibaren iki senelik bir müddet zarfında Türk tabiiyetini ihtiyar edebileceklerdir; bu takdirde hakk-ı hıyarlarını istimal ettikleri tarihi takip eden on iki ay zarfında Kıbrıs adasını terketmeğe mecbur olacaklardır.

İşbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyet, vaz'ı tarihinde Kıbrıs adasında mütemekkin olup ta kanun-u mahallînin tayin ettiği şerait dairesinde vukubulan müracaat üzerine tarih-i mezkûrda İngiltere tabiiyetini ihraz etmiş veya etmek üzre bulunmuş olan Türk tebaası dahi bundan dolayı Türk tabiiyetini zayi edeceklerdir.

Şurası mukarrerdir ki Kıbrıs Hükümeti, Türkiye Hükümeti'nin muvafakati olmaksızın Türk tabiyetinden başka bir tabiiyet ihraz etmiş olan kimselere İngiltere tabiiyetini teffizden imtina etmek salâhiyetini haiz olacaktır.

Madde 22 — Türkiye, yirmi yedinci maddenin ahkâm-ı umumiyesine halel gelmemek şartile 18 Teşrinievvel 1912 tarihli Lozan Muahedenamesi ve ona müteallik Senedat mucibince her ne mahiyette olursa olsun Trablus-u Garp [Libya] üzerinde haiz olmuş olduğu kâffe-i hukuk ve imtiyazatın ilga-yı kat'îsini tanıdığını beyan eder.

2. Ahkâm-ı Mahsusa
Madde 23 — Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn, Boğazların usulüne dair bu günkü tarihle münakit Mukavelename-i mahsusta beyan olunduğu veçhile Çanakkale boğazında, Marmara denizinde ve Karadeniz boğazında bahıren ve hukuk-u havaiye ile gerek sulh ve gerek harp zamanlarında serbesti-i mürur ve seyrisefain esasını tasdik ve beyan hususunda müttehittirler. Mezkûr Mukavelename, buradaki Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn nazarında, işbu Muahedenamede münderiç olduğu takdirde haiz olacağı hüküm ve kuvvetin aynini haiz olacaktır.

Madde 24 — İşbu Muahedenamenin ikinci maddesinde tarif edilen hududun usulüne müteallik ve bugünkü tarihle münakit Mukavelename-i mahsus buradaki Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn nazarında, işbu Muahedenamede münderiç olduğu takdirde haiz bulunacağı hüküm ve kuvvetin aynını haiz olacaktır .

Madde 25 — Türkiye, kendisiyle yan yana harp etmiş olan Devletler ile diğer Düvel-i âkide beyninde münakit Muahedat-ı sulhiye ve mukavelât-ı munzammenin tamami-i mer'iyetini tanımayı ve eski Almanya imparatorluğu, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan arazisine dair ittihaz olunmuş veya olunacak mukarreratı kabul etmeyi ve böylece tayin edilen hudut dahilindeki yeni Devletleri tanımayı taahhüt eder.

Madde 26 — Türkiye şimdiden Almanya'nın, Avusturya'nın, Bulgaristan'ın, Yunanistan'ın, Macaristan'ın, Lehistan'ın, Romanya'nın, Sırp-Hırvat-Sloven Devleti ile Çek-Slovakya Devleti'nin hududunu, işbu hudut yirmi beşinci maddede işaret olunan Muahedeler veyahut mütemmim bilcümle mukavelelerle tespit edilmiş veya edilecek olduğu şekilde tasdik ve kabul ettiğini beyan eder.

Madde 27 — Türkiye Hükümeti veya Türkiye memurini tarafından Türkiye arazisi haricinde işbu Muahedeye vazi-ül imza diğer Devletlerin taht-ı hakimiyetinde veya himayesinde bulunan arazi tebaası ile Türkiye'den ayrılan arazi tebaası üzerinde siyasi, teşriî veya idari hususatta her hangi bir sebebe müstenit olursa olsun hiç bir salâhiyet veya hakk-ı kaza istimal edilmeyecektir.

Şurası mukarrerdir ki memurin-i mezhebiye-i islâmiyenin vazaif-i diniyelerine halel iraz edilmiş değildir.

Madde 28 — Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn Türkiye'de Kapitülâsyonların kâffe-i nokta-ı nazardan tamamen ilgasını her biri kendisine taallûku cihetinden kabul ettiklerini beyan ederler.

Madde 29 — Fransız tebaası Faslılar ve Tunuslular Türkiye'de diğer Fransız tebaasının tâbi olduğu usulün her hususa aynına tâbi olacaklardır. Trablus-u Garp ve Bingazi ahalisi, Türkiye'de diğer İtalyan tebaasının tâbi olduğu usulün her hususta aynına tâbi olacaklardır. Bu maddenin ahkâmı aslen Tunuslu, Trablus-u Garplı ve Faslı olup ta Türkiye'de yerleşmiş bulunanların tâbiiyetleri hususunda bir hükmü tazammun etmez. Mütekabilen Türk tebaası, Birinci ve ikinci fırkalardaki ahkâmdan ahalisinin müstefit bulunduğu memleketlerde ve memleketlerin tâbi oldukları Fransa veya İtalya'daki usulün aynından mütekabilen müstefit olacaklardır.

Birinci fırkadaki ahkâmdan ahalisi müstefit olan memleketlerden vürut eden veya o memleketlere sevk olunan eşyanın Türkiye'de tâbi olacağı usul ile bilmukabele Türkiye'den vürut eden veya Türkiye'ye sevk edilen eşyanın mezkûr memleketlerde tâbi olacağı usul, Fransa Hükümeti ile Türkiye Hükümeti arasında bilitilâf tayin edilecektir.

Fasıl II

[değiştir]

Tâbiiyet
Madde 30 — İşbu Muahedenâme ahkâmı mucibince Türkiye'den ayrılan arazide yerleşmiş Türk tebaası bihakkin ve kavanin-i mahalliyece mevzu şerait dahilinde işbu arazinin intikal ettiği Devletin tebaası olacaklardır.

Madde 31 — 18 yaşını mütecaviz olup ta 30'uncu Madde ahkâmı mucibince Türk tabiiyetini zâyi ve bihakkın yeni bir tâbiiyet iktisap eden eşhas işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren iki sene müddet zarfında Türk tâbiiyetini ihtiyar etmek salâhiyetini hâiz olacaklardır.

Madde 32 — İşbu Muahedenâmeye tevfikan Türkiye'den ayrılan bir kısım arazide yerleşmiş ve mezkûr arazideki ekseriyeti ahaliden ırk itibarile ayrı olan 18 yaşını mütecaviz eşhas, işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren iki sene müddet zarfında ahalisinin ekseriyeti kendisinin ırkına mensup olan Devletlerden birinin tabiiyetini, mezkûr Devletin muvafakati şartıyla ihtiyar edebileceklerdir.

Madde 33 — 31 ve 32'inci Maddeler ahkâmına tevfikan hakk-ı hiyarlarını istimal eden eşhas, bunu takip eden on iki ay zarfında ikametgâhlarını, hakk-ı hiyarlarını lehine istimal ettikleri Devlet arazisine nakle mecburdurlar. İşbu hakk-ı hiyarlarını istimalden mukaddem mukim bulundukları diğer Devletin arazisinde mâlik oldukları emval-i gayrimenkuleyi muhafaza etmekte serbest olacaklardır. İşbu eşhas her nevi emval-i menkulelerini beraberlerinde götürebileceklerdir. Bundan dolayı kendilerine ne ihraç, ne ithal için hiç bir harç veya resim tarh olunmayacaktır.

Madde 34 — İşbu Muahede ahkâmı mucibince Türkiye'den ayrılan bir mahal ahali-i asliyesinden olup 18 yaşını mütecaviz olan ve işbu Muahedenamenin mevki-i icraya vaz'ı anında memalik-i ecnebiyede yerleşmiş bulunan Türk tebaası, Türkiye'den ayrılan memalikte icra-yı hükmeden Hükümetler ile kendilerinin yerleşmiş bulundukları memleketlerin Hükümetleri arasında aktine lüzum görülebilecek itilâfat kayd-ı itirazîsi tahtında, ahali-i asliyesinden bulundukları arazide mer'i olan tabiiyeti iktisapta muhayyerdirler. Şu şartla ki, ırkları itibariyle bu arazi ahalisinin ekseriyetine mensup olalar ve o arazide icra-yı hükmeden Hükümet de buna muvafakat eder. Bu hakk-ı hiyar işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren iki sene müddet zarfında istimal edilmelidir.

Madde 35 — Düvel-i âkide, işbu Muahedenamede veya Almanya, Avusturya, Bulgaristan veya Macaristan'la münakit Sulh Muahedenamelerinde veyahut Türkiye'den başka Düvel-i âkide-i mezkûre ile veya onlardan biriyle Rusya beyninde veya kendi aralarında münakit bir Muahedenamede beyan edilen ve alâkadarana, kendileri için iktisabı mümkün olan, her hangi bir başka tâbiiyeti ihraz müsaadesini bahşeden hakk-ı hiyarın istimaline hiç bir veçhile mümanaat göstermeyeceklerini taahhüt ederler.

Madde 36 — İşbu fasıl ahkâmının tatbikine mütedair olan kâffe-i hususatta zat-üz zevç kadınlar zevçlerinin ve on sekiz yaşından dun olan çocuklar da ebeveynlerinin tâbi oldukları şeraite ittiba edeceklerdir.

Fasıl III

[değiştir]

Ekalliyetlerin Himayesi
Madde 37 — Türkiye, 38'den 44'e kadar olan Maddelerde musarrah ahkâmın kavanin-i asliye şeklinde tanınmasını ve hiç bir kanun, hiç bir nizam ve hiç bir muamele-i resmiyenin bu ahkâma münafi veya muarız olmamasını ve hiç bir kanun , hiç bir nizam ve hiç bir muamele-i resmiyetin ahkâm-ı mezkûreye ihrazı tefevvuk etmemesini taahhüt eder.

Madde 38 — Türkiye Hükümeti, tevellüt, milliyet, lisan, ırk veya din tefrik etmeksizin Türkiye ahalisinin kâffesine hayat ve hürriyetlerince himaye-i tamme ve kâmile bahşetmeği taahhüt eder. Türkiye'nin bütün ahalisi intizam-ı âm ve adab-ı umumiye ile gayrikabil-i telif olmayan her din, mezhep veya itikadın gerek umumî ve gerek hususî surette serbesti-i icrası hakkına malik olacaklardır. Gayrimüslim ekalliyetler, bütün Türk tebaasına tatbik edilen ve Türkiye Hükümeti tarafından müdafaa-i milliye veya intizam-ı âmmın muhafazası için memleketin her tarafında veya bir kısmında ittihaz edilen tedabir mahfuz kalmak şartiyle serbesti-i seyrüsefer ve hicretten tamamiyle istifade edeceklerdir.

Madde 39 — Gayrimüslim ekalliyetlere mensup Türk tebaası, müslümanların istifade ettikleri aynı hukuk-u medeniye ve siyasiyeden istifade edeceklerdir. Türkiye'nin bütün ahalisi din tefrik edilmeksizin kanun nazarında müsavi olacaklardır. Din, itikat veya mezhep farkı hiç bir Türk tebaasının hukuk-u medeniye ve siyasiyeden istifadesine ve bilhassa hidemat-ı umumiyeye kabulüne, memuriyete ve meratibe nailiyetine veya muhtelif mesaliki ve sanayii icra etmesine bir mania teşkil etmeyecektir. Her hangi Türkiye tebaasının gerek münasebat-ı hususiye veya ticariyede, gerek din, matbuat veya her nevi neşriyat hususunda ve gerek içtimaat-ı umumiyede her hangi bir lisanı serbestçe istimal etmesine karşı hiç bir kayıt vaz'edilmeyecektir.

Lisan-ı resmî mevcut olmakla beraber, Türkçeden gayri lisan ile mütekellim bulunan Türk tebaasına mehakim huzurunda kendi lisanlarını şifahî surette istimal edebilmeleri zımnında teshilât-ı münasibe ibraz olunacaktır.

Madde 40 — Gayrimüslim akalliyetlere mensup olan Türk tebaası hukukan ve filen diğer Türk tebaaya tatbik edilen ayni muamele ve ayni teminattan müstefit olacaklar ve bilhassa, masrafları kendilerine ait olmak üzre her türlü müessesat-ı hayriye, diniye veya içtimaiyeyi, her türlü mektep ve sair müessesat-ı talim ve terbiyeyi tesis, idare ve murakabe etmek ve buralarda kendi lisanlarını serbestçe istimal ve âyini dinilerini serbestçe icra etmek hususlarında müsavi bir hakka malik bulunacaklardır.

Madde 41 — Tedrisat-ı umumiye hususunda, Türkiye Hükümeti gayrimüslim tebaanın mühim bir nisbet dahilinde mütemekkin oldukları şehirler ve kazalarda bu Türk tebaasının çocuklarının iptidaî mekteplerde kendi lisanlariyle tahsil etmelerini temin zımnında teshilât-ı münasibe ibraz edecektir. Bu hüküm Türkiye Hükümetinin mezkûr mekteplerde Türk lisanının tedrisini mecburî kılmasına mâni olmayacaktır. Gayrimüslim ekalliyetlere mensup Türk tebaasının mühim nisbette mevcut oldukları şehirlerde veya kazalarda Devlet bütçesi belediye veya sair bütçeler tarafından terbiye, din veya emri hayır maksadiyle varidat-ı umumiyeden tahsis edilecek mebaliğden istifade ve tahsisat ifrazı hususunda mezkûr ekalliyetler adilâne bir surette hissement olacaklardır. Mebaliğ-ı mezkûre alâkadar nüessesatın sahib-i salâhiyet mümessillerine tesviye edilecektir.

Madde 42 — Türkiye Hükümeti gayrimüslim ekalliyetlerin hukuk-u aile veya ahkâm-ı şahsiyeleri bahsinde bu mesailin mezkûr ekalliyetlerin örf ve âdetlerinde hal ve fasledilmesine müsait her türlü ahkâm vaz'ına muvafakat eder. İşbu ahkâm Türkiye Hükümeti ile alâkadar ekalliyetlerden her birinin müsavi miktarda mümessillerinden mürekkep hususî komisyonlar tarafından tanzim olunacaktır, ihtilâf vukuunda Türkiye Hükümeti ile Cemiyet-i .Akvam Meclisi bilittifak Avrupa hukukşinasları meyanından müntehap bir hakem alelhakem tayin edeceklerdir. Türkiye Hükûmeti mezkûr ekalliyetlere ait kiliselere, havralara, mezarlıklara ve sair müessesat-ı diniyeye her türlü himayeyi bahşeylemeği taahhüt eder. Aynı ekalliyetlerin hali hazırda Türkiye'de mevcut olan evkafına ve müessesat-ı diniye ve hayriyelerine her türlü teshilât ve müsaadat ita olunacak ve Türkiye Hükümeti yeni müessesat-ı diniye ve hayriye ihdası için bu kabil sair müessesat-ı hususiyeye temin edilmiş olan teshilât-ı lâzimeden hiç birini diriğ etmeyecektir.

Madde 43 — Gayrimüslim ekalliyetlere mensup Türk tebaası, ahkâm-ı itikadiyelerine mugayir veya dinî ayinlerini muhil her hangi bir muamelenin ifasına mecbur tutulmayacakları gibi, hafta tatilleri gününde mahkemelerde ispat-ı vücut etmekten veya her hangi bir muamele-i kanuniye icrasından istinkâf ettiklerinden dolayı bunların hiç bir hakları sakıt olmayacaktır. Maamafih bu hüküm, mezkûr Türk tebaasını intizam-ı âmmenin muhafazası için diğer her hangi Türk tebaasına tahmil edilen mecburiyetlerden âzade kılmayacaktır.

Madde 44 — Türkiye, işbu Faslın yukarıki maddelerin Türkiye'nin gayrimüslim ekalliyetlerine teallük ettiği mertebede mezkûr maddeler ahkâmının beynelmilel menfaati haiz taahhüdat teşkil etmelerini ve Cemiyet-i Akvam'ın kefaleti altına vaz'edilmelerini kabul eyler. İşbu ahkâm Cemiyet-i Akvam Meclisi'nin ekseriyetinin muvafakati olmaksızın tadil edilemeyeceklerdir. Britanya imparatorluğu, Fransa, İtalya ve Japonya, Cemiyet-i Akvam Meclisi ekseriyeti tarafından işbu mevat hakkında usul-ü dairesinde kabul edilecek olan her türlü tadilâtı reddetmemeyi Muahede-i hazıra ile taahhüt eylerler. Türkiye, Cemiyet-i Akvam Meclisi âzasından her birinin bu taahhüdattan her hangi birine karşı vuku bulan tecavüzü veya tecavüz tehdidini Meclisin nazar-ı dikkatine arza salâhiyettar olacağı ve Meclisin icabı hale göre münasip ve müessir telâkki edilecek bir suret-i hareket ittihaz ve talimat ita edebileceğini kabul eder. Bundan başka Türkiye, işbu maddelere mütedair hukuku veya filî mesailde Türkiye Hükûmetile vazi-ül imza diğer Devletlerden her hangi biri veya Cemiyet-i Akvam Meclisi âzasından her hangi diğer bir Devlet beyninde ihtilâf-ı efkâr vukua geldiği takdirde işbu ihtilâfın, Cemiyet-i Akvam Ahitnamesinin 14'üncü maddesi mefadına nazaran beynelmilel mahiyeti hâiz bir ihtilâf gibi telâkki edilmesini kabul eder. Türkiye Hükümeti bu kabilden olan her hangi ihtilâfın, diğer taraf talep ettiği takdirde Beynelmilel Adalet Mahkeme-i Daimesine tevdiini kabul eder. Mahkeme-i Daime'nin kararı kabil-i istinaf olmayıp Cemiyet-i Akvam Ahitnamesinin on üçüncü Maddesi mucibince verilmiş bir kararın kuvvet ve hükmünün aynını hâiz olacaktır.

Madde 45 — İşbu Fasıl ahkâmı ile Türkiye'nin gayrimüslim ekalliyetleri hakkında tanınan hukuk, Yunanistan tarafından dahi kendi arazisinde bulunan Müslüman ekalliyet hakkında tanınmıştır.

Kısım II

[değiştir]

Mâlî Ahkâm

[değiştir]

Fasıl I

[değiştir]

Düyun-u Umumiye-i Osmaniye
Madde 46 — İşbu fasla merbut Cetvelde muharrer Düyun-u Umumiye-i Osmaniye işbu Fasılda münderiç şerait dairesinde Türkiye ile 1912-1913 Balkan muharebeleri neticesinde lehlerine Osmanlı İmparatorluğu'ndan arazi tefrik edilmiş olan Devletler ve işbu Muahedenin 12 ve 15'inci Maddelerinde mevzu bahis olan adaların ve işbu Maddenin son fıkrasında mezkûr arazinin kendilerine ilhak olunduğu Devletler ve nihayet işbu Muahede mucibince Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan Asya arazisi üzerinde müceddeden teşekkül eden Devletler arasında taksim edilecektir. Bundan maada balâda zikrolunan Devletlerin kâffesi 53'üncü Maddede gösterilen tarihlerden itibaren işbu Fasılda münderiç şerait dairesinde Düyun-u Umumiye-i Osmaniye mürettebatına ait mükellefiyat-ı seneviyeye dahi iştirak edeceklerdir. 53'üncü Maddede tespit edilen tarihlerden itibaren Türkiye diğer Devletlerin uhdesine tahmil edilen hısas-ı iştirakiyeden hiç bir veçhile mes'ul tutulamayacaktır. 1 Ağustos 1914 tarihinde Osmanlı hâkimiyeti altında olup Türkiye'nin işbu Muahedenamenin 2'inci Maddesinde tayin edilen hudut haricinde bulunan Trakya arazisi, Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'nin taksimi hususunda mezkûr Muahedename mucibince Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılmış gibi telâkki edilecektir.

Madde 47 — Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi, işbu Fasla merbut cetvelin [A] kısmında münderiç istikraza ait olan ve alakadar Devletlerden her birine isabet eden tekasit-i seneviyenin miktarını işbu muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren üç ay zarfında 50 ve 51'inci Maddelerde mevzu esasat üzerine tayin edecek ve mezkûr miktarı Düvel-i mezkûreye tebliğ eyleyecektir.

Salif-üz zikir Devletler Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi'nin bu husustaki mesaisini takip etmek üzre İstanbul'a murahhaslar göndermek salâhiyetini hâiz olacaklardır. Düyun-u Umumiye Meclisi, Bulgaristan ile 27 Teşrinisani 1919 tarihinde münakit Sulh Muahedenamesinin 134'üncü Maddesinde zikrolunan vezaifi ifa edecektir. İşbu Maddede muharrer esasatın tatbikine müteallik olarak alâkadar taraflar beyninde tehaddüs edebilecek olan bütün ihtilâfat, birinci fıkrada musarrah tebligatın ifasından sonra nihayet bir ay zarfında, Cemiyet-i Akvam Meclisi'nden iradesi rica edilecek bir hakeme tevdi olunacak ve işbu hakem azamî üç ay müddet zarfında kararını ita edecektir. Hakeme verilecek ücret, Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından tayin ve diğer masarif-i tahkimiye ile beraber alâkadar taraflara tahmil edilecektir. Hakemin mukarreratı kat'î olacaktır. Zikrolunan hakeme müracaat tekasit-i seneviyenin tediyesini tehir etmeyecektir.

Madde 48 — İşbu Fasla merbut cetvelin [A] kısmında gösterilen Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'nin aralarında taksim edileceği Devletlerden Türkiye'den maadası, 47'inci Maddede mevzuu bahs olan tekasit-i seneviyeden her birinin mütenazıran uhdesine isabet eden hisseler hakkında Madde-i mezkûre mefadı mucibince kendilerine vuku bulacak tebligat gününden itibaren üç ay müddet zarfında Düyun-u Umumiye Meclisi'ne kendi hisselerinin tediyesini temin için kâfi miktarda karşılık [rehin] ita edeceklerdir. Balâda muharrer müddet zarfında mezkûr karşılıklar tesis olunmadığı veyahut tesis olunan karşılıkların muvafık olup olmadığı hakkında ihtilâf zuhur ettiği takdirde işbu Muahedenameye vazi-i imza herhangi bir Devlet tarafından Cemiyet-i Akvam Meclisi'ne müracaat edilebilecektir. Cemiyet-i Akvam Meclisi, karşılık olarak tahsis olunan varidatın cibayetini, Türkiye'den maada aralarında Düyun-u Umumiye taksim edilecek olan Devletler arazisinde mevcut beynelmilel teşkilât-ı maliyeye tevdi edebilecektir. Cemiyet-i Akvam Meclisi'nin mukarreratı kat'î olacaktır.

Madde 49 — Alâkadar Devletlerden her birine isabet eden tekasit-i seneviye miktarının, 47'inci madde ahkâmına tevfikan tayin-i kafisine tevessül olunduğu günden itibaren bir ay müddet zarfında işbu fasla merbut cetvelin [A] işaretli Kısmında muayyen Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'nin resülmali itibarîsinin tarzı taksimini tesbit etmek üzre Paris'te bir komisyon içtima edecektir. İşbu taksim, tekasit-i seneviyenin tevzii için kabul edilmiş olan nisbetlere göre ve istikraz mukavelenamelerde işbu Faslın ahkâmı nazarı itibara alınarak yapılacaktır.

Birinci fıkrada muharrer Komisyon Türkiye Hükümeti'nin bir mümessili ile Düyun-u Umumiye i Osmaniye Meclisi'nin bir mümessilinden ve Düyun-u Muvalıhade ile Rumeli demiryolu tahvilâtından gayri düyunun bir mümessilinden ve alâkadar Devletlerden her birinin tayin edeceği mümessilden müteşekkil olacaktır. Komisyonda itilâfa müncer olamayan kâffe-i mesail 47'inci Maddenin [4] üncü fıkrasında muharrer hakeme tevdi edilecektir.

Türkiye kendi hissesi için yeni esham ihracına karar verdiği takdirde Türkiye Hükümeti mümessili ile Düyun-u Umumiye Meclisi mümessilinden ve Düyun-u Muvahhade ile Rumeli demiryolu tahvilâtından gayri düyun mümessilinden mürekkep bir komite marifetiyle, evel beevel Türkiye'ye müteallik olmak üzre, düyun resülmalinin taksim-i icra edilecektir. Müceddeden ihdas edilecek esham Komisyona tevdi edilecek ve Komisyon, Türkiye'nin ibrasını ve diğer taraftan Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'den uhdelerine birer hisse tahmil olunan diğer Devletlere karşı hâmillerin hukukunu mübeyyin şerait dairesinde esham-ı mezkûrenin hâmillere itasını temin edecektir. Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'den her Devletin hissesini temsilen ihraç edilecek esham Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn arazisinde her türlü damga resminden veya işbu ihraçtan tevellüt edecek sair rüsumdan muaf tutulacaktır Alâkadar Devletlerden her birine isabet eden mürettebat-ı seneviyenin tediyesi, resülmali itibarîsinin taksimine müteallik işbu Maddede münderiç bulunan ahkâmdan dolayı tehir edilemeyecektir.

Madde 50 — 47'inci Maddede mezkûr mürettebat-ı seneviyenin ve 49'uncu Maddede mevzu-u bahis olan Düyun-u Umumiye-i Osmaniye resülmal-i itibarîsinin taksimleri berveçh-i ati vuku bulacaktır:
Evvelâ — 17 Teşrinievel 1912 tarihinden evelki istikrazlar ile onlara ait mürettebat-ı seneviye, 1912/1913 Balkan harpleri neticesinde bulunmuş olduğu hal üzre, Osmanlı imparatorluğu ile muharebat-ı mezkûre neticesinde Osmanlı Devleti'nden lehlerine arazi tefrik olunan Balkan Hükümetleri ve işbu Muahedenin 12'inci ve 15'inci Maddelerinde mevzu-u bahis adaların kendilerine ilhak olunduğu Devletler arasında taksim olunacak ve mezkûr muharebata hatime veren muahedelerin veya muahharen aktedilmiş Muahedatın mevki-i mer'iyete vazilarından sonra vuku bulan arazi tehavvülâtı nazar-ı itibare alınacaktır.
Saniyen — Bu ilk taksimden sonra Devlet-i Osmaniye'nin uhdesinde kalan istıkrazat bakiyesi ile onlara ait mürettebat-ı seneviye bakiyesine Devlet-i Osmaniye tarafından 17 Teşrinievvel 1912 tarihi ile 1 teşrinisani 1914 tarihi arasında aktolunan istıkrazat ve bunlara ait mürettebat-ı seneviye ilâve olunmak suretile hâsıl olacak yekûn, Türkiye ve Asya'da yeni teşkil olunup işbu Muahede mucibince Devlet-i Osmaniye'den lehlerine arazi tefrik edilen Devletler ve mezkûr Muahedenin 46'ıncı Maddesinin son fıkrasındaki arazi kendisine ilhak edilen Devlet arasında taksim olunacaktır. Resülmalin taksimi işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinde her istikrazın resülmalinin baliğ olduğu miktar üzerinden icra olunacaktır.

Madde 51 — 50'inci Maddede beyan olunan taksim neticesi olarak Düyun-u Umumiye-i Osmaniye mürettebat-ı seneviyesinden alâkadar her Devlete isabet eden hisse ber veçh-i ati tayin olunacaktır:
Evvelâ — 50'inci Maddenin ikra-i ulâsında beyan edilen taksim için, evvelemirde 12'inci ve 15'inci Maddelerde zikrolunan adalar ile Balkan harpleri neticesinde Osmanlı Devleti'nden ayrılan arazinin mecmuuna isabet eyleyecek hisse miktarının takdirine tevessül olunacaktır. İşbu hisse miktarı, 50'inci Maddenin birinci fıkrası ahkâmına tevfikan taksim olunacak takasit-i seneviye yekûnuna nisbetle baliği, 1907 senesinde mevzu gümrük rüsum-u munzamması hasılatı da dahil olduğu halde, [1910-1911] ve [1911-1912] sene-i maliyeleri esnasında Osmanlı Devleti'nin varidat-ı umumiyesi yekûn-u vasatîsi ile sali-üz zikir adalar ve arazi-i münfekkenin, hirlikte olarak, varidat-ı umumiyesi yekûn-u vasatîsi arasındaki ayni nisbet dairesinde olacaktır. Böylece tayin edilecek miktar, lehlerine balâdaki fıkrada mezkûr arazi ilhak edilen Devletler arasında badehu taksim edilecek ve bu suretle mezkûr Devletlerden her birine isabet edecek hissenin, beyinlerinde taksim edilecek yekûn-u umumîye nisbetle baliği bu Devletlerden her birine ilhak edilen arazi varidat-ı vasatîsi ile Balkan harbi neticesinde Osmanlı Devleti'nden ayrılan arazinin ve 12'inci ve 15'inci Maddelerde zikrolunan adaların mecmuunun [1910-1911] ve [1911-1912] sene-i maliyeleri zarfındaki varidat-ı umumiye vasatîsi arasındaki ayni nisbet dairesinde olacaktır. İşbu fıkrada mevzu-u bahis varidatın hesabında gümrük hasılatı nazar-ı itibara alınmayacaktır.
Saniyen — 46'ıncı Maddenin son fıkrasında zikrolunan arazi dahil olduğu halde işbu Muahede mucibince Osmanlı Devleti'nden ayrılan araziye gelince, alâkadar her Devlete isabet eden hissenin, 50'inci Maddenin 2'inci fıkrası ahkâmına tevfikan taksim kılınacak tekasit-i seneviye yekûn-u umumiyesine nisbetle miktarı [1910-1911] ve [1911-1912] sene-i maliyeleri esnasında [1907 senesinde mevzu gümrük rüsum-u munzamması hasılatı da dahil olduğu halde] Osmanlı Devleti'nin vasatî varidat-ı umumiyesinden, birinci fıkrada zikrolunan arazi ve adalar hissesinin badettenzil arazi-i münfekke vasatî varidatı arasında bulunacak miktara nisbetle ayıi nisbet dairesinde olacaktır.

Madde 52 — İşbu Fasla merbut cetvelin [B] kısmında mezkûr avanslar Türkiye ile 46'inci Maddede zikrolunan diğer Devletler arasında şerait-i atiye dairesinde taksim olunacaktır:
Evvelâ — Cetvelde musarrah olup 17 Teşrinievvel 1912 de mevcut bulunan avanslar hususunda, işbu Muahedenin mevki-i icraya vaz'ı tarihinde tesviye olunmayan resülmali var ise işbu resülmal ve kezalik 53'üncü Maddenin birinci fıkrasında zikredilen tarihlerden beri müterakim faizler ile tevarih-i mezkûreden beri vuku bulan tediyat, 50'inci Maddenin birinci ve 51'inci Maddenin keza birinci fıkrasında münderiç ahkâma tevfikan taksim olunacaktır.
Saniyen — İşbu ilk taksim neticesinde Osmanlı Devleti'ne isabet eden mebaliğ ve Cetvelde musarrah olup Devlet-i mezkûre tarafından 17 Teşrinievvel 1912 tarihi ile 1 Teşrinisani 1914 tarihi arasında aktedilmiş bulunan avanslar ve işbu muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinde tesviye olunmayan resülmali var ise işbu resülmal, ve kezalik Mart 1920 tarihine kadar müterakim faizler ile mezkûr tarihten beri vukubulan tediyat 50 inci Maddenin ikinci ve 51'inci Maddenin ikinci fıkrasında münderiç ahkâma tevfikan taksim olunacaktır. Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi mezkûr avanslardan alâkadar Devletlerden her birine isabet eden hisse miktarını işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren üç ay müddet zarfında tayin ve bu miktarı mezkûr Devletlere tebliğ eyleyecektir.

Türkiye'den maada Devletlere tahmil edilen mebaliğ, mezkûr Devletler tarafından Düyun-u Umumiye Meclisi'ne tediye edilecek ve Düyun-u Umumiye Meclisi'nce de ya dayinlere tesviye edilecek veyahut Türkiye'nin, mezkûr Devletler hesabına gerek faiz ve gerek resülmal akçesi namile tediye etmiş bulunduğu mebaliğ miktarına tekabül edinceye kadar Türkiye Hükümeti hesabına irat kaydolunacaktır. Fıkra-i arifede icrası zikrolunan tediyat, işbu muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren müsavi beş taksit-i senevi ile ifa olunacaktır. Tediyat-ı mezkûrenin Osmanlı Devleti dayinlerine ifa edilecek kısmı, avans mukavelâtında mukarrer faizleri ihtiva edecek ve Türkiye Hükümeti'ne ait olan kısmı bilâ faiz eda olunacaktır.

Madde 53 — Balkan Muharebatı neticesinde lehlerine Osmanlı Devleti'nden arazi ayrılmış olan Devletlerin borçlu olup işbu fasla merbut cetvelin [A] kısmında münderiç bulunan Düyun-u Umumiye-i Osmaniye istikrazatı tekasit-i seneviyesi, muusarrah arazinin Düvel-i mezkûreye intikalini mübeyyin olan muahedelerin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren lâzım-üt tediye olacaktır. 12'inci Maddede musarrah adalara gelince bunların taksit-i senevisi 1/14 Teşrinisani 1913 tarihinden itibaren ve 15 inci Maddede mevzuu bahsolan adaların taksiti senevisi 17 Teşrinievvel 1912 tarihinden itibaren vacib-üt tediye olacaktır. İşbu Muahede mucibince Osmanlı Devleti'nden fekkedilen Asya'daki arazi üzerinde yeni müteşekkil Devletlerin ve 46'ncı Maddenin son fıkrasında muharrer arazi kendisine ilhak edilen Devletin borçlu oldukları tekasit-i seneviye 1 mart 1920 tarihinden itibaren lâzım-üt tediye olacaktır.

Madde 54 — İşbu Fasla merbut cetvelin [A] kısmında tadat edilen 1911,1912 ve 1913 hazine tahvilâtı, mukavelâtta tayin olunan tediye tarihlerinden itibaren on sene müddet zarfında mukarrer faizlerile beraber tesviye olunacaktır.

Madde 55 — Türkiye dahi dahil olduğu halde 46'ıncı maddede zikrolunan Devletler, işbu Fasla merbut cetvelin [A] kısmında tasrih olunduğu veçhile Düyun-u Umumiye-i Osmaniye'den kendilerine isabet eden ve 53'üncü Maddede muayyen tarihlerden itibaren lâzim-üt tediye olup tesviye edilmemiş bulunan tekasit-i seneviye miktarını Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi'ne tediye edeceklerdir. Bu tediye işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren müsavi yirmi taksit-i senevi ile ve bilâ faiz ifa edilecektir. Türkiye'den maada Devletler tarafından Düyun-u Umumiye Meclisi'ne tediye olunan takasit-i seneviye idarei merkeziye tarafından Düvel-i mezkûre hesabına Türkiye tarafından tediye edilmiş olan mebaliğ miktarına tekabül edinceye kadar Türkiye'nin borçlu kalabileceği takasit-i mütedahileye mahsup edilecektir.

Madde 56 — Badezin Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi idaresinde Alman, Avusturyalı ve Macar hâmillerin murahhasları bulunmayacaktır.

Madde 57 — Düyun-u Umumiye-i Osmaniye istikraz ve avanslarına ve karşılığı Mısır vergisi ile temin edilmiş olan 1855,1891 ve 1894 Osmanlı istikrazlarına ait faiz kuponlarının ibraz mühletleri ile salif-üz zikir istikrazlardan kurası çıkmış olan eshamın tahsil-i bedelâtı için ibraz mühletleri, Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn arazisinde, 29 Teşrinievvel 1914 tarihinden itibaren işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından sonra üç ayın inkızasına kadar tecil edilmiş addolunacaktır.

Fasıl II

[değiştir]

Ahkâm-ı Muhtelife
Madde 58 — Bir taraftan Türkiye, diğer taraftan [Yunanistan hariç olduğu halde] Düvel-i saire-i âkide, Türkiye ile Düvel-i mezkûrenin ve kezalik [eşhas-ı hükmiye de dahil olduğu halde] tebaalarının, 1 Ağustos 1914 tarihi ile Muahede-i haziranın mevkii mer'iyete vaz'ı tarihi beyninde güzeran olan müddet zarfında garek ef'al-i harbiyeden, gerek istimval, zabıt, sekvestro, tasarruf veya müsadere tedabirinden münbais zayiat ve zarar ve ziyanlardan dolayı her türlü metalib-i naktiyede bulunmaktan mütekabilen feragat ederler. Maamafih balâdaki hüküm, işbu Muahedenin üçüncü Kısmında muharrer ahkâma [İktisadî ahkâm] halel vermeyecektir. Almanya ile münakit 28 haziran 1919 tarihli Sulh Muahedenamesinin 259'uncu Maddesinin fi] işaretli fıkrası ve Avusturya ile münakit 10 Eylül 1919 tarihli Sulh Muahedenamesinin 210 uncu Maddesinin [I] işaretli fıkrası mucibince Almanya ve Avusturya tarafından devredilmiş olan altın nukut üzerindeki her türlü hukukundan, Türkiye [Yunanistan müstesna olarak] diğer âkit Devletler lehine feragat eder Birinci tertip Türk evrak-ı naktiyesi hakkında gerek 20 Haziran 1331 [3 Temmuz 1915] tarihli Mukavelename ile gerek mezkûr evrak-ı naktiyenin zahrında muharrer metne nazaran Düyun-u Umumiye-i Osmaniye Meclisi'ne tahmil edilmiş olan bilcümle tediye mükellefiyatı fesholunmuştur. Kezalik Türkiye, Hükümet-i Osmaniye tarafından İngiltere'ye sipariş olunup Britanya Hükümeti tarafından 1914 tarihinde vaziyet edilmiş olan harp sefineleri için tediye kılınmış bulunan mebaliğin iadesini, ne Britanya Hükümeti'nden ve ne de tebaalarından talep etmemeği kabul ve bundan dolayı her türlü metalibinden feragat eder.

Madde 59 — Yunanistan harp kavaninine mugayir olarak Anadolu'da Yunan ordu veya idaresinin ef'alinden mütevellit hasaratın tamiri mecburiyetini tanır. Diğer taraftan Türkiye, Yunanistan'ın harbin temadisinden ve bunun netayicinden mütevellit vaziyet-i maliyesini nazar-ı dikkate alarak tamirat hususunda Yunanistan Hükümeti'ne karşı her türlü mutalebattan suret-i kafiyede feragat eder.

Madde 60 — Gerek Balkan muharebeleri neticesinde ve gerek işbu Muahede ile lehlerine Osmanlı İmparatorluğu'ndan arazi ayrılmış veya ayrılmakta olan Devletler Osmanlı İmparatorluğu'nun işbu arazi üzerinde bulunan kâffe-i emval ve emlâkini meccanen iktisap edeceklerdir. Şurası mukarrerdir ki 26 Ağustos 1324 [8 Eylül 1908] ve 20 Nisan 1325 [12 Mayıs 1909] tarihli iradelerin Hazine-i Hassa'dan Devlet'e naklini emrettikleri emval ve emlâk ve kezalik 30 Teşrinievvel 1918 de Hazine-i Hassa tarafından hidemat-ı umumiye menfaatine idare edilmekte bulunmuş olan emval ve emlâk, Düvel-i mezkûre işbu emval ve emlâke müteallik hususatta Osmanlı İmparatorluğu yerine kaim olacakları ve emvali mezkûre üzerine müesses olan vakıfların muteber tanınması lâzım geleceği cihetle, fıkra-i anifede gösterilen emval ve emlâk meyanına dahildir. Gerek Balkan muharebeleri neticesinde ve gerek bilâhare Yunanistan'a intikal etmiş olan eski Osmanlı İmparatorluğu arazisi üzerinde kâin olup Hazine-i Hassa'dan Devlet'e geçmiş bulunan emval ve emlâk hakkında Türkiye Hükümeti ile Hükümet-i Yunaniye arasında mütekevvin ihtilâf, aktolunacak bir tahkimnameye tevfikan ve 1-14 Teşrinisani 1913 tarihli Atina Muahedesine merbut 2 numaralı hususi Protokol mucibince Lâhey'de bir mahkeme-i hâkemiyeye tevdi olunacaktır. Bu maddenin ahkâmı, Hazine-i Hassa namına mukayyet olup veya onun tarafından idare edilip işbu Maddenin ikinci ve üçüncü fıkralarında mevzu-u bahsolmayan emval ve emlâkin mahiyet-i hukukiyesini tebdil etmeyecektir.

Madde 61 — İşbu Muahede mucibince Türkiye'den gayri bir Devletin tebaası meyanına giren ve mülkî ve askerî tekaüt ve mazuliyet ve eytam ve eramil maaşatından istifade edenler maaşlarından dolayı Türkiye Hükümeti'ne karşı hiç bir talep dermeyan edemeyeceklerdir.

Madde 62 — Almanya ile münakit 28 Haziran 1919 tarihli Versay Sulh Muahedenamesi'nin 261'inci Maddesi ve 10 eylül 1919 tarihinde Avusturya ile ve 27 teşrinisani 1919 tarihinde Bulgaristan ile ve 4 Haziran 1920 tarihinde Macaristan ile münakit Sulh Muahedenamelerinin mevadd-ı mütenazırası mucibince Almanya, Avusturya, Bulgaristan ve Macaristan Türkiye'den alacaklı bulundukları bilcümle matlubatın devrini Türkiye kabul eyler. Sair Düvel-i âkide bu husustan dolayı Türkiye zimmetine terettüp eden düyundan Türkiye'yi ibra eylemeği kabul ederler. Türkiye'nin Almanya, Avusturya, Bulgaristan ve Macaristan'dan alacağı olan matlubat dahi sair Düvel-i âkide lehine devrolunmuştur.

Madde 63 — Harpten sonra Almanya'dan Türkiye'ye ihraç olunacak emtia bedelâtına mukabil Almanya Hükümeti'nin Türkiye evrak-ı naktiyesini muayyen bir kambiyo fiatile kabul edeceğine dair vaki olan taahhüdattan mezkûr Almanya Hükümeti'ni ibra eylediğini, Türkiye Hükümeti, sair Düvel-i âkide ile bilittifak beyan eder.

Kısım III

[değiştir]

İktisadî Ahkâm

[değiştir]

Madde 64 — Bu Kısımda «Düvel-i müttefika» tahririden maksat Türkiye'den maada Düvel-i âkidedir. «Müttefikin tebaası» tabiri, Türkiye'nin gayri Düvel-i âkide tebaasından bulunan veyahut Düvel-i mezkûreden birinin taht-ı himayesindeki bir Devlet veya arazi tebaasından olan eşhas-ı hakikiye, şirekât, cemiyat ve müessesata şâmildir.

Kısmın «Müttefikin tebaasına» müteallik bulunan ahkâmı, Düvel-i müttefika tâbiiyetini haiz olmadıkları halde filen bu Devletler tarafından mazhar-ı himaye olmuş bulunmalarından dolayı Memurin-i Osmaniye canibinden müttefikin tebaası gibi muamele görmüş ve bu yüzden zarara dûçar olmuş olan eşhas hakkında da tatbik edilecektir.

Fasıl I

[değiştir]

Emval, Hukuk ve Menafi
Madde 65 — 29 Teşrinievvel 1914 tarihinde Düvel-i müttefika tebaası olan eşhasa ait olup işbu muahedenin mevki-i icraya vaz'ı tarihinde Türk kalacak arazi üzerinde halen mevcut ve kabili teşhis olan emval, hukuk ve menafi, bulundukları hal üzre, menlehülhaklarına derhal iade olunacaktır. Bilmukabele, Türk tebaasına ait olup 29 Teşrinievvel 1914 tarihinde Düvel-i müttefikanın hakimiyeti veya himayesi altında bulunan veyahut Balkan muharebelerini müteakip Osmanlı İmparatorluğu'ndan fekkedilerek bu gün Düvel-i mezkûrenin taht-ı hakimiyetinde bulunan arazi üzerinde halen mevcut ve kabil-i teşhis olan emval, hukuk ve menafi de bulundukları hal üzre menlehülhaklarına derhal iade edilecektir. Kezalik bu Muahede ile Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılmış arazi üzerinde bulunup Türk tebaasına ait olan ve Düvel-i müttefika memurini canibinden tasfiye edilmiş veya lâalettayin sair tedabir-i istisnaiyeye tâbi kılınmış bulunan emval, hukuk ve menafi hakkında da ayni iade muamelesi de derhal yapılacaktır. İşbu Muahede ile Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan bir toprakta kâin olup Osmanlı Hükümeti tarafından tedabir-i fevkalâde-i harbiyeye tâbi tutulmuş olduktan sonra mezkûr toprakta icra-yı hakimiyet eden Devlet-i âkidenin elyevm yedinde bulunan kabili teşhis kâffe-i emval ve hukuk ve menafi sahibi meşrularına, bulundukları hal üzre, iade edilecektir. Mezkûr arazi üzerinde icra-yı hâkimiyet eden Devlet-i âkide canibinden tasfiye edilmiş olan emval-i gayrimenkule dahi ayni iade muamelesine tâbi tutulacaktır. Efrat arasında bunlardan maada olan bilcümle istihkak müddeiyatı, salâhiyettar mahallî mahkemelerine raci olacaktır. İstihkak iddia olunan emvalin teşhisine veya iadesine müteallik kâffe-i ihtilâfat bu Kısmın beşinci Faslında muharrer Muhtelit Hakem Mahkemesi'ne arz edilecektir.

Madde 66 — Altmış beşinci maddenin birinci ve ikinci fıkraları ahkâmının tenfiz ve icrası için Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn menlehülhakları en seri bir usul ile ve kendilerinin rızası olmaksızın tahmil edilmiş olabilecek her gûna tekâlif ve kuyuttan azade bir halde emval, hukuk ve menafilerine mutasarrıf kalacaklardır. Emval ve hukuk ve menafi-i mezkûreyi bu iadeyi icra edecek olan Hükümetten bilvasıta veya bilâ vasıta iktisap etmiş olup ta iadeden dolayı mutazarrır olmuş bulunacak olan eşhas-ı salisenin tazmin-i zararı dahi o Hükümete ait olacaktır. İşbu tazmin-i zarar keyfiyetinden tahaddüs edebilecek ihtilâfatın halli mehakim-i umumiyenin daire-i salâhiyetinde bulunacaktır.

Sair kâffe-i ahvalde, tazmin-i zarar için eşhas-ı müteallıka aleyhine ikamei dava etmek mutazarrır olan eşhas-ı saliseye ait olacaktır. Bu maksatla düşman emval ve hukuk ve menafii hakkında Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn tarafından tevessül ve ittihaz olunan bilcümle muamelât-ı tasarrufiye veya diğer tedabir-i istisnaiye-i harbiye, tasfiye muamelesi henüz hitam bulmamış ise, derhal ref ve tevkif edilecektir.

Sahiplerinin metalib-i emval ve hukuk ve menafi-i mezkûre tayin olunur olunmaz hemen iade kılınmak suretiyle is'af olunacaktır. Altmış beşinci Madde ile iadesi mukarrer olan emval, hukuk ve menafi işbu Muahedenamenin imzası tarihinde Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn Hükümetlerinden birinin memurini canibiden tasfiye edilmiş bulunursa, mezkûr hükümet, bedel-i tasfiyeyi sahiplerine tesviye etmek suretiyle emval ve hukuk ve menafi-i mezkûreyi aynen iade etmek mecburiyetinden vareste kalacaktır. Eğer sahibinin müracaatı üzerine beşinci Fasılda zikrolunan Muhtelit Hakem Mahkemesi, tasfiyenin, değer fiatını bulduracak şerait altında icra edilmemiş olduğu reyinde bulunursa mezkûr Mahkeme, tarafeyn arasında itilâf hasıl olmadığı takdirde, muhik göreceği miktarda bedel-i tasfiyeyi tezyit edebilecektir. Mal sahibi ile hasıl olan itilâftan veyahut anif-üz zikir Muhtelit Hakem Mahkemesi kararından itibaren iki ay müddet zarfında tediye vuku bulamadığı takdirde, emval ve hukuk ve menafi-i mezkûre iade edilecektir.

Madde 67 — Bir taraftan Yunanistan, Romanya, Sırp-Hırvat-Sloven Devleti ve diğer taraftan Türkiye, kendi orduları ve devairi canibinden Türkiye arazisinde veya mütenazıran Yunanistan, Romanya ve Sırp-Hırvat-Sloven Devleti arazisinde ahz ve zaptedilmiş veya sekvestro olunmuş olup ta elyem kendi arazileri dahilinde bulunan her nevi emval-i menkulenin memleketlerinde taharri ve iadesi hususunda gerek tedabir-i idariye-i münasibenin ittihazı, gerek evrak ve vesaik-i aidesinin teslimi suretiyle teshilât iradesini mütekabilen taahhüt ederler. İşbu taharri ve iade keyfiyeti, kezalik Alman, Avusturya-Macar veya Bulgar orduları ve devairi tarafından Yunan, Romanya veya Sırp-Hırvat-Sloven Devleti arazisi üzerinde zapt veya sekvestro olunup ta Türkiye'ye veya tebaasına devrolunmuş bulunan anif-üz zikir eşya ile Yunan, Romanya veya Sırp orduları tarafından Türk toprağında zapt veya sekvestro edilerek Yunanistan'a, Romanya'ya veya Sırp-Hırvat-Sloven Devletine veya tebaalarına devredilmiş olan eşya hakkında dahi cari olacaktır. İşbu taharri ve iadeye müteallik istidanameler, muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren altı ay zarfında ita olunacaktır.

Madde 68 — Türkiye'nin Yunan ordusu tarafından işgal edilmiş bulunan menatıkında bir taraftan Yunanistan memurini ve devairi ve diğer taraftan Türk tebaası arasında aktolunmuş mukavelâttan mütevellit düyun, mezkûr mukavelelerde münderiç şerait dairesinde Yunanistan hükümeti tarafından tesviye olunacaktır.

Madde 69 — 1 Ağustos 1914'te müstefit oldukları usule göre düvel-i müttefika tebaasının ve mallarının tâbi oldukları hiç bir vergi, resim veya resmi munzam 1922 — 1923 sene-i maliyesi tehakkukatından mukaddemki seneler için tebaa-i mezkûreden veya mallarından cibayet edilmeyecektir.

1932-1923 sene-i maliyesinden mukaddemki seneler hesabatına ait olmak üzre 15 Mayıs 1923'ten sonra mebaliğ alız ve tahsil edilmiş bulunur ise işbu muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ında, mukabil-i menlehülhaklara reddolunacaktır. 1923 Mayısının on beşinden mukaddem tahsil edilen mebaliğ hakkında hiç bir talep ve iddia dermeyan olunamayacaktır.

Madde 70 — 65, 66, 68 ve 69'uncu maddelere müstenit metalip, işbu Muahedenin mevki-i icraya vaz'ından itibaren altı ay müddet zarfında salâhiyettar memurin nezdinde ve itilâf hasıl olmazsa, gene işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren on iki ay müddet zarfında Muhtelit Hakem Mahkemesi nezdinde dermeyan ve ikame olunacaktır.

Madde 71 — Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Romanya ve Sırp-Hırvat-Sloven Devleti veya bunların tebaaları kendi emval ve hukuk ve menafileri hakkında 29 Teşrinievvel 1914 tarihinden evvel Hükümet-i Osmaniye nezdinde serd-i metalip veya ikame-i dava etmiş olduklarından, işbu Kısmın ahkâmı, mezkûr metalip veya deaviyi bir suretle ihlâl edemeyecektir. Britanya, Fransa, İtalya, Romanya ve Sırp-Hırvat-Sloven Hükûmeti nezdinde Hükümet-i Osmaniye veya tebaası tarafından serd veya ikame olunmuş metalip veya deavi hakkında da ayni muamele câri olacaktır. Bu mealip veya deavi Türkiye Hükûmeti ile işbu Maddede gösterilen hükümetler nezdinde, Kapitülasyonlarm ilgası nazar-ı itibara alınmak şartı ile, ayni şerait altında takip olunacaktır.

Madde 72 — Muahede-i hazıra ile Türk kalan arazi dahilinde Almanya, Avusturya , Macaristan ve Bulgaristan'a veya onların tebaalarına ait olup ta işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından mukaddem Hükûmat-ı müttefika canibinden haciz veya işgâl edilmiş bulunan emval ve hukuk ve menafi, mezkûr hükûmetler ile Almanya, Avusturya, Macaristan ve Bulgaristan Hükümetleri veya onların alâkadar tebaaları arasında takarrür edecek itilâfların in'ikadına kadar hükûmat-ı müttefika yedlerinde kalacaktır. Eğer emval ve hukuk ve menaf-i mezkûre tasfiye edilmiş ise bu tasfiye muamelâtı tasdik edilmiştir. İşbu Muahede ile Türkiye'den ayrılmış olan arazi dahilinde icra-yı hâkimiyet eden Hükümetler, bu Muahedenin mevki-i icraya vaz'ından itibaren bir sene zarfında o arazide bulunan Almanya, Avusturya, Mecaristan ve Bulgaristan'a veya tebaalarına ait emval ve hukuk ve raenafi-i tasfiye edebileceklerdir. Şimdiye kadar icra edilmiş olsun veya henüz icra edilmemiş bulunsun tasfiyelerin hasılatı, eğer bu emval Alman, Avusturya, Macar ve Bulgar Devletlerine ait ise, alâkadar Devlet ile aktolunmuş olan Sulh Muahedenamesile müesses tamirat komisyonuna ita edilecektir. Eğer tasfiye edilen emval, emval-i hususiyetleri ise bedeli doğrudan doğruya sahiplerine verilecektir. Bu Maddenin ahkâmı Osmanlı anonim şirketlerine tatbik olunmaz.

İşbu Madde ile irca edilen tedabirden dolayı Türkiye Hükümeti hiç bir veçhile mes'ul olmayacaktır.

Fasıl II

[değiştir]

Mukavelenameler ve Mürur-u Zamanlar
Madde 73 — Seksen ikinci Maddede tarif edildiği veçhile muahharen düşman olmuş olan taraflar beyninde ve mezkûr Maddede gösterilen tarihten mukaddem münakit olup atide zikredilen envaa mensup bulunan mukaveleler, ihtiva ettikleri ahkâma ve işbu Muahedenin ahkâmına tâbi bulunmak şartile, mer'i kalırlar:

a) Emval-i gayrimenkule satışına müteallik mukavelenameler seksen ikinci Madde mucibince tarafeynin düşman olduğu tarihten mukaddem teslim muamelesi fiilen icra olunmuş ve fakat nefs-i bey-i muamelesi usulen tahakkuk ettirilmemiş bulunmasa bile;
b) Efrat arasında münakit icar ve isticar mukavelenamelerde bedel-i icar ve vaad-i icar mukavelenameleri;
c) Efrat arasında münakit maadin, orman veyahut ziraat edilecek arazi işletilmesine müteallik mukavelenameler;
d) Gayrimenkulâtın teminat olarak iraesine müteallik mukavelenameler ile menkulâtın rehine ve teminat gösterilmesine dair mukavenameler;
e) Şirket tesisine mütedair mukavelenameler, bu hüküm tâbi oldukları kanuna göre şürekânınkinden başka bir şahsiyeti bulunmayan kollektif şirketlere [partnerşip] tatbik olunamaz.
f) Mevzuu ne olursa olsun efrada veya şirketlerle Devlet, ve vilâyat ve belediyeler veyahut buna mümasil diğer eşhası hükmiye-i idariye arasında münakit mukavelenameler;
g) Aile ahkâmma müteallik mukavelenameler;
h) Hibelere veya ne mahiyette olursa olsun teberruata ait mukavelenameler.

İşbu Madde, mukavelenamelere hin-i akitlerinde bizzat haiz oldukları kıymetten başka bir kıymet izafesi için ihticaca salih olamaz.

İşbu Madde imtiyazat mukavelenamelerine tatbik olunmayacaktır.

Madde 74 — Sigorta mukavelenameleri işbu Faslın Lahikasında münderiç ahkâma tâbidir.

Madde 75 — 73'üncü ve 74'üncü Maddelerde tadat olunun mukavelenamelerden ve imtiyaz mukavelenamelerinden gayri bilâhare yekdiğerine düşman olan efrat beyninde münakit mukavelenameler, tarafeynin düşman oldukları tarihten itibaren münfesih olmuş addedileceklerdir. Maamafih mukavele âkitlerinden her biri, işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren üç ay zarfında, icap ederse, taraf-ı diğere, mukavelenin akdi tarihindeki şerait ile ipkası talep olunduğu tarihdeki şerait arasında mevcut farka tekabül edecek tazminatı tediye etmek şartiyle, mukavelenamenin icrasını talep edebilecektir. Bu tazminat, tarafeyn arasında itilâf edilemediği halde, Muhtelit Hakem Mahkemesi tarafından tayin edilecektir.

Madde 76 — İşbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ından evvel 73 ilâ 75'inci maddelerle muharrer mukavelenamelerin Düvel-i âkide tebaasından olan akitleri arasında ve bilhassa bu mukavelâtın feshine, idamesine, suver-i icraiyesine veyahut tadiline dair ve tediye edilecek akçenin cinsine, veya kambiyo rayicine müteallik itilâflar da dahil olduğu halde vukua gelen suver-i tesviyenin muteber olduğu tasdik olunur.

Madde 77 — 30 Teşrinievvel 1918'den sonra müttefikin tebaasile Türkiye tebaası beyninde münakit mukavelenameler muteber ve huku-u umumiye ahkâmına tâbidir. 30 Teşrinievvel 1918 tarihinden sonra 16 mart 1920 tarihine kadar İstanbul Hükümeti ile usulü dairesinde aktolunmuş mukavelenameler dahi kezalik muteber ve hukuk-u umumiye ahkâmına tâbidir. 16 mart 1920'den sonra İstanbul Hükûmetiyle usulü dairesinde aktolunmuş ve mezkûr Hükümetin hâkimiyet-i filiyesi altındaki araziye müteallik bulunmuş olan bütün mukavelenameler ile itilâfnameler, işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren üç ay müddet zarfında, alâkadarların vuku bulacak müracaatieri üzerine, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin tasvibine arzolunacaktır. Bu mukavelenameler mucibince vukubulmuş olan tediyat, tediyat-ı mezkûreyi icra etmiş olan taraf hesabına usulen matlup kaydedilecektir. Tasvip vaki olmadığı halde, alâkadar tarafın -eğer icap eder ise- doğrudan doğruya ve fiilen dûçar olduğu zarara tekabül edecek miktarda bir tazmine istihkakı olacak ve bu tazmin, muslihane bir itilâf hâsıl olmadığı takdirde, Muhtelit Hakem Mahkemesi canibinden tayin edilecektir.

Bu Maddenin ahkâmı ne imtiyaz mukavelenamelerine ne de imtiyazatın devir ve ferağına tatbik olunamaz.

Madde 78 — Bilâhare düşman olmuş tarafeyn arasında, imtiyaz mukavelenamelerinden başka münakit mukavelelere ait olarak zuhur etmiş veya zirde gösterilen altı ay müddetin inkızasından evvel zuhur edebilecek olan bilcümle ihtilâfat, Muhtelit Hakem Mahkemesi tarafından halledilecektir. Maahaza bîtaraf Devletlerin kanunlarının tatbikından dolayı Düvel-i mezkûre mehakim-i milliyesinin daire-i salâhiyetine dahil olan ihtilâfat müstesnadır. İşbu şıkk-ı ahirde ihtilâfat-ı mezkûre, Muhtelit Hakem Mahkemesi tarafından değil mer'i mehakim-i milliye-i mebhu-ün anha tarafından hal ve fasledilecektir.

Bu Madde mucibince Muhtelit Hakem Mahkemesi'nin daire-i salâhiyetinde olan ihtilâfata müteallik şikâyatın, mezkûr Mahkemeye teşekkülü tarihinden itibaren altı ay müddet zarfında arzedilmiş olması lâzımdır.

Bu müddetin inkızasında Muhtelit Hakem Mahkemesi'ne arz edilmemiş olacak ihtilâfat, hukuk-u umumiye ahkâmına tevfikan salâhiyettar mehakim tarafından hal ve fasledilecektir.

Bu Maddenin ahkâmı, ne harp esnasında ayni memlekette oturmuş ve şahıslar ile mallarına serbestçe mutasarrıf bulunmuş olan bütün taraflar arasında münakit mukavelenamelere, ne de tarafeynin düşman oldukları tarihten mukaddem salâhiyettar bir mahkeme tarafından bir hükme iktiran etmiş ihtilâfata tatbik olunamaz.

Madde 79 — Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn arazisi üzerinde düşmanlar arasındaki münasebatta mürur-u zamana, ehl-i kanunînin mürurundan mütevellit adem-i istima-i davaya veya sukut-u hakka dair her türlü müddetler, ister harbin bidayetinden evvel, ister ondan sonra cereyana başlamış olsun, 29 Teşrinievvel 1914'ten Muahede-i haziranın mevki-i mer'iyete vaz'ından üç ayın inkızasına kadar tatil edilmiş addolunacaktır. İşbu hüküm, bilhassa faiz ve temettü kuponlarının ibrazı müddetlerine ve vacib-üt tediye kurası isabet etmiş bulunan veyahut sair bir suretle vacib-üt tediye olan eshamın ibraz müddetlerine tatbik edilir. Romanya'ya taalluk eden hususatta balâda mezkûr müddetler 27 Ağustos 1916 tarihinden itibaren tatil edilmiş addolunacaklardır

Madde 80 — Düşmanlar beynindeki münasebatta kabl-el harp tanzim edilmiş olan hiç bir sened-i ticarî, mahza kabul veya tediye için müddet-i matlube zarfında ibraz edilmediğinden veya harp esnasında ne keşidecilere ne cirantalara adem-i kabul veya adem-i tediyeden dolayı ihbar vuku bulmadığından ne protesto ve ne de herhangi bir muamelenin adem-i ifasından dolayı gayrimuteber addedilmeyecektir.

Eğer bir sened-i ticarînin kabul veya tediyesi zımnında mecburiyet-i ibrazı yahut adem-i kabul veya adem-i tediyenin keşideci veya cirantalarla mecburiyet-i ihbarı veya o senedin protesto mecburiyeti için muktazi müddet, harp esnasında munkazı olmuş ve senedi ibraz veya protesto etmek veya adem-i kabul veya adem-i tediyesini ihbar eylemek ile mükellef olan taraf bunu harp zamanında ifa etmemiş ise, senedi ibraz, adem-i kabul veya ademi tediye-yi ihbar veyahut protesto tanzimi için kendisine işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren, üç ay müddet verilecektir.

Madde 81 — Vacib-üt tediye olmuş düyunu teminen harpten evvel tesis kılınmış menkul veya gayrimenkul merhunat veya teminatı akçeye tahvil için harp esnasında yapılmış olan satışlar medyunu heberdar etmek üzre muktazi merasim kamilen ifa olunamamış olsa bile —medyun-u mezkûrun her türlü zarar ve ziyanlar hakkında rüy'eti muhasebe için, dayini Muhtelit Hakem Mahkemesi'ne davet edebilmesi hakkı mahfuz kalmak kayd-i sarih-i ihtirazîsi tahdında— muteber tanınacaktır. Mahkeme tarafeyn arasındaki hesabatı tasfiye etmek ve rehin veya teminat olarak verilen malın şerait-i füruhunu tetkik eylemek ve eğer dayin su-i niyetle hareket etmiş veyahut rehini satmaktan içtinap için veya bu satışın fiil-i hakikî ile vukuunu temin zımnında yed-i iktidarında olan her vasıtaya müracaat etmemiş ise medyunun satış hasebile uğradığı zararı tamir mecburiyetini dayine tahmil eylemek vazifesini haiz olacaktır. Bu ahkâm ancak düşmanlar arasında kabili tatbik olacak ve balâda muharrer muamelâttan 1 mayıs 1923 tarihinden sonra icra edilmiş olanlarına teşmil edilmeyecektir.

Madde 82 — Bu Faslın mefadınca, bir mukavelenamenin tarafeynini teşkil eden eşhas, aralarında ticaretin fiilen gayrimümkün olduğu veya mezkûr eşhastan birisinin tâbi olduğu kavanin, evamir veya nizamat ile ticaret menedildiği veya gayrikanunî bir mahiyet iktisap ettiği tarihten itibaren düşman ad ve telâkki olunacaklardır. Akti mukavele edenlerden birisi için düşman memleketi olduğu halde harp esnasında orada ikamet ederek şahıs ve emvali hakkında serbestçe tasarrufatta bulunabilmiş olduğu Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideynden birinin arazisi dahilinde (şirketler de dahil olmak üzre) düşman eşhas veya onların memurları arasında aktolunmuş mukavelenameler, 73, 75, 79, 80'inci Maddeler ahkâmından müstesna olarak ahkâm-ı umumiyeye tâbi tutulacaktır.

Madde 83 — İşbu Faslın ahkâmı Japonya ile Türkiye arasında tatbik olunmayacak ve ahkâm-ı mezkûrede mevzu-u bahsolan mevat, salif-ül beyan iki memleketin her birinde kavanin-i mahalliyeye tevfikan hal ve fasledilecektir.

Lâhika
1. Hayat Sigortaları
1. Bir sigortacı ile bilâhare düşman olmuş bir şahıs arasında aktedilmiş olan hayat sigorta mukavelenameleri muhasamatın inişadı veya şahs-ı mezkûrun düşman olması dolayısile mefsuh addedilmeyecektir. Fıkra-i salifeye göre mefsuh addedilmeyen bir mukavelename ahkâmınca harp esnasında vacib-üt tediye olmuş olan her sigorta edilmiş meblâğ badel harp kaabil-i tesviye olacaktır. İşbu meblâğa vacib-üt tediye olduğu zamandan tevsiye edildiği tarihe kadar senevî yüzde beş faiz zammedilecektir. Harp esnasında sigorta ücuratının adem-i tediyesinden veyahut mukavelename ahkâmının adem-i icrasından nâşi şayet bir mukavelename hükümsüz veya tesirsiz kalmış ise sigorta olan şahıs veya vekilleri veyahut menleh-ül hukuku işbu muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren on iki ay zarfında, her zaman poliçanın hükümsüz kaldığı veyahut mefsuh addedildiği günkü kıymet-i iştiraiyesini sigortacıdan senevî yüzde beş zammı faizle talep edecektir. Hayat sigorta mukavelenameleri 29 Teşrinievvel 1914 tarihinden mukaddem imza edilip işbu mukavelenamelerin ahkâmına nazaran ücuratın adem-i tediyesinden nâşi işbu muahedenameden evvel fesih veya tenzil edilmiş olan Türk tebaası işbu muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren üç ay zarfında ve şayet o esnada berhayat iseler, sigorta edilen sermayenin tamamı için poliçalarını yeniden tanzim etmeğe salâhiyattar olacaktır. Bunun için kumpanya doktorunun yapacağı ve kumpanyanın matluba muvafık göreceği bir muayene-i tıbbiyeden geçtikten sonra mütedahil ücuratı yüzde beş faiz-i mürekkep zammiyle tediyeye mecbur olacaklardır.

2. Elyevm bir müttefik devlet tebaası olan şirketler ile Türkiye tebaası arasında 1914 senesi 29 Teşrinievvelinden mukaddem akdedilmiş olup Türk altınından gayri bir nakit ile tediyesi kabul ve ücuratı 18 teşrinisani 1915 tarihinden evvel ve sonra veyahut yalnızca bu tarihten mukaddem tediye edilen hayat sigortası mukavelenameleri berveçh-i âti tesviye edilecektir:
Evvelâ — 18 Teşrinisani 1915 tarihinden evvelki zamanlar için mukavelenamede zikredilen cins para ile ve bu cins naktı ihraç eyleyen memleketin rayicine göre sigorta edilen şahsın hukuku poliçanın şerait-i umumiyesine tevfikan tesbit edilecektir. (Meselâ frank, altın frank, yahut evrak-ı naktiye frank olarak tasrih edilen her meblâğ Fransız frankiyle tesviye edilecektir);
Sâniyen — 18 Teşrinisani 1915 tarihinden sonraki müddet için —Türk lirasının kıymeti harpten evvelki kıymetine müsavi farz olunduğundan — Türk evrak-ı naktiyesi ile tesviye edilecektir. Şayet mukavelenameleri Türk parasından gayri bir nakit ile aktedilmiş olan Türkiye tebaası, 18 teşrinisani 1915'den beri ücretlerini mukavelenamelerde zikredilen nakit ile tediye ettiklerini ispat ederlerse mezkûr mukavelenameler, 18 teşrinsani 1915'ten sonraki zamanlar için bile işbu nakti ihraç etmiş olan memleketin rayicine göre tesviye edilecektir. Mukavelenameleri elyevm müttefik bir devletin taht-ı tabiiyetinde bulunan şirketlerle 29 Teşrinievvel 1914 tarihinden evvel Türk parasından gayri bir nakit ile aktedilmiş ve ücuratın tediyesi dolayısiyle el'an mevki-i meriyette kalmış olan Türkiye tebaası, İşbu muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren üç ay zarfında işbu mukavelenamelerde mezkûr para ile ve o nakti ihraç eyleyen memleketin rayicine göre, sermayelerini itmam için poliçalarını yeniden tanzim ve tesis etmek hakkına malik olacaklardır. Bunun için, 18 Teşrinisani 1915'ten beri vadeleri hitam bulmuş olan ücuratı mezkûr para ile tesviye edeceklerdir. Buna mukabil mumaileyhimin mezkûr tarihten itibaren Türk evrak-ı naktiyesi ile tediye ettikleri ücurat kendilerine ayni cins nakit ile iade edilecektir.
3. Türk lirası olarak akdedilmiş olan sigorta mukavelenameleri bedelâtının tesviyesi Türk evrakı naktiyesile vuku bulacaktır.
4. Sigorta şirketi ile bir mukavele-i mahsusa ile poliçalarının kıymetini ve ücuratın sureti tediyesini evvelce tanzim etmiş olan sigortalı şahıslarla işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinde poliçaları suret-i kafiyede tediye edilmiş olan şahıslara 2 ve 3 üncü fıkraların ahkâmı tatbik edilmeyecektir.
5. Fıkarat-ı salifenin tatbiki zımnında tarafeynin tahhüdatı mütekab delerini hesap için hayat-ı beşerin ihtimalâtına faizin miktarını mezcederek istinat eden sigorta mukavelenameleri hayat üzerine yapılmış sigorta mukavelenamesi hükmünde addolunacaktır.
II. Bahrî Sigortalar
6. Tarafeynin düşman olmalarından mukaddem muhatara başlamış olduğu takdirde ve sigortacının tâbi olduğu devlet veya işbu devletin müttefikleri tarafından vuku bulan harekât-ı harbiye neticesindeki hasaratı temin ve tazmine dair olmamak şartiyle deniz sigorta mukavelenameleri, muhtevi bulundukları ahkâm câri bulunmak üzre, mefsuh addedilmeyeceklerdir.
III. Harik Sigortaları ve Diğer Sigortalar
7. Fıkra-ı salifede zikredilen kayd-ı ihtirazı tahtında harik veya diğer sigorta mukavelenameleri mefsuh addedilmeyeceklerdir.

Fasıl III

[değiştir]

Düyun
Madde 84 — Harpten evvel akdedilmiş mukavelenameler mucibince harpten evvel veya harp esnasında vacib-üt tebiye olmuş bulunan ve harp sebebiyle tesviyesiz kalmış düyunun, mukavelenamelerde münderiç şerait dairesinde ve mukavele edilen para ile o paranın ihraç edildiği memlekette câri rayici üzerinden tesviye ve tediyesi lâzım geleceğini tanımak hususunda Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn müttefiktirler. İşbu Kısmın ikinci Faslı Lâhikasının ahkâmına halel gelmemek şartiyle şu cihet mukarrerdir ki harpten evvelki bir mukavele mucibince icrası lâzım gelen tediyat, harp esnasında mezkûr mukavelede gösterilen paradan gayri bir para ile kısmen veya tamamen tahsil edilmiş bulunan mebaliğın mukabili olduğu takdirde, bu tediyat, hakikatte tahsil olunmuş olan mebaliği, tahsilatın vuku bulduğu para ile eda etmek suretile icra olunabilecektir. Bu hüküm işbu muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ından evvel alâkadarlar arasında suret-i muslihanede vaki olmuş olan ve taahhüdat-ı muhalifeyi haleldar edemeyecektir.

Madde 85 — Düyun-u Umumiye-i Osmaniye işbu Fasıldan ve işbu Kısmın (İktisadî ahkâm) diğer fusulünden bilittifak, hariç bırakılmıştır.

Fasıl IV

[değiştir]

Mülkiyet-i Sınaiye, Edebiye veya Sanayi-i Nefise Mülkiyeti
Madde 86 — İşbu muahede ahkâmı mahfuz kalmak kaydile, mülkiyet-i sınaiye, edebiye veya sanayi-i nefise mülkiyeti hukuku, âkit devletlerden her birinin kavaninine nazaran 1 Ağustos 1914'te mevcut bulunmuş oldukları hal üzre, Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn arazisinde, işbu muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren, bu hukuktan hali harbin başladığı anda müteneffi olan eşhasın veya menlehülhaklarının lehine tekrar tesis veya iade olunacaktır. Kezalik eğer haıp vukua gelmemiş olsaydı, bir mülkiyet-i sınaiyenin ve yahut edebiyata veya sanayi-i nefiseye müteallik bir eser neşrinin himayesi için kanun dairesinde vâki olmuş bir müracaat üzerine harbin devam ettiği müddet esnasında iktisap edilebilecek hukuk dahi işbu muahedenamenin mevkii mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren işbu hukuka istihkakı bulunan eşhas lehine olarak tasdik ve tesis edilecektir. Balâda münderiç ahkâm mucibince ipkaen tesis edilecek olan hukuka halel iras etmemek şartiyle, esna-yı harpte müttefik devletlerden birinin teşriî, icarî veya idarî bir makamı tarafından ittihaz kılınmış olabilen tedabir-i mahsusaya iptinaen Osmanlı tebaasına müteallik mülkiyet-i sınaiye, edebiye veya sanayi-i nefise mülkiyeti hususunda ifa edilen bilcümle muamelât [ruhsat itası da dahil olmak üzre] mer'i kalacak ve hükümleri tamamiyle câri olmakta devam edecektir. Bu hüküm her hangi bir müttefik devlet tebaasının hukuku hakkında Türkiye makamatı tarafından ittihaz edilmiş muamelâtı mümasile için dahi ayni veçhile câridir.

Madde 87 — 1 ağustos 1914 tarihinde zaten iktisap edilmiş olan veyahut eğer harp vaki olmamış bulunsaydı harpten evvel veya harbin devam ettiği müddet esnasında vuku bulmuş bir talep ile o tarihten beri ihrazı mümkün bulunan mülkiyet-i sınaiye hukukunu istihsal veya muhafaza veya bu bapta itiraz dermeyan edebilmeleri için diğer her bir âkit devlet arazisinde Türk tebaasına ve Türkiye'de mezkûr devletlerin tebaasına, resmi munzam ve hiç bir nevi ceza olmaksızın her müracaatı icra her muameleyi ikmal her türlü rüsumu tesviye ve suret-i umumiyede her devlet kavanin ve nizamatının istilzam ettiği kâffe-i muamelâtı ifa eylemek üzre, işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren akalli bir sene mühlet verilmiştir. Bazı merasim ve muamelâtın ifa ve itmam etmemesinden veya bir resmin verilmemesinden dolayı sâkıt addedilmiş olan mülkiyet-i sınaiye hukuk-u ihtira beratlarile resimlere ait hususatta bunları gayri mer'i addolunduğu zamanlarda işleten veya istimal eden eşhas-ı salisenin hukukunu sıyanet için her devletin mukteza-yı nısfet addedeceği tedabiri ittihaz eyleyebileceği kayd-ı ihtirazîsiyle—tekrar iktisabı mer'iyet edecektir. Bir ihtira beratının mevki-i tatbika vaz'ı veyahut fabrika alâmeti farikasının veya bir ticaretin veya bir resmin istimali için verilen mehilde 1 ağustos 1914 ile işbu Muahedenin mevkii mer'iyete vaz'ı tarihi arasındaki müddet dahili hesap edilmeyecek ve bundan başka, 1 Ağustos 1914 tarihinde balen muteber bulunmuş olan hiç bir ihtiıa beratının ve fabrika veya ticaret alâmet-i farikasının veya resmin işbu muahedenin mevki-i icraya vaz'ından itibaren iki sene müddet geçmedikçe, sırf mevki-i tatbika adem-i vaz'ı veya edemi istimali cihetile, sukut veya fesha tâbi olamayacağı mukarrerdir.

Madde 88 — Bir taraftan Türkiye tebaasiyle Türkiye'de mukim olan veya Türkiye'de san'atlarını icra etmekte bulunan eşhas ve diğer taraftan müttefik devletlerin tebaası ile müttefiklerin arazisinde ikamet veya san'atlaını icra eden eşhas ve kezâlik bu eşhasın harp esnasında bazı hukuk devretmiş olduğu eşhas-ı salise taraflarından, hal-i harp tarihile işbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihi arasında geçen müddet zarfında, diğer tarafın arazisinde, hudusa gelmiş olup esna-yi harpte her hangi bir zımmında mevcut bulunmuş olan veyahut 86'ıncı maddeye istinaden yeniden tesisi icap eden mülkiyet-i sınaiye, edebiye veya sanayi-i nefise mülkiyeti hukukunu haleldar etmiş gibi addolunabildiği ef'alden dolayı bir dava ikame ve hiç bir talep dermeyan edilemeyecektir.

Balâda zikrolunan ef'al meyanında Tarafeyn-i Aliyeyn-i Âkideyn hükümetleri veya onlar hesabına veya onların muvafakatile diğer eşhas tarafından mülkiyeti sınaiye, edebiye veya sanayii nefise mülkiyeti haklarının istimali ve kezalik bu hukukun tatbik olunabileceği mahsulât, alât ve edevat veya her türlü eşyanın furuhtu, mevkii fnrulıta vaz'ı veya istimali fiilleri de dahildir.

Madde 89 — Mülkiyet-i sınaiye hukukundan istifade, veyahut edebiyata veya sanayi-i nefiseye müteallik asar-ı teksir hakkında, bir taraftan müttefik Devletler tebaaları veya bunların topraklarında sakin veya orada san'atlarını icra etmekte olan eşhas ile diğer taraftan Osmanlı tebaası arasında hal-i harpten mukaddem akdedilmiş olan ruhsat mukavelenameleri Türkiye ile müttefik Devlet arasında mütehaddis hal-i harp tarihinden itibaren mefsuh addedileceklerdir. Ancak her halde, bu nevi bir mukavelenameden iptidaen müstefıt olan kimse işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren altı ay zarfında sahibi hukuktan yeni bir ruhsat talep etmek hakkını haiz olacak ve bunun şeraiti, tarafeyn arasında bilitilâf kararlaşdırılmazsa, işbu Kısmın beşinci Faslında münderiç Muhtelit Hakem Mahkemesi tarafından tayin olunacaktır. O takdirde Mahkeme, icap ederse, harp esnasında hukukunun istimalinden dolayı muhik göreceği lâzim-üt tesviye mebaliği tayin edebilecektir.

Madde 90 — İşbu Muahede mucibince Türkiye'den ayrılan arazi ahalisi, gerek bu infikâke ve gerek bunun neticesi olarak hasıl olan tebeddül-ü tabiiyete rağmen,Osmanlı kavaninine göre bu tebeddül anında sahip oldukları mülkiyet-i sınaiye, edebiye ve sanayii nefise mülkiyeti hukukundan Türkiye'de tam ve kâmil bir sûrette istifadelerini muhafaza edeceklerdir. Bu Muahede ile Türkiye'den ayrılan arazide bu infikâk ânında mer'i veya 86'ıncı madde mucibince yeniden tesis veya ipka edilecek olan mülkiyet-i sınaiye, edebiye ve sanayi-i nefise mülkiyeti hukuku rnezkur arazinin intikal edeceği Devlet tarafından tanınacak ve Osmanlı kavanini mucibince devamı kabul edilen müddetçe bu arazi üzerinde mevki-i mer'iyette kalacaktır.

Madde 91 — Osmanlı İmparatorluğu Hükümeti'nin Dersaadet'te veya mahalli sairede 30 Teşrinievvel 1918 tarihinden beri usûlen vermiş olduğu ihtira beratları veya fabrika alâmat-i farikası hakkında ifa etmiş olduğu muamelât-ı tesciliye ve kezalik işbu beratlarla alâmat-i farikanın devir veya ferağına müteallik her türlü kayit veya tescil muameleleri alâkadarların işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren üç ay zarfında verecekleri istidaname üzerine Türkiye Hükümeti'ne arz ve Hükümet-i müşarüleyha tarafından tescil edilecektir. İşbu tescilin hükmü, tescil-i iptidaî tarihinden muteberdir.

Fasıl V

[değiştir]

Muhtelit Hakem Mahkemesi
Madde 92 — Bir taraftan müttefik Devletlerden her biri ve diğer taraftan Türkiye arasında Muahede-i haziranın mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren üç ay müddet zarfında birer Muhtelit Hakem Mahkemesi teşkil olunacaktır. Bu Mahkemelerden her biri, ikisi alâkadar Hükümetlerin her biri tarafından tayin olunmak üzre, üç âzâdan mürekkep olacaktır. Bu Hükümetler müteaddit zatı tayin etmek salâhiyetini haiz olacaklar ve mahkemede âzâ sıfatiyle balunacak zatı icab-ı hale göre bunlar meyanından intihap edeceklerdir. Reis alâkadar iki Hükümet arasında bilitilâf tayin olunacaktır. Muahede-i haziranın mevki-i mer'iyete vaz'ı tarihinden itibaren iki ay müddet zarfında bu itilâf husul pezir olmadığı takdirde reis-i mumaileyh, alâkadar Hükümetlerden birisinin talebi üzerine, Lâhey Beynelmilel Adalet Mahkeme-i Daimesi reisi tarafından harp esnasında bitaraf kalmış olan Devletler tebaasına mensup zevat meyanından tayin edilecektir. Eğer bu iki ay zarfında alâkadar Hükümetlerden birisi kendisini mahkemede temsil edecek âzâyı intihap etmeyecek olur ise diğer alâkadar Hükümetin talebi üzerine mezkûr âzânın emr-i tayini Cemiyet-i Akvam Meclisi'ne âit olacaktır. Mahkeme âzâsından birisinin vefatı veya istifası takdirinde veyahut Mahkeme âzâsından biri vezaifini ifa etmesi her hangi bir sebepden dolayı vezaifini ifa edemeyecek bir halde bulunursa, nasp için mukarrer usule tevfikan, yerine diğerinin tayinine tevessül edilecektir. Mezkûr iki ay müddet vefat-ı istifanın ve ifa-yı vazifede adem-i imkânın usulü dairesinde subut bulduğu günden itibar edilecektir.

Madde 93 — Muhtelit Hakem Mahkemelerinin merkezi İstanbul'da olacaktır. Eğer mesalihin kemiyet ve keyfiyeti muhik gösterirse alâkadar Hükümetler her Mahkemede bir veya bir kaç şube-i munzamma ihdas etmek salâhiyetini haiz olacaklardır. İşbu şubelerden her birinin in'ikadı için lüzumuna göre her hangi bir mahal tayin edilebilecektir. Bu şubelerin her biri bir reis-i sani ile 92'inci maddenin 2 ilâ 5'inci fıkralarında mezkûr olduğu veçhile mansup iki âzâdan müteşekkil olacaktır. Her Hükümet huzur-u Mahkemede kendisini temsil etmek için bir veya bir kaç memur [Ajan] tayin edecektir. Şayet Muhtelit bir Hakem Mahkemesinin veyahut Şubelerinden birisinin teşekkülünden itibaren üç sene sonra işbu Mahkeme veya Şube mesaisini itmam etmemiş bulunursa ve mezkûr Mahkeme veya Şubenin mahalli in'ikadının bulunduğu araziye sahip olan Devlet talep ederse salif-üz zikir Hakem Mahkemesi veya şubesi işbu arazi haricine naklolunacaktır.

Madde 94 — 92 ve 93'üncü maddeler mucibince ihdas edilen Muhtelit Hakem Mahkemeleri işbu Muahede mucibince kendi salâhiyetleri dahilinde bulunan ihtilâfat hakkında hüküm vereceklerdir. Ekseriyet-i âzânın verdiği karar Mahkemenin kararı olacaktır. Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn, Muhtelit Hakem Mahkemelerinin mukarreratını kat'î addettiklerini ve kendi tebaaları hakkında bunları mecburiy-ül ittiba kılacaklarını ve ilâmat kendilerine tebliğ edilir edilmez hiç bir tenfiz kararı ittihazına hacet olmaksızın bütün arazileri dahilinde icrasını temin edeceklerini kabulde müttefiktirler. Bundan başka, Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn bilhassa tebligatın isaline ve delâilin cem'ine âit hususatta kendi Mahkeme ve memurlarının Muhtelit Hakem Mahkemelerine, yedd-i iktidarlarında bulunacak olan her türlü muaveneti doğrudan doğruya ifa etmelerini teahhüt eylerler.

Madde 95 — Muhtelit Hakem Mahkemelerinin rehberi adâlet, hakkaniyet ve hüsnüniyet olacaktır. Her Mahkeme, huzurunda istimal olunacak lisanı tayin edecek ve mesaliha tamamiyle vukufu temin için icap eden tercümeleri yaptıracak ve kendi huzurunda takip edilecek usul-ü muhakeme kavaidini ve müddetlerini tanzim eyleyecektir. Bu kavaidin tanziminde, esasat-i âtiyeye riayet olunacaktır:
1. Usul-ü muhakeme bir lâyiha ve mütekabilen bir lâyiha-i cevabiye ibrazını ihtiva edecek, bir lâyiha-i reddiye-i cevabiye ile mütekabil bir lâyiha-i reddiye-i cevabiye ita olunabilccektir. Şayet tarafeynden biri mülâhazat-ı şifahiye dermeyan etmek veya ettirmek talebinde bulunursa, taraf-ı diğere de böyle bir halde ayniyle hareket etmek salâhiyeti verilmek şartiyle, buna mezun olacaktır.
2. Mahkeme tahkikat icrasını, evrak ibrazını, ehl-i hibreye müracaatı emretmek, mahallerinde keşif ve muayene icra, her gûna malûmatı talep eylemek, şahitleri istima etmek, ve tarafeynden veyahut mümessillerinden her türlü izahat-ı şifahiye veya tahririyeyi talep etmek hususlarında kâffe-i salâhiyeti haiz olacaktır.
3. Muahede-i hazırada hilâfına münderiç ahkâm müstesna olmak üzre, Mahkemenin teşkilinden itibaren altı ay müddetin hitamından sonra hiç bir talep ve iddia kabul olunmayacaktır. Meğer ki Mahkeme-i mezkûrenin bir karan ile ita edilmiş ve bud-i mesafe veya kuvve-i mücbire esbabına müpteni olarak suret-i istisnaiyede muhik görülmüş bir müsaade-i mahsusa mevcut ola.
4. Bir sene zarfında, mecmuu sekiz haftayı tecavüz etmeyecek olan tatil devreleri müstesna olmak üzre her hafta mesalihin sü'rat-i ceryanını temin etmek için muktazi miktarda celse akdetmek Mahkemenin cümle-i vezaifindendir.
5. Hükümler, işin Mahkemece müzakereye konulduğunu ifade eden hitam-ı muhakemeden itibaren nihayet iki ay sonra her halde isdar edilmiş olmalıdır.
6. İşin icap edeceği murafaat-ı şifahiye ile her halde hükümlerin tefhimi celse-i aleniyede vukubulacaktır.
7. Her Muhtelit Hakem Mahkemesi, mesalihin hüsn-ü temşiyetine nafi addettiği takdirde, mahalli in'ikadı haricinde bir veya bir kaç celse akdi salâhiyetini haiz olacaktır.

Madde 96 — Alâkadar Hükümetler her bir Mahkeme için bilittifak bir Kâtib-i Umumî tayin edecekler ve her biri ona bir veya bir kaç Kâtip terfik eyleyeceklerdir. Kâtib-i Umumî ile Kâtipler, alâkadar Hükümetlerin muvafakatiyle muavenetlerine lüzum görecekleri eşhası hizmetine alabilecek olan mahkemenin taht-ı emrinde bulunacaklardır. Her Mahkeme kaleminin daireleri İstanbul'da olacaktır.Diğer her hangi bir mahalde mülhak kalem daireleri ihdas etmek alâkadar Hükümetlere ait olacaktır. Her Mahkeme kendisine tevdi edilecek olan mesaliha ait evrakı, muharrerat ve vesaiki kaleminde muhafaza edecek ve vazifesinin hitamında bunları mahalli in'ikadının bulunmuş olduğu Hükümetin hazine-i evrakına tevdi edecektir. Bu evrak, alâkadar Hükümetlere daima küşade bulunacaktır.

Madde 97 — Her Hükümet, tayin ettiği Muhtelit Hakem Mahkemesi âzâsı ile tayin edeceği memur [Ajan] veya kâtiplerin ücurat ve muhassasatını tediye eyleyecektir. Beis ile Kâtib-i Umumînin ücurat ve muhassasatı alâkadar Hükümetler tarafından müttefikan tayin olunacak ve ücurat ve muhassasat-ı mezkûre ile Mahkemenin masarif-i müşterekesi her iki Hükümet tarafından munasafatan tediye edilecektir.

Madde 98 — İşbu Fasıl Japonya ile Türkiye beyninde tekevvün edip Muahede-i hazıra mucibince Muhtelit Hakem Mahkemesinin daire-i salâhiyetinde bulunması lâzim gelecek olan mesalih hakkında kabil-i tatbik olmayacaktır; mesalih-i mezkûre iki Hükümet arasında bilitilâf hal ve faslolunacaktır.

Fasıl VI

[değiştir]

Muahedenameler
Madde 99 — İşbu Muahedenamenin mevki-i mer'iyete vaz'ı akibinde ve diğer cihetten havi olduğu ahkâm haleldar olmaksızın zirde tadat olunan iktisadî veya fennî mahiyetteki zeviletraf Muahedat, Mukavelât ve İtilâfat Türkiye ile diğer Düvel-i âkideden bunlara taraf olanlar arasında yeniden mevki-i mer'iyete gireceklerdir.

1 — Tahtelbahir kabloların muhafazasına dair 14 Mart 1884, 1 Kanunuevvel 1886 ve 23 Mart 1887 tarihli Mukavelenamelerle 7 Temmuz 1887 tarihli ihtitamî Protokol;
2 — Gümrük tarifelerinin neşrine ve gümrük tarifelerinin neşri için beynelmilel bir ittihat teşkiline dair 5 Temmuz 1890 tarihli Mukavelename;
3 — Paris'te beynelmilel hıfzıssıhha-i umumiye Dairesi teşkiline dair 9 Kanunuevvel 1920 tarihli İtilâfname;
4 — Roma'da beynelmilel bir ziraat Enstitüsü teşkiline dair 7 Haziran 1905 tarihli Mukavelename;
5 — Esko nehri üzerinde müruriye rüsumunun mubayaasına ait 16 Temmuz 1863 tarihli Mukavelename;
6 — İşbu Muahedenamenin on dokuzuncu Maddesindeki ahkâm-ı mahsusa kayd-ı ihtirazîsi tahtında, Süveyş kanalının serbesti-i istimalini temin edecek bir usul tesisine ait 29 Teşrinievvel 1888 tarihli Mukavelename;
7 — 30 Teşrinisani 1920 tarihinde Madrit'te imzalanan Mukavelename ve İtilâfnameler dahil olduğu halde Posta ittihadı hakkındaki Mukavelename ve itilâfnameler;
8 — 10/22 Temmuz 1875 tarihinde Sen-Petersburg'da imzalanan beynelmilel telgraf Mukavelenameleri ve 11 Haziran 1908'de Lizbon beynelmilel telgraf Konferansında kararlaştırılan Nizamnameler ve tarifeler

Madde 100 — Türkiye âtide tadat olunan Mukavelename veya İtilâfnamelere iltihak veya onları tasdik eylemeği taahüt eyler:

1 — Otomobillerin milel-i muhtelife memalikinde seyrine müteallik 11 Teşrinievvel 1909 tarihli Mukavelaname;
2 — Gümrüğe tâbi vagonların kurşunlanmalarına dair 15 Mayıs 1886 tarihli İtilâfname ve 18 Mayıs 1907 tarihli Protokol;
3 — Müsademe, muavenet ve umuru tahlisiye-i bahriye hakkındaki bazı kavaidin tevhidine dair 23 Eylül 1910 tarihli Mukavelename;
4 — Hastane gemilerinin limanlarda rüsum ve tekâliften muafiyeti hakkında 21 Kanunuevvel 1904 tarihli Mukavelename;
5 — Kadınların yüzünden icra-yı ticaretin men'i hakkında 18 Mayıs 1904, 4 Mayıs 1910 ve 30 Eylül 1921 tarihli Mukavelenameler;
6 — Fuhşiyata dair neşriyatın men'i için 4 Mayıs 1910 tarihli Mukavelename;
7 — 54, 88 ve 90'ıncı Maddeler hakkındaki kuyud-u ihtiraziye mahfuz kalmak şartiyle, 17 Kanunusani 1912 tarihli sıhhiye Mukavelenamesi;
8 — Filokseraya karşı ittihaz olunacak tedabire ait 3 Teşrinievvel 1881 ve 15 Nisan 1889 tarihli Mukavelenameler;
9 — Afyon hakkında 23 Kanunusani 1912 tarihinde Lâhey'de imzalanan Mukavelename ile 1914 tarihli munzam Protokol;
10 — 5 Temmuz 1912 tarihli beynelmilel telsiz telgraf Mukavelenamesi;
11 — Afrika'da mevadd-ı külliyenin tâbi olacağı usule dair Sen-Jermen-Anley'de imzalanan 10 Eylül 1919 tarihli Mukavelename;
12 — 26 şubat 1885 tarihli Berlin Sened-i Umumî'siyle 2 Temmuz 1890 tarihli Brüksel Beyanname ve Sened-i Umumî'sinin yeniden tetkikini mutazammın olarak Sen-Jermen-Anley'de imzalanan 10 Eylül 1919 tarihli Mukavelename;
13 — 1 Mayıs 1920 tarihli Protokol ahkâmını tatbikan vaziyeti coğrafiyesinin iktiza ettirdiği tadilâta, Türkiye nail olduğunu gördüğü takdirde seyahat-i havaiyenin tanzimine dair olan 13 Teşrinievvel 1919 tarihli Mukavelename;
14 — Kibrit imalinde beyaz fosfor istimalinin men'ine dair 26 Eylül 1906'dA Bern de imzalanan Mukavelename;

Türkiye, bundan başka, telli ve telsiz telgraf hakkında beynelmilel yeni mukavelenamelerin tanzimine iştirak etmeği taahhüt eyler.

Kısım IV

[değiştir]

Turuk-u Münakale ve Mesail-i Sıhhiye

[değiştir]

Fasıl I

[değiştir]

Turuk-u Münakale
Madde 101 — Türkiye'nin transitinin serbestisi hakkında Barselona Konferansı tarafından 14 Nisan 1921 tarihinde kabul edilmiş olan Mukavelename ve Nizamname ile menafi-i beynelmilel olan kabil-i seyr-ü sefer turuk-u miyahiyeye tatbik olunacak usul hakkında mezkûr Konferans tarafından 19 nisan 1921 tarihinde kabul edilmiş bulunan Mukavele ve Nizamnameyi ve munzam Protokolu kabul ettiğini beyan eder.

Binaenaleyh Türkiye işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren bu Mukavelename, Nizamname ve Protokollar ahkâmının mevki-i tatbika vaz'ını taahhüt eder.

Madde 102 — Türkiye, bahrî sahilden mahrum Devletlerin bahrî bayrağa malikiyet haklarının tanınmasını muta zammın 20 nisan 1921 tarihli Barselona Beyannamesini kabul ettiğini beyan eder.

Madde 103 — Türkiye, 20 Nisan 1921 tarihli Barselona Konferansı'nın beynelmilel usule tâbi limanlara âit olan vesayasını kabul ettiğini beyan eder. Türkiye bu usul altına vaz'edilecek limanları bilâhare bildirecektir.

Madde 104 — Türkiye, 20 Nisan 1921 tarihli Barselon Konferansı'nın beynelmilel demiryollarına müteallik Vesayasını kabul ettiğini beyan eyler. Bu Vasaya, işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren Türk Hükümeti tarafından mütekabil olmak kaydile tatbik edilecektir.

Madde 105 — Türkiye, işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ını müteaip 14 Teşrinievvel 1890, 20 Eylül 1893, 16 Temmuz 1895, 16 Haziran 1898 ve 19 Eylül 1906 tarihlerinde Bern'de imza edilen demiryollar vasıtasiyle emtia nakli hakkındaki Mukavelenameleri ve Suver-i tesviyeyi kabul ve tasdik etmeği taahhüt eder.

Madde 106 — Yeni hudutların güzergâhı dolayısiyle, ayni memleketin iki kısmını yekdiğerine rapteden bir hat diğer memleketi kat'ettıği veyahut bir memleketten başlayan bir şube hattı diğer bir memlekette nihayet bulduğu takdirde iki memleket arasındaki münakalâta müteallik hususatta işletme şeraiti, mukarrerat-ı mahsusa mahfuz olmak kaydiyle, alâkadar şimendifer idareleri beyninde akdedilecek bir itilâfname ile tanzim olunacaktır. Bu idareler işbu itilâfname şeraitinde uyuşmağa muvaffak olamadıkları takdirde şerait-i mezkûre talikim tariki ile tayin edilecektir. Türkiye ile hem hudut Devletler beynindeki bilûmum yeni hudut istasyonlarının tesisi ve bu istasyonlar arasındaki hudutun işletmesi ayni şerait dairesinde aktolunacak itilâfnamelerle tanzim edilecektir.

Madde 107 — Mevrit veya mahreci Türkiye veya Yunanistan olup Yunan—Bulgar hududiyle Kuleliburgaz kurbundaki Yunan—Türkiye hududu arasında kâin şark şimendiferlerinin aksam-ı selâsesinden transit suretiyle müstefit olan yolcular ve emtia-i ticariye, işbu transitten dolayı hiç bir resim veya harca ve ne de bir gûna pasaport veya gümrük muayenesi muamelesine tâbi olmayacaklardır.

İşbu Maddenin icrayı ahkâmı Cemiyet-i Akvam Meclisi tarafından intihap edilecek olan bir Komiser tarafından temin edilecektir. Yunanistan ve Türkiye Hükümetleri bu Komiser nezdine, salif-üz zikir ahkâmın icrasına müteallik her meseleyi Komiserin nazar-ı dikkatine vaz'etmekle mükellef ve vazifesinin ifası emrinde bilcümle teshilât-ı lâzimeye mazhar olacak olan bir mümessil tayin etmek hakkını haiz olacaklardır. Bu mümessiller ihtiyaçları olacak madun heyet-i memurinin miktar ve evsafı hakkında Komiserle itilâf edeceklerdir. Ahkâm-ı mezkûrenin icrasına müteallik olup halline muvaffak olamadığı her meseleyi Cemiyet-i Akvam Meclisi'nin Kararına arz etmek mezkûr Komiserin uhdesine terettüp edecektir. Yunanistan ve Türkiye Hükümetleri ekseriyet-i âzâ ile ittihaz-ı mukarrerat eyleyen mezkûr meclis tarafından sâdır olan her karara riayet eylemeği taahhüt ederler. Anif-üz zikir Komiserin maaşı ve ifa edeceği hizmete ait masarif Yunanistan ve Türkiye Hükümetleri tarafından münasaiaten deruhde edilecektir. Türkiye, bilâhare Edirne'yi Kuleliburgaz'la İstanbul arasındaki hatta rapteden bir şimendifer hattı inşa eylediği takdirde işbu Maddenin, Kuleliburgaz ve Bosnaköy kurbünda kâin Yunanistan—Türkiye hudut noktası arasındaki transite müteallik ahkâm-ı mütekabilen hükümsüz kalacaktır. Alâkadar Hükûmeteynden her biri Muahede-i haziranın mevki-i mer'iyete vaz'ından itibaren beş senelik bir müddet hitamında işbu Maddenin ikinciden beşinciye kadar olan fıkralarında musarrah murakabeyi idame etmeğe mahal olup olmadığına dair bir karar verdirmek için Cemiyet-i Akvam Meclisi'ne müracaat etmek hakkını haiz olacaktır. Maahaza şurası mukarrerdir ki Yunan—Bulgar hududiyle Bosnaköy beyninde kâin şark şimendiferlerinin iki kısmı üzerindeki transite dair olan birinci fıkranın ahkâmı mer'i kalacaktır.

Madde 108 — Gerek Osmanlı Hükümetine ve gerek hususî şirketlere ait olup işbu Muahede mucibince Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan arazide kâin Umanlar ile demiryollarının devrine müteallik ahkâm-ı mahsusa bâki kalmak ve kezalik Düvel-i âkidin arasında imtiyazat eshabına ve memurinin umur-u tekaüdiyelerine müteallik olarak evvelden ittihaz olunmuş veya olunacak ahkâm mahfuz bulunmak üzre demiryolların devri berveçh-i âti şerait dahilinde vuku bulacaktır:

1 — Bilûmum demiryollarının imalât ve tesisatı tamamiyle ve mümkün olduğu kadar iyi bir halde terk edilecektir;
2 — Kendisine mahsus edevat-ı müteharrikesi olan bir şebeke tamamiyle terkedilmiş olan arazi üzerinde bulunduğu takdirde mezkûr edevat-ı müteharrike 30 Teşrinievvel 1918 tarihli son müfredat cetveli mucibince takımiyle terkolunacaktır;
3 — İşbu Muahede mucibince idaresi inkısama uğrayacak hututun edevat-ı müteharrikesinin taksimi müteaddit şuabat kendilerine taviz olunan idareler arasında sulhan uyuşmak suretile tesbit edilecektir. Bu uyuşma 30 Teşrinievvel 1918 tarihli son müfredat defterine göre mezkûr hutut üzerinde kaydedilmiş olan edevatın, ehemmiyetini, servis hatları da dahil olmak üzre hututun uzunluğunu, münakalâtın mahiyet ve ehemmiyetini nazar-ı itibara alacaktır. Adem-i itilâf halinde ihtilâfat tahkim tarikiyle halledilecektir. Ledelicap gene her hakem kararı, her şubede bırakılması iktiza eden lokomotifler, yolcu ve eşya vagonlarını iade, bunların tesellümü şeraitini tayin ve mevcut atelyelere nakledilen malzemenin mahdut bir müddet zarfında hüsnühalde muhafazasını temin için lüzum görülecek suver-i hailiyeyi tanzim edecektir;
4 — Malzeme, eşya ve alât ve edevat, edevat-ı müteharrikenin tâbi olduğu ayni şerait tahtında terk edilecektir.

Madde 109 — Hilâfına ahkâm mevcut olmadıkça, yeni bir hududun çizilmesi yüzünden bir Devletin usulü miyahi (cetvel küşadı, feyezan , irva ve İska, teybis yahut buna mümasil hususat) diğer bir Devletin arazisinde icra edilecek mesaiye merbut bulunduğu veyahut bir Devletin arazisi üzerinde, harpten mukaddemki teamülât mucibince diğer bir Devletin arazisinde mütevellit miyah veya kuva-yi miyahiye istimal edildiği takdirde, alâkadar Devletler arasında her birinin menafi ve hukuk-u müktesebelerini muhafaza edecek mahiyette bir itilâf tesis edilmek lâzımdır. Adem-i itilâf halinde mesele tahkim tarikiyle hallolunacaktır.

Madde 110 — Romanya ve Türkiye Köstence-İstanbul kablosunun işletme şeraitini muhik bir surette tesbit için aralarında uyuşacaklardır. İtilâf husul bulmadığı takdirde mesele tahkim tarikiyle hallolunacaktır.

Madde 111 — Türkiye bizzat kendi namına ve tebaası namına, artık kendi erazisinde kara ile ittisal peyda etmeyen kabloların cümlesi veya aksamı üzerindeki, her hangi bir mahiyette olursa olsun, bilcümle hukuk, müstenidat ve imtiyazatından sarfınazar eder. Eğer balâdaki fıkra mucibince devredilmiş olan kablolar veya kabloların bir kısmı emval-i hususiyeden ise eshabının zarar ve ziyanlarının tazmini, mülkiyetin müntakil olduğu Hükûmata âit olacaktır. Tazminatın miktarında adem-i itilâf halinde bu miktar tahkim tarikiyle tayin edilecektir.

Madde 112 — Türkiye kendi arazisinde kara ile lâakal bir ittisal peyda eden kablolar üzerinde mukaddema haiz olduğu hukuk-u mülkiyeti muhafaza edecektir. Marüzzikir kablolardan Türk arazide kara ile ittisal etmeleri hukukunun istimali ve işletmelerinin şeraiti alâkadar Devletler tarafından sureti muslihanede tanzim olunacaktır. Adem-i itilâf halinde ihtilâf, tahkim tarikiyle halledilecektir.

Madde 113 — Tarafeyn-i Aliyeyn-i Âkideyn, her biri kendisine teallûku cihetinden Türkiye'de ecnebi postanelerinin ilgasını kabul ettiklerini beyan ederler.

Fasıl II

[değiştir]

Mesail-i Sıhhiye
Madde 114 — İstanbul Meclis-i Kebiri Umur-u Sıhhiyesi lâğvolunmuştur. Türkiye sevahil ve hududunun teşkilâtı sıhhiyesiyle Türk İdaresi vazifedardır.

Madde 115 — Mekadir ve şeraiti muhik olacak olan yegâne ve ayni tarife-i sıhhiye,Türk bayrağı ile ecnebi bayraklarını tefrik etmeksizin, bütün gemilere ve Türkiye tebaasına tatbik edilen ayni şerait dairesinde, Düvel-i ecnebiye tebaasına tatbik olunacaktır.

Madde 116 — Türkiye, açıkta kalmış olan memurin-i sıhhiyenin sabık İstanbul Meclis-i Kebiri Umur-u Sıhhiyesi'nin nukudundan bittefrik verilmek üzre tazminata istihkaklarına ve işbu Meclisin memurin-i hâzıra ve sabıkasının ve onların menlehül haklarının diğer bilcümle hukuk-u müktesebelerine tamamen riayet etmeği taahhüt eyler, işbu hukuka, sabık İstanbul Meclis-i Kebiri Umur-u Sıhhiyesi'nin ihtiyat akçesinin cihet-i tahsisine, eski idare-i sıhhiyenin tasfiye-i kafiyesine müteallik bilcümle mesail ile kezalik buna müşabih veya merbut olan diğer her mesele, suret-i hususiyede müteşekkil bir komisyon tarafından hal ve tesviye edilecek ve bu komisyon Almanya, Avusturya ve Macaristan müstesna olmak üzre İstanbul Meclis-i Kebiri Umur-u Sıhhiyesi'ne iştirak etmiş olan Devletlerden her birinin bir mümessilinden müteşekkil olacaktır. Gerek yukarıda beyan olunan tasfiyeye ve gerek bu tasfiyeden sonra kalan nukudun ciheti tahsisine müteallik bir meseleden dolayı işbu komisyonun azalan arasında ihtilâf zuhur-u halinde mezkûr komisyonda temsil edilen Devletlerden her biri, karar-ı ahiri ittihaz edecek olan Cemiyet-i Akvam Meclisi'ne hakk-ı müracaate malik olacaktır.

Madde 117 — Türkiye ile Mekke-i Mükerreme haccına ve Kudüs-ü Şerif ziyaretine ve Hicaz Şimendiferine nezaret etmekle alâkadar Devletler, beynelmil Mukavelât-ı sıhhiye ahkâmı mucibince tedabir-i mahsusa ittihaz edeceklerdir. İcraatta bir vahdet-i tamme temini zımnında bu Devletlerle Türkiye, hac ve ziyaret umur-u sıhhîsinin telif ve tanzimi için, bir komisyon teşkil edecekler ve bu komisyonda Türkiye devair-i sıhhiyesiyle Mısır bahriye ve karantina sıhhiye Meclisi temsil edilmiş olacaklardır. Mezkûr komisyon, arazisinde içtima edeceği Devletin evvelce muvafakatini istihsal edecektir.

Madde 118 — Hac ve ziyaret umur-u sıhhiyesinin telif ve tanzimi komisyonunun mesaisi hakkında gerek Cemiyet-i Akvam hıfzıssıhha Komitesine ve beynelmilel umumî hıfzısıhha İdaresine ve gerek hac ve ziyaret ile alâkadar her memleketin talep edecek olan Hükümetine raporlar verilecektir. Komisyon kendisine Cemiyet-i Akvam'dan, beynelmilel Umumî Hıfzussılıha idaresinden veyahut alâkadar Hükümetler tarafından vuku bulan bütün sualler hakkında reyini bayan edecektir.

Kısım V

[değiştir]

Ahkâm-ı Muhtelife

[değiştir]

1. Üsera-yı Harp

[değiştir]

Madde 119 — Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn, ellerinde kalmış olan harp esirlerile sivil mevkufları derhal memleketlerine iadeyi taahhüt ederler. Yunani stan ve Türkiye'nin mütekabilen ellerinde bulunan üsera-yı harp ve sivil mevkufinin mübadeleleri işbu Hükümetler arasında 30 Kanunusani 1923 tarihinde Lozan'da imza edilmiş olan İtilâfname-i mahsusun mevzuunu teşkil eder.

Madde 120 — İnzibata mugayir harekâttan dolayı cezaya müstahak veya mahkûm olan üsera-yı harp ve sivil mevkufin, cezalarının ikmaline veyahut haklarındaki takibat-ı kanuniyenin hitam bulmasına bakılmaksızın, iade edileceklerdir. İnzibata ait ceraimden maad ef'alden dolayı cezaya müstahak veya mahkûm olmuş olanlar taht-ı mevkufiyette idame edebileceklerdir.

Madde 121 — Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn gaiplerin taharrisi veya adem-i iade arzusunu izhar etmiş olan üsera-yı harp ve sivil mevkufinin tayin-i hüviyetleri için mütekabilen kendi arazileri üzerinde her türlü teshilâtı iraz etmeği taahhüt ederler.

Madde 122 — Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn jşbu Muahedename mevki-i mer'iyete vaz'edilir edilmez, üsera-yı harbe ve sivil mevkufine âit olduğu veya âit olmuş bulunduğu halde alıkonulmuş bulunan bilcümle eşya, akçe, esham ve tahvilât ve senedat ve evrak ve vesaik veya her nevi eşya-yı zatiyenin iadesini taahhüt ederler.

Madde 123 — Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn, orduları tarafından esir edilmiş olan üsera-yı harbin idare ve iaşesi için masruf mebaliğın mütekabilen tediyesinden sarfı nazar eylediklerini beyan ederler.

2. Mezarlıklar

[değiştir]

Madde 124 — Âtide gelecek 126'ıncı Maddede mevcut ahkâm-ı mahsusaya halel gelmeksizin, Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn, içlerinden her birinin 29 Teşrinievvel 1914'ten beri meydan-ı harpte veyahut mecruhiyetle veya kaza veya hastalık neticesinde vefat etmiş berrî ve bahrî askerleriyle ayni tarihten beri esarette vefat etmiş olan üsera-yı harp ve sivil mevkufinin kendi hâkimiyetleri altında bulunan arazi üzerindeki mezarlıklarına, metfenlerine, izam mahzenlerine ve tezkiri namları için tesis edilen âbidelerine hürmet ve onları hüsn-ü muhafaza ettireceklerdir. Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn içlerinden her birinin mar-üz zikirın mezarlıklannı, metfenlerini ve izam mahzenlerini tayin, kayıt ve idareye ve bunların bulundukları mahallerde münasip âbideler rekzine her birinin memur edebileceği komisyonlara kendi arazileri üzerinde vazifelerini ifa için bilcümle teshilât-ı irae hususunda itilâf edeceklerdir. Bu komisyonlar hiç bir askerî mahiyeti haiz olmayacaklardır. Âkideyn-i mezkûre ber veçh-i balâ zikrolunan berrî ve bahrî askerlerinin bakaya-yı eçsadının vatanlarına iadesi hususundaki taleplerini kabul zımnında, kavanin-i milliyeleri ahkâmı ve sıhhat-i umumiye zaruretleri nazar-ı dikkate alınmak kaydı ile her türlü teshilât-ı mütekabilen irae etmeğe muvafakat ederler.

Madde 125 — Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn:

Evvelâ — Esarette vefat eden üsera-yı harbin ve sivil mevkufinin, tayin-i hüviyetleri için faydalı tafsilâtın ilâ vesile beraber, tamam bir cetvelini;

Saniyen — Hüviyetleri tayin edilmeksizin defnedilen emvatın metfenlerinin adet ve mevkileri hakkında her türlü tarifat-ı mütekabilen yekdiğerine ita etmeği taahhüt eylerler.

Madde 126 — Romanya arazisinde 27 Ağustos 1916'dan beri vefat eden Türk asakir-i berriye ve bahriyesinin ve üsera-yı harbinin metfen ve mezarlıklarının ve izam mahzenlerinin ve tezkir-i namları için dikilen âbidelerin hüsnühalde muhafazasiyle, sivil mevkufine dair 124 ve 125'inci maddelerden mütevellit sair her türlü mecburiyetler için Romanya Hükümeti ile Türkiye Hükümeti arasında mahsus bir itilâfname akdedilecektir.

Madde 127 — 124 ve 125'inci Maddelerin umumî mahiyette olan ahkâmını ikmal için bir taraftan Britanya İmparatorluğu, Fransa ve İtalya Hükümetleri diğer taraftan Türkiye ve Yunanistan Hükümetleri 128'inciden 136'ıncıya kadar olan Maddelerdeki ahkâm-ı mahsusayı kararlaştırmışlardır.

Madde 128 — Türkiye Hükümeti, Britanya İmparatoluğu'na, Fransa ve İtalya Hükümetlerine karşı, kendi arazisi üzerinde bunların meydan-ı harpte veya mecruhiyetle veya kaza veya hastalık neticesinde vefat etmiş olan benî ve bahrî askerleri ile esarette vefat eden üsera-yı harplerine ve sivil mevkuflarına ait metfen ve mezarlıkları ve izam mahzenlerini ve tezkiri namlari için dikilmiş abideleri muhtevi arsaları kendilerine ayrı ayrı ve müebbeden tahsis etmeği taahhüt eder. Kezalik 130'uncu Maddede mezkûr komisyonlar tarafından birleştirme mezarlıkları, izam mahzenleri veyahut abideler tesisi için âtide lüzumu görülecek olan araziyi de kendilerine tahsis edecektir. Bundan maada işbu metfenlere, mezarlıklara, izam mahzenlerine ve abidata serbesti-i duhule müsaade etmeği ve ledeliktıza lâzım olan cadde ve yolun inşasına ruhsat vermeği taahhüt eder. Yunan Hükümeti kendi arazisine müteallik olarak ayni hususatı taahhüt eder. Yukarıdaki ahkâm, tahsis olunan arazide Türkiye hâkimiyetine veyahut, hale göre, Yunan hâkimiyetine İrası halel etmez.

Madde 129 — Türkiye Hükümeti tarafından tahsis edilecek arazi meyanında bilhassa Britanya İmparatorluğu için 3 numaralı haritada gösterilmiş olan Anzak denilen havali (Arıburnu) arazisi dahil olacaktır. Britanya İmparatorluğu'nun balâda beyan olunan araziden istifadesi ber veçhiat-i şeraite tâbi tutulacaktır:

1 — Mezkûr arazi işbu Sulh Muahedenamesile tayin olunan cihet-i tahsisinden gayrı bir suretle istimal edilemeyecek; binaenaleyh hiçbir askerî veya ticarî maksatla veya anifülbeyan cihet-i tahsisi haricinde sair hiç bir maksatla kullanılmayacaktır;
2 — Türkiye Hükümeti, mezarlıklar da dahil olduğu halde, mezkûr araziyi teftiş ettirmek hakkını her zaman haiz bulunacaktır;
3 — Mezarlıkların muhafazasına tahsis edilen sivil bekçilerin adedi her mezarlık için bir bekçiden fazla olmayacaktır. Mezarlıkların haricinde bulunan arazi için mahsus bekçiler olmayacaktır;
4 — Mezkûr arazide mezarlıkların gerek dahil ve gerek haricinde sırf muhafızlara lâzım olacak meskenlerden başka ebniye hoşa edilmeyecektir;
5 — Mezkûr arsanın sahili üzerinde eşhas ve emtia ihraç ve irkâbını teshile medar olabilecek hiç bir rıhtım, mendirek veya iskele inşa edilemeyecektir;
6 — Bilcümle muamelât-ı lâzime yalnız boğazların iç sahilinde icra edilebilecek ve araziye Adalar denizi sahilinden duhule ancak mezkûr muamelâtın icrasından sonra müsaade olunacaktır. Türk Hükümeti mümkün olduğu kadar basit olması lâzım gelen işbu muamelâtın, bu Maddenin diğer ahkâmına halel gelmemek şartiyle, Türkiye'ye giden diğer ecnebiler hakkında mevzu muamelâttan ziyade zahmeti mucip olmamasını ve her nevi bifaide teahhura mahal vermeyecek şerait tahtında ifa kılınmağını kabul eder;
7 — Araziyi ziyaret etmek isteyen eşhas müsellâh olmayacaklar ve Türkiye Hükümeti işbu memnuiyet-i kafiyenin tatbikına nezaret etmek hakkını haiz bulunacaktır;
8 — 150 kişiden fazla olan her züvvar kafilesinin muvasalatından lâakal bir hafta evel Türkiye Hükümeti'nin haberdar edilmesi muktazidir.

Madde 130 — Metfenlere ve mezarlıklara ve izam mahzenlerine ve âbidata müteallik mesaili mahallinde halletmeğe memur olarak Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetlerinden her biri Türkiye ve Yunan Hükümetlerinin de birer mümessil memur edecekleri birer komisyon tayin eyleyecekler. İşbu komisyonlar bilhassa:

1 — Emvatın defnedildiği veya defnedilmiş olabileceği menatıkı keşif ve tayin ve mevcut metfenleri, mezarlıkları, izam mahzenlerini ve âbidatı tesbit etmek;
2 — Merkatlerin, eğer icap ederse, bir araya yeniden cem'edilmesine gibi şerait tahtında tevessül edileceğini tayin etmek; Türk arazisine Türk mümessiliyle ve Yunan arazisinde Yunan mümessil de, bilitilâf yeniden bir araya cem'olunacak kafile mezarlıklarının ve tesis edilecek izam mahzenlerde âbidatın mevkilerini tayin eylemek; ve işgâl edilen sath-ı zarurî olan hadd-i asgariye tenzil suretile işbu mevakiin hududunu tahdit etmek;
3 — Kendi tebaaları için tesis edilmiş veya edilecek metfenlerin, mezarlıkların, izam mahzenlerinin ve âbidatın kat'î plânlarını mensup oldukları Hükümetleri namına Türkiye ve Yunan Hükümetlerine tebliğ etmek vazifelerde mükellef olacaklardır.

Madde 131 — Kendilerine arazi tahsis olunan Hükümetler işbu araziyi yukarıda zikrolunandan gayri surette istimal etmemeği ve istimale müsaade eylememeği taahhüt eylerler. Mezkûr arazi deniz kenarında vaki ise sahili arazinin tahsis olunduğu Hükümet tarafından her hangi askerî bahrî veya ticarî hiç bir maksat için istimal edilemeyecektir.Üzerinde metfenler ve mezarlıklar teessüsünden vazgeçilecek ve abide rekzi için istimal edilmeyecek olan arazi yine Türkiye veyahut hale göre Yunan Hükümetine kalacaktır.

Madde 132 — 128'inciden 130'uncuya kadar olan Maddelerde zikrolunan arazinin Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetlerine müebbeden ve tamamen ve kâmilen müstefit olmaları için tahsis edilmelerine ait teşriî veya idarî tedabir-i lâzime 130'uncu Maddenin 3'üncü fıkrasında beyan edilen tebliği takip edecek olan altı ay zarfında, Türkiye Hükûmeti ve Yunan Hükümeti tarafından ittihaz edilecektir. Eğer istimlâkât lâzım gelirse işbu istimlâkler Türkiye ve Yunan Hükmederine ait arazi üzerinde mütekabilen mezkûr Hükümetler marifetiyle ve masarifi kendilerine âit olmak üzre icra edilecektir.

Madde 133 — Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetleri tebaalarının metfen ve mezarlıklarının ve izam mahzenlerinin ve âbidelerinin tesis, tanzim ve idaresini münasip gördükleri her hangi vasıta-i icraiyeye tevdide serbest olacaklardır, işbu vesait mahiyeti askeriyeyi haiz olmayacaktır. Metfenlerin yeniden birleştirilmesini ve mezarlık ve izam mahzeni tesisini temin için lâzım addedilecek olan ihracı emvat ve nakli eçsat ile kendilerine arazi tahsis edilen Hükümetlerce vatanlarına iadesi icap edeceğine hükm olunacak emvatın ihraç ve eçsadm nakli keyfiyetlerine tevessül ettirmek hakkını yalnız bunlar haiz olacaklardır.

Madde 134 — Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetleri Türkiye'de kâin metfenlerinin, mezarlıklarının, izam mahzenlerinin ve abidelerinin tebaaları meyanından tayin edilmiş bekçiler tarafından muhafazasını temin ettirmek hakkını haiz olacaklardır. Bu bekçiler Türkiye memurini tarafından tanınacaklar ve metfenlerin, mezarlıkların ve âbidatın muhafazasını temin için mezkûr memurların muavenetine mazhar olacaklardır, bu bekçiler hiç bir sıfat-ı askeriyeyi haiz olmayacaklar ve fakat şahıslarının müdafaası için bir rövolver veyahut otomatik tabanca ile müsellâh olabileceklerdir.

Madde 135 — 128'inciden 131'inci maddeye kadar olan maddelerde zikrolunan arazi Türkiye ve Türkiye memurini veya hale göre Yunanistan ve Yunan memurini tarafından hiçbir nevi bedel-i icara, resme veya vergiye tâbi tutulmayacaktır. Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetleri mümessillerde metfenleri, mezarlıkları, izam mahzenlerini ve abidatı ziyaret arzusunda bulunan eşhas için oralara duhul her zaman serbest olacaktır. Türkiye Hükümeti ve Yunan Hükümeti mezkûr araziye musil olan yolların idare ve muhafazasını müebbeden deruhde edeceklerdir. Türkiye Hükümeti ve Yunan Hükümeti mar-üz zikir metfenlerin, mezarlıkların, izam mahzenlerinin ve abidatın idare veya muhafazasına memur eşhasın ihtiyacatı ve arazisinin İskası için lâzım olan miktarda suyu tedarik edebilmeleri zımnında Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetlerine her türlü teshilâtı bahşetmeği taahhüt ederler.

Madde 136 — Britanya, Fransa ve İtalya Hükümetleri, Türkiye'den ayrılan arazide bulunanlar dahi dahil olmak üzre, kendi hükümlerine tâbi arazide metfun bulunan Türk asakir-i berriye ve bahriyesi için metfenler, mezarlıklar, izam mahzenleri ve tezkiri namlarına mahsus abidat tesisi zımnında 128'inci ve 130'uncudan 135'inciye kadar olan Maddeler ahkâmından istifade eylemek hakkını Türkiye Hükümetine bahş etmeği taahhüt ederler.

3. Ahkâm-ı Umumiye

[değiştir]

Madde 137 — Tarafeyn-i Âliyeyn-i âkideyn arasında hilâfına takarrür eden ahkâm müstesna olmak üzre 30 Teşrinievvel 1918 tarihinden itibaren işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ına kadar İstanbul'u işgâl eden Devletler tebaalarının, ecnebilerin veya Türk tebaasının hukuk, emval ve menafime ve bunlardan her birinin Türkiye memurini ile olan münasebetlerine dair mezkûr Devletlerin memurları tarafından veya onlarla bilittifak ittihaz olunan kararlar veya ita edilen evamir muteber addolunacak ve bunlardan dolayı mezkûr Devletler veya memurları aleyhine hiç bir talep dermeyan edilemeyecektir. Balâda mezkûr mukarrerat veya evamirden dolayı dûçar olan bir zarardan münbais diğer kâffe-i metalip Muhtelit Hakem Mahkemesi'ne tevdi olunacaktır.

Madde 138 — Aff-ı umumiye dair bu günkü tarihli beyannamenin dördüncü ve altıncı bentleri ahkâmına halel gelmemek şartiyle, mevadd-ı adliyede 30 Teşrinievvel 1918 tarihinden itibaren işbu Muahedenin mevki-i mer'iyete vaz'ına kadar, Türkiye'de, İstanbul'u işgâl eden Devletlerin hâkimleri, mahkemeleri veya memurini tarafından ve kezalik 8 Kanunuevvel 1921 tarihinde teşkil olunan Muhtelit Encümeni adlî canibinden Türkiye'de sadır olan mukarrerat ve evamir, tedabir-i icraiye dahil olmak üzre muteber olacaktir. Şu kadar ki bir askerî mahkeme veya bir polis mahkemesi tarafından mevadd-ı hukukiyeye dair sadır olan bir karar-ı adlîden dolayı efrattan biri lehine dûçar olduğu bir zararın tamiri zımnında diğer bir fert canibinden bir talep dermeyan olunduğu takdirde işbu talep Muhtelit Hakem Mahkemesi'nin tetkikına arzolunacak ve o da icap ederse bir bedel-i tazmin tediyesine hükme ve hatta bir iade muamelesini emir edebilecektir.

Madde 139 — Mülkî, adlî veya malî idarelere ait ve idare-i evkafa müteallik olup Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan bir toprağın hükümetini münhasıran alâkadar eden ve Türkiye'de bulunan evrak, defatir, plânlar, senedat ve diğer her nevi vesaik ve bilmukabele bunlardan Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılan arazide bulunup Türkiye Hükümetini münhasıran alâkadar edenler her iki taraftan mütekabilen iade olunacaklardır. Balâda beyan olunan evrak, defatir, plânlar, senedat ve diğer vesaika vaziülyet olan Hükümet, kendisini dahi bunlarla alâkadar addediyorsa, onları kendisi muhafaza edebilecek, ve ancak alâkadar hükümete, talep üzerine bunların fotoğraflarını veya musaddak suretlerini ita ile mükellef olacaktır. Gerek Türkiye'den ve gerek arazi-i münfekkeden götürülmüş olan evrakın, defatirin, plânların, senedatın ve diğer vesaikin asılları münhasıran alındıkları araziye müteallik bulundukları takdirde mütekabilen iade olunacaktır. İşbu muamelâttan mütevellit masarif talip olan Hükümete ait olacaktır. Ahkâm-ı anife, eski Osmanlı İmparatorluğu'na ait olup 1912 senesinden sonra Yunanistan'a intikal eden kazalarda kâin emlâk ve araziye veya evkafa müteallik defatire dahi ayni şerait tahtında mabih-üt tatbiktir.

Madde 140 — Türkiye ile diğer Düvel-i âkide arasında esna-yı harpte ve 30 Teşrinievvel 1918 tarihinden mukaddem mütekabilen icra olunan iğtinamat-ı bahriye yekdiğerlerine karşı hiç bir talep ve iddiaya mahal vermeyecektir, İstanbul'u işgâl eden Devletler tarafından fanl-i mezkûrdan sonra mütarekenin ihlâli sebebiyle zabıtlar hakkında dahi aynı hüküm caridir. Şurası mukarrerdir ki İstanbul'u işgâl eden Devletlerin Hükümetleri ya Türkiye Hükümeti tarafından 29 Teşrinievvel 1914 tarihinden 1 Kanunusani 1923 tarihine kadar kendi limanlarında veya işgâl ettikleri limanlarda kullanılmış olan her nevi merakib-i bahriye, hacm-i istiabisi az sefain, yatlar ve mavunalar hakkında gerek mezkûr Devletlerin Hükümetleri ve tebaaları canibinden ve gerek Türkiye Hükümeti ve tebaası tarafından hiç bir talep dermeyan olunmayacaktır. Maahaza işbu hüküm, aff-ı umumiye dair bugünkü tarihli beyannamenin altıncı bendi ahkâmını ihlâl etmediği gibi 29 Teşrinievvel 1914 tarihinden mukaddemki hukuka müstenit olarak efrat tarafından efrad-ı saire aleyhine vaki olabilecek metalip ve müddeiyata da halel getiremiyecektir. Kuva-yı Yunaniye tarafından 30 Teşrinievvel 1918 tarihinden sonra zaptolunan Türk bayrağını hâmil sefain Türkiye'ye iade olunacaktır.

Madde 141 — işbu Muahedenin yirmi beşinci Maddesinin ve 28 haziran 1919 tarihli Versay Sulh Muahedesi'nin 155'inci ve 250'inci ve 440'ıncı Maddelerinin ve kezalik sekizinci kısmının [Tamirat] üçüncü lahikasının cümle-i tatbikatından olmak üzre elhaletü hazihi vaziülyet bulunan müttefik Hükümetlerin rızası lâhik olmaksızın, esna-yı harpte Alman Hükümeti veya tebaası tarafından Osmanlı Hükümeti veya tebaasına devir ve ferağ edilmiş olan Alman sefaininin kâffesine müteallik olarak Alman Hükümetine veya tebaasına karşı terettüp edebilmiş olan her gûna taahhütten Türkiye Hükümetinin ve tebaasının ibra edilmiş oldukları beyan olunur. Türkiye ile kendi yanında harbetmiş olan diğer Devletlerin münasebatında dahi, icap ederse ayni hüküm câri olacaktır.

Madde 142 — Yunanistan ile Türkiye beyninde Rum ve Türk ahalinin mübadelesine dair 30 Kanunusani 1923 tarihinde aktolunan hususî Mukavelename, mezkûr iki Taraf-ı Âli-i âkit arasında, işbu Muahedenamede muharrer olduğu takdirde haiz olacağı kuvvet ve kıymetinin aynını haiz olacaktır.

Madde 143 — İşbu muahedename mümkün olduğu kadar kısa bir müddet zarfında tasdik edilecektir. Tasdiknameler Paris'te mevdu ve mahfuz olacaktır. Japon Hükümeti tasdikin icra edilmiş olduğunu Paris'teki mümessil-i siyasîsi vasıtasiyle Fransa Hükümet-i Cümhuriyesi'ne bildirmekle iktifa edebilecek ve bu takdirde Muahedenameyi mümkün olduğu kadar süratle tevdi edecektir. Düvel-i mümziyeden her biri işbu Muahedeyi, kendi tarafından imza edilmiş ve Lozan Konferansı'nın sened-i nihaîsinde zikir ve tasrih olunmuş olan Senedat-ı saire ile birlikte —eğer bunlar bir tasdiki istilzam ediyorsa— tek ve aynı vesika ile tasdik edecektir. Bir taraftan Türkiye diğer taraftan Britanya İmparatorluğu, Fransa, İtalya, Japonya, veyahut aralarından üçü tasdiknamelerini tevdi eder etmez ilk tevdi zabıtnamesi tanzim edilecektir. Bu ilk zabıtnamenin tarihinden itibaren Muahedename bu suretle onu tasdik eden Tarafeyn-i Aliyeyn-i âkideyn arasında mevki-i mer'iyete girecektir. Diğer Devletler için, tasdiknamelerinin tevdii tarihinde, müteakiben mevki-i mer'iyete girecektir. Şu kadar ki Yunanistan'a ve Türkiye'ye müteallik olmak üzre, birinci Maddenin ve ikinci Maddenin 2 numaralı fıkrası ile beşinciden on birinci dahil olmak üzre işbu Maddeye kadar olan Maddeler ahkâmı, Yunan ve Türkiye Hükümetleri kendi tasdiknamelerini tevdi etmeleri akibinde işbu tarihte balâda beyan olunan zabıtname henüz tanzim edilmemiş olsa bile, mevki-i mer'iyete girecektir. Fransa Hükümeti tasdikname-yi tevdi-i zabıtnamelerinin musaddak birer suretini bilcümle Düvel-i mümziyeye verecektir. Tasdikan lilmakal mar-üz zikir Murahhaslar işbu Muahedenameyi imza etmişlerdir. 24 temmuz bin dokuz yüz yirmi üç tarihinde Lozan'da yalnız bir nüsha olarak tanzim edilmiş olup bu nüsha Fransa Hükûmet-i Cumhuriyesi mahzen-i evrakına vaz'edilecek ve Hükümet-i mezkûre Düvel-i âkideden her birine musaddak birer nüshasını tevdi edecektir.

Horace Rumbold
Pelle
Garroni
G. C. Montagna
K. Otchiai
E. K. Vénisélos
D. Caclamanos
Constantin Diamandy
Constantin Contzesco
------------
M. İsmet
Dr. Rıza Nur
Hasan

Kaynak: "Düstur, Üçüncü Tertip, Cilt 5, 11 Ağustos 1339 - 19 Teşrinievvel 1340" (PDF). İstanbul: Necmi İstiklal Matbaası. 1931. 6 Eylül 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
Telif durumu:

Bu eser 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Kanununun 31. maddesine göre Vikikaynak'ta yer almaktadır:

Madde 31 - Türkiye Cumhuriyeti'nde resmen yayımlanan veya ilân olunan kanun, tüzük, yönetmelik, tebliğ, genelge ve kazai kararların çoğaltılması, yayılması, işlenmesi veya herhangi bir suretle bunlardan faydalanmak serbesttir.