Kaçındasın Gelin Ümmü Kaçında'nın öyküsü
Çal ilçesi köylerinde Ümmü türküsünün bilinmediği yer hemen hiç yoktur. 1942 yılında Bekilli Köyü’nde 76 yaşında Osman Berber, 52 yaşında Hüseyin Berber ve 64 yaşında Ahmet Aydemir’in ortaklaşa verdikleri bilgiye göre; tahmince 120 yıl önce Bekilli’de Ali Çavuş adında biriyle aynı köyden Ümmü isimli bir kız sevişiyorlarmış. Ali Çavuş, Ümmü’yü Allah’ın emriyle babasından istemiş. Kızın babası bu işe razı olmamış. Bunun üzerine Ali Çavuş Ümmü’yü kaçırmış. Bekilli Köyü’nün yakınından Büyük Menderes geçiyor. Ali Çavuş’ta kızı Menderes’in öbür yakasındaki köylerden birine götürmek istiyor. Yoldan gitse arkasından ulaşacaklar, köprüden geçse köprüyü kesmeleri ihtimali var. Ne yapmalı? Sapa yerlerden gidiyorlar ve giderken de düşünüyorlar. Menderes’in çok dar bir yeri vardır, orada da üstüllembeç taşı denen bir taş vardır. Bu taşın üzerinden atlanabilir. Düşünürlerken Ali Çavuşla Ümmü’nün aklına bu taş geliyor. Oraya varıyorlar. Ali Çavuş kolayca atlayıp karşıya geçiyor. Ümmü atlayınca suyun içine düşüyor. O dar yerde suyun akıntısı çok olduğu için, Ümmü’yü yel gibi alıp götürüyor. Kız boğuluyor, oğlanı zaptiyeler tutup hapsediyorlar. O zaman Çal kadılığı Afyon Karahisar’a bağlı olduğu için Ali Çavuş’u oranın cezaevine götürüyorlar ve yargılanması Afyon mahkemesinde yapılıyor. Fakat Ali Çavuş mahkemede sorguya çekildiği zaman ifade vereceği yerde Ümmü için yakmış olduğu ağıdı yanık yanık söylüyor ve ağlıyor. Mahkeme de bu dertli âşığın beraatına karar veriyor.
Kaynak: Güven, Merdan (2005). "Türkiye Sahasındaki Hikâyeli Türküler Üzerine Bir Araştırma (Doktora Tezi)" (PDF). Erzurum. 14 Kasım 2020 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi.
|