Islahat Fermanı
11 Cemaziyülahir 1272
Ba’de-l-elkab,
Malûm ola ki yed-i müeyyed-i mülûkâneme vedia-i cenab-ı bârî olan kâffe-i sunûf-ı tebea-i şâhânemin her cihetle temami-i husûl-i saâdeti hâli akdem-i efkâr-ı hayriyet disar-ı pâdişâhânem olarak cülûs-i meymenet men’us-ı Hümâyûnum gününden beri bu bâbda zuhûra gelen himem-i mahsusa-i şâhânemin hamdolsun pek çok semer-i nafiâsı meşhûr olup mülk ü milletimizin mamuriyet ve serveti an be an tezeyyüd etmekte ise de Devlet-i Âliye’mizin şânına muvafık ve milel-i mütemeddine arasında bi-hakkın hâiz olduğu mevki-i âlî ve mühimme lâyık olan hâlin kemale îsâli için şimdiye kadar vaz’ ve tesisine muvaffak olduğum nizamât-ı cedîde-i hayriyenin ezseri-nev tekit ve tevsii matlûb-ı madelet mahsub-ı pâdişâhânem olduğu halde umûm tebea-i şâhânemizin mesai-yi cemile-i hamiyetkârâneleri ve müttefik-i hâss-ı bahir-ül ihlâsımız olan düvel-i mufahhamanın himmet ü muavenet-i hayırhahâneleri eseri olmak üzere Devlet-i Âliye’mizin bu kerre biinayet-u-llâhi taâlâ hâricen hukuk-ı seniyesi bir kat daha teekküt eylediğine ve bu cihetle şu asr Devlet-i Âliye’miz için bir zamanı hayriyet iktiranın mebdei olacağından dâhiline dahi saltanat-ı seniyemizin tezyid-i kuvvet ve miknetini ve revabıt-ı kabiliyeyi vatandaşî ile birbirine merbut olan ve nazar-ı madelet eseri müşfikânemde müsavî bulunan kâffe-i sunûf-ı tebea-i şâhânemin her yüzden husûl-i temam-i saâdet-i hal ve memâlik-i şâhânemizin mamûriyetini müstelzim olacak esbâb ve vesailin an be an ilerlemesi murad-ı merhamet itiyad-ı mülûkânem iktizasından bulunduğuna binâen husûsât-ı âtiyet-üz-zikrin icrâsına irade-i madelet ifade-i pâdişâhânem şeref-sâdır olmuştur.
Şöyle ki: Gülhâne’de kırâat olunan Hatt-ı Hümâyûnum ile ve Tanzîmât-ı Hayriyem mûcibince her din ve mezhepte bulunan kâffe-i tebea-i şâhânem hakkında bilâ-istisna emniyet-i can ve mal mahfûziyet-i nâmus için taraf-ı eşref-i pâdişâhanemden va’d ve ihsan olunmuş olan teminat bu kerre dahi tekit ve teyit kılındığından bunun kâmilen fiile çıkarılması için tedabir-i müessirenin ittihaz olunması ve zîr-i cenah-ı atıfet seniye-i pâdişâhânemde olarak memâlik-i mahrusâ-i şâhânemde bulunan Hıristiyan ve sair tebea-i gayr-i müslime cemaatlerine ecdad-ı izâmım taraflarından verilmiş ve sinin-i ahirede itâ ve ihsan kılınmış olan bil-cümle imtiyazât ve muafiyet-ı rûhaniye bu kerre dahi takrîr ve ibkâ kılınıp fakat Hıristiyan ve tebea-i gayr-i müslime-i sairenin her bir cemaati bir mehl-i muayyen içinde imtiyazât ve muafiyet-ı hazırâlarının rü’yet ve muayenesine ibtidar ile ol bâbda vaktin ve gerek âsâr-ı medeniyet ve malûmat-ı müktesibenin icab ettirdiği ıslâhât-ı irade ve tensib-i şâhânem ile ve Bâb-ı Âlî’mizin nezareti tahtında olarak mahsûsan patrikhânelerde teşkil olunacak meclisler marifetiyle bi-l-müzakere cânib-i Bâb-ı Âlî’mize arz ve ifade eylemeğe mecbûr olarak cennet-mekân Ebu-l-feth Sultan Mehmet Hân-ı Sânî Hazretleri ve gerek ahlâf-ı izamları taraflarından patrikler ile Hıristiyan piskoposlarına itâ buyurulmuş olan ruhsat ve iktidar niyat-ı fütüvvetkârane-i pâdişâhânemden nâşi işbu cemaatlere temin olunmuş olan hal ve mevki-i cedîd ile tevfik olunup ve patriklerin el-hâletü hâzihi câri olan usûl-i intihâbiyeleri ıslâh olunduktan sonra patriklik berat-ı âlîsinin ahkâmına tatbiken kayd-ı hayat ile nasb ve tâyin olunmaları usûlünün tamamen ve sahihen icrâ ve Bâb-ı Âlî’mizle cemaat-ı muhtelifenin rüesa-yı rûhaniyesi beyninde karargîr olacak bir sûrette tatbiken patrik ve metropolit ve murahhasa ve piskopos ve hahamların hîn-i nasbında usûl-i tahlifiyenin ifâ kılınması ve her ne sûret ve nâm ile olursa olsun rahiplere verilmekte olan cevaiz ve avaidât cümleten men’olunarak yerine patriklere ve cemaatbaşılarına vâridât-ı muayyene tahsis ve rühbân-ı sairenin dahi rütbe ve mansıblarının ehemmiyetlerine ve bundan sonra verilecek karara göre kendilerine ber-vech-i hakkaniyet maaşlar tâyin olunup, fakat Hıristiyan rahiplerinin emvâl-i menkûle ve gayr-i menkûlelerine bir gûna sekte iras olunmıyarak Hıristiyan vesair tebea-i gayr-i müslime cemaatlerine milletçe olan maslahâtlarının idaresi her bir cemaatin rühbân ve avâmı beyninde müntehib âzâdan mürekkep bir meclisin hüsn-i muhafazasına havale kılınması ve ahalisi cümleten bir mezhebde bulunan şehir ve kasaba ve karyelerde icrâ-yı âyine mahsûs olan ebniyenin ve gerek mektep ve hastahâne ve mezarlık misillû sair mahallerin hey’et-i asliyeleri üzere tamir ve termimlerine bir gûna mevani ika olunmayıp böyle mahallerin müceddeden inşası lâzım geldikçe patrik veya rüesa-yı milletin tasvibi halinde bunların resm ve sûret-i inşası bir kerre cânib-i Bâb-ı Âlî’mize arzolunmak iktiza edeceğinden ya suver-i maruza kabûl ile müteallik olacak irade-i seniye-i mülûkânem mûcibince iktizası icrâ veya bir müddet-i muayyene zarfında ol bâbda olan itirazât beyân olunup bir mezhebin cemaati yalnız olarak sairiyle karışık olmayarak bir mahalde bulunur ise o yerde âyine müteallik husûsâtı zâhiren ve alenen icrâda bir türlü kuyûda düçar olmayıp ahalisi edyân-ı muhtelifede bulunan cemaatlerden mürekkep olan şehir ve kasaba ve karyelerde ise her bir cemaatin takımı sakin olduğu ayrıca mahalde bâlâda bast ü beyan olunan usûle ittibaen kendi kilise ve hastahâne ve mektep ve mezarlıklarını tamir ve termime muktedir olabilmesi ve müceddeden inşa olunması iktiza eyleyen ebniyeye gelince bunlar için ruhsat-ı lâzimeyi patrikler veyahut cemaat metropolitleri cânib-i Bâb-ı Âlî’mizden istida edüp Devlet-i Âliye’mizce bunda bir gûna mevani-i mülkiye olmadığı halde ruhsat-ı seniyem erzan kılınması ve bu makûle işlerde Hükûmet tarafından vukû bulacak muamelât külliyyen hasbî olması ve bir mezhebe tâbi olanların adedi ne miktar olursa olsun ol mezhebin kemal-i serbesti ile icrâ olunmasını temin için tedabir-i lâzime ve kaviyyenin ittihaz kılınması ve mezhep ve lisan veyahut cinsiyet cihetleriyle sunûf-ı tebea-i saltanat-ı seniyemden bir sınıfın aher sınıfından aşağı tutulmasını mutazammın olan kâffe-i ta’birat ve alfaz ve temyizât muharrerât-ı divâniyyeden ile-l-ebed mahv ü izale kılınması ve ahad-ı nâs beyninde veyahut memurîn taraflarından dahi mûcib-i şin ve ar olacak veya nâmusa dokunacak her türlü tarif ve tavsifin istimali kanûnen men’olunması ve çünkü memâlik-i mahrusâmda bulunan her din ve mezhebin âyini ber-vech-i serbesti icrâ olunduğundan tebea-i şâhânemden hiçbir kimesne bulunduğu dinin âyinini icrâdan men’olunmaması ve bundan dolayı cevr ü ezâ görmemesi ve tebdîl-i din ve mezhep etmek üzere kimse icbâr olunmaması ve saltanat-ı seniyemizin memurîn hademesinin intihâb ve nasbı tensip ve irade-i şâhâneme menut olarak tebea-i Devlet-i Âliyye’min cümlesi herhangi milletten olursa olsun devletin hizmet ve memuriyetlerine kabûl olunacaklarından bunlar ehliyet ve kabiliyetlerine göre umûm hakkında mer’iyy-ül-icrâ olacak nizamâta imtisalen memuriyetlerde istihdam olunmaları ve saltanat-ı seniyem tebaasından bulunanlar mekatib-i şâhânemin nizamât-ı mevzualarında gerek since ve gerek imtihanca mukarrer olan şeraiti ifâ eyledikleri takdirde cümlesi bilâ-fark ve temyiz Devlet-i Âliyye’min mekatib-i askeriye ve mülkiyesine kabûl olunması ve bundan başka her bir cemaati maarif ve hiref ve sanayie dair milletçe mektepler yapmağa mezûn olup, fakat bu makûle mekatib-i umûmîyenin usûl-i tedrisi ve muallimlerinin intihâbı âzâsı taraf-ı şâhânemden mansûb muhtelit bir meclis-i maarifin nezaret ve teftişi tahtında olması ve ehl-i İslâm ile Hıristiyan vesair tebea-i gayr-i müslime meyanesinde veyahut tebea-i Îseviyye vesair tebea-i gayr-i müslimden mezahib-i muhtelifeye tâbi olanların birbiri beyninde ticaret veyahut cinayâta müteallik zuhûra gelecek cem’i deâvî muhtelit divânlara havale olunup istima-ı dâvâ için işbu divânlar tarafından akdolunacak meclisler alenî olacağından müddei ile müddeialeyh muvacehe olunarak bunların ikâme edecekleri şahitler tekarir-i vakıalarını daima kendi âyin ve mezhepleri üzerine icda edeceklerini birer yemîn ile tasdik eylemeleri ve hukuk-ı âliyeye ait olan deâvî dahi eyalât ve elviye muhtelif meclislerinde vali ve kadı-i memleket hazır oldukları halde şer’an veya nizamen rü’yet olunup işbu mehâkim ve mecâliste muhakemât-ı vakıa alenî icrâ olunması ve Hıristiyan vesair tebea-i gayr-i müslimeden iki kimse beyninde hukuk-ı ırsiyye gibi deâvî-i mahsûsa sahibi dâvâ olanlar istedikleri halde patrik veya rüesa ve mecâlis marifetiyle rü’yet olunmak üzere havale kılınması ve mücazaât ve ticaret kanûnlariyle muhtelif divânlarında icrâ olunacak usûl ve nizamât-ı mürafaat mümkün mertebe sür’atle ikmâl olunarak ve zapt ü tedvîn kılınarak memâlik-i mahrusâ-i şâhânemde müstamel olan elsine-i muhtelifeye tercüme ile neşr ü ilân olunması ve hukuk-ı insaniyyeyi hukuk-ı adâlet ile tevfik etmek için mazanne-i sû’ olanların veyahut tedibât-ı cezaiyyeye müstahak bulunanların haps ve tevkifine mahsûs olan kâffe-i mahbes ve mahalli sairede usûl-i hapsiyenin mümkün mertebe müddet-i kalile zarfında ıslâhına mübaşeret olunması ve herhalde hapishânelerde bile cânib-i saltanat-ı seniyemden vaz’ı kılınan nizamât-ı inzibatiyeye muvafık olan muamelâttan maada hiçbir gûna mücazaât-ı cismaniye ve eziyet ve işkenceye müşabih kâffe-i muamele dahi kâmilen lağv ve iptal kılınması ve bunun hilâfında vukû bulacak hareket şediden men’ ve zecrolunacağından maada bunun icrâsını emreden memurîn ile bi-l-fiil icrâ eyleyen kesanın dahi ceza kanûnnâmesi iktizasınca tekdir ve tedip olunması ve Dâr-üs Saltanat-ı seniyem ve eyalet ve bilâd ve kurada umûr-ı zaptiyenin tanzîmi maddesi asude-i hal olan kâffe-i tebea-i mülûkâneme kendi mal ve canlarının muhafazasına sahihen ve kaviyyen emniyet verecek sûrette tanzîm kılınması ve verginin müsavâtı tekâlif-i sairenin müsavâtını mûcib olduğu misillû hukukça olan müsavât dahi vezaifçe olan müsavâtı müstelzim olduğundan Hıristiyan vesair tebea-i gayr-i müslime dahi ehal-i İslâm misillû hısse-i askeriye itâsı hakkında muahharan verilen karara inkiyat mecbûriyetinde bulunması ve bu hususta bedel vermek veya nakden akçe itâsiyle hizmet-i fi’liyeden muaf olmak usûlünün icrâ olunması ve İslâm’dan maada tebeanın sunûfı içinde sûret-i istihdamları hakkında nizamât-ı lâzime yapılıp müddet-i kalile-i mümkine zarfında neşr ü ilân kılınması ve eyalât ve elviye meclislerinde tebea-i Müslime ve Îseviyye ve saireden bulunan âzânın emr-i intihâblarını bir sûret-i sahihaya koymak ve ârânın doğruca zuhûrunu temin eylemek için işbu meclislerin sûret-i tertip ve teşkilleri hakkında olan nizamâtın ıslâhına teşebbüs ile Devlet-i Âliyye’m netice-i ârâyı ve verilen hüküm ve kararı sahihen bilmek ve buna nezaret etmek esbâb ve vesail-i müessiresinin istihsalini mütalâa eylemesi ve çünkü bey’ ve füruht ve tasarrufu emlâk ve akar maddeleri hakkında olan kavânîn kâffe-i tebea-i mülûkânem hakkında müsavî olduğundan kavânîn-i Devlet-i Âliyye’me ve nizamât-ı zabıta-i belediyeye ittiba ve imtisâl eylemek ve asıl yerli ehalinin verdikleri tekâlifi vermek üzere saltanat-ı seniyem ile düvel-i ecnebiye beyninden yapılacak suver-i tanzîmiyeden sonra ecnebiyeye dahi tasarruf-ı emlâk müsaadesinin itâ olunması ve tebea-i saltanat-ı seniyemin kâffesi üzerinde tarh olunacak vergi ve tekâlif sınıf ve mezheplerine bakılmıyarak bir sûrette ahzolunmakta idiğünden işbu tekâlif ve ale-l-husus aşarın ahz u ıstıfasında vukû bulmakta olan sû-i istimalâtın ıslâhı tedabir-i seriası mütalâa ve müzakere olunup doğrudan doğruya ahz-i vergi etmek usûlünün pey-der-pey icrâsı kabil oldukça vâridâtı Devlet-i Âliyye’min ilzam olunması usûlünün yerine bu sûret ittihaz kılınıp usûl-i haliye câri oldukça memurîn-i Devlet-i Âliyye’m ve mecâlis âzâlarının müzayedeleri alenen icrâ olunacak olan iltizamâttan birini deruhte ettirmeleri veya bir gûna hisse almaları mücazaât-ı şedide ile men’ kılınması ve tekâlif-i mahalliye dahi meh-mâ-emken mahsulâta halel vermiyecek ve ticaret-i dahiliyeye mâni olmıyacak sûrette vaz’ ve tâyin olunması ve umûr-ı nafiâ için tâyin ve tahsis olunacağı mebaliğ-i münasibeye berren ve bahren inşa ve ihdas olunacak turûk ve mesalikden istifade edecek olan eyalet ve sancaklarda vaz’ ve tesis kılınacak vergiyi mahsurlar dahi ilâve edilmesi ve saltanat-ı seniyemin beher sene için vâridât ve masarifât defterinin tanzîm ve iraesi hakkında muahharen bir nizâm-ı mahsûs yapılmış olduğundan bunun temam-ı icrâ-yı ahkâmına itina olunması ve her bir memurîne tahsis kılınmış olan maaşların hüsn-i tesviyesine mübaşeret kılınması ve her bir cemaatin rüesasiyle taraf-ı eşref-î şâhânemden tâyin olunacak birer memurları tebea-i saltanat-ı seniyemin umûmuna ait ve râci olan maddelerin müzakerâtına Meclis-i Vâlâ’da bulunmak üzere Makam-ı Celîl-i Vekâlet-i Mutlakamdan mahsusen celp olunup ve işbu memurlar birer sene için tâyin kılınıp bunlar memuriyetlerine başladıkları gibi tahlîf olunmaları ve Meclis-i Vâlâ’nın âzâsı gerek adî ve gerek fevk-al-âde vukû bulan içtimâlarında rey ve mütalâalarını doğruca beyân ve ifade etmeleri ve bundan dolayı aslâ rencide olunmamaları ve ifsad ve irtikâp ve itisafa dair olan kavânînin ahkâm-ı kâffe-i tebea-i saltanat-ı seniyem haklarında herhangi sınıfta ve ne türlü memuriyette bulunurlarsa bulunsunlar usûl-i meşruasına tevfikân icrâ olunması ve Devlet-i Âliyye’min tashih-i usûl-i sikke ile umûr-ı mâliyesine itibar verecek banka misillû şeyler yapılıp memâlik-i mahrusâ-i şâhânemin menba-ı servet-i maddiyesi olan husûsâta iktiza eden sermayelerin tâyiniyle ve mahsulât-ı memâlik-i şâhânemin nakli için icap eden turûk ve ecedavilin küşadiyle emr-i ziraat ve ticaretin tevessüüne hail olan esbâbın men’iyle teshilât-ı sahihanın icrâ olunması ve bunun maarif ve ulûm ve sermaye-i Avrupa’dan istifadeye bakılması esbâbının bi-l-etraf mütalâasiyle pey-der-pey mevki-i icrâya konulması maddelerinden ibaret olmakla siz ki Sadr-ı A’zam-ı sütudeşiyemi müşârün-ileyhsiz işbu fermânı celîl-ül-ünvanı mülûkânemi usûlü üzere gerek Der-saâdet’imde ve gerek memâlik-i şâhânemin her bir tarafında ilân ve işaatle husûsât-ı meşrûhanın balâda beyan olunduğu vechile icrâ-yı iktizalarına ve bundan böyle ahkâm-ı celîlesinin daima ve müstemirren mer’iyy-ül-icrâ tutulması esbâb-ı lâzime ve vesail-i kaviyyesinin istihsal ve istikmali hususuna bezli cell-i himmet eyliyesiz şöyle bilesiz alâmet-i şerifeme itimad kılasız tahrîren fi evail-i şehri cemâzi-yel-uhra sene isna ve sebîn mieteyn ve elf.
Kaynak: Gözübüyük, A. Şeref; Kili, Suna (1985). Türk Anayasa Metinleri: Senedi İttifak'tan Günümüze. İstanbul: Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları. s. 14-18
İlk kez Osmanlı İmparatorluğu'nda yayınlanan bu çalışma devletin uluslararası telif anlaşmalarına taraf olmaması sebebiyle kamu malıdır. |