Dîvânü Lugâti't-Türk/Dizin/S

Vikikaynak, özgür kütüphane
4630 sa sen anlamına bir kelime·III, 208
4631 saban sapan, çift ve çiftçi takım ve aygıtları; çifçilik·I, 402;II, 214; III, 216
4632 sabanlamak sapanla sürmek· III, 342 bkz> sapanlamak saç saç (ba ştaki)· I, 14, 42, 69, 172, 176, 246, 319, 321, 342, 354, 403, 488;II, 126, 145, 316, 358; III, 47, 84, 85, 207, 260, 386, 401
4633 saç tava· III, 347
4634 saçgak kişi malını saçan, israf eden kişi I, 470
4635 saçgırmak saçtırayazmak· II, 187 bkz> saçgurmak
4636 saçgurmak saçtırayazmak· II, 187 bkz> saçgırmak
4637 saçılmak saçılmak· I, 258; II, 122
4638 saçındı nerig saçılan, yayılan şey· I, 449
4639 saçınmak saçmayı iş edinmek· II, 150
4640 saçıtmak saçtırmak, dağıtmak, dağıtmayı emretmek.. II, 299
4641 saçlanmak saçlanmak· II, 246
4642 saçlaşmak birbirinin saçlarını yakalamak. II, 215
4643 saçlıg saçlı· I, 464
4644 saçmak saçmak· I, 79, 272; II, 4
4645 saçramak sıçramak· II, 133
4646 saçratgu bir çeşit kuş tuzağı· II, 331 bkz> saçrıtgu
4647 saçratmak istemeksizin sıçratmak· II, 331,332 bkz> saçrıtmak
4648 saçrıtgu bir çeşit kuş tuzağı· II, 331 bkz> saçratgu
4649 saçrıtmak istemeksizin sıçratmak· II, 331,332 bkz> saçratmak
4650 saçtaşmak birbirinin saçlarını yakalamak· II,211
4651 saçturmak saçtırmak, II, 183, 184
4652 saçu elbise ve mendil saçağı, II, 219
4653 saçuk neñ saçık, saçılmış nesne· I, 381
4654 saçulamak saçaklamak, saçak yapmak· III, 323
4655 safdıçlanmak sepet sahibi olmak· II, 271
4656 sag sağlık, esenlik· I, 89; III, 154 sag sa ğ, tatII, iyi, temiz, halis; sağ, sağlam; sıcak· III, 154 § sag yag; sade yag, sag ya ğ· III, 154, 159
4657 sag akıl, zeyreklik, anlayı;· III, 153, 154
4658 sag yün atmak ve kabartmak için kullan ılan "sağ" denen çubuklar· III, 154
4659 sagdıç sagdıç, dost·I, 455;III, 374
4660 sagılmak sağılmak·II, 124, 163
4661 sagım sağış, sağım· I, 397 § bir sagım süt; bir sağışta sağılan süt· I, 397
4662 sagın sağmal·I, 499
4663 sagınlıg sağmal sahibi, sağmalı olan·I, 499
4664 sagınmak sağar gõrünmek·II, 152
4665 sagınmak sanmak, zannetmek; sözle yardım etmek· II,
4666 sagır içerisine şarap konulan havana benzer söbü bir kap· I, 406
4667 sagışmak sağmakta yardım ve yarış etmek· II, 101
4668 sagız sakız· I, 365 bkz> sakır, sakız
4669 sagızlıg sakızlı, sakızı olan· I, 495
4670 sagızlıg çamurlu yapışkan· I, 495
4671 sagız toprak yapışkan toprak· I, 365
4672 saglıg sayılı olan her ;ey· I, 464
4673 saglık dişi koyun; sağmal, sağılan hayvan· I, 471, 520; II, 22; III, 102
4674 saglıklanmak sağmal sahlbl olmak· II, 275
4675 sagmak sağmak. I, 389; II, 15, 37, 43. 50, 51, 61, 66; III, 325, 339
4676 sagnagu kurumu; kabak·I, 491
4677 sagrak sürahi, kâse, kap·I, 100, 468, 471
4678 sagrı deri, her şeyin derisi· I, 421, 422;III, 350 § yer sagr ısı; yeryüzü·I, 422
4679 sagrılamak kaba derlyi sertle{tirmek·III, 353
4680 sagturmak sağdırmak·II, 185
4681 sagu ölçek· III, 225, 418
4682 sagulamak ölçeklemek, ölçekle ölçmek· III, 325
4683 sagurmak su içmek, suyu Içlrmek, suyu çektirmek, kurutmak, suyunu s ızdırarak keş haline getirmek; tükürmek· II, 18, 80, 81 bkz> sudmak, sutmak
4684 sag yag sade yag· III, 154, 159 saht e ğerlere, kemerin ba;ına, tokalara işlenen altın veya gümüş l{leme· I, 107 bkz; üstem sak i'şte uyanık ve zeyrek olan·I, 333
4685 saka dağ yamacı·III, 226
4686 sakak çere·I, 282;II, 286
4687 sakal sakal·I, 230, 282, 390;II, 286;III, 228
4688 sakalduruk külahın başta durması ve yere düşmemesi için çene altından geçirilerek bağlanan ipekten örülmüş bir kaytan·I, 530
4689 sakalduruklanmak sakalduruğu bağlamak· III, 205
4690 sakıg ılgın, yalgın, serap·I, 191; III, 268
4691 sakımak hayal imiş gibi görünmek· III, 268, 269
4692 sakınç sakınacak şey; sıkıntı, sakınma, kaygı·I, 69, 100, 142; III, 333, 374
4693 sakınmak sakınmak; sanrnak, düşünmek· I, 242,419;II,153,167;III,61, 361
4694 sakır elbiseye bulaşan meyve suyu veya hurma pekmezi gibi nesneler· I, 365 bkz> sag ız, sakız
4695 sakırgan büyük sıçan, geme· I, 521 bkz> sıkırkan
4696 sakırku kene, sakırga· I, 489
4697 sakış sayma, sayış, III, 247 bkz> sakmak, samak, sanamak, sanmak
4698 sakız elbiseye bulaşan meyve suyu veya hurma pekmezi gibi şeyler· I, 365 bkz> sagız, sakır
4699 sakızlıg sakızlı, yapışkan şeyler yapışmış olan· I, 495
4700 saklanmak saklanmak, çekinmek· II, 247
4701 saklaşmak saklaçmak, gizlennnek· II, 216 "
4702 saklık uyanıklık·I, 471
4703 sakmak saymak, I, 85, 384 bkz> sakış, samak, sanamak, sanmak
4704 sak sak nöbetçinin, bekçinin kaleyi ve at ı koruyablimek için uyanık olmasını emreden söz·I, 333
4705 sal sal·III, 156
4706 sal kaplardaki sır· III, 157
4707 salçı aşçı, mutfakta bulunan kimse· III, 442 § salç ı biçek; aşçı bıçağı, III, 442
4708 salga at gem alınaz, başı sert, çamış at· I, 425
4709 salı sıva aygıtı, mala· III, 233
4710 salımlaşmak çarpışmak ve saldıri{mak· II, 258
4711 salındı atılan, çıkarılan; erkegin arkaya doğru salıverdiği saç· I, 449 bkz> sulındı § salındı otuñ; sellerin getirerek kıyıya attığı odun· I, 449
4712 salınmak sarkmak· II, 154
4713 salıñulamak yukandan aşağı sarkmak; taşlamak·III, 410
4714 salışmak sallaşmak, birbirini güreşte sallamak, silkişmek, birbirine sallamak; işaretleşmek, II, 109
4715 salmak átmak; bir ;eyle işaret etmek; göndermek, götürmek; toplamak, toplu hale getirmek· II, 24
4716 salñu çakıl taşı atılan sapan· III, 379
4717 salturmak saldırtmak; sallatmak, sallamayı emretmek; çıkarıp atmayı emretmek II, 187 samak saymak, I, 281; III, 247, 250 bkz> sak ış, sakmak, sanamak, sanmak
4718 saman saman, I, 415; II, 316
4719 samanlıg saman sahibi olan·I, 499, 500
4720 samda ayağa glyilen sandal·I, 418
4721 samduy ılık yemek· III, 240
4722 samlamak ilâç etmek; sağaltmak· III, 298 bkz> em sem, sem
4723 samsıtmak incitmek· II, 336
4724 samursak sarımsak, sarmısak· I, 527 bkz> sarmusak
4725 samurtug ış içinden çıkılamayan karışık i;, I, 494
4726 san sayı, sayma, addü itibar, III, 157, 429
4727 sanaç dağarcık· I, 358 § sanaç kesürgü; k ırmızı dağarcık· I, 358
4728 sanamak saymak· III, 274 bkz> sakış,sakmak,samak, sanmak
4729 sançıkmak yenilmek; vurulmak, sancılmak· II, 228
4730 sançılmak saplanmak, sancılmak; (asker, ordu) yenilmek. II, 231
4731 sançışmak birbirine hançer, bıçak gibi şeyler saplamak, birbirine sanc ımak; birbirlyle savaş yapmak· II, 217
4732 sançmak sançmak, dürtmek, sokmak; yenmek· III, 420
4733 sandırış kavga, çekişme· I, 402; II, 214;III, 416 bkz> sandr ış, sandruş
4734 sandırışmak kavga etmeki saçmalamak·II, 214 bkz> sanr ışmak, sanruşmak
4735 sandrımak saçmalamak· III, 281 bkz> sanrımak
4736 sandrış çekişme· III, 416 bkz> sandırış, sandruş
4737 sandruş çekişme· III, 416 bkz> sandırış, sandrış
4738 sanduvaç bülbül·I, 529;III, 178, 311
4739 sangarmak bir şeyden saymak, bir şeye nispet etmek· II, 188, 189
4740 sanmak saymak, sayılmak; sanmak,I, 68;II, 28 bkz> sak ış, sakmak, samak, sanamak
4741 sanrımak saçmalamak.III, 281 bkz> sandrımak
4742 sanrışmak saçmalamak·II, 214 bkz> sandırışmak, sanruşmak
4743 sanruşmak saçmalamak·II, 213 bkz> sandırışmak, sanrışmak
4744 sañ kuş pisliği·III, 357
4745 saña sana·I, 391, 392, 423;II, 57, 78, 193; III ,156, 208, 272, 285, 313, 315, 322, 368, 372, 440
4746 sañan tadı buruk olan· III, 376
4747 sañlamak kuş pislemek. III, 403
4748 sañlatmak kuş pisletmek. II, 359
4749 sap sap, kılıç veya bıçak sapı· I, 384; III, 145
4750 sap bir söze verilecek cevapta s ıra, yanut; değirmende, su!amada ve gezekte sıra· III,145
4751 sapanlamak sapanla sürmek, III, 342 bkz>sabanlamak
4752 sapıg çadırın eteği· I, 374
4753 sapılmak saplanmak, birisi giderken yan ına takılmak, katılmak· II, 120
4754 sapımak sallamak, hareket ettirmek· III, 256, 257
4755 sapınmak saplamayı üzerine almak, saplar gibi görünmek II, 150
4756 sapıtgan daima sallayan·I, 513
4757 sapıtmak sallamak, hareket ettirmek; sallatmak II, 298
4758 saplamak sap yapmak·III, 296
4759 saplatmak saplatmak, sap taktırmak·II, 344
4760 saplık saplık, kılıç ve bıçak gibi şeylere sap olmaya yarayan nesne·I, 470
4761 sapmak ipliği iğneye geçirmek, saplamak; bir şeyi sarmak, cinsinden eksik kalan bir şeyi başkasıyle tamannlamak· II, 3, 4
4762 sapturmak ördürmek, yamatmak. II, 183
4763 saraguç kadın yaşmağı· I, 487
4764 saraguçlanmak başörtüsü örtmek· III, 205
4765 saran hasis, cimri, II, 250
4766 saranlamak pinti saymak, pintilere nispet etmek· III, 345
4767 saranlık pintilik, cimrilik I, 504
4768 sargan çorak yerlerde biten bir ot·I, 438
4769 sargan kamış kamışı kurutan tepe·I, 439
4770 sargan yér "sargan"ın bittiği yer·I, 438
4771 sargarmak sararmak·I, 69, 486;II, 187, 188
4772 sarıçga çekirge, I, 489 bkz> sırıçga
4773 sarıçga er gevşek ve tembel adam· I, 489
4774 sarıg sarı, sarı renk· I, 329, 374, 395; III, 162, 224 § sap sarıg
4775 sarıg erük kayısı, zerdali·I, 69
4776 sarıg kezik sarılık hastalığı·I, 391
4777 sarıglamak sarılamak, sarı yapmak· III, 336
4778 sarıglıg sarılık hastalığı olan· I, 496, 500
4779 sarıglık sanlık· I, 503 sarıg surıg herhangi bir sarı renk· I, 374
4780 sarıg suv karında toplanan sarı su· I, 374
4781 sarıg turma havuç· I, 431 bkz> geşür, gezer, gizri
4782 sarılmak kırmak, darılmak· II, 123 bkz; sarmak, sermek, sürmek
4783 sarılmak sarılmak II, 123
4784 sarım ibrik, testi glbi şeylerden içilecek olan nesnenin süzülmesi Için bu kaplar ın ağzına gerilen ipek kumaş parçası· I, 397
4785 sarıñulamak buz ve benzeri ;eyler üstıinden kaymak. III, 409, 410 bkz> seriñülemek
4786 sarınmak bir şeyi sarınmak, ôrtünmek; bir işe sanlmak· II, 151
4787 sarışmak sarmakta yardım ve yarış etmek· II, 96
4788 sarıtmak sardırmak, sarmayı emretmek· II, 304 bkz> sarutmak
4789 sarkaç karamuk; yaban hindibasına benzer bir ot· I, 454; III, 240
4790 sarkaçlanmak yerde yaban hindibasına benzer bir ot bitmek, karamuk otu bitmek II, 271 bkz> surkuçlanmak
4791 sarkanık hayvanlardaki "kırk bayır" denen işkembe·III, 179 bkz> sarkayık
4792 sarkayık hayvanlardaki "kırk bayır" denen işkembe· III, 179 bkz> sarkanık
4793 sarkım soğuk günlerde kar glbi yağan çiğ·I, 485
4794 sarkındı suv iri su damlası·I, 493
4795 sarkışmak çok damlamak.II, 214, 215
4796 sarkıtmak damlatmak· II, 339
4797 sarkmak akar şey sızıp damlamak; uyuşmak, III, 421
4798 sarkurmak damlatmak· II, 189
4799 sarlamak sarmak,III, 296
4800 sarlanmak sarınmak, sarılmak.II, 246
4801 sarlaşmak sarmakta yardım ve yarış etmek·II, 215
4802 sarlatmak sardırmak, II, 346
4803 sarmaçuk bir çeşit şehriye .I, 527
4804 sarmak bir şeyi süzmek ve ayırmak; olgun hale gelmek,III, 167 bkz> sarmalmak, sarma şmak, sarmatmak, sermetmek
4805 sarmak kızmak, çıkışmak, sertelmek, sert söz söylemek II, 38, 39;III, 181 bkz> sar ılmak, sermek,
4806 sürmek
4807 sarmalmak süzülmek,dolanmak II, 233, 237 bkz> sarma şmak, sarmatmak, sermetmek
4808 sarmalmak sarılmak, dolanmak.II, 233, 237
4809 sarmaş sarmaş, bir şeyin bir ;eye sarılması.I, 460
4810 sarmaş bolmak halk birbirine kanşmak·I, 460
4811 sarmaşmak sarmakta yardım etmek·II, 216
4812 sarmaşmak karışmak; süzülmek; bir akarın içinden başka bir şey çıkmak, bunda yardım ve yarış etmek,II, 216, 217 bkz> sarmak, sarmalmak, sarmatmak, sermetmek
4813 sarmatmak sardırmak. II, 349
4814 sarmatmak bir şeyi sudan ayırıp çıkartmak, süzdürmek. II, 349 bkz> sarmak, sarmalmak, sarma şmak, sermetmek
4815 sarmusak sarmısak, sarımsak·I, 527 bkz> samursak
4816 sarnıç deve derisinden yapılan su tulumu; ağaçtan oyulmuş kap·I, 454
4817 sarsal sansar, samura benzer bir hayvanc ık· I, 483
4818 sarsıg katı ve sert olan her şey·I, 464 § sarsıg söz; katı söz,I, 464
4819 sarsıtmak sert ve kaba muarnele yaptırmak, II. 336
4820 sart tacir, tecimen, satıcı,I, 66, 342;III, 13
4821 sartlamak sart (tecimen, tacir) saymak· III, 444
4822 sart surt "zart zurt", "fart furt" gibi ses bildiren söz· I, 342
4823 sart surt kılmak "zart zurt", "fart furt" gibi ses ç ıkarmak· I, 342
4824 sarumak sarmak· III, 262
4825 sarutmak sardırmak, sarmayı emretmek· II, 304 bkz> sarıtmak
4826 sasıg kokmuş· I, 372
4827 sasıg barıg kokmuç, sası· I, 372
4828 sasık saksı· I, 382
4829 sasımak sasımak, kokmak· III, 265
4830 saş ürkek, III, 152
4831 saşturmak sayışmak, kesişmek· II, 185 bkz> sayışturmak
4832 saşurmak arasını ayırmak· II, 79
4833 sata mercan, III, 218
4834 satgalmak çiğnenmek; borç, takas yapılmak· II, 233
4835 satgamak çiğnemek; bir yol bir yola çatılmak; uğramak; ödeşmek; kar;ılaştırmak· III, 288
4836 satgan satan, çok satan, II, 296
4837 satgaşmak rastgelnnek, kavuşmak; sataşmak, saldırışmak; sayışmak, ödeşmek, II, 214
4838 satguçı satıcı·II, 296
4839 satguluk satmaya hakkı olan·II, 297
4840 satıg satış, satma·I, 374
4841 satıglamak satışmak·III, 336 bkz> satıglaşmak
4842 satıglaşmak satışmak·III, 336 bkz> satıglamak,
4843 satıglı satmak azminde olan·II, 297
4844 satıglık satılık·I, 503
4845 satıgsak satmak isteyen·II, 296, 297
4846 satıgsamak satmak Istennek·III, 333
4847 satılmak satılmak II, 121
4848 satınmak satar görünmek· II, 150
4849 satır piç, aslı belirsiz anlamına sövme .I,406
4850 satışgan alışgan daima alıp satan,I, 518, 519
4851 satışgan tavışgan daima satan ve tasarruf eden; daima alan satan· I, 519
4852 satışmak satmakta yardım ve yarış etmek, karşılıklı alış veriş etmek II, 89;III, 71
4853 satlanmak cesaret göstermek, cüret etmek, atılmak· II, 248
4854 satma kulübe, bağ bekçisinin geceleri barınmak için ağaç üzerinde yaptığı çardak· I, 433
4855 satmak satmak. I, 519; II, 193, 219, 294, 295, 296
4856 satsamak satmak istemek· III, 284
4857 sattaçı satıcı· II, 296
4858 satturmak sattirmak· II, 183
4859 satulamak faydasız söz söylemek, gevezelik etmek· III, 194, 323
4860 saturmak saydırmak· III, 186, 187, 192
4861 sav şöhret, san·III, 43
4862 sav söz, haber, salık; mektup; risale; atalar sözü, darb ımesel; kıssa, hikâye, tarihsel şeyler,I, 97, 207, 362, 409, 471, 508, 523, 524; II, 20; III, 154, 155, 158, 441
4863 savaşmak sava;mak, çarpı;mak·II, 102
4864 savçı elçi, peygamber; hısım ve dünürler ara sındaki elçi·III, 154, 441
4865 savdıç sepet, sele, I, 173, 455
4866 savılmak savulmak; (güneş) inmek I, 106; II, 170 bkz> savulmak
4867 savlamak söylemek, atalar sözü söylemek· III, 297
4868 savlanmak atalar sözu söylemek· III, 199
4869 savlaşmak birbirine sav söylemek; sal ık vermek; herhangi bir şey üzerine konuşmak, II, 215, 216
4870 savramak savulmak; azalmak, seyrekleşmek, savsamak, gevşemek; savmak, sağalmak· III, 41, 278, 281 bkz> savrımak, sevremek
4871 savrımak azalmak, seyrekleşmek, III, 278 bkz> savramak, sevremek
4872 savrukmak savrulmak, akan su köpüre kö-püre dalgalanarak çalkalanmak, II, 172, 228
4873 savrulmak savrulmak, saçılmak· II, 232
4874 savruşmak savurmakta yardım etmek·II, 212, 213
4875 savulmak bulunduğu halden ayrılmak, bir yana eğilmek, batmak; savulmak, gitmek II, 125, 163;III, 80 bkz> savılmak
4876 savurmak savurmak, saçmak·I, 330;II, 82
4877 savurtmak savurtmak III, 431
4878 say kara taşlık yer· III, 158
4879 say vücuda giyilen zırh, III, 158 § say yarık; demir göğüslük III, 15, 158
4880 saygırmak yer kara taşlı olayazmak. III, 193
4881 sayıkmak yer kara taşlı 0111^.III, 189, 190
4882 sayılgan étilgen birçok işlere giren çıkan· I, 158
4883 sayış ödenek· III, 126 bkz> seyş
4884 sayışturmak sayışmak, kesişmek, II, 185 bkz> saşturmak
4885 saypamak israf etmek III, 310, 311
4886 saypatmak israf ettirmek II, 357
4887 sayramak şakımak, ötüşmek; saçmalamak, hezeyan etmek,I, 467;III, 240, 311
4888 sayramlanmak su azalmak, sığ bir hal almak, su biraz çekilmek· III, 205
4889 sayram suv topuktan yukarı çıkmayan sığ su II,.111, 176
4890 sayratmak çok söyletmek II, 357
4891 sazınçı taşı alçı taşı· III, 375
4892 seçe serçe kuşu· III, 219
4893 seçişmek saçmakta yardım ve yarış etmek·II, 92
4894 sedretmek seyrek hale getirmek; seyretmek. II, 332
4895 sedrek(g) seyrek,I, 384, 477 § sedrek böz; seyrek bez·I, 477
4896 sedrek kapug parmaklıklı kapı·I, 478
4897 sedremek incelmek, seyremek, seyrekleşmek; elbise erpimek.III, 167, 277
4898 sedreşmek seyrekleşmek. II, 211
4899 sefinç memnun olma, sevinç· III, 377 bkz> sevinç
4900 segirtmek segirtmek, koşturmak II, 274; III, 429 bkz> sekirtmek
4901 segremek seğirtmek·I, 142 bkz> sekremek, sekrimek
4902 segrişmek seğrişmek, koşuşmak, seğirtmekte yardım ve yarış etmek· I, 214; II, 225 bkz> sekrişmek
4903 sekirtmek seğirtmek, koşturmak· II, 274; III, 429, 431, 432 bkz> segirtmek
4904 sekitmek sektirmek· II, 310
4905 sekiz sayıda sekiz·I, 365 bkz> sekkiz
4906 sekiz on sayıda seksen·I, 437 bkz> seksün
4907 sekkiz sayıda sekiz·I, 365 bkz> sekiz
4908 sekremek seglrtmek,I, 142 bkz> segremek, sekrimek
4909 sekrimek seğirtmek· I, 354; III, 281 bkz>.segremek, sekremek
4910 sekrişmek seğrişmek, koşuşmak, sejlrtmekte yardım ve yariş etmek I, 214; II, 225 bkz> segrişmek
4911 sekritmek sıçratmak, atlatmak· II, 333
4912 seksün sayıda seksen·I, 437 bkz> sekiz on
4913 sekü dükkân; seki·III, 230
4914 Selçük sü-başı Selçuk hanlannın dedesi olan kişi-I, 478
4915 sem ilâç·III, 157 bkz> em sem, samlamak
4916 semiz semiz· I, 365 bkz> semüz
4917 semizlik semızlik. I, 507
4918 semrimek semirmek, yağlanmak· II, 365; III, 281
4919 semrişmek semizleşmek II, 213
4920 semritmek semirtmek.II, 333
4921 semürgük bülbüle benzer bir kuş·II, 290
4922 semüz semiz·I, 285 bkz> semiz
4923 sen sen·1, 36, 43, 74, 76, 79,87,110, 126, 134, 207, 281, 339, 353. 365, 391, 403, 412, 462, 529;II, 40, 42, 69, 167, 185, 204, 347; III, 26, 124,131,138,145,147,154,173,178,179. 207, 208, 214, 222, 233, 234, 256, 349, 357, 367, 440-
4924 senkeç fındık küçüklüğünde akı ve kırmızısı olan bır çeşit tatlı elma.I, 455 bkz> señeç
4925 senlemek sen diye aytamak, küçük say ılmak III, 298
4926 senletmek sen ile aytatmak·II, 346, 347
4927 señeç fındık gibi küçük ve tatlı bir elma·III, 381 bkz> senkeç
4928 señek su içilen testi; ağaçtan oyulmuş su kabı, III, 367
4929 señil insanın yüzünde çıkan siyil, ergenselik; yüzde olan çi ğit hastalığı· I, 483
4930 señir dağ çıkıntısı, dağ burnu; herhangi bir duvarın ucu .III, 360, 362
4931 señregü her zaman burnundan sümük akan çocu ğa sövmede kullanılan kelime·III, 387
4932 señregü at engi hastalığına tutulmuş olup burnundan irln gibi sümük akan at·III, 387
4933 sep gelinin malı olan çeyiz·I, 319
4934 septürmek çeyizlemek, çeyizle güveyin evine gönderme ği enrıretmek· II, 182
4935 sergek sarhoşun, sarhoşluk yüzünden iki tarafa sallan ınası· II, 289
4936 sergeklemek yalpalanmak, iki yana sallanmak II, 289
4937 serilmek sarsılmak, sendelemek, yalpa ile dü şeyazmak· 1. 196; II, 123
4938 serinmek sabretmek,II, 167; III, 233
4939 seriñülemek buz ve benzeri şeyler üstünden kaymak· III, 400, 410 bkz> sar ıñulamak
4940 serk saksı ve saksı kırıkları·I, 353
4941 serker haydut, yol kesen·I, 457
4942 sermek sabretmek·II, 7, 38
4943 sermek kızmak, çıkışmak, sertelmek, sert ve kaba söz söylemek,II, 38, 39;III, 181 bkz> sar ılmak, sarmak, sürmek
4944 sermetmek bir şeyi sudan åyırıp çıkartmak, süzdürmek. II, 349 bkz> sarmak, sarmalmak, sarma şmak, sarmatmak
4945 serü evlerde üzerine eşya konan raf· III, 221
4946 sesinmek niyetlenmek, hazırlanmak; (at) bağından çõzülmek üzere olmak· II, 152 bkz> se şilmek, seşlinmek, seşümek
4947 seşilgen daima çözülen·I, 524, 525
4948 seşilmek çözülmek, ayrılmak.II, 124; III, 102 bkz> sesinmek, se şlinmek, seşümek
4949 seşlinmek çözülmek, bagından boşanmak. II, 247 bkz> sesinmek, seşilmek, seşümek
4950 seşmek çözmek· II, 13, 14 bkz> şeşmek
4951 seştürmek çözdürmek, II, 184, 185, 187 bkz> şeştürmek
4952 seşük çözük, çözülmüş· I, 390
4953 seşümek gevşemek, çözüleyazmak. III, 267· bkz> sesinmek, se şilmek, 'seşlinmek,
4954 sevinç sevinç, I, 12; III, 373, 374 bkz> sefinç
4955 sevinmek sevinmek. I, 12. 100, 142, 285, 419; II, 167, 268; III, 87, 159 bkz> sevünmek
4956 sevişmek sevişmek· II, 102
4957 sevmek sevmek· II, 15; III, 175, 385
4958 sevremek seyremek· I, 103 bkz> savramak, savrımak
4959 sevritmek eşyayı boşaltmak, işi bitirmek ve işten vaz geçmek II, 332, 333, 335
4960 sevtıirmek sevdirmek.II, 185
4961 sevük sevgili, seviIen. I, 94, 390
4962 sevüklük sevgi- II, 172
4963 sevüksüz sevgisiz· II, 250
4964 sevünmek sevinmek. II, 153 bkz>
4965 sevinmek sey ; ödenek· III, 126 bkz> sayış
4966 sezinmek sezinmek, sanmak· I, 419; II, 152
4967 sézik seziş, sezme· I, 408; II, 152
4968 sézikmek sezmek· II, 117
4969 sıbızgu düdük, boru·I, 217, 246, 489 bkz> s ıbuzgu
4970 sıbuzgu düdük, boru·I, 176 bkz> sıbızgu
4971 sıçgak sıçırgan, sık sık sıçan· I, 470
4972 sıçgan sıçan, fare· I, 75, 345, 409, 438; II, 263; III, 263, 267. 282, 412
4973 sıçgan yılı Türkler'in onikili yıllarından biri· I, 345, 438
4974 sıçıtmak sıçırtmak·II, 300
4975 sıçmak sıçmak,I, 343;II, 4
4976 sıçturmak sıçtırmak .II, 184
4977 sıdırgak çatal tırnaklı olan sığır, geyik gibi hayvanların tırnakları· I, 502
4978 sıdrım sırım.I, 485 bkz> sıdrım
4979 sıdrım ışlıg er işlediği işi bitiren, başkasına bırakmayan adann·I, 485
4980 sıdrışmak sıyırmakta, kar kürümekte yardım etmek II, 211 bkz> sıdrışmak
4981 sıdıg kaftanın göğse kadar olan iki eteğinden biri.I, 374, 389 bkz> sidig
4982 sıdıg diş etleri arasındaki a(iklık·I, 374 bkz> sıgzag
4983 sıdırgan sıyırmak yaratilışında olan, daima sıyıran·I, 517
4984 sıdırmak sıyırmak· I, 517
4985 sıdrılmak sıyrılıp kaçmak, kaymak; bütün kıvrıntı ve büküntüleriyle yola bak ılmak ve düşünülmek. II, 231, 232
4986 sıdrım sıyrım; sırım· I, 517 bkz> sıdrım
4987 sıdrışmak sıyırmakta ve kar kürümekte yardım etmek· II, 211 bkz> sıdrışmak-sıg (·sig) isim sonuna getirilen benzetme eki, III, 128
4988 sıgan saç sığanmış saç, kıvırcık olmayan saç· I, 403
4989 sıgdatmak ağlatmak· II, 327 bkz> sıgtatmak, sıhtatmak
4990 sıgınmak sığınmak· II, 152, 160
4991 sıgır hanların halk ile beraber yaptığı sürgün avı- I, 364
4992 sıgır sığır· I, 364; II, 79, 189 § suv
4993 sıgırı ; manda· I, 368
4994 sıgırçık sığırcık kuşu· I, 501 bkz> sıgırçuk
4995 sıgırçuk sığırcık kuşu·I, 505 bkz> sıgırçık
4996 sıgırlamak sığırdan saymak, sığıra nispet etmek,III, 331
4997 sıgırlıg sığırlı, sığır sahibi· I, 495
4998 sıgıt ağlama, ağlayı;·I, 356 bkz> sıhıt
4999 sıgmak sığmak; tesir etmek, dokunmak, koymak·I, 183, 359, 397; II, 15
5000 sıgra iki dağ arasındaki geniş dere·I, 422
5001 sıgruşmak 51^5111-11^.II, 212
5002 sıgtamak ağlamak. III, 275, 355 bkz> sıhtamak
5003 sıgtaşmak ağlaşmak. II, 211 bkz> sıhtaşmak
5004 sıgtatmak ağlatmak, II, 360 bkz> sıgdatmak,sıxtatmak
5005 sıgturmak sığdırmak· II, 185
5006 sıgun yaban sığırı, dağ keçisi tekesi· I, 409
5007 sıgun ot kökü insana benzeyen, çiftle;me kuvveti kalmayanlarca kullan ılıp erkeğl ve dişisi bulunan ve erkeği erkeğe, dişisi kadına verilen bir ot·I, 409
5008 sıgurmak sığdırmak.II, 81
5009 sıgzag dişlerin arasındaki açıklık,I, 464 bkz> sıdıg
5010 sıgzalmak bir şeyi bir şeye sığdırmak, sıkıştırmak·II, 232, 233
5011 sıgzamak dişek ve hilâl ile diş kurcalamak; papuçta dikiş arasına parça koyarak sızgı yapmak, iki şeyin arasına bir şey sıkıştırıp koymak,III, 283
5012 sıgzıg mest ve ayakkabı gibi şeylerde iki dikiş arasına konulan sahtiyan·I, 464
5013 sıgzıg iki şeyi birleştiren kenet·I, 464
5014 sıxıt aglama·III, 275 bkz> sıgıt
5015 sıxtamak ağlamak.III, 275 bkz> sıgtamak
5016 sıxtaşmak aglaşmak·II, 211 bkz> sıgtaşmak
5017 sıxtatmak aglatmak,II, 327 bkz> sıgdatmak, sıgtatmak
5018 sık az,III, 130
5019 sıkamak el ile sığamak· III, 269
5020 sıkılmak sıkılmak· II, 125
5021 sıkırkan büyük sıçan, geme, I, 521;II, 263 bkz> sak ırkan
5022 sıkırmak ıslık çalmak·II, 83
5023 sıkış itişme, çarpışma·I, 368
5024 sıkışmak sıkışmak, sıkmakta yardım ve yarış etmek·II, 104
5025 sıklışmak sıkışmak, sıkılmak.,II, 216
5026 sıkmak sıkmak·II, 18
5027 sıkman üzüm sıkma zarnanı·I, 444
5028 sıkrışmak birlikte ıslık çalmak,II, 213
5029 sıkturmak sıktırmak, sıkılnmak,II, 186
5030 sımak kırmak; bozmak; yenmek, galebe etmek, I, 282, 382, 473; III, 249
5031 sımsımrak bir çeşit yemek· III, 136
5032 sın boy, bos· III, 138
5033 sın mezar·III, 65, 138
5034 sınalmak sınanmak·II, 126
5035 sınamak denemek, sınamak· I, 242; III, 273
5036 sınatmak sınatmak, tecrübe 0111^0^II, 312, 313
5037 sınçgan mugaylan dikeni, Lycium europeum· III, 146
5038 sındu makas· I, 418
5039 sınlıg boylu poslu· III, 138
5040 sınmak kırılmak, bozulmak, incitmek I, 254; II, 19, 29; III, 365
5041 sınuk sınık, kırılmı;· III, 365 bkz>
5042 sıñuk sııîgar bir şeyin tarafı, yanı· III, 375
5043 sıñarlamak yalnız ve yardımcısız bulduğu için zayıf görüp ôç almak· III, 409
5044 sıñarsuk iki kişi bir ata bindiğinde ikincinin oturduğu yer, III, 388
5045 sıñılamak soğuktan zırıncımak, donacak halde soğumak; çınlamak· III, 405
5046 sıñuk sınık, kırılmış· III, 365 bkz> sınuk
5047 sıp iki yaşına girmiş olan tay· I, 207, 319;III, 158
5048 sıp akur hayvan torbası· I, 487 § sıp akurı; hayvan torbası; ikl yaşındaki tayın yem yedigi yer· I, 487
5049 sır kendisiyle Çin kâseleri dlâlan ıp üzerine nakış yapılan macun, sır· I, 324
5050 sır ağustos böceginin, kalem ve kaleme benzer şeylerin çıkardığı sesi anlatan bir kelime. I, 324
5051 sır étmek (agustos böcegi) ötmek· I, 324
5052 sırıçga sırça· I, 489
5053 sırıçga çekirge· I, 489 bkz> sarıçga
5054 sırıçga er gevşek ve tembel adam, I, 489
5055 sırılmak bulaşmak, yapı;mak· II, 123, 124
5056 sırımak pislemek, siymek; sık dlkişle dlkmek· III, 262
5057 sırışmak sık dikmekte yardım etmek·II, 96
5058 sırıtmak sık diktirmek·II, 304
5059 sırlamak sırlamak, sır vurmak·III, 296
5060 sırlanmak (işe) hazırlanmak; sırlanmak·II, 246, 247
5061 sırlatmak sırlatmak·II, 346
5062 sırlıg sırlı, nakışlı.I, 324 § sırlıg ayak; sırlı kâse·I, 324
5063 sırmak eşek palanındaki teyeltl·I, 471
5064 sırt kıl, kalın kıl; bayır, yokuş, sırt, küçük dere· I, 342
5065 sırtıg herhangi bir sözün izeridir kl hepsl de ğil bir parçası anla;ılabilır·I, 463 sırtıg bulmak sözün izerini bulmak·I, 463
5066 sırtlamak kuyruğu iple bükmek; küçük bir dereden yukar ı çıkmak.III, 444
5067 sıruk sırık, çadır direği. I. 381
5068 sırukluk sırıklık,I, 503, 505
5069 sış şiş, tutmaç şişi.I, 331;II, 15, 174; III, 125bkz> şış
5070 siş şişmiş olan her nesne, yumru· III, 125, 184 bkz> s ışılmak, siş
5071 sışılmak kabına sığmayacak kadar su ile şişmek, II, 124 bkz> sış, siş
5072 sıtgalmak sığanmak, sığanılmak II, 233
5073 sıtgamak sığamak·I, 325; 111. 288
5074 sıtganmak sığanmak·II, 245, 246
5075 sıtgaşmak sıgaşmak, sığamakta yardım ve yarış etmek·II, 214
5076 sıturmak kestirmek, kıydırmak, kırdırmak. III, 187
5077 sıyumak yenmek, bozmak, yarmak.I, 123, 128
5078 sızgurmak sızdırmak, eritm·ek; arıklatmlak, zayıflatmak· II, 188
5079 sızıtmak sızdırmak, I, 374; II, 305, 306
5080 sızlag soğuk su içmekten veya buz çiğnemekten dişlerin üşüyerek uyuşması, I, 464
5081 sızlamak sızlamak, ağrımak. III, 297
5082 sızlatmak sızlatmak, soğuktan ağrı veya 'sızı duyurmak· II, 346
5083 sızlatsı(-si) sónu sâkin kelimelerde izafet edat ı· III, 209, 210
5084 sızmak sızmak, erimek; (güneş) belirmek, ucu görünmek; arıklamak, zayıflamak· II, 9, 10; III, 182
5085 sibek değirmen taşının üzerinde döndüğü demir.I, 389
5086 sibek sübek, çocuğun içine işemesi için beşiğe konan kamış,I, 389
5087 sibiz kişi alık, dalgın adam,I, 406
5088 sidük sidik·I, 389 bkz> sidük
5089 sidig kaftanın iki yanından, sağ ve sol taraflarından birisi,I, 389 bkz> sıdıg
5090 siditmek işetmek·II, 302
5091 sidmek işemek, siymek,II, 295;III, 321, 440 bkz> sitmek
5092 sidtürmek işetmek, siydirmek·II, 183 bkz> sittürmek
5093 sidük sidik, III, 321 bkz> sidük
5094 sigil siyil·I, 394
5095 sigrig dağda atlamakla geçilen yer·I, 478 bkz> sikrig
5096 sik sik,I, 201, 334
5097 sikilmek sikilmek II, 126
5098 sikiş sikiş, I, 369
5099 sikişmek sikişmek· II, 107
5100 sikitmek düzdürmek, siktirmek II, 309
5101 sikken her zaman siken·I, 401
5102 sikmek sikmek· I, 401; II, 22
5103 sikrig dağda atlamakla geçilen yer· I, 478 bkz> sigrig
5104 siktürmek siktirmek II, 186
5105 sil her yemekten tiksinen, bogazs ız insan; az yem yiyen hayvan· III, 134
5106 silig temiz, ince, yakışıklı, tatlı dilli. I, 390
5107 silkmek silkmek, III, 422, 423
5108 silkinmek silkinmek; ürpermek· II, 246
5109 sin sen· III, 138
5110 sinçü somunla yufka arası bir çeşit ekmek, pide. I, 417
5111 siñ çınlama, vızlama sesi· III, 358
5112 siñdürmek sindirmek, hazmettirmek; saklamak· III, 397 bkz> siñirmek, singürmek
5113 siñ étmek çınlamak, vızlamak· III, 358
5114 siñek sinek, sivrlsinek, karaslnek. II, 13, 352;III, 100, 367
5115 siñi içe sinen, hazmolunan, III, 368
5116 siñil kocanın kendinden küçük kız kardeşi I,57;III, 7, 366
5117 siñillenmek kız kardeş edinmek.III, 408
5118 siñir 51^1-.I, 520;III, 362
5119 siñirlemek sinir sarmak·III, 409
5120 siñirlenmek sinirlenmek, siniri çoğalmak, sinir sarılmak.III, 407
5121 siñirmek sindirmek, emdirmek III, 392 bkz> siñdürmek, siñürmek
5122 siñişmek çekilmek; başkasının parçaları arasına sinip sızmak (akarlar için) III, 394
5123 siñmek sinmek, hazmedilmek; işlemek, girmek; saklanmak, sahibine sormadan bir yere girip sinmek III, 155. 391
5124 siñürmek yutmak, hazmetmek. III, 392, 397bkz> siñdürmek, siñirmek
5125 siñüt karşılığına bir şey verilmeyen ve geri gönderilmeyen arma ğan. III, 362 bkz> süñüt
5126 sipüt karabiber, kimyon gibi yemeğe katılan bir ot· I, 356
5127 sirke sirke,I, 191, 207, 209, 430;II, 30, 138, 295, 337; III, 121, 252, 284
5128 sirke bit yumurtası, sirke· I, 430
5129 sirkelemek (bir şeye) sirke katmak; (baştan) sirke toplamak III, 353
5130 sirkelenmek sirkelenmek, (baş) bit yavrusu (sirke) ile dolmak·III, 202
5131 siş şişmiş olan her nesne, yumru. bkz> sış, sışılmak
5132 sitmek işemek II, 295 bkz> sidmek
5133 sittürmek işetmek, siydirmek·II, 183 bkz>sidtürmek
5134 siz siz, büyük ve sayılan kişilere "sen" yerinde aytanan sôz,I, 25, 339, 365. 376,407;II, 347; III, 124
5135 sizlemek aytarken büyüklemek· III, 298
5136 sizletmek siz diye aytatmak, hitap ettirmek II, 347
5137 sogan soğan, I, 409 bkz> sogun
5138 sogan yılan tulum gibi irl bir yılan· I, 409
5139 sogımak soğumak. III, 268
5140 soglımak aramak için elini koynuna sokmak· III, 297 bkz> sogl ıtmak, sogratmak, sugratmak
5141 soglıtmak aramak için elini koynuna sokturmak II 346 bkz> sogl ımak, sogratmak, sugratmak
5142 sogmak elde etmek, edinmek· II, 15 bkz> sogratmak, sogurmak, sugratmak
5143 sograşmak sormak, emmek,II, 212
5144 sogratmak aratmak, aratarak her şeyi görmek·II, 332 bkz> soglımak, soglıtmak, sogmak, sogurmak, sugratmak ;
5145 soguk soguk·I, 503
5146 soguklanmak soguk bulmak veya soğuk saymak·II, 266, 267
5147 sogukluk sogukluk için hazırlanmış·I, 503
5148 sogulgan daima çabuk soğulan, sızıp kaybolan. I, 520
5149 sogulmak (su) topraga sızıp kaybolmak, (su, süt) çekilmek, azalmak.II, 124, 125, 139, 163, 170
5150 sogun sogan. I, 409 bkz> sogan
5151 sogunlug soğanlı, I, 499
5152 sogunmak üşümek; sidikten ve benzerlerinden temizlenmek. II, 152
5153 sogur ada tavşanı, kelere benzer bir çeşit ada tavşanı.I, 363;II, 227 bkz> sugur
5154 sogurlug tavşanı çok ve bol olan·I, 494
5155 sogurmak elde etmek, edinmek·II, 15 bkz> sogmak, sogratmak, sugratmak
5156 soguşmak soğumağa yüz tutmak· II, 101
5157 sogut bumbar dolması, bumbar yemeği·I, 356 bkz> soktu
5158 sogut ekşi sütten yapılan peynir,I, 356
5159 sok aç gözlü; alçak·III, 130 bkz> suk § sok er; aç gözlü; alçak adam· III, 130
5160 sokar boynuzsuz hayvan; başı saçsız adam, I, 411 § sokar koy; boynuzsuz koyun,I, 411
5161 sokım bir agaç parçasıdır ki çam kozası şeklinde kesilerek içi oyulur, üç taraf ından delinerek okun üzerine konur,I, 397
5162 sokku havan·III, 226 bkz> soku
5163 sokluk oburluk.I, 471
5164 soklunmak sokulmak·II, 247
5165 sokluşmak birbirine sokulmak ve yerleşmek II, 216
5166 sokmak sokmak, delmek, döverek inceltmek, toplamak I, 425;II,18; III, 142 bkz> sukmak
5167 sokru izinsiz, gizlice. I, 422
5168 soktu sucuk; karaciğer, et ve baharat karıştirılarak doldurulan ve pi;irildikten sonra yenen bağırsak dolması·I, 416 bkz> sogut
5169 sokturmak sokturmak; bir nesneyi dövdü rerek inceltt ırmek.II, 185, 186
5170 soku havan. III, 226 bkz> sokku
5171 sokulmak bir şeyin içine sokulmak; dövülerek inceltilmek II, 125
5172 sokuşmak döverek inceltmekte yardım ve yarış etmek,II, 104
5173 sol sol.I, 72;III, 134
5174 solamuk solak, I, 487
5175 soluşmak solmak; yaş meyve veya sebze tazeliğini kaybetmek. II, 109
5176 son' som, içi dolu madenden olan şey·III, 138
5177 soñ bir adamın çolugu çocuğu; her şeyin ve her işin sonu, sonra·III, 357
5178 soñdamak arkasından kovalamak.III, 400, 401
5179 soñkur sonkur kuşu, yırtıcı kuşlardan biri. II, 95;III, 381
5180 soñramak kabulde tembellik etmek ve sözü ikircimlemek III, 402
5181 soñuk son, bir şeyin sonu·III, 107
5182 sorgu hacamat aygıtı, kendlsiyle kan alınacak ve emilecek aygıt ve şişe·I, 16, 425; II, 69
5183 sorışmak yüzü ek;inıek·II, 96
5184 sorıtmak emdirmek; buruşturmak, sorutmak,II, 304
5185 sormak emmek, sormak·I, 16; II, 70; III, 181
5186 sormak (sorgu) sormak, aramak. III, 181
5187 sorturmak sordurmak (sorgu) sordurmak; emdirmek II, 184
5188 sorug sorma, soru, arama; kaybolan şey, aranan şey, I, 374; II, 184
5189 sorugçı sorucu, kaybolan şeyi arayıcı· III, 242
5190 sorukmak kaybolan ;eyin arandıktan sonra haberí alınmak, aranıp sorularak salık almak·II, 115
5191 soruşmak (suyu veya teri) sormak II, 96
5192 sovuşgan solucan yüzünden olan sarılık has talıgı·I, 519
5193 soymak soymak; deri yıizmek.III, 244
5194 soysukmak soyguna uğramak·I, 21 bkz> soyukmak
5195 soyukmak malı soyulınak· III, 189 bkz> soysukmak
5196 soyulmak açılmak, dağılmak, (deri veya elbise) soyulmak. III, 190
5197 soyuşmak bir şeyi soymakta yardım etmek, III, 188
5198 söbi uzun veya sivri nesne (yuvarlak olmayan). III, 217 bkz> sub ı
5199 söge turmak sövmekte devam etmek,III, 230
5200 sögmek söğmek, sövmek I, 27;III, 184 bkz> sökmek
5201 sögtürmek sövdürmek.II, 186 bkz> söktürmek
5202 sögük küfür, sövme. I, 27
5203 sögüş sövme, sövüşme· I, 368
5204 sögüş kebap etmeye yarar oğlak veya kuzu· I, 369
5205 sögüşmek sövüşmek II, 89, 107
5206 sögüt sögüt ağacı·I, 319, 356;III, 134, 168. 369 bkz> söküt § keyik
5207 sögüt ; yaban söğüdü, III, 168
5208 sögütlenmek söğütlük olmak, II, 266
5209 sögütlüg söğüt sahibi olan, I, 506
5210 sögütlük söğütlük, sögüt ağacı biten yer, I, 506, 510
5211 söke diz üstü çökmek, III, 230
5212 sökel hasta, II, 10, 40, 216, 394; III, 181, 286, 395
5213 söke olturmak diz çökerek oturrT>ak. II, 21; III, 230
5214 söke turmak diz üstü oturmak III, 230
5215 söklünçü kebap,II, 309;III, 242
5216 söklünmek kebap edilmek, kebap etmek, kendi kendine et kebap etmek II, 248, 254
5217 sökmek sövmek·I, 27 bkz> sögmek
5218 sökmek sökmek, yarmak, yırtmak; diz çökmek,I, 444;II, 21, 22
5219 sökmen yiğitlere verilen ungun· I, 444
5220 sökmenlenmek kahramanlaşmak, kendini kahraman saymak· II, 278
5221 sökti kepek, I, 416
5222 söktürmek sövdürmek II, 186 bkz> sögtürmek
5223 söktürmek sõktürmek. II, 186
5224 sökülmek sõkülmek, bozulmak. II, 125, 126
5225 sökülmek kızartılmak, kebap 0(^010^II, 126
5226 sökünmek diz çökmek; söker görünmek II, 154
5227 söküşmek sökmekte ve yıkmakta yardım ve yarış etmek· II, 90, 107
5228 söküt söğüt ağacı· I, 319, 356; III, 134,168, 369 bkz> sögüt
5229 sömrüşmek sömrüşmek ve bunda yarış et-mek, II, 213
5230 sömürgen daima sömüren·I, 523, 525
5231 sömürmek sömürmek,II, 85
5232 sövlemek söylemek, III, 278
5233 sövlenmek fısıldamak,III, 278
5234 söz söz,I, 35, 92, 96, 122, 156, 174, 197, 215, 216, 221, 223, 227, 228, 229, 230, 243, 246, 267, 268, 269, 270, 275, 277, 290, 305, 319, 374, 383, 428, 463, 464, 515, 525;II, 9, 15, 16, 17, 23, 73, 76, 84,86,112,117, 118, 130, 133,150, 218,247, 312,315,325,3
5235 sözeñri saçma sapan söyleyen·III, 389
5236 sözkeli söze,III, 145
5237 sözkiye sözceğiz. III, 359
5238 sözlemek söylemek, konuşmak· I, 339, 402; III, 208, 296, 297
5239 sözlenmek söylemek, sözü açıklamak· II, 247
5240 sözleşmek söyleşmek, konuşnnak· II, 215;III, 104
5241 sözletmek söyletmek,II, 346
5242 subı uzun ve sivri nesne (yuvarlak olmayan)· III, 217 bkz> söbi
5243 subılamak enll şeyi söbü yapmak, ucunu sivriltmek, yanlar ını daraltmak· III, 323
5244 subımak uzamak, incelmek, söbüleşmek· III, 257
5245 subıtmak sivriltmek, söbütmek·II, 298
5246 suburgan maşatlık·I, 516 bkz> subuzgan
5247 subuzgan maşatlık .I, 516 bkz> suburgan
5248 suç suç, cürüm, bir çeyin sapmasını bildirir.I,321
5249 suçgurmak sıçrayayazmak· II, 187
5250 suçımak sıçramak. III, 258, 279 § suçımak burkımak; sıçramak· III, 279
5251 suçıtmak sıçratmak· II, 300
5252 suç kılmak sapmak, kesmemek,I, 321
5253 suç kılmak işl üzerine almaktan çekinmek. I, 321
5254 suçlunmak sıyrılmak, bir şey yerlnden çekilip çıkarılmak II, 246
5255 suçluşmak bir şeyi dışarı çekip çıkarmakta yardım ve yarış etmek·II, 215
5256 suçulmak (çiçek) açılmak, çıkmak; (elbise) çıkarmak, soyunmak; (koyun) yıizülmek. II, 122
5257 suçuşmak sıçraşmak, kalkı;mak· II, 92
5258 sudmak tükurmek, II, 81, 295; III, 132, 321, 439 bkz> sagurmak, sutmak
5259 sudturmak tükürtmek II, 183 bkz> sutturmak
5260 suduk tükrük, I, 381;III, 102, 321
5261 suf su, III, 427, 431 bkz> suv
5262 suf yün ipliklerinden elie örülen ku şak,III, 129
5263 sufsamak fısıldamak, okuyup üflemek·III, 286 bkz> suf şamak, şuvşaşmak, şuvşatmak
5264 sufşamak fısıldamak, okuyup üflemek·III, 286 bkz> sufsamak, şuvşaşmak, şuvşatmak
5265 sugdıç kışın dostlar arasında sıra ile yapılan şölen·I, 455
5266 sugratmak aratmak, aratarak her şeyi görmek·II, 332 bkz> soglımak, soglıtmak, sogmak, sogratmak, sogurmak
5267 sugur kelere benzer bir çeşit ada tavşanı.I, 363 bkz> sogur
5268 suk aç gözlü; alçak,III,130 bkz> sok § suk er
5269 sukak sığın, geyik, be/az geyik· I, 214;II, 287
5270 sukaklıg geyikli, geyiği çok olan·I, 498
5271 sukarlaç börk uzun külâh, börk,I, 493
5272 suk erıñek işaret (şahadet) parnnağı·III, 130
5273 sukımak parmağıyla gıdıklamak· III, 269
5274 sukınmak yıkanmak· II, 153, 154
5275 sukmak delmek· I, 425 bkz> sokmak
5276 suk yalñus er kendine yardım eden bir kimsesi ve arkadaşı bulunmayan, yapyalnız adam· I, 333
5277 sulak dalak· I, 411 bkz> talak
5278 sulındı erkeğin arkaya doğru salıverdiği saç· I, 449 bkz> salındı
5279 suluk sarık·III, 262 bkz> suvluk
5280 suma önce ıslatılıp sonra kurutularak öğüdülen ve bulamaç, ekmek gibi şeyler yapılan bugday, aynı suretle hazırlanıp şerbet hamurunda kullanılan arpa·III, 234
5281 sumak itaat etmek; bükülmek üzere sümek göndermek III, 248. 249
5282 sumlım Türkçe bilmeyen kimse.I, 486;II, 347
5283 sumlımak Türkçe'den başka bir dille konuşmak,III, 298
5284 sumlım Tat hiç Türkçe bilmeyen Farslı·I, 486 sumlışmak yabancı dil konuşmak·II, 216 bkz> sumluşmak
5285 sumlıtmak yabancı dil ile söyletmek,II, 347
5286 sumluşmak yabancı dil konuşmak.II, 216 bkz> sumlışmak
5287 sundılaç yund kuşu, çayır kuşu,I, 526, 529; III, 178
5288 sundırı deniz· I, 492 bkz> sundurı
5289 sundurı deniz. I, 492 bkz> sundırı
5290 sunı evin kirişleri .III, 236
5291 sun kişi yumuşak huylu, yüreği selek adam· III, 138
5292 sunmak sunmak· II, 28
5293 sunu çörek otu, Nigella sativa· III, 238
5294 sunuşmak birbirine sunmak· II, 112
5295 sunzı pire soyundan bir hayvan· I, 422
5296 suramak kullanmak· I, 428
5297 surçıtmak sürçtürmek· II, 328 bkz> sürçitmek, silrçmek
5298 surkaç lök agacı zamkı· I, 454 bkz> surkuç
5299 surkuç lõk ağacı zamkı, I, 454 bkz> surkaç
5300 surkuçlamak lõk macunu ile sap peklştirmek· III, 350
5301 surkuçlanmak lök macunu ile sıkiştırılmak, berkitilmek. II, 271
5302 surkuçlanmak yerde yaban hindibasına ben-zer bir ot bitmek, karamuk otu bltmek· II, 271 bkz> sarkaçlanmak
5303 surplamak kur'a çekmek·III, 443, 444. 446 bkz> sürllemek
5304 sur sur dudağın çıkardığı ses·III, 122
5305 sur sur öpmek şarul şurul içmek· III, 122
5306 suruş buğday başaklarındaki taneler sertleş-meden õnce başak alevde ütülür, sonra dövülerek yenir, ütme, firik I, 368
5307 suruşlamak başak ütmek, başak kavurmak·III, 335
5308 susgak susak, kendisiyle su ve benzeri ;eyler dald ırılarak alınan nesne·I, 470
5309 susık kova·I, 382
5310 sutmak tükürmek·II, 295 bkz> sagurmak, sudlmak
5311 sutturmak tukürtmek,II, 183 bkz> suğturmak
5312 suvık sıvık, cıvık, sulu, durultularak akar haline getirilen her şey; ağaç ve kuyruk gibi şeylerin upuzun ve çırıl çıplak kalmış hali· III, 164 bkz> suvuk, suv ıglanmak § suvık kudruk; katır kuyruğu gibi kılsız ve uzun kuyruk·III, 164
5313 suvuk
5314 suv su· I, 15, 20, 31, 73, 75, 79, 95, 140, 144, 155, 164, 168, 172, 177, 179. 186, 191, 194, 212, 218, 222. 246. 258, 276, 294, 312, 314. 315, 325, 369, 374, 375, 379, 387, 389, 396, 401, 424. 440, 443, 449. 450, 459, 560, 492, 493, 520, 525, 528;II, 3, 4, 5
5315 suvalmak sulanmak, su verilmek, su saç ıltnak· II, 125, 162; III, 240
5316 suvalmak (çamur vb.) sıvanmak. II, 125
5317 suvarmak sulamak, suvarmak· I, 498
5318 suvaşmak (çamur vb.) sıvamakta yardım veyarış etmek, II, 102
5319 suvgardaçı sulayan, sulayıcı· II, 256
5320 suvgarguçı sulayan, sulayıcı, su veren· II,50, 256
5321 savgarguluk sulamak hakkı olan· II, 256
5322 suvgarıglı sulayan· II, 257
5323 suvgarıgsak sulamak dileğind·e, azminde olan, II, 257
5324 suvgarımsınmak sular görünmek, suvarır gôrünmek. II, 202, 261
5325 suvgarışmak sulamakta yardım etmek·II, 201
5326 suvgarmak sulamak, su vermek.II, 44, 188, 199, 255 bkz> suvrarmak
5327 suvgartmak sulatmak, sulatmak için birini göndermek· II, 256
5328 suvgarunmak sular görünmek II, 202
5329 suvıglanmak sulu bulmak,II, 267 bkz> suvık, suvuk
5330 suvışmak sıvıklaşmak, cıvıkla;mak·II, 102
5331 suv katlışmak su kollarının kavşıtında su birbirine karışmak·I, 460
5332 suvlag hayvan sulanacak yer, yalak,I, 464
5333 suvlamak sulanmak, su içmek; sulandırmak, su koymak·III, 297 bkz>
5334 mak
5335 suvlañ dalı budağı olmayan ağaç; kıvırcık olmayıp düz olan saç,III, 386
5336 suvlanmak sulanmak, sulu olmak II, 247
5337 suvlatmak sulatmak·II, 346
5338 suvluk sarık, mendil ve benzerleri.·I, 201, 471; II, 96, 151, 215, 246, 304, 346; III, 296, 323 bkz> suluk
5339 suvrarmak sulatmak .II, 199, 200 bkz> suvgarmak
5340 suvsamak susamak· I, 281; tII, 284
5341 suvsatmak susatmak· II, 336
5342 suv sıgırı manda, dombay· I, 364, 368
5343 suvsımak sùlanmak, sulu olmak· I, 282; III, 284
5344 suvsuş buğdayın kuvveti gittikten sonra al ınan son suyu; üzerine su kat ılmış ayran, I, 460
5345 suv tirkeşi dere kolları suyunun toplandığı yer· I, 460
5346 suvulmak bkz> suvlamak
5347 suyagu horozun ayağındaki mahmuz·III, 174
5348 suyran minare ve buna benzer şeyler gibi uzun olan her nesne, I, 436
5349 asker I, 69,144,195, 249, 307, 321, 353, 371, 399, 443, 490, 516, 521; II, 5, 7, 19, 29, 190, 209, 231. 239, 245. 274, 312;III, 59, 77, 78, 81, 94, 104, 105, 114, 180, 192,208, 249, 260, 292, 305, 339
5350 sücinmek tadını bulmak, mahzuz olmak·II, 150 bkz> süçünmek
5351 süçik tatlı; içilecek şey, şarap· I, 154,157, 211, 282, 338, 373, 408; III, 164,166, 397, 427 bkz> süçük § kızıl
5352 süçik şarap·I, 408
5353 süçimek tatlılanmak ve güzelleşmek III, 258
5354 süçirmek tatlılaşmak, tatlanmak·II, 75
5355 süçişmek tatlılanmak,II, 92 bkz> süçüşmek
5356 süçitmek iyileştirmek, tatlılandırmak·II, 299, 300
5357 süçük şarap·II, 190 bkz> süçlk
5358 süçünmek tadını bulmak, mahzuz olmak, II, 150 bkz> süçinmek
5359 süçüşmek tatlılanmakII, 92 bkz> süçişmek·
5360 süglin sülün,I, 444 bkz> süvlin
5361 sügrüg kadının avret yeri·I, 478
5362 süken eşek yükünün bir tarafında olan sepet, sele gibi şeyler, seklem·I, 403
5363 süknegü et ile tirnak arasında çıkan sivilce I, 491
5364 silknemek siğile ilãç yapmak, sağaltmak·III, 301, 302
5365 süksük dağdağan denilen bir agaç, Kaloxylon ammodendron· I, 486
5366 sükül siğil· III, 301 sül ette ve ağaçta olan yaşlık ve tazelik· I, 1, 356; III, 134, 369
5367 sülemek düşmana karşı asker göndermek, savaş yapmak,III, 271, 272
5368 süllüg çiğ, pişmemiş. III, 134
5369 sümsüçik tap tatlı, pek tatlı nesne·I, 338
5370 süñiş savaşta saldırma ve süngü durtme·III, 365 bkz> süñü ş
5371 süñü süngü, mızrak, kargı·I, 349, 441, 497; II, 264; III, 337, 368
5372 süñük(g) kemik. I, 178, 235, 247, 380;II, 85, 224;III, 52, 297, 367
5373 süñüklenmek kemiklenmek, büyümek.III, 408
5374 süñülemek süngülemek, süngü ile dürtmek III, 405, 406
5375 süñüş savaşta saldırma ve süngü dürtme·III, 365 bkz> süñi ş
5376 süñüşmek çarpmak, süngüleşmek, savaşta süngüleşmek·III, 393, 394
5377 süñüt karşılıgına bir şey verilmeyen ve geri gönderilmeyen arma ğan .III, 362 bkz> siñüt
5378 süprük süprüntü; bir adama kızıldığında sõğme olarak kullanılır·II, 231
5379 süprülmek süpürülmek. II, 231
5380 süpründi sıiprıintıi.I, 493
5381 süpürgü süpürge,I, 490
5382 süpürmek süpürmek·II, 85
5383 sürçek gece toplantısı, müsamere·I, 478 bkz>sürçük
5384 sürçitmek sürçtürmek·II, 328 bkz> surçıtmak, sürçmek
5385 sürçmek sürçmek, ayak kaymak·III, 420 bkz>surç ıtmak, sürçitmek
5386 sürçük gece toplantısı, müsamere·I, 478 bkz>sürçek
5387 sürgüci sürücü·II, 51
5388 sürilemek kur'a çekmek, III, 443, 444,446 bkz>surplamak
5389 sürk soğuktan donma, katıla;ma,I, 353
5390 sürkilemek kovalamak, sürmek, kovalayıp sürerek üzerine saldırmak.III, 353 bkz> sürkülemek
5391 sürkülemek kovalamak, sürmek, kovalayıp sürerek üzerine saldırmak,III, 353 bkz> sürkilemek
5392 sürmek sürmek, kovmak, sürgün etmek; devam etmek·II, 7, 39, 51, 90,177; III, 217 bkz> sar ılmak, sarmak, sermek
5393 sürsemek sürmek istemek III, 284
5394 sürtmek sürtmek; sürmek,III, 426, 427
5395 sürtük ezilen, sürüştürülen her şey·I, 477 § sürtük işler; sürüştüren, kendis!ne sürüştürülen kadın; sevici kadın·I, 477
5396 sürtülmek sürtülmek, dövülmek; ezilmek II, 231; III, 303
5397 sürtünmek sürtünmek, 3111-11^6^ II, 245
5398 sürtürmek sürdürmek, sürttürmek·II, 184
5399 sürtüşmek sürmek ve sürtmekte yardım ve yariş etmek· II, 210, 211
5400 sürüg sürü, I, 389; III, 102
5401 sürülgen her zaman, her yerden sürülen· I, 523, 525
5402 sürülmek sürülmek; ezllmek, II, 123
5403 süründi er her yerden sürülen, sürüntü adam· I, 449
5404 sürünmek kendini kaşımak; sert bir şey dövülerek ezilmek·II, 151
5405 sürüşmek (aygır aşmak Istediğinde kısrağı) dişleyerek sürüklemek; itiçmek; borcu alacakla ödemek II, 96, 97
5406 süsgen (süsegen) çok süsen· III, 364
5407 süsgirmek süsmek istemek, süsmeğe saldırmak· II, 189 bkz> süsgürmek
5408 süşgürmek süsmek istemek, süsmeğe saldırmak· II, 189 bkz> süsgirmek
5409 süsmek süsmek·II, 293 süst(irmek süstürmek, tos yapt ırmak,II, 184 süslinmek (başını) vurur gibi görünmek· II, 152
5410 süsilşmek süsüşmek, II, 101
5411 süt süt·I, 157, 180, 181. 193, 218, 397. 398, 449, 468. 523;II,13, 37. 43, 51, 61. 66, 72. 85,101, 124, 139;III, 102, 120, 129, 167, 181, 195, 197. 198, 264
5412 sütgermek süt gibl sulu, duru yapmak,II, 189
5413 süt ötrüm mercimeğe benzer ishal veren bir ot·I, 107
5414 süvün sülün· I, 444, 447; III, 11 bkz> sügün
5415 süvri sivri·I, 422
5416 süvritmek sivriltmek·II, 332
5417 süzgün rengi kara, dikenli bir dağ ağacı·I, 443
5418 süzlünmek süzülmek·II, 247
5419 süzlüşmek süzülmek·II, 215
5420 süzme keş denilen yağsız kuru peynlr, ayran süzmesi· I, 433
5421 süzmek süzmek,I, 450;II, 9
5422 süztürmek süzdürmek·II, 184
5423 süzuk süzük, süzülmü;· I, 389
5424 süzülmek süzülnnek· II, 124, 139
5425 süzündi suv süzülmüş su· I, 449, 450
5426 süzünmek süzülür glbi görünmek· 11. 151,152