Dîvânü Lugâti't-Türk/Dizin/O
Görünüm
4157 | oba | oba·I, 86 |
4158 | obrak | eskimiş· I, 118 bkz> oprak |
4159 | obramak | eskimek, I, 273 bkz> opramak |
4160 | obratmak | yıpratmak· I, 261 bkz> opratmak |
4161 | obu | üstübeç ;.I, 86 |
4162 | obuz | katı olan·I, 54 |
4163 | obuzlug | sarp,I, 146 bkz> opuzlug § obuzlug yér; sarp, engebeli yer,I, 146 |
4164 | oçak | ocak,I, 64, 490 |
4165 | oçaklanmak | ocaklanmak·I, 293 |
4166 | oçaklıg | ocaklı·I, 147 |
4167 | oçaklık | titik ocak yapılacak çamur ve benzeri olan her nesne·I, 150 oçakl ık yer ocaklık yer·I, 150 |
4168 | oğgarmak | düşünme sonunda anlamak,I, 255 |
4169 | odguç | ateşin alevì.I, 95, 177, 248 |
4170 | odluk | kol kemiğinin kalın yeri· I, 98 |
4171 | odunmak | sönmek, I, 200 bkz> udınmak, udunmak |
4172 | ogla | genç, yiğit· I, 129 |
4173 | oglagu | bolluk içinde büyüyen· I, 138 |
4174 | oglagu | katun asaletli, asîl kadın, I, 138 |
4175 | oglak | oğlak· I, 65, 119, 468; II, 22, 266, 294; III, 102, 145 |
4176 | oglak | ay ükbahar, I, 347 bkz> ulug oglak ay |
4177 | oglan | oğlan, oğul, çocuk, çocuklar· I, 74, 119, 143, 192, 193, 208, 209, 240, 263, 286, 289, 293, 373, 386;II, 4, 19, 26, 74, 93. 121, 154. 209, 210, 212, 218. 244, 272, 294, 300, 302, 329, 340, 341, 344, 348, 351. 354, 366; III, 80,102,108,125,145,196, 202, 25 |
4178 | oglansıg | çocuk gibi, çocuk huylu·III, 128 |
4179 | oglıtmak | üretmek, çoğaltmak· I, 265 |
4180 | ogradaçı | uğrayan, uğrayıcı· III, 314 ograg niyet, kurma, kas ıt; uğrama, uğrak· I, 118 ograg dağ yamacı, derenin dönemeci· III, 65 bkz> ogrug, ovrug |
4181 | ogragan | uğrayan· I,II, 314 |
4182 | ograglı | uğramak isteyen· III, 315 |
4183 | ograglık | uğramak hakkı olan· III, 315 |
4184 | ogragsık | uğramak hakkı olan· III, 315 |
4185 | ograguçı | uğrayan, uğrayıcı· III, 314 |
4186 | Ograklanmak | Ograk kılığına girmek,I, 313; II, 279 bkz> Ugraklanmak |
4187 | ogralmak | uğranılmak· I, 247 |
4188 | ogramak | uğramak· I, 125, 160, 274; III, 106, 272, 311, 312, 313. 321. 372 |
4189 | ogramsınmak | uğrar görünmek, III, 322 |
4190 | ograşmak | uğraşmak· I, 170, 234, 235 |
4191 | ogratmak | göndermek, uğraştırmak· I, 261 |
4192 | ogrı | gizli, I, 380;II, 234 |
4193 | ogrı | hırsız; hırsızlık·I, 126, 224, 300, 483; II, 29, 171, 174, 197. 341; III, 75, 89, 423, 429 |
4194 | ogrılamak | çalmak, hırsızlık etmek· I, 316, 317 |
4195 | ogrılık | hırsızlık II, 208 |
4196 | ogrug | kemiğin ek yerleri, bel kemlğinln boyu-na birleştiği yer; dağ yamacı ve dağın bittiği yer; derenin dönemecl·I, 98, 118; III, 65 bkz> ograg, ovrug § tag ogrug ı; dağın dönemeci· I, 98 |
4197 | ogrulayu | hırsız gibi· I, 102 |
4198 | ogrulmak | kemlk yarılıp ayrılmak. I, 247, 248 |
4199 | ogruşmak | kemik yarıp ayırmakta yardım ve yari{ etmek· I, 235 |
4200 | oguk | çizme· I, 67 |
4201 | ogul | ogul, çocuk, I, 37, 51, 68, 74, 86, 123, 180, 206, 220, 246, 253, 256, 262, 264, 288, 299, 319, 370, 415, 440, 515, 524;II, 14, 80, 84, 120, 143, 173, 175, 178, 183, 240, 249, 302, 311, 330. 333, 335. 343, 357;III, 33, 58. 78, 87,105, 128,137,141,146,159, |
4202 | ogulçuk | ana rahmi, oğulduruk· I, 149 |
4203 | ogulmuk | üstüne hatıl atilmak için uzatılmış olan düz direk· I, 149 |
4204 | ogur | karşılık, ivaz· I, 53 |
4205 | ogur | bir işte imkân ve fırsat· I, 53 |
4206 | ogur | uğur, bereket, devlet· I, 53 |
4207 | ogur | vakit, zaman· I, 33, 53, 136, 273, 294; II, 68, 321, 322, 362;III, 55, 317 |
4208 | ogur | bolmak yol uğurlu, hayırlı olmak I, 53 |
4209 | ogurlamak | vaktinde yapmak; çalmak, hırsızlık etmek·I, 300 |
4210 | ogurlanmak | vakti yaklaşmak; uğurlanmak, uğurlu olmak; bağışlananın karşılığı verilmek·I, 292 |
4211 | ogurlug | bolmak sırasında ve yerinde olmak·I, 53 |
4212 | ogurlug | ış vaktinde ve yerinde yapılan 1;.I, 146 |
4213 | ogurluk | karşılık, ivaz olan,I, 114 |
4214 | ogurmak | kemik yarıp ayırmak·I, 178 |
4215 | oguş | oymak; hısım, akraba·I, 61, 88, 114; II, 83, 103 |
4216 | oguşlanmak | aile, hısım sahibi olmak, I, 293 |
4217 | oguşlug | aile, hısım sahibi· I, 146 |
4218 | Oguzlamak | Oğuz saymak, Oğuzlar'dan saymak, Oğuzlar'a nispet etmek, I, 302; II, 345 |
4219 | Oguzlanmak | Oğuzlaşmak, Oğuz kılığını almak, Oğuz kılığına girmek, kendini Oguz'lar'dan saymak, I, 293; II, 269 |
4220 | oxsınmak | pişman olmak, I, 253 bkz> oxsunmak |
4221 | oxsunmak | pişman olmak III, 373 bkz> oxsınmak |
4222 | oxşag | benzeyen, benzer. I, 118 |
4223 | oxşagu | oyuncak; (mecazen) kadın·I, 138 |
4224 | oxşamak | okşamak, şakalaşmak; benzemek; (at) uyumak. I, 282, 283; II, 286 |
4225 | oxşançıg | okşanmaya deger, III, 232 oxşatmak benzetmek· I, 262 |
4226 | ok | ok, I,II, 21, 37,157,160,166,170,171,180,193, 199, 217, 222, 237, 267, 275, 326, 393,457, 493,494, 522 |
4227 | ok | paylar ve toprak hisseleri üzerine üle şmek için atılan ok, çekilen kur'a, mirasta düşen pay· I, 37, 48 |
4228 | ok | hâl anlamına yakın anlamlı bir edat; fiillerde pekitme edat ı; vakit, zaman· I, 37, 71, 160; III, 16 |
4229 | oka | kefillik, kefâlet. I, 40 |
4230 | oka | almak kefil olnnak· I, 40 |
4231 | okçı | okçu· II, 199 |
4232 | okılmak | okunmak· I, 197 bkz> okınmak |
4233 | okımak | okumak; çagırmak. II, 333; III, 254 |
4234 | okınmak | okunmak, okur görünmek· I, 202, 203 bkz> ok ılmak |
4235 | okışmak | okuşmak, okumakta yardım ve yarış etmek; (ağrı;mak· I, 186, 359 bkz> okuşmak |
4236 | okıtgan | çok okutan· I, 156 |
4237 | okıtmak | okutmak I, 212 , |
4238 | okıtsamak | okutmak istemek, çagırtmak istemek· I, 302 |
4239 | oklug | kirpi büyük kirpi, oklu kirpi· I, 415 |
4240 | okluk | sadak, I, 100 okramak yem zamanında kişnemek, homurdanmak· I, 275 |
4241 | okraşmak | yem zamanında birlikte ki;nemek·I, 235, 236 |
4242 | oktam | ok atımı; okluk, I, 107 § bir oktam yer; bir ok atim ı yer·I, 107 |
4243 | oktamak | ok atmak, I, 26; II, 97 |
4244 | oktaşmak | ok atışmak; kur'a içln ok atıçmak· I, 231 |
4245 | oktatmak | ok attirnnak· I, 260 |
4246 | okta | yazturmak ok atmakta yanıltmak· III, 95 |
4247 | okuşmak | çağrı;mak· I, 183; II, 103 bkz> okışmak |
4248 | ok | yılan kendisini insan üzerine atan y ılan, I, 37;III, 29 |
4249 | ol | o,-dır,-dir,-dur,-dür.I, 20 21, 22, 24,25, 27, 33, 34, 36, 37, 38, 39, 40, 46, 60. 61, 71, 72, 76, 77, 97,108,126, 129, 132, 136, 154, 155, 156, 157, 158, 159, 164, 165, 166, 168, 169, 170, 171, 172, 173, 174, 176 ,177, 178, 179, 180, 181, 182, 183, 184, |
4250 | oldañ | pabuç altı, tabanı, mestin alt yanı· I, 116 bkz> uldañ |
4251 | oldrum | kötürüm, yatalak, oturum· III, 412 |
4252 | olduk | nalsız, yalın ayak· I, 101 bkz> ulduk |
4253 | oldurmak | oturmak· III, 235 bkz> olturmak |
4254 | olgun | olgun· III, 167 |
4255 | olgutmak | oturtmak· I, 260 bkz> olhutmak |
4256 | olhutmak | oturtmak·I, 260 bkz> olgutmak |
4257 | olma | testi, çanak çömlek·I, 130 ,375; II, 234; III, 182 bkz> ulma |
4258 | olturmak | oturmak·I, 219, 224, 374, 413; II, 21; III, 230 bkz> oldurmak |
4259 | oluk | oluk, yalak· I, 67 |
4260 | oluk | küçük kayık, I, 68 |
4261 | on | sayıda 011. I, 49, 69, 219 |
4262 | onu | onu· III, 238 |
4263 | onunç | sayıda onuncu· I, 132, 133;III, 449, 450 |
4264 | oñ | kolay·I, 41 bkz> oñay |
4265 | oñ | sağ, solun karşıtı· I, 41 § oñ elig; sağ el·I, 41, 72 |
4266 | oñay | kolay·I, 41, 244, bkz> ong |
4267 | oñiklanmak | zülüflü olmak, takma saçlanmak. I, 311, 312 bkz> öñlklenmek |
4268 | oñmak | solmak· I, 175 bkz> oñukmak |
4269 | oñukmak | solmak, rengi atmak, hastalık ve benzerlerinden dolayı buruşmak, tazeliğlni ve parlaklığını kaybetmek· I, 175. 216;III, 394, 395 bkz> oñmak |
4270 | oñulmak | iyileşmek, düzelmek, lyl olmak, 1 216, 217; III, 395 |
4271 | op | harman dövmek Için koşulan öküzlerin ortasında bulunan öküz· I, 34 bkz> mama |
4272 | opmak | hõpürdeterek içmek,I, 172 bkz> öpmek |
4273 | op | op eşeğin ayağı kaydığında ,söylenen söz· I, 34 |
4274 | oprak | yıpranmış, yıpramış, eskimiş· I, 118; III, 16, 38 bkz> obrak |
4275 | opramak | yıpramak· I, 273; III, 358 bkz> obramak |
4276 | opraşmak | yıpraşmak, yıpranmaya başlamak· I, 231. 232 |
4277 | opratmak | yıpratmak·I, 261 bkz> obratmak |
4278 | oprı | obruk, çukur; dere· I, 125; III, 134 |
4279 | opruşmak | içmekte yardım ve yarış etmek·I, 232 bkz> öprüşmek |
4280 | opuzlug | sarp,I, 146 bkz> obuzlug |
4281 | or | at donu al ile doru arasında bulunan at· I, 45' |
4282 | ordu | hakanın oturduğu şehir.I, 124 |
4283 | ordu | sıçan, köstebek gibi yerde ya şayan hayvanların yuvası· I, 124 |
4284 | ordu | başı hakanların döşeyicisi, yaygıcısı. I, 124 |
4285 | ordulanmak | başşehir edinmek· I, 296 bkz> ordulanmak |
4286 | ordutal | hamamotu. I, 124 bkz> arğutal, urdutal |
4287 | ordulanmak | yurt tutmak, yerleşmek·II, 294 bkz> ordulanmak |
4288 | orgak | orak· 1. 14, 119;II, 128, 244, 307;III, 45, 267 |
4289 | orılaşmak | bağrışmak, çağrışmak.I, 239 bkz> orlaşmak, urılamak, urılaşmak, urlamak, yurlamak |
4290 | orlaşmak | bağrışmak, çağrışmak.I, 239 bkz>orılaşmak, urılaşmak, urlamak, urlaşmak, yurlamak |
4291 | ormak | kesmek, biçmek, vurmak, urmak·I, 14, 172; III, 45 |
4292 | ornamak | yerleşmek, yer tutmak, yer edinmek; (güneş) batmak, kaybolmak.I, 288 |
4293 | ornatmak | yerine koymak·I, 266 |
4294 | orpatmak | ürpertmek, saçını dağıtmak,I, 259, 260 bkz> örpeşmek, ürpekmek, ürpermek, ürpeşmek |
4295 | ortak | ortak·I, 99, 439;III, 71 |
4296 | ortaklık | ortaklık II, 90 |
4297 | ortu | orta,I, 124,125 bkz> otra, otru, utru § ortu er; orta ya şlı adam·I,124 § kün ortu; ögle vakti.I, 124 |
4298 | ortulamak | ortalamak, ortasına varmak, I, 316 |
4299 | oru | şalgam, buğday ve buna benzer şeyleri saklamak için kazılan çukur,I, 87 |
4300 | orulmak | biçlmek I, 194, 195 |
4301 | orum | kesim·I, 75 § bi orum ot; bir orakta ç ıkarılan ot·I, 75 |
4302 | orun | yer, mekân, ınevki.II, 72, 177; III, 222, 430 |
4303 | orunç | rüşvet, gevik· III, 449 bkz> urunç |
4304 | orunçak | emanet· I, 148, 149 |
4305 | osruk | osuruk· I, 99 |
4306 | osruşmak | osuruşmak· I, 234 |
4307 | osug | bir nesnenin bir nesneye de ğişmesi, bir nesnenin bir nesne ile kar; ılandırılması· I, 64 osuglamak hile ile kilit açmak· I, 306 bkz> üsüglemek |
4308 | osurgan | osurgan, çok osuran· I, 156 |
4309 | osurmak | osurmak·I, 178 |
4310 | ot | ot, hayvan yemlerinin hepsi·I, 14, 35, 65,75, 169, 172, 195, 225, 255, 342, 415, 469; II, 79, 108, 133, 294, 330, 348, 351; III, 4, 47, 68, 122, 141, 200, 263, 277, 287, 374, 436, 442 § çivgin ot; hayvanları semirten ot· l, 443 |
4311 | ot | ilâç, em, zehir. I, 35, 47, 154, 514, 515;II, 72, 116, 127, 176, 315, 345;III, 224, 252 |
4312 | ot | ateş, duman,I, 43, 164, 176, 177, 183, 195, 200, 202, 208, 230, 332, 400, 499, 513, 514,522;II, 78, 100, 133, 144. 176, 245, 292, 293, 299, 302, 353, 358; III, 16, 23, 63, 65, 96. 97, 265, 341, 348, 430 |
4313 | otaçı | hekim, ilâç yapan,I, 35, 299 |
4314 | otag | otag·III, 208 |
4315 | otamak | ısınmak, odun yakmak; ilâç yapmak·III, 252 |
4316 | otgarmak | otlatmak·I, 225 |
4317 | otgun | eğerin solunda kolanın geçirilerek dile bağlanan enli bir kayışı·I, 107 |
4318 | ot | karak gözün gören yeri·I, 382 |
4319 | otlamak | otlamak,I, 285 |
4320 | otlanmak | ateşlenmek, ateş kesilmek, ateş gibi olmak; öfkelenmek·I, 297 |
4321 | otlug | otlu·I, 98 |
4322 | otlug | yemlik, ahır,I, 98 |
4323 | otra | orta, ortada, arada,I, 125, 188, 308;II, 89, 287 bkz> ortu, otru, utru |
4324 | otran | don, elbise,I, 108 |
4325 | otru | karşı, õn, ara, orta, ortasında·I, 68, 126, 494; II, 28, 145;III, 40, 156, 422 bkz> ortu, otra, utru |
4326 | otrug | ada·I, 97 |
4327 | otrulanmak | yüz yüze gelmek·I, 296, 297 bkz> utrulanmak |
4328 | otrunmak | karşı koymak istemek·I, 251 bkz> utrunmak |
4329 | otruşmak | karşı koymak, karşı gelmek, karşılaşmak·I, 232 bkz> utru;mak ottuz sayıda otuz·I, 142 |
4330 | otulmak | ekini bozan bitkiler keslimek, ba şi vurulmak.I, 193 bkz> utulmak |
4331 | otuñ | odun·I, 14, 67, 70, 134, 272, 449;II, 238, 341;III, 153, 187, 246, 249, 252, 292, 351 otuñluk odunluk,I, 162 ot yem karabiber, klmyon glbi tohum ve baharlar,III, 5 |
4332 | ovrug | kemiğin ek yerlerl, bel kemiğinln boyunla birleştiği yer; dagın yamacı ve bittiği yer,I, 118 bkz> ograg, ogrug |
4333 | ovunmak | oğuşturmak,I, 202;II, 147 bkz> uvunmak |
4334 | oy | yerdeki oyukluk, çukurluk·I, 49, 146 |
4335 | oy | at yagız at, I, 49 |
4336 | oyma | çizme yapılacak Tnrkmen keçesi· II, 100, 207 |
4337 | oymak | oymak, yerleştirmek, sıkıştırmak, I, 174 |
4338 | oynagu | yér oynanacak yer,I, 121 oynak i şler oynak kadın·I, 120 |
4339 | oynamak | oynamak.I, 225. 226, 240;II, 114, 226;III, 131, 377 |
4340 | oynaş | oynaş, başka biriyle sevişen kadın,I, 120 |
4341 | oynatmak | oynatmak,I, 271 |
4342 | oy | obuz basık, düz yer·I, 54 |
4343 | oy | obuzlug yér sarp, engebeli yer·I, 146 bkz> oy opuzlug yér |
4344 | oy | opuzlug yér sarp, engebeli yer·I,146 bkz> oy obuzlug yér |
4345 | oyturmak | oydurmak, bastırmak, sıkı;tırmak· I, 269 |
4346 | oyuk | hayal, belge, bostan höyügü·I, 81, 85, 384 |
4347 | oyulmak | oyulmak, çukurlaşmak, sıkıştırılınak· I, 268, 269 oyun oyun, yar ış,I, 85;II, 25 |
4348 | oyuşmak | oymakta ve basmaktä yardım ve yarış etmek· I, 268 |
4349 | ozgan | at çok ileri giden, başkalarını geçenat· I, 470 |
4350 | ozıtgan | daima ileri sürüp geçerek kazanan·1, 155 |
4351 | ozıtmak | ileri sürmek·I, 155 |
4352 | ozmak | başkasından lleri geçmek· I, 173 bkz uzmak |
4353 | ozuk | at koşu ve benzerlerinde lleri glden ve ba şka atları geçen at·I, 66 |