Belde-i Mazi
-Bütün Vatandaşlarıma-
Hâlin yed-i gadrinde birer hasta esiriz,
Virane-i mâziyi gelin seyredelim biz:
Birmuhtazır ürkütmemek ister gibi asrın
Bir ses bize gelmez ne gögünden ne yerinden;
Ye'sinde gerilmiş bu yıkık belde-i kahrın
Damlar sesi ancak o güzel çeşmelerinden.
Dalgın düşünür her kapının taş eşiğinde
Gül yüzleri tül örtülü bedbahht kadınlar.
Bir fırtına saklar gib şehrin yüreginde
Her yerde sükûtun o hazin tınneti çınlar.
Kuşlar gibi kızlar burada şarkı okurdu;
Ah eski hayat, eski sürûr, eski tarablar!
Her ev, bugün etrafı susan bir gece yurdu;
Her pencerede bahtımızın bir yüzü aglar
Ümmîdi boşalmış kafadır mescide kubbe;
Bir kaim-i gamdır sokak üstünde minare.
Küskün medeniyyet bize, kırgın bize kabe
Hiç bir güneş etmez bu siyah arzı inâre.
Kâşâne-i hak, beyt-i adâlet, der-i insaf
Kuvvetle ezilmiş de birer külçe kül olmuş.
Kül rengi dumanlarla somurtur bütün etraf;
Sisten bogulan şehrin uzun yoolları solmuş!
Güller kurumuş, son kuş uzaklaşmış ufuktan,
Sönmüş hep ocaklar ve hep ölmüş kelebekler.
Sorsam şu uçuk yüzlü ve yaş gözlü çocuktan
Âtiden aceb elleri bögründe ne bekler...
Halin yed-i gadrinde birer hasta esiriz,
Vîrâne-i mâzîyi gelin seyredelim biz.