Bektaşî Şairleri ve Nefesleri/Said Emre
XIV üncü asrın ilk yarısında yetişen Bektaşî şairlerindendir. Hayatı hakkında hiç bir malûmata sahib değiliz.
Hacı Bektaş halifelerinden Hacım Sultan'a intisab ettiğini şu beytinden anlamaktayız:
Zihî hil'at zihî devlet zihî atâ zihî himmet
Said ider yüz bin minnet Hacım bana benim didi
Yunus Emre'nin tam bir muakkibi olan Said Emre'nin Makalât mütercimi Sadeddin olmak ihtimali çok kuvvetlidir. Onun bir kaç manzumesini dercediyorum:
Değme bir anduğumca yürek yeründe durmaz
Nice kim anı ananı gönlüm hiç karar almaz
Bana derler oturgıl bir yerde sebat urgil
Sebatum andan iste gönlümü bana vermez
Işk hud denüz misâli mevci kapar gönlümü
Yüzbin tefekkür itdüm endişem ana irmez
Sermayem gönül idi ışk erdi yağmaladı
Canumun derdi oldur görmeğe destur virmez
Kime şikâyet idem kim koyup kime gidem
Yine ana varaym yüreğüm ayru varmaz
Işk burcundan inerem zemaneye dönerem
Işkdan artuk pîşeyi dost bana revâ görmez
Garkoldum aşk mevcine denüz teferrücüne
Işkdan çıkmayan gönül ayruk kendüye gelmez
Said nider pîşeyi kaçan kor temâşâyı
Işkdan temâşâ duyan ayruk pîşeye varmaz
Her dem bile danışub anı kandedir dirsin
Uyanuk sanma seni yavlak katı uyursun
Dün gün sana çağırır bir berü bakgıl diyü
Bir kez dönüp bakmadan uyumazın sanırsın
Ana bakan kimsenün gözünde hicâb olmaz
Niçün gözün hicablı bunca yıldır bakarsın
Gel açalım nazarı koyalum nengüârı
Anun içün görmedün güman ile bakarsın
Işk ile aç gözünü doğru eyle özünü
Zinhar eğri dirilme çün doğruluk bilürsin
Kim yolu doğru vardı cümle düşman il oldu
Niçün dost eylemezsün çün düşmanın bilürsin
Katı uykuda kişi düş görmek anun işi
Göre durduğun söyle niçe düşün söylersin
Kimsenün yükün seşgil sen dost iline aşgıl
Said lik dutavarup dostu bulam sanursun
Nagâh yağma eyledi ışk odu canumuzu
Hiç kimse nitelükden virmez nişanumuzu
Nice nişan vireler kangı yoldan soralar
Çün elden bırakdurdu dîn ü îmânumuzu
Ne îmâna bakdurur ne hud dine tapdurur
Kendüyle bile dutar yıkdı dükkânumuzu
Verdi birlikden şarab kıldı dükkânı harab
Cümlesini terkitdük assı ziyânumuzu
Ne assı var ne ziyan gelsün canuna kıyan
Cümlesinden geçüben bulduk sultânumuzu
Çünki oldu bilelik kaldı nelik nitelik
Ayruluk söylemeğe komaz lisânumuzu
Yüzbin lisancı gelür yüzbin can yolda kalur
Yüzbin gözler göremez bizüm cevlânumuzu
Gözler nite göriser kimse nite iriser
İki cihandan öte kurdı sayvanumuzu
Görlüm imdi bu kândan ne biter bu ma’denden
Ayrılmazuz birlikden bulduk mekânumuzu
Said imdi yüri var çün bir oldu bu ikrar
Hîç makamdan virmesün kimse nişanumuzu
Bakuben ne göresün gözün açılmayınca
Kimseyi ne bilesün sen seni bilmeyince
Nişan ayıt yolundan ya haber vir halünden
Bu yol sana yol virmez nişânun olmayınca
Bir nişan ayıtmagıl yoldan da’vi itmegil
İki cihan mekrinden tamam kurtulmayınca
Sorar isen yolunu uzat getür elünü
Bu yol sana yol vermez sen âzâd gelmeyince
Hiç âzâd olmayasın âzâdlık bulmayasın
Cümle sermâyelerden elün boşalmayınca
Yola var yoldan kalma her türlü varlık alma
Sen seni yolda bilme yol tamam olmayınca
Çünki yol tamam ola Said denize dala
Bâkî varlık kim kula varluk ol olmayınca
Zâhir bâtın bir gerek birlik eri hâlinde
Dünye ahret bir adım ışk erinin yolunda
Zâhirini bırakmış külli bâtına bakmış
Sıfât-ı ışka akmış varluğu ışk elinde
Ayruluğu unutmuş birlik kendüde bitmiş
Varluğunu gark etmiş yağmur ile selinde
Kendü adm ayıtmaz kendüden kabûl itmez
Bileliğin unutmaz ayruluk yok yolunda
Dirliğin ışka yazar varlıktan külli bîzar
Yolun yokluğa düzer yürir yokluk ilinde
Bu âşıklar mezhebi ayruk söz söyler gibi
Cümle ilim çelebi her türlü hallerinde
Said aydur zi dirlik dost ile olsa birlik
Ayrılmaksız bilelik bulmuş rûzigârında