Baş Ucunda
Leben gibi süzülür bir ziyâ-yı pâk u sefîd,
Beyaz perdelerinden beyaz hâbgehin;
Nazar sanır ki olur her derîçesinde bedîd
Ya hâle-i keremi mâderâne bir nigehin,
Ya ruh-ı bîlekesi bir sabî-i bîgünehin!
Bu lâne-i seherâgîn içinde bir duhter
Kadın dilindeki serkeş bir infi'âl gibi
Kim hem görünmemek ister hem inkişâf eyler
Yarım açık yatıyor şûh bir hayal gibi,
Derin derin uyuyor bir huzûr-ı bâl gibi!
Bu lâneye getirir ninniler riyâh-ı sabâh;
Bu hüsn-i nâimi yelpazeler ziyâ-yı seher;
Dü çeşm-i bestesini seyreder bütün ervâh;
Hicâb-ı çeşmine düştükçe, dîde seyreyler
Rakîk bir tülün altında mâî sünbüller!
Bu hâb içinde hudâ hep melekleri uyutur;
Bu hâb içinde girer nevbâhara hissiyât;
Bu hâb içinde dil elbette derdini unutur;
Bu hâb içinde gelir sem'a şüphesiz nagamât;
Nolurdu, âh, geçeydi bu hâb içinde hayat!?