İğneci Baba Efsanesi
Bu metnin kaynak belgesi bilinmemektedir. "Kaynak", diğer kullanıcıların bu çalışmanın bir suretini bulabilecekleri yer anlamına gelir. Bu tercihen özgün eserin Wikimedia Commons'a yüklenebilecek ve istinsah edilebilecek taranmış bir kopyası olabilir. Değilse, yine tercihen URL olabilir. Her ikisi de mevcut değilse lütfen bu durumu tartışma sayfasında açıklayın. Aksi takdirde, telif politikası gereğince sayfa silinebilir. |
İğneci Baba ile kardeş olan Serçoban, Amasya merkeze bağlı Karasenir köyüne yerleşir. Çobanlık ile geçimini sağlayan, hal ve hareketleri, ibadetinin sadeliği ile tanınır.
Bir gün Amasya’da ayakkabıcılıkla geçimini sağlayan ağabeyi İğneci Baba’yı ziyarete gelir. Beraberinde de koyunlarından sağdığı sütü bir mendiline çıkılayıp hediye olarak getirir. Amacı, kendi mendiline koyduğu sütün, mendilden sızmadığını göstermektir. Serçoban mendilini kunduracı dükkanının duvarındaki bir çiviye asar. Bu sırada İğneci Baba dükkanında bir bayanın ayak ölçünü almaktadır. Serçoban, bayanın topuklarını görünce, “ne kadar da güzel” diye aklından geçirdiğinde çiviye asılan mendilden süt yavaş yavaş damlamaya başlar.
İğneci Baba, kardeşinin niyetinde bozulmalar olduğunu sezer ama hiçbir şey belli etmez. Bayan ayak ölçünü verip dükkandan ayrılınca, İğneci Baba, kardeşi Serçoban’a “ Keramet dağ başında ermekte değil, keramet burada, çıkındaki sütü damlatmamakta” der.
Mezarı bugün özel bir mekan olarak hazırlanmış, Kocacık Çarşısı’ndadır.