Sayfa:TRAKYA’DA YAŞAYAN AMUCA BEKTAŞİLERİNDE NEVRUZ ERKÂNI.pdf/8

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

erenler, hastalarımıza şifa, dertlerimize deva, borçlularımıza edâlar eyleye, yetimlere şefkat, kimsesizlere merhamet eyleye. (Allah Allah). Deryada, karada olan askerlerimize selamet ve muvaffakiyet eyleye. Vatanımızı, milletimizi, bayrağımızı her türlü beladan ve düşman şerrinden koruya, cumhurbaşkanımıza ve bizi yönetenlere akıl ve izan vere, vatan ve millet için yaptıkları hayırlı işlerde muvaffakiyetler eyleye, cumhuriyetimiz ilelebet payidar ola. (Allah Allah). Demler daim ola, cemler kaim ola, ibadetler sâlih ve sahih ola, dostlar mesrur, sırlar mestur, gönüllerimiz pür nûr ola. Âli aba emrine uyan Gürûh-u Naci ve kâffe-i ehl-i iman daim baki ola. (Allah Allah). Gökten hayırlı rahmetler, yerden bol bereketler ihsan eyleye. Otman Baba kem bulutları dağlara taşlara göndere. (Allah Allah). Allah Allah diyen bu canların gönül muratları hâsıl ola, değil namerde merde dahi muhtaç olmaya. Ne oldum ne olacağım demeyip korktuklarına uğramayalar, umduklarına nâil olanlar, hak erenler ambarlarından, kucaklarından bucaklarından Halil İbrahim bereketini eksik eylemeye, görünür görünmez kazalardan hıfz-ı emin eyleye. Çoluklarına çocuklarına baht açıklığı vere. (Allah Allah). Üçler beşler yediler kırklar, yüzler. Gülbank-ı Muhammedi, nur-u nebi, kerem-i Ali, pirim Hünkârım Hacı Bektaş Veli yoluna, erkânına, Sultan-ı Nevruz demine keremine hüü…” (K.K. 8).e


Nevruz Tayini

Büyük gülbanktan sonra Nevruz’un tayinine dair yapılan bir uygulama göze çarpmaktadır. Nevruz’un tayini yani güneşin balık burcundan koç burcuna girişi, günümüzde net olarak bilinse de eski dönemlerde söz konusu durumun belirlenmesi için farklı yöntemler uygulanmıştır. Bu yöntemlerden en dikkat çekici olanı süt ve portakal dilimi ya da bir kap su ve bir çöp ile Nevruz’un tayinidir. Söz konusu belirlemeye bizzat şahit olan Refik Engin, konu ile ilgili olarak bizlere şunları aktarmıştır:

“Muhabbet erkânı açılır. Güneşin koç burcuna girdiği saatin eskiden bilinmediği yıllarda bir kaba süt, onun içine de bir portakal dilimi konurmuş. Gecenin geç vakti bu tasın başında bir de nöbetçi var olurmuş. Güneş koç burcuna girdiği an tasın içine konan nesnede bir hareketlenme oluyormuş. O vakit Nevruz’un girdiğine inanılır ve herkes diz üstüne durur; mürşidin ‘Yamül havlen havlen naillah hak senin hal’ cümlesi 40 defa tekrarlanırmış. Bu nesnenin hareketi genelde kapta bir defa dönmesi şeklindeymiş. Sütteki bu hareketlenme kırkların semahına benzetiliyormuş.” (K.K. 10).

Süt ve portakal ile belirlemenin yanında bir kaba su koyularak Nevruz saatinin belirlenmesi gelenek olarak Nevruz muhabbetlerinde sürdürülmektedir. Su dolu bir kaba koyulan bir kibrit ya da saman tanesinin Nevruz saati geldiğinde hareket ettiğine inanıldığı ve bu inanmaya dair uygulamanın Yenibedir Ali Haydar Baba Dergâhı’nda uygulandığı görülmüştür. Su dolu bir kabın yanına bırakılan gözcü Nevruz saati geldiğinde hareket etmeye başlayacağına inandığı kibrit ya da saman

1010