Ben biçare, bu sözlere budalaca inandım;
İnsan yüzlü şeytanların düzenine aldandım.
Sanmıştım ki: nerde altın varsa dirlik ordadır;
Bir insana zenginlikler saadetler yaratır.
Ne o kızım? O tarafa bakma yavrum, bak bana;
Gözlerini bana çevir, çevir kızım bu yana!...
«Geliyorum!»
Gözler döndü. Ah, uçuyor yuvadan!...
Ey kurumuş sarı ota can verici Yaradan!
Sen yavrumu ıssız kalan ocağıma bağışla;
Yetimimin mezarında yaş saçtırma bu dula.
«Çabuk olun; nerde benim telli pullu duvağım?..
O boşamış, artık orda değil imiş ortağım;
Düğün, düğün!»
Ah, gözleri yukarıya dikildi,
Ne oluyor? Niçin öyle birdenbire irkildi?...
Deli karı, hiç kimseyi görmedin mi ölürken?
Can veriyor!...
Gitti, gitti, gitti, gitti elimden;
Gitti, gitti, uçtu kuşum, ıssız kaldı yuvası;
Gitti, gitti, soldu gülüm, yas bağladı burası...
Ah, ben artık şimden sonra nerelere gideyim?...
41