Sayfa:Sırça Köşk.pdf/79

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

Cankurtaran

Asiye'nin sancıları ikindi vakti başladı, düveni bırakıp hemen eve döndü. İbrahim akşam karanlığında harmandan gelip öküzleri dama koyarken, evin önünde bir sürü çocuğun toplandığını gördü. Damın kapısını örtmeden eve koştu, fakat kadınlar bırakmadılar. Alçak tavanlı oda, kapının önüne kadar, köyün bütün kadınlarıyla dolmuştu. Onu daha dışarda göğüsleyen Makbule yenge:

“Hadi, sen git... Bu erkek işi değil!..” dedi. İbrahim arkasını dönüp, kararsız bir halde duraklarken, kadın sözüne devam etti: “Kurtulması kolay olmayacak ellâlem!.. Köprüköy'ün ebesine de haber saldık...”

İbrahim yüzünü kadına çevirdi; ihtiyarın gözlerinin içine baktı; bir şey söylemeden bir şeyler sorar gibiydi.

Kadın onun ne demek istediğini düşünmeden, kendi kendine mırıldandı:

“On beş yaşında, parmak kadar kızı kaçırdın, aldın... Allahın emriymiş... Amma senesine varmadan gebe komanın sırası mıydı? Hadi sen de var Köprüköy'e de ebeyi al gel... Bizim oğlan gitti ama, belki onun sözüyle gelmez.”

İbrahim, bu sıkışık dakikada Asiye için kendisine de yapacak bir iş düştüğüne memnun, koşar gibi köyden çıktı. Daha Köprüköy'ün harmanlarına varmadan, elindeki değneğini yere vurup tozuta tozuta gelen ihtiyar ebe ile yanında seğirten oğlanı gördü. Bir kabahat işlemiş gibi yüzü kıpkırmızı, gözleri yerde, onların yolunu bekledi. Ebe de onu görmüştü. Yirmi otuz adım

82