Sayfa:Sırça Köşk.pdf/59

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

Geçen gün bu uşağı aynı geniş bahçeye girerken gördüm. Bu sefer ince burunlu, beyaz tüylü bir köpeğin ipini tutmuştu. Yanında kıyafeti kendine benzeyen başka biri daha vardı. Yine merak ettim:

“Ne oldu?.. Köpeği değiştirdiniz mi?” diye sordum.

Adam beni süzdü; geçenlerde köpeğin hastalığını soran meraklı olduğumu hatırlamadı ama, cevapsız bırakmadı:

“Hiç değiştirilir mi?” dedi. “İçerde, kulübesinde; bak, sesi geliyor!”

Büyük köşkün biraz ötesinde, bahçıvan odası büyüklüğünde, filizi boyalı şık bir kulübeden sahiden kesik kesik havlamalar geliyordu.

“Nasıl oldu” dedim, “sizin köpek havlamazdı!”

“Eh, şimdi kızgınlık zamanı... Dişi istiyor!” diye cevap verdi. Sonra yanındakinin yüzüne bakıp gülümsedi: “Nefis bu, isteyince hayvan da olsa kendine hükmedemiyor. İyice huysuzlandı. Hanımefendi hemen otomobili baytara koşturdu. Ama dedim ya, derdi buymuş... Hani bizimkine layığını bulmak da kolay olmadı. Hanımefendi soysuz köpekle istemem, huyu bozulur, dedi. Bütün köşkleri dolaştım, ona göresini buluncaya kadar canım çıktı...” İpini elinde tuttuğu uzun beyaz tüylü, ince burunlu köpeği yanma çekerek devam etti: “Ama bak! Kendisine layık, soylu bir hayvan. Duruşu bile kibar. Bizim beyefendi arkadaşın beyefendisiyle konuştular, münasip gördüler. Bir ben oraya götüreceğim, bir o bize getirecek.”

Parmaklıklı bahçe kapısını dirseğiyle itti, arkadaşına:

“Gel bakalım, birbirlerinden hazzedecekler mi?” dedi. Nazlı bir gelin gibi süzüle süzüle yürüyen saçaklı, beyaz köpekle beraber içeri girdiler.

Ah, ben hayvanları çok severim. Bütün canlı mahlukları, hayatı, güzelliği, saadeti severim. Bahtiyar bir köpek bile benim içimi sevinçle dolduruyor. Ben karanlık şeylerden bahsetmek için dünyaya gelmemişim. İçim tatlı, sıcak, neşeli şeyler anlatmak isteğiyle yanıyor.

Hele cümle âlem bu köpeğin onda biri kadar rahata kavuşsun, bakın ben bir daha acı şeylerden söz açar mıyım!

1946

62