Daglarda, seher vakti ufuklar
Bir penbe nikâba bürünürken
Bir ses duyarım ben
Bir ses ki: sürûr-hîz ü musahhar:
Her kuytu kenârında cibâlin
Mahmur u müzehher
Ekbâr-ı nihânîsini yekser
Tehzîz eder a'mâk-ı leyâlin...
Öttükçe kaval, rûh-ı tabiat
Bir şevk-i tahassürle gülümser..
Her şey, bütün eşyâ onu dinler
Meşhûn-ı meserret...
Ey nagme-i sûzende-i ekdâr,
Ey şi'r-i emelperver-i bârik,
Ey hüsn-i safâbahş-ı melâik
Ruhum sana bir ma'kes-i nevvâr!..
İşte hep gözlerin için mesrûr
Yaşadım ben hayata kanmayarak,
Yaşadım sevgiden usanmayarak
Çünkü: Sevmekte ruh-ı zevk-i sürûr;
Daha mestanedir, fakat bunu ben
Sana çok defalarda arz ettim
Belki hırçınca itiraz ettim
Dinledin, dinledin ve sonra da sen;
İhmirârî-i hiss-i rikkatle;
Seni sevmek, bu mümkün olsa idi
Mutlaka ben sever idim şimdi
Diye sevmekten ihtirâz ettin,
Tiz bir sesle ihtirâz ettin
Bu tereddütle sanki naz ettin