İçeriğe atla

Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/56

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış
56
KÜRK MANTOLU MADONNA

çehreyi veya benzerini hiçbir yerde, hiçbir zaman gör­mediğimi ilk andan itibaren bilmeme rağmen, onunla aramızda bir tanışıklık varmış gibi bir hisse kapıldım. Bu soluk yüz, bu siyah kaşlar ve onların altındaki siyah gözler; bu koyu kumral saçlar ve asıl, masumluk ile iradeyi, sonsuz bir melâl ile kuvvetli bir şahsiyeti birleştiren bu ifade, bana asla yabancı olamazdı. Ben bu kadını yedi ya­sımdan beri okuduğum kitaplardan, beş yaşımdan beri kurduğum hayal dünyalarından tanıyordum. Onda Halit Ziyanın Nihalinden, Vecihi Beyin Mehcuresinden, Şöval­ye Büridan’ın sevgilisinden ve tarih kitaplarında okudu­ğum Kleopatra’dan, hattâ mevlût dinlerken tasavvur etti­ğim, Muhammedin annesi Âmine Hatundan birer parça vardı. O benim hayalimdeki bütün kadınların bir terkibi, bir imtizacı idi. Yaban kedisi derisinden bir kürkün için­de, gölgede kalmasına rağmen donuk beyaz rengi belli olan küçük bir boyun parçası, bunun üzerinde, hafifçe so­la dönmüş, beyzî bir insan yüzü vardı. Siyah gözleri anlaşılmaz, derin düşüncelere dalmış gibi yere bakıyor, âde­ta bulamıyacağından emin olduğu bir şeyi son bir ümitle aramak istiyordu. Buna rağmen bakışındaki hüzün biraz da istiğna ile karışıktı. Sanki: «Evet, aradığımı bulamıyacağım... Fakat ne olur?» der gibiydi. Bu istiğna ifadesi, bi­raz dolgun ve alttakisi daha irice olan dudaklarında tama­men açık bir hal alıyordu. Gözkapakları hafifçe şişti. Kaş­ları ne pek kaim, ne pek ince, fakat biraz kısa idi; koyu kumral saçları, köşeli ve oldukça geniş alnını çevreliyerek aşağı doğru uzanıyorlar ve yaban kedisinin tüyleri­ne karışıyorlardı. Çenesi hafifçe öne doğru kıvrık ve siv­rice idi. İnce uzun ve kanatları biraz etli bir burnu vardı.
  Âdeta ellerim titriyerek katalogu karıştırdım . Bu tablo hakkında orada tafsilât bulacağımı umuyordum. Sonlara doğru, sahifenin alt tarafında, tablonun numara­sının hizasında şu üç kelimeyi okudum: Maria Puder, Selbstportrât. Başka hiç bir şey yoktu. Ressamın sergide