İçeriğe atla

Sayfa:Kürk Mantolu Madonna.djvu/12

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış
12
KÜRK MANTOLU MADONNA

tim. Yorucu bir şey değil. Bazı bankalarda ve bilhassa ken­di bankamızda işlerimizi takibedeceksin... Âdeta şirket­le bankalar arasında irtibat memuru gibi bir şey... Boş zamanlarında içeride oturur, kendi işlerine bakarsın... İstediğin kadar şiir yaz... Ben müdürle konuştum, tayinini yapacağız... Fakat sana şimdilik pek fazla veremiyeceğiz: Kırk elli lira... İleride tabii artar! Hadi bakalım... Muvaf­fakiyetler!..»
  Koltuğundan kalkmadan elini uzattı. Sokuldum ve te­şekkür ettim. Yüzünde, bana iyilik ettiği için, samimî bir memnuniyet vardı. Onun aslında hiç de fena bir insan ol­madığını, yalnız mevkiinin icaplarını yaptığını ve bunun da belki hakikaten lüzumlu olabileceğini düşündüm. Fakat dışarı çıkınca koridorda bir müddet durakladım ve ba­na tarif ettiği odaya gitmekle burayı bırakıp çıkmak arasında bir hayli tereddüt ettim. Sonra ağır ağır, başını önümde, birkaç adım yürüyerek ilk rasgeldiğim hademeye mütercim Raif Efendinin odasını sordum. Adam eliyle gayrimuayyen bir kapıyı gösterdi ve geçti. Tekrar durdum. Niçin bırakıp gidemiyordum? Kırk lira aylığımı feda ede­miyordum? Yoksa Hamdiye karşı ayıp bir harekette bu­lunmuş olmaktan mı çekiniyordum? Hayır! Aylardan beri süren işsizlik, buradan çıkınca nereye gideceğimi, nerede iş arıyacağımı bilmemek.. Ve artık tamamiyle pençesine düşmüş olduğum bir cesaretsizlik... İşte beni o loş koridor­da tutan ve oradan geçecek olan diğer hademeyi beklemiye sevkeden bunlardı.
  Nihayet rasgele bir kapıyı araladım ve içeride Raif Efendiyi gördüm. Onu evvelden tanımıyordum. Buna rağ­men, masasının başına eğilmiş gördüğüm bu adamın baş­kası olamıyacağını derhal hissettim. Sonradan bu kanaa­tin nereden geldiğini düşündüm. Hamdi bana: «Bizim al­manca mütercimi Raif Efendinin odasına senin için bir masa koydurdum, kendisi sessiz sadasız, allahlık bir adam­dır, kimseye zararı dokunmaz.» demişti. Sonra herkese