Sayfa:KÜTAHYA’DA DERLENEN MEMORAT ÖRNEKLERİ ÜZERİNE İNCELEME.pdf/3

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış

Çalışma sahası olarak seçilen Kütahya geleneksel dokusunu ve yöresel özelliklerini korumaya çalışan bir Anadolu şehridir. Özellikle türbe ve yatırların çokluğu ile bilinir. Bu ruhlar etrafında oluşturulan memorat anlatı örnekleri fazladır. “inanç ve inamımızın (telakkilerimizin) özünü oluşturan iyeler ve demonik varlıklarla ilgili gerçek anlatıları (memoratları) bir an önce derlemek lazımdır” (Bayat, 2007: 261) fikrinden hareketle, bölgeye has memorat anlatıları derlenerek incelenmeye çalışılmıştır.

Bu konu üzerine yapılan derleme çalışmaların yeterli düzeyde olmayışı, Alkarısı-Albasmasına dair inanışın azalması sebebiyle bu varlıklarla ilgili anlatıların yenilerinin üretilmemesi ve şifahi kültürle aktarılan memorat örneklerinin unutulmadan bir an evvel kayıt altına alınmasının önemi, konu üzerine çalışmayı gerekli kılmıştır.

Özkul Çobanoğlu, “Türk Halk Kültüründe Memoratlar ve Halk İnançları” adlı yapıtında Türk sosyo-kültürel yapısı içinde kabul edilmiş tabiatüstü tecrübelerin iletişim biçimlerine dair memoratları on iki başlıkla sınıflandırmıştır (Çobanoğlu, 2003: 77-82). Etik kurul izni alınarak yapılan çalışmada, bu sınıflandırma esas alınarak cin, Alkarısı, Karabasan, Hızır, yatır, evliya ve şehit, mezarlık, nazar, uzaylı ve astronotla ilgili kırk bir adet memorat örneği konu, içerik, şekil ve aktarım özellikleri açısından değerlendirilmeye çalışılmıştır.


1. Memoratların İncelenmesi

1.1 Konu ve İçerik Özellikleri

1.1.1. Cinlerle Kurulan İletişimi İçeren Anlatılar

Türk halkbilimindeki sözlü anlatımlar içinde olağanüstü özellikler taşıyan ve gizli güçlere sahip olduğu düşünülen varlıklarla ilgili inanç ve uygulamalar mevcuttur (Duvarcı, 2005: 125). İslam öncesi Türk kültürünün çeşitli dönemlerinde yer-su ruhları olarak adlandırılan ve pek çok çeşitliliğe, işlevselliğe sahip bu olağanüstü varlıkların yerini İslamiyet’in kabulünden sonra Kur’an’ın onayladığı cin ve cinliler inancı almıştır (Duvarcı, 2005: 125; Çobanoğlu, 2003: 131).

Cinlerle ilgili yapılan kavramsal açıklamalarda onların duyularla idrak edilemeyen, gözle görülemeyen, insanlar gibi iradeye sahip olan ve yükümlülükleri bulunan, dünyada yaptıklarından dolayı cennet ya da cehenneme gidebilecek varlıklar olduğu belirtilir (Devellioğlu, 2003: 143; Şahin, 1993: 5; Erdoğan, 2019: 1954). İyisi, kötüsü, Müslümanı, kâfiri bulunan cinlerin yaradılış gayesi insanlar gibi Allah’a itaat ve kulluktur (Ateş, 2002: 94). Bu varlıkların insanlara davranışları farklı farklıdır (Boratav, 2013: 88). İncelenen memorat örneklerinde halk arasında üç harfli olarak tabir edilen cinlerin insanlarla iletişimleri, bu iletişimin saati, görünme şekilleri de farklıdır. Bu varlıkların şerrinden korunmak için onların kızdırılmaması ve yaşadıkları yerlerin kirletilmemesi gerekir. Aksi takdirde her şeye gücü yeten üç harflilerin insanlara yapamayacağı hiçbir şey yoktur (Duvarcı, 2005: 132-134). Ayrıca tekin olmayan yerlere
555