İçeriğe atla

Sayfa:FINDIK DALDA KALMAZ.pdf/29

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

Dünyada Covid-19 Salgını Sürecinde Tarımsal Üretimde Yaşananlar ve Fındık Üretimi

Küresel bir salgına dönüşmesiyle birlikte Covid-19 “normal” olan her şeyin akışını değiştirmiş, hemen hemen her alanda hem üretim hem de tüketim “normalleri” bir süreliğine sekteye uğramıştır. Uluslararası Gıda Örgütü’nün (FAO) deyişiyle “Gıda tedarik zinciri üreticiler, tüketiciler, tarım ve balıkçılık girdileri, işleme ve depolama, nakliye ve pazarlama gibi birçok faktörü içeren karmaşık bir ağdır”.1 Tarım-gıda ilişkileri, bu bağlamda tedarik zinciri ve daha da özelde bu zincirin neredeyse ilk halkası olan tarım işçileri, Covid-19’un yol açtığı durumdan ve akabinde alınan önlemlerden yoğun olarak etkilenmiştir. Emek ve ürünlerin serbest dolaşımını etkileyen tedbirler, sosyal mesafe uygulamaları, “evde kal” çağrıları ya da kimi ülkelerde zorunlu tutulan karantina süreçleri işyerlerini ve işleri “toprak” olan çiftçileri ve işçileri zor durumda bırakmıştır. Buna eşlik eden küresel arz ve talep ilişkisinde yaşanan kesintiler de tarım-gıda sektöründe yaşanan ekonomik krizi derinleştirmiştir.

Durum böyle olunca Avrupa Birliği’nden Latin Amerika’ya, Asya ülkelerinden Uzakdoğu’ya hemen her ülke tarım-gıda sektörünü salgının olumsuz etkilerinden korumak, tedarik zincirinde yaşanan kesintileri en aza indirmek ve gıda güvenliğini sağlamak için üretimden işlemeye kadar birçok tarımsal işkolunda tedbirler almış ve finansal destekler açıklamıştır. Bunlar genellikle tarımsal işletme ve çiftçilere doğrudan destekler şeklinde gerçekleşen “kurtarma” ve “teselli” paketleridir. Salgın sürecinde gıda üretimi, tarımsal şirketler, büyük-küçük üreticiler, paketleme ve işleme tesislerine yönelik endişelerin ardından “kim çalışıyor bu tarlalarda?” sorusu belki de daha önce olmadığı kadar net bir şekilde gündeme gelmiştir. Bu sorunun etrafında dönen tartışmayı ise tarımsal işgücünün çalışma ve yaşam koşulları takip etmiştir. Hem FAO2 hem de ILO3 gibi uluslararası kuruluşlarca “en

29