İçeriğe atla

Sayfa:Değirmen.pdf/29

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfada istinsah sırasında bir sorun oluştu

Evet, büyüklüklerine rağmen sarih... Ne bir nebattaki kar­makarışık, anlaşılmaz değişmeler, ne bir hayvandaki içinden çı­kılmaz ve dehşetli yaşayış hareketleri, ne bir dimağdaki kökü bilinmez hisler ve düşünceler... Burada insan ruhunun en çok susadığı ve muhtaç olduğu bir vuzuh* vardı ve bunu şairin vü­cudundan başka hiçbir şey bozamıyordu.

Bu vuzuh, korkunç bir karışıklığın görmek kudretinden mahrum olan gözlerimizdeki tecellisi de olabilirdi, buna rağ­men herhangi çelimsiz bir mahlukun mütecessis** kafalarımız­da sıraladığı mızmız sorguları tekrar etmiyorlardı.

Ve o, zihni hiçbir sorgu çengeline takılmadan düşünebiliyor­du. İşte böylece bu mutlak güzelliğin içinde yıkandı, yıkandı... Geceleri ayın ışığı altında insana kımıldıyormuş gibi gelen kum­lara yüzükoyun yatarak başını bu minimini zerrelere gömüyor ve onlar, her nefes alışında ağzına, burnuna dolmak isterlerken, o gözlerini içine çevirerek kendine bakıyordu. Anlıyordu ki yazı­lacak şeyler, güzel ve hakiki şeyler yalnız orada var...

Fakat o burada maddi elemlerin en acılarını tattı. Çünkü gündüzün çöl bir maden eritme ocağına dönerdi. Birer kıvılcım olan kumlar, derisini yırtarlar, güneşten su halinde akan alev­ler sırtını yalar ve ensesini delerek beynine kadar dökülürlerdi.

Ara sıra bir hurma ağacı aramak ve su tulumunu doldur­mak için çölün kimsesizliğinden ayrılırken -ki nihayet o da bir insandı ve yaşamaya mecburdu- ayaklarının altında kımılda­yan, kayan ve çöken bir zemin hissederdi. Ve bazan dizleri der­mansızlıktan kırılarak bu dikenli yatağa uzanır ve midesinin di­mağına kalkıp ilerlemek, uzuvlarına böylece uzanıp kalmak için verdiği birbirine zıt emirlerin feci mücadelesine şahit olurdu.

Fakat o bunların bağırmalarını susturduktan sonra yine çö­le, büyüklük ve tenhalık ülkesine dönmekte acele ederdi.

Hiçbir zaman susmayı bilmeyen kalbi hemen her gün sev­gilisini, evini, bütün bıraktığı yerleri yavaş fakat keskin bir ses­le fısıldar ve o, göğsünün içinde birbirine muvazi*** birçok bı­çakların hep beraber hareket ettiklerini hissederdi.

* Açıklık. "* Meraklı.

      • Paralel'

32