İçeriğe atla

Sayfa:Carel Zwollo.pdf/72

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

70

Prinsengracht (Prenslerin Su Kanali), kırmızı-gri kepenkleri 16.yüzyıla ait, benim favori evim; tipik bir Orta Çağ evi. Amsterdam ev örneği, aynı zamanda dükkân olarak da kullanılıyor. 1. ve 2. katlar depo; Doğu Hindistan'dan gelen baharatı ve malları stoklamak için büyük kapıları var. Üst kata vinçle mal çıkartılabilir ve su kanalında küçük teknelerle limandaki büyük gemilerden mallar buraya taşınıyor. Aile evin arkasında yaşıyor ve her evin bir avlusu var. Doğal ışıktan daha fazla yararlanmak için pencereler büyük yapılmış.

Babamın mezartaşı. Annemin kilden yaptığı bir mezar anıtı.


yaşıyor. En ufak kardeşim Sandra önce İspanyol kökenli soylu bir Fransızla (Philippe de Vizcaya, otel yöneticisi) evlendi, onunla Kuzey Afrika'da yaşadılar. Sonra ondan ayrıldı ve Amerikalı bir yazarla evlendi, hâlâ onunla beraber ve Fas-Marakeş'te yaşıyorlar. İki çocuğu var; birisi Paris'te iktisat okuyor, diğeri babası gibi otel yöneticisi ve Dubai'de çalışıyor.

Babam ve annem 81 yaşında öldüler. En son yıllarına kadar çocuklarına ve dokuz toruna mektuplar yazıp, onlara moral verdiler. Babam mektuplarında her zaman, “Kendini dirençli (tough) tut," derdi. Annemin mektupları, "Seni kocaman öpüyorum,” cümlesiyle biterdi. İkisini de Apeldoorn'da çok güzel bir orman mezarlığında toprağa verdik. Mezar taşının yerinde sadece doğal bir kaya var. Hollanda'da kaya olmadığı için onları yurt dışından getirttik. Babam 75 yaşına kadar çalıştı, gönüllü işler de yaptı. Wageningen International Agricultural Centre'a bağlı olarak küçük balıklar üzerine projeler yazdı. Bu iş için iki defa İran'a gitti ve bir defa da ton balıklarının göç süreçleriyle ilgili Endonezya'ya bir proje için gitti. İki projenin de takım şefiydi. Hollanda'da gönüllülük hiçbir zaman yararsız değildir. Hemen hemen herkes bir şekilde gönüllü olarak çalışır.

1970 yılında Apeldoorn'dan Amsterdam'a taşındım. Üniversite öğrencisiyken HEBE evinde öğrencilik zamanımda dört yıl kaldım. HEBE Öğrenci Kulübü, dostlar cemiyeti, geleneksel öğrenci yurdu, seçkin, kibar demektir. Yüzyıl önce kurulan (1903) HEBE, aynı zamanda Yunan mitolojisinde Zeus'un kızı ve de "ebedi gençlik”in, yani sonsuza kadar genç kalmanın sembolü. HEBE harfleri, "Honesto et Bono Excelamus", Latince "doğruluk, iyilik ve üstün olma”yı ifade eder. Bu slogan evimizin kapısının üstünde yazıyordu. Üyelik hayat boyu etkilidir. Bu evi zengin ve yaşlı HEBE üyeleri İkinci Dünya Savaşı'ndan sonra bir Yahudi huzurevi organizasyonundan, genç HEBE üyeleri için satın almışlar. Bütün yaşlı Yahudiler, Hitler zamanında bu evden alınıp Polonya'daki fırınlarda yakılmışlar. Üçüncü kattaki dört pencereli ahşap sütunlu oda bir sinagogdu.