110
Kolonyal devletlerin misyonerlerle yaptıkları işbirlikleriyle ilgili Belçika Kongosu üzerine araştırma yapan A. M. Delathuy, arşivde bulduğu yazıya kitabında da yer veriyor. Katolik misyonerler Belçikalı Başvali Leopoldville’e (eski başkentin adı, Kral Leopold şehri) bir dilekçe yazmışlar. Dilekçede şunlar yazıyor:
• Demiryolu kamplarında doğan çocukları verin, biz onlara bakacağız ve eğiteceğiz. Belçika Kongosu içinde her zencinin ayda 40 saat, yaklaşık sekiz gün, bedava işçi olarak devlet için çalışması gerekiyor; fakat o zaman yolculuk koşulları çok zor olduğundan bu işi yapabilmesi için ayda yaklaşık 16 gün harcıyorlar. İşçiler çoğunlukla taşıma işi yapıyorlar. Çünkü orada at, eşek, araç yolları bulunmuyor.
• Avrupa’dan evli uzman ya da memur gönderin. • Eğer kadın Hıristiyanlığı kabul ederse tek eşlilik mecbur olur ve o kadınlar çocuklara bakıp yemek yapmak dışında iş yapamazlar. Kadınlar bu koşullarda Katolik olurlar ve böylelikle çocukları da Hıristiyan olur. • Misyonerlerin silah taşımasına izin verin. • Misyonerlerin alkol üretmesine izin verin (bira, cin vs.). • Misyonerlerden vergi almayın. • Dine ya da papaya herhangi bir şekilde hakaret eden kişileri dava edin.
Biraz daha makro düzeyde kalırsak, felsefe, din, kültür düzeyinde, Hıristiyan dinînde bir “suç” sendromu vardır. Bence biraz daha derine inmek gerekiyor. “Suç” dinden kaynaklanan bir kavram. Tanrı Adem ile Havva’yı suçladı ve cennetten dünyaya gönderdi. Hazreti İsa insanoğlunun suçlamaları yüzünden çarmıha gerildi. Bu konuda Batı ülkeleri “fakir”, “suçsuz”, “bakir” ülkelere bakarak “yardım” için yol arıyorlar. Fakirlik kriterlerini onlar koyuyorlar. Çoğu zaman New York, Paris, Londra, Brüksel, Roma ve Cenevre’de memurlar, gerçek olmayan fakirlik tanımlarıyla yeni düzenler kuruyorlar. İkinci Dünya Savaşı’nda Holocaust’un ardından Yahudilere “İsrail”i verdiler; çünkü kendilerini suçlu hissediyorlardı. Fransız yazar Emile Zola Fransa Devleti’ne karşı “J’accuse!”, suçluyorum, sloganıyla savaştı. Fransızca’da şöyle bir tabir vardır: S’excuser c’est s’accuser: Kendi kendimi suçlamak için özür dilerim.