Sayfa:Budizm’in Misyon Anlayışının Temelleri.pdf/14

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa doğrulanmış
Budizm’in Misyon Anlayışının Temelleri

gibi manastırların yapımına imkân tanımış ve bu manastırların tüm maddî ihtiyaçlarını karşılamıştır. Kralların manastırlara desteği ve ilgisi Devanampiya’dan sonra da devam etmiştir. Kral Duttagamani (M.Ö. 161-M.Ö. 137) döneminde devlet ile manastırlar arasındaki ilişkiler güçlenmiştir. Devletin politikalarını meşrulaştırmaya çalışan keşişler, Kral’ı Budizm adına savaşma konusunda cesaretlendirmiş, Buda’ya ait kutsal emanetleri savaş meydanlarında motivasyon aracı olarak kullanmışlardır. Kral Vattagamani (M.Ö. 29-M.Ö. 17) döneminde manastır faaliyetleri çeşitlilik kazanmış ve manastırlar arası rekabet ortaya çıkmıştır. Kral, Mahavihara manastırına rakip olarak Abhayagiri manastırını inşa ettirmiştir. Bu manastırın inşa edilmesiyle birlikte Theravada geleneğinin karşısına Mahayana geleneği çıkmış ve manastırlar iki başlı bir yapı göstermeye başlamıştır. Daha önce Theravada geleneği üzerine işleyen Sri Lanka manastırları, Kral Mahasena (M.S. 276- M.S. 303) zamanında kısa süreli de olsa Mahayana geleneğine dönmeye zorlanmıştır. Mahasena, Mahavihara manastırının desteklenmesini yasaklamış ve yaptırdığı Jetavana manastırının desteklenmesini emretmiştir. 5. yüzyılın başlarında Buddhadatta (?), Buddhaghosa (?) ve Dhammapala (?) adlı keşişler, birçok Budist eserin çevirisini yapmış ve Hindistan’dan Sri Lanka’ya yeni bilgiler taşımıştır. Yüzyılın ortalarında Kral Dhatusena (M.S. 455-M.S. 473) yönetiminde manastırlar gelişmeye devam etmiştir. Kral, önceki kralların izinden giderek Theravada Budizm’inin hâkimiyetini pekiştirmek adına 18 büyük manastır inşa ettirmiş, Buda ve Bodhisattvaların heykellerini ve Mahinda’nın resmini yaptırmıştır. Onun bu ihya çalışmalarından sonra Theravada geleneği Sri Lanka’da iyice kökleşmiş ve ülkenin hâkimi haline gelmiştir (Perera, 1988, s. 20-21; Peebles, 2006, s. 19-23; Prebish ve Keown, 2006, s. 215; Conze, 2005, s. 56, 83; Rahula, 1966, s. 99).

Manastırlar güneyde, Sri Lanka’daki Theravada geleneği doğrultusunda şekillenirken kuzeyde, Çin’deki Mahayana geleneği doğrultusunda şekillenmiştir. Budizm Çin’e girdiğinde, keşişler, bu dinin Çin topraklarında yayılabilmesi için yoğun çaba sarf etmiştir. Manastır inşasına ve çeviri faaliyetlerine yoğunlaşan keşişler, 8. yüzyıla kadar büyük ilerlemeler kaydetmiştir. Ancak ilk dönemlerde manastırlar, yerli halk tarafından hoş karşılanmamıştır. Devlet kadrolarında etkili olan Taoist ve Konfüçyanist otoriteler, Budist manastırları, devlete itaat etmemek ve ekonomiye yük olmakla suçlamıştır. Budizm’in değişen siyasi koşullara paralel yeni ilişkiler geliştirmesi, Çin’de manastır hayatının canlanmasını sağlamıştır. 1. Yüzyıldan itibaren devletten maddi destek almaya başlayan keşişler, 5. yüzyılın ortalarına kadar 6478 manastır inşa etmiştir. 6. yüzyılın başlarında sayıları 13.000’e ulaşan manastırlar, yüzyılın sonuna doğru Sui hanedanlığının (M.S. 581M.S. 618) iktidara gelmesiyle birlikte siyasi bir misyon üstlenmiş ve devletin propaganda merkezleri haline gelmiştir. Keşişler, halk arasındaki faaliyetleri ile hanedan otoritesinin pekişmesi ve ülkenin siyasi birliğinin sağlamasında önemli görevler üstlenmişlerdir. Manastırların Çin topraklarındaki etkisi, Tang Hanedanlığının (M.S. 618-M.S. 907) ilk ve orta dönemlerinde de artarak devam etmiş, İmparatoriçe Wu Zeitan (M.S. 684-M.S. 705) kendi meşruiyetini sağlamak amacıyla Budizm’in gücünden fazlasıyla yararlanmıştır. Kendisinin Maitreya’nın enkarnasyonu olduğunu ilan eden İmparatoriçe, Budist keşişlere resmî unvanlar vermiş ve manastırları devlet büroları olarak kullanmıştır. Bu dönemde manastır sayısı daha da artmış, manastırlar siyasi güçlerinin yanında önemli bir ekonomik güce kavuşmuştur. 729’da Çin’deki manastırlarda görev yapan keşiş sayısı 126.000’e ulaşmıştır. Ancak manastırların Çin’in siyasi ve sosyal hayatında oynadığı rol, bir süre sonra yerli Çinlilerin karşı saldırıya geçmesine neden olmuştur. Taoist ve Konfüçyanist devlet

IBAD Sosyal Bilimler Dergisi / IBAD Journal of Social Sciences, (10), 2021