Sahipzaman yakın yola gelirse
Hasan’la Hüseynin ahın alırsa
Erenler deminden her ne gelirse
Ere erip Hak’kı gören ağlar mı
Zeynel’âbidin’in yüzünü görüp
Muhammed Bâkır’ın sırrına erip
Câ’feri Sadık’ın dârına durup
Burada ikrarın veren ağlar mı
Mûsâ-yi Kâzım’ın Tûruna uçup
İmamı Rızâ’nın yurduna göçüp
Küfür köprüsünü ileri geçüp
İman deryasına dalan ağlar mı
Takî, Nakî’yi, Askerî’yi bilen
Hak Muhammed ile Mehdi’dir gelen
Her daim Kırkların cem’inde olan
Mahabbet tadını duyan ağlar mı
Teslim Abdal daim yüksek uçar mı
Erenlere teslim olan kaçar mı
Dört kapudan kırk makamdan geçer mi
Bir ölüp birliğe yeten ağlar mı
Ol Habibullah’ın kelâmı ile
Ağızlarımız açık ola sabahtan
İnşallah kalmayız kesret gamıyla
Gönüller şadola güle sabahtan
Bu harfimiz uya gayet kaleme
Kail olalım biz Hak’tan gelene
Bire beşe değil cümle âleme
Yaradan haberler vere sabahtan