XVII nci asırda yetişen Bektaşî şairlerindendir. Hayatı hakkında malûmata sahib değiliz. Bu zâtın, meşhur saz şairi Kayıkçı Kul Mustafa'dan başka bir şahsiyet olduğunu ve ondan biraz sonra yaşadığını tahmin etmekteyiz. Fakat bu şair de yalnız nefesler vücude getirmekle kalmamış, âşıkane mahiyeti haiz bir takım koşma, divan ve semaîler nazmetmiştir. Onun bu nevi şiirlerinde bile bazan Hacı Bektaş Veli'den hürmetle bahsettiği görülmektedir.
Kul Mustafa'nın bazı nefeslerini dercediyorum.
Gönül hakikatli yârin ucundan
Katlanmaz billâhi naz olmayınca
Sürem dedim âriflerin izini
Söyünmez ateşim köz olmayınca
Şükür hakikate olmuşum gulâm
Yahşi olanlara yaman değilem
Sevdiğim bahşeylemiş bize selâm
Ya eksiği geçer az olmayınca
Fettahoğlu cemalini gördüğüm
Leylü nehar hayaline erdiğim
Münkir menzilm- alır ey sevdiğim
Ya didar mı görür göz olmayınca
Vücudum yanıptır ateşe, nâre
Gönül aşk elinden oldu sad pare
Vazgeçmem pirimden çekseler dâre
Arada engelin söz olmayınca