XVII nci asırda yaşadığı tahmin olunan Bektaşî şairlerindendir. Hayatı hakkında hiç bir malûmata sahip değiliz. Ben evvelce bu zatın Tamışvarlı Gazi Âşık Haşatı olmak ihtimali bulunduğunu ileri sürmüştüm. Fakat müteakiben elde ettiğim vesikalar, onun Mevlevîliğini ve Galata Mevlevîhanesi şeyhi Âdem Dede mensublarından bulunduğunu gösterdi. Mütedeyyin bir şahsiyet olan Tamışvarlı Gazi Âşık Hasan, âşık musikisinde olduğu kadar klâsik Türk musikisinde de büyük bir maharet göstermiş, hattâ Âdem Dede tarafından yazılan bir güfteye muazzam bir «Kâr-ı nâtık» da vücuda getirmiştir. Bilhassa besteleriyle ve tanbur çalmaktaki maharetiyle tanınmış olan Âşık Hasan′ın Bektaşî şairi Hasan’dan başka bir şahsiyet olduğuna bugün muhakkak nazariyle bakabiliriz. Fakat bu Bektaşî şairinin de XVII nci asır sonlarında yaşadığını mecmualar sayesinde kuvvetle tahmin edebiliyoruz. Elimizde bulunan Kul Hasan, Sefil Hasan, Hasan Dede mahlâslı bütün şiirlerin aynı şahsiyete âid olduğu kat’î olarak söylenemez. Fakat bütün bu manzumelerin XVII nci asrın son yarısında yaşadığı tahmin olunabilen Kul Hasan′a âid bulunması da mümkündür. Bu şiirlerden bazılarını dercediyorum:
Muhammed Hayder-i Ali hakkında
Biri ağ bir yeşil iki nur indi
Hünkâr Hacı Bektaş Veli hakkında
Kutb idi cihâna heman bir geldi
Şah Hasan’a ağu verdi Muâviye
Mü’min olan Ehl-i Beyt’i tanıya
Kerbelâ’da İmam Hüseyn hani ya
Zâhir bâtın cümlesine bir geldi