Mülk ü emvali niderem dünyede bir ân içün
Şükr Hak’ka Âl-i Ahmed gibi âlim var benim
Mül ü mansıb cây-i kesret râh-ı Hak’dan dûr eder
Geçtik andan Âl-i Hayder gibi âlim var benim
Men Virânî dervişem dîdâre müştâk olmuşam
Dünyede ancak bu denlu kil ü halim var benim
Ey cemâlin sûre-i Seb’-ulmesânî’den gelür
Sûretin hattı kitâb-ı âsmânîden gelür
Çünki Hak bir nutk ile bünyâd idübdür âlemi
Hilkat-i eşyâ serâser Künfekânî’den gelür
Men aref’le Hak’kı isbât eylemek âsan değil
Bu lisân-ı gayb-i ma’nâ Câvidânî’den gelür
Gayrdan ummak hatâdır Küntükenz’in râzım
Terk-i tecrîd-i fenâ sâhib maânîden gelür
Âkil ol terk et fenâ dârın baka dârın dile
Şûr ü şer gavga vü kesret işbu fâniden gelür
Her kese lâyık değildir zevk ile vahdet huzûr
Kim huzûr-i zevk-ı vahdet Lâmekânî’den gelür
Değme bir nâdân ile Vîrânî olma hemnişîn
Genc-i mahfî akl-ı kâmil bir virânîden gelür
Îd-i ekberdir bu gün meydâna geldi tîğ taş
Katl-i nefsin sâbiti olduk kamumuz çar tıraş
Biz şeb ü rûz eyledik saykal urup mir’âtımız
Kendi başın kendi rişin kendi şârib kendi kaş
Hâricîler bağrı yansın gördüğünce zâtımız
Bin teberrâya muvâfık oldu bil gel bu maâş
Tekye-i aşkın içinde baş açık abdâl olub
Serfürû ettik bu dem meydâna verdik cân ü baş
Çar unsur sikkemizdir âdem-i hâki biziz
Murtezâ’dan destur olsa eylesem bu sırrı fâş