Sayfa:Ömrüm.pdf/60

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmedi

a deği, fakat cla, fakat hafi bir cemiyet teşkil eyliyoruz, şim” dllik alttan alta neşriyat ile, daha sonra faaliyet İle, feraat İle elden geleni yapacağız. Bu meraleketi bu ietibdattan kurtaracağız!

Bu tasavvur bana da hoş geldi, çünkü matbuattan itibaren. bütün o muhitin bu insafazcasına tazyiki ruhumu, sıkıyordu. Memduh'la derhal başbaşa verdik, daha kimi cemiyeti hatiyeye alabileceğimiz! düşündük. İlk olarak Midilli Hüsameddin, bir de Düyunuumumiye ketebesinden Falıri hatırımıza geldi. Hüsamed- din gayet metin, gayet namuskâr bir genç idi. Benimle fikren, kal. ben pek müttehld idi. Fahri ise bir ateşparesyi hamiyet ii. İstib- dada 0 mertebe hasım idi ki bu vadiyi hamiyette her fedakârlığa, hazır di, Ancak hitraten pek Hrata meyyal id, o zararetle tedbir, ihtiyat nedir, bilmezdi

Bu mülakatta Memeluh'le karar verdik, raeseleyi bu arkadaş. Tarla İstişare etmek için kariben toplanacakdık, işe başlayacakdık, Bu tasavvuru esasen ortaya kayan kimi idi? İşte Memduh o zatın ismini söylemiyordu. Biz de en ziyade düşündüren o İdi. Bir gün sonra Hüstmeddin'i Mekteb-i Mülkiye'de görünce bu ci. heli tezekkür eyledik. «Zinhar bizi faka basdırmak Için bir dolap Olmasın. diye vesveseye daldık, Filvaki Memduh'un namusundan emin idik. Dalma sıdık ve hulus ile hareket etiğini biliyorduk. Lakin ne mertebe ihtiyatsızlıklarda bulunduğuna vakıf idik.

O gün mektepler çıktıktan sonra Hüsameddin ile Sirkeci'de bir iraathaneye gittik. Memduh'u aredik, bulamadık, lakin Fah- Hi'yi bulduk. Fahri neşat içinde idi. Memduh'la görüştüğünü, bu yolda fedasyı.cana bile müheyya olduğunu bize şevk ile anlattı. Hüsameddin. ona ciheti tereddüdümüzü söyledi. Pahri

Yok hiç korkmayınız, Memduh beni temin etti. İş pek eld. idir. Bu teklifi ortaya koyan ise namusuna. itimad edilir bir zat. ar, Memduh deminden burada idi. O arkadaşı görmek, yevm-i iç dlmalmızı kararlaştırmak için Beyoğlu'na, Nikoli'nin birahanesine Gitti İsterseniz şimdi biz de oraya gider, onları bulur, meseleyi et- Fafiyle anlarız.

Hüsameddin meşgul idi, gelemedi. Fakat biz Fahri ile Mem dub'u bulmak için Beyoğlu'na doğra yola koyulduk. Fahri müf. Ht olmakla: beraber hadicülmizae bir genç idi. İdare-yi hamidiye. nin kanma susamış bir düşmanı 01, hep kırmaktan, vurmaktan bahsederdi. Bu teşebbüsümüzü kuvveden #lle çıkarmağa pek teş- ne idi. Tâ mahalı maksuda varıncaya kadar yolda bana ne ya- pabileceğini anlattı, durdu.



106


Fahri ile beraber Nikoli birahanesine vasıl olduk, Abdülhalim Memduh'u Tahir Kenan Bey nemında bir zat ile beraber bir köşe. de başbaşa vermiş, görüşür bulduk. O semte gitmedik, biz de bir tarafa geçtik, oturduk.

Bu Tahir Kenan Fahri'nin de, benim de uzaktan uzağa tanı dığumuz bir adamdı. Lakin pek sevdiklerimizden değil. O esra. Tengiz etyariyle, her haliyle hiç hoşumuza gitmezdi. İzmirlişdi sma Hall Ziya'lardan, Nevzatlardın, bütün © gençierden büshü- $n ayrı id, Zemanenin mukb ve meşküik isamlaryle pek düser kalkardı. Bü sebebe meb Memduh'un onunla bu sıralarda böyle samimi hasbihal etmesini hiç muvafık bulmadık

Biz bu mülahazalarda ken onlar yanımıza geldiler. Memduh dedi ki Tahir Bey arkadaşımız cemiyetimize dahlldir. Bize sürat. le hareket edilmesin, bir an evvel faaliyete başlanmasını tavsiye ediyor. Teşebbüsüümüze bir fatiha olmak. üzere şöyle de bir yatta hazırladık. Mfüsveddeyi okuyayım. Muvahık görürseniz derhal bas- rr, hem gizllce duvarlara yapıştırırız hem de diğer vasıtalarla dağıtın.

Bu sözlere karşı ben dona kaldımdı. Zaten işin içinde Tahir Kenan'ın bulunduğunu görünce her nedense bana bir soğukluk. geldi. Memduh o yatta müsveddesini okudu. İdare-yi müstebidenin. aleyhinde şedidülmenl tecavüzlerden mürekkep bir ilan idi. Mere- JA Tayı'a zahiren kaymakamlıkla gönderilen Fehim Efendinin ve- Satabı caniyanesiyle Mithat Paşa'nın, Şeyhülislam Hayrullah Efen- dinin, Damadı Mahmud Paşa'nın boğdurulduklarını söylüyordu, şer'en haka saltanat Hakan-ı mağdur Murad Han-ı hamisin oldu. Bunu beyan eyiiyordu. Hulasa şiddeti sanı son dereceye varıyor- du. O kadar ki zavallı Fahri © sözleri dinlerken heyecana geldi, «Oh, tabanları yağlayım, bu parlak yaftayı İstanbul'un her köşe. sine yapıştırayım, Memduh, elin var olsun» dedi. Ben hiç sesimi çıkarmadım. Tahir Bey de, Memduh da o maddelere dair reyimi Sordular, yine sustum, çünkü bende bir hissi kablelvuku vardı. Hatta orada daha ziyade oturamadım, kalkdım, Istanbul'a dön düm. Memduh da arkamdan geldi. O zaman ağzımı açtım, gözü. mü yumdum, ona söylemediğim bırakmadım : «Tahir Kenan gibi bir adamla böyle bir iş girişili mi? Heritin casus olduğu yüzün. den akıyordu. Casuslarln münesebetlrini gören, söyleyen sen de il misin Merdub! Bu hoppalıktan ne zaman vaz geçeceksin? Maksadın mutlaka başımıza bir bela getirmek ma, kendini de, bi 1 de mahv etmek mi?» dedim. O hiç ses çıkarmadı, ustu.


Ki