Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/92

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

yavaş zihnimden dama atılmaya başlar gibi oluyordu.

Âhenk yürürken, ağır ağır ben de bizim keman kutusunu açtım, çalgıyı çıkardım, telleri bir iki tıkırdatıp çabucak akordunu yaptım ve bütün çingenelerin şaşkın bakışları arasında onlara katıldım.

Böylelikle o türküyü orada yedi sekiz kere tekrarladık. Sonra onu çabucak notaya aldım. Çingeneler pek meraklanmışlardı, boyuna soruyorlardı:

— Ne yapacaksın bu türküyüki aldın haritaya, borulu çalgıya mı koyacaksın! (O vakitki gramofonlar)...

— Siz kibar bir kerizci misiniz, yoksam Beyoğlu'nda, ya ki tiyatrolarda palyaço musunuz?

— Tanıtacak mısınız harmancı çingeneleri İstanbul hanımlarına?...

Bütün bu sorguların hepsine uygun karşılıklar verdikten sonra o kapkara, palabıyıklı herife döndüm:

— Size -dedim-, ben şimdi kemanla bir şey çalayım, bakalım, hoşunuza gidecek mi?

— Ne demek, oşumuza gidecek mi? Siz çalacaksınız elbet ki, şinci bize kibarcas avalar!...

Hemen mahut ninniye başladım. Daha birinci mısrada bütün kızlar, kadınlar, şoparlar onu anladılar, ağızlarını bir karış açarak sevinç, heyecan içinde kemanla birlikte tutturdular:

Rağduk kele kana beşe kana dana dana
Avrupa dana dana
Tospa dana dana...

Bu bitince, hep birden sordular:

— Nereden bilirsiniz zatınız bunu, yoksam öğrendiniz mi bunu da başka çingenelerden?...

94