Sayfa:Çingeneler - Bilgi Yayınevi 1972.pdf/74

Vikikaynak, özgür kütüphane
Bu sayfa istinsah edilmiş

benziyordu. Kim bilir bu herifin geçmişinde neler, neler, ne antikalıklar, ne acayiplikler, ne madrabazlıklar vardı.

İşin garibi, bu sapanorya herifin gece yolda giderken ikide bir, benim zihnimden ve gönlümden geçenleri bilip bana söylemesi idi. Yoksa, bu bizde şimdiye kadar hiç eşi görülmemiş olan bir çingene hokkabazı, yahut sihirbazı mıydı?...

Bu düşüncelerle o gece yatağın içinde dönüp dururken aklıma, vaktiyle duymuş olduğum, İstanbul'un pek meşhur çingene falcılarından Kâğıthane köylü (Afitap) geldi. Afitap denilen bu genç çingene karısı, Abdülaziz'in son günlerine doğru şehzade Abdülhamid'in Kâğıthane çayırında bir falına bakmış, kendisine «Üç ay sonra tahta çıkacaksınız!...» demiş ve çingenenin bu sözü tam üç ay sonra gerçekleşmişti. Yolda Etem'le birlikte gelirken, Afitab'ın bu işi aklıma gelmiş olsaydı, burada Afitab'ın oynadığı rolün içyüzünü ona sorup belki de anlardım.

Köpoğlu çingene, bir, bir buçuk saatlik yolculuk içinde beni nasıl meraklara salmıştı!...

O kösele suratlı, eli, yüzü, kolları, göğsü türlü biçimlerde dövmelerle dolu, sırım gibi herif o gece bile rüyama girdi. Sözde gene birlikte gece vakti Bakırköy'ünden Topçular'a doğru geliyormuşuz. Yolda laf, falcılığa filan dökülmüştü. Derken, sulak bir sazlığın başında önümüze bir kaplumbağa çıkmıştı. Etem, bu kaplumbağayı görünce, hayvana çingenece bir şeyler söylemiş ve kaplumbağa,

bunları duyunca koynundan çıkardığı bir tulumla:

76